You are currently viewing İngiliz politikacı anılarında CB Erdoğan’dan “Eski dost” diye söz ediyor

İngiliz politikacı anılarında CB Erdoğan’dan “Eski dost” diye söz ediyor

Boris Johnson ülkesinin dışişleri bakanı iken, o sırada İsrail’in dışişleri bakanlığı koltuğunda oturan Benjamin Netanyahu’yu ağırlamış. 

O görüşme sırasında neler konuştuklarını uzun uzadıya anlatıyor.

Görüşmenin sonunda lavaboya gitmek için izin istemiş Netanyahu. Diğer bakanlıkların makam odalarında bulunmadığı halde, dışişleri bakanının makamına, derme çatma da olsa, içinde gerekli malzemelerin de yer aldığı, duşu da bulunan bir lavabo ekliymiş…   

Netanyahu orada biraz vakit geçirdikten sonra çıkmış. “Bir süre sonra, ara sıra yapılan aramalar sırasında, lavaboda bir dinleme cihazı bulundu” diyor Johnson

Pek toz kondurmak istemese de, bu ihtimali böylece kayda geçirmiş… 

Ziyaret ettiği yabancı devlet adamları, Netanyahu gittikten sonra etrafı cihaz konusunda taratıyorlardır herhalde.

Türkiye’yi ve siyasilerini tanıyor

Boris Johnson gazeteci kökenli bir İngiliz politikacı. Bir dönem başkanlığına da seçildiği Muhafazakar Partili.  Londra’da belediye başkanlığı yaptıktan sonra (2008-2016) dışişleri bakanlığına getirildi (2016-2018), başbakan da oldu (2019-2022).

Çok yönlü biri.

Bu sebeple de değişik dönemlere ait anılarını ‘Artık Serbest’ diye çevrilebilecek ‘Unleashed’ adıyla kitaplaştırdığını öğrenince derhal edindim.

İyi ki yapmışım. Kendisinden hiç beklemediğim, ama adına uygun bir serbestliği kitabında bulmak mümkün oldu.

Dışişleri bakanlığının geleneklerinden birini kitaptan öğreniyoruz.

Kendisini ziyarete bakanlık binasına gelen büyükelçiler, ülkelerinin politik açıdan İngiltere’ye yakınlık veya uzaklık derecelerine göre farklı muameleye tabi tutuluyormuş…

Eğer dost bilinen bir ülkenin büyükelçisiyse gelen, içerideki iki taraflı merdivenlerin sağ tarafından yukarıya çıkmaları sağlanırmış. Aralarının hoş olmadığı ülkelerin büyükelçilerinin ise sol taraftaki merdivenden…

Neden?

“Çünkü” diyor Johnson, “Sağdaki merdivenin duvarında barışı temsil eden Britannia Pacificatrix tablosu, sol taraftaki merdivenin duvarında ise savaşı temsil eden Britannia Bellatrix tablosu bulunuyor…”

[Bu yazının girişindeki tablo Britannia Pacificatrix.]

Sanıyorum, bizim büyükelçiler bakanın makam odasına sağ taraftaki merdivenden çıkıyorlardır.

Kitabın içinde Türkiye’ye ayrılmış sayfalar var, oradaki sıcak satırlardan bu tahminde bulunabiliyorum.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan “Eski dostum” diye söz ediyor Boris Johnson.

Aşağıdaki paragraflar ülkemize övgü:

“Recep Tayyip Erdoğan hükümeti hakkında ne derlerse desinler, Avrupa’da Türklerin en büyük savunucuları olmamızın tamamen doğru olduğunu düşünüyorum. Osmanlı mirasımı acımasızca öne çıkardım ve kısa sürede Erdoğan ile ortak savaş uçağından uçak gemilerine kadar tartışacağımız uzun bir proje listesine sahip olduk.

Türkiye son derece önemli. Türkler, Suriye’deki savaşın ön saflarında yer aldı ve mülteci akınıyla kahramanca başa çıktılar. Libya, Somali ve Irak’taki konuşlanmalarıyla, tamamen Osmanlı bir dış politika izliyorlar.

(Somali’nin başkenti) Mogadişu’daki havaalanına indiğimde, buranın Çinliler ya da Amerikalılar tarafından değil, Türkler tarafından inşa edildiğini görünce şaşırdım. Onlar NATO müttefiklerimiz; Karadeniz’e erişimi kontrol ediyorlar; Ukrayna’daki savaş için hayati öneme sahipler.

Türklere ihtiyacımız var ve biraz da mükemmel Ankara büyükelçisi Richard Moore’un çabaları sayesinde, benim dönemimde Türkiye ile olan ilişkilerimiz her zamankinden daha iyiydi.”

[Richard Moore, Ankara’daki büyükelçilik dönemi sonrasında, İngiliz istihbarat örgütü MI6’in başına atandı. Halen o görevde.]

“Osmanlı mirasım” demesinin sebebi, Boris Johnson’un büyük dedesinin son Osmanlı hükümetinde içişleri bakanlığı da yapan gazeteci kökenli siyasetçi Ali Kemal oluşu…

Kitabın bir yerinde, belediye başkanlığı sırasında rakibi politikacının büyük dedesi üzerinden kendisine saldırmasından duyduğu rahatsızlığı “Türkiye’de tartışılan biri olsa da, geçmişimle gurur duyuyorum” sözleriyle paylaşıyor.

Ensesine bir şaplak indirip, küfür de içeren bir hitaptan sonra, “Böyle bir şeyi bir daha sakın söyleme” diye uyarmış rakibi politikacıyı.

“Bir daha tekrarlamadı” diyor…

Boris Johnson’un irtibat iddia edebileceği geçmiş büyükleri hayli renkli. “Türk de var, Fransız, Alman, Rus, İsviçreli, hatta İrlandalı da”  diyor. Anne tarafından bir büyük dedesi de Yahudi imiş…

Lafı hiç eğip bükmeden “Ben İsrail yanlısıyım” diyor ve Gazze savaşında bile İsrail’i desteklediğini övünerek yazıyor Boris Johnson

Bilmiyor değildik, ama yazmasıyla bilgimiz kesinleşti.

ΩΩΩΩ