‘‘İsrail’in 11 Eylül’ü’’ diyenlere ben de katılıyorum ve iki olay arasındaki benzerlik beni ürkütüyor…

26
Reklam

Cumartesi günü çitleri ve duvarları yararak Gazze’den çıkıp baskın gerçekleştiren Hamas militanlarının eylemi için, İsrailli politikacılar, ‘‘Bu bizim 11 Eylül’ümüz’’ yakıştırmasını tekrarlıyorlar…

ABD’nin sembol binalarından ikisine ve Pentagon binasına uçaklarla saldırılan 11 Eylül 2001 uğursuz olayı ile 7 Ekim 2023 Gazze eylemi arasında, daha ilk günden kurulan bu mukayese benim çok dikkatimi çekiyor.

İlkini gerçekleştiren, el-Kaide için hareket eden 18 kişilik bir ekipti.

Son eylemi ise Hamas düzenledi.

Netanyahu da bu benzetmeden hareketle ‘‘Hamas IŞİD’ten daha kötü’’ görüşünü devreye soktu.

Ben de şahsen iki eylem arasında bir benzerlik görebiliyorum.

Hemen dikkatimi çeken nokta, her iki eylemde istihbarat örgütlerinin oynadıkları rol…

Daha ilk andan itibaren yetkililerin ilettiğine göre, İsrail’in olağanüstü işlevsel olmakla ünlü Mossad’ı, Shin Bet’i ve askeri istihrabatı, Gazze eylemine hazırlıksız yakalanmış durumda…

Reklam

İkiz kuleleri ve Pentagon’u vuran üç uçak ile Pensilvanya üzerine düşen ve büyük ihtimalle başkent Washington’daki bir hedefi vurmaya hazırlanan dördüncü uçağı, içlerine yolcu olarak binen 18 kişilik ekip kaçırmış, ekipler uçakların yönetimini ele geçirmiş ve düşen hariç diğer üçü hedeflerine isabet kaydetmişlerdi.

El-Kaide tarafından yönlendirilen 18 kişilik ekibin üyeleri uçuş eğitimini ABD’de almışlardı.

Buna rağmen, söylendiğine göre, CIA ve FBI ekip üyelerinin niyetlerinden önceden haberdar olamamıştı.

O zaman bu bilgi beni şaşırtmıştı, bu son eylemde de İsrail istihbaratının gafletine dair bilgi beni hayretten hayrete düşürdü.

Bulutlar şimdi hafifçe aralanır gibi.

Amerikan AP ajansı, İsrail ile Hamas arasında arabulucu olarak görev alan bir Mısırlı görevlinin, ‘çok yakında büyük bir şeyler olacağına dair’ kendi ülkeleri istihbaratının İsrail’i uyardığını ve fakat İsrail tarafının bu uyarıyı önemsemediğini haber olarak geçti.

Neymiş?

Mısır istihbaratı, Gazze’nin dünyayla temasını sağlayan sınır kapısına sahip ülke olarak, Hamas örgütünün çok gürültü koparacak bir eyleme hazırlandığını ve kısa süre içerisinde bunu gerçekleştireceğini haber almış… Yalnız kendisine saklamamış bu bilgiyi, İsrail ile de paylaşmış… Ajansın Mısırlı görevliden aktardığına göre, İsrail uyarıya kulak asmamış…

Reklam

Haber böyle ama ben her zamanki kuşkuculuğumla ‘‘Acaba?’’ sorusunu sormadan edemiyorum…

Önceki, 11 Eylül (2001) eyleminin CIA ve FBI tarafından öngörülemediği bilgisi paylaştırıldığında da aynı soruyu ısrarla sormuştum.

Yalnız değilim kuşkuculukta. Dün, İsrail’de çıkan Jerusalem Post gazetesinde yayımlanan yazısında, ‘Amerika’nın Dindar Siyonistleri’ (the Re­li­gious Zion­ists of Amer­ica) adlı örgütün başkanı Stephen M. Flatow da Netanyahu’ya yönelttiği 20 sorusunun en başına aynı kuşkuyu taşımış.

Okuyalım:

‘‘Saldırıdan önce Mısır istihbarat bakanı tarafından Gazze’den ‘alışılmamış müthiş bir saldırı’ geleceği hakkında uyarılmış mıydınız? Eğer uyarıldıysanız, ki Mısırlıların yalan söylemesi için bir sebep yok, niçin onu önlemek için hiçbir şey yapmadınız?’’

Netanyahu saldırı ile ilgili uyarıldığı haberini iletişim sorumlusu eliyle yalanladı. Mısır’dan bilgi gelmemiş, Netanyahu Mısır’ın istihbarat örgütü başkanıyla biraraya gelmediği gibi konuşmamış da…

Flatow’un yazısından önce bu yalanlama geldi ama Amerikalı siyonist lider yalanlamaya aldırmadan yöneltmiş sorusunu. Haklı da. Netanyahu yalancılığıyla ünlü bir politikacı. Ayrıca, haberin doğru olup olmadığını bilebilecek durumda olan biri de, Netanyahu adına yapılan yalanlamaya rağmen, AP haberinin gerçeği yansıttığını açıkladı.

O politikacı, Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi başkanı Michael McCaul. McCaul, Çarşamba günü kapalı kapılar arkasında kendisine verilen istihbarat brifinginden hemen sonra, gazetecilere, ‘‘Bu eylemin yapılabileceği hakkında Mısır’ın üç gün önce İsraillileri uyardığını biz biliyoruz’’ açıklamasını yaptı.

Benim kanaatim de, Mısır tarafından uyarılmış veya uyarılmamış olsunlar, Gazze’den böyle bir saldırının geleceğini İsraillilerin bilmesinin çok muhtemel olduğudur.

Tıpkı Amerika’da bilmesi gerekenlerin, 11 Eylül eylemcilerinin varlığından, saldırıların öncesinde haberleri bulunmasının ihtimal dahilinde olması gibi…

Neden harekete geçip eylemlerin olmasını engellemediler?

İşte sorulması gereken, Amerikalı siyonistin sorduğu soru da bu.

Ben de soruyorum: Neden acaba?

ΩΩΩΩ

Reklam

26 YORUMLAR

  1. ya günlerdir israil çik öfkeliymiste intikam almak istiyormuşta hamasi yok etmek için gazzeyi boşaltıyormusta getçekten çok şaşıriyorum, adam saldırıya göz yumdu magduru oynadı dünyayı arkasina aldı gazzenin doğusunu topraklarïna katacak oldu bitti…bu kadar basit mevzu…

  2. Arınçvarî düşünenlere bir hatırlatma…

    Herkes kendisine sorsun…

    Bir haydut evinizi zorla işgal eder ve sizi evinizden atarsa, teslim mi olursunuz; yoksa o haydudu oradan çıkarıncaya kadar, taş atarak bile devamlı rahatsız mı edersiniz? Filistin meselesi için, bu insanî refleks bile yeterli sebeptir.

    Ve, Başkan Erdoğan’ın dünkü konuşmasından çok haklı bir sual: “ABD uçak gemisi gönderiyor. Amerika nere, İsrail-Filistin nere? Ne işin var, senin orada? Amerika gibi ülkeye barışı tesis mi yakışır; yoksa, o yangına benzin taşımak mı?”

  3. Şimdi Fetulla’ya bir görev düşüyor. Bir zamanlar “İslâm âlemi diye bir şey olmadığını” buyurmuştu. O ihanetçi-şizofrenik bilgeliğiyle olaylara ön alıp Yahudilere karşı çıkmanın kendisine ve Yehova’ya karşı çıkmak olacağını buyurmalıdır. Hani “Allah benim şahsımda mütecellî olmuştur” demişti ya, o bakımdan yahudi fetulla’ya karşı çıkan Yehova’ya da karşı çıkmış olmaz mı?
    Bir de, İsrail’e fetulla adına bir paramiliter destek birliği gönderilse himmet sayılmaz mı?

    • Sevgili Ahmet bey, Yahu onca yıldır “anlatmaktan ağzımda tüy bitti”, anlamıyorlar. beni bir tek sen anladın, yaşa varol!

    • Gazze bombardımanında öldürülenlerin yüzde 60’ı çocuk. Tarihinde soykırım yaşamış ve kitabındaki 10 emirden biri “Öldürmeyeceksin” olanlar azıcık bile olsa utanmaz mı?

  4. 7 EKİM 2024
    2024 tarihini yanlış okumadınız.
    Bazı tarihler vardır.
    O tarihlerde ülkelerin istihbarat ve güvenlik birimleri ilave bilgi gelmeden “kendiliğinden” teyakkuza gecerler.
    Örneğin ülkemizde bebek katilinin yakalandığı gün olan hatırladığım kadarıyla 15 Şubat’ta kendiliğinden teyakkuza geçilir.
    Arap-İsrail Savaşı’nın başladığı tarih
    “7 Ekim” değil mi?
    7 Ekim tarihinde İsrail’in hiçbir “ilave” istihbarat gelmese bile, kendiliğinden teyakkuza geçmesi gerekmez mi?
    7 Ekim” 2024″ tarihinde hiçbir ilave istihbarat gelmese bile, kendiliğinden olağanüstü güvenlik önlemleri alınmayacak mı?
    Geçiniz.
    Haberlerinin olmaması mümkün değil.
    La Fontaine’den masallar.
    Netanyahu’nun eniştesi de yok mu imiş?

    • Bu savaş bana neyi hatırlattı?
      “One minute” günlerini.
      14 yıl evvel Davos’tan yükselen bir sesti o…
      Şimdi olup bitenleri izlerken, Davos’taki o ses, hep kulaklarımızda olsun…
      İşin özeti odur.
      Zaten başka ne yazılır ki?
      Terör seviciliği’yle devlet adamlığı birbirine öyle karışmıştır ki daha çok kan aksın isteniyor… Yani, bağımsızlık, özgürlük, insanlık, yaşama hakkı, vatan, toprak, bayrak gibi kavramlara değer veren yok.
      Türkiye hariç.
      Türkiye tek başına çırpınıyor.
      Dünyanın umrunda değil.

  5. geçen yorumumda yaşananların tuhaf ve endişe verici olduğunu yazmıştım tuhaflık arttığı gibi endişe potansiyeli de artıyor. yine yorumumda bu ve benzeri eylemlerin fayda sağlamaktan çok karşı tarafa meşruiyet alanı sağladığına dikkat çekmiştim nitekim 11 eylülde olanlar abd ye ne yazık ki ortadoğudaki hain ve kanlı planlarını harekete geçirmesi için zemin hazırlamış dünya karşısında bir meşruiyet sağlamıştı, doğru soruları sormak çok önemli, hamasetle goy goyla bir yere varamayacağımızı yaşadığımız coğrafyanın içler acısı haline bakıp anlamış olmamız lazım.
    11 eylül saldırılarının amacı neydi?
    bu saldırıyı yapanlar ne kazandı?
    bu saldırılar kimin işine yaradı?
    yani bu durumda
    bu saldırılar neye ve kime hizmet etmiş oldu?
    israilin hamasın eyleminden haberi var mıydı?
    mısır bi güzellik yapıp eylemin olacağı bilgisini paylaştı mı?
    israilin haberi vardıysa ki olmadığı ihtimali hayli zayıf, neden engel olmadı?
    engel olmadıysa amacı nedir?
    son bir kaç yıldaki gelişmelerle hep birlikte okumak doğru olur diye düşünüyorum. aynı zamanda hamasın böyle bir eylemden ne beklediğini de sorgulamak gerekir, böyle bir eylem kimin ne işine yarar? amacı ne olabilir, böyle bir eylemden ne kazanılabilir? geçmişte benzeri eylemlerin sonuçları ne oldu? kimin işine yaradı?
    bu defa farklı bir sonuç için elimizde ne var?
    rekor silah anlaşmasının ardından abd ve arapların kılıç dansı yaptıkları bir coğrafyada yaşıyoruz değil mi?
    olanın masum halka olduğu gerçeğini aklımızda tutmamız lazım bizler burada cevabı belli sorularla klavye başında eyleşirken bir yerlerde insanlar ölüyor, çocuklar sakat kalıyor, milyonlar acı çekiyor.
    meselelerin artık büyüme ve yayılma potansiyelinde olduğu zamanlardayız, ülke olarak bizim de çok dikkatli davranmamızın önemine dikkat çekmeye gerek yok sanırım. Allah yöneticilerimize basiret nasip eylesin, suriye savaşında büyük hatalar yapılmıştı onlarca şehide, milyonlarca göçmene ve milyarlarca dolara patlamıştı bize bu hatalar. aklı başında planlar çerçevesinde bireysel hırslara düşmeden misyonu olan bir ülke olduğumuzun bilinciyle hareket edelim artık.
    filler dövüşür, çimenler ezilir.

    • Birilerinin kör kuyuya attığı taş! Olayı bu didem hn. Bir taşı atan bilir niye attığını,
      Birde taşı çıkarmak için konuşan gevezelerin zevzekliği bunun varacağı sonuç .
      Hamas’a silahları veren mi silahını deniyor,
      Destek veren mi gücünü tartıyor,
      Maşa kendini fazla paslanmış hissetti de, biraz idman mı yapayım dedi???
      bir Allah bilir bir de bu işin içindekiler🤗.
      Türkiye nin yapacağı konumunu duruşunu muhafaza etmek!!!
      Planlarını ertelemeyip, aynen!!! yoluna devam etmek.

      • ABD’nin İsrail-Filistin çatışmasını durdurmak için hiçbir şey yapmaması, hatta aksine savaş hukukunun ve insan haklarının ihlal edilmesine onay vermesi uzun vadeli etkileri olacak bir krize işaret ediyor.
        Biden Yönetiminin iddia ettiği “küresel liderlik rolünün” yeni bir fiyaskosu yaşanmakla kalmıyor Batı karşıtı radikal akımları ve örgütleri onlu yıllarca besleyecek zehirli fikirlerin zemini güçlendiriliyor.
        Filistin’in BM kararları ile tasdiklenen meşru devlet hakkı için hiçbir şey yapmayan Washington, İsrail’i durdurmayarak Çin, Rusya ve İran gibi ülkelerin güçleneceği bir ortamı körüklüyor.
        İç siyasete odaklanan Biden Yönetiminin tavrı, Arap ve Müslüman dünyasındaki müttefiklerini ve İsrail ile normalleşen ülkeleri zor durumda bırakıyor.
        Türkiye’nin farkı burada öne çıkıyor.
        Başkan Erdoğan’ın İsrail-Hamas çatışmasında yürüttüğü barış diplomasisi, Ukrayna’daki savaşta olduğu gibi yine dünyaya örneklik teşkil ediyor.
        Başkan Erdoğan yine öncü bir liderlik sergiliyor.
        İlk açıklamasında Başkan Erdoğan, Hamas’ın sivilleri öldürmesini eleştirirken taraflara itidal ve çatışmayı büyütmeme tavsiyesinde bulundu.
        İsrail’in sivilleri öldüren ağır abluka ve bombardımanından sonra ise İsrail’i “örgüt gibi değil devlet gibi” davranmaya çağırdı.
        Başkan Erdoğan aynı zamanda çatışmanın durması ve sivillerin bırakılması için tüm taraflarla görüşüyor.
        Hala süper güç konumundaki ABD ise, İsrail’in ağır güvenlik travması ile caydırıcılığın çıkmaz sokağına savrulmasına engel olmuyor.
        Halbuki bir kere daha dünyanın büyük kısmı TBMM’de grubu olan tüm partilerin dün altını çizdiği şu görüşte birleşiyor: Kudüs başkentli Filistin devleti olmadıkça bölgemize barış ve güvenlik gelmeyecek.

        • Filistin devleti dünyada tanınınca Kudüs de Filistin’in başkenti olunca barış gelecek mi peki?

          Ukrayna devlet değil mi Rusya da BM üyesi Ukrayna’yı bombalamıyor mu? Irak devlet değil miydi? Suriye dünyada tanınmıyor muydu? Yemen devlet değilmi? Daha bir çok çatışan devletlere ne diyorsunuz? Devlet olmak barış için yeter mi?

          İslamcı kafası bu kadarına çalışır çünkü islamcı kafası devlete tapar devletten başka bir şey düşünemez. İslamcı kafanın ilahı devlettir Allah’ı da tapındıkları devlete memur etmeye kalkarlar.

      • bu coğrafya sayın arkadaşım atilla,
        kuyu ve taş meselesi karışık değil mi?
        bu coğrafya kuzu kılığında kurtlarla dolu. kimin ne dediğine ya da kendini nasıl tanımladığına değil ne yaptığına bakmak gerekmez mi?
        yöneticilerimizin en azından artık aklı selim davranmasını suriyedeki hataların tekrarlanmamasını umalım.
        Yüce Allah bu millete hidayet nasip etsin,
        ehil olanları hak edebilelim.

    • Türkiye gerilimden ve savaştan beslenen bir ülke değil. Hiçbir zaman da olmadı. Bu yeni süreçte çatışmaların sona ermesi, sivil can kaybı olmaması için Hamas dahil görüşme trafiği devam ediyor/edecek. İsrail’in orantısız güç kullanması ve sivil can kayıplarının artması halinde Ankara bu mutedil pozisyonunu koruyamayabilir. Bu takdirde İsrail’le yaşanan normalleşme sürecinin zedelenmesi muhtemeldir.
      Tüm bunlar olurken Irak ve Suriye’deki terör tehdidini unutmamak gerekiyor. Geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanlığı’na terör saldırısı düzenlendi. Bunun üzerine başlayan sınırötesi hava operasyonlarda bir SİHA’mız ABD tarafından düşürüldü. Başkan Erdoğan, hava operasyonlarının artarak devam edeceğini söyledi. Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılanmasına karadan da darbe vurmak için şartlar olgunlaşıyor.

      • israil çok uzun zamandır on yıllardır sivil orantısız güç kullanıyor ve çok yüksek can kayıplarına neden oldu ve şimdiye kadar ne oldu? müslüman ülkelerle ilişkileri hiç olmadığı kadar iyi…….
        bu coğrafya da yaşadığımıza göre operasyonlar geçmişte hep yapıldı, bugün artarak devam ediyor, gelecekte de artarak hep yapılacak. sivrisineklerle baş etmek zor, bataklığı kurutmak ta öyle.
        şartlar böyle…..

  6. Bu saatten sonra istihbarat zaafiyeti ile uğraşmanın bizim açımızdan bir anlamı ve faydası yoktur , gereği de yoktur , ilgililer araştırsın !
    Ben bu sorunun , günlerden beri tarihçesini araştırmaya çalışıyorum ancak tatmin edici bir sonuca ulaşamadım.
    Şunu merak ediyorum ; bu toprakların esas sahibi kimdir , Filistin midir Israil midir yoksa ortaklaşa ikisi midir ?
    Israil, Hz.Musa’dan bu yana bu topraklarda yaşamıyor muydu , o halde bu topraklar Filistin’in eline nasıl geçti?
    Yani tarihi açıdan kim haklı kim haksız ?
    Tabii bunun da artık bir anlamı yok , önemli olan hak ,adalet ve eşitlik çerçevesinde bir arada yaşayabilmektir !
    Bütün dünya için ve tabii bizler için de doğru olan budur , bu dünya herkese yeter de artar bile , neyi paylaşamıyoruz, bizden önce 7 milyar insan savaşlarda ölmüş, paylaşamamışlar !
    Yahu artık aklımızı başımıza alalım !
    Yeter , yeter , yeter !

    • Mucib bey “… bu toprakların esas sahibi kimdir” sorusuna cevap aramak için musaya kadar gitmenize gerek yok, o topraklar bizim, yani türklerin, tüm civar ülkelerin de tapusu bizdedir, bugünkü yönetimler kiracıdırlar, kayyumdurlar…

  7. Her ülkede bir 11 Eylül vardır mutlaka.
    Diriliş! te diyebilirsin, uyanış ta. Belki aklını başına getiriş, belkide B.ku yiyiş😂.
    Bizde olmadımı yakın zamanda aynısı (15Tmmz). Önce iran sonra ırak şimdi de Suriyede!!.. (demek ki sıra İsrail ve Filistin de🤗. Sırayla bu (parayla değil diyemiyorum). Ne mi olur sonunda?
    -en karlısı olur Ukrayna. Kendini yeniler.
    -Iranda bir halt olmaz yıllarca.
    -Irak aynı tas aynı hamam.
    -Suriye de çok değişiklik olur zannımca 🤗
    -Filistin Cumhuriyeti devleti HAYIRLI OLSUN
    -İsrail deki derin devletçilere geçmiş olsun (alırlar soluğu Amerikanyada zaten yakında). Kim verecek hesabı bakalım en sonunda?
    (Biraz toprak vermeyi, birazda insanlar için politika yapmayı öğrenirler inşallah 😡).

    • İsrail’in, Mossad’ın bir kâğıttan kaplan olduğunu dünyaya göstermiştir. Bu, hiç tartışmasız büyük bir zaferdir.
      Bu sadece bir zafer değildir; Bu, bütün İslam dünyasına, umudun, sabrın, direnişin, imanın kıymetini gösteren bir uyandırma hizmetidir.
      Hamas, sadece İsrail’i paçavraya çevirmekle kalmamış, Batı’nın medeniyet maskesini düşürerek altındaki Haçlı barbarlığını da dünyaya tekrar ifşa etmiştir.
      Yok, Gazze’ye bomba yağıyormuş, yok elektrik, su kesiliyormuş, yok şartlar zorlaşıyormuş… Boş analizler! Gazze’de günlük yaşam, 1 hafta, 1 ay, 1 yıl öncesine nazaran zerre kadar değişmiş değil. Gazze geçen ay neyi yaşıyorsa bugün de onu yaşıyor. Sadece siz bugünü görüyorsunuz.
      İsrail’le uzlaşma hayalleri kuranlara da şunu hatırlatalım: Siyonistler, Türkiye’nin güney illeri de dâhil, Arz-ı Mevud’u gerçekleştirinceye kadar asla ve asla durmak istemeyecekler. Yani Hamas Filistin’in bağımsızlığı kadar Türkiye’nin hudut savunmasını da yapıyor. Kendilerine yürekten teşekkür edelim.
      Hamas’ın, Filistin’in zaferi kutlu, mübarek olsun. İnşallah uyanışa vesile olsun. Hamas’a selam, direnişe devam!

  8. Bu olaylarda beni en çok canımı sıkan ve üzen müslüman devletlerin batıyı suçlamaları…hani niye israile sesinizi çıkarmiyonuz destek veriyonuz diye çıkışmaları….biz bunu zaten biliyoruz batıyı…ya sen ne yapiyon 10 larca müslüman devlet olarak…hala bunda bile batıdan birsey bekle batının olayi halletmesini bekle…senin iraden yokmu…herkes kös kös oturuyo…(mısırı iranı ırakı sudi arabistani cezayiri fası malezyası pakistanı suriyesi kuveyti birlesik arap emirlikleri…say…….)batı hadi bakim sen hallet…havalecilik…

    • Kimse Batının birşeyi halletmesini beklemiyor. Sadece batının adil olmasını istiyor.hani insan hakları var ya savaş suçları var ya ondan behsediliyor. Biz teröre müdahale edince orantısız mudahale etmeyin diyorlar kendilerine gelince hertürlü savaş suçu işliyorlar insanları elektriksiiz susuz bırakıyorlar ya neden bunlara karşı iki yüzlü davranıp onay veriyorlar arkasında duruyorlar.
      Yoksa çözüm tabiki islam ülekelerinde .yeryüzünde ne oluyorsa hangi olay gerçekleşiyorsa din temelinde oluyor en belirleyici faktör din faktörü. Baksanıza şerefsiz soysuz Terörist ABD nin bakanı bile gelirken ben Yahudi olarak geliyorum diyor .
      Adamlar tüm olayları kendi eksenlerinde görüyorlar. Suça alet oluyorlar.

      • Ahmetciğim dediklerinin hepsine katılıyorum…ama biz şikayet etmiyecez müslümanlar olarak..batıyı biliyoruz..ikiyüzlü riyakar menfaatci…onca müslüman devletler olarak ne yapiyoruz..durmadan şuna buna şikayet….şikayet..ikiyüzlüler adil değiller şöyleler böyleler…biz ne yapiyoruz…batının harekete geçmesini…niye harekete geçmiyor diye yine şikayet…bu beni çok üzüyor…müslümanlar birlik olup bi karşılık veremiyor…sadece bekliyor….

        • Yo, belki de size öyle geliyordur. İslam ülkeleri beklemiyor her bir devlet fırsattan nasıl istifade ederim derdinde. Mesela Türkiye, pardon türkiye ye laf yok. Ne de olsa Türkiye realizme geri dönmüş( öyle diyorlar, ben realizm nedir bilmem) ama Türkiye gazetesinin anlattığına göre mesela iran sürekli Hamas’ı kışkırtıp İsrail’in karşı eylemlerini fırsata çevirme peşindeymiş. İsrail Gazze’yi bombalarken iran da fırsat bu fırsat deyip İdlib’i bombalamış. İran hayatı boyunca İsrail’le kiç savaşmamış. Sadece İsrail’le mi? İran bu güne kadar hiç bir hristiyan batı ülkesiyle savaşmamış. İranın bütün savaşları Müslüman ülkeleri ileymiş.(e o zaman reyiz amerikada yargılanma pahasına niye İran’a Zarrab üzerinden nakit transferi yaparak desteklediydi)

          Suudi Arabistan bölgenin en zengin ve en güçlü ülkesi olma hayalinin peşinde “hedef 2030” mega projesinden başka bir şey düşünmüyor.

          Malezya’nın keyfi yerinde, hayali büyük. 200 milyon malezyalının keyfini kimse bozamaz.BAE petrol zenginliğini batılı ülkelerde yatırım yaparak geleceğe yatırım yaptığı için yatırımlarını Hamas uğruna riske atmayı hayal bile edemez. Katar hakeza. Diğer ülkelerin zaten adını bilen yok, hepsi de kendi dertlerinden başlarını kaldıramıyorlar.

          Geriye kalıyor bir Türkiye o da kızılelmayla meşgul. Kızılelma rüyası çok büyük; savaş uçakları hücum füzeleri savunma füzeleri robot köpek makinalı tüfek dron İHA siha aya gidecek roket uydular vs vs vs çok proje çok. Sayısı belli değil o kadar çok proje varki.

          Türkiye bütün projelerini tamamlayana kadar Filistin beklesin sabretmeyi öğrensin acelesi ne canım?

          Türkiye hele bir teknofestin meyvelerini bir toplamaya başlasın, bütün pröcelerini bir tamamlasın, kızılelma önce bir havalansın aceleniz ne, öyle değil mi canım?

          • kubbemizi hemen kurmalıyız
            Her savaşta bir teknoloji ya da silah öne çıkıp, o çatışmanın sembolü haline geliyor.
            Körfez Savaşı’nda akıllı füze Cruise ile tanışmıştık. ABD’nin Afganistan’daki operasyonlarında SİHA’lar ilk kez kullanıldı. Rusya- Ukrayna ve Azerbaycan- Ermenistan savaşlarında ise bu kez kamikaze drone filoları öne çıktı. Son olarak İsrail ile Hamas arasındaki çatışmanın odağında ise Demir Kubbe adı verilen hava savunma sistemi başroldeydi. Sistem ilk saldırıda uyudu ama devamında büyük ölçüde başarılı oldu.
            Tabii işin bir de mali boyutu var. Hamas’ın gönderdiği füzelerin tanesi 1500 dolar. Onu havada imha etmenin İsrail’e faturası ise her bir karşı füze için 150 bin dolar.
            Son savaş gösterdi ki, hava savunma sistemleri çok önemli. Biz sürekli tehdit altında olan bir ülke olarak bu nedenle Rusya’dan S 400’leri almıştık. Ama asıl ve öncelikli hedefimiz kendi demir kubbemizi ivedilikle geliştirmek olmalı. Bu konuda çok mesafe aldık. Türk mühendisleri, HİSAR-U (Siper) füze savunma sistemini Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim etmek üzereler. Haydi inşallah.

    • itibarıyla Filistin’de yaşananlar, Yahudilerin hadlerini aşmışlıklarından, kendilerini hiçbir kayıt-kuyuta tabi tutmayışlarından, insan öldürmeyi dini bir vecibeye çevirmelerinden ibarettir.

      Zihninizde düzeltmeye kalkmayın, yanlış yazmadım. Evet inandıkları din onlara “öldüreceksin” diye emrediyor, zahir…

      Buradaki hayati soru şu:

      Evet Yahudiler çoktan hadlerini aşmışlardır. Bu nedenle sünnetullah gereği, doğal yasaların emri mucibine, tarihin bize gösterdiği üzre bütün haddi aşanlar gibi onlarda zillete düçar olacaklardır… Bu kesin…

      Peki; o gün geldiğinde genelde Müslümanlar, özelde Filistinliler ne yapacaklar, ne olacaklar, nasıl davranacaklar?..

      Korkuya hacet yok;

      Bu sorunun cevabını Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman, Mescid-i Aksa giriş kapısının alınlık taşına nakşederek vermiştir:

      Lailaheillallah, İbrahim Halilullah…

      Allah’tan (cc) başka ilah yoktur, İbrahim O’nun dostudur.

      Hz. İbrahim (as) bütün insanlığın ortak atasıdır…

Yoruma kapalı.