Siyasi suikastla meşgul toplumun önüne sunulan yeni konuya bakın: Sosyal medya saldırısı…

28
Reklam

Muhalefete bravo vallahi; iktidar ne zaman sıkışsa onu rahatlatmanın bir yolunu muhalefet mutlaka buluyor.

İktidarın son zamanlarda başını ağrıtan en önemli olay ne?

Ekonomik sorunlar, hayat pahalılığı?

Her yılbaşında olduğu gibi bu yıl da devlet hizmetlerine yüzde 100’ün üzerinde zam yapılırken, memur ve emekli maaşlarına yalnızca %30 zamla yetinilmesinin sebep olduğu rahatsızlıklar?

Seçim tarihinin erkene alınması gereği ve bunu gerçekleştirmede yaşanan sıkıntı?

“Aday belli, karar net” keskinliğinde ilan edilmesine rağmen Cumhur İttifakı’nı zorlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın adaylığı önündeki anayasal engel?

EYT’lilerle ilgili düzenleme sonrası konuyu Meclis gündemine taşımada çekilen zorluk?

Herhalde bunlar ve daha nicesi seçime gidilirken iktidarı zorlayan maddeler olarak sayılabilir; ancak daha önemli bir gelişme sanki iktidarı hepsinden daha fazla zorluyor gibi…

Ne o?

Sinan Ateş suikastı

Ülkü Ocakları’nda başkanlık yapmış, MHP genel sekreterinin 10 yıldan uzun süreyle Meclis danışmanlığını üstlenmiş bir isim olan Doç. Sinan Ateş, bir suikast timi tarafından, Ankara’da güpegündüz infaz edildi.

Olayın hemen ardından tepki vermesi beklenen MHP ve Ülkü Ocakları bir süre sessiz kaldı; suskunluğun işe yaramadığı anlaşılınca yapılan açıklama ise tatmin edici olmaktan uzaktı.

Konu, iktidarın büyük ortağı AK Parti ile küçük ortak MHP’nin arasını açma istidadı da taşıyor.

Bütün aksine çabalara rağmen suikastın kolayca unutulmayacağı, unutturulmayacağı da ortada.

İktidarın bu suikast yüzünden ciddi yara alabileceği, bunun da  oy kaybına yol açabileceği, iktidara yakın medyanın çaresizliğinden de kendini belli ediyor.

CHP, iktidarı işte bu zor durumdan kurtaracak formulü kendi eliyle devreye sokmayı becerdi.

Sosyal medya üzerinden muhalif bazı isimlere yönelik saldırılarla ilgili iddialar dünden itibaren gündemi değiştiriverdi.

İktidar CHP’den gelen bu yeni açıklamalardan sonra derin bir ‘oh’ çekmiş olmalı.

Hele bu yeni olay biraz daha sürdürülsün, Sinan Ateş suikastı o sayede gündem dışı kalsın diye, bu iddiaları köpürtmede CHP’ye yeni bilgi ve belgelerle yardım bile edebilir iktidar.

‘Ebabil’ adıyla sosyal medyada örgütlenmiş bir grup varmış… O grup, hedef seçtiği kişileri ve kurumları karalamak için çaba göstermekteymiş. Aynı anda sekiz bin hesaptan aynı ifadelerle saldırıda bulunuyormuş bu grup. Grubu örgütleyen kişi içişleri bakanı ile irtibatlı biriymiş. Onun müşaviri unvanını kullanıyormuş ama yaptığı danışmanlıkmış… O kişi bu ilişkisi sayesinde iktidar tarafından ihalelerle mükafatlandırılıyormuş…

İddiaları gündeme taşıyan CHP sözcüsü, elinde tablolarla, bu ‘büyük olayı’ ballandıra ballandıra anlatmakta.

İyi de bu anlatılanlarda şaşılacak ne var?

Daha önce ‘Pelikan’ adını taşıyan bir grubun varlığı ortaya çıkartılmamış mıydı? O grup daha doğrudan operasyonel bir örgütlenme görüntüsündeydi ve benzer iddialar o zaman da ortaya atılıp tartışılmıştı.

Sonuç?

‘Ebabil’ ile karşılaştırıldığında çok daha ciddiye alınması gereken ‘Pelikan’ grubu, üstelik AK Parti içerisinde başbakanı yerinden etme operasyonu bile gerçekleştirmişti.

Kamuoyu bunları biliyor.

Bilinenlere yeni bir şey katıyor mu son açıklamalar?

Gördüğüm kadarıyla hayır.

Eminim, şu anda sosyal medyada aynı amacı taşımak üzere örgütlenmiş ‘Ebabil’ türü çok sayıda başka gruplar da vardır.

Seçime gidilirken, Türkiye’de sandıktan nasıl bir iktidar çıkmasının kendileri açısından daha iyi olacağını hesap edip öyle bir sonuç çıkmasına yardımcı olmak üzere yurt dışında oluşturulmuş gruplar bulunması da pekala mümkün.

Rusya’nin Trump’ın kazandığı ABD seçimlerini etkilemeye çalıştığı biliniyor.

Almanya, Danimarka, hatta İtalya seçimlerini de etkilemede Rusya’nın parmağı olduğu iddia edilmişti.

Türkiye’yi göz ardı ediyor mudur Rusya?

ABD’nin ve Türkiye ile hesabı bulunan başka ülkelerin -İran’ın?- benzer çabalardan uzak durduğunu mu sanmalıyız?

Peki, CHP’nin sosyal medya konusunu hiç önemsemediğini mi düşünmeliyiz?

Hadi canım…

Ortaya atılan iddiaları küçümsediğim sanılmasın; hayır, elbette bütün partiler insanların iradelerinin yanlış oluşmasına yol açacak sosyal medya manipülasyonları konusunda uyanık olmalı, karşı tedbirler de mutlaka alınmalı.

Devletin ihalelerle desteklediği sosyal medya manipülatörlerine elbette göz açtırılmamalı.

Sinan Ateş suikastının unutturulmasına yol açmaması şartıyla ama…

Adeta suçüstü yakalanmış bir suikastı, ülkenin son 50 yılında siyaseti etkilemiş başka cinayetler ve suikastları da aydınlatabilecek bir örnek olay olarak değerlendirme fırsatı ele geçmişken, onun unutulmasını sağlayacak daha hafif iddialarla kamuoyunu meşgul etmemek şartıyla ama…

Belki AK Parti bile, kendine özel sebeplerle, Sinan Ateş suikastının unutulmasını istemiyor olabilir. 

CHP’nin zamanlama olarak neden böyle bir şey yaptığı benim için tam bir muamma.

Belki anlayan vardır.

ΩΩΩΩ 

Reklam

28 YORUMLAR

  1. Takımıma Kovabahçe dediğim için, yıllardır ehvenişer diye daha yakın bulduğum parti ve başkanına bunlardan cacık olmaz dediğim için her iki gurubun taraftarlarından çok eleştiri alıyorum. Kahretsin ki her ikisi de beni haklı çıkarmak için durmaksızın çalışıyorlar.

  2. Yine söylüyorum, Bu seçimin sonucunu rakip kaleye atılan goller değil, kendi kalesine atılan goller belirleyecektir.
    Bir diğer husus ise bu seçim muhalefet kazanamayacak, iktidar kaybedecek.
    Bu saatten sonra iktidar kesenin ağzını ne kadar açsa da maçı çevirmesi zor görünüyor.
    Bu saatten sonra Vatandaşın cebine giren her para, seçimden sonra yol, uzaya otoban, su, elektrik, köprü olarak geri dönecektir.

  3. chp’de ne yapsın?
    seçime kadar tarihlere yayılmış belli bir programı var belki de,
    iki ay kala pekerin de açıklayacakları varmış,
    açıklamalar/ifşalar hiç bitmiyor,
    iktidar da hangi birini kapatacağını, hangi birine yayın yasağı getireceğini şaşırmış durumda. bizim ülkemizde bir bakan kendi bakanlığına üstelik fahiş fiyattan mal satıyor, çiçeklerle, takdirlerle uğurlanıyor, bu seçmen şimdi muhalefeti beğenir mi? beğense şaşarım zaten, dolayısıyla sinan ateş suikasti gibi bir konuya sıra ne zaman ve nasıl gelir? gelir mi? fazla derin. fazla çirkin. fazla kirli. fazla ümitsizim.
    chp de gidişatı görüyor elbette,
    bir takvimi olabilir, seçime kadar sıralı konular olabilir,
    ebabil gibi mesela.
    efendim,
    “sosyal medyada örgütlenmiş bir grup varmış… O grup, hedef seçtiği kişileri ve kurumları karalamak için çaba göstermekteymiş. Aynı anda sekiz bin hesaptan aynı ifadelerle saldırıda bulunuyormuş bu grup. Grubu örgütleyen kişi içişleri bakanı ile irtibatlı biriymiş. Onun müşaviri unvanını kullanıyormuş ama yaptığı danışmanlıkmış… O kişi bu ilişkisi sayesinde iktidar tarafından ihalelerle mükafatlandırılıyormuş…”
    elbette bir çalışan sistem, yürüyen bir mekanizma var,
    her yerdeler.
    bu platform bile her gün onlarca trolle, abuk sabuk kenar mahalle kahvesinde bile ucuz kalacak yorumlarla taşlanıyor değil mi?
    medyanın % 90 ı her gün uçuyoruz-kaçıyoruz, sınırlarımızı aşıyoruz arabeski çalıyor, sosyal medyada birbirinden üstat palavracılar gelecek rüyalarını anlatıyor, bir goy goy, bir şahlanış, bir yükseliş,
    bazıları gerçekten inanılmaz, bazen denk gelip, dinliyorum; yıldız ilimlerinden başlıyor, ledün ilminden anlatıyor, numoroloji hesaplıyor yutsan derya deniz, sonra hızlarını alamıyorlar, dünyaya hakim oluyoruz falan derken dolar diyor geçtiğimiz sonbahar için 3-5 tl ye düşecek diyor iyi mi? düşüyor mu, elbette hayır.
    atmanın da bir sınırı var değil mi? ama kanmak isteyen için bir sınır yok.
    cehaletin sınırı yoktur.
    binlerce takipçisi var, gerçi ayakkabı nasıl bağlanır ya da oje nasıl sürülür vlogu çekeninde milyonlarca takipçileri var ya neysem, burası komplike biraz,
    sayın koru “Kamuoyu bunları biliyor.” diyor.
    hayır.
    bilmiyor.
    kanıyor.
    pelikanın ne olduğunu bilmiyor. bilmesi de mümkün değil. belki bir kaç başlık.
    çok uzun yıllardır süren işin ehli tarafından profesyonelce hazırlanmış kitle algı operasyonları var.

    bırakalım bunlar deşifre olsun, konuşulsun, anlatılsın.

    bütün partiler insanların iradelerinin yanlış oluşmasına yol açacak sosyal medya manipülasyonları konusunda uyanık olmalı, karşı tedbirler de mutlaka alınmalı.”
    “Devletin ihalelerle desteklediği sosyal medya manipülatörlerine elbette göz açtırılmamalı.” işte budur. bunu savunmalıyız.
    bizim paramızla mafya fonlanıyor,
    çakarlı arabalar, korumalar veriliyor, meydanlar açılıyor,
    bizim paramızla medya fonlanıyor,
    bizi manipüle ediyorlar,
    muhalefetin uyarılarının altını çizmeliyiz. yanlış zamanlama gibi ayrıntıların üzerinde duracak lüksümüz var mı?
    abd örneğini sayın koru boşuna vermiyor.
    2023 değişimler yılı. bu kaçınılmaz.
    amma ve lakin algılar değişmeden makus talihimizi değiştiremeyiz.
    tam da bu nedenle algıların nasıl dizayn edildiğini anlatmak çok önemli bence.

    • Seçime kadar uyguladığı bir Programı varmış, Sedat Peker seçime yakın konuşacakmış geçin efendim bunları, bunlar boş beklentiler. Erdoğan mevcut 300 bin kapasiteli hapishaneleri 500 bin,
      550 000 kişi kapasitesine çıkarmak için harıl harıl hapishane inşaatları yapıyor, seçimlerden sonra teker teker hepsini faaliyete alıp dolduracak, içine kendisi girmek için mi yapıyor bunları?

      Muhalefet hapishanelere girme korkusundan ne yapacaklarını şaşırmış durumda, işin aslı bu!

      • korkanlar olabilir tabi, ama herkes değil,
        biz bile bunca sansür ve baskıya, yasağa rağmen her istediğimizi yazamasak ta elimizden geldiğince eleştirilerimizi yazmıyor muyuz?
        bir tweet nedeniyle soruşturma açılanlara bakıp korkuyor muyuz?
        seçim sonrası için korkacak hiç bir sebep yok.
        muhalefet için demek istiyorum.
        beklenti ve ironiyi karıştırmayalım lütfen, kendimin peker açıklamaları ile ilgili onlarca yorumu var, buradan bir şey çıkmaz, halk yolsuzluktan etkilenmiyor diye yapılan araştırmaları kaç defa yazdım.
        sen de okudun.
        demek ki başka bir şey söylüyorum.

    • …“….mükafatlandırılıyormuş…
      elbette bir çalışan sistem, yürüyen bir mekanizma var,
      her yerdeler.”..
      (bazan hiç bir şey yazmasanda, yazıyormuş gibi yapıyor aslında yazmıyor fakat birşeyler muhakkak yazıyordur!)..
      desinler didem hn😂😂😂

      • bu durumda,
        bazen hiç bir şey anlamasanda, anlıyormuş gibi yapıyor aslında anlamıyor fakat gene de bir şeyler muhakkak anlıyorsun demektir aslında bir şeyler var mutlaka bey/hn😊😊😊

  4. Benim anlayabildiğim kadarıyla son günlerde “seçim kazandıran duygular” konusu işlenmiş galiba. Bununla ilgili bir iki yazı gördüm. CHP bu konuya yabancı olduğundan bunu nasıl yapacakları konusunda bir bocalama bir acemilik söz konusu galiba. Ama acemilik 6’lı masaya hakim bir durum gibi sanki. İyi partinin acemilikleri Ahmet Davutoğlu’nun çaylaklığı( adam strateji profesörü olabilir ama siyasetin çaylağı olduğu da ortada:)) başka bir çaylak da Özgür Özel.

    Özgür Özel tarih bilgisinden de siyaset realitelerinden de mahrum birisi. Osmanlı’dan gelen Abdülhamit han’ı tahttan indiren ittihatçı bir damar var ülkeyi dünya savaşına sokup da dağılmasına sebep olan bir siyaset damarı var. Enver paşa ve partisi gibi bu damar Osmanlı hanedanını siyasette etkisiz hale getirip siyaseti tamamen ellerine aldıkları bir süreç var. Siyaset ve devlet tamamen bu damarın eline geçtiği için de cumhuriyeti kuranlar da bunlar oluyor haliyle ve diğerlerinin devlette önemli görevler almasını devlet elimizden gider korkusuyla asla izin vermiyor onları Osmanlı bakiyesi görüyor kendilerini de Türk olarak görüyorlar, kendileri sanki Osmanlı bakiyesi değillerimi gibi:)) komik adamlar bunlar. Neyse kendilerini Osmanlı bakiyesi değil de Türk olarak gören bu komik adamlara pantürkler diyorlar, bunların siyasetine de pantürkizm diyorlar galiba. Ben de tam bilmiyorum ya, öyle sanıyorum işte.

    Şimdi bu Pantürklerle ilgili yabancı devletlerde çok kitaplar yazılmış araştırmalar yapılmış ve bunların çok elverişli gruplar olduklarını düşünmüşler. Yabancı devlet misyonları da bu Pantürklerle iş tutar olmuşlar örgütlenmelerini onlarla yapmışlar, uluslararası siyasetlerinde bu Pantürkleri kullanmışlar.

    Birileri de Erdoğan’a bunları aynen böyle anlatmış mı, Erdoğan da bu duyduklarını gittiği devletlerin başkanlarına yüzlerine karşı “devletin başı benim ama siz benimle değil de arkamdan bu pantürklerle iş tutuyorsunuz ayıp olmuyor mu” demiş mi? Galiba demiş:)) onlar ne demiş peki: “sen de pantürklerle beraber çalışırsan bizimle doğrudan çalışmış olursun” demişler herhal. Neyse bir şekilde anlaşmışlar işte. (Benimkisi tamamen bir tahminden ibaret tabi)

    Şimdi bu Özgür Özel bu Pantürkleri temsilen mecliste bulunuyor zannımca. Buna göre Özgür Özel için Erdoğan bir aracı, Erdoğan’a göre de Pantürkler bir aracı. Ama Erdoğan cumhur başkanı olarak devleti kendisi yönettiği için bu duruma alışmış halinden memnun görünüyor. Fakat Özgür Özel Erdoğan kadar memnun değil haliyle. Çünkü Erdoğan Pantürk değil:)

    Siyasetin çaylağı Özgür Özel Erdoğan’dan korktuğu için Erdoğan’ın siyasetine dayanak yaptığı uydurma bir örgüt olan “fetö” ile mücadele safsatası aslında Erdoğan’ın iktidarını devam ettirmekten başka bir şey olmadığı halde Özgür Özel de istemeye istemeye Erdoğan iktidarda kalsın diye değil tabi tamamen bir ara eleman olduğundan dolayı iki arada bir derede istemeye istemeye Erdoğan’ı destekler mahiyette “fetö” sözcüğünü ağzından hiç düşürmüyor.

    Halbuki Özgür Özel “fetöcü” diyerek suçladığı insanları dinlese böyle hatalara düşmez niye, çünkü Özgür beyin sanki yeni bir şeymiş gibi ortaya attığı “evabil trol ordusu” nun varlığını ta 2013’te Emre Uslu’nun yazıp anlattığını bilirdi.

    Özgür Özel bu güne kadar bilmiyor muydu trol ordularını. Herkesin bildiğini sanki yeni bir şeymiş gibi anlatması TİP millet vekili Ahmet Şık’ın tam yerinde dile getirdiği “ne o öfkeniz, beni de mi öldüreceksiniz?” çıkışına özentiden başka bir şey değil galiba.

    Erdoğan Muhalefet partilerinin ağzından “fetö” sözcüğünü aldığı andan itibaren muhalefet siyaset yapamaz hale gelir. Sonunda onu da yapacak gibi görünüyor erdoğan… hani muhalefetin “yargıda beraat eden KHK’lılar görevlerine iade edilecek” diyorlardı ya, erdoğan muhalefetin elinden aldı bir AYM kararıyla bu argümanlarını. Bir tek “fetö” yalanı kaldı muhalefetin elinde.

    Erdoğan yakında onu da ellerinden alınca neyle siyaset yapacak muhalefet partileri o zaman?

    Sokakta kimse “fetö” iddiasına inanmıyor artık fetö diyenlere burun kıvırıyor insanlar artık. Sokaklarda tarafsız objektif bir Araştırma yapsınlar görsünler. Erdoğan’ın Doğu Perinçek’in aklıyla “fetö” yalanına sarılarak 17-25 yolsuzluk soruşturmalarından kurtulduğunu ve yeni rejimini kurabilmek için bu “fetö” yalanını uydurduğunu herkes biliyor.

  5. Baran beyin dünkü yorumunda paylaştığı kadarıyla, babasının durumuna da bakılırsa vatandaş; 3.sayfa haberleriyle, lümpen cinayetleriyle pek ilgilenmiyor…
    Sadece bir kısım medya ve avanesi kendilerini tatmin etmekle meşguller, ölüsevicilik eski bir hastalıktır:)

    • Bunun tek bir açıklaması var;

      “bizden olan, bizden olmayan”, “gözden Irak olan, gönülden de ırak olur”, “aidiyet bazlı yaşamlar”, “fikri gruplaşmaların getirdiği yabancılaşma”, “tanımadan bilmeden körü körüne düşmanlık”, “egoist, ben merkezli yaşama alışkanlığı”, “bana dokunmayan yılan kimi ısırırsa ısırsın, bana dokunmazsa bin yıl yaşasın”, “dinleyerek öğrenmenin esas alınması” (bu son cümle bir başlık altında işlenmeli, geniş bir konu)

      Dinleyerek öğrenme sınırlı öğrenme olur, bir kere herkesi dinleyemezsin, dinlesen de anlayamazsın, anlaşan da idrak edemezsin. Bilgi aktarımını kulaktan kulağa şeklinde anlatıyor bazı medrese cahilleri. Neymiş din nakil işiymiş, dinleyecek ve söylenene iman edecekmişsin. Okusan anlamazmışsın anlamak için alim olmak gerekiyormuş, oysa herkes alim olamazmış yoksa alimler onlarca sene boşuna mı okumuşlarmış. Böyle diyenler de en çok alimlere küfrediyorlar iyi mi!

      Sen haklıysan, niye o zaman Vahiy “dinle!” diyerek başlamıyor da “Oku!” emriyle başlıyor?

      Pardon, birden fazla açıklaması varmış, afedersiniz!

  6. AKP’nin verdiği paralar şimdiden tükenmeye başladı. AKP bunun farkında millet uyanmadan seçimi öne almak istiyorlar. Yanlız şunu söyleyim çok korkuyorlar.

    • Yalnız şunu söyleyeyim çok korkuyolar😂😂😂😂😂😂😂😂😂😂😂gerçekten çok güldüm…sabah sabah iyi oluyo bu tarz espriler…çok korkuyolar😂
      zilletin adayı yok……ama karşı taraf çoook korkuyo…
      En çok sizin gibi kandırılan insanlara acıyom..seçim sonrası 20 senedir ayni hüsran aynı pisikolojik çöküş…ayni ezber ve nakarat…bu sefer göreceksiniz bu sefer gidici😂

    • Seçimi ister öne al ister geriye; sandığa giren çıkan aynı, bir oy bile farketmez…

  7. son zamanlarda haber kanallarında uçak, füze ürettiğimiz haberler var. Kendi jetimizde bu yıl sonunda imalata başlanacakımış Madem öyleyse ABD’den neden uçak alıyoruz hatta bizim uçak F 35’ten bile iyimiş.

  8. Farkındamısınız…İmamoğlu umreye gitmiş..gerçekten milletim ile gurur duyuyorum.fazla değil 10 sene önceki chp nerde ..şimdiki chp ne…birileri 10 sene önce başörtüsü için anayasa mahkemesini yol yapanlar şindi başörtüsü için yasa yapmak istiyor..birileri umreye gidiyor.Atatürkün bile cenaze namazını kılınmasını laikliğe aykırı diyen bi zihniyetin şimdi başkan aday adayı umreye gidiyor..bu türk milletinin bir zaferidir..chp yi de hizaya getirdi.türk milleti zekidir…milletim ile gurur duyuyorum.ne mutlu türküm diyene…

    • Sanki Türkiye’nin bütün değerlerine karşı savaş açmış gibiler… Son olarak da Kemal Kılıçdaroğlu’nun TSK’yı hedef alması gündemimize ‘nükleer bomba’ gibi düştü…
      “Etrafınıza siyaset koridorlarında kariyer devşiren askerler koyarsanız, elinizde bol yıldızlı, bol apoletli Orta Doğu üniformaları kalır. Unutmayın ki bol bol apoletli Orta Doğu askerleri, savaşlardan, cephelerden kaçtılar. Kariyerist kafadan asla ve asla hayır gelmez. Onun için komuta kademesi haddini bilsin. Siyaset askerin işi değildir.”
      Sanki bu CHP’liler askeri vesayet için yıllarca “Ordu göreve” diye darbe çığırtkanlığı yapmamış gibi…
      Şimdi sıra bakalım hangi millî değerimizde?..

  9. Sn Koru sizin gibi aydın tahsilli kafası çalışan birisi halen Bu muhalefetin nekadar beceriksiz , iş yapamaz , çapsız olduğunu halen anlyamamış .Bu da size yakışmıyor. Adamlar daha iktidar olmadan kapıştılar ya iktidar olsalar aman alllahım o RANT KAVGALARI memleketin halini düşünemiyorum.
    Siz ve muhaliflere ve de bizlere düşen görev İktidarın değişmeyeceği belli o neden le bu iktidarı nasıl yola koyabiliriz. ? nasıl hukuk temeline oturtabiliriz bunun çalışmalarını yapmalıyız. Yoksa bu muhalefetten hiçbir şey olmaz. Mazallah gelirlerse bunları düzeltmek şimdikini düzeltmekten daha zordur.
    Bunu kayıt altına alın.

      • Ahmet bey sayın yazara neyin yakışıp yakışmadığını, kendisine görevler yüklemeyi bırakın da “bu iktidarı nasıl hukuk temeline oturtmayı” düşünüyorsunuz onu bi anlatın?
        Aym ya da ysk eliyle mi yoksa doğrudan zinde kuvvetlerle filan mı?

    • şaka mısınız..gerçekten ciddi misiniz. bir siz görüyorsunuz başkası sn Koru dahil göremiyor öyle mi. Evet Muhalefetle ilgili eksikler var herşeyden önce 6 benzemez ama ortak kaygılar var.
      Allah aşkına daha düne kadar Erdoğan’a demediğini bırakmayan fırdöndü gibi dönen Bahçeli ve cumhurda dönen onca karakter say say bitmez, bir şekilde uyumlu iken en azından ülkeyi batırma konusunda uyumları birken, merak etmeyin Millet ittifakı da uyumun bir yolunu bulur. En kötü demokrası her türlü diktatörlükten iyidir önce bunu belleyelim.
      Sonra Milletten görünüp Cumhurcu da olmayalım di mi ama..

        • Saddam demokratik seçimlerde kaybederk mi gitti de Irak felaketi yaşadı?

          Beşar esad demokratik seçimleri kaybedip gitti mi de Suriye alt-üst oldu?

          İki ülke de diktatörleri iktidarda kalmakta israr ettikleri için mahvolmadılar mı? Hayır, nasıl bir göz var sen de de anlamadım gitti.

  10. Sinan Ateş kül oldu yaktı ülkeyi kasıp kavurdu. onun ateşinin dumanı kaldı göklerde, kar yağmadan inmez göklerden yerlere.
    Altı masa müşterisi ne’der neyler bilemem ama, görünen köy değil uzakta!
    K.oğlunu aday gösterirlerse, 30-40 vekilde kendilerinin olur mecliste 🤗.
    Matematik hesabı basıttir. 130+40+..
    Dimyata pirince giderken.. lafı vardır birde.
    Şeytan dürter alttan verir vesvese.
    “Senin neyin eksik ondan?” aaabboooovvv…
    vekilini al geç köşene, ülkeyi kurtarmak senin neyine? CB seçtirme gücün varmı ki ne!?!?
    son tahlilde,
    ayağını yorganına göre uzatacaksın der nine.

    • 1 yıldır düzenledikleri kısır partilerinde çıka çıka, halka kaos vaat eden bu parlak sistem çıktı. “Biz gelirsek güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz” dedikleri “Güçlendirilmiş parti liderleri sistemi”ymiş.
      Bu parlak sisteme, “Parti liderlerine tutsak Cumhurbaşkanı sistemi” de denilebilir.
      Böyle bir sistemde kim Cumhurbaşkanı olmak ister ki? Her atacağınız adım öncesi 6 parti liderini ikna etmek için bin bir izahta bulanacak, ikna edeceksiniz. Biri “Hayır olmaz, bana rağmen yaparsan seçime gideriz” derse eliniz kolunuz bağlanacak.
      Sistem hem Cumhurbaşkanı’nı hem de kendini kilitliyor. Muhteşem bir sistem yahu!
      Cumhurbaşkanı değil kukla seçmek isteyen varsa buyursun oyunu versin, yanında da kaos hediyesini istemeyi de unutmasın!..

  11. Onlar da karşı kampanyayla saldırıya geçsinler , olur biter !
    Sıkıntı yok !

    • Davutoğlu ve Babacan, “seçilecek Cumhurbaşkanı muhalefet liderlerinin sözünden çıkamaz” diye demokrasi dışı laf ettiler?
      Üstelik de zırt pırt “partili Cumhurbaşkanı” olmaz diyorlardı, şimdi 6 partili Cumhurbaşkanını savunuyorlar.
      Savruldular, çünkü Türkiye’yi değil kendilerini düşünüyorlar.
      Bir de umduklarını bulamamanın öfkesini taşıyorlar.
      Ne demişti Karamollaoğlu:
      “Ben, Davutoğlu’nun, Babacan’ın, Sayın Abdullah Gül’ün ayrılmalarının, AK Parti içinde en az yüzden 20-30 tabanda çözülmeyi sağlayacağını düşünürdüm. Olmadı…”
      Ey 6’lı masadakiler, bunlar daha iyi günleriniz…

Yoruma kapalı.