You are currently viewing “Taraflar tavırlarının savaşa yol açacağını biliyorlar mıydı?” soruma cevabı sonunda buldum…

“Taraflar tavırlarının savaşa yol açacağını biliyorlar mıydı?” soruma cevabı sonunda buldum…

Rusya Ukrayna’ya saldırdı. Vladimir Putin’in emriyle oldu bu saldırı. Ukrayna’nın Batı tarafından desteklenen devlet başkanı Volodymyr Zelenskyy, Moskova’nın birkaç saatte olmasa bile birkaç gün içerisinde teslim olmasını beklediği ülkesini saldırıya karşı direnişe sevk etti.

Ukraynalılar savaşıyor.

Bir haftayı geride bıraktık, Ukrayna hala direniyor.

Yeni oluşmuş bir ülkenin halkının saldırganlara geçit vermemek için can ve kanını feda etmesine sevinmeli mi, yoksa iktidar gücünü kullanan birilerinin anlamsız inatları yüzünden iki taraftan da insanlar ölüyor diye üzülmeli miyiz?

Sanıyorum, sağduyulu insanlar, hangi eğilimden olurlarsa olsunlar, bu iki çelişen duygu arasında gel-git halindeler…

İnsanların yükselttiği “Savaş bitsin” çığlıkları Kremlin’den de işitiliyor.

Cevabını aradığım tek bir sorunun peşinde saatler geçiriyorum: Taraflar -yani Batı ve Rusya- aralarındaki ihtilafların sıcak çatışmaya -savaşa- kadar varmasını bekliyorlar mıydı?

Dün burada ABD ile Rusya’nın her beş yılda bir yeniledikleri ‘Ulusal Güvenlik Stratejisi’ belgelerinden alıntılar paylaştım. O belgeler tarafların birbirlerini yakından izlediklerinin işaretleriyle dolu. 

Putin Rusyası, öyle anlaşılıyor ki, Zelenskyy’nin cumhurbaşkanı seçilmesinden rahatsız olmuş. Ukrayna’da onun yerine Moskova’ya sıcak yaklaşacak -bunu siz “Putin’e bakıp hizaya geçecek” diye de okuyabilirsiniz- birinin iş başına gelmesi için çevreyi ateşe vermeyi göze almış…

İşin savaşa kadar varabileceğini Moskova’yı yakından gözleyenler biliyormuş. Putin ölümlerin durduracağı türden bir politik figür değil. Yeter ki, amacı gerçekleşsin, insanlar ölecekmiş, kentler harabe olacakmış, onun bunlara aldıracak biri olmadığını aslında bilmesi gerekenler biliyormuş…

Peki Batı Rusya’nın işi bu noktaya kadar vardıracağından haberdar mıydı?

ABD, Avrupa Birliği, tek tek Avrupa ülkeleri Ukrayna yüzünden Rusya ile savaş çıkacağı hakkında istihbarata sahipler miydi?

Cevabını aradığım bu sorunun peşine düştüğümde, bir yakınımın yönlendirmesiyle, aynı soruyu araştırmış biriyle karşılaştım.

Sevan Nişanyan soruma cevap teşkil eden bir yazı yazmış.

Ayrıntıya girmeden önce araştırmasının sonucunu paylaşayım: Evet, ABD’de yönetime yakın olan insanlar, hem de uzun yıllardan beri, “Rusya ile savaş çıkacaksa bunu tetikleyecek sebep Ukrayna olacaktır” uyarısında bulunup durmuş…

NATO’nun Rusya’nın etrafını çevirecek kadar genişlemesinin Moskova için en hassas konu olduğunu ABD’de bilmesi gerekenlerin bildiği anlaşılıyor.

Genç yaşında ülkesini büyükelçi olarak Moskova’da temsil etmiş olan George Kennan (1904-2005) Soğuk Savaş’a (1945 ve sonrası) evrilen dönemde Amerikan dış politikasını belirleyen birkaç isimden biridir. 

Kennan zihninin hala berrak olduğu 1998 yılında -o sıralar 94 yaşındaymış- kendisiyle görüşenleri sürekli bu konuda uyarmaktaymış. “Trajik bir hata bu” diyormuş, “Yapılırsa akılsızlık olur” diye de ekliyormuş…

Jack Matlock Sovyetler Birliği’nin çöküşünü Moskova’da büyükelçi olarak izlemiş bir Amerikan diplomatı. O da çok açık ifadelerle yönetime bu yolda uyarmalarda bulunmuş.

William Perry kendisini savunma bakanı olarak atayan Bill Clinton’la bu konuda takışmış. Clinton bakanı Perry yerine dışişleri bakan yardımcısı Richard Holbrook’u dinleme eğilimindeymiş. Perry NATO’nun sınırlarını Rusya’ya kadar uzatmak yerine Rusya’yı Batı’ya yaklaştırma taraftarıymış. Clinton’un kendisini dinlemediğini anlayınca istifayı da düşünmüş. “Yanlış anlaşılır diye istifa etmedim” diyor Perry.

Joe Biden tarafından CIA’nin başına atanan William Burns 2019’da yayımlanan anılarında, 1995 yılında ülkesinin Moskova büyükelçiliğinde danışman olarak çalıştığı dönemde yazdığı bir raporda, “Ukrayna’nın NATO’ya alınması yalnızca Putin için değil Rusya’nın bütün ileri gelenleri için de kırmızı çizginin aşılması anlamını taşır” diye yazdığını anlatıyor.

En keskin uyarı ise ABD politikalarının en sert eleştirmeni Prof. Noam Chomsky’den gelmiş. Chomsky 2015 yılında “Ukrayna’yı NATO’ya almak isterseniz Rusya ile savaş çıkar” görüşünü açıklamış.    

Prof. Stephen Cohen, 2014 yılında katıldığı bir TV programında, Ukrayna’nın NATO’ya alınmasının bir ölüm-kalım savaşına yol açacağını söylemiş.

Ülkesinde Ronald Reagan döneminde CIA direktörlüğü ve George W. Bush ile Barack Obama dönemlerinde savunma bakanlığı yapmış olan Robert Gates de, anılarında, benzer uyarıları Obama’ya ilettiğini yazmış. 

Yalnız Amerikalı diplomatlar ve düşünce adamları değil uyaranlar, Avustralya’nın eski başbakanı Malcolm Fraser, BM genel sekreter yardımcısı İtalyan diplomat Pino Arlacchi, İngiltere’nin eski Moskova büyükelçisi Sir Roderick Lyne de benzer görüşler açıklamış. 

Lyne, “Rusya ile savaş çıkarmak istiyorsak en kestirme yolu Ukrayna’yı NATO’ya itmektir” demiş, daha ne desin?

Bu arşiv bilgilerini belgeleriyle aktaran Nişanyan şu sırada yaşananları öngörmesi gereken Batı ülkelerinin aksine tavırlarını iki ihtimalle anlamaya çalışıyor.

Ya şuursuzluktan, cehaletten, kibirden ve sorumsuzluktan işi bu noktaya vardırmış olabilirler, ya da sonucun savaş olacağını bile isteye bugünlerin altyapısını hazırlamışlardır. 

Ben Amerikalıların değil ama Putin’in şuur, bilgi eksikliği, kibir ve sorumsuzlukla Rusya’yı savaşa sürüklediğini, buna karşılık Batı’nın -özellikle de ABD’nin- Rusya’yı Putin’siz hale getirmenin bir yolu olarak Ukrayna konusuna yaklaştığını düşünüyorum.  

Putin Rusya’ya yakın ve Zelenskyy’siz bir Ukrayna peşinde, Batı da Çin’e karşı kendisiyle birlikte hareket edecek Putin’siz bir Rusya hedefine kilitlenmiş durumda. 

Savaş nasıl gelişir, kaç gün veya kaç ay sürer, sonunda nasıl biter bilemem, ancak her şey olup bittiğinde fiilen savaşan tarafların -Rusya ile Ukrayna’nın- bu süreçten büyük hasar görerek çıkacağına ise eminim.

ΩΩΩΩ