ABD başkanlık seçimi ilk raund: Yenen belli değil…

48
Reklam

Bu yazıya etraf iyice aydınlandıktan sonra sabah 08.30’da başladım; ihtiyatlı olma ihtiyacı duyduğum için. Aslında şimdi yazacaklarımı çok önce, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte de oturup yazabilirdim. Aradan geçen saatlerde tabloda herhangi bir değişiklik olmadı.

Sandıklarda ABD başkanlığı adaylarından Donald Trump ile Joe Biden birkaç saat önce de baş başa gidiyorlardı, şu saatte de durum aynı.

Bu tablodan tek bir sonuca varılabilir: ABD’de bu seçim yüzünden hır çıkacak…

Adayların hiçbiri kazandığını iddia edebileceği bir üstünlük sağlayamayacak.

Kimin eli “Kazandın” denilerek kaldırılırsa öteki “Ben kazandım” diye hukuk yoluna başvurabilecek…

Ben kesin ifade kullandım, ancak siz beklentiyi yine de ihtimal olarak değerlendirin; benzer bir tablo George W. Bush ile Al Gore arasında geçen 2000 seçiminde de ortaya çıkmıştı, sakin Al Gore hırçın rakibi karşısında erkenden yenildiğini kabul etmişti.

Şimdinin hırçını, efendi görüntüsünü hiç bozmayan Biden karşısında Trump

Bush-Gore çekişmesinde sonucu belirlemede kritik öneme sahip eyalet Florida’ydı; bu seçimde birkaç çekişmeli eyalet ve özellikle Pensilvanya eyaleti olacağa benziyor.

Reklam

Pensilvanya’da ipi göğüsleyen başkanlığı kazanabilir.

Türkiye’de seçimler ABD’dekinden çok daha önce sonuca bağlanıyor. Oylar yalnızca seçim günü sandığa atılmıyor ABD’de, haftalar öncesinde kurulan sandığa atılan oylar da var, postaya verilen oylar da… Bu üç ayrı oyun sayımı doğal olarak uzun sürüyor.

Seçimi hangi aday kazanırsa kazansın sürecin şimdiden ilan edilebilecek bir mağlubu var: Medya…

Geceyi bilgisayar üzerinden ulaştığım dört ayrı Amerikan televizyon kanalı (FoxNews, abc, NBC, pbs) ve d-smartın CNN kanalından izledim.

CNN aylardan beri “Biden, Biden” diyenlerin kanalıydı, FoxNew ise Trump’ın “En beğendiğim kanal” övgüsünü hak edecek bir yayın çizgisini izlemekteydi. İki kanal da haftalar öncesinden kendi tuttukları adayın kazanacağı izlenimini veren haber ve yorumlarla yayınlarını sürdürmekteydi.

Aynı tarafgir yayınlar gece boyu da sürdü.

İki kanala çıkanlar karşı kanalı tek taraflı yayın yapmakla suçlayıp durdu.

FoxNews’ün hedefinde yalnız CNN yoktu, ‘liberal, solcu, yerli-milli değil’ sıfatlarıyla andığı çok daha geniş bir yayıncılar kitlesi -TV kanalları ve gazeteler- FoxNews’ün hedefindeydi.

Reklam

İzlerken Amerikalı meslektaşlar için üzüldüm, mesleğim adına ise kahroldum.

Günün bu erken saatinde, kameralar karşısına çıkan Biden’in “Seçimi kazanma yolunda olan biziz” açıklamasını yaptığını görüyorum. 

Teslim olmayacağı mesajı bu. 

Trump da, “Seçimi çalmaya çalışabilirler, fakat buna izin vermeyeceğim” yazan bir Twit attı…

 Bu da onun hırçınlaşacağı mesajı.

Maç başladı.

[Gün boyu gelişmelerle karşınızda olacağım.]

ΩΩΩΩ

Olay çirkinleşebilir

Saat 10.30 (New York ve Washington’da gece 02.30)

Trump kendisinden bekleneni yaptı: Beyaz Saray’da toplanan traftarları karşısına çıktı ve “Seçimi her yerde açık ara kazandık” dedi. Onun bu açıklamayı yaptığı sırada TV ekranlarında Trump’ın hem genel oyda hem de ikinci seçmenlerde rakibi Biden’den geride olduğu grafikleri dönüyordu.

Trump “Kazandık,artık geri kalan oyları saymanın anlamı kalmadı” da dedi. En kritik eyalet sayılan Pensilvanya’da sayılmayı bekleyen 2 milyondan fazla oy var oysa.

”Anayasa Mahkemesi de bizde” anlamına gelecek laflar da etti Trump.

Olay çirkinleşmeye de başlıyor.

ΩΩΩΩΩ

Nerden öğrendilerse

Saat 15.00

Amerikalılar yeni bir güne uyanıyorlar (Orada saat 07.00). Tablo yattıkları saattekinden biraz farklı. Trump “Ben kazandım” diyordu, TV kanalları “Hop hop, o kadar çabul değil” diyorlar. Maç ortada, ama Biden‘in kazanma şansı Trump‘tan daha fazla görünüyor.

ABD başkenti Washington sokaklarında devlet gücü olmayan silahlı milisler dolaşıyormuş…

Biden’in partisi Demokrat Parti’nin görevlendirdiği hukukçular sayım merkezlerinin başında nöbet tutuyorlarmış…

Silahlı güçler mi, silahsız hukukçu güçler mi?

Herhalde bütün gün düşünecekleri soru bu Amerikalıların.

ΩΩΩΩΩΩ

Reklam

48 YORUMLAR

  1. Sn.bernar, maşallah okyanusötesindeki seçimleri yemiş yutmuşsun ama acele etme, şişman kadın henüz şarkısını söylemedi.
    Ayrıca mim ve diğer çözüm odaklı elemana fazla yüklenme istersen; dünyadan haberleri olmadığı gibi burunlarının ucunu görmekten de acizler; o yüzden kendini daha fazla küçültme…
    Nitekim kanımca sen de yanılıyorsun; çünkü öyle de olsa böyle de olsa seçimleri “amerikan gotiği” denilen tersine evrimleşen bir insan türünün mensupları kazanmış görünüyor!
    Herkese şimdiden hem geçmiş olsun hem de kolaygelsin:)

    • Yaptığınız yoruma göre Bernar mim’den akıllıdır, H.Gayret de Bernar’dan akıllıdır… Böyle yorumlara karşı Sn.Bernar’a sitem eden bir yorum yazmıştım. Fakat size sitem etmeye dahi gerek yok. Sayemizde geçinip gidiyorsun. 🙂

  2. ABD seçim sonucu muhtemelen Biden 270, Trump 268 delege şeklinde bitebilir. Fakat ABD seçim sistemine göre delegeler Başkanı ve yardımcısını seçecek. ABD tarihinde delegesi olduğu Başkanı seçmeyen ‘sadakatsiz delege’ çok az olmuş. Fakat mesela 2016 seçiminde itfaiyeci bir Cumhuriyetçi delege Trump’a oy vermemiş ve gerekçesini de açıklamış. Buna göre 2020 seçimi Biden lehine 270-268 biter ama 2 Demokrat delege Trump’a oy verirse başkanlık el değiştirir. Üstelik Biden daha çok oy ve delege kazanmışken!

    Böyle bir şey olması zor ama olursa da herhalde ABD büyük bir krize girer. Böyle absürt bir şey olmasa bile eğer delege sayıları çok yakın çıkarsa ABD’yi yine zor günler bekliyor derim. Muhtemelen ‘siz böyle durumlarda ne yapıyordunuz’ diye İngiltere’ye danışırlar. İngilizler de herhalde ‘devlet yönetmek ciddi iştir, tarihimizde Trump gibi bir Başkan olmadığından size yardımcı olamıyoruz’ diyeceklerdir.

  3. Hoop! Nereye gidiyorusunuz Ahmet Bey? “Beni evde bekleyenler var” durumumu mu, yoksa, “Önemli bir işim var” durumları mı? 🙂

    Bakın her birinin ağzından alevler ve dumanlar savurduğu ejderha gibi olan beş iddiamı peşinize saldım. ‘Önemli bir işinize’ gidip ortadan kaybolmadan önce iki dakikada, aşağıdaki sorulara çoktan seçmeli karşılıklar verin de tarihe not düşmüş olalım:

    (1) “ABD seçimine ilişkin öngörülerim doğrulanacak.”
    (A) Hayır, yan gelip madara olacaksın Bernar kardeşim,
    (B) Ay vall bilmiyorum ki ne desem! (C) Tırstım, yorum yok.
    (C) Sayın Mim’e soralım. Çünkü o hem Atatürkçü hem de çağdaş.

    (2) Önümüzdeki iki hafta içinde, daha önceki pandemi yasakları ve kısıtlamaları geri gelecek, çünkü ikitdar yalan söylüyor, salgında kontrolü kaybettiler.
    (A) Hayır, pandemi kontrol altında, dediğin olmayacak.
    (B) Dediğin olabilir de olmayabilir de. H. Gayret’e sorup size döneceğim.
    (C) Gıcık oluyorum, ama galiba bu konuda da kehanetin doğru çıkacak.

    (3) 2021 erken seçim yılı ve AK Parti seçimden %25 ya da altında alacak, bir yıl içinde de dağılacak ve ANAP gibi tabela partisi haline gelecek.
    (A) Allah yazdıysa bozsun.
    (B) Ben de farkındayım, değilmiş gibi yapmaya çalışıyorum.
    (C) 2021’de seçim meçim olmayacak güzel kardeşim.

    (4) Reis, en az önümüzdeki 5 ay boyunca, “Bakın vallahi S400’leri test eder aktif hale getiririm ha!” numarası çekemeyecek.
    (A) Olsun varsın. Reis’te numara çok. Bir tanesi eksilmiş, ne yazar ki?
    (B) S400’leri test de edeceğiz, aktivasyonunu da yapacağız. Oruç Reis navtekslerine benzemeyecek bu iş.
    (C) Galiba yine haklı çıkacaksın.

    Kırmayın beni Ahmet Bey -ha gayret, (A), (B), (C) diye işaretleyip geçeceksiniz! 🙂

    • 1) “ABD seçimine ilişkin öngörülerim doğrulanacak.”
      (A) Hayır, yan gelip madara olacaksın Bernar kardeşim,
      (B) Ay vall bilmiyorum ki ne desem! (C) Tırstım, yorum yok.
      (C) Sayın Mim’e soralım. Çünkü o hem Atatürkçü hem de çağdaş.
      CEVAP A SİLİP SÜPÜRÜP AĞIR YENİLGİ OLACAKTI !!!!
      (2) Önümüzdeki iki hafta içinde, daha önceki pandemi yasakları ve kısıtlamaları geri gelecek, çünkü ikitdar yalan söylüyor, salgında kontrolü kaybettiler.
      (A) Hayır, pandemi kontrol altında, dediğin olmayacak.
      (B) Dediğin olabilir de olmayabilir de. H. Gayret’e sorup size döneceğim.
      (C) Gıcık oluyorum, ama galiba bu konuda da kehanetin doğru çıkacak.
      CEVAP D HİÇ BİRİ BİZDE SORULAR 4 VEYA 5 ŞIKLIDIR. SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINI BEKLİYORUM
      (3) 2021 erken seçim yılı ve AK Parti seçimden %25 ya da altında alacak, bir yıl içinde de dağılacak ve ANAP gibi tabela partisi haline gelecek.
      (A) Allah yazdıysa bozsun.
      (B) Ben de farkındayım, değilmiş gibi yapmaya çalışıyorum.
      (C) 2021’de seçim meçim olmayacak güzel kardeşim.
      CEVAP C SEÇİMİ SADECE BAHÇELİ BELİRLEYECEK .BUNU ZAMAN GÖSTERECEK
      (4) Reis, en az önümüzdeki 5 ay boyunca, “Bakın vallahi S400’leri test eder aktif hale getiririm ha!” numarası çekemeyecek.
      (A) Olsun varsın. Reis’te numara çok. Bir tanesi eksilmiş, ne yazar ki?
      (B) S400’leri test de edeceğiz, aktivasyonunu da yapacağız. Oruç Reis navtekslerine benzemeyecek bu iş.
      (C) Galiba yine haklı çıkacaksın.
      CEVAP B BİRAZ BASIN TAKİP EDİN S400 LER TEST EDİLDİ AKTİVASYON YAKINDA
      ORUÇ REİS LİMAN DAN AYRILMAYACAK DİYORDUNUZ AMA ENGİN SULARA YOL ALDIĞINI
      UZAKLARDA OLDUĞUNUZ İÇİN GÖRMEDİNİZ HERHALDE
      BİZDE 4 YANLIŞ BİR DOĞRUYU GÖTÜRÜRDÜ ONUDA DİKKATE ALIRSINIZ.

      • sokağa çıkma yasağı getirmek için sağlam bir bütçe olması lazım, kasa tam takır iken sokağa çıkma yasağı getiremezler.

  4. Seçim gecesi geride kalırken, hepimizin ABD seçiminden çıkaracağı dersler var. Derslerin en büyüğü, sayın Mim’e gidiyor.

    Sn. Mim, bizde Fehmi Koru gibi bir düzine yazarın, dünyada ise kendi kendisini ciddiye alan yüzbinlerce gazetecinin, yazarın, analistin, ekonomistin, diplomatın ve milyonlarca sıradan insanın neden bu seçimi çok önemseyip üzerine defalarca yazı yazıp program yaptıklarını, neden aynı evde toplanıp seçim gecesini birlikte geçiren Kamboçyalı bir gurup öğretmen gibi milyonlarca insanın bu seçimi haftalardır konuşup tartışır olduklarını hiç düşünmemiş, bunu hiç merak etmemişti.

    Matah bir şeymiş gibi, “Amerikan seçimleri beni ilgilendirmiyor. Kim seçilirse seçilsin Amerika’nın bir devlet politikası vardır” diye buraya gelip yazıp, hakkında muhtemelen çok az şey bildiği bir ülke üzerine, kendince ahkam kesiyordu: “Kim seçilirse seçilsin Amerika’nın bir devlet politikası vardır.”

    Şimdi, bütün dünya ABD tarihinin en kritik günlerini konuşur, bütün yabancı gazeteler Washington gibi bir çok büyük kentte sokağa çıkan ulusal muhafız askerlerinin, silahlı sivil çetelerin resimleriyle dolup taşarken, muhtemelen sn. Mim bu olan bitenlere bir anlam veremeyecek, sonra, o da Türk medyasında dişe dokonur bir şey bulur ve okursa, gelip burada pişkin pişkin yorumlarda bulunup o resimlerin ‘perde arkası’nı aydınlatmaya girişececek.

    Baran ve Ahmet Bey’in çıkarması gereken ders, hiç bilmedikleri konularda, sırf bana gıcık oldukları için, bodoslama topa girmekten kendilerini sakınmaları gereği. “Bernar’ın öngürüleri yanlış çıktı, madara oldu!” diye sevindirik olup ortaya atıldılar daha oyların yüzde 9’u bile sayılmamışken. Hak ettikleri dersi alıp yerlerine oturdular.

    Bana düşen ders, ABD seçim sürecini daha iyi tanıyıp öğrenmek. Her bir eyalatin kendi içindeki alt seçim bölgelerinde kullanılmış oyların toplam sonucu nası bir yarım saatten diğerine etkileyip değiştirdiğini, mektupla gönderilmiş oyların oy sayımına geç girmesinin nasıl gidişat üzerinde dramatik etkiler yaratabileceğini, bilgisayar ekranında bu seçimi izlerken öğrenmiş oldum.

    Sabah kalkıp ekran önüne geçtiğimde ve ekranlara yansıyan ilk oranlara baktığımda, “Aman Allahım, inanılır gibi değil!” diyerek karalar bağlamıştım.

    Gidişata sonradan vakıf olmaya başladım. (Böylece, Baran ve Ahmet Bey’i istemeden olataya düşürmüş oldum: Seçimle ilgilenmiyor, bir şey bilmiyor, izlemiyorlardı. Benim ilk saatlerdeki karamsarlığıma, başlangıçta üzüntü ve karamsarlık yaşamış olduğumu söylememe bakıp, diğer söylediklerime hiç bakmadan pek bir sevindirik oldular. Madara olduğumu düşünüp bunun sevincini yaşarken, ardı ardına gelen açıklamalar sonrası, baltayı fena halde taşa vurdukjlarının farkına vardılar.)

    Diğer ABD seçimleri gibi, bu seçim de önemli.

    Son yerel seçimler, bizi bekleyen 2021 erken genel seçimi bizler (özellikle muhalif olup C. İttifakı’nın çökmesini arzu edenler) açısından ne denli anlamlı ve önemli ise, ırkçılığa, lumpenliğe, cahilliğe, hamaset dolu şovenizme, siyahlar ve Latinler üzerindeki baskılara, zengin yoksul arasında açılan makasa, beyaz polis cinayetlerine, demokratik kurumların altının oyulmasına, otoriterliğe karşı olup direnen Amerikalılar açısından, bu seçim o kadar anlamlı ve önemli idi.

    Cehalet, kibir ve şımarıklık, Türkiye’deki pek çok insana, bunun iki yaşlı adam arasında geçen, üç kuruşluk anlamı ve değeri olmayan bir seçim olduğunu düşündürdü.

    “Şuna bak! Sanki kendi ülkesinin seçimi! Sanki kendisi de Amerikalı! Oturmuş ekran karşısına, gözünü kırpmadan sonuçları takip ediyor!” türü acul şeyler düşünüp yazdılar.

    Üzücü ve düşündürücü olan, bu cehaleti sergileyenlerin kendilerini ‘bilgili’ ve ‘çağdaş’ addediyor olmaları.

    Şimdi gelsinler, ilgilenmediklerini söyledikleri bir konuda, ileri geri yorum yapıp analizlere girişsinler -bilgi onlarda ya, çağdaşlık onlarda ya, yakışır! 🙂

    • Çok polemikçi bir yapınız var. Hadi Bernar arkadaşımız da böyledir deyip hoşgörülü davranalım. Fakat isim vererek kişilere ayar vermeye kalkışmanızı size yakıştıramıyorum. Kendi adıma şunu söyleyebilirim. ABD seçimleri ve sonuçları ile ne zaman ve ne şekilde yorum yapacağım hususunda Kamboçya’dan ruhsat alacak değilim. 🙂

      • Polemikçilik değil. Suriyeli sığınmacılara ve dindarlara ilişkin aşağıdaki şu sözlerinizin ardındaki ‘çağdaş’,’Atatürkçü’ zihin ve duygu dünyanızı görünür kılmak gibi bir misyon edindim kendime. Hepsi bu:

        (1) mim 9 Ağustos 2020 At 20:22: “Yahu Suriye’yi neden sevecekmişiz? Esas siz seviyorsunuz ki Türkiye’de 4 milyon Suriyeliye rızkımızdan kesip bakıyorsunuz. Haram zıkkım olsun emi!”

        (2) mim 5 Ağustos 2020 At 15:15: “Türk dincileri Türk kimliğini kaybedip Araplaşmışlardır. Arap kültürüne sahip dincilerin devleti yönetiyor olması bir Beka sorunudur.”

        (3) mim 15 Eylül 2020 At 01:38: “Erdoğan Suriyelilere bugüne kadar 45 milyar dolar harcadık dedi. Başkalarını bilmem, ben hakkımı helal etmiyorum. Haram zıkkım olsun ve hesabı sorulsun.”

        (4) mim 9 Ağustos 2020 At 02:16: “İstermisin Türkiye’deki Suriyelilere de bunlar Türkmen diye vatandaşlık versinler. Nasıl olsa hemen hepsi Türkçe öğrendi. Şaka bir yana çıngar çıkar valla.”

        (5) mim 1 Kasım 2020 At 00:52: “çarpık şehirleşmenin ana sorumlusu seçilmiş siyasetçiler değil mi? Özellikle de sağ siyasetçiler ve Kürt-Laz müteahhitler. Sağlıklı şehirleşmeyi savunanlar bugüne kadar daima sizin burun kıvırdığınız laik ve çağdaş kesimler olmuştur. Sizin pek önemsediğiniz ‘dindarlar ve Kürtlerin’ ise umurunda olmamıştır.”

        Bir keresinde, M. Kemal’e ilişkin değerlendirmelerimden sonra bana “sen” diye hitap etmiş ve şunu yazmıştınız: “Kendini gülünç duruma düşürme.”

        Sn. Gayret, bir keresinde, “Trenden korkan trene binmesin”, bir başka seferinde ise, “Hamama giren terler” diye yazmıştı.

        Doğrudur 🙂

        • Evet, Suriyelilere harcanan 45 milyar dolar haram zıkkım olsun. Hakkımı helal etmiyorum. O paraları Erdoğan mezhepçi bir zihniyet ile Esad’ı devirmek için harcadı. Suriye’de iç karışıklık çıkmasının YPG/PYD’yi güçlendireceğini bile akıl etmedi dinci!

          Çağdaşlık anlayışımın sınırlarını ben çizerim siz değil. Laik müslümanım demem ve bence makul milli değerlere sahip çıkmam sizi neden rahatsız ediyor.

          Türkiye Cumhuriyeti üniter ve laik bir devlettir, eğitim dili Türkçedir. Siz beğenmeseniz de bu böyledir.

      • Mim, vaktiyle bu sn.bernar sen ve diğer eleman gibilerini çok şımarttı buralarda, yani şu durumun senin suçun değil, en azından tümüyle, ama sen de saygıyı elden bırakma; sn.bernar alayınızı suya götürür susuz getirir, su başında bi de başınıza iş getirir, dönüş yolunda da biz çeşmeye niye gitmiştik diye sorarsınız…
        Neyse, sn.bernar haklı, fkt gibi bilmediğin görmediğin memleketlerle ilgili iki satır da okumadıysan öyle rasyonel akıldan bilmem neyden bahsetmiiceksin yani, ayıptır…
        Bernar hocanın bilgisi görgüsü istifade etmeyi gerektirecek kadar yeterlidir, yalnız fazla kaptırıp her “gel gel” çağrısına uymayın; adamı madara eder, didem hanım da bilir yani…
        Şimdi sn.bernardan özür dile, diğer elemana sözüm yok, bilmediğin görmediğin mevzularla ilgili haberdar edip etraflı bilgi verdiği için teşekür et, senin bu yaptığına en hafif tabirle “kabalık denir”
        Size göre hava hoştur belki de, bu köşenin okurları iyi ya da kötü yorumcuları da okuyor; sessiz sedasız okuyan insanlara da biraz saygın olsun, tabii bernar arkadaşa da… tamam mı?

        • Yorumcular arasında saygı deyince akla gelecek son kişi sizsiniz. Buna rağmen saygı üzerine tavsiyede bulunma pişkinliğinize ise şaşırmadım, size yakışmış!

  5. Türkiye’de ABD seçimlerini en iyi takip edenler Amerika ile de çok yakın bağlantıları olan finans kapital kesimi. Ben ABD seçimindeki gelişmeleri dolar kurundan takip ediyorum. Eğer dolar artarsa Biden önde gidiyor, dolar azalırsa Trump önde gidiyor diye yorumluyorum. Doların seyrine baktığımızda seçim sonucu henüz belli değil ve ortada gözüküyor. 🙂

  6. Amerika için kim daha iyi yada kötü bilmem. Bildiğim birşey var yada bildiğimi sandığım birşey var o da Amerika nın kendisi şeytanın özütü. Ama sığ ama derin kısmıyla dünyadaki en büyük bela Amerikan devleti. Belli ki bizim amerikayı saf dışı bırakabilecek gücümüz yok en azından kendi kıtasına hapsedebilecek durumda da değiliz. İşte böyle böyle siyasi istikrarsızlık lar belki kendi içine çökmesine sebep olabilir. Ha Trump ha Biden. Bizim için farkedecek ne var ki. Trump Biden den biraz daha açık sözlü hepsi bu. Önceki başkanlar sırtlarını sıvazlayarak emiyordu Arapların parasını Trump açık açık size salma vuruyorum dedi. Bunu ödemeye mecbursunuz dedi. Bu da çok önemli bir fark değil. Başkan kim olursa olsun Amerika’nın en önemli kaygısı ve önceliği “İsrail’in güvenliği” olmaya devam edecek. Ne farkeder ki bunu nasıl dillendirdikleri.

  7. Biden Arizona’da önde gitmeye devam ederse, yine önde götürdüğü Wisconsin’de seçimi yüzde 1’in üzerinde oy farkıyla tamamlarsa, Michigan ve North Carolına’da kafa kafaya götürdüğü seçimleri kazanırsa, Pennyslvania’daki sonucunu beklemek zorunda değil. İş Pennyslvania’ya kalırsa, Kasım sonuna kadar kimin kazandığı belli olmayacak.

  8. İyice dağılmışsınız Ahmet Bey 🙂 Ben 2 Kasım günü, “İktidar pandemide kontrolü kaybetti. En çok önümüzdeki iki hafta içinde eski yasak ve kısıtlamaları geri getirmekten kaçamayacak.” diye yazdım. Siz Reis’in benim kadar takip etmiyorsunuz! Açın okuyun Reis’in son basın bülteni ile Bursa Valisi’nin duyurduğu yasak ve kısıtlamaları! Yoksa bunları da mı kopyalayıp ben duyurayım? Vallahi ayıp oluyor: Reis’e kulak vermez mi olsunuz, ne oldunuz? Yoksa, ABD seçimleri çok mu sarstı ve kroki durumuna mı geçtiniz? 🙂

    • ””“Erdoğan iktidarı, en çok iki hafta içinde, kontrolden çıkmış görünen pandemi dolayısıyla, İstanbul da aralarında olmak üzere, pek çok kentte tekrar kapanma önlemlerine başvurmaktan kaçamayacak. Göreceksiniz, iki haftaya kalmayacak, SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI vs. geri gelecek””
      Yazdığınızı da görmüyorsunuz Bernar bey
      Ayrıca Sayın Erdoğan a hiçbir zaman REİS demedim beyefendinin bir adı var insanlara lakaplarıyla hiçbir zaman hitap etmedim.
      Ayrıca ABD seçimleri neden sarssın Sadece zulme uğramış milletler adına üzüldüm bir APTAL 2. kez seçilemeyecek diye !!!

  9. Didem hn uzun zamandır sizi göremiyordum . Yorumunuzu görünce sevindim tarafsız ve çözüm odaklı yazdığınız için. Hiç kimse başkalarının kötülüğünü istemez elbet lakin bu ABD denen melun ülke ellerindeki milyonlarca insanın kanı ile tüm dünyayı karıstırarak memleketlerinde huzur içinde uyudular .Dürüst olmak gerekirse başkasının kötülüğünü istemek
    hem kendime hem de inancıma ters ancak biraz da onların sıkıntı çekerek karıştırdıkları ülkelerin insanlarını anlamaya sevk edebilir belki bu seçimler sonucu çıkan anarşik ortam .
    başkalarını sömürerek rahat yaşanmayacağını anlarlar .Irakta filistinde Afganistanda akan ölüp giden insanların ruhları biraz huzur bulur.

  10. Michigan’da fark 12.500’e indi!! Sayılan oy şimdi %90! 2. İstanbul seçimi gecesi gibi keyiften uçuyor Baran ve Ahmet Bey’e gökyüzünden el sallıyorum! 🙂

    ………………

    Bernar 4 Kasım 2020 At 14:21

    Kehanetlerim bir bir gerçekleşiyor! Michigan’da yarım saat önce, oyların yüzde 82’si sayılmışken, Trump’ın ensesindeyiz 201.000 oy farkıyla!” diye yazdım. Sayılan oy oranı yüzde 87 oldu ve fark sadece 64.000’e indi tahmin ettiğim gibi. Baran ve Ahmet Bey: Çok utanacaksınız! Sadece Biden kazanmayacak, Wisconsin, Michigan, North Carolina’da da turnayı tam gözünden vurmuş olacağım.

  11. Sayın Bernar!
    Kriminal vak’anın, Rusya’ya sığıındığını bir gün görmeyi sabırla bekliyoruz.

    • Bence buna fırsat verilmeyecek. Kriminal vakıası olanlar yerli ve milli sınırlar içinde tutulmalı sn Y.K. 😉

      • Tele 1 Washington temsilcisi Yılmaz Polat malum şahsın görev süresi dolar dolmaz hakkında birçok dava açılacağını, hatta bu nedenle görevi bırakmamak için ısracı olduğunu beyan etti.

  12. İngiltere’de 650 üyeli Avam Kamarası’nın toplantı salonunda sadece 427 kişinin oturmasına yetecek kadar yer var.

    Bu yüzden tüm milletvekilleri Genel Kurul’daki görüşmeler sırasında oturamıyor.

    Milletvekilleri uzun yeşil sıralarda oturuyor ve her sabah oturmak istedikleri yere isimlerinin yazdığı bir kart bırakarak görüşme başladığında oturacakları yeri seçiyor.

    Kalabalık oturumlarda bazı vekiller ayakta kalıyor.

    Bu İngilizleri anlamak mümkün değil.

  13. Demokratlar, ABD tarihindeki Müslüman iki kadın milletvekilinden biri olan Ilhan Omar’ı yeniden seçtiler. Erken öten horoz gibi sevindirikler utansın 🙂

  14. Kehanetlerim bir bir gerçekleşiyor! Michigan’da yarım saat önce, oyların yüzde 82’si sayılmışken, Trump’ın ensesindeyiz 201.000 oy farkıyla!” diye yazdım. Sayılan oy oranı yüzde 87 oldu ve fark sadece 64.000’e indi tahmin ettiğim gibi. Baran ve Ahmet Bey: Çok utanacaksınız! Sadece Biden kazanmayacak, Wisconsin, Michigan, North Carolina’da da turnayı tam gözünden vurmuş olacağım.

    Yaşasın Amerikan’ın demokratik güçleri! Titreyin ırkçı Trump’ın sempatizanı olup erkenden sevindirik olan arkadaşlar. 🙂

    Hem Biden’ı Beyaz Saray’a gönderiyoruz, hem de Baran ve Ahmet Bey’in “Adam kazandı. . . Öngörüleri yine tuttu. . .” iç sesiyle homur homur kılıp evlerine yolluyoruz! 🙂

    • ben amerikan seçmeni olsaydım oyumu daha demokrat olan Biden’a verirdim herhalde. amerikadaki seçimlerin beni heyecanlandırmamasının nedenleri var, belki yarın yazarım.

      • Milletin, “Bu adam kibirli hindi gibi yine kabara kabara yorumcular mahallemizde dolaşmaya çıkmış” diye düşünmeyeceğini bilsem, “Bernar’ın Amerikan seçimlerine ilişkin öngürüleri boş çıktı!” diye sevindirik olup kendi kendini erken öten horoz durumuna düşüren sözlerini hatırlatıp, “Ne oldi, Baran?” diye soracağım; ama, neyse, sen yazmamış ol o sözleri, ya da ben görmemiş olayım. Bunun senin için ders mi yoksa kapak mı olduğuna da sen karar ver artık 🙂

      • Baran bir amerikan seçmeni olsaydın eminim çok daha fazlasını verirdin, hem de parti ayrımı gözetmeksizin…

  15. Baran ve Ahmet Bey’e kötü haberler: Wisconsin’de 45-50 dakika önce 3 puanla Trump’ın gerisinde olan Biden, aradaki farkı kapatıp 8.000 oy farkıyla öne geçti: Biden: 1.585.029 (yüzde 49,4), Trump: 1.577.558 (yüzde 49,1)

    Oyların yüzde 95’i sayılmış durumda. Seçim günü kullanılmış oyların sayımı erken tamamlandığından, henüz sayılmamış oyların pek çoğu mektupla verilen oylar olduğu ve bunların da çoğunluk olarak Demokrat oylar olacağı için (zaten öyle olduğu için 200.000 oy farkı kapandı son saatte ve Biden öne geçti) size homur homur olmak, bana da gülümseyip göz kırpmak düşüyor 😉

    North Carolina’da da farkı kapattık! Fark şimdi sadece 82.000. Trump: 2.732.104 (yüzde 50,1) Biden: 2.655.292 (yüzde 48,7) Titreyin! 🙂

    Bu arada, Biden ile Trump arasındaki farkın açıldığını, 1.800.000’den 2.100.000’e çıktığını da söyliyeyim de hepten homur homur olun!

    Michigan’da arayı kapatıyoruz, Trump’ın ensesindeyiz 201.000 oy farkıyla! Üstelik oyların %82’si sayıldı henüz. Arkadan geldiğimiz için, benim öngördüğüm üzere burada da Trump’a tokatı yapıştırma şansımız kuvvetle mümkün!

    Bu da olursa eğer, artık şöyle bir 10-15 gün yorum sayfalarına uğramayın bence! 🙂

    • Vay be sanki ABD de yaşıyor ve vatandaşı gibi arayı falan kapatıyorsunuz .
      Neden bukadar ilgilendiriyor bu seçim sizi .Erdoğan ın gitmesinden daha çok sevineceksiniz
      herhalde Trump ın gidişine !!

  16. Geçen Pazartesi günü aşağıdaki iddiada bulundum:

    [Bernar 2 Kasım 2020 At 16:19] “Erdoğan iktidarı, en çok iki hafta içinde, kontrolden çıkmış görünen pandemi dolayısıyla, İstanbul da aralarında olmak üzere, pek çok kentte tekrar kapanma önlemlerine başvurmaktan kaçamayacak. Göreceksiniz, iki haftaya kalmayacak, sokağa çıkma yasakları vs. geri gelecek.”

    Bu iddamı ertesi gün tekrarladım:

    [Bernar 3 Kasım 2020 At 15:24] “Döviz kurlarında olduğu gibi, pandemide de kontrolü kaybettiler. Bunun böyle olduğunu, iki hafta kadar sonra ilan etmek zorunda kalacakları yasaklardan görüp anlayacak tüm Türkiye.”

    Nasılsınız, Ahmet Bey? Bugün gazatelere göz atma fırsatınız oldu mu? Haberlere göz atabildiyseniz, bir haber özellikle canınızın sıkılmasına yol açtı mı? 🙂

    • 2 kasım bildirmişsiniz ben istanbul da yaşıyorum ve kısıtlama olmadan dolaşıyorum .
      Ben suç işliyorum herhalde sokağa çıkarak !!! kendim için ihbarda bulunayım !!!

  17. “Bernar yan geldi, madara oldu!” diye sevindirik olan arkadaşlar: Yorum yazmadan önce sn. Koru’nun yazısını okuyun ilkin. Sonra aşağıdakileri:

    Toplam beş öngörüde bulundum. Bunların hepsinin doğru çıkması da mümkün, hepsinin yanlış çıkması da mümkün, bazılarının doğru, bazılarının yanlış çıkması da mümkün. Henüz hiçbir şey belli değil:

    (1) Seçimi, en az 4 milyon oy farkıyla Biden’ın kazanacağını öngördüm. An itibarıyla, Biden 2 milyona yakın oy farkla önde. Adaylardan birinin seçimi kazanabilmesi için, 270 delegeye ulaşması gerekiyor. An itibarıyla Biden 238, Trump ise 213 delegeye sahip. Yani, Biden kazanmaya daha yakın olan aday. Bu aşamada, benim açıkça yanılmış olduğum yegane öngörü, aradaki oy farkı. Halen milyonlarca sayılmamış oy olsa bile, farkın 4 milyona yaklaşması mümkün görünmüyor.

    (2) Beş eyalete ilişkin muhtemel seçim sonuçları üzerine öngörüde bulundum: Michigan, Wisconsin, North Carolina, Arizona ve Pennsylvania.

    (a) Bilgisizliğiniz yüzünden farkında dahi değilsiniz: 51 eyaletin hemen hepsinde sonuçlar netleşmiş görünürken, sonucu bu dört eyalet (ve Georgia) belirleyecek. Yani, beyler, seçimin kaderini belirleyecek olan 6 veyaletten 5 tanesi benim önemsemiş, tek tek ismini yazmış, sonucunu kestirmeye çalışmış olduğum eyaletler! 🙂

    (b) Bu beş eyalete ilişkin öngürülerimin hepsinin doğru çıkması da pekala mümkün. Hepsinin yanlış çıkması da pekala mümkün. Öngörülerimin bazılarının doğru, bazılarının yanlış çıkması da mümkün. Sonucun ne olduğunun açığa çıkması için, en az 2 tam gün daha bekleyecek bütün bir dünya.

    (3) Sizin 51 Amerikan eyaletinden dört beş tanesinin ismini sayabileceğiniz dahi kuşkulu iken, ben seçimden önce o 51 eyalet arasında 5 eyaletin tek tek ismini veriyor, bu eyaletlerde sonucun ne olabileceğini kestirmeye çalışıyorum. Tuhaftır, bütün o 51 eyaletin hemen hepsinde (Alaska ve Hawai gibi birisi 3 diğeri 4 delege gönderen önemsiz eyaletler dışında) sonuçlar alınmışken, 6 eyalet belirsizliğini koruyor ve seçimin kaderini belirleyecek olan bu 6 eyalet, Georgia dışında, benim önemsediğim ve sonuçlarını tahmin etmeye çalıştığım eyaletler: Michigan, Wisconsin, North Carolina, Arizona ve Pennsylvania! 🙂

    (4) Bu eyaletlerin hepsi, son seçimde Trump’ın kazanmış olduğu eyaletler oldukları halde, ben çıkıyorum, “Michigan, Wisconsin, North Carolina”dan en az iki tanesini Biden kazanacak” diye yazıyorum. “Arizona ve Pennsylvania’da az farkla Trump kazanacak” diye yazıyorum.

    Şimdi, yabancı dil bildiğini ileri sürüp Türkiye’yi dış basından takip ettiğini ileri süren Ahmet Bey gelsin ve bize aşağıdaki soruların yanıtlarını versin, aydınlanalım:

    (1) Biden mı kazanacak, Trump mı?
    (2) An itibarıyla “Michigan, Wisconsin, North Carolina, Arizona ve Pennsylvania’da durum nedir? Oy farkları nedir? Bu eyaletlerde kim kazanacak?

    Haydi Ahmet Bey: Bekliyoruz 🙂

    ABD seçimlerinin muhtemel küresel etkileri, Türkiye-ABD ilişkilerine muhtemel yansımaları üzerine tek satır söz söylemeyeceksiniz, seçimden önce seçimi Biden mı yoksa Trump’ın mı kazanacağı üzerine dahi tek bir kestirimde bulunmayacaksınız, sonra, bütün bir seçimin kaderi benim isimleriyle tek tek yazdığım beş ayalete (ve Georgia’ya) kilitlenmişken, bu eyaletlerde sonuçlar bilinmezken, ortaya çıkıp “Bermar madara oldu!” diye sevineceksiniz.

    Gülünç duruma düşürmeyin kendinizi. 🙂

  18. ABD seçimleri öncesi hatta aylar öncesi pek çok yorum yapılıyordu. Pek cok öngörü vardı, bazıları karamsar hatta çok karamsardı. Maalesef bu karamsar yorumlar bir süredir silahlanan, silahlandırılan gruplar ve halka, adayların inanılmaz demeçlerine dayanıyordu.
    Sonuçlar birbirine cok yakın çıktı, bu da bu en karamsar senaryoları tetikleyecek bir mekanizmanın pimini çekebilir. İyimser olmak zor. İki aday da ortak paydaları her ne kadar değişmez olsa da dünya üzerinde farklı yorumları ve ihtirasları olan grupların temsilcisi, temsil ettikleri güçlerin de nede nse bu ara iktidara gelmesi ya da kalması gerekiyor, dolayısıyla kimse AlGore gibi centilmen davranmayacak,
    bu süreç kolay olmayacak, iki taraf ta güç kullanmaktan çekinmeyecek gibi.
    Ama yargı üzerinden ama silah üzerinden.
    Sağlık sıkıntılı
    Medya sıkıntılı
    Yargı sıkıntılı
    Bizdeki pespayeliği bile geçmiş bir fotograf var, lakin abd den söz ediyoruz,
    filler dövüşür, çimenler ezilir.
    Trump kalırsa dünya için ne anlama geliyor, biden gelirse dünya için ne anlama geliyor bunu tartışmak lazım. Biri kırk katır biri kırk satır.

    • Didem hanım selam, medya bizde hep pespayeydi de sağlıkta ve yargıya ne olmuş ki?
      Bizdeki başkanlık sistemine göre sandıktan bir adet başkan çıkıyor; hatırlarsanız afganistanda birinci ve ikinci gelen adaylar aynı anda yemin töreni yapıp göreve başlamışlardı, abd de niye olmasın ki?
      Hatta eşbaşkanlık ya da dönüşümlü başkanlık gibi bir çözüm de olabilir; güney kuzey savaşı da yok ki iki ayrı başkana iki koltuk bulunabilsin…

  19. Sabah erken saatlerde kalkıp bahçeye çıktıktan ve büyük bir aceleci merakla dizüstü bilgisayarın başına kurulduktan sonra, kendimi başımdan kaynarsular dökülmüş gibi hissettim. Güvenilirliğine inandığım Guardian seçim özel sayfası, NBC News canlı yayınında söylenenler ve eyaletlerin (fareyi içine yaklaştırdığınızda) o andaki durumunu gösteren rakamlar hem öngörmüş hem de umut etmiş olduğum sonuçlara çok uzaktı. Sonuçların en hızlı alındığı eyaletlerden olan Florida, sayılan oylar itibarıyla, şimdiden Trump’a kaybedilecek görünüyordu.

    Benim Demokratların Trump’tan geri alacaklarını umduğum Wisconsin, Michigan ve North Carolina’da durum dehşet verici ölçüde umutsuz gibiydi.

    İlk duygusal tepkim, büyük bir düşkırıklığı içinde, “Lanet olsun. . .” diyerek okul saatine kadar yatağa geri dönüp uyumayı düşünmek oldu. Neden sonra, kahvaltı etmek aklıma gelip kahvaltı yaptığımda, o ara bir siteden diğerine yollandığımda, durumun sandığım kadar kötü olmadığı izlenimine kapıldım.

    Kahvaltı sonrasının ilk kahvesiyle birlikte zihnim iyice açıldı, bir çeyrek saatten diğerine, her bir eyaletin kendi içindeki idari bölgelerden (ilçe diyebiliriz bizdeki karşılığına) gelen oyların sayılmış oylara eklendiğinde durumun nasıl da gözlenebilir değişim gösterebildiğinin ayırdına vardım. Bir süre boyunca Ohio’nun Biden leyhine gitmesi önce umut verdi, sonra, zaman içinde düşkırıklığına dönüştü.

    Bütün o felaket gibi yaşadığım ilk saatten sonra, şimdi, henüz seçim sonucunun ne olabileceğine ilişkin kimsenin hiçbir şey söyleyemeyeceği bir tablo var karşımızda.

    Arizona, herhalde bu seçimlerin birinci sıra sürprizi. Georgia da öyle. Her ikisinde de Biden büyük sürpriz yapıp seçimi alabilir görünüyor.

    Eğer bu olursa, Biden Florida’dan sonra Pennsylvania’yı da kaybetse bile, Michigan ve N. Carolina’yı kazanıp Wisconsin’de kaybetse bile, 270’e erişir.

    Demokratlar ve onların kazanmasını isteyen herkes, Arizona’nın kazanılmasını bekleyecek. Ondan sonra, sonuçların alınmasının 3 güne kadar uzayacabileceği söylenen Pennsylvania’ya dikilecek gözler.

    İki şey şimdiden kesin:

    (1) Hiç beklenmeyen oldu, adayların her ikisi de zaten güçlü oldukları eyaletlerde kötü bir performans gösterirlerken, rakibine yakın görünen eyaletlerde umulmadık bir perfomans sergilediler.

    (2) Kamuoyu araştırma şirketleri ve kurumları yine açık biçimde yan geldiler.

    (3) Bu seçim de yine karakolda bitecek. (Ve, belki, önceki seçimin tartışmalı Florida’sının yerini bu kez Pennsylvania alacak.)

    Trump’ın, kendisine su koyma fırsatı vermeyecek açık bir yenilgiye uğramasını çok istemiş, olabileceğine de çok inanmıştım.

    Olmadı.

    Posta yoluyla gelecek oyların çoğunun Demokrat oylar olacağı herkesin ağzında.

    Demokratlar için kazanma şansı Trump’tan az değil.

    • Sn Bernar beyciğim İnsanlarla uğraşmak işime gelmez ama sizin yorumlarınızı da okuduğum ve değer verdiğim için cevap yazmak istedim.
      1 Bizde bir söz vardır Buyuk lokma yut ama büyük LAF ETme derler. Maalesef büyük kehanetlerde bulunup sonra yanılıyorsunuz 4 yanılgınızı daha önceki yorumlarım da belirtmiştim.
      2 Hayal kuruyorsunuz ve bunların gerçek olduğunu zannederek müneccimlik yapıyorsunuz vazgeçin bundan. Daha çok sütüku hayaale uğrarsınız.
      3 Maalesef insanımızda olan kötü bir huy dün dediklerimizin hepsini unutur sonra bambaşka yorumlar yaparız. sadece siz değil tüm toplum .geçenlerde Ekranların gözdesi bir vatandaş ( büyük bir araştırma firması sahibi ) da inanılmaz hata yaparak mesleği bırakacağını iddia etti fakat yüzsüzlükle sanki hiçbir şey olmamış gibi söylediklerini inkar etti. İşte bizim niteliksiz , kişiliksiz bireylerimiz kendisine saygısı olmayanın topluma nasıl faydası olsun.
      ABD seçimleri neden bizleri bukadar ilgilendiriyor bilmiyorum ama beni ilgilendiren tek şey Eli kanlı ABD nin Aptal bir başkanla çöküşe biraz daha yaklaşacak olmasıdır.
      Gerisi boş.

      • S400’lerin Sinop’ta test edilmesi dışında bütün öngörülerim birer birer, üstelik beni bile şaşırtan ölçekte doğrulandı. Bunu siz de biliyorsunuz.

        “Buyuk lokma yut ama büyük LAF ETme”, “4 yanılgınızı daha önceki yorumlarım da belirtmiştim.” şekilndeki ifadeleriniz, belki yorum sayfalarına ilk kez giren okurlar açısından aldatıcı olmayı başarabilir, ama yorum sayfası mahallesinin müdavimleri neyin doğru neyin yanlış olduğunun bence fazlasıyla farkındalar.

        Ve: Yok öyle “Hep öngörülerinde yanlıyorsun be arkadaşım” diyip kenara çekilmek. Mindere gelin 🙂 Aşağıdaki iddialarıma, benim yaptığım gibi, birer cümle ile karşı çıkın:

        (1) 2021 yılının ilk 7 ya da 8 ayı içinde, Türkiye erken seçime gidecek ve Erdoğan’ın partisinin alacağı oy yüzde 25’i geçmeyecek.

        (2) Geçen pazartesi ve önceki gün yazdıklarıma karşı çıkan bir iddia yazın buraya:

        [Bernar 2 Kasım 2020 At 16:19] “Erdoğan iktidarı, en çok iki hafta içinde, kontrolden çıkmış görünen pandemi dolayısıyla, İstanbul da aralarında olmak üzere, pek çok kentte tekrar kapanma önlemlerine başvurmaktan kaçamayacak. Göreceksiniz, iki haftaya kalmayacak, sokağa çıkma yasakları vs. geri gelecek.” [Bernar 3 Kasım 2020 At 15:24] “Döviz kurlarında olduğu gibi, pandemide de kontrolü kaybettiler. Bunun böyle olduğunu, iki hafta kadar sonra ilan etmek zorunda kalacakları yasaklardan görüp anlayacak tüm Türkiye.”

        (3) Seçim öncesi kehanetim sizin ve Baran’ın başında patlayacak: Şu an itibariyla Trump önde görünse bile, geçen seçimde de Trump’ın kazanmış olduğu Michigan, Wisconsin, North Carolina eyaletlerinde Biden geriden gelip ya bu üç eyaletin üçünü birden, ya da en az ikisini kazanacak.

        (4) Seçimden önce, 150 milyon geçerli oyun kullanılacağı bu son Amerikan seçiminde, Biden’ın Trump’a en az 4 milyon fark atacağını yazdım. Oysa, sonuç öyle olacak görünüyor ki, fark 3 milyonu aşmayacak.

        Bunun dışında, ABD seçimine ilişkin toplam 6 öngörümün hepsi, eğer Trump Arizona’daki farkı kapatamaz ve 1948’den beri ilk defa Arizona’da Demokratlar kazanırsa, toplam 6 öngörümden 5’i doğrulanmış olacak.

        1) Trump kazanacak mı?
        2) 5 eyalet için seçim öncesi bulunduğum öngürüler yanlış çıkacak mı?
        3) 2021’de erkem seçim olacak mı? Erdoğan’ın oyu %25 ve altı olacak mı?
        4) Önümüzdeki iki hafta içinde, Reis’iniz eski pandemi yasaklarını ve kısıtlamalarını geri getireccek mi?
        5) En az önümüzdeki Haziran’a kadar, Reis ve parti sözcülerinin ağzından S400’leri test edip aktif hale getirmek lafı çıkmayacak -yoksa çıkacak mı, Reis bunları test edip aktif hale getirecek mi?

        Laf salatası değil, sizden karşı savlar bekliyoruz Ahmet Bey. 🙂

Yoruma kapalı.