“Gücünü göster, iradeni ortaya koy Claire, hiç çekinme, derhal savaş çıkar” diyor Frank Underwood; ABD’nin ilk kadın başkanının Oval Ofis’te henüz 24 saati dolmamış iken…
ABD’de henüz bir kadın başkanlık koltuğuna oturmadığı için bu aktardığım sözlerin gerçek hayatla ilgisi olmadığını anlamışsınızdır. Bütün dünyada gösterilen ve çevrildiği ülke olan ABD’de başta siyasiler olmak üzere herkesin dikkatle izlediği bir televizyon dizisinde (‘House of Cards’) geçiyor bu sahne.
‘Spoiler alert’
Yakınlarım filmler ve dizilerden söz ettiğim yazılarıma, onları izlemesi mümkün okurları gereğinden fazla bilgilendirerek iştahlarını kaçırdığım için itiraz ediyorlar.
Haklılar.
Görevi filmleri ve dizileri eleştirmek olanlar, bunu, ‘filmi/diziyi izleyecekler bu bölümü okumasın’ uyarısı eşliğinde yapıyorlar. Buna Amerikalılar ‘spoiler alert’ diyorlar…
Ben de yazımın burasında aynı uyarıda bulunayım: ‘House of Cards’ dizisini izlemeyi düşünüyorsanız, yazımın bundan sonrasını okumasanız iyi olur…
Frank Underwood allem kullem ederek ABD’de başkan olmayı başarmış hırslı bir politikacıdır. Beyaz Saray’a gelene kadar çevirmediği dümen kalmıyor. Önüne engel olarak çıkanları birer birer ortadan kaldırmayı bile göze alıyor. İlişki kurduğu genç bir kadın gazeteciyi kendi elleriyle tren altına itiveriyor meselâ. Siyasi çıkarları için kullandığı bir politikacıyı, kendisini tehdit etmeye başlayınca, intihar süsü vererek yok ediveriyor.
Claire Underwood, Frank’in kendisi kadar hırslı ve kendisi kadar gözü dönmüş karısı.
Dizinin son (5.) sezonunda Frank eşi Claire’i başkan yardımcısı yapıyor. Karı-koca, kaybetmesi kaçınılmaz bir seçimden, hileler ve desiselerle, Amerika’nın garip seçim sistemini manipüle ederek, bilgisayar korsanlarını kendileri için devreye sokarak başarıyla çıkıyorlar.
Yara alıyor ama ve peşine düşen bir gazeteci ipliğini pazara çıkaracak iken istifa ederek Claire Underwood’un kendi yerine başkan olmasını sağlıyor Frank; kendisini geçmişte yaptığı bütün daleveralardan ve suçlardan af etmesi karşılığında…
İstifası sonrasında başkanlık görevini üstlenecek eşiyle son konuşmasında yukarıda aktardığım tavsiyede bulunuyor Frank Underwood ve ekliyor: “Bu karmaşada en iyi hamle savaş çıkarman; mevzii bile olsa bir askeri başarı hem seni halkın gözünde büyütür, hem de sen bu arada hoşa gitmeyecek bir çok işi de kotarırsın; mesela benim için ‘af’ çıkarman da mümkün olur…”
Hilafet Örgütü kimin örgütü?
Savaş Suriye’ye karşı çıkarılacak; Amerika askerlerini o ülkeye indirecek. Bahane, Suriye rejimini kendi halkına karşı kimyasal silah kullanıyor göstermek… Bir de İslami Hilafet Örgütü (ICO) adlı bir terörist grubun lideri de orada saklanıyor; o arada onun öldürülmesi de sağlanmış olacak…
Dizide bu akılları veren bir de eli-kolu her yere erişen bir kadın var. Devlette fazla önemli olmayan bir görevi bulunuyor bu kadının, ancak işlevine bakarsanız, ICO örgütünü onun yönlendirdiğini sanırsınız. Nerede, ne zaman eylem yapacağına kadar o vâkıf çünkü.
Frank Underwood’a son seçimi kazandıran ICO’ya atfedilen bir terör eylemi; ancak ‘İslami’ olmayan bir eylem, ICO’ya mal edilerek, Amerikan halkına sunuluyor.
Kocası yerine başkanlık koltuğuna oturmadan önce Claire de ‘Underwood’ soyadını hak eden bir kötülüğe imza atıyor: Yakınında tuttuğu birinin.. en mahrem anlarında kendisinden öğrendiği hep gizli kalması gereken bilgileri roman diliyle anlatan bir kitap yazdığını fark edince.. onu bizzat öldürüyor.
Barack Obama’nın imrendiği bir diziydi
Amerika’da politika böyle mi yapılıyor?
Herhalde böyle yapılmıyordur. Herhalde ‘demokrasi’ iddialı hiçbir ülkede hırsı aklından bu denli ileride bir kişi devletin başına gelmiyordur. Ancak yine de, House of Cards dizisi, gösterildiği ülkelerde, en çok politikacıların ilgisini çekiyor.
Barack Obama, dizinin ilk sezonlarını ilgiyle izlediğini ve ondan etkilendiğini birkaç kez kamuoyu önünde ifade etmişti. Hem de “Keşke Washington’da da işler Frank’in yöntemleriyle çözüldüğü gibi kestirmeden halledilebilse” diye iç geçirerek…
Obama bile, hırsının esiri, amacına ulaşmak için her yolu deneyebilen, gerekirse siyasi rakiplerini ve kendisine zarar verebileceğini düşündüklerini öldürüp öldürtebilen (son sezonda yakın kadrosundan birini öldürtüyor, dışişleri bakanını da merdivenlerden iterek kötürüm bırakabiliyor) birinin güç kullanma biçimine hayran oluyorsa…
Donald Trump’ın seçiminde Ruslar’ın müdahalesi bile, daha önce, House of Cards senaristleri tarafından öngörülmüştü.
House of Cards dizisinden herbiri 13 adet olmak üzere beş sezonluk bir birikim var. Netflix aboneleri hepsini arka arkaya izleyebiliyor; Digitürk de son sezonu yayınlıyor.
5. sezonun son bölümünü izledikten sonra aklıma şu soru takıldı: Acaba bu dizide yansıtılan olaylardan ne kadarı senaristin hayal dünyasının, ne kadarı aslında politika yorumcusu olan senaristin gerçek hayattan gözlemlerinin eseridir?
Bilginiz olsun: Claire kocasının tavsiyesini tuttu, ABD askerlerini savaşmaları için Suriye’ye gönderdi.
Dizide canım, dizide…
ΩΩΩΩ