‘Schrödinger’in kedisi’ni bilir misiniz?
Ben bilmezdim, nice sonra öğrendim.
İçinde kedi olan kapalı bir kutu.. kediyle birlikte cam mahfazada zehir ve çarptığında mahfazayı kırıp zehiri kutu içerisine salacak bir atom parçacığı.. şu anda o kedi ölü müdür, yoksa hâlâ canlı mı?
Avusturyalı fizikçi Erwin Schrödinger’in kuantum fiziği tartışmalarında, Einstein, Podolsky ve Rosen’e katkı olsun diye, kendi deneylerinin sonucunu 1935’te yayımlamıştı.
Ona göre, bir anlık da olsa, kedi hem hayattaydı o kutu içerisinde, hem de ölü.
“Schrödinger’in kedisi” ile beni tanıştıran, bir üçlü olarak planladığı romanlara onu genel başlık olarak seçmiş Alev Alatlı oldu. Şimdilerde ‘dystopia’ adı verilen ‘tersten bir ütopya’ anlatılır ilk romanda (1999): Son zamanlarda ‘üst akıl’ olarak siyasi gündeme girmiş kavram, Alatlı’nın dilinde, ‘Yüce Pir’ adını taşımaktadır. Yüce Pir dünyaya ‘post-modern bir faşizm’ getirmeye çabalarken, karşısına, ‘Schrödinger’in kedisi’ ile ifade edilen ‘gerçeklik’ engel olarak çıkmaktadır.
CHP’nin tavrını gözlerken…
Referandum sonrasında.. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) odaklı tartışmaları.. kendisini ‘Hayır’ oylarının temsilcisi olarak gören CHP’nin yaptığı/yapmadığı müdahalelere bakarak gözlemlediğimde.. bir an hem canlı hem de cansız farz edilen ‘Schrödinger’in kedisi’ deneyimi aklıma geldi.
“Hem hayatta, hem ölü olunabilir mi?” sorusunu konuyu ilk öğrendiğimden bu yana zihninde bir sorun olarak taşıyan ben.. cevabı CHP’nin tavrından aldım: Onun bir an canlı, bir an ölü olduğu izlenimi veren görüntüsünden…
Ülkemizin siyasi tarihi açısından etkisini uzun yıllar boyu hissettirecek bir anayasa değişikliğini Pazar günü sandık başına giderek gerçekleştirdik. Genellikle tezi savunan ve teze karşı çıkan iki taraf olur referandumlarda ve sonunda taraflardan biri üzülürken diğeri sevinir.
Pazar günkü referandum iki tarafı da sevindirmedi.
‘Evet’ cephesi oylarının yüzde 55 veya daha üzeri olmasını bekliyordu; yüzde 51.4’lük sonuç doğal olarak o cephede hayal kırıklığına sebep oldu.
‘Hayır’ cephesi de, ‘Evetçiler’ kadar olmasa bile, sandığın kendilerini önde göstereceğini bekliyor olmalılar ki.. onlar da sonucu beğenmedi.
YSK’nın bizler henüz oylarımızı kullanırken verdiği bir karar ise ortamı bulandırdı. Yasada ve yönetmenlikte “Yapılamaz” denilen bir konuda, YSK, “Olabilir” yanlış kararını verebildi.
Mühürsüz oy pusulası ve zarfın sayısını bilmiyoruz.. sayıyı bilsek de, onların ne kadarının ‘Evet’ ne kadarının ‘Hayır’ oyu olduğunu ve bu sebeple de sonucun değişip değişmeyeceğini öğrenmemiz mümkün değil.
Bir açmazla karşı karşıyayız.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Atı alan Üsküdar’ı geçti” ile başlayıp “Bu iş bitti” ile devam eden konuşmaları.. AK Parti sözcülerinin kışkırtıcı açıklamaları.. CHP’yi köşeye sıkıştırmış görünüyor..
O köşede “Anayasa Mahkeemesi’ne mi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne mi gidelim, yoksa sine-i millete mi dönelim?” sorusuna cevap aranıyor…
İşte CHP’ye ‘ölü’ görüntüsü veren bu köşeye sıkışmış hali…
Gazete köşelerinde, TV ekranlarında akıl satan ve CHP’li bilinen yorumculardan da, ne yapması gerektiğine dair fazla bir yardım alamıyor CHP…
Tıkanmışlık görüntüsü orada da var.
‘Hayır’ oylarının sahibi CHP değil
Halbuki yapılabilecek şey çok basit: CHP kendisini ‘Hayır’ oylarının sahibi olarak görmekten vazgeçmeli. CHP’nin oylara sahip çıktığı manzarası.. kendilerine özel sebeplerle referandumda ‘Hayır’ oyu kullanmış.. sayıları hayli fazla.. CHP’li olmayan insanlarda rahatsızlığa sebep oluyor çünkü.
CHP elbette YSK’nın yanlış kararını eleştirmeli.. kurumu kararını gözden geçirmeye zorlamak için elinden geleni yapmalı.. bunları yaptı zaten.. ve o noktada da durmalı…
Anamuhalefet partisi yine ‘bir diri, bir ölü’ görüntüsü verdiği ve bu yüzden milli iradenin yerine gelmesini tavrıyla engellediği 7 Haziran (2015) seçimi sonrasında da böyle garip ve çelişkili davranışlar sergilemişti.
Sonucu biliyoruz: 7 Haziran seçiminde yüzde 40 oranında oy alabilmişti AK Parti.. CHP’nin çelişkili tavrı yüzünden seçim yenilendiği için.. dört ay sonra yapılan 1 Kasım seçiminde oyunu yüzde 49,5’a çıkartmıştı.
Yeni tavrın bir adım ötesi.. o deneyin yeniden tekrarlanmasıdır…
Kedi o zaman çoktan ölmüş olacak.
ΩΩΩΩ