Eğitim hayatımda da, öğrenci faaliyetleri içerisinde yer aldığım dönemlerde de Doğulu arkadaşlarım hep oldu. ‘Kürt’ kökenlerini saklama ihtiyacı duyduklarını hiç hissetmedim.
“Kürt olmak”, benden eksikli olmak veya öyle sayılmak anlamına hiç gelmedi.
ABD’de yüksek lisans eğitimim sırasında katıldığım bir toplantıda, bir Amerikalı katılımcıdan, ‘Türk Tarih Tezi’nin “Dağda yürürken çıkardıkları ‘kart, kurt’* sesleri yüzünden bazı Türklere ‘Kürt’ dendiği”* tespitini ilk işittiğimde müthiş şaşırmıştım.
Çocukluğumda, kızı sonradan ağır ceza hakimi olacak bir arkadaşı vardı babamın; “Kürt Mustafa” abimdi o benim…
İzmirli olmak, muhafazakar bir çevrede yetişmek böyle bir şey…
Kürt veya farklı bir etnik gruptan, hatta değişik dini inançlı birinin bu topraklara benden daha az ait olduğunu hissettirecek bir muameleye tabi tutulmasını asla makul göremem.
