Diyelim bu pazar seçim oldu, sandıktan hangi ittifak galip çıkar dersiniz? Yanılıyor olabilirsiniz…

40
Reklam

ABD’de seçimler tatil günü olmayan bir günde yapılıyor. Kongre’nin Temsilciler Meclisi bölümünün tamamı, 100 kişiden oluşan Senato bölümünün de üçte biri -35’i- için üç gün önce -salı günü- seçim yapıldı.

Yaşlı başkan, tarihi oranda yüksek enflasyon, salgın yüzünden sağlık alanında yaşanan ve ekonomiyi de olumsuz etkileyen sorunlara ek olarak, halkın geleceğe bakışında fark edilen umutsuzluk ile mevcut iktidarın ciddi bir sarsıntı geçirmesi ve daha önce Demokrat Parti’ye temsilci ve senatör vermiş mavi eyaletlerin bu defa tercihini amblemi kırmızı Cumhuriyetçi Parti’den yana kullanması bekleniyor, alınacak sonucun Donald Trump’ın yeniden başkanlık hevesini artıracağı hesapları yapılıyordu.

‘Kırmızı dalga’ adı takılmıştı beklenene…

Beklenen olmadı. Trump ve desteklediği adaylar seçimde genellikle hüsrana uğradı.

Mavi eyaletler büyük çapta mavi kalmaya devam etti. Kırmızı dalga gelmedi, kırmızı dalgayla şimdi dalga geçiliyor.

[Seçilemeyen adaylar arasında Türk asıllı bir Amerikan vatandaşı da var: Dr. Mehmet Öz. Halkın sağlık konulu TV programlarından tanıdığı Mehmet Öz seçilebilsin diye, Trump bütün ağırlığını koymuş, kampanyasına katkıda bulunduğu gibi yanına kadar gidip çalışmıştı da. Seçilebilseydi ABD’nin ilk müslüman senatörü olacaktı Mehmet Öz. Olmadı.]   

Trump bugün ‘bomba haber’ açıklayacağını önceden ilan etmişti, toplantıdan vazgeçeceği sanılıyor; buna karşılık iki yıl sonra 82 yaşına basacak Joe Biden bir dönem -4 yıl- daha başkanlığı düşünebileceği yolunda sinyaller vermeye başladı.

Politika -siyaset- böyle bir şey. Beklentiler ile gerçekleşenler arasında her zaman tam bir uyum olmuyor politikada. Beklentilerin oturduğu zemin ile seçmenlerin hassasiyetleri çoğu kez örtüşmeyebiliyor.

Reklam

İşte Trump ve ona güvenerek adaylık koyup gelecek planlaması yapanlar bu gerçeğe önceki gün uyandılar.

[Dr. Mehmet Öz’ün seçim kampanyası için tam 27 milyon dolar harcadığını bildiriyor gazeteler. Az para değil, ancak yine de seçilmesine yaramadı o harcama.]

Bize ne Amerikan seçimlerinden?

Orada yapılan seçimde alınan sürpriz sonucun Dr. Mehmet Öz ayrıntısı dışında bizi ilgilendiren bir yönü görünürde yok elbette. Ancak yine de politikanın sürprizlere açık soğuk yüzünü kim bilir kaçıncı kez göstermesi bakımından ülkemize bakan öğretici bir yönü olduğu da muhakkak.

Muhalefet ABD’de yaşananı ders çıkartma amacıyla yakından izlemeli.

Yardımcı olayım.

Ülkemizde de 20 yılını geride bırakmış yaşlı bir iktidar var. Hayat pahalılığı hemen herkesi etkiliyor. Her ay ilan edilen enflasyon oranı rekor yılını biraz daha geriye atıyor. Vatandaş hükümetin vaktiyle övünebildiği hemen her alanda ciddi sorunlarla karşılaşabiliyor. Araştırma şirketlerinin “Hayatınızın yarın daha iyi olacağına inanıyor musunuz?” sorusuna muhatap edilen insanlar, neredeyse hep bir ağızdan, “Hayır” cevabını veriyorlar.

Araştırmaların ortaya koyduğu tabloya bakan muhalefet, seçim sonucunu çantada keklik görmesin de ne yapsın?

Reklam

Görüyor.

Her ay ‘6’lı masa’ adını verdikleri sofrada buluşan altı muhalefet partisinin toplantılarından alınan ve bazı liderler ile parti sözcülerinin ifadelerine de yansıyan izlenime göre, muhalefet, iktidara gelmek üzere gün saymakla meşgul.

Trump ve istikballerini Trump’a bağlayanlar gibi, kamuoyu yoklamalarına da yansıyan halkın nabzına itibar edilmiyor, erkenden gelin-güvey olma görüntüsü veriliyor.

Uzaktan baktığım için gerçekliğinden emin olabilmem imkansız, ancak daha seçim ufukta görünmezken tebrikleri kabul edenler olduğunu söyleyenler var ve ben de öyleleri olduğuna inananlardanım.

Erken sevinç yüzlerine de sözlerine de yansıyor bazı muhalifler ile medyadaki destekçilerinin…

Muhalefetin durumu böyle.

İktidar ise, sessiz ve derinden bile değil, açık ve aleni biçimde, düştüğünü gördüğü oy oranını yeniden yakalayıp yapılacak seçimde ömrünü uzatmayı getirecek beklenen-beklenmeyen adımları birbiri ardına atmaya devam ediyor.

Dün söylediklerini bugün tekzip etmeyi bile göze alabiliyor iktidar…

Karşıdan gelen girişimleri ‘pas’ olarak değerlendirip her girişimi karşı kaleye ‘gol’ olarak göndermenin bir yolunu bulma gayretinde.

Vaktiyle savunduğu değerlerle günün getirdiklerinin çelişmesi fazla önem taşımıyor iktidar için, gelen eleştiriler konusunda oralı bile olunmuyor. 

Çıkan aykırı sesleri ise, ne kadar cılız olursa olsun, çıkamaz hale getirmenin bir yolunu mutlaka arıyor ve aradığını bulup amacına ulaşıyor da.

Benim bazen “Bu da yapılır mı?” hayretiyle karşıladığım sözler ve eylemleri de oluyor iktidarın, bazen “Herhalde bu kadarını göze alamazlar” düşüncesiyle zihnimden savuşturduğum sözler ve eylemler de yine iktidardan gelebiliyor.

Hiçbir ayrıntıyı ihmal etmeyen ve iktidarda olmanın bütün gücünü seçim odaklı kullanan bir anlayış şu anda iktidara hakim.

Adı ‘cumhurbaşkanı adayı’ olarak zaman zaman gündeme gelen bir ismin bugün yapılacak bir duruşmadan sonra aday adayları listesinden silinmesine de tanık olabiliriz ve olursak hiç şaşırmam.

İktidar, en baştan itibaren, cumhurbaşkanı adayı olarak karşısına çıkacak rakibi bile kendisi belirleme çabasında; rakip adayları ikiye indirebildi ve büyük ihtimalle amacına da erişebilecek.

Peki ya muhalefet?

Nasıl olsa ve karşı cephe ne yaparsa yapsın seçimden galip çıkacağından o kadar emin ki muhalefet, erkenden düğün-bayram havasında.

Eminim, ABD seçimlerine bakıp silkinecek yerde, ya olan anlaşılmamış ya da “Bizde olmaz” denilip rehavete geri dönülmüştür.

Politikadan anlamayan politikacılar her yerde var.

ΩΩΩΩ

Reklam

40 YORUMLAR

  1. Astrolojiye, kahinlere, falcılara, bu türden hocalara inanmayan biri olarak; perşembenin gelişi çarşambadan bellidir özdeyişimize güvenerek yazıyorum.
    Seçime yaklaşık bir yıl kalmışken, tüm tv kanallarında tüm yazılı basında tüm internet sitelerinde yüzlerce adam geviş getirircesine aynı veya benzer şeyler söylüyor yazıyorlar.
    Bir yere lütfen not ediniz, ölmez sağ kalırsak yaşayıp göreceğiz.
    1- CB değişmeyecektir. Adı bile artık neredeyse başkanlık seçimi olmuş seçimde “Ben başkan adayıyım” demeye mecali olan tek bir adam yoktur. Bu yeterlilikte ve donanımda adam yoktur. En azından adı geçenler içinde.
    2- Seçimler olaylı geçecektir. Ne pahasına olursa olsun iktidarı vermek istemeyenler bunu yine başaracaklardır. Tüm resmi ve özel kurumlar ellerinin altındadır. Artık muhtarlar bile sistem engellediği için mahallesinde kimlerin oturduğunu, nerede oturduğunu bilmemekte ulaşamamaktadır. Trafolara giren kediler ve seçimden sonra geçerli sayılan mühürsüz oylardan sonra bu durum bizim gibi diğer ülkelere bakınca; normaldir.
    3- Yanıldım ve altılı ganyan masasının adayı kazandı diyelim. Durum daha da vahim olacaktır. Geçmişte arkalarına teneke takmadığımız kalan siyasetçileri mumla arıyoruz ya; zamanında CB.nı bile seçemeyen… Onların çeyreği etmeyenlerden aralarında yapacakları kavgalardan başka şey beklemeyin.
    Ne mi yapalım? Benim gibi yapınız. Yolun 2/3 ü zaten geri kalmış, kalan 1/3 ü yiyip içip keyfinize bakarak halinize şükrederek geçirmeye bakıp daha kötü günlere hazırlanınız. Kim dedi size çocuk yapın diye, bu memleket oldum olası böyleydi, derdinize yanmak da serbest.

    • Durum okadar da değil.
      Yiyicilerle capsizlarla uğraştık uğraşacağız.Toplum olarak biz kendimizi duzeltmezsek başkaları duzeltemez.Kendi evimizin önünü kendimiz supurecegiz.

  2. İnsanlar aptal olmalı bu kadar ekmek yiyip aynı beceriksiz iktidarı 20 yıldır başlarında tuttuklarında göre diyen sendikacı anında CB’na hakaretten tutuklanıyor. Ancak bunlara aya dört şerit yol yapacağız desek inanırlar diye insanların zekasıyla alay edenlere bir şey olmuyor. Burada bazıları da tutturmuşlar CHP’ye destek sola destek, inançlara hakaret falan diye. Hangi sol, hangi inançlara hakaret. Hakikaten hangi kafayı yaşıyor bunlar ve hangi çağdalar, insan merak ediyor. Aynaya hiç bakmadıkları kesin. Demokrasiyi terkedip tek adamcılığa sarılanlara gerici diyemeyecek miyiz yani. Öyleler işte. Kıral çıplak!

  3. mehmet öz seçim için milyon dolarlar harcamış.
    temelde sorun bu zaten. Ya paranız çok olacak ya paralı desteğiniz.
    abd halkının karşısına çıkan 40 katır mı 40 satır mı seçeneği değil mi yine?
    bay biden yaşlı da trump çok mu genç daha iyi mi bir tercih? abd önderliğinde dünyanın hali ortada. uzmanların fikir birliğinde olduğu konular gelmekte olan kıtlık kuraklık dolayısıyla açlık susuzluk ve bir dünya savaşı ki başladı zaten. nükleer tehditler çabası.
    abd iyi yönetilmiyor. halkının büyük kesimi zaten sıkıntılıydı, 50 milyon insan aş evlerinden yemek alıyordu, ekonomisi sıkıntılıydı, makyajlıydı ve makyajla boyuna para basarak nereye kadar? büyük ihtimalle ekonomik sorunlar abd ve avrupa da ve tabii dünyada yine bir savaş tamtamlarını tetikler yani kimse boş konuşmuyor?
    kötü yönetimin sonuçları var.
    bizde durum da içler acısı gerçekten, gören için tabii. yoksa uçuyoruz kaçıyoruz sanan da çok. makyaja aldanan kitleler her yerde vardır, her zaman olur.
    dün de yazmıştım enflasyonda dünya rekorlarına koşuyoruz, arjantini bile geçtik. mehter marşı çalanlar enflasyonun bir ülke ekonomisi ve halkı için ne anlama geldiğini bilmiyor olmalılar, içinde bulunduğumuz yoksulluk ve sıkıntıların makyajlanmış halinin aldatmacasına kanmış gibiler. oysa bütün parametrelerde düşen bir taş gibi aşağı gidiyoruz.
    bu ülke kaynaklarına bu genç insan gücüne rağmen ülkenin içinde bulunduğu hale bakın
    işte bu kötü yönetimdir.

    seçimi kim kazanacak?
    iktidarı terkedenlerin uzayan listesine bakın ya da muhalefetin kapısını çalan şirketlere bakın, ingiltereye taşınan işlere bakın, muhalefete yağan bilgi ve belgelere bakın.
    ekonominin, yargının, eğitimin, tarımın, hayvancılığın, dış politikanın, teknolojinin, istihdamın, üretimin
    haline bakın.
    milletin haline bakın.
    geçtim eti, peyniri ekmek pahalı geliyor millete artık.
    iktidar elindeki gücü imkanı sonuna kadar kullanacak elbette,
    halkın kendi parasını büyük zam vereceğiz diye halka verecekler elbet oysa bu para normalde eşi benzeri görülmemiş saraylara, köşkler, arabalara, tantanalara harcanıyor değil miydi?
    hdp nin ayağına kadar gidecekler elbet oysa daha düne kadar hain değil miydi?
    eyt verilecek elbet, daha düne kadar bu yanlış değil miydi?
    seçimlere bir kaç ay kala akıllarına halk geliyor tabi mecburen.
    oysa 20 yıldır elimizde uzun bir liste var bizim
    asla yapmam dedikleri ama yaptıkları ve
    yapacağız dedikleri ama asla yapmadıkları.
    adil paylaşımın olmadığı bir ülke sundular bize, yoksullaşan, fakirleşen, insanların yarından ümitsiz oldukları bir ülke, iyi yemekten, seyahat etmekten halkın çoğunluğunun mahrum bırakıldığı bir ülke.
    yargının hiç olmadığı kadar sorunlu, eğitimin yetersiz, paylaşımın adaletsiz olduğu bir ülke.
    yöneticilerin saraylarda yaşadığı her tantanayı şatafatı kendinden esirgemediği
    ama halkın giderek yiyecek ekmek bile bulamayacak hale geldiği bir ülke.
    arjantin gibi bir ülkeyi enflasyonda geçmek her kötü yönetilen ülkenin harcı değildir.

  4. Kimin seçileceği belli ,tek adamla seçime gidiliyor 2 .bir aday yok ki nasıl iktidar seçimden emin olmasın.Aday çıkaramayan bir muhalefet bizi bir 5 yıl daha AKP ye mahkum birakacak.Max 3-4 ay kalmış seçime neden aday yok bi anlativersin birisi.Korku mu adam yoklugu mu nedir hakikaten .Adam Amerika’da aylar oncesinden yarışıyor sonunda en iyi olduguna inandıkları birini aday gösterip programları anlatılıyor.
    Program yok Aday yok e sonuç oda sıfır.
    Yazık bu muhalefete oy verenlere.

    • Bugün bazı yorumlar beni şaşırttı doğrusu, muhalefetin adayının açıklanmamasındaki nedeni hala anlamamış olmanız mesela, daha bugün olan bir mahkeme de dikkatinizi çekmedi demek. abd de aylar önce açıklanıyor ama onların eğri büğrü adaletlerinde bile yine bize göre büyük fark var, bizde yola çıkanlar bir bakıyorsun ellerini arkada bağladı yok hakaret etti yok gözü var kaşı var mahkemelerde değil mi? bir de işgüzar soruyorsunuz neden açıklanmıyor diye, pesss.
      muhalefet seçim tarihi belirlenince adayını açıklayacağını söyledi dolayısıyla tek adaylı bir seçim olmayacak yani seçimi tek adaylı görmeye çalışmanın pratikte bir faydası size yok belki tek aday var mecbur ona vereceğiz diye ne tür bir duygu içindeyseniz, programda var aday da var seçenekleriniz olacak merak etmeyin. bir 5 yıl daha akp ye mecbur değilsiniz ama siz zaten gönüllü gibisiniz, muhalefete oy verenlere yazık dediğinize göre.
      siz yazık diyecek yer arıyorsanız
      ülkenin haline, ekonomisine, vatandaşın fakirliğine, hazinenin haline, adaletsiz paylaşıma, üretiminin haline, ilkel kabilelerle aynı sıralara gerilediğimize, yolsuzluk endekslerine, gri listede ülkemizin adının geçmesine, bir grubun ihaleler üzerinden zenginleşmesine, milli servetin bir kaç müteahhide gitmesine, haftada 5000 uyuşturucu satıcının yakalandığı bir ülke haline gelmesine, tarımının hayvancılığının haline falan dertlenseniz, muhalefet seçmeni yerine çiftçiye esnafa kapanan fabrikalara yazık etseniz.
      bir sonraki yorumunuzda konuyla ilgili yorumlarınızı bildiğim için size de akp nin hdp ziyareti hakkındaki fikirlerinizi soracağım.

      • Seçimin hazirandan önce yapılacağını siz hariç herkes biliyor.
        Aday aciklanirsa yipratilacagindan korkuyorsanız yıpranmayacak aday çıkarsınlar.Kim doğru adama çamur atabilir.
        Ben adayın becerilerini planını programını görmek istiyorum,yoksa bir haftada faizi indiricem
        parayı buldum sizi ucurucam gibi hayallere ihtiyacımız yok.Daha önce de 2 anahtar veriyörlardi.
        HDP konusuna gelince
        siyasetin pis yüzü ortaya çıkıyor.Rahmetli ne güzel demiş dün dündür bugün bugün.
        Gerçek fikrim HDP ye oy verenlere olacak.Bu parti PKK yi lanetlemeden ona oy verenlerin elleri de kana bulaşmış demektir.Bu vatanın evlatları olup olmadiklarini seçimde gostermeliler.

        • seçim hazirandan önce zorunlu yapılacak kendilerinin getirdiği koltuğa sakız gibi yapışılmasını önlemeye yönelik dönem kuralı nedeniyle. ben dahil herkes biliyor. ama bunu önlemenin bir yolu yok maalesef.
          doğru adama çamur atılmaz ama elleri arkada geziyor diye soruşturma açılmaya kalkılabilir, sözünün bir yerinde geçen ifade hakim değiştire değiştire hakaret sayılabilir, böylece siyasi yasak getirilmesi söz konusu olabilir değil mi?
          buna ne diyeceksiniz?
          korku mu bu yoksa ülkenin hali mi?
          plan ve programı her partinin vardır, görmek isteyen görür. hepsi ekranlarda anlatıyorlar duymak isteyen dinler.
          oy verdiğiniz partinin plan programını dinlediniz ne oldu, halimizden memnun musunuz?
          oy verirken hayallere ihtiyacımız yok demediniz,
          sayın erdogan ekonomimizi ilk 10 da göreceğimiz sözü vermişti
          17. sıradan 21. sıraya geriledik, paramız bütün zamanların en büyük değer kaybına yaşıyor
          pek çok parametrede ilkel kabilelerle aynı sıralamalara geriledik.
          yine de oy verdiniz,
          verilen sözlerin tutulmaması da sizi oy verirken rahatsız etmemişti,
          papazı yollamayacağız demişti ardından el baktınız,
          gazeteciyi yollamayız demişti ardından baktınız,
          ülkemizde bir insanı canice öldüren adama dosyayı yolladı, ardından baktınız
          100.000 konut sözü verilmişti yapılmadı, alamadınız
          ama oy verdiniz,
          şimdi milyonlarca konut sözü veriliyor alacağınıza inanıyor musunuz?
          binlerce hayal, verilmiş ama tutulmamış binlerce söz sayabiliriz
          yine oy verdiniz
          hayaller ya da tutulmayan sòzler sizi daha önce rahatsız etmiyordu çünkü
          oy verirken plana, programa, hayallere, sözlere aslında bakmıyorsunuz değil mi? o zaman doğruyu söyleyin. gerçekte oy verirken sizi yönlendiren neyse onu tartışın. bakmadığınız ilgilenmediğiniz ve ilgilenmeyeceğiniz plan programı zaten beğenmeyeceğiniz adayı boşuna bahane etmeyin.
          muhalefet seçmenine,
          hdp seçmenine olan fikirlerinizi öğrendik,
          peki bugün insanları temel gıda alamayacak hale getiren, enflasyonda dünya rekorlarına koşturan, paramızı pul eden, tüm parametrelerde gerileten, israf ve tantanada dünya sıralamasında olan iktidarımızın seçmeni için ne düşünüyorsunuz?

        • hdpkk ve ona oy verenlere değil, maşayı tutan ellere kılıçla gitmeli ve o lleri kesmeli amet bey . bunu da yapamıyo uz!
          öyleyse biz yokuz!
          birileri öyle bir ayrıştırmış!!!
          biri sağa biri sola, terazi kefesi gibi!!
          ortasına da demoklesin kılıcını asmış!!
          başına da eşkiyayı koruma olarak vermiş!!
          maşatı tutan el hangi tarafa basıyorsa çaktırmadan (hatta gözüne baka baka👀),
          ***bu durumu
          kim hangi parti hatta seçmen !
          değiştirebilir?
          bu oyunu bozup!!!
          tezgahı devirebilir???
          bunu kim yapar?
          (bal tutan kendi parmağını kesmiyor görüyorsunuz, ama sadece görür gibi yapıyorsunuz!).

      • Hemşire fazla kasmayın, bundan önceki seçimlerde de chp son gün, yani seçim takvimi başlayınca ve adaylık başvurularının son gününde cb adayını açıkladı, bu sefer de aynısını yapacak, sonraki seçimlerde de! Ve hepsini kaybetti, gelecek seçimleri de yine kaybedecek…
        Yani adayını beş on yıl önceden açıklasaydı da sonuç değişmezdi, aday kim olursa olsun tıpış tıpış gidip oyunuzu da vereceksiniz, uyanıklar hdp ye, saftırıklar chp ye, ok?

        • büyük şehirleri kaybetmeden ònce de bööle diyordun,
          üstüne %50 lerden % 30 lara düştünüz ya hemşerim
          bazı tavsiyelerimi dinle istersen,
          en azından ceviz kürü falan yap.
          sen bahçeli kimi gösterse adayına tıpış tıpış oyunu veriyorsun
          bizde muhalefete
          yani N’olmuş?

  5. KAFA NEDEN RAHAT
    İktidar için “–Sanki tüm göstergeler çok iyi, kamuoyu araştırmalarında 10-15 puan öndelermiş gibi bir havaları var” deniyor.
    Bence de çok rahatlar.
    Çünkü kafaları rahat.
    Pudra falan değil.
    Çünkü ne yapacaklarına net bir şekilde karar vermişler.
    Buradan söylüyorum.
    Seçimi falan ununtun.
    Sadece seçim yapacak”mış” gibi yapacaklar.
    Hangi kaosu, ne şekilde çıkaracaklarına varıncaya kadar belirlemişler.
    Yol haritaları çok net ki, kafalar rahat.

  6. Daha önce de yazdım lise yıllarımdan beri sizin yazılarınız takip ederim. ama su fetö meselesinden sonra sizin ve sizin gibi 90 ların muhafazakar yazarların görüşlerinizde de 90 derece görüş ayrlılığı oluştu. son dönemde öngörüleriniz hiç tutmadı.Bu şekilde devam ederse yanılmaya devam edeceksiniz. ve istikamaet üzere olmadığınız alenen ortada…………

    • İstikamet aya dört şerit yolda toggla uçmaksa, elbette orada değiliz. Saçmalamanın da bir sınırı olmalı. Milletle 20 yıldır dalga geçmenin de hesabı sorulmalı.

  7. Seçimi kim kazanırsa kazansın, ülkeyi içine düştüğü bataklıktan kurtarmak pey kolay olmayacak ; belki de yılları alacak !
    Kimin elinde sihirli bir değnek var ki !

  8. Artık Tuzu Kuruları bile Ekonomi Etkilemeye basladı.

    Dirseğinizi bir yere çarptığınızda Acısı hemen hissetmezsiniz oranın sıcaklığı geçince Ağrıyı, yavaş yavaş hissedersiniz.
    Ekonomi Darboğaza girdiğinde Millet birşey anlamadı Artık Hayat pahalılığını Hissediyorlar.

    Erdoğan bu vakte kadar hep şehir Efsaneleri ile ayakta durdu bu şehir efsaneleri yıkıldıkca oy kaybediyor.

    Hadep, pkk dedi masaya oturdu. Seçime giderken TOGG üretiyoruz dedi fabrika boş, Seçime giderken Altay tankının Denemelik üretimini çıkarıp Tank üretmeye başladık diyecek.

    20 Yıl Kocaman yalan yılı olarak Tarihe geçecek.

    Enflasyon açıklıyorlar %85.5, Vergilere, harca zam %123 Şimdi kim inanır bu enflesyona sen bile inanmıyorsun.

      • Erdoğan kimin karışısına çıkabildi ki. 20 yıldır köşe bucak kaçıyor. Çıksın TV’ye adaylarımız karşısına da bakalım ne cevap verebilecek. Cami avlusundan beyan vermek kolay.

        • Sikletine göre adam arıyor diyelim.Unuversiteye gidip de tatil olduğunu ogrenince kapıdan dönenlerle ne konuşacak.

    • “… hep şehir Efsaneleri ile ayakta durdu bu şehir efsaneleri yıkıldıkca oy kaybediyor.”
      Yanlışınız var; ŞEHİR HASTANELERİ olacak!

  9. bizde meşhur, eş başgan!..
    paralel hökümet…
    gizli sırlı derin dövlet…
    bir resmi güvenlik, birde köşede bekleyen eli sopalı eşkiya..
    sıradan bir site güvenliği tutarken bile iki tanesi izbandut gibi olsun talebi…
    toplantıda seçimde kapıda bekliyor pavyon fedaisi gibi ikisi gövdesini siper ediyor!
    kime? parasını ödeyen daire sahipleri yani onun mülkünü idare ve korumasını yaptığı kişilere!
    demem o ki,
    başgan istifa etse de, biz koltuğu kapsak!
    diş güçler deliğe bir süpürse onu var ya…
    aslında biz taaa fi tarihinden beri şöyleyiz..
    yani “biz biz değiliz”.
    son söz:
    biz olmayan biz masanın yan odasına ikinci bir masa daha koyalım,
    oraya bir görüntülü ekrandan!..
    çağıralım, gelmek isteyen var mı?
    BTP yeni refah … (isimler yazmak istemiyorum.)
    yenersede iktidardakiler şöyle desin:
    “topunuz gelin la!…”

  10. Amerika lıların ve dışardan seçimlere etkisi olanların akıllı insanlar olduğunu düşünürüm hep. tramp gibi bir tercihleri olmayacağı benim tahminimdi, tuttu. hemde maceraya girmeden.
    Bizdeki altılı ganyan cılar kazandık, piyango bize çıkacak hayali kurarkwn de,
    bir tahmin yürütmeme , beynimi yakmama gerek kalmıyor.😇
    resme bak yetiyor.
    5sağ parti 1 sol partinin peşinde maraton koş..
    1 masa altından ipliği çekip çıkarma kabileyeti olmayanların,
    masa üstüne gül 🌹 vazosu koyabilmesi hayal ötesi kalıyor.
    rakipleri ise masanın altından yürüttükleri ejder meyvesi dolu sepeti afiyetle yeme hesabında.
    Biden sadece kendisi çıkıp mücadele etmiyor, görüntü bu👀.
    tramp ise ya tutarsa diye göle maya boca etmeye devam…😊

  11. Altılı masada son durum ve pozisyonlar şöyle: Kılıçdaroğlu, son ana kadar kendi adaylığında ısrar edecek; Meral Akşener de son ana kadar Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkacak. Bu durumda da ya Altılı masa dağılacak ya da Kemal Kılıçdaroğlu baskılara dayanamayarak geri adım atıp Meral Akşener’in işaret edeceği bir ismin adaylığına rıza gösterecek. Bunu kabul ettiği anda Kılıçdaroğlu için -doğal olarak- istifa çanları çalmaya başlayacak. Zaten başka seçenek de kalmaz. Ana muhalefet partisi lideri olarak son ana kadar kendi adaylığını dayatıp bunu başaramadığında kulağının üstüne yatmak olmaz; istifa edip partisini başka isme bırakmak zorunda kalacaktır. Siyasetin gereği budur. Bunun seçim öncesi mi sonrası mı olacağı hususu sadece bir ayrıntıdır. Kılıçdaroğlu da bu gerçeğin farkında!

    • muzaffer bey hayret doğrusu bugünkü yorumunuzda masanın altında üstünde hain damgalı bir hdp vurgusu göremedik bari akp nin hdp ziyaretini değerlendirseydiniz, ne düşünüyor sunuz acaba? bazı akp vekilleri ittifaka çağırıyor hdp yi. resmi bir teklif gider mi dersiniz?
      hdp cumhur safına katılır mı sizce?
      bakanlık verilmesi konusunda ne dersiniz, kaç bakanlık üzerinde anlaşırlar fikriniz var mı?
      bu arada
      masa dağılsın ne olur, herkes bir aday çıkarır muhalifler kendi adaylarına verirler, en çok oyu alan muhalefet adayı en kötü 2.ci turda seçilir,
      masa dağılmazsa zaten hepimiz tercih ettikleri adaya vereceğiz yine muhalefetin adayı seçilir.
      hdp ye ziyaret partiye büyük bir jest oldu ve meşruluk sağladı değil mi?
      bunun tadını bırakalım muhalefet çıkarsın.

      • Ben bu ziyaretin AK Parti ile HDP arasında bir yakınlaşma olduğu kanaatinde değilim.
        AK Parti HDP’nin terör örgütünün uzantısı olduğu görüşünden geri adım atmayacaktır.
        Ama her vekilin vekilliği mecliste düşürülünceye kadar o mecliste etkili olan oyları ülke çıkarına yönlendirmek için atılan her adım doğru bir adımdır.

        • CHP ve altılı masa, “Bakın, AK Parti de HDP’yle görüşüyor” diyerek açık ki, kendisine meşruiyet alanı açmaya çalışıyor. HDP ve arkasındaki Kandil’le kurdukları kirli ittifakı, AK Parti’nin Meclis’teki bir prosedürü yerine getirmesi üzerinden temize çekmeye uğraşıyorlar.
          Tabii, laf cambazlığıyla siyaseti fazlasıyla birbirine karıştırıyorlar.
          Devlet Bahçeli, CHP ile HDP arasında hiçbir fark olmadığını belirterek siyasi hayatımıza büyük bir katkıda bulunmuştur. Ha CHP’yle görüşmüşsün ha HDP’yle!
          Sanki çok farklı!

          • meşruiyet alanı iktidarın bir çiçekleri eksik hdp nin kapısına kadar gidilerek bizzat iktidar tarafından sağlanmıştır, kirli ittifak meraklısı kimmiş resim önümüzde, hepimiz keyifle izliyoruz, sayın bahçeli de katkısının üstüne sünger çekti gitti,
            eh artık siz de gözünüzü mü kaparsınız, başınızı mı çevirirsiniz, sanmıyorum mu dersiniz, inanamıyorum mu dersiniz sizin keyfinize kalmış, resmi hayalgücünüze bırakıyorum dilediğiniz gibi gerçeklerden kaçabilirsiniz
            belli ki gerçeklerle yüzleşecek durumda değilsiniz.

        • demek terör örgütü uzantılarının kapısına kadar gidiliyor, karşılıklı oturulup konuşuluyor, mesela akp li cevheri hdp legal parti, desteğine ihtiyacımız var diyor, miroğlu tweetleriyle ortalığı sarsıyor
          sayın metiner bile hdp ye kullandığımız dili değiştirmemiz lazım diyor
          ama muzaffer bey yine de bir yakınlaşma olduğunu sanmıyor.
          hdp nin kapısına kadar gidilip bunca meşruiyet sağlandıktan sonra sanmanın ne önemi olabilir zaten değil mi?
          öcalangillerin televizyonlara çıkarılıp oy istenmesi de bir işe yaramamıştı,
          bilakis.

        • Akp kimlerle kol kola yıllardır biliyoruz. Kimlere ne istediler de vermediler de biliyoruz. Nasıl açılıp saçıldıklarını da. Şimdi Perinçek, Bahçeli kimlerle yol yürüdüklerini de. Burada yeni bir durum yok bence. Kanaatimizce Akp budur hep. Aya dört şerit yol yapılacağına inanan saf taraftarları kastetmiyorum, tepe Akp yani. Hangi tepe diye sormayın. Anladınız siz onu.

  12. çok eleştirilmesine rağmen erdoğan’ın ekonomik politikalarının istihdamı kaybetmemeyi tercih etmesi oldukça isabetli, 2018’deki faiz artışından sonra olanlardan dersini almış.

    muhalefetin aday belirlemeyip seçimi mayıs hazirana kadar taşımaya çalışması erdoğan için en büyük tehlike, faiz indiriminin doping etkisi azalıyor, ekonomi yavaşlıyor, işten çıkartmalar başladı, iktidar değişikliği mümkün görünürse bankalar da erdoğan’ı arkadan vuracak, kırılganlıklar artıyor.

    seçmen hep ekonomiyi oyluyor.

    çekirdek çitleyip izlemeye devam ediyoruz.

  13. Malum İstanbul Ticaret Odası seçimleri yapıldı.
    Millet ittifakı seçimlere çok asıldı. İBB’nin imkanlarını da seferber edilerek mevcut yönetimi değiştirmek istediler.
    Hatta Canan Kaftancıoğlu’nun “İBB’yi AK Parti’nin elinden aldım. İTO’yu mu alamayacağım” dediği iddia edildi. İyi asıldılar seçime.
    Her seçimde olduğu gibi erkenden zafer ilan ettiler ve her seçimde olduğu gibi oylar sayılınca hezimete uğradılar.
    Onlar ne kadar asılırsa asılsın yapısal olarak kolay kolay İTO’da seçim kazanmaları mümkün değil.
    2023 için de aşağı yukarı aynısını söyleyebiliriz.
    Muhalefetin bu sefer ciddiye alınır bir iddiası var. Ama bu ittifak modelinin yapısal olarak kazanması çok zor. O veya bu şekilde 6’lı, 7’li (HDP), 8’li (Haydar Baş’dan oğluna miras kalan parti) ittifak kurulabilir.
    İttifak partileri gönülsüz de olsa bir arada durabilir. Ama işte o gönülsüzlük dışarıya yansıyor.
    İlla bir genel başkanın çıkıp, biz aslında diğerlerini istemiyoruz ama mecburuz demesine gerek yok. Seçmen anlıyor. Yani tıpkı İTO’daki gibi olmuyor, olmaz da!

    • Bu ülkenin özbeöz çocuklarının inancı ile ters düşenleri, bu millet iktidara getirmez..
      Bir futbol kulübünde olabilirsiniz..
      Bir sivil toplum kuruluşunda olabilirsiniz..
      Hatta ticaret odalarında diyeceğim ama. Onu bile başaramadılar..
      Ama en önemlisi..
      Ülkeyi yönetmeye sıra gelince..
      Bu millet, sol kafaya iktidar vermez. Dindar insanları tahkir edenleri, taltif etmez..

  14. Fehmi bey! ABD seçmeni ile Türkiye seçmenı arasında okyanuslardan daha fazla fark var.
    ABD seçmeni Türkiyede olsa,Kılıçtaroğlunu Cumhur Başkanı seçer.
    Parti olarakda HDP yi tercih eder.
    Buralardakı bizim Türkler Trumpa oy verırken diğer Türkler Demokıratlara oy veriyorlar
    Mehmet Öze bizim Türkiyeliler oy vemedıler. Verseler kazanırmiydi. Onu bilemem. Senetör olursam Türk vatandaşlığından çıkarım demış onun için, Atatürkçü türkler çok kızıyordular. Bizim Türkiyenın halkı kendileri gelmış buranın vatandaşı olmuşlar Mehmet öze kızıyorlar.

    Yalnız Özü TW lerde Meşhur eden Oprah seçimlerden bir kaç gün önce Özün rakibini destekledi.
    Bizim Türkler Öz e çok kızıyordular. Senetör olursam Türk vatandaşlığndan çıkarım demiş diye.

    • Bizim doktorun, seçimi kaybetmesi hakkındaki farklı bilgiler için teşekkür ederiz .
      Üzülüyorduk, demek ki gerek yokmuş !

  15. bizdeki muhalefet Amerikan seçimlerine değil de İran’daki hareketliliğe baka kalıyor olabilir belkide.

    İran’da rejimi temsil ve koruyucu sembol üç ismin fotoğrafları güvenlik güçlerince korumaya alınmış, sokaklarda Tahran havaalanına sevkiyatı yapılan tank görüntüleri, mollaların sarıklarını düşürme eylemleri, cuma imamı bürosuna molotof atma, spor organizasyonlarına başörtüsüz çıkma, kızlı erkekli kalabalıkların devrim zaferi kutlarcasına dans etmeleri, şehirlerden yansıyan başı açık dolaşan kadınların görüntüleri…

    Rejimin güvenlik tedbirleri karşısında üniversitelerden haykıran gençlerin sesi: “gitme kal, mücadele et geri al” sloganları yurt dışına çıkmak isteyen gençleri vaz geçirmeye, kalıp mücadele etmeye davet olarak yansıması.

    Ali Babacan ne diyordu: “milletin önünde hiç bir güç duramaz.” Doğru ama bunun bir şartı var; seçimleri kim kazanırsa güç orda olur. Seçimleri kazanamayan bir muhalefetin ne gücü olacak!

    • Sağ olsun Kemal Bey her açıklamasında bize eşsiz katkı sağlıyor.
      En son şunu duyduk ağzından:
      “Ekrem İmamoğlu büyük lokmadır. Biz Ekrem İmamoğlu’nu kimseye yedirmeyiz.”
      Bunun tercümesi “Kendimiz yeriz” olabilir mi diye düşün dur şimdi.

Yoruma kapalı.