Bir an için her şeyin olup bittiğini ve Saadet Partisi’nin ittifak değiştirip ‘AK Parti + MHP + Vatan Partisi’ cephesine kaydını yaptırdığını varsayalım. Varsayımımızı bir adım daha ileri götürelim ve Saadet Partililerin bu ani cephe değişikliğini tereddütsüz kabul ettiğini, tümünün oylarını ‘Cumhur İttifakı’ için kullandığını da öngörelim.
‘Cumhur İttifakı’nın yeni sistem yüzünden zorunlu tutulduğu ‘yüzde 50+1’ şartını yerine getirmesi mümkün olacak mı?
Saadet Partisi’nin bütün oyları hiç eksiksiz o cepheye yazılsa da kayıpların kapatılamayacağını AK Parti’nin kendi yaptırdığı anketler bile gösteriyor.
Oylarda kanama yaşıyor ‘Cumhur İttifakı’ ve Saadet’in saf değiştirmesi yaraya merhem olacağa benzemiyor.
Bu durumda o soruyu sormak kaçınılmaz hale geliyor: Cumhur İttifakı cephesinin Saadet Partisi’ni yanına çekme atılımının sebebi ne olabilir?
Sorunun hiç öyle fazla irdeleme gerektirmeyen tek bir cevabı var: Temel Karamollaoğlu’nu siyasi denklemin dışına çıkarmak…
Milli Görüş çizgisi
Temel Karamollaoğlu Saadet Partisi’nin seçilmiş genel başkanı. ‘Milli Görüş’ diye bilinen çizginin siyasi hayatta belirdiği ilk günden itibaren içerisinde yer almış, kendisine hangi görev tevdi edilmişse, küçük-büyük ayırt etmeksizin hepsini canla başla yerine getirmiş bir isim. Kurucu lideri Necmettin Erbakan’ın vefatı sonrasında oylarının büyük bölümünü AK Parti’ye kaybetmiş Saadet’i, liderliği döneminde, siyasetin anahtar partisi haline getirmeyi ve bunu itibar kazandırarak gerçekleştirmeyi bildi Karamollaoğlu.
Onun liderliği altında, genç ve muktedir bir kadroyla, ilkeli bir siyaset çizgisini savunuyor bugün Saadet Partisi…
Gelişmeleri en başından itibaren yakından gözlemeye çalıştığım ve davetleriyle meslektaşların da katıldığı basını bilgilendirme toplantılarında bulunduğum için bunları biliyorum.
Son iki seçimde cirmini çok aşan bir performans gösterdi Saadet Partisi…
Kendi tabanını övünçle “Saadet Partiliyim” diyebilecekleri bir itibara kavuşturdu ve partiyi AK Parti’ye kaybettiği oyları zaman içerisinde geri alabilecek bir kıvama eriştirdi.
İlişki kurduğu diğer partileri daha olumlu bir çizgiye taşımada dönüştürücü bir etkisi de oldu Saadet’in…
Temel Karamollaoğlu ve arkadaşları ‘Milli Görüş’ çizgisini güncelledi. İlkeli çizgiden sapma anlamına gelecek her müdahale, Saadet Partisi’ni kurucu liderini sevenler kulübü haline dönüştürme sonucunu doğurabilir.
Oysa o alan da Necmettin Erbakan’ın oğlu tarafından kurulmuş bir parti tarafından işgal ediliyor.
İttifak edelim denilirken iltihak sonucu doğabilir
Saadet Partisi’nin kimyasını bozacak her yeni gelişme partiyi misyonsuz bırakacaktır.
İttifak değil iltihak olur Saadet’in Cumhur İttifakı’na katılması…
Cephe değişikliğini düşünmeyi gerektirecek ikili-çoklu görüşmelerde neler konuşulduğunu, ne vaatler üzerinde durulduğunu bilemem. Ancak Saadetli veya Saadetsiz Cumhur İttifakı’nın gidilecek ilk seçimde şimdilerde verdiği vaatleri yerine getiremeyecek bir oy gerilemesi yaşama ihtimali var.
Henüz sistem değişikliği yaşanmamış, dolayısıyla ‘yüzde 50+1’ şartının söz konusu olmadığı 7 Haziran 2015 seçiminde hükümet kurmak için yeterli oyu bulamamıştı AK Parti; benzer bir durum daha zor şartlarda gidilecek bir sonraki seçimde Cumhur İttifakı’nın başına da gelebilir.
Saadet’in cephe değiştirmesi cumhurbaşkanlığı seçiminde aday belirlenmesi sürecinde etkisiz kalması demek. İstenen bu olabilir ama ya sandığa yansıyan irade bu cephe değiştirme manevrasıyla beklenenden farklı gerçekleşirse?
AK Parti’nin ülke için doğru işler yapmaya çalıştığı, yaptıklarının içeride oylarını artırmaya, yakın ve uzak coğrafyada takdir kazanmaya yaradığı dönemlerde Saadet’in başında bugünkü kadro bulunsaydı o politikalara destek çıkma sonucu doğuracak bir yakınlığın kendilerine de ülkeye de yararı olabilirdi.
Yakınlık, o dönemde, AK Parti’nin sonradan içeride oy kaybına uğramasına, dışarıda da itibar kaybı yaşamasına yol açan yanlış politikaları üzerinde denetleme işlevi görebilirdi.
İttifak değişikliği için görüşülen Oğuzhan Asiltürk ‘bölünme tehlikesi’nden söz etmiş kendisine uzatılan bir mikrofona; bu yüzden nihai kararı şimdi değil de seçime bir hafta kala verecekmiş…
Okuyalım:
“İleride şöyle mi yaparız böyle mi yaparız demenin zamanı o noktaya geldiğimiz zaman, seçime bir hafta kala buna karar verilir. Yapılır. Ondan önce bunu açıklarsam bir bölünme meydana gelir.”
‘Bölünme tehlikesi’ varsa, o tehlikeyi akla getirecek olumsuzluk seçime iki yıl veya bir hafta kala devreye girmiş, ne fark eder?
Dost acı söyler
Keşke yeni seçim ittifakı konusunun görüşüldüğü ziyaret sırasında, bir süredir uygulanan yanlış politikalar yüzünden ülkenin ve insanının karşı karşıya kaldığı vahim sorunlar ve onların çözümüne ilişkin görüşler dile getirilseydi.
Fırsat bu fırsat denilerek…
Ziyaretin Saadet’e yarayacak hale getirilmesi öyle mümkün olabilirdi.
Temel Karamollaoğlu partisinin iktidara dönük eleştirileri için “Gerçek dostlar birbirinin hatasının üstünü örten değil, uyarıda bulunup hatırlatma yapanlardır. Yanlışların ortadan kalkması için acı söylüyoruz. Saadet Partisi şahısları değil, ilkeleri konuşur” demiş…
Doğrudur, acı sözler dostlar arasında söylendiğinde kimseye batmaz.
Bir dostları olarak ben de aynen öyle düşünüyorum.
Saadet Partisi bir sonraki seçimin belirleyicisi olabilecek iken bundan uzaklaşmasını getirecek bir yanlışlığa düşmemelidir.
ΩΩΩΩ
https://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/13168/SonEk/0/Suleyman-Karagulle/SAADET-PARTISI
…
VE
https://www.akevler.org/AkevlerTumKitaplar
Yazarın iki cümlesi tespiti dikkatimi çekti.
“Saadet’in cephe değiştirmesi cumhurbaşkanlığı seçiminde aday belirlenmesi sürecinde etkisiz kalması demek.
Saadet Partisi bir sonraki seçimin belirleyicisi olabilecek iken..”
Seçimin daha esamesi bile okunmazken, partilerin seçim hülyalarına dalıp kendini iktidarda görmesi vs durumları benim hiç ilgimi çekmiyor.
Kümülesine bakalım: en az yıpranacak, en az küfe müfe hikayesi olan kimdir?
Bir ana muhalefet var, bir kaç yeni parti çıkacağı görülüyor.
Karşına çıkacak rakibin..
Aday belirleme..
Etkisiz kalmak..
Dizi devam edecek gibi geliyor (az sonra..)
Yorumculardanda bir iki cümle,
“Gülün hareket alanı daraltılıyor..”
Gölgelerin gücü adına..
Planlar nedir? Büyü bozulur mu? Bilemem ama,
Siyaset, politika, bir sanat dalı galiba..
saadet partısı cumhur ıttıfkaına katılsa ne olur katılmasa ne olur gecceeksınız bunları AKP ve MHP 100 de 50 artı 1 ı 2023 yılındada rahatca gececekdır bunu goreceksınız bos bos kafanızı yormayın
“Gülendam enjektör” yapılanlar karşılıksız kalmayacak.
Onu bunu yapanlar Saadeti de karıştırıyor.
Saadet olmasa çok sevgili Rose u tek başına babacangil nasıl ikna edecek.
Yapma şeriatçı dede.Aslında CHP de en az senin kadar şeriatçı.
sakın kanma bu RTE nin oyunlarına.
Reis karıştırdı ve çıktı.Algı yönetenlerin algısı da güneş görmüş buz gibi eriyor.
Neyse si den girin sizde.
Hak,Hukuk ,adelet ve hukuğun üstünlüğü.
Tek adam sistemi.
Millet aç aç
Trump gitti bahara RTE gidecek.Çözülmeyin.
Anketlerde hızla eriyor.
Millet uyuşturulmuş.
..
Ha gayret.
Reis bir ziyaretle CHP nin algı için yanına aldığı Şeriatçı dedenin evinin içini karıştırıp çıktı.
Bundan sonrasını her fırsatta Sivasın sorumlusu olarak gösteren CHP ve gösterilen Şeriatçı dede düşünsün.
Yani maksat hasıl oldu.
Çabalayın gol belki çıkar.
Çıkarmaya çalışırken de CHP tabanının nasıl Şeriatçı dedeyi sevdiğini vs anlatın 🙂
7 gün 24 saat 500 kişilik mekanlarda saraylılar tarafından beslenen Esas troller gemiyi terk edince kenarda köşede kalmış trol kırıntıları halen daha tayyip cumhurriyeti’den beslenmeye devam etmeyi umarak buralarda kendi cahaletlerini sergilemeye devam ediyorlar.
Onlar içın Kominist Çin ile bizdeki ahbapları ve yaveleri hariç demokırasi ile insana ve doğaya değer veren her devlet ve bireyler pensilvanyalılaşanlar oluyor ve
hööõt dedilermi dünyayi hizaya getireceklerini zannediyorlar.
Yeni yetme trol kırıntıları! Çok koçcaklar ya 15 Temmuz darbesini kimin yaptığını GOOGLE gibi teknoloji harikası 24 saat her hareketlerini kontrol altında tutanlar’ın çok iyi bildiklerinden dahi bey haber olan cahiller ordusu halen daha milleti korkutacaklar’ına inaniyorlar.
Her erken seçimde Mollaoğlu’na yaklaşmalar’ının sebebi Abdullah Gülün gölgesinden korkmaları olmasın’mı?
Psikiyatri Uzmanı Onur Okan Demirci insanın hakaret etme eyleminin altında yatan sebepleri anlattı. Demirci, “Kişi haksız olduğunu kabullenemediği durumlarda hakaret yolu ile bu duygusunu bastırmaya çalışabilir. Haksızlığı ile yüzleşeceği korkusu ile durumu örtmeye çalışarak hakaret yoluna başvurabilir”
Her şey , siyaset dahil normal ilerliyor da ama her yoruma mücahid edası ile yetişen “Gayret” kardeşi göremiyoruz bu aralar. Aylıkların trollere ulaşmadığına dair dedikodu kabilinden duyumlar edinmiştik heralde doğru olmalı.
Milletvekili adayı , seçim çalışmaları meyanında bir köye ziyarete gider . Köylülerle uzun uzun sohbetler edilir , çaylar kahveler içilir . Nihayet yanıbaşında oturan muhtara sorar ,
– Muhtar efendi ,köyün en önemli derdi nedir ?
– Efendim, köyümüzün en önemli derdi , sağlık ocağında bir doktorun olmayışıdır .
Milletvekili adayı hemen cep telefonundan bir yeri arar , durumu anlatır ve bir doktor atanmasını rica eder . Konuşma bittikten sonra muhtara döner ve ,
– Bu iş tamam , bir iki haftaya kadar doktor geliyor ; başka bir şey var mı ?
Muhtar ‘ Allah sizden razı olsun , tuttuğunuz altın olsun ‘ diye minnetlerini saydıktan sonra diğer derdini söyler ,
– Efendim , diğer önemli derdimiz de burda cep telefonlarının çekmemesidir !
Herkese selamlar , saygılar
Üstadım;
Kıymetli değerlendirmelerinize aynen katılıyorum.
Selamlar
Fehmi Bey yazısının başında ve sonunda çelişkiye düşmüş.
Yazısının başında,
***Saadet Partisi’nin bütün oyları hiç eksiksiz o cepheye yazılsa da kayıpların kapatılamayacağını AK Parti’nin kendi yaptırdığı anketler bile gösteriyor.***yani diyorki oraya geçmen bir şeyi değiştirmeyecek.
Yazısının son cümlesinde ise;
***Saadet Partisi bir sonraki seçimin belirleyicisi olabilecek iken bundan uzaklaşmasını getirecek bir yanlışlığa düşmemelidir.*** diyerek Saadet partisinin seçimi belirleyicisi olduğunu söylüyor. Demekki durum bıçak sırtı yazarımıza göre.Ne diyelim Fehmi beye ‘dost acı söyler.’
Ne kadar anlamsız bir yorum yapmışsınız. Baştan sona okumuşsunuz; ama ne dendiğini anlayamamışsınız. Anlatayım diye düşündüm; ama değmeyeceği sonucuna vardım.
Yazdıgımda yorum yok ki. Fehmi beyin kendi cümleleri. Baştaki tezi ile sondaki tezi farklı Canım.
Merhum Erbakan bir çivi bile satmadı.
Bunlar çiviye varıncaya kadar ne varsa sattı.
Boğulmakta olan ve can havliyle hareket edeni kurtarmaya çalışan da boğulur.
Tanıdığım birçok Saadetli ittifaka asla hoş bakmıyor. Erbakan hocaya yapılan tavır, hocanın bunlar için söyledikleri saadetlerin hafızalarında, dillerinde. Bu olsa olsa Temel dedeyi safdışı bırakma hareketi diyorlar. Saadetliler işin farkında. Vebali çok olanla ittifak yapılmazı pek beğenmişler…
Teşekkürler Fehmi Bey, Meğer “Saadetin de dostları varmış” . Proje Partisi ve lideri, milli görüşün son kırıntılarını da yok ederek misyonunu tamamlamak istiyor anlaşılan..
https://twitter.com/aliaktas7/status/1355086069662949377
Karga kekliği taklit edeyim derken, kendi yürüyüşünü unutmuş.
Saadet Partisinin ve bazı siyasi partilerin davranışları kargaya benzetilebilir.
Saadet partisi şimdi hangi tarafı taklit edecek. Bir hata yaptık düzeltiyoruz mu diyecek. Doğrusu hiç inandırıcı olmaz yani kendi yürüyüşünü unutmuş artık. Cumhur ittifakı tarafından durduğu yerin yanlış olduğu söyleniyor doğru varsayalım peki Saadet partisi ve başka partiler de cumhur ittifakın bir çok yanlışını söylüyor bu yanlışları düzeltecekler mi? Bir diğer konu Saadet partisi ve benzeri partiler duruşlarını neye göre belirliyorlar. Asıl mesele Cumhur İttifakının erimeye başladığının bir belirtisi olabilir mi acaba yoksa son çırpınışları mı?
Anlaşılan Saadet Partisi resmi lideri Karamollaoğlu ile manevi lideri Oğuzhan Asiltürk, Cumhurbaşkanı/AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın talebine karşılık politika belirlemede ayrık kalmış, gün yüzüne çıkmasın diye de seçime bir hafta zaman kala
-ola ki, Asiltürk bir erken seçim olacağını sezmiş midir diye düşünesim de geldi- onun, Erdoğan’ın talebini ötelemiş oluyor.
Sn. Koru’nun tezi akla daha yatkın; Karamollaoğlu’nun Kurtulmuş gibi, Soylu gibi siyasetin denklemi dışına itilmesi düşüncesi, bir önceki yazısında SP’nin “özgül ağırlığı” nedeniyle beraber ve fakat daha çok Karamollaoğlu gibi bir figürün milli görüş ile sağ-muhafazakar çevrenin müstakbel/potansiyel önde giden lideri olabileceği gibi karşı ittifakta zihin açıcı, yol gösterici teklifleriyle ve tecrübesiyle etkin olacağı endişesinden kaynaklı… Öyle öyle; bu daha bi akla yatkın ve mantıklı.
Sn. Koru tam da vaktinde bir dost uyarısında bulunmuş oldu, kendini onlara bir dost bildiği Saadet Partililere. Hakiki bir dost uyarısı ve tam vaktinde.. sanırım meselenin bu tarafını kimse pek fark edememişti. Koru’nun uyarısı SP yönetiminde makes bulacak mı, henüz bilmiyoruz.
Tabi ki bu uyarı, plan sahiplerinin hışmını Koru’nun üzerine çekecektir.. planın büyüsü bozuldu ya!..
Bundan sonra SP’ye aynı teklifler ile ve daha bir kararlıca gidilecek mi; sanırım Asiltürk’ün yumuşak dili ve teklifi zamana bırakması/yayması bu kapının aralık bırakıldığını gösteriyor. Dedim ya; Asiltürk, Erdoğan ile görüşmesinde erken bir seçim tüyosu aldı da, aslında vaktinde yapılacak seçime, 2023’e uzunca bir zaman var ve seçime bir hafta kalarak değerlendirilecek teklif 2023 te yapılacaksa, Asiltürk’ün bu yaklaşımı AK Partiye bir “HAYIR” cevabı niteliği taşır ve Karamollaoğlu bu baskı karşısında rahatlamış sayılır. Yok eğer yakın bir tarihte erken bir seçim olacak ise Asiltürk’ün “seçime bir hafta kala teklifi değerlendiririz” açıklaması istenen yola girdiğini gösterir ve Karamollaoğlu’nun SP’ye bugüne kadar ki vermiş olduğu emekleri boşa gitmiş olur ve onu yükselttiği yerden düşmesine sebep olur.
Böyleyse, Karamollaoğlu bir yol ayırdında.. Ya manevi liderin isteğine ram olup kendisini siyasetten ekarte edecek ya da kendi yolunu çizecek.
Yenilikçilerin, merhum Erbakan’dan ayrılıp kendi yoluna koyulması onlara uzunca bir süre iktidar olma olanağı sundu; bu, Türkiye gerçeklerine bir çıkıştı ve “gömlek değiştirme” açısından bakıldığında başarılı da olundu. Başarılı oldukları dönemdeki üzerlerinde giyili gömleği daraltan ve ve onun yırtılmasına sebep taksiratları, yırtıkları renk ve desen uyuşmazlığı olan başkalarına ait gömlek ile yamamaya giriştiler ki, bu da irtifa kaybetmelerine sebep oldu; şimdi de açılan yerleri SP’nin gömleği ile kapamaya çalışıyorlar.
Karamollaoğlu’nun etkisi milli görüş tabanının çok ötesini aşmış durumda, bu etkiyi Asiltürk gösteremez, onun etkisi ancak tabanına nüfuz eder; Karamollaoğlu, takınacağı tavır ve alacağı karar ile hem Milli Görüşün resmi/manevi lideri olabilir ve partisini diğer siyasi çevreye taşır ve hem de partisini siyaset denkleminde en etkili eleman olma konumunu güçlendirmiş olur.
Yakın zamanda Karamollaoğlu’nun nasıl davranacağını göreceğiz gibi.
chp ile ittifaka devam etmeli saadet partisi absürt tiyatronun bu nadide örneği sanat ve kültür dünyamız için önemli bir kazançtır.
Saadet konu olunca holiganlara tam saha pres baskı emri gelmiş anlaşılan. Kuzguncuk patroniçesi kime biat edeceğini bilemediği için ortada kaldı ama holiganlar yağlı çanak sıyırmaya iyice alıştıkları için sahibinin sesi plaklarını gramafona takıp bu mübarek cuma günü ağız dolusu saldırıyı Temel Karamollaoğlu ve temsil ettiği ilkeli duruşa boca edeceklermiş gibi görünüyor. Açık ve net Temel Karamollaoğlu’nu yedirmeyeceğiz yemek isteyenlere de karşı duracağız. Okçular tepesinde kalan Abdullah b. Cübeyr (RA.) gibi son ana kadar Karamollaoğlu’nu savunacağız. Vesselam
Fehmi bey! Türkiyenın Can damarlarını kurutan ve milletin canına okuyan Kominist
Faşist,ve Dinci;Üçüzler! Kendilerine siper edecek birisini ariyorlar..17/25 Aralık, 2013 Rüşvet olayında suçu Suçluları yakalayanlara atarlarken “Rabim ve milletım beni affet’sın,
diyerek zeytin yağı gibi üste çıkmışlardı!
Şimdi ellerindeki bütün kozları özelliklede 15 Temmuz darbesını 54 buçuk aydır her sabah
Isitip ısıtıp mayalamaktan bittiği için, son çâre olarak Molla oğlu’na göz diktiler.
Yalnız üçüzler sadece avuçlarını yalarlar.
Mollaoğlu, üçüzler gibi binlercesini cebinden çıkarır.
Korku bacayı sarmış.
Öğle bir hale düştülerki! Korkudan Uygur Türkü bir hanımın konuşmalarını dahı sansürledıler.
Bizim Ummet liderının
dostu Trumpın ve partisi’nın yıldızı aşağıdakı Twitte deki video’da Müslüman kadınlar’ın seçilmesi ve görev verilmesın’den dolayı Biden”a verip veriştırıyor.
Trump kadına tam destek erdiğini açiklarken ona Cumhurriyet’cilerin, yıldızı ünvanını veriyor.
×××××
“Trump gave her his full support calling her a “Republican sıtar”
https://twitter.com/RexChapman/status/1349456937080008704
ne kadar da demokrasi insan hakları maskesinin ardına sığınmış pensilvanyalılaşanlara benziyorsunuz, gürültü yaparak sesi örtüyorsunuz ama kokuyu engelleyemiyorsunuz.
Seçime bir hafta kala. Yani kazanamayacağını idrak edince.
Şeriatçı dedeye söyleyin .Canan ile acayip ortak yanları var sakın ayrılmasın peşlerinden
Ne üdüğü belli olmayan ve nasıl getirileceği de belli olmayan “Güçlendirilmiş parlementer sistem”
Ne olacak Canan ağız dolusu dine ,ezana küfrediyorsa nede olsa “Güçlendirilmiş sistemi ” beraber getirecekler.
Ne olacak HDP pkk dan vazgeçmiyorsa ne olsa sistemi beraber getirecekler.
Hadi kolay gelsin size.
Fehmi bey inan yazının sadece ilk başlığını okudum gerisini tahmin ettim. Bu günkü karar yazarlarının görevi saadet partisi haydi kolay gelsin.
Optimar anketine bakın.Cumhur ittifakını en düşük gösteren mak ve metropol anketlerinede kararsızları dağıtıp bakın.Cumhur ittifakı %50 ye yakın.Tayyip bey ise 3-4 puan yukarda.her geçen gün gülün hareket alanı daraltılıyor ve siz bunu kabul etmek istemiyorsunuz.
fatih bey, doğruyu söylemek gerekirse bizlik bir durum yok aslında, bizden daha çok dünyayı ilgilendiren bir şey. ABD ile Avrupa, “Çin ve Türkiye gibi sorunlu ülkelere karşı birlikte çalışma” kararı aldılar. tırnak içindeki ifade bana ait değil, Beyaz Sarayın internet sitesinde yazıyor.
olsun İngiltere AB de değil ve bizim reyiz ingiltere kraliçesini ve onun istihbarat örgütünü kafaladı onlarla iş yapsa yeter diyorsanız da gene bizlik bir şey değil bu. ben kandi adıma Kuzey Kore de bile yaşayabilmenin bir yolunu bulurum yani, sen istedikten sonra.
tırnak içindeki ifade ABD dış işleri bakanlığının dağıttığı basın bildirisinde yer alan metindenmiş. metin sosyal medyada konuşuluyor. internet sitasinden bir alıntı zannetmiştim.
Yoruma kapalı.