Yerel seçime iki ay kadar bir süre kaldı ve siyaset arenasında hemen her gün beklenmeyen gelişmeler yaşanıyor. Beni en fazla şaşırtan bir konu var ve onunla ilgili gelişmeye bakıp “Ne oluyor?” sorusuna makul bir cevap arıyorum.
Cevabını aradığım konu hiç kuşkusuz doğrudan yerel seçimle ilgili: 2016’dan beri cezaevinde bulunan Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, partisi de -yani DEM Parti- uygun görürse, İstanbul’dan aday olabileceğini duyurdu.
“Allah yolunu açık etsin” diyeceğim, ama yola çıkması için kendisinin de öngördüğü iki aşamalı bir şart var: DEM Parti’nin İstanbul’da aday göstermeye karar vermesi ve o kararı verdikten sonra da aday olarak Başak Demirtaş’ı belirlemesi gerekiyor.
DEM Parti İstanbul’da aday çıkaracak mı?
Gelişmelere bakılırsa buna “Çıkarabilir de, çıkarmayabilir de” cevabını vermek gerekiyor…
Pazarlığa bağlı çünkü…
Etraftan söylenenlere göre, DEM Parti adına birileri hem iktidarın büyük partisi AK Parti ile hem de ana-muhalefet partisi CHP ile pazarlık yürütüyor.
İktidardan istenecekler aylardan beri konuşulduğu için belli: Pazarlık olumlu sonuç verirse Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını getirecek gelişmeler yaşanabilir. DEM’den seçilecek belediye başkanlarının, önceki seçimden sonra olduğu gibi, görevden alınıp onların yerine kayyum atanması uygulamasını imkansız hale getirecek bir yasal düzenleme yapılabilir…
Olur mu?
Bana sorarsanız, benim aklım AK Parti ile DEM’in pazarlık ettiğini bile kabulde zorlanıyor. O sebeple bu soruya cevap veremiyorum.
CHP ile pazarlık?
Galiba bu ihtimal daha fazla geçerli. Zaten iki parti görüştüklerini gizleme ihtiyacı da duymuyor. CHP lideri Özgür Özel DEM Parti’yi ziyaret de etti.
DEM Parti’nin aday belirlenirken söz sahibi olmak istediği il ve ilçelerde CHP henüz adaylarını açıklamadı.
İstanbul’da DEM’in aday çıkartması, hele adayın Başak Demirtaş olması, ülkemizin bu en önemli ilindeki seçimin sonucunu doğrudan etkileyebilecek bir gelişme.
Ekrem İmamoğlu geçen seçimde CHP’nin adayıydı ama geniş bir ittifakın desteğiyle sandıktan başarılı çıkabilmişti. O seçimin ittifakının en önemli unsuru olan İYİ Parti şimdilerde yolunu ayırdı; bu seçimde İmamoğlu’nun karşısında saf tuttuğu bile söylenebilir İYİ Parti’nin…
Meral Akşener’e baksanıza, neler söylüyor…
İYİ Parti olmayınca Millet İttifakı’nın diğer paydaşları da CHP’ye yaklaşamıyorlar.
Bir de DEM Parti Başak Demirtaş’ı veya onun gibi etkileyici bir ismi aday gösterirse, her bakımdan ‘AK Parti’nin çıkarabileceği en güçsüz aday’ görüntüsündeki Murat Kurum bile seçimi kazanabilir.
Acaba DEM Parti iktidarın hoşuna gidecek ve muhalefete İstanbul’da seçimi kaybettirecek bir adım atar mı?
Soruma cevap teşkil edebilecek, konu hakkında görüş sahibi olduklarını bildiğim veya DEM Parti lider kademesinden aldıkları izlenimleri sütunlarında okuduğum kişilerin suskunluğu beni şaşırtıyor.
Yazanlar var aslında, ancak yazılarında soruma cevap bulabildiğimi söyleyemem.
Galiba, Başak Demirtaş’ın çıkışından DEM Parti yönetiminde bulunanların da sonradan haberi oldu ve şaşkınlar…
Şaşkınlıklarının sebebi, Selahattin Demirtaş’ın fazla uzak olmayan bir tarihte cezaevinden duyurduğu, güncel siyasete veda etme kararı ile bu yeni açıklamanın ters düşmesi… Kendisi güncel siyasetin dışında, eşi ise siyasetin dengelerini değiştirebilecek bir konunun tam göbeğinde…
Beni şaşırtan ise, CHP genel başkanı Özgür Özel’in, partisi adayının şansını azaltacağı muhakkak olan böyle bir ihtimale, partisi ile DEM Parti arasındaki yakınlaşmayı eleştirenleri haksız çıkaracak bir gelişme gözüyle bakması yalnızca…
İhtimal gerçeğe dönüşürse yeniden seçilmesi imkansızlaşacak Ekrem İmamoğlu ise, görebildiğim kadarıyla, susuyor.
Herhalde gelişmenin gerçekleşmemesi için dua ediyordur.
Önümüzdeki iki ayı şaşıra şaşıra geçireceğim galiba.
ΩΩΩΩ
yine güzel manipilasyon
“AK parti DEM ile pazarlık ediyor” diyerek “CHP nin pazarlığı gayet normal” göstermeye çalışıyor .
Birde ak parti aslında tehditle demirtaşı aday ediyor u alttan alta işliyor.
Aslında hepimiz biliyoruz DEM parti CHP pazarlığında el yükseltiyor demirtaş ismi ile .
sayın yazar da bu yoldaki taşalrı temizliyor .
analiz yapıyorum ayağı ile
Bir türlü doyamadık maniipilasyona ..
Bir önceki raundu İmamoğlu kazandı; bileğinin gücü ve CeHaPe partisi içindeki vekillerin tecrübe-desteği ile.
Bu sonucu hazırlayan sebepleri kaybeden ilgili parti herkesten iyi biliyor. (Hatta İYİ! daha yakiinen😊).
Kürt milliyetçiliği maskesi düşmesede, şeffaflığı ile içindeki irin cerahat görünürmü acaba?? (İYİ parti nin ve yönetim kadrosunun tecrübe-marifetine bağlı🤗).
İstanbul’da etnik milliyetçilik mi kazandırdı? Milliyetçilik reklamı ile merkeze oynayan İYİ parti mi?
Yada asıl soru:muktedirler kaybettirdiler kendi kendilerini mi?? (Hâlâ da İstanbul’a hizmeti engellersek!!!..😡😡 kafası ile yeniden Başganlığı almaya çalışan bir zihniyet😳!..)
Yaa bıktı yıllarca zaten CeHaPe zihniyetinden illallah etti bu millet.
Daha ne YAP mayacaksınız? Ne çekecek millet, bitmeyecek mi bu eziyet???
En hakiki gerçek TAHLİLDE:
Herşey hükümetin elinde. Okey verir tüm metro projelerine!!
Köprü yol tünel yaptın yetmedi booll bol hastane..🤗🤗
Sosyal konut yapsaydın boool boll havuzlu villalar yerine;
İBB başganlığı mı?…
Koyacaktın yan cebine🤔.
Not:ibb meclisinde cumhur ittifakı çoğunlukta. Bu durum artarak mevcudiyetini korur mu? Koruya bilir!
İmamoğlu na Allah YÜRRÜÜ YA KUL’um der mi???
O Allah ‘ın bileceği iş, karışamayız biz O’nun işine🙂.
Ak Partinin en güçsüz adayı mı? , Murat Kurum bile mi; kocaman bir DEM Parti logosu? Bütün bunlar, görünür olmaya korkan garantici birisi için mi? Yazık. Çok yazık.
Terör terörist (hepsine bu coğrafyada EŞKİYA denir) cemaat tarikat adı ne olursa olsun kümülesi KULLANILMAK İÇİN yaratılmış, dolayısıyla maşa vazifesi de görür, atlama taşı olarak da kullanılır!
Bunlar kendilerini kullandırtmazlar; bedava ya!!! Bir bedeli de olur!
Parası olan alır, kullanır, bir poşete sarıp bilinmez bir yere atılır!
(Niye çöp kutusuna değil?) kimse iz bulamasın diye tabii..
Amaçlar neler olarak söylenir:
-özgürlük vs (oysaki demokratik laik cumhuriyet ülke!)
-yeni bir devlet!?!?(İmkansızlar ülkesinde)
-kayyum kalksın vs.. olurmu bilmem demokratik cumhuriyet te..
Eeeee.. ne kaldı geriye???
(Hadi onları anladım da, iyi parti nereye koşuyor? Onu bende anlamadım vallaaa🤔)
Her ne olacak ise birşeyler çıkacak ortaya.
Kimin kaç cm.. cürümü neymiş.. vesaire..
Ne gerek var masaya oturup imzalar atılmaya?.. bak ne oldu o kadar umut bağlanan masaya:)))))???
Acele etme gelir bahar şubat sonuna. Annaşırlar masa altında.. yan odada.. sarayda.. dağda.. bağda..
Yerin mekanın zamanın ne önemi ki ola?
Umut bey “iyi parti nereye koşuyor?” diye sormuşsunuz, şimdiye kadar nereye ve ne için koşmuşsa yine aynı yere doğru koşuyorlar, yerel seçimlerin adaylık borsası daha bereketli olur…
Ekrem İmamoğlu geçen seçimleri İYİ Parti ve HDP desteği ile kazanmıştı. Bu seçimde İYİ Parti desteğinden mahrum olacak.
DEM Parti’nin desteği Ekrem İmamoğlu açısından hayati derecede önemli. Ama DEM Parti’nin getireceği kadar götüreceği oylar da var. Ekrem İmamoğlu, milliyetçi, muhafazakâr ve Karadenizli oylarıyla kazandı. İYİ Parti şemsiyesi olmadan tek başına DEM Parti desteği ise bu kesimlerin uzaklaşmasına neden olabilir. Çünkü Türk halkının DEM Parti’nin PKK’nın siyasi kolu olduğu noktasında kuşkusu yok.
CHP NİN DURDURULAMAZ YÜKSELİŞİ
Ne oldu, nasıl aldu bilinmez yılların kıytırık %24 lük partisi siyasetin merkezine oturdu. Chp ye destek vermeyen partiler, hain satılmış ilan edilmeye başladı. Önce iyi partiyi gömdüler ve hala üzerine toprak atıyorlar. Şimdi de sıra DEM partisine geldi. Yakında ona da saldıracaklar. Bu muhalif maydonazlarına kim dedi Türkiyedeki muhalefet partilerinin görevi chp ye destek vermek, onun adaylarının seçilmesini sağlamaktır diye. Arkadalarında geniş trol gücü ile chp ye destek vermeyen partileri yerin dibine sokup çıkarıyorlar. Hiçbir entellektüel, liyakat birikimi olmayan özgür özel gibi, imamoğlu gibi eften püften adamlara ikbal sağlamak için bütün muhalefeti kanalize eden güç nasıl bir güçtür. Sayın yazar bu perde ardındaki gücü yazsa da öğrensek.
önce hd sonra ddn sonra ddm…
bu yaşınızda yakışıyor mu:)))
işiniz gücünüz takiye.
ona buna domuz götürüyor derken domuz aklayacak hale geldiniz. hala o entelektüel değil bu liyakatli değil diyebiliyorsunuz, doğrusu sizler tarafından beğenilmemek bir iltifat olarak yeter. sayın imamoğlu ve sayın özer daha ne ister?
Didem hanım, sayın imamoğlunu bilmem ama özer iyibaştan sonra “bu yaşınızda yakışıyor mu:)))” salvonuz iki etti…
“doğrusu sizler tarafından beğenilmemek bir iltifat olarak yeter.” ifadeniz ise biraz sorunlu görünüyor,
çünkü belki yeterince “entelektüel” olmayabilirsiniz ama liyakatinize diyecek yok yani:)
ifadem sorunlu da nerden çıkmış, veciz olduğu bile düşünülebilir:)
Evet, DİDEM hanm! bu platformdaki partizan kutuplaşma ortamında sıra ddt’ye bile gelebilir. Kolaylıklar dilerim👍…
ne kadar haklısın ve
ne ince işaret etmişsin.
Sayın hb “bu platformdaki demokratik tartışma ortamından” sıkılmış olabilirsiniz ama ortada öyle abarttığınız kadar bir partizanlık yok, sizi duyan da 12eylül öncesi kardeşin kardeşi vurduğu günlerden filan geçiyoruz zanneder:)
Burdaki hiçbir yorumcunun partisini veya savunduğu siyasi düşünceyi bilmiyorum ama bir kısmının yeminli türk düşamanı olduğuna şahitlik ederim!
Sizin gibi, sabah akşam burdan cumhuriyetimizin banisine ve bugünkü devlet büyüklerimize sövüp saymaktan başka hiçbir itikadı olmayan allamelere ne desek boş!
Pandemi döneminde asker neden sahaya inmiyor diye buralardan şakıyordunuz, herkes kendi işine baksın, partizanlığı da partizanlar yapsın, noolmuş?
İki gündür yoktuk, fırsatı ganimet bilip yine «mangalda kül bırak»mamış» gibi bir hal var üzerinde. Kronik bir hastalık olmalı. Bu platformdaki standardlar «sövüp saydırmak» tan yüksek olsa da böyle ithamlara, iftira-çamur atmağa engel olacak kadar yüksek değil anlaşılan. O zaman, iş kişinin kendini savunmasına kalıyor.
Sövüp saymaktan dem vuruyorsun madem, seni bunu nerede yapmışım gösterip ispat etmeğe davet ediyorum. Bunu ispat edememek müfteriliğe/şerefsizliğe girer. Herhangi bir eleştiri değil, asıl bu tür radikal yakıştırmaların türk düşmanlığı üretir! Yorumları çarpıtmayı, daha da önemlisi araya iftira karıştırmayı bırak!
CHP anlaşma yapmamalıdır. Eğer yaparsa seçimi kazansa da kaybeder. Kaybetme riskini göze alarak hatta DEM Parti’nin aday çıkarmasını sağlamalıdır. Bu şekilde kazanacağı bir belediye başkanlığından sonra Ekrem Bey geleceğin Cumhurbaşkanı olabilir.
Elbette Başak Demirtaş’ın adaylığıyla birlikte partisinin oy oranı biraz daha artacaktır. Bu CHP adayını kazanma olasılığını düşürebilir. Fakat anketlerde görülen kararsızlar ve oy kullanmayacağım diyenler seçimin kaderinde daha etkili olacaktır.
Tabi bu denklemde YRP’de önemli, bakalım takipte kalıp izlemeye devam edelim.
yapılan eleştirilerden rahatsız olanlar çoğunlukta ama asıl sorun eleştirilerin çok olmasından ziyade içindeki gerçekler, buna karşı tutunacakları hiç argümanları yok. dini, yerli, milli iddialarından geriye muhalefeti terörize edecek öğretilmiş bir çaresizlikten başka bir şey kalmadı, geçen seçimde fake/uydurulmuş videolar bile kullanılmıştı.
dem demek 6 milyondan fazla oy demek, seçim kazanmak bir başarı ise, istediği bütün belediyelerde seçimleri kazanıyor ve başkanlık sistemini kurgulayanların bize küçük bir jesti olarak kalan belediyelerde de kilit bir rol alıyor.
iktidar bileşenleri dem’le anlaşırlarsa ne ala, anlaşamazlarsa yurt dışı sandıklar var, para dağıtılacak yoksullar var, olmadı yine videolar hazırlatırlar.
istanbul elbette önemli ama sayın imamoğlu doğru yerde mi?
elini bağladın soruşturma açmaya çalışmaktan kullandığı bir kelime için siyaset yasağı getirmeye, ödeneklerini kısmaktan elindeki gelirleri almaya, otobüs, metrobüs satın almasını engellemekten ucuz ekmek satmaya bile engel olmaya çalışıldıktan sonra yine bir dolu sıkıntıyla uğraşmayacak mı?
bana kalırsa bazen kaybetmek, kazanmaktır. önce chp nin sonra muhalefetin başına geçip, CB seçimlerine hazırlansın. halk desteği çok yüksek, kendisine gösterilen sevgi, ilgi, alaka ortada, doğru zamanda doğru yerde olmak gerekir, genel seçimde ona bu şansı vermediler, kazanmasına kesin gözüyle bakıldığı için.
geçen seçimde bilmediğimiz çok şeyler olduğunu gördük.
eşyanın tabiatına aykırı ne varsa oldu.
ama iktidarın lastikleri her yerden patlak, her yerine bir yama ile idare etmeye çalışıyorlar bunu da görüyoruz. mevcut sevilen muhalif siyasetçiler ya da yeni oluşumlar ve yeni liderler
belli ki bir yerde bir şeyler değişmek zorunda kalacak.
böyle gitmesi mümkün mü?
seçimden sonra kaçınılmaz olarak bu günleri bile çok arayacağımız düşünülecek olursa…
“TÜİK’in hesaplamalarında son olarak 2023 yılı enflasyonu yüzde 64,7 olarak açıklandı. Ancak ENAG bunu yüzde 127 olarak hesaplamıştı.”
“Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kurum içinde yaptığı toplantıda yapılan hesaplamalarda yüzde 64,7 olarak açıklanan 2023 enflasyonunun yüzde 129,4 olarak hissedildiği iddia edildi.” haberleri var neredeyse her kanalda.
tüketim alışkanlıkları ve harcama kalıpları bu farka neden oluyormuş meğersem.
tabi maaş artışları hissedilen enflasyon üzerinden artmıyor bu durumda
yani hissedilen rakam üzerinden yapılsa, refahınız artmaz ama mevcut durumunuzu koruyabilirsiniz lakin
açıklanan resmi rakamlar üzerinden artış yapılıyor.
bu ne demek?
yoksullaştırılıyorsunuz demek.
hem de çok fazla, çok büyük oranda.
hesap ortada işte.
seçimden sonra bu oranları bile arayacağımız düşünülürse
bu zihniyetle devam etmek mümkün mü?
emekli milletvekillerinin maaşları 230.000 tl olurken
en düşük emekli maaşı 10. 000 tl olabildi,
asgari ücret ise 17.002,12 tl:)
bazılarımızın akla,
bazılarımızın ise vicdana ihtiyacı var.
ahlaka ise herkesin.
İmamoğlu dediğiniz şişirilmiş bir balon.5 yıldı İstanbul u yönetiyor hangi sorunu çözdü.
İstanbul a ilave şu kaynagini buldu hayır .Bir metro istasyonunun 3 tane istasyonunu açarak 3 metro yaptım la olmuyor bu işler.Sermayesi hava su toprak olan İSPARK ne kadar zarar etti kimlere peşkeş çekti.
Trafik sorununa çare mi üretti.Kres açmak halk ekmek fabrikası açmak la İstanbul yönetilmez.
Neden Mansur yavaşla ugrasilmiyor çünkü adam işini yapıyor öyle veya böyle.Ama imam efendi Eli işte gözü oynasta.İstanbul a 24 saat şehri düşünen başkan lazım İstanbul basamak değildir.Kredi vermemişler, parayı kismislar bunlar oynamasını bilmeyen gelin hikayeleridir.
biz şişirilmiş balonlarn da, oynamasını bilen gelinlerin de kim olduğunu yeterince gördük:)))
Sayın yazar Ak Partinin en güçsüz adayı mı?
Yaptığı icraatları bir tarafa bırakalım, boyundan posundan silip süpürecek bunu ikrar etmek size niye zor geliyor.
sayın yazar güçsüz derken, sizi ifade ettiğiniz manada söylememiştir kanımca, örneğin bir zamanlar Eski ulaştırma bakanı Bİn Ali YILDIRIM İzmir den aday olmuş ve kazanamamıştı, İstanbul dan da aday oldu kazanamadı o dönemlerde çok başarılı ve uzun süren bir bakanlık dönemi geçirmişti. İşte o başarı farklı, yerel seçim farklı.
Siyaset her zaman çok bilinmeyenli bir denklemdir. Hazırlıksız olanlar, denklem kurmayı bilmeyenler, çok değişkenli denklem çözmeyi bilmeyenler elbette yaya kalacaklar. Ortalama matematik bilgisi okumuşlar arasında bile 40 soruda 5’i geçmeyen bir toplumda atı alan Üsküdar’ı geçer elbette. Muhalefet çok zayıf, hepsi birbirinden beter. Böyle olunca iktidarın da iktidarı sonlandırılamıyor. Dönüyor dolaşıyor aynı köhne rejime mahkum oluyoruz. Layıkız elbette. Çünkü toplum olarak tüm uluslararası göstergelerde hemen her alanda sınıfta kalıyor.uz Bu durumda ne beklersiniz ki. Olacak oluyor. Mehter takımı gibi iki ileri üç geri. Uzaya astronot uçursanız da, Princeton’dan yetişme MB başkanı ithal etseniz de sonuç değişmiyor. Sahi başkan nerede? Herkes Davos’ta oraya da uğramadı. Durum çok vahim görünüyor.
Yoruma kapalı.