You are currently viewing İki kez 3. Dünya Savaşı engellendi.. İki olayda da Türkiye’ye ayıp edildi…

İki kez 3. Dünya Savaşı engellendi.. İki olayda da Türkiye’ye ayıp edildi…

İşe bakın: Biz Türkiye’nin gözbebeği İstanbul’un kalbi mesabesindeki İstiklal Caddesi’nde patlayan bombayı konuşurken, dünyanın öbür ucunda, başka bir amaçla bir araya gelmiş dünya liderleri, 3. Dünya Savaşı çıkarıp çıkarmamayı tartışıyorlarmış…

Bereket henüz o raddeye gelinmediği kanaatiyle olmalı, tartışmalardan “Şimdilik savaş yok” kararı çıktı.

Endonezya’nın Bali adasında yapılan G-20 zirvesine katılan 20 lider arasında bulunan NATO ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları, tam da bu konuda düzenlenen bir yan toplantıda buluştular ve savaş yapmamaya karar verdiler.   

Ukrayna devlet başkanı Volodymyr Zelensky’yi hayal kırıklığına uğratma pahasına hem de…

Olay şöyle başladı:

Salı günü, Polonya’nın Ukrayna sınırındaki Przewodow köyüne, üzerindeki yazılardan Rus yapımı olduğu anlaşılan bir füze düştü ve iki kişiyi öldürdü. İşgal amacıyla askerleriyle girdiği Ukrayna’da, en kritik savaş bölgesindeki Herson kentinden çekilmek zorunda kalmasının ardından Rusya’nın başlattığı intikamcı saldırılar sırasında yaşandı bu olay.

İki köylünün ölümüyle sonuçlanan olayı Polonya dışişleri bakanlığı açıklarken füzenin Rus yapımı olduğu özellikle vurgulandı. Bu açıklamayla birlikte, Polonya dışişleri bakanlığı, Rusya’nın Varşova büyükelçisini de tepki vermek üzere bakanlığa çağırdı.

Ülkenin ulusal güvenlik ve savunma komitesi de acilen toplandı.

Kendi topraklarından komşu ülkeye gönderilen füze Ukrayna’dan da tepki gördü.

Polonya bir NATO ülkesi; üyelerinden birinin ‘düşman’ saldırısına uğraması üzerine NATO’nun alarma geçmesi doğal. Nitekim öyle de oldu.

NATO’nun en önemli yedi ülkesinin devlet veya hükümet başkanları G-20 zirvesi için Bali’de. Brüksel’deki NATO merkezinin uyarısı üzerine ABD başkanı Joe Biden diğer üye ülkelerin  temsilcilerini konuyu görüşmek üzere orada topladı.

Görüştüler.

Aralarından “Rusya bir üyemiz olan Polonya’ya saldırdı, ana sözleşmemize göre, bir üye devlete yapılan saldırı hepimize yapılmış sayılır ve bütün üyelerin saldırıya uğrayan ülkenin yardımına gitmesi gerekir” diyen çıkmıştır herhalde; ancak görüşme o istikamette sonuç vermedi.

“Her ne kadar Rus yapımı bir füze olsa da Moskova olayla hiçbir ilişkilerinin bulunmadığını açıkladı; böyle bir durumda olayı büyütmeye gerek yok” düşüncesi toplantıya hakim oldu ve sonuçta Rusya’ya karşı savaşın genişletilmesinin önüne geçildi..

Üçüncü Dünya Savaşı yerine, Ukrayna üzerinden Rusya ile savaş ve Vladimir Putin’i geriletme daha uygun görüldü.

Bunları yazarken ben biraz erken davrandığımın farkındayım. Olanı şimdiye kadar benim anlattığım yalınlıkta değerlendiren pek çıkmadı. G-20 zirvesini ve oraya katılan liderleri izlemek için Bali’de bulunan gazeteciler yan toplantıyı aktarmakla yetindiler. Gazeteleri ve haberlerini ilettikleri TV kanalları da toplantıyı basitçe yansıttılar.

Görüşmenin gerçek boyutunu yazmayı yarının tarihçilerine bıraktılar.

Tıpkı, bundan tam 60 yıl önce, Sovyetler Birliği ile ABD arasında patlak veren ‘Küba füze krizi’ sırasında yaşandığı gibi…

O zaman da, Sovyetler Birliği lideri Nikolay Kruşçev ile ABD başkanı John F. Kennedy arasında baş gösteren söz düellosunun, iki ülkeyi bir savaşın eşiğine kadar getirecek ciddiyette olduğu, en başlarda pek az kişi tarafından fark edilebilmişti.

İngiliz gazeteci ve tarihçi Max Hastings’in ‘Abyss’, Ukraynalı profesör Serhii Plokhy’nin ‘Nuclear Folly’ adlarıyla kısa süre önce yayımlanan kitaplarında, 60 yıl öncede kalmış o krizin son anda nasıl önlenebildiği ayrıntılarıyla anlatılıyor.

Her iki kitapta da Rusya ile ABD’den sonra adı en fazla geçen ülke Türkiye…

Kitapların neredeyse her sayfasında geçiyor Türkiye’nin adı…

NATO üyesi olması ve topraklarında konuşlanmış ABD üssünde nükleer başlıklı Jüpiter füzeleri bulunması sebebiyle, Küba’ya kurulan Sovyet üssü ve oraya taşınan füzeler ile ilgili yürütülen pazarlıklarda Türkiye’nin adı sıkça geçmekte. Türkiye de pazarlığın içerisindeydi o zaman; ancak iki taraf birbiriyle hırlaşır ve Türkiye’yi de ilgilendiren görüşmelerini sürdürürlerken Ankara’yla danışma ihtiyacı duyulmamıştı.

Pazarlık Türkiye üzerineydi, ancak Türkiye olan biteni çok sonraları öğrenmişti.

Bali’den..

Ukrayna’dan Polonya toprağına düşen Rus yapımı füze üzerine NATO olarak Rusya’ya savaş açılıp açılmaması için Bali’de yapılan ve NATO üyesi de olan G-20 liderlerinin davet edildiği toplantıdan, orada bulunduğu halde NATO üyesi Türkiye’nin cumhurbaşkanının haberdar edilmediği anlaşılıyor.

Rusya ile en uzun sınırı bulunan NATO üyesi Türkiye’nin cumhurbaşkanı, pekala topyekün savaş kararı da çıkabilecek bir NATO toplantısından uzak tutulmuş…

Tarih bir kez daha tekerrür ediyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu yan toplantıyı öğrendiğinde, kendisinin sadece çok önemli toplantılara davet edildiğini söylemiş…

Bundan daha önemli bir toplantı ne olabilirdi?         

Gerçekten çok tuhaf bir durum bu.

Keşke gıyabında böyle bir toplantı yapılabilmesini hoş karşılamadığını belli etseydi Cumhurbaşkanı Erdoğan

Sınır komşusu Ukrayna’dan iki kişinin ölümüne yol açan Rus yapımı füze saldırısına Polonya’nın maruz kalmasını, konuyu görüşen liderlerin Moskova’nın inkarını geçerli saymalarını ve Volodymyr Zelensky’nin verdiği tepkideki garabeti unutmuş değilim.

Zelensky’nin kendisini liderler tarafından suçlanmış hissetmesi gerekir.

Ne yani, Rusya’yı kötü duruma düşürmek için Ukrayna mı o füzeyi Polonya’ya fırlattı?

Toplantıdan çıkan dolaylı sonuç bu çünkü.

Bali’deki yan toplantı beklenmeyen başka sonuçlar da doğurursa hiç şaşırmayacağım.

ΩΩΩΩ