İsrail ordusu Gazze’ye kara harekatı başlatarak yanlışa adım attı.. ‘Kıyamet savaşı’na doğru mu gidiliyor?

21
Gazze, dün.. [Foto: Guardian gazetesinden..]
Reklam

İsrail ve onu destekleyen devletler ile Cumartesi günü yapılan saldırıyla ilgili yazı yazan ve yorumlayanların çoğuna göre, Hamas bir ‘terör örgütü’; aynı devletler ve kişiler Hamas’ı bu sıfatla anmayan kişiler ve kurumları kınıyorlar da…

BBC de kınanan kurumlar arasında…

‘Terörist’ sıfatını kullanmıyor Hamas için BBC, o da benim gibi ilk günden beri Hamas eylemcilerini ‘militan’ sıfatıyla anıyor…

Eylemin bugün 8. günü. İsrail, yine bir Cumartesi günü, yine sabahın erken saatlerinde, bu defa Gazze’ye kara harekatını başlattığını duyurdu. Zaten günlerdir İsrail karadan, havadan ve denizden Gazze’yi vuruyor. İsrail’in kullanımı yasak ‘beyaz fosfor’ kullandığı yolunda iddialar da var…

Şimdiye kadar geçen bir hafta içerisinde, İsrail saldırılarında, Gazze’de hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı herhalde binin üzerindedir.

Yani, Hamas militanlarının öldürdüğü İsraillilerden fazla.

Dikkat ettiyseniz, son paragrafa kadar, geçen Cumartesi günkü eylemden söz ederken hep ‘Hamas’ sözcüğünü kullandığım halde, bir önceki paragrafta o sözcüğün yerini ilk kez ‘Filistinli’ sıfatı aldı. Çünkü, Cumartesi eylemini yapan ‘Hamas’ örgütü, eylemde yer alanlar da ‘Hamas militanları’ olduğu halde, Gazze’ye yönelik İsrail saldırılarında ölenlerin Hamas militanları olduğunu söylemek güç; hatta imkansız.

Muhtemelen eylemi gerçekleştiren Hamas militanları, eylemleri sonrasında kendilerine yönelecek tepkileri ve eylemlerine İsrail’in saldırılarla cevap vereceğini de hesaplamış, kendilerini o saldırılardan koruyacak tedbirleri de almışlardır.

Reklam

Yine muhtemelen, militanlar, rehine tuttukları İsraillileri nerede saklıyorlarsa, kendilerini de aynı yerde koruyorlardır.

Eylemi yapanlar, İsrail vatandaşlarının canını alan ve bir bölümünü de rehine olarak ellerinde tutanlar Hamas militanları, ancak İsrail’in onların yaptıklarına karşı başlattığı ve adını ‘savaş’ koydukları saldırılarda ölen ve yaralananlar farklı insanlar; sıradan Filistinliler…

‘İntikam’ alıyor İsrailliler, ama kendilerini intikam almaya sürükleyen eylemi yapanları değil eylemle ilgisi bulunmayan başkalarını öldürüyorlar.

Hamas karşılarına çıkan İsraillileri öldürdüğü için ‘terörist’ ilan ediliyor, peki de teröristlerden intikam alma amacıyla başlattığı saldırılarda karşılarına çıkan Filistinlileri öldürmekten geri durmayan İsrail devleti için hangi sıfat kullanılacak?

‘‘Devlettir, yapar’’ mı denilecek?

Oysa devletlerin de ‘savaş’ sırasında bile her önüne geleni öldürme serbestisi bulunmuyor.

Uluslarası hukuk diye bir şey var. Onun içerisinden devletlerin savaşlarda nasıl davranacağına ve neler yapamayacağına dair bir de ‘savaş hukuku’ doğmuş bulunuyor.      

İsrail devleti şu anda uluslararası hukuku tanımaz biçimde davranıyor.

Reklam

Yalnızca eylemlere bakarak bu sonuca varmış değilim, İsrail devletinin yönetiminde yer alan isimler, başta bizzat Netanyahu olmak üzere, aralarında savunma ve maliye bakanları ile askeri yetkililerin de bulunduğu pek çok isim, Gazze’yi yerle bir etmekten, kadın ve çocuk ayrımı yapmadan Filistinlilere karşı ölümlü tepki vermekten söz edip duruyorlar.

Kara harekatı başlamadan önce Gazzelilere orayı terk etmeleri uyarısında bulunuldu. Gazze çıkışa kapalı bir yerleşim yeri; gitmeye kalktıklarında Filistinlilerin alabileceği bir mesafe yok. Yine de kaçmaya çalışanların onbinlerceyi bulduğu, ancak eşeklerin çektiği arabalarla fazla uzağa gidemedikleri bildiriliyor. Uyarı sureta veriliyor yani… 

İsrail ordusu, Hamas’ı yeryüzünden silme iddiasıyla Gazze’ye ayak bastığı andan itibaren, kendisinin ‘terör örgütü’ olduğunu ilan ettiği militanlara, yapılana karşı isyan hisleriyle dolacak ve bu arada kendileri hayatta kalsalar bile yakınlarını saldırılarda kaybedecekleri için ‘intikam’ almayı düşünmeye başlayacak yeni militanlar ekleyecek bir yanlışa adım atmış oldu.

Devletler ‘intikamcı’ olamazlar; ancak insanlar ‘intikam’ duygusuyla normal durumda yapmayacakları türden eylemlere bulaşabilirler.

Korkarım, İsrail geçen Cumartesi günü meydana gelen Hamas saldırıları sonrasında benimsediği yöntemle, yok etmek ve bir daha karşısına çıkmaya cesaret edemeyecek hale getirmek istediği militanlığı bölgede daha da yaygınlaştıracak.

Eylemi yapanlara karşı verilecek cezayı eylemle hiç ilgisi bulunmayan insanlara yaygınlaştırmak İsrail’e pahalıya mal olabilir.

Bugün olmasa da yarın…

İsrail’deki akıllı insanlar da bunu yazıp söylüyorlar ama onları dinleyen pek yok. 

[İsrail’in eserleri hemen her dile çevrilmiş en popüler filozofu Yuval Noah Harari, dün, İngiliz Guardian gazetesinde yayımlanan, ‘‘İsrailliler ile Filistinliler 1948’den bu yana başlarına gelebilecek en büyük tehlikeyle karşı karşıyalar’ başlıklı bir yazıyla olağanüstü ciddi uyarılardan birini yaptı.]

Ben de kendi uyarımı yapayım: Böyle giderse ‘kıyamet savaşı’ kapıda.

ΩΩΩΩ

Reklam

21 YORUMLAR

  1. Gözden kaçanlar;
    Aynı anda iki savaş, birinde işgal edilen haklı diğerinde işgal eden.
    Birin de savaş kuralı diğerinde yok.
    Yeni dünya düzeninde güçlü olan haklı tesi geçerli ne yazık ki!

    İsrail’in gözü kararmışcasına saldırmasına bazı Batılı ülkelerin dinler savaşına dönüştürme çabalarında gözden kaçmıyor.

  2. İnşaallah bu savaş ittihadı islama vesile olacak ve yahudiler kaybedecek…bize düşen sabır ve ihlas ile mücadele…zafer islamın…kudüse mehterle girecegiz inş…

  3. Dünyada sınırların kalkması, güç dengesi (4-5 devlet hariç) ile diğer tüm ülkelerin aynı statüde olmasını isteyen güçler,
    niçin köpeklerin kendilerine güç alanı belirlerken x mt aralıklarla iğrenç idrarlarını bırakmanın peşine düşerler ki???😡😡😡🤔
    Ortadoğuyu bölük pörçük yapınca önce kontrol edersin kafası peki daha sonra;
    “Diğer pörçüğün parçası rakibinin kontrolüne geçince” ne’tçeklerini de hesaplıyorlar mı!!!???
    Hamas pkk ğyd yada fotö gibi illegal örgütleri bu gün bile yeraaktında bulamıyorken!…
    Yarınki teknoloji ile neyi nasıl yapabileceklerini umuyorlar?🤔

  4. hamasa bir şey olmuyor, olan halka oluyor demiştim ilk yorumumda.
    3-4 senedir dünyanın bir büyük savaşa daha evrileceğine dair yorumlarda yazıyorum, günlük hayatta bazen dile getirdiğimde fazla kimse katılmıyordu, küresel bir savaş ihtimali olmadığını düşünüyorlardı. bugün acaba diyorlar.
    tarih okuyorum ve edebiyat. geçenlerde roger martin de gard’ın thibault’lar adlı 3 kitaptan oluşan nehir romanını okudum. avrupanın aydın kesimi çoğunluğu savaşın başlamasına günler kala bile 1. dünya savaşından sonra bir büyük savaşın göze alınamayacağına inanıyor, devletlerin böyle bir çılgınlık yapmayacağını sanıyor.
    çok daha büyük, çok daha kanlı, çok daha ağır sonuçları oldu oysa.
    birinci dünya savaşı’ndaki ölümlerin 6,6 milyonunu sivil kayıplar oluştururken, savaşta yaklaşık 10 milyon asker de hayatını kaybetti. günde ortalama 6 bin kişinin yaşamını yitirdiği birinci dünya savaşı’nda yaklaşık 65 milyon asker seferber edilmiş,
    ikinci dünya savaşında ise yaklaşık 80 milyon kişi hayatını kaybetti.
    biz, kanlı bir coğrafya da olduğu kadar kanlı bir dünyada da yaşıyoruz.

    israil, hukuk tanımayan mafya bir devlet. abd nin arka bahçesi diyenler var ama bu çok doğru değil belki abd nin israilin arka bahçesi olduğunu söylemek daha isabetli olabilir. abd merkez bankasını elinde tutanlar çoğunlukla yahudi aileler, abd nin bel kemiğini oluşturan şirketlerin çoğunluğu yahudi aileler, önemli kadrolardaki insanlar keza. bu neredeyse batı dünyası başta dünyanın her yerinde böyledir. israil dediğimiz zaman eli kanlı, küçük bir devletten değil, dünyanın ekonomisini elinde tutan büyük bir güçten söz ediyoruz. o nedenle müslüman dünyası da dahil olmak üzere kimsenin yaptığı zulme öldürdüğü sivillere, katlettiği çocuklara gıkı çıkmıyor. hele bir de kendine hamasın eylemleriyle bir meşruiyet alanı zaten bulmuşsa.
    hamas böyle bir abluka altında böyle eylemler yapmak için ağır silahları, topları, füzeleri nasıl buluyor peki? gazzede bir şekilde bir tedarik hattı oluşturulmuş belli ki, deniz hattının da bu şekilde kullanıldığı biliniyor,
    öyleyse silahlar nereden geliyor?
    irandan, suriyeden…
    11 eylül abd nin bütün ortadoğuda cirit atmasına ve coğrafyayı kana bulamasına neden olmuştu, bu çapta bir hamas eylemine izin verilmesi de ibrenin bir şekilde irana dönmesine neden olur mu?
    kıyamet savaşı kapıda olabilir mi?
    Allah müslümanlara hidayet nasip etsin, ehil kişileri hak edebilelim.

    • ABD’nin hedefi, Orta Doğu’nun tamamına kendi çıkarları doğrultusunda yeni baştan çeki düzen vermektir… İsrail de üstüne düşen rolü oynamaktadır…
      Bu oyunu bozma olanağına sahip tek ülke Türkiye’dir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın yönetip yönlendirdiği ve aklı başında herkesin desteklediği dış politika hamleleri, Türkiye’nin rolünün altını bir kez daha çizmiştir… Halit Refiğ üstadın kitabını analım: “Tek Umut Türkiye…”

      • sayın erdoğan abd nin suriyede ne işi var diye soruyordu geçenlerde.
        doğru bir soru değil mi biraz geç kalmış olmakla beraber. keşke abd suriyeli muhalifleri silahlandırırken ve eğit-donat programı ile iç savaşı büyütürken sorsaydı. aldatıldık, kandırıldık demezdik o zaman. zilyon sorunumuz olmazdı belki de.
        esadın oyununu bozma olanağına sahip tek ülke diyenler eksik değildi yine, lakin son zamanlarda esadla görüşmek için uğraşıyoruz.
        şimdi yeni bir oyunu daha bozma olanağına sahip tek ülkeyiz demek.
        inşeAllah.
        bir büyük hayal kırıklığı daha yaşamayacağımızı umalım. …politikamız baştan beri yanlıştı demeyelim bari bu sefer.

    • Avrupalı kendini, dünyayı (oranı) derlemek, düzenlemek, estetize etmekle görevli bahçıvanı olarak görüyor.

      Bu süreç içinde bahçıvanları en çok meşgul eden, kızdıran hususlardan birisi ise binbir emekle kurdukları o güzelim bahçe tarhlarında arsızca boy veren ayrık otlarıdır.

      Daha düne kadar; öteki dünyalılar, siyah derililer, sarı ırklar, Türkler, Araplar, Hintliler, kara Afrikalılar, soluk benizli çekik gözlü Asyalılar, Latin Amerikalılar, Kızılderililer, Aborjinler ve dahi, bahusus Müslümanlar orman ehli kabul edilirken;

      Yahudiler düzenli bahçelere musallat olan ayrık otları olarak mütalaa edilmişlerdir.

      Hz. İsa’nın (as) getirdiği hak din, Pavlus nam kişi eliyle Roma’nın resmi dinine dönüştürülmesinden itibaren Hıristiyanlık bir yönüyle zulüm ve ölüm makinesine dönüşmüştür.

      Bu süreçten en çok zarar görenler ise Yahudiler olmuştur.

      Yüzyıllar boyunca Rusya dahil Hıristiyan dünya, beyaz Avrupa, içlerinde yaşayan Yahudilere karşı onlarca, yüzyıllarca sürgün ve katliam düzenlemişlerdir.

      Meraklılar eğer kısa bir okuma-araştırma yaparlarsa bu hususta hiçbir Avrupa-Hıristiyan ülkesinin elinin temiz olmadığını göreceklerdir.

      Bu durum Nazi Almanya’sının ‘holokost’una kadar böyle devam edegelmiştir.

      Ve ne olduysa bundan sonra olmuştur.

  5. Hamas’ın geçen hafta SİVİLLERE YÖNELİK gerçekleştirdiği eylemler terör niteliğinde eylemlerdi; terör eylemlerini benimseyerek gerçekleştiren yapılar da hâliyle terör örgütü olurlar.Filistin halkını destekliyor olmamız Hamas’ın yaptıklarını da yumuşatmamızı ve adını temize çıkartmamızı gerektirmez . İsrail’in Filistin’deki SİVİLLERE YÖNELİK gerçekleştirdiği eylemler de terör niteliğinde eylemler; bu hâliyle Netanyahu hükümeti de terör hükümeti oluyor.

    Dünyanın en güçlü İsrail istihbaratı denilen bir istihbarata sahip olan İsrail’in elinde günümüzün en üstün teknolojik imkanları da varken avucunun içine sıkıştırdığı el kadar küçük Gazze’den ülkesine yönelik gerçekleştirilecek böylesine çaplı eylemleri bilmemesini de imkansız görenlerdenim. Çok yüksek ihtimalle saldırıları gerçekleştiren Hamas’ın yönetici kadroları içinde de güvenlik ve istihbarat devleti olan İsrail’in provakatör ajanları vardır. Şu anki takındığı tutum itibariyle de Netanyahu, Gazze’yi kendileri yönünden problem olmaktan çıkartıp tamamıyla İsrail toprakları yapmak için Hamas’ı geçen haftaki eylemlere kışkırtmış veya o eylemlerin yapılmasına hususen göz yummuş bir görüntü vermekte. Artık ok yaydan çıktı; bundan sonra ne olacağını ancak Allah bilir. Görelim mevla neyler…

  6. KAYITSIZ ŞARTSIZ CİNNET
    Şiddet sarmalına bir girersen nereden çıkacağını kimse kestiremez.
    Şu anda herkes, kendisini “kayıtsız şartsız” desteklemeyenleri, yok edilmesi gereken düşman olarak görüyor.
    Bu psikolojiyi mükemmel ifade eden bir tabir var:
    “Cinnet”
    Kontrol ve fren mekanizmalarının tamamen devre dışı kaldığı bir ortam.

  7. Biz bir ümmetiz. Asırlarca beraber yaşadık. Aynı inancı paylaşıyoruz. Filistin mücadelesini başlatan İzzeddin El-Kassam ve Emin el-Hüseyni, Çanakkale’de Osmanlı askerleri olarak savaştılar. Türklerle omuz omuza aynı vatan için mücadele ettiler. Çanakkale şehitliğine bir bakın! Üzerinde Kudüs, Hayfa, Bakü, Erbil, Bağdat, Şam, Trablusgarp ismi yazılı birçok mezar göreceksiniz.

    Artık mezhebi ve etnik kutuplaşma zamanı değil. Zaman, işgalci Siyonizm’e karşı ortak mücadele ruhunu taşımak zamanıdır. Yoksa bu Siyonizm dalgası, bütün Orta Doğu’yu daha fazla zehirlemeye devam edecek.

    • biz bir ümmetiz demek.
      duygusal olmak kağıt üzerinde şık duruyor ama gerçekler öyle mi?
      azarbeycan-ermenistan savaşında filistin nerede durdu? resmi devlet statüsünde tanınmadığından dolayı bir taraf açıklamadı ama filistin resmi haber ajansı wafa ermenistana destek açıklaması yapmadı mı?
      mahmut abbas kıbrıs rum kesimine yaptığı ziyarette kıbrıs sorununda rum tezlerini desteklediklerini açıklamamış mıydı? rum kesimi filistinde temsilcilik açmadı mı?
      bu arada kktc tanımadığını söylemeye gerek var mı?
      müslüman ülkelerin batı ve israil ile ilişkileri birbirileriyle olan ilişkilerinden çok daha yakın ve çok daha büyük çıkarlara dayalı. bu coğrafya iç savaşlar coğrafyası değil mi?israille değil birbirleriyle savaşıyorlar.
      mikrofonlar önünde atıp tutan liderlerin ne söylediğine değil, ne yaptıklarına bakalım, yıllardır ortada ne var? israille ilişkileri hiç olmadığı kadar tıkırında.
      bazen burnumuzun ucundaki gerçekleri bile görmekte zorlanırken bu coğrafya da mücadele ruhu aramak fazla hayalcilik olmuyor mu?
      afganistanda kadınların bırakalım okumasını parka gitmeleri yasaklandı, bu zihniyetle mücadele etmeden siyonizmle mücadele edilebilir mi?
      böylesi bir cehaleti mi yanınıza alacaksınız? halklar karanlık bir cehaletin, yoksulluğun, yolsuzluğun, adaletsizliğin altında perişan bir haldeyken hangi mücadele ruhu ile siyonizme karşı duracaksınız?

      • Ne yaparsa yapsın, isterse Gazze’nin altını üstüne getirsin, taş üstüne taş koymasın, yenilmiş olduğu, rezil olduğu gerçeğini örtbas edemeyecektir. Gösterdiği güç kendi gücü değil, teknolojinin gücüdür. Şimdi öfkeyle başvurduğu yüksek katliam teknikleri sadece korkaklığını ve rezilliğini göstermektedir.

        Onun hayvanca öldürme kapasitesi yetmiyormuş gibi yardımına ağababası ABD yetişiyor. Savaş gemisiyle İsrail’in yardımına koşuyor. Bu nasıl bir korkudur? Bu nasıl bir rezilliktir? Kendi sahip olduğu silahlarına yeterince güvenmiyor mu? ABD ilave nasıl bir güç katacak İsrail’e? Yıllardır zulmedenin, haksızlık yapanın, çocukları öldürenin, gerçek anlamda terör estirenin İsrail olduğunu cümle alem biliyor. ABD savaş gemileri ilk defa adam gibi, üstelik hiç de simetrik olmayan bir mukabelede bulunma mahareti gösteren İzzeddin Kassam birliklerine karşı, İsrail’e destek için savaş gemisini de getirdiğine göre, korku zannettiğimizden de çok büyük. Firavun’u ve Firavunluğu yok etmek üzere doğumu gerçekleşmiş bir çocuğu öldürmek için kaç mermi, kaç bomba, kaç uçak bombardımanı yetiyor acaba?
        Bunlar belli ki bizim bile göremediğimiz bir rüya, bir kâbus gördüler. Telaşla topluyorlar savaş gemilerini, ordularını, medya destek birliklerini, Müslüman ülkelerde çok önceden yerleştirdikleri vesveseci ajanlarını.
        Bizim gördüğümüz Allah’ın vaadinin mutlaka gerçekleşeceğidir. Rüyamızda görmedik biz, Kitabında açık açık yazdı ve biz de buna inanıyoruz: “O Erler ki, insanlar kendilerine insanlar size karşı bütün güçleriyle toplandılar, korkmalısınız onlardan dediklerinde bu onların imanlarını daha da arttırdı ve dediler ki, Bize Allah yeter, o ne güzel vekildir” (Al-i İmran, 173).
        Bu saatten sonra kimsenin ölümün korkutmadığı, ölümü korkutan Hamas erlerine korku telkin etmeye çalışması akıl ve strateji kasmasının bir anlamı yok. Onlar ölse de kazandılar, yaşasalar da kazandılar. Biz kendi halimize bakalım. Allah’ı vekil bilen yiğitlere selam olsun.

  8. Bizde bir laf vardır : Eceli gelen IT cami duvarına işermiş.
    Lanetli toplum ecellerini hazırlıyorlar , bu kadar azap bukadar vahşet yanlarına kalmayacak herhalde .Onların hesabı varsa Allahın da bir hesabı vardır.
    Yakın bir zamanda İsrail in yok oluşunu göreceğiz.

  9. BM. temsilcisi , üst düzeyde bir Israil subayının eşliğinde anlaşmazlık konusu olan bölgeyi gezerken , Israil’in yaptığı bir sınır ihlalini eleştirmiş ve ” Bu konuda BM.GK. ‘nin kararı var ” demiş.
    Israilli subay , sağ elinin avuç içini , güneşe karşı siper yaparak alnının üzerine koymuş ve gözlerini kısarak uzun uzun uzaklara bakmaya başlamış!
    BM.temsilcisi , ne olup bittiğini anlayamamış, bir süre öylece
    bekledikten sonra nihayet dayanamayıp sormuş,
    — Siz uzun uzun neye bakıyorsunuz , ben bir şey göremiyorum , demiş.
    Subay da şöyle cevap vermiş,
    — Evet , ben de bir şey göremiyorum ; sahi sizin o BM. nerede acaba !
    Israil, arkasında ezeli ve ebedi manitası ! zilli ABD. oldukça bildiğini okuyacaktır!
    Yani rahmetli Hitler !!! olmasaydı bu gün bu Israil ,
    sadece Ortadoğunun değil hepimizin başına bela olacaktı !

  10. İsrail’in kara harekatı yapacağı (zorunda kalacağı) ilk günden belli idi. Trampın gemisinin de Akdenize koşması, kankilerini yanki ile koruyup kollamaktı☹️.
    Artık savaş
    İSRAİL – FİLİSTİN KURTULUŞ savaşı dır.
    İsrail’in bu toprakların taa Süleyman’dan beri yada Hz Musa dan beri “kendilerinin malı!” olduğunu ispat etmeleri halinde:
    “İSRAİL İN MEŞRU SAVAŞI”
    Yok tersi ve İsrail “İŞGALCİ” ise,
    “FİLİSTİN KURTULUŞ SAVAŞI”
    başlamıştır.

  11. Müslümanların camilerine ve Mescid-i Aksa’ya yönelik son saldırılarıyla Aksa Tufanı operasyonunun kendisi davet etti. Bıçak kemiğe dayanmıştı çünkü… Kara harekatı başlarsa neler olabileceği konusunda herhangi bir öngörüde bulunmak imkansız. Ancak, bıçak kemiğe dayandığı ve hatta daha da ileri gittiği için ‘Aksa Tufanı Harekatı’nı başlatan İzzettin Kassam Tugayları’nın, İsrail’in tepkilerini hesapladığı ve buna göre hazırlıklarda bulunduğu düşünülebilir… BM, Güvenlik Konseyi ve alfabedeki harfler sayısınca kuruluşlar, hala var iseler bu vahşeti durdurmak için hemen harekete geçmeli ve durdurmalılar. Bu, varlıklarını ispat sadedinde belki de son şanslarıdır… Siyonistlere ve onlara kayıtsız şartsız destek olanlara, bugünlerin bir yarının da olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bugün insafsız davranan yarın insafa muhtaç olabilir, malum…

  12. “İsrail devleti şu anda uluslararası hukuku tanımaz biçimde davranıyor”
    Fehmi bey! İsrailin katil devleti ne zaman hukuk tanıdıkı.

    Bu savaş Netanyahu yu diktatör yapma savaşı.
    Hamas da ona yardım ediyor.
    Bunuda dünya seyrediyor.
    Gazeteciler hamasın saldıracağını İsrail hükümeti bildiğini yazmaya başladılar.
    Hamas, Netanyahu ve İran ortaklaşa yaptılar.
    Bu İsrailin katil başbakaninda ne güç varsa. Ona ne Yahudiler nede Araplar güç
    gyetiremiyor.
    2019 de İsrailli Kadınlar Netanyahunun ortadoğuyu kana buluyeceğini söyliyorlardı.
    İnşAllah bu savaş onun ve İranın başına patlar
    İran haberim yok diyede yalan söyliyor. Savaşın ilk günü hamas taraftar Filistinli bir gazeteci çok sevinçlıydi İranın yardımı ile yaptıklarını anlattiyordu.

    • KARŞILIK VERİRİLMEYECEĞİNİ Mİ DÜŞÜNDÜLER?
      Hamas’ın saldırısı ve şekli ile İsrail’in karşılık ve şekli ile İsrail’in önceki saldırılarını bir kenara koyup sadece şu soruyu soralım:
      Hamas kendi hamlesinin karşılıksız bırakılacağını düşünmüş olabilir mi?
      Daha doğrusu, böyle bir saldırya en ağır ve acımasız karşılık verileceğini düşünmemiş ve öngörmemiş olabilir mi?
      Böyle bir ihtimal sıfır(0).

      • Sn, Y. K. Bey! Bizim Türk halkı, birşey bilmiyor bilmekte istemiyor. Her savaş diktatörlerin lehine oluyor.
        Bu olay sırf netenyau’nun yolsuzluk hırsızlıklarını kapatıp, ısrail halkı’nın gözünü boyamak için ortaklaşa yapılan bir proje. Yalnız Yahudiler bizim Müslümanlardan daha sağ duyulu. Filistinin hakkını savunuyorlar fakat katıl ve hırsız politikacılara ile silah Tücarlarına güç yetiremiyorlar. Barış için yol kat eden Rahmetli
        Y Arafati dahi zehirliyerek öldürdüler.
        Arap asılli ABD li bir kadının yazdığı hatıralari kitapında okudum o kıtaptan yıllar sonra mecbur kaldılar doğruyu paylaştılar.
        O kadın Filistin devletinin içişleri bakani Mısırın eski milli takım kalecisi ile evlenmış iki cocuğu olduktan sonra kocasının sevgillsi buna haber vermiş ve bütün yalan ve pisliklerin öyrenince. ayrılmış. Boşandıktan sonra çocuklari için Filistinde yaşamış 2000 den sonraki büyük savaşta Eski kocasıninda yardımı ile ABD ye gelmış.

        Filistin C Başkani 89 yaşında 2005 te seçimle geldii ve dıktatörlüğünü garantiledi. Birdahada seçim yapadi.
        Bunlar mi orta doğuya barış getirecek?

Yoruma kapalı.