İYİ Parti döneme damga vurabilir, hatta varolan denklemi değiştirebilir de…

40
Reklam

Geçenlerde toplu taşım aracıyla seyahat ederken, ilk elde yalnızca ‘doktor’ olduğu bilgisini paylaşan bir kişi çok ilginç siyasi tespitlerini benimle paylaşma ihtiyacı duymuştu.

Demokrasinin siyaseti halka hizmet mesleği haline getirdiğini, bu sebeple demokrasiyle yönetilen pek çok ülkede, seçilerek makam işgal edenlerin, gün gelip o makamı terk etmesi gerektiğinde ceketini alıp çıkarken bir de ıslık çaldığını, bizde ise siyasetin iktidara ulaşanlar tarafından ‘ömür boyu’ sürdürülecek bir imtiyaz biçiminde algılandığını çok canlı bir dille anlattı o kişi.

Etkileyici bir analizdi yaptığı…

Ayrılırken ‘‘Siyasetle bu kadar ilgili olduğunuza göre…’’ diye başlayan soruma, kendisinin İYİ Parti’nin ilçe başkanı olduğu cevabını vermişti.

‘‘Hiç de siyasi eğitimini MHP’de almış birine benzemiyor’’ diye o kişinin ardından düşündüğümü hatırlıyorum.

Neden öyle düşünmüş olabilirim?

Küskünler partisi mi, kucaklayıcı parti mi?

Evet, İYİ Parti’de Aytun Çıray gibi DYP kökenli, son yıllarını CHP milletvekili olarak geçirmiş bir siyasetçi de var, ancak ana kadrosu MHP’li olarak bilinen isimlerden oluşuyor… Genel sekreteri Koray Aydın. Kurucular kurulunda yer alan Ümit Özdağ, Nuri Okutan, İsmail Ok, Yusuf Halaçoğlu, Cihan Paçacı hep MHP’den bildiğimiz isimler.

DSP’den milletvekilliği yapmış Suat Çağlayan ve Aydın Tümen ile Refah Partisi kökenli Mukadder Eğilmez de aynı kurulda bulunuyordu, ancak ön planda görünenler MHP’de siyaset —bazısı bakanlık— yapmış kişiler…

Reklam

Bu sebeple de İYİ Parti, hiç değilse ilk bakışta, MHP’den kopanların partisi olarak görülüyor.
İçinde en önemli başkentlerde (Moskova, Roma) büyükelçilik yapmış ve İYİ Parti için erkenden emekliliğini istemiş Aydın Sezgin gibi bir değer ve ona benzer başka değerler de var, ama nedense onlara vitrinde yer verilmiyor.

Toplumda İYİ Parti algısı nasıl?

Soruya cevap ararken farklı bir tabloyla karşılaştım. Partinin illerde düzenlediği toplantılara daha önceleri siyasetten uzak durmuş insanların daha afzla ilgi gösterdiği anlaşılıyor. Bu tabloyu sağlayan da, galiba, liderliği Meral Akşener’in üstlenmesi. ‘Akşener’in partisi’ görüntüsü küskün MHP’liler görüntüsünü bastırıyor.

Meral Akşener’in kendisi de bir süre MHP’de bulunmuş olmasına rağmen…

Akşener ailenin bir ferdi olarak görülüyor kitleler tarafından ve öyle de karşılanıyor.

İlk tanışma

Yazımın bu noktasında belleğim uzun yıllar öncesine yolculuğa çıkarıyor beni.

Diyarbakır’dayız. Başbakan Tansu Çiller’in konuğu olarak çıktığımız gezide askeri bir tesiste ağırlanıyoruz. Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş ve üst düzey bütün komutanlar başbakana ev sahipliği yapıyorlar.

Geziyi izleyen gazeteciler olarak siyasilerle aynı büyük masayı paylaşıyoruz.

Reklam

Birbirini iyi tanıyan gazeteciler diğer gazetecilerle ve DYP’li siyasilerle masa başı sohbeti sürdürüyorlar.

Aramızda kimsenin tanımadığı gençten bir kadın var ve tam karşımda oturuyor.

Kocaeli Üniversitesi’nde hoca olduğunu öğreniyorum. Konu konuyu açınca ilgi alanı ile sınırlı kalmamış bir bilgi dağarcığına sahip olduğunu keşfediyorum muhatabımın. Masada bulunan herkesi uzaktan tanıdığı anlaşılıyor. Hem de iyi tanıdığı…

Orada bizlerle birlikte bulunmasının sebebini de öğreniyoruz: Tansu Hanım’a danışmanlık yapıyor…

Çok geçmeden DYP’de siyasete de giriyor Meral Akşener ve en muhataralı dönemde, 28 Şubat günlerinde, Refahyol Hükümeti’nde, içişleri bakanlığı görevini de üstleniyor.

Galiba o bakanlığa getirilen ilk kadın siyasetçi olarak…

Bir bürokratıyla kendisine ağza yakışmayan mesaj gönderen bir rütbeliye verdiği cevap dillerde dolaşıyor…

Aynı hükümette yer alan Refah Partili siyasilerden beğeni kazanıyor; kiminle konuşsam Meral Akşener hakkında hep sitayişli sözler işitiyorum.

Zaten, o sebeple, AK Parti oluşturulurken ilk akla gelen isimlerden biri onunki oluyor; ancak son anda kapıyı vurup çıktığını öğreniyoruz.

Kalsaydı ve son 16 yıl içerisinde iktidar sorumluluğunu paylaşsaydı ne olurdu?

Bunu bilmek, hatta tahmin etmek zor.

Ancak Meral Akşener’in siyasi hayat içerisindeki duruşu tek bir partinin sınırlarını kabul etmeyen bir duruş. Nitekim MHP’de bulunduğu son yıllar onu orada da ‘istenmez’ hale getirdi. Getirdi, ama onun başlattığı tartışmalar kırk yıllık MHP’lileri bile kimlikleri üzerinde yeniden düşünmeye sevketti.

MHP’yi sarsan kongre süreci ve kopuşlar o sayede başladı.

İYİ Parti öyle doğdu.

Önümüzdeki dönem, 2019 süreci, demokrasi açısından olağanüstü önemli ve İYİ Parti bunun farkında görünüyor.

Neden bu konu?

İYİ Parti seçimlere katılabilmesi için gereken şartlardan sonuncusunu da yarın gerçekleştiriyor: İlk olağan kongresini Ankara’da toplayıp yöneticilerini delegelere seçtirecek…

Kalıcı mı olacak İYİ Parti, yoksa kayıp giden bir kuyruklu yıldız gibi sönüp ortadan kaybolacak mı, bunun ilk testi yarınki kongrede yapılacak. Şu anda varolan denklemi zorlayacak görüntü orada alınabilir.

Uyandırdığı ilgi etkileyici; şimdiden söylenebilecek olan bu.
ΩΩΩΩ

Reklam

40 YORUMLAR

  1. Çok iyimsersiniz.
    Bugün İYİ Partinin kongresi var ve hiçbir haber kanalı kongreden haber vermiyor.
    Yani milletin haberi bile yok..
    Sesini duyuramayan parti nasıl iktidar olacak ki?
    Bu arada şunu öğrendim.
    Meral Akşener in oğlu askerliğini yapmış.
    Tesadüfen öğrendim: https://www.youtube.com/watch?v=yZ-PG8AcZBc
    Kendi çocuğunu askerden kaçırıp sonra da şehitlik edebiyatı yapanlara kapak olsun.

  2. “Bugün ekonomik bağımsızlık için mücadele edilmektedir. Son olarak ilmi bağımsızlık kalmaktadır… Türkiye ilimde bağımsızlığı elde edebilmek için medrese ve tekkeleri serbest bırakmalıdır..” Süleyman Karagülle 31 Mart 2018 at 16:48

    Sayın hocam, ekonomik bagımsızlık diye bir şey olamaz. Faiz yükünden kapitalizm sömürüsünden bagımsızlık diyorsanız, o tamam. Ancak, bunun için iç enerjimizi aktive edip özkaynaklarımızdan faydalanmamız lazım. Özkaynak olarak, insan (ve fedakalık)-toprak-deniz-güneş. Ancak bunlardan suratle faydalanmak için kendimize has orjinal yaklaşımlar geliştirmemiz, bazı şeyleri farklı olarak yapmamız lazım, misal: http://u0i.626.myftpupload.com/turkiyeyi-zora-dusurebilecek-gelisme-yasaniyor-ama-orali-bile-degiliz/ H.K. 28 Mart 2018 at 00:44

    Sayın hocam: bilimsel bagımsızlık diye de birşey olamaz! Bilim bilimdir, bunun Batısı-Doğusu olmaz! Bu konuda Dunyaya entegre olmamız şart, ancak ülkemizin önceliklerine göre hiç bir lükse israfa kacmadan buna odaklanmamız lazım. Ben sahsen “medrese ve tekkeler” ne iş yapar, geri-kalmışlık mesafesini nasıl kapatabilir bilemiyorum. Bilen birileri aydınlatırsa belki yeni şeyler ögreniriz….

  3. fehmi beyin okuyucularını bizde kategorize edebiliriz bu durumda
    biri
    yerli yersiz öven,
    gerekli gereksiz savunan,
    takıntılı bir heyecan gösteren,
    ne yazsa doğru kabul eden
    diğerleri
    yazıları üzerine fikirlerini açıklayanlar
    lehte yada aleyhte….

  4. Fehmi bey Erdoğan’la aranın iyi olmadığını biliyordum,ama yıllarını siyaset yorumlamaya vermiş biri olarakta bu kadar gözünün karardığını bilmiyordum.İyi parti bazı saf tecrübesizlerin umudu olabilir ama senin gibi tecrübelilerin,gerçeği görmeleri gerekir.İstersen Seçimler için % 6 nın üstü senin olmak üzere iddiaya girebilirim.Demokrat parti dışında( onlar istinadır,çünkü başka parti yoktu memlekette) ana partiden ayrılıpta başarılı olan başka parti yoktur siyasi tarihimizde

  5. Son 15 yıldır getirdikleri hale bakmak lazim yurt içinde ve yurt dışında dostumuz kalmadı türkiye su anda nereye gittiği belli değil allah sonumuzu hayır etsin inşallah âmâ inanıyorum iyi parti toparlayıcı olacağına inanıyorum

  6. Havuzun nimetlerini elinin tersi ile iten ve hayatı boyunca biatcılığın “B” sini dahi denemeyen bir yazarı okuyup da halen onun bu karekterinin farkında olmayanlardan tutun da okuduklarını anlamayacak kadar veya anlamak istemeyenler sayın Korunun doğrularından neden bu kadar rahatsız oldukları saltanatlarının sallanmaya başladığının belirtilerini hissetmelerinden dolayı olmasın mı?
    Şimdiye kadar gelmiş geçmış liderler arasında hangisi Türkiye’yi dünyada bu kadar rezil etti?
    Sıradan insanlardan tutun da devlet yatklilerinin gözünde Türkiye diş ülkelerin kanunlarını hiçe sayarak RÜŞVET le adam kaçıran havuz tipi yazarlara yazı yazdıran ve o ülkelerin mahkamelerinde isminin bu kadar çok suç dosyasi nedeni ile mafya devleti durumuna düşürdülüldu?
    F Koru ve onun okuyuncuları iki karegoriye ayrılıyor.
    Gruplardan biri bugün ocak medya yazarlarından Ali Ağcakulunun yazısında anlatılanlardan endişe ediyor ve üzülüyor.
    Diğer grup Türkiye yazarlarından Fuat Uğur un yazısını okuyup kahramanlık naraları atiyorlar.
    Atalarımz ne güzel demiş “lafla peynir gemisi yürümez” diye.
    MHP, CHP ve MSP seçmenleri Ağcakulu nun yazısını daki gerçekleri biliyor Uğurun yazısındaki utanç verici övgüylede kandırlamıyacak kadar da vatanperverler.

  7. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Mustafa Kemal başkanlığında kuruldu. İnönü ile demokrasiye geçildi. Menderes sanayi hamlesini başlattı. Demirel zamanında alt yapı çalışmaları büyük aşama kaydetti. Özal, dünya ekonomisi ile entegrasyonu sağladı. Erbakan Türkiye’ye ve dünyaya Adil Düzen’i tanıttı. Erdoğan döneminde Batı Sermayesi Türkiye’ye geldi. Her liderin dönemini şekillendiren bir anlayış vardır.
    Bundan sonra ne olacak? Diyebiliriz ki Türkiye hala bağımsızlığı için mücadele etmektedir. İstiklal Savaşı ile siyasi bağımsızlık kazanılmış ancak ekonomik bağımlılık devam etmiştir. Dinde zamanla bağımsızlık kazanılmıştır. Bugün esas olarak ekonomik bağımsızlık için mücadele edilmektedir, aşama da kaydedilmiştir. Son olarak ilmi bağımsızlık kalmaktadır, ne yazık ki bu konuda hala esir durumundadır.
    Türkiye ilimde bağımsızlığı elde edebilmek için medrese ve tekkeleri serbest bırakmalıdır. İsteyen istediği dersi verecek ve öğrenci kabul edecek. Diploma ise devlet tarafından verilecek. Ders programları vs ortadan kalkacaktır. Devlet iş yapabilmek için kendi verdiği diplomanın olmasını şart koşacaktır.
    Tedrisat her yönüyle serbest olmalıdır. Öğretmen olabilmek için diploma şarttır. Bundan sonra devlet öğretmenlere öğrencileri nispetinde maaş verir. Öğrenciler de devletin yapacağı sınava kendisini en iyi hazırlayacak öğretmeni tercih ederler. Bu yolla Türkiye’de ilmi bir sıçrama ve bağımsızlaşma görülebilir.
    Mustafa Kemal’in bir asır önce işaret ettiği okul İzmir’de 1960’larda kuruldu. 1970’lerde siyasi partiler kuruldu, Gülen cemaatleşeme yolunda aşama kaydetti. Bugün Erdoğan ve Gülen güç sahibi kimselerdir. Ancak Sermaye onları birbirine düşman gibi göstererek kavga ettiriyor ve Türkiye kaybediyor. İkisi de Adil Düzen’i kabul ederek hatalarından dönmelidir. Böylesi bir durumda siyasi, ilmi ve dini güç el birliği yaparak Türkiye’yi tam bağımsızlığa kavuşturabilir. Ekonomi de bağımsız Sermaye tarafından yürütülecek, sömürü son bulacaktır.
    Yazının son paragrafını tekrar ve dikkatle okumanızı tavsiye ederim.

  8. Ben bu tür yorumları ne çok hatırlıyorum. Bu memleket ne çok parlatılan troykalar, Boynerler, sarışın güzel kadınlar yorumları gördü. Ha gayret 2019’a bir şey kalmadı…

  9. -iyi partiyi hangi açıdan tartışsam diye düşünüyorum. pek çok açıdan tartışılabilir çünkü…
    öncelikle iyi partinin her şekilde yolu açık olsun diyorum. çünkü yeni partiler kurulmasını elbette destekliyorum insanların siyasi partilerde aktif olarak özellikle de gençlerin çalışmalarının ülkeye fayda getireceğine inanıyorum. şahsen bir parça uygun zaman bulabilecek olsaydım bende bir partide aktif çalışırdım doğrusu. ancak bu iş bir adanmışlık gerektirir ve bu çok zaman ve enerji vermeyi göze almak demektir.
    yeni partilerin en büyük handikapı ise destek aramak ve yaşamak için bu desteğin nerden geldiğine çok aldırmamak belki de aldıracak lüksü bulamamaktır. dolayısıyla maddi manevi iç ve tabii bolca dış desteklerin altındaki sinsi niyetlere açık olurlar. destekteki güç ne kadar büyürse altındaki niyet te o denli sinsileşir ve bir süre sonra talepkar olmaya başlar. bütün partiler az çok bu yoldan geçmiştir değil mi??? özellikle iktidara gelene kadar ve iktidarını güçlendirene kadar…ak parti de iktidarını güçlendirene kadar kafa tutmaya başlayana kadar şiddetli sağanak yağmurlar altında pek çok canavarla beraber yürümek zorunda kaldı bunu hepimiz yakından gördük izledik bedelini de ödedik ve ödüyoruz. gazetecilerin bile hükümete çeki düzen verdiği, ağır vesayetin işlediği, askerin tepede balyoz gibi durduğu bir zamanda muhafazakar bir partinin tavizler vermeden hayatta kalabilmesini ummak son derece romantik bir yaklaşım olur, ahmaklık demek hoş kaçmaz zaten. demek istediğimi anlatabildiysem sorunun iyi parti olmadığını belki anlatabilmişimdir…
    ” doktor” beyefendinin görüşüne de şunu eklemek isterim. sorun asla süre sorunu değildir ve olamaz. sorun fayda üretme meselesidir. doğru adam uzun kaldıkça tecrübesi artar o oranda hizmeti ve faydası artar, yanlış adam ise uzun kaldıkça açgözlülüğü artar o oranda zararı artar. çürük elma sepette kaldıkça diğer elmalara da zarar verir. ıslık çalıp gitmesi gereken, gitmiyorsa gönderilmesi gereken budur. yoksa yaşının ve tecrübesinin doruğunda olan bir kimseden maksimum yararlanılması gerekir…yaş arttıkça bilgelik artar, artmalıdır ve bundan herkes faydalanmalıdır. kapsayıcı, toparlayıcı, birleştirici, buluşturucu, barıştırıcı, politikada yıllarını harcamış ve hala çaba üreten deneyimli siyaset insanlarına şu an her zamankinden çok fayda var diye düşünüyorum. bence böyle insanların koltuklarını korumasında da hiç bir sakınca yok…

  10. Herkes tescil etmiş ; Politika Türkiyede bir meslek, GELİR KAYNAĞİ ; haram-helal demeden,
    Alevi ve kürt vatandaş, her partide var. Politikayı en iyi istismar eden ve kullananlar da bunlar
    16 yıl :Sosyal hadiseler aynı şartlarda tekrarlanabilse derim, bende. Bu gerçeği AHİRETte göreceğiz,,,
    Delegenin tamamı seçse ne değişir ki. Delegenin oy istikameti belli : Şahsi meneaat ve yalakalık. En
    güzeli bir zamanlar Baykal’ın yaptığı teklie : hür iradesiyle tüm millet seçecek…
    Bir partiden ayrılanlar hep yaprak gibi dökülmüştür. Bunun istisnası R.T. Erdoğandır. Sebebini
    halk tercihi ile açıklıyor. Müşahhasve genele hizmet vermesi ve atılan talan iftiralarna itibar
    edilmemesi. Feyzioğlu, Bozbeyli, H.Celal’in partileri.
    ETİKET DEĞİEŞTİRMEKLE MALIN VASFI DEĞİŞMEZ. İyi adı konmakla iyi OLUNMAZ. Muhammed
    adı konulup da MÜHAMMED’siz yaşıyan nice ZAVALLI var.
    İyi Parti taşıma suya benziyor. Devlet malını talan etmiş bilinen bildik ve kaşarlanmış kişi çok.
    İtibar örmüş adam sayılı. Denenmiş denenmez.

  11. Sn. Fehmi Koru.
    65 yaşındayım. Önce zaman gazetesinde daha sonra yenişafakta her iki köşe yazınızıda mutlaka okurdum. Yazılarınızın tiryakisiydim. Sonra zaman geçti Gül ün Cumhurbaşkanlığı bitti. Ve siz bambaşka biri oldunuz. Bakıyorum eski günlerinizde desteklediğiniz iktidara cepheden giydirmesenizde CHP ve İP güzellemeleriyle idare ediyorsunuz. Neyse yolunuz açık olsun diyelim. Hoşçakalın.

    • Görüşünüzün yanıltıcı tarafı var, şöyle ki: Gerçekten aydın bir yazar dengeli ve mümkün mertebe objektif yazar. Hiç bir yazarın tiryakisi olamadım/degilim, ancak Fehmi bey sadece bu forum sayfası için yılda 365 yazı yazan biri. Biraz insaflı olalım, bu yazıların kaç tanesi CHP, İP (veya AKP dışındaki başka bir partiye) güzelleme yapmıştır. Yani, iman sahibi aydın bir gazetecinin %100 devamlı tek parti (AKP)’ye mi güzelleme yapması mı bekleniyor(du). Bu ne bencillik/insafsızlık ?

  12. Sizin derdiniz başka. Yoksa Akşener’den hiçbir şey olmayacağını biliyor olmalısınız. Yedi düvele göz kırpanları parlatmayı seviyorsunuz. Akşener’in arkasında kimler var görmüş acaba ilerde birlikte çalışma şansı olur mı diyorsunuz? Mazlum milletlerin bedduası ile gitme derdindesiniz.

    • Meral Akşener’in arkasında kimler varmış söyleyin biz de bilelim. Ama Meral hanım’a Fetöcü deyip bana fetöcü diyenler alçaktır,adidir ,şerefsizdir denilince sesi soluğu kesilenler gibi olmayın.

  13. Sayın Koru, sizinle herhangi bir toplu taşıma aracında karşılaşıp muhabbet etmek istiyorum. Hatta fırsat olursa Starbucks’ta kahve içmek çok güzel olabilir. Keşke siz tekrar Ankara’ya yerleşseniz. :))

  14. H.gayret yorumunu yapan şahıs meral hanım kendine fetocu diyen şerefsizlere benim fetocu olduğumu ispat etmeyen şerefsizdir alçaktır namussuzdur dedi sen ya ispat et yada bu dediklerindensin meral hanıma fetocu diyen adiler kanı bozuklardır ,meral Akşener ve İYİ parti bu ülke iyi gelecek vatan hainlerine ve hırsızlara kötü gelecek

    • Fatih Bey, FETÖ’cü Burhan yaz ki şu anda tutuklu ertelenmesi olan MHP kurultayı 15 mayısta olsun diye niçin karar çıkardı? Vb gibi sürü ile ……
      FETÖ cü sizce nedir?
      Hiç bir partinin programında olmayan NATO nedir?
      Yine programdaki “eşit vatandaşlığı” sonradan kaldırmaları sizce neyi iafde ediyor?
      Programdaki Doğu-Güney Doğu Anadolu sorunu ile Sözde Kürt özerkliğine sınır çizildiğinin farkında mısınız?
      Slogan atmayı bırak yazdıklarımı genel merkeze bir sor.

  15. Sayın Koru,
    Ne tas yansın ne kebap misali yazılarınız devam ediyor anlaşılan… Ama senin yazılar yazan birinden bu denli subliminal mesaj içeren bir yazıyı okumak açıkca bana çok şaşırtıcı gelmedi.

  16. Insaallah iyi parti denen, gazla calisan, ittirme ile gundeme gelen kucuk bir grup, basarili olamayacaktir. Fehmi Bey`in AKP`nin kaybetmesi isteginin gerceklesebilmesi icin daha destekli, mantikli bir rakip bulmasinda fayda var.

  17. Muhtar bile olamaz! Cunku onu da halkin secmesi gerekiyor:) obur turlusunun olamiicaani da gorduk 15 temmuzda…

  18. Türkiye’de iktidar boşluğu var. Hükümet, Türkiye’yi yönetemiyor. Ancak AKP’nin medya ve devlet kurumları üzerindeki hakimiyeti kendisine rakip çıkmasını engelliyor. Muhalefet partileri medyaya rağmen milletle buluşma ve milleti ikna etme konusunda ne kadar başarılı olacak kısmı soru işaretini barındırıyor. Muhalefet partilerinde tek sorun ön seçimlerin yaygınlaşmaması, adayların ve delegelerin ön seçimlerle seçilememesi değildir. Sözde ve özde söylemlerin farklı olması, örneğin Kılıçdaroğlu’nun, kurultay adaylarıyla televizyonda tartışmaktan kaçınması özde demokrat olmadığının net göstergesi olarak belirtilmelidir.

    • Medya ve devlet kurumlari uzerinde bir hukumet hakimiyeti oldugunu soylediginize gore demek ki bir iktidar boslugundan da soz edilemez:) ama isterseniz kabak gibi bir muhalefet boslugundan bahsedilebilir…

      • Medyayı ihale ve havuz sistemi üzerinden iktidar kontrol ediyor. Okuduğunu anlayamayan birisine bu yorum bile fazla…

  19. “Demokrasinin siyaseti halka hizmet mesleği haline getirdiğini, bu sebeple demokrasiyle yönetilen pek çok ülkede, seçilerek makam işgal edenlerin, gün gelip o makamı terk etmesi gerektiğinde ceketini alıp çıkarken bir de ıslık çaldığını, bizde ise siyasetin iktidara ulaşanlar tarafından ‘ömür boyu’ sürdürülecek bir imtiyaz biçiminde algılandığı” konusu bizim toplum olarak açmazımzdır. Bunda hızlı bir şekilde kurtulacak kanunlara ihtiyacımız var. AB ülkelerine çamur atmak kolay. Fakat orda herkes kanunlara saygılı ve kanundan doğan hakka itirazsız saygılı. Biz ise müslüman olduğumuzu iddia etmemize rağmen Allahın kanunlarına bile işimize gelmeyince itiraz ediyoruz.

    • Ab nin ne mal oldugunu bilmesek neyse de abartmaya gerek yok yani… Evet ab’de surekli secim kaybeden bi siyasetci hemen ortaliktan toz olur, bu dogrudur.

      • Fikrine saygın yok anladık, kişiye saygısızlık bu döneme has bir olay oldu. Mitomani ve saygısızlık ahlaki bir değer haline geldi.

  20. Meral Akşener dürüst politikacı aynı zamanda da ırkçı değil. Ne MHP ne de MHP den ayrılanlar nedense birbirlerini pek eleştırmiyorlar..
    BBP de öyle birbirlerine karşı genelde saygılılar. MHP den ilk ayrıldıkları zaman Rahmetli Yazıcıoğlu’na neden ayrıldıklarını sormuştum, o da şu cevabı vermişti ” ora bizim baba evümüz biz ordan ayrılmadık evlenip çıktık.”
    BBP ve Iyi partinin kurucuları arasında Alevi ve Kürt politikicilar da var.
    Bence de IYI Partı başarılı olur, çünkü milleti kandırmıyorlar ve kavgacı değiller.
    Millet huzur arıyor. Şu anki Muhalefet partilerinin liderleri bölücü laflar etmiyorlar söylemleri hep barışçı ve kıbar.
    Ülkemiz için hangisi hayırlı ise Allah cc onu nasip etsin.
    .Not: ben dün A Melik beye bir soru sormuştum fakat cevap vermedi.
    Oysaki ben o soruyu bilerek sordum.
    Arapçada Sünnetullah olarak geçiyor. Türkçe karşılığı Allahın Kanunları.
    Melik bey Allahın Sünnetlerinden biri yazınca bende o soruyu sordum belki de okumamıştır onu için kendi soruma kendim cevap veremak gereği duydum..
    Bizde genelde arapca ve Türkçe karışimı olunca bazen yanlış anlamalara neden oluyor onun için.
    Örneğin,Türkiyede hanımlar aralarında şöyle bir ilahı okuyorlar.
    Babıl Selam Barış Kapısından girdiler.
    Babıl Selam zaten Barış kapısı demek.

    .

    • Aksener’in irkci olmamasi gercekten cok onemli bir meziyettir ama “beyaz toroslu gunlerde faili mechul giden kurt isadamlari ve aydinlari” da hala hafzamanlar! Hani su vatan icin kursun atan da yiyen de sereflidir zamanlari…

Yoruma kapalı.