Karanlıkta göz kırpılan evler arasına Kılıçdaroğlu ailesinin evi de katıldı

25
Reklam

Sonunda oldu: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşiyle birlikte ikamet ettikleri evin elektriği kesildi. Kılıçdaroğlu dün gece karanlıklar içindeki evinin bahçesinden canlı video çekimi yaptı. 

Neden kesildi elektriği?

Geçen yılın son günü ilan edilen zamlar arasında en fahişi olan elektriğin faturasını ödemediği için… 

Aldığı ilk yüksek elektrik faturasından sonra indirime gidilene ve KDV’si kaldırılana kadar ödemeyi durdurduğunu duyurmuştu CHP lideri…

Peki neden, pek çok kişinin başına geldiği gibi, Kılıçdaroğlu’nun evinin elektriği bugüne kadar kesilmedi?

Yaşı ileri olanların elektriği hangi sebeple olursa olsun üç ay kesilemiyor da ondan…

Üç ay dolduğu gün Kılıçdaroğlu ailesinin evi karanlığa büründü.

Bu vesileyle öğrendik: Onun durumunda olan, elektrik faturasını ödemediği için şalteri indirilen ev sayısı dört milyondan fazlaymış…  

Reklam

Akıl alır gibi değil: 21. yüzyılda evleri elektriksiz kalan milyonlar…

Ekonomi tıkırında…

Ramazan ayının üçte ikisini geride bıraktık. Dokuz gün sonra bayram. Memleketleri dışında öğrenim gören gençler bayramda evlerine gidip gitmeme konusunda tereddüt yaşıyorlar. Sebep, ulaşımın pahalı olması… Uçak, tren ve otobüs biletleri, öğrencinin harçlığını, devletten aldığı krediyi, kurumların burs desteğini çok aşıyor…

Tren fiyatlarına kısa sürede tam üç kez zam yapıldı.

Otobüs firmaları yolcu azlığından sefer sayılarını azaltma yoluna gittiler. Firmaları çatısı altında toplayan derneğin başkanı, “Korona günlerinden daha kötü durumdayız” açıklaması yaptı.

Partiler ‘askıda ekmek’ uygulamasından sonra öğrenciler için ‘askıda bilet’ uygulaması başlattı.

Denildiğine göre, ekonomi tıkırında…

İyi de, ekonomi iddia edildiği üzere yolunda ise, her dini bayramda -yani yılda iki kez- emeklilere ödenen ikramiyelere, daha önce söz verildiği halde, bu bayram neden artış getirilmiyor?

Reklam

En son ödenen ikramiye miktarı 1100 TL idi, bu bayram ödenecek miktar yine 1100 TL olacak…

Oysa, geçen yıl ile bu yıl arasında, hayat en az bir misli pahalandı.

Devlet özellikle kendisinden alacaklı olan müteahhitlere ek ödemelerle hayat pahalılığını hissettirmiyor; yollara, köprülere enflasyon oranının üzerinde zamlar yaparak hayatı kendisi de pahalandırıyor; petrol fiyatlarındaki artışlar benzin istasyonlarındaki pompalara anında yansıtılıyor, sıra emeklinin ikramiyesine geldiğinde, ümit de verildiği halde, vuslat başka bahara bırakılıyor.

İlgili bakan ümidi temmuz ayına bıraktı.

Emekli maaşlarına zam için temmuz ayı beklenecek…

Acaba?

Hayat her ay bir öncekinden daha pahalı hale geldiğine göre, temmuz ayı göstergelerinin bugünkünden daha iyi olması, bütçenin vaat edilen zammı taşıyabilmesi daha da zorlaşacak demektir.

“Müteahhitlere taahhütlerimizi mi yerine getirelim yoksa ümitlendirdiğimiz emeklilerin maaşlarına bir miktar zam mı yapalım?” ikilemi arasında kalacak olan yetkililer hangi seçenekten yana tavır alır dersiniz?

Kendi hesabıma, bugünkünden farklı bir tavır bekleyemem.  

Ümit verilmese daha iyi olur.

Okurum da olan bir dostum önceki gün kendisine sosyal medyadan gelen şu notu gönderdi:

“Yargıtay partilerin üye sayılarını açıkladı; AK Parti’nin üye sayısı 11 milyon 84 bin 224 kişi imiş. İlgili bakan da sosyal yardım vakıflarından yardım alan kişi sayısının 11 milyon kişi olduğunu duyurdu. Ne tesadüf ama…”

İki veri arasında böyle bir ilişki kurulabilir mi, bilemiyorum. Vakıfların yardım ulaştırdığı aileler ülkenin en fakir tabakası olmalı; herhalde öyledir. Yapılan araştırmalar açlık ve fakirlik sınırlarının toplumun yarıdan fazlasını içine alacak kadar genişlediğini gösteriyor. Asgari ücret açlık sınırının altında.

Oysa üyesi olduklarına göre AK Parti’ye oy vermesi beklenecek kişilerin durumlarından memnun olmaları beklenir. Ekonomik sıkıntılar onları da içine alacak boyutlara ulaşmış olsaydı, halinden memnun olmayanlar arasına onlar da katılır, parti aidiyetini sorgular veya kamuoyu yoklamalarında hala yüzde 30’larda gözüken iktidar cephesine oy verecekler içerisinde yer almazlardı.

İşte bu sebeple, 11 milyon yardım alan kişi ile 11 milyon AK Parti üyesi arasında doğrudan bir ilişki kurmak bana çok makul gelmiyor.

Belki AK Parti’nin %30 civarındaki oy tabanını oluşturanlar için ‘Parti üyesi 11 milyon kişi + sosyal yardım vakıflarından yardım alan 11 milyon kişi + ekonomideki iniş-çıkıştan etkilenmeyenler’ denklemi kurulabilir. 

O kadar insan, elektrikleri kesik, karanlıkta nasıl oturabiliyor?

Kemal Kılıçdaroğlu bir hafta boyunca karanlıkta yaşamaya karar vermiş; “Nasıl?” sorumun cevabını yedi gün boyunca onu izleyerek öğrenebileceğiz.

“Maaşım var, ben ödeyebilecek durumdayım” dediğine göre, CHP lideri faturayı kendi kesesinden ödeyecek. 

“İzin verirse ben ödemek isterim” diyen İYİ Parti lideri Meral Akşener’in alicenaplığına ihtiyaç duymayacak.

Acaba 4 milyonu aşan elektriği kesik evler için de ‘askıda fatura’ uygulaması mı başlatılsa…

Öneririm.

Ekonomide işler tıkırında imiş…

Öyle deniliyor…

Gençliğimizde yine hayatın pahalandığı bir dönemde şu şarkı dillere düşmüştü: “Kuru fasulye 2,5 liraya / Ham kaynasın, hem oynasın.” Biraz önce yaygın bir marketin sitesine baktım, kendi etiketini taşıyan kuru fasulyenin fiyatı 17.25 TL’ydi; İspir kuru fasulyenin ise 750 gramı 47.64 TL.

Hep oynasın, hep oynasın…

ΩΩΩΩ 

Reklam

25 YORUMLAR

  1. Yıllara göre bakıldığında istinasız her yıl taşınma- yerdeğiştirmeden dolayı elektriği kesilen abone sayısı da dahil edildiğinde her yıl faturasını ödeyemeyip sonra açtıran abone sayısı toplam abone sayısının yüzde 0,5 ve yüzde 1,2 arasında değişiyor. Bunların hemen hemen hepsi tekrar diğer ay aboneliğini artırmış.

    Mesela 2019 yılında üretilen 329 milyon 685 bin 762 faturanın yüzde 1.26’sının ödenemediği için abonelerin elektriğinin kesildiği açıklanmış. Bu aboneler tekrar elektriğini açtırmış.

    Mesela 2020 yılı içinde 362 milyon 369 bin 53 elektrik faturası üretilmiş yüzde 1.04’ünde zamanında borç ödenmemesi nedeniyle mevzuatına bağlı kalınarak geçici kesinti uygulanmış.
    2014 yılı yüzde 1, 2015 yılı yüzde 0.8 2016 yılı yüzde 1,1 2017 yılı yüzde 0,9 2018 yılı yüzde 1 diye gidiyor.

    2021 yılından 22 Nisan 2022 tarihine kadar tüm abone gruplarında elektriği kesik abone sayısı 278 bin. Bu sayı, toplam abone sayısında %0,6’lık bölüme denk geliyor.

    Anlayacağınız Hesap Uzmanı Kılıçdaroğlu yine yanlış yönlendirme peşinde. Adamın elinde salladığı tüm belgeler ya yalan ya fos çıkıyor.
    Şimdiye kadar ödediği tüm tazminatlardan dolayı bu faturaları ödeyebilir hem sevaba girmiş hemde yalan söylememiş olurdu.

  2. Almanya Federal Elektrik Ağ Ajansı tarafından yapılan açıklamada aylık elektrik faturalarını ödeyememe yüzünden 4 milyon 70 bin haneye kesinti yapılacağı ikaz yazısı gönderildiği bildirildi.
    Elektrik faturalarının ödeyemeyenlerin sayısı 289 bin olduğu, bu evlerin hepsinin elektriğinin kesildiği açıklandı.

  3. Kılıçdaroğlu bazı il ziyaretlerinde elektriği beleş yapacağım diye sallamıştı.

    Kılıçdaroğluna önerim. Hiç bekleme. Şu anda Chp ile yönetilen bütün Chp belediyelerinde Elektriği beleş yapması.

    Niye beklersin ki. Hemen yarın başlayın.

    İkinci önerim. Chp li bütün milletvekillerine. Siz de elektrik faturalarınızı ödemeyin. Karanlığa gömülün. Başkanınızı yalnız bırakmayın. Siz sevmiyormusunuz başkanınızı. Hadi.

    • Bir tek sen anlamışsın Kılıçdaroğlu, sende nerenle anlamışsın anlayamadık.
      Adam kazandı, karanlığı deldi👀 lüxüs lambasını icat etti 22. Yyılda😯.
      Elektrik parası ödenmeyecek artık!
      Çünkü Tüpgaz yanacak (tüpte zamlandı çaktırma ona daha uyanmadı😂).
      Boykot mu dedin!?
      Sen Ecevit zamanında Eco ile Rahshn ikilisinden başka prensiple yaşayan davranan gördün mü ki fatih? Şimda hayal kurmaya başladın yoksa sen de mi karanlıkta boykota katıldın?🤗

  4. Basından…Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ağustos ile birlikte enflasyonda düşüşü göreceğiz. Bundan böyle enflasyonun daha yukarı çıkması mümkün değil. Faiz oranlarında da düşüşe geçiyoruz, yüksek faiz yok” açıklamasını yaptı.

    DÜNYA Haber Merkezi | 04.08.2021

  5. “Yahya Özal
    22 Nisan 2022 At 00:51
    Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. AKP iktidarını kavga çıkarmadan (iç veya dış) bırakmayacaktır. Bu gerçekleştiğinde şaşıranlara şaşırmak gerekir.”
    YAHYA BEY, SİZİN GİBİLERE KALSA %70LE SEÇİLEN ZELENSKİ DE DİRENMEMELİYDİ DEĞİL Mİ?
    PUTİN BEY “ÇEKİLİN!” DEYİNCE BIRAKIP GİTMESİ LAZIMDI ÖYLE DEĞİL Mİ?
    YOK ÖYLE YAĞMA!
    15 TEMMUZDAN DERS ALMADIYSANIZ UKRAYNADAN ALIN BARİ…

  6. Adam yalanı yüzsüzce leblebi gibi sıralıyor, sonunda kendi layığını buldu. Karanlıklar kralı, karanlığa Tüm Türkiyeye çekmeye çalışıyor.

  7. Geceliği 100 bin tl olan otelde kalan video çeken Kılıçdaroğluna spiker soruyor.

    “Bu eylemi niye yaptınız”
    Cevap:
    “Aboneliği kesilmiş 4 milyon kişi için yapıyorum”
    Enerji bakanı hemen açıkladı rakam 250 bin kişi.

    Adam bir türlü ufak atamıyor.

    Geceliği 100 bin tl otelin parasıyla kaç kişinin faturası ödeyebilirsiniz.

    • çevirmek için fakir olmak mı gerek fatih?
      Ukryn başganı fakir desek Moldova lıları hangi kısımda göstereceğiz? Bir füze kaç para acaba? Bir füze parasıyla doyar üçgün tüm Ukrayna.
      Elektriği kesilen tarım arazisi sahibi için kaç perdelik oyun lazım acaba?
      Tytro karanlıkta oynanırsa, tarlaya yılan çıyanın içine gece mi gitmemiz gerekecek seyretmek için? Gündüz tarlada oyun olsa keşke👺👹
      Sanayi tarım evler işyerleri ısınma aydınlanma pişirme elektrikli araba hepsini geçtim,
      Evde çocukları nasıl tutacaksın Bilgisayar çalışmazsa😠.
      Bir bilmecenin buldum bulmacasını,
      Oyun kesinlikle olur =6= perde🤗.

  8. POS MU? S.O.S. MU?
    Az önce okuduğum bir haberde pazarcılar da yaygın şekilde POS cihazı kullanıyorlarmış.
    Pazarcı müşteri kaçırmamak için buna mecbur olduklarını, bazen 10 TL için bile kart kullanıldığını söylüyor.
    Haberdeki “patetes”tezgahı fotoğrafındaki fiyat etiketi ” 4 kg 60″ TL yazıyordu.
    Dün gittiğim pazarda resmen yumurta kadar enginarın tanesi 10 TL, biraz büyük olanları 12 TL, elma kadar olanlar olanlar 17 TL idi.
    Bir yemek için 17 TLlik olandan en az 4-5 tane gerekiyordu.
    Yani sadece bir yemeklik enginar 68-85 TL.
    Bu ortamda en fazla 250 gram kuzu eti katabilirsin(zaten fazla katınca lezzetli olmaz) onun tam fiyatını size havale edeyim.(35 TL civarı)
    Bir demet dere otu 7 TL.
    Yarım demet taze soğan da 5 TL.
    Evet sorum şu:
    – POS mu?
    – S.O.S. mu?
    – Yoksa pes mi?

  9. Türkiye’de bir kilovat elektrik 1,25 TL’den baṣlıyor.
    Almanya’da ise 5 liranın üzerinde.

    Buna rağmen iṣin vahim tarafı Türkiye’de elektriği kesilen abonelerin 4 milyonun üzerinde olması.

    Elektriğin Türkiye’den 4 kat pahalı olduğu Almanya‘da elektriği kesilen abone sayısı 300 bin civarında.

    Iki ülkenin nüfus sayıları birbirlerine yakın olduğu iҫin böyle bir karṣılaṣtırma yapmak mümkün.

    Bu karṣılaṣtırmadan ortaya ҫıkan, önemli olan ülkelerdeki fiyat farkları değil, insanların alım gücü…

  10. birincisi 47 milyon abone var, bu abonenin bir yıllık faturasını hesaplarsan (yazdığınız gibi değil) hakiki sayı olan 278.350 bin kesinti sayısı devede kulak kalır. Bu sayı içinde 50.000 abone kaçak elektrik kullandıkları için kesilmiş, ayrıca bu kesinti sayısı abone sayısı değil yıl içinde mükerrer olarak kesilen miktar da dahil, yazarken imkanlarınız olduğu halde bizim gibi vatandaş gibi başkalarının yanlış bilgileri ile örnek verirseniz mahçup olursunuz, diğer hayat pahalılığı ile ilgili yazınıza cevap olarak Beşiktaş’ın ve Milli Takım’ın eski futbolcusu Ahmet Dursun’un bugün sosyal medya hesabından paylaştıkları Almanya’da yaşayan Ahmet Dursun’un sebze fiyatlarını TL’ye çevirmesi ve hayat çok ucuz değil mi yazması tepki çekti. yazısını okursan (onların asgari ücreti gibi) bahanelerin bile ne kadar tutarsız olduğunu görürsünüz.

    • Resmi enflasyon yüzde 60. Dünya rekoru. İstediğin gibi rakamlarla oyna. Çalıyorlar. Hepimizin cebinden gün be gün bizi fakirleştirerek çalıyorlar. Kendileri jetlerinden, Mercedes filolarından ve tabii manda yoğurdundan taviz vermiyorlar ama. Her gece bir kase ilaç niyetine.

      • Endercim ne şampiyonluğu, venezuellanın enflasyonundan haberin yok galiba senin?
        Ayrıca hem kadın hem ekonomi profu sabık başbakanımızın %150lık enflasyon rekorunu da unutmayalım.

  11. Geceliği 100.000 Tl olan otel parasını ödeyen alicenaplar niye ödememiş, Devlet hazinesinden geçinen adamın elektrik parasını bile ödememesi ayıp değilmi Fehmi bey, Çatlasanda sayın Gül aday olamayacak patlasanda olamayacak. onun için güzellemeyi bırak.saygılar.

    • Devlet hazinesinden geçinen başkalarına laf yok mu? Hani manda yoğurdu ve Medine hurması ile uykuya gidenler mesela. Yada jet filosu kuranlar, çoluğunu çocuğunu yakınını yakın olmayanı devlet ihalelerinden ihya edenler gibi. Uzak hazine adalarına buradan çaldıklarını gömenler, bir kısmını annesi üzerinden mahduma bağışlayanlar (200 milyon dolarcık bir bağış bu). Başlamışken devam etseydin.

  12. Elektrik su doğalgaz gibi zaruri ihtiyaçlarımızı hep birileri😠 “ben ödeyeyim!..” lutfunda bulunuveriyor. İyi de senin benden neren fazla ki? Diye soramıyoruz hernedense?
    11 milyon fazla 5 milyon da uzlaşalım gel!…
    Erken yapıldığını düşündüğün büyük işler varsa eğer,
    Kamuoyuna havale etmek uğraşmaya değer. 🤗
    Eskiçamlar bardak olmuş hberiniz yok.
    Önce kamu zamları gelirdi sonra bazı tüketen bizlere zam!
    Şimdi tam tersi!? Neden?
    Ne oldu ki?
    Yumurta mı önce olmalı, tavuk mu önce yumurtadan çıkmalı?
    Ayıkla pirincin taşını.
    Gelde çık işin içinden.🤗

  13. Baba dan sonra Ana muhalefetin de elantirikleri kesildi.
    Çifçinin kesilmişti
    Ödemeyenin hep kesiliyor😯
    Babalar faturayı ödemediğinde evdekilerin elektriği kesiliyor.
    Ana muhalefetin oy kullanamadığı ☺️ bir ülke de duymuştum bir zamanlar.
    Fakir olduğu için..
    Cümlesi benim ve birçok insanın ilgisini çekmiyor artıkın.
    Toghg isimli elentrik li tomofil almamış iyi ki ana muhalefet reisi.
    Yarın bu altılı masa üyeleri başgan seçilirse,
    *Elentrik kesilmesin diye fakir! halka para mı verecek?
    *Zengin veya zorunlu olarak almışsa togh tomofoline bedava elentrik mi verecek?
    *#* yoksa, elektrik doğalgaz gibi yakamızı bırakmayan tatlı acıların gerekli gereksiz sevimsiz şeylerin
    Maliyetini fiyatını mı düşürecek?
    Ucuzlatacaklar mı?
    Duymadım?👂👂👂

  14. Dün iftar öncesi hızlıca girip çıkayım iştiyakı ile girdiğim markette elim ihtiyaç listemde olan bir kaç kalem ürüne giderken, kasaya gittiğimde her zaman içimi saran o kaygı ile karışık utanma hissini yaşamamak için asgari ihtiyaçlar ile yetindim. Kasaya geldiğimde telaşlı sıradan bekleşenlerden ayrışık, sakin bir kenarda 2 yaşında çocuğu ile bekleyen ve küçük bir yoğurt, tek domates ve tek salatalık almış sırasını bekleyen genç kadın gözüme ilişti. Sepetime baktım aldığım şeyler bir anda sırtıma bir yük boğazıma düğüm gibi oturdu. Küçük çocuk kasa önlerinde her zaman bulunan renkli çikolatalardan birini eline aldı. Keşke annesi alıverse dedim içimden, mahsun bakışları arasında yavrum hadi onu bırakalım dedi annesi usulca, ikiletmedi yavrucak bir kuş hafifliğinde o ağır çikolatayı bıraktı. Sıranın az ilerisinde sepeti abur cubur dolu bir başka çocuk isteyip de aldıramadığı bir şey için mızıldanıyordu sevimsiz bir nakaratla. 2 yaşındaki minik kız ise ürkek serçe gibi bakıyordu benden tarafa ne yapmalıydım, nasıl yapmalıydım kırmadan, dökmeden düşünürken ben, işleri biten küçük çocuk ve anne hızla çıktı marketten o sırada kanatlanıp arkalarından yetişmek istesem bile beceremedim. Tüm Türkiye genelinde bu durumda milyonlar olduğunu düşünerek iftarı ederken zihnim keşmekeş, gönlüm kırık bir halde bütün geceyi geçirdim. Gönül Birliği fedaileri aklıma düştü birden, onlar belki bu masum yavruya değil ancak başka çocuklara ulaşırlardı. İftarlarında ve sahurlarında çikolata olurlardı, süt olurlar diye teselli buldum. Gözlerim yaşlı, mağdur ve mazlumların Rabbi olana, kimsesizlerin kimsesine sığınarak bu sefaletin müsebbiblerini şekva ettim.
    ”O halde gücünüz yettiğince Allah’a saygısızlıktan sakının; dinleyin, itaat edin ve kendi iyiliğinize olmak üzere başkaları için harcayın. Kim nefsinin bencilliğinden korunursa işte kurtuluşa erecekler onlardır.”Teğabun-16

    • 5-6 ay önce ben de buna benzer bir olaya yurt dışında şahit oldum. Kadın başı örtülü gençten biri yanındaki çocuğu ufak, az da olsa alışverişkeri bitmiş marketteler. Belli ki Suriye’den gelen mültecilerden. Çocuk fırsatını bulup istediği bir şeyi alıp bant üzerinde ilerleyen ürünlere dahil etti. Annesi bütçelerinin sınırlı olduğunu bildiği için istediği halde önce almamış. Ancak çocuğu ısrarcı olunca belki kasiyer hesabı yapınca yine denk gelebilir deyip o anda müdahele etmeyip beklemiş olmalı. Ancak, kadının ilk hesabı doğruymuş ki para yetmedi. Ben de geride sırada olayı seyrediyorum. Kasiyer parası yetmeyen kadına bakıyor. Kadın çocuğunun dahil ettiği şeyler dahil birkaç kalem şey daha çıkardı çocuğuna ‘bunları sonra alırız’ dedi. Çocuk sıkıldı; üzüldüğü besbelliydi. Ben bunu görünce milletin arasında dikkati çekecek, şövenistlik olacak türü düşüncüleri bir kenara iterek müdahele ettim. Kasiyere farkı benim hesaba dahil edersiniz bekleyin dedim. Öyle oldu. Bu olaydan sonra dışarı çıkarken kalbimin, maneviyat meltemi mi diyelim veya Allah’ın o anda hasıl ettiği duygularla okşandığını hissettim. Parayla satın alınamayacak muazzam bir rahatlık! (Hasıl edene şükrettim tabi). Çıkışta çocuk ve anası teşekkür etmek için bekliyormuş. Ayaküstü biraz konuştuk. Tahmin ettiğim gibi Suriye’den gelen mültecilerdenmişler. Tabi onlarınki o ülkede varlık içinde geçici yokluk denebilir. Ülkemizdeki benzer durumlar yokluk içinde yokluk ve durum çok daha hazin. Bir ülke onyıllarca yanlış hesaplarla para kaynaklarını karşılığı milletin kıt gelirli kesimine yansımayan lüzumsuz yatırımlar için carcur ederek yerli üretim can damarlarını kendi eliyle kurutursa olacağı budur!

      • Sayın hb çanakkale köprüsü mü lüzumsuz hızlı tren hatları mı, şehir hastaneleri mi, köprü ve havaalanları mı hangisi?

        • ….
          Ha gayret, allta kalmamağa çalışıyorsun,
          İnatla, ezberine yanlışları savunuyorsun…
          Bırak, Allah vergisi o vicdanını bastırma!
          Bırak hürriyetine kavuşsun, doğru konuşsun!

          Ancak, ben de pek altta kalmam, hamdolsun,
          Diyeceklerim güncel sayfada, kaydolsun…
          Bırak vicdanını, adalet duygunu bastırma!
          Doğru ol, doğru konuş; yanlışlıklar kahrolsun!

Yoruma kapalı.