Muhalefete karşı olumsuz kampanya.. HDP üzerinden.. Ters de tepebilir, örnekler var çünkü…

70
Reklam

İki hafta sonra sandık başına gidecek ve oyumuzu, mahallemiz, ilçemiz, ilimiz ve tabii ülkemiz yararına hizmetler yapacağını düşündüğümüz adaylar için kullanacağız.

Hepimizin bazı parti/lere sempatimiz var, oy kullanırken o sempatinin de bir rolü olacak…

Öyle değil mi?

Hayır, pek öyle değil.

Başka ülkelerde varlığı bilinen farklı bir siyasi propaganda yöntemi, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçim kampanyasında bizde de tepe tepe kullanılıyor.

Yöntemin adı: Olumsuz kampanya (negative campaigning)…

Adaylardan biri veya birkaçı hakkında, rakip partilerin veya adayların olumsuz sözler sarf ederek, karşı tarafın topluma dönük yüzlerini karalamak amacıyla yürüttükleri kampanyaya bu ad veriliyor.

Bu yöntemin en sık kullanıldığı ülke ABD. Dar bölge sistemi olduğu için, yöntem daha çok belli bir adayın kaybetmesini sağlamak amacıyla aynı seçim bölgesindeki rakibi tarafından devreye sokuluyor. Bunun için en fazla tercih edilen mecra da televizyon.

Reklam

Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak…

TV reklamlarında en sık yapılan, toplumun hakkında olumsuz düşünmesi istenilen adayın bir sözünün onun ağzından görüntülü olarak ekrana yansıtılması ve ardından o sözün ne anlam taşıdığının, çoğu kere çarpıtılarak, gözlere sokulurcasına aktarılmasıdır.

Telefon da zihni bulandırılmak istenen seçmene ulaşmak için bu alanda kullanılan etkili cihazlardan. Siyaset bilimi metinlerinde, ABD’de rakip partinin adayına oy vereceği düşünülen seçmenlerin seçime az kala telefonla aranarak kendilerine şu sorunun yönetildiği örneği sunulur: “X adayın karısına şiddet uyguladığı, dövdüğü ortaya çıkacak olsa, nasıl tepki verirdiniz?”

Seçmenin zihni, bu yolla, oy vereceği kişinin sanki karısını döven biri olduğu yönünde karıştırılmış olur.

Galiba bu defa bizlerin de sandık başına gittiğimizde yaşadığımız kentten daha fazla şimdilerde partilerin birbirleri hakkında yürüttükleri olumsuz kampanyaları düşünerek oyumuzu kullanmamız isteniyor.

“Binali Yıldırım mı İstanbul’un sorunlarını daha iyi çözer yoksa Ekrem İmamoğlu mu?” veya “Mehmet Özhaseki mi Ankara için doğru tercihtir, yoksa Mansur Yavaş mı?” diye düşünmek yerine, “HDP ile ittifak eden CHP’nin adayına oy verebilir miyim?” sorusuna vereceğimiz cevaba göre oy kullanmamız isteniyor.

CHP’nin HDP ile gerçekte ittifak yapmamış olması fazla önemli değil. ABD’de hakkında olumsuz kampanya yürütülen kişilere atfedilen görüşlerin de çoğu kez o kişiyle bir irtibatı bulunmuyor.

Olumsuz kampanyalarda önemli olan, yapılan negatif propagandanın oy verecek kişiler üzerindeki etkisidir.

Reklam

Eğer yeterli sayıda kişi bu olumsuz kampanya yüzünden oylarını değiştirecek ve rakip parti adayının kazanması bu yolla mümkün olacaksa, kampanya başarıya ulaşmış demektir.

Her yöntemin mahzurları olabildiği gibi, olumsuz kampanyanın da geri tepme ihtimali her zaman söz konusu olabilmektedir.

Acaba bizde olumsuz kampanyanın nasıl bir etkisi olabilir?

CHP’nin HDP ile ‘gizli ittifak’ halinde olduğu iddiası ve bunu kanıtlamak için bir HDP’linin ağzından çıkan sözlerin etkisi?

HDP’yi ülkenin güvenliğini tehdit eden bir örgüt olarak sunan ve ‘beka sorunu’ söyleminin tam merkezine koyan bir tartışmayı geride bıraktık. Zihinlere ‘beka’ sözcüğü ile HDP eşitliği yerleştirildi.

Şimdi de, HDP ile CHP arasında hem de ‘gizli’ tutulan bir işbirliğinin varlığı üzerinde duruluyor.

Bazı insanlar üzerinde bu kampanyanın etkisi mutlaka olacaktır.

Mahzuru?

O sözü HDP kasıtlı olarak kendisi devreye sokmuşsa şaşırmam…

HDP seçmeni olmayan, ancak HDP’yi hedef alan bu kampanyadan rahatsızlık duyabilecek bir seçmen kitlesi de var. HDP’ye de oy verebilecekken daha çok ideolojik sebeplerle AK Parti’yi tercih eden önemli bir seçmen kitlesi bulunuyor.

İstanbul’da da var öyle bir kalabalık seçmen kitlesi, Ankara’da da var…

Onlar bu olumsuz kampanyaya tepki gösterirlerse ne olacak?

“CHP İstanbul ve Ankara’yı kazanırsa, bu, bizim sayemizde olacak” sözü, HDP tarafından kasıtlı olarak ortaya atılmış olmasın? HDP’ye oy veremeyen ancak HDP’ye de gidebilecek seçmeni AK Parti’den uzaklaştırmak için?

Pekala olabilir.

Örnekleri var çünkü:

Kanada’da İlerici Muhafazakar Parti (Progressive Conservative Party, PCP) rakip Liberal Parti‘nin lideri Jean Chretien‘in yüzünü bir rahatsızlık sebebiyle çarpılmış gösteren hiç de hoş olmayan fotoğraflarını kampanyada aleyhine kullanmaya kalkışmıştı 1993 seçiminde. Chretien‘in mağduriyetini iyi kullanarak girdiği seçimde partisi rakibini ağır bir hezimete uğrattı. Zaferle çıkmayı umduğu seçimde PCP ancak 2 milletvekili çıkarabildi.

ABD’de bir aday, ekonomik kriz yaşanan 2008’de, rakibinin ‘dinsiz’ olduğunu ima eden bir kampanya yürütmeye kalkınca, karşı aday kendisinin kilisede Pazar günleri ders verdiğini duyurarak ve olumsuz kampanyanın gerçek sorun olan ekonomik krizi unutturmak amacını vurgulayarak kaybetmesi beklenen seçimde oylarını bir misline çıkarıp kazanmayı başardı.

[Wikipedia’da başka örnekler de var.]

Bizde ne olur acaba?

Sorunun cevabı için fazla beklememiz gerekmeyecek.

ΩΩΩΩ

Reklam

70 YORUMLAR

  1. Sayın H. Gayret.

    Koca “Saray” ı hokus pokusla yok ettin. Nettin?

    Vaktiyle İstanbul’da ikamet ederdim. Bir başkan vardı. Büyükşehir belediye başkanı. Tam bir İslam Kahramanı, Mücahit idi. Hazreti Ebu Zerr El-Ğifari (R.A.) meşrep bir efsaneydi. Belediyedeki makamına öyle bilmem kaç korumayla, özel şoförlü Mercedes CLX 600 SEL MEL (artık ne halt ise) marka makam arabasıyla değil de bizzat kendi kullandığı Kartal marka, dandik (artık saydığım diğer markaya göre bu kelime az bile sayılır) arabasıyla giderdi. Öyle Hazreti Ebu Zerr El-Ğifari (R.A.) meşrep idi ki, kardeşini belediye sınırlarının içine sokmazdı.

    Tam bir efsaneydi. Hazreti Ali (R.A.) misal İslam Kahramanı idi.

    Muhtemelen hep birden gülme krizi geçiriyorsunuzdur. Ne kerizmişiz diye.

    Evet öyleyiz. Ahirzaman Müslüman’ının ortak özelliğidir bu. Keriz olmak. Yani garip olmak.

    Gıybet haramdır. Ama keriz olmak ise bizim artık göbek adımız. Sizler sürün saltanatınızı. Biz de gıybet etmeye devam edelim. Ne de olsa körüz.

    Bu arada koca “Saray” ı nasıl yok ettin? “Yeşil Saray” ı değil muhterem.

  2. Gün geçmiyor ki millet düşmanı mankurtlar türlü ifrazatla hem devletimizi yönetenlere hem de manevi değerlerimize küfredip hakaret etmiş olmasınlar. Ağızlarından salya ve köpükler saçarak biyandan memleketimize olmadık iftiralar atan bu ahlak fukarası asalaklar biyandan da dışgüçlerin değirmenine su taşımış olmak için on parmaklarında on kara dört bir yandan saldırıp duruyorlar. Memleket yararına en küçük bir kaygıları veya yakıcı sorunların çözümüne yönelik zerrece fikri mesaileri bulunmayan bu zevatın derdi günü türkiyenin tökezletilmesidir! Tüm seviyesizliklerine rağmen belki yağbeyinlerinde hala bikaç canlı hücrecik kalmıştır umuduyla burdan dil döküp yazıp çiziyoruz ama nafile:( paçalarından sadece cahillik akan böylesine kabız ve sefil bir muhalefet ancak düşman başına diyorum..! Milletimize karşı gavurların tarihi bir kuyruk acısı vardır ve ne deseler yeridir de; ama kendi içimizdeki çarpık ağızlardan saçılan bu muzahrafata ne demeli? Binlerce yıldır dünyanın altını üstüne getirip türlü badireleri atlatarak neslimizi bugünlere taşıyan, bizlere dünya üzerinde saygın bir miras bırakmış olan asil türk milletine böyle mi teşekür ediyorsunuz? Gözünüze dizinize dursun emi!!!

    • *******
      Noktayı koyan gayret,
      Postayı atan gayret,
      Gayret, gayret H. Gayret,
      İşte bizde siyaset….

      Sorsam iki kere iki,
      Cevabı ikidir belki!
      Bir referans istesem,
      Referans verir mi ki?!
      ……
      *******

    • ‘Bunlara’a derhal genetik test yapılmalı. Zira bunlar ‘asil turk’ milletinin mensubu olamazlar.

  3. http://u0i.626.myftpupload.com/dostum-secim-tahminini-kendine-sakla-diyor-sebebini-anliyor-ve-sizlerle-de-paylasiyorum/#comment-31224 18 Mart 2019 at 20:22 nin devamı aşşağıda Sn Serdar Turhan…. Düz metin yazdım anlamadın biraz farklı deneyeceğim; tabii doğrulara sadık kalarak. Aksi taktirde sizden bir farkım kalmaz!

    *******
    Ne bu halin ey Turhan
    Kuru-sıkı doğurgan
    Laf kalabalıĝın marifet!
    Kendin pişir kendin ye,
    Üzerinize afiyet!…
    Kimseye trol demedim
    Yalan sizde meziyet!

    Yalanlarla yatarsın,
    Hep desteksiz atarsın!
    “Dedin” diyorsan göster,
    Okuyanlara sor ister!
    Bu benim tarzım değil,
    CenabAllah da şahittir!
    Gösteremeyen namerttir!
    ……
    *******

    • Belli ki çok dokunmuş ta buraya taşımışsın.Ben yine aynı şekilde cevap vereyim.

      Dindar olduk,Demokrat olduk
      Atatürkçü olduk,AB ci olduk
      Ateist olduk ,eski ülkücü olduk
      Her kılık mübah size kardeşim tedbir için her kılık.
      Bugünkü kılığımız şairlik galiba
      Anladık kardeş anladık
      Kargayı sesinden tanıdık.

      • “Yalan” konusu sadece buraya kadar değil, öbür tarafa kadar taşınacak bir konudur. Bunun benim taşımamla da bir alakası yok. Otomatikman oraya gider. Ben sadece yalanına karşı şahsi mücadelemi vermekle mükellefim.

        *******
        Kim ne olmuşsa olmuş,
        Beni ilgilendirmez!
        Betin benzin bak solmuş,
        Zanla hüküm verilmez!

        Riyakarın birisin,
        Fazla gitme orda kal!
        Yok mu geri vitesin,
        Yalanını geri al!
        …..
        *******

    • Mesela bakıyorum
      Konu HDP ortaklığı ama sayın H.K nın tek yorumu yok gitmiş H. Gayret ile uğraşıyor.
      Tayyip e vurmak olsaydı konu etekleri zil çalarak koşardı.
      Ya sahiden HDP ortak mı?.
      Yok o sizi ilgilendirmiyor.
      Siz köşelerde tweetleri 20 ye katlayın hadi hadi hızlı olun daha Karar da sağda solda yazacaksın.
      Burada Milli görüşcü Karar da sosyal demokrat olacaktın.
      Karıştı mı yorumlar .
      Önemli değil devam devam vuruyorsan Tayyipe sorun yok devam.
      Yorumlarıları 20 ye katlayalım.Seçim yaklaştı

      • H. Gayret’le biz arasıra birbirimizi yoklarız. Tabii bunun teşhisi kişinin objektif kalıp kalamayacağına da bağlıdır.

        Benim için önemli olan Tayyibe vurmak gibi şahsi bir gayem yok, önceliğim zihniyettir; eleştirilecek konuları eleştirmektir. Şahsen hakkını teslim ettiğim zamanlar olmuştur. Haksızlık konusunda ileri gidenin bizzat karşısında olduğum zamanlar da olmuştur, hatta çevremdeki yabancılara karşı. Bu konudaki görüş noktama “evet bu yönden aklısın” dedirtmişimdir.

        Partileri yakından takip etmem. Parti olarak bidiğimi eleştirmem vazifemdir. Halen daha arkadaşlarımdan bir çoğu AKP’lidir.

        HDP’nin ne olduğu belli. Kürt arkadaşlarımdan hiç biri HDP ye oy vermez. Bu konuda da yalancı karakterinizi yine ortaya koydunuz. Sosyal medyada kimseye “tweak veya tweet” atma gibi bir alışkanlığım yoktur. Hiçbir zaman olmadı.

  4. Bernar beyin önerileri( 5 madde) ni destekliyorum .Görüş yerine herkese hakaret edenler ,unutmayın kötü söz sahibine aittir ve söyleyen kişiyi tanımlar biraz saygı lütfen!

  5. 1996-1997 yıllarında refahyol hükümetini yıkmak için 5 li çete bir araya gelmişti ama o zmanki 5 li çete birbirine benziyordu sol cenahtandılar hepsi ama şimdikiler 5 benzemez tek ortak noktaları cumhur ittifakını yenmek maazallah, İnseallah başaramayacaklar

  6. “HDP’nin desteklediği CHP adayına oy verebilir miyim” ASLA
    Ayrıca, CHP adayı hem HDP’li, hem CHP’li dinsiz, daha da rüşvetçi,
    hukuk tanımaz insanları Devlet kadrolarına dolduracağı için de oy vermem.
    Kişinin geçmişi güne tanıklık eder. Mesela CHP’li bir Adalet Bakanı Moğultay veya
    Bld. Bşk. C. Doğan
    Ancak, Mansur Yavaş sahte çek imzalamış, diyerek de – oy
    kullanacaksam – ona oy vermekten kaçınmam. Çünkü o işlem AVUKATLIK
    yapan insanlar arasında ve Devlet nezdinde vak’a-i adiyeden (olağan işlemlerden)dir.
    Ne, T. Barolar Birliği, ne de hükümet çevreleri ırgalanır, etkilenir (rahatsız olur)
    Hatta. müvekkilinin Yazılı, açık RIZASI OLMAMASINA rağmen,
    müvekkilin ZİMMETİNE geçirdiği parayı ne Avukat, ne T. Barolar Birliği ne de
    Hükumet, – kefaleten öder – ne de ödettirir. O halde, böylesi olağan ! bir iş
    yapmış ADAYI seçmen nezdinde niye kınamış olmalıyım ki. Seçim bitince
    kimse peşine düşmez, kimseyi ırgamaz, bile. (Böylesi, her partiden Avukat var)
    İslamı iğdiş ve dejenere eden veya ılımlı İslam ayağı ile tefessüh
    etmiş (bozulmuş) Hristiyanlığa yaklaştıran; Müslümanı adaletten, haktan,
    hukuktan, ahlaktan, kul hakkı ve helal-haram endişesinden …….uzaklaştıran;
    namustan, zinadan, istismardan, üyüştürücüdan, israftan, talandan, …
    Koruyamıyan, Çocuklarımıza CANI; DİNİ; IRZI; NESLİ; MALI korumayı, merhameti,
    şefkatı, ahiret endişesini, doğruyu, insan, akraba, komşu, mazlum ve masum
    sevgisini, saygıyı, edebi, sevabı…. öğrettirmiyen bir AK Parti’ye OY vermesem

    de, CHP adayına da gene OY vermem.
    ZAMAN kimsenin vebalini YÜKLENME zamanı değildir.
    Bağımsız, çekimser, çekingen, tarafsız, kararsız denen SEÇMENLER
    FAZİLET (Erdem) arıyan, yalakalık ve menfaat hesabı yapmıyan
    bu Vatanın ve hükumet edenlerin HAS ve ESİR ! kullarıdır.
    Yeni bir parti ihtiyacını merak edenler olduğu kadar,
    bazı yorumcuların İslam tarıhinin kötü örnekleri arasında zikrettiği,
    gerçekten pek de üzücü verici ve düşündürücü “sıffin ve Cemel”
    çatışmaları karşısında – ben de – HAYATTA olan çok sayıda SAHABE
    nasıl bir tutum takınmıştır, diye merak etmiyor değilim ? Koru da
    merak etmiş midir, dersiniz ?

  7. Kürt vatandaşların oyu HDP seçmen sayısından katbekat fazladır…HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli….“Mansur Yavaş bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir… Ekrem İmamoğlu seçilmişse bilecek ki o kentte yaşayan 3 milyon Kürt’ün oyuyla seçilmiştir…”…vay vay vay… adamlar artık saklama gereği bile duymuyorlar da birileri hala taklalar atıp duruyor…. hey gidi hey… Ver coşkuyu Çırpınırdı karadeniz şanlı Türkün bayrağıyla…..31 Mart bir beka seçimi olduğuna göre gizli anlaşmalarla HDP’ye vaat edilen de ülkenin bekasından daha azı değildir. Erdoğan’ı zayıflatma, düşürme karşılığında ülkenin bekasını veriyorlar; HDP’ye bekayı verip Erdoğan’dan kurtulmak istiyorlar……PKK/HDP, Türk devletinden alamadıklarını CHP-İP-Saadet ile yaptıkları anlaşma üzerinden elde etmeyi düşünmektedir ki, CHP’den hesap sorma noktasına gelmiş olmaları entetasan….. Temelli şimdiden Hesap soruyor…sopa gösteriyor…chp gak guk bile diyemiyor….gak guk diyen başka cepheden…..Adam açık açık tehdit ediyor…… ses başka yerden çıkıyor….Eee seçime kadar bu gol pasını da Erdoğan ve Bahçeli gole çevirir.Allahın izniyle….şimdiden başlasınlar artık Yok hakem ofsaytı vermedi yok penaltıydı yok biz daha iyi oynadık da falan filan…. Adamın biri çıkar der “”” Adam kazandı”… ha o zaman uyanırlar… neyse bi dahaki maça… beraberlik garanti galibiyet inşallah….Seçime az kaldı… twetleri… yorumları katlarsınız artık… sanki seçim sosyal medyada kazanılıyormuş gibi…. Çanakkale zaferimiz kutlu olsun bu arada,…

  8. Sayın Erdoğan’ın söylemleride değişti.Ayasofya’nın ibadete açılmasına yönelik açıklamalar bekleyen muhafazakar kesime “önce Sultan Ahmet’i doldurun” şeklinde açıklama yaparak,Ayasofya’nın açılmasında ısrar edilmesini bir nevi tezgah olarak ifade etmesi muhafazakar tabanında şaşkınlıkla karşılandı.

    • Muhafazakar taban daha önce de aynı sözleri kaç kere duymuştu devletbaşkanımızın ağzından; o yüzden bunda şaşılacak bişey yok..? Ama seni biraz sarsmış sanki bu durum..:) istersen hemen biraz aşağıda, cankurtaranda bi tane daha var; küçük ayasofya(küçük şey yoktur:) hem iki rekat bi şükür namazı kılarsın hem de azla yetinmeyi öğrenirsin böylece.

      • Başta “Saray” olmak üzere birçok şey israf muhterem. Hazreti Muaviye’nin (R.A.) Yeşil Sarayı geliyor benim hep aklıma. Sonra Ebu Zerr El Ğifari Hazretleri (R.A.)’nin çektiği okkalı fırça. En sonunda da Resul-u Ekrem Aleyhisselatu Vesselam’ın: “İstemez misin Ya Ömer, dünya onların olsun, ahiret bizim” dediği andaki yüzündeki hasırın izi.

        Ya arkadaş! İçinizden bir tane de Hazreti Ebu Zerr (R.A.) meşrep biri çıkmaz mı? Çıkıp da okkalı bir fırça basmaz mı?

        Desene; bir eli yağda bir eli balda olmak varken, ne işimiz var hasırda yatmakla, bir lokma bir hırkayla?

        Ya arkadaş her sabah havyar ye, sucuk ye, bal ye. Ne yersen ye. Ama kendi cebinden ye. Olmadı babanın cebinden ye.

        Ama başkasının cebinden yeme. Sonra da buna helal deme.

  9. Üstat Bernar Naaptın bütün kafa konforumuzu altüst ettin .!! İslam Filozofu KİNDİ derki :” Nereden gelirse gelsin ,isterse bize uzak Ve karşıt milletlerden gelsin ,gerçeğin güzelliğini benimsemekten ve ona sahip olmaktan utanmamalıyız .Çünkü gerçeği arayan İçin gerçekten daha değerli bir şey yoktur.O halde gerçeği eksik görmek ve onu söyleyeni ve getireni küçümsemek yakışık almaz.”

    • Sayın h.a. valla senin kafa konforunu bilmem ama sn.bernarın kendi konforunu pek bozucaa yok gibi:) hindistan cevizi sütü kürlerine ara verip thai masaj salonlarından şöyle kafasını bi dışarı uzatsa; karahalkımızın sade suya tirit nasıl pirinç lapasına talim ettiğini de bi görebilseydi keşke..! Ancak oturduğu bambu villasının terasından; ta uzaklarda sırtlarındaki pirinç çuvallarıyla karıncalara benzeyen fakir köylüleri seyretmesini bilir o..:) nasıl olsa bir gün oralarda da elinde samuray kılıcıyla bir babayiğit çıkar gelir de imara açılır o bambu ormanları..! O zaman görürüz konfor nasıl bozulurmuş:)

    • Taylanddan buralar Hyde Park görünüyor sanırsam!Arkadaş Muson rüzgarlarını arkasına almış boşlukta Tayland boksu figürleri mi çiziyor desem,saklandığı soteden tel sapanla bacak avına çıkmış ergen gibi mi davranıyor desem…Herhalukarda kafa göz dalacak gibi görünüyor.En iyisi ben daha fazla ses etmeden sıvışayım ufak ufak.

  10. Yorum diplerine ucuz video linkleri de düşmeye başladığına göre işler sakat demek:) özellikle anti-türkiye camlı gözlük kullanan arkadaşlarımız için bu türden paylaşımlar eminim faydalı da oluyordur… Halbuki zaten nereye baksalar, neyi duysalar, neyi görseler; yalan yanlış farketmez, mutlaka türkiyeyi kötüleyecek bir yol yordam bulabilecek olan bu mankurtlara ne desek boş! Evet, milletimizin ağırlık merkezi bir süredir mevcut iktidarı destekliyor çünkü maziye göre bu dönem daha üretken ve verimli geçmektedir. Öyle anlaşılıyor ki gittikçe daha da yakıcılaşacak olan “küresel ısınmaya” karşı da yine cumhur ittifakından başka bir güvencemiz de maalesef ortalarda görünmüyor. Seçimdir gelir geçer, öncekiler gibi, üç aşağı beş yukarı; nato mermer sunta kafa! Türkiye karşıtı bu muhalefet ve saz arkadaşları aynı kaldıkça; sandık sonuçları da pek değişmez. Milletimizin büyük bir kesimi kendi iradesine sahip çıkan akp-mhp-bbp-hüdapar blokuna destek veriyor. Diğerleri ise imf/fetö blokudur; chp-hdp-ip-sp + legal görünümlü veya değil tüm terör örgütleri… Tilki ne kadar yol bilse de; avcı da o kadar hile bilirmiş:) topunuz birlikte gelin!!! Çanakkale geçilmez!!! Ama adam olan gelsin bi çayımızı içsin; oturur konuşuruz..:)

    • H. Gayret Bey, vallahi beni üzüp tedirgin ettiniz. Sizde, aramızdaki ittifakı bozma temayülleri görüyorum. Yapmayın etmeyin derim. Bakın bizim dostane muhabbetimizi gülümseyerek karşılayıp yarınlara iyimserlikle bakan yorumcu arkadaşımızın haıtırına, “Pazara kadar değil mezara kadar bizim ittifak!” desturunca, oturup çay içelim, yarenlik edelim -nasılsa çaylar bedava şu sıralar! 🙂

      • Sn.bernar arkadaş, ben onu bunu bilmem; anlaşma şartlarına aykırı durumlar var: sermaye ırkçılığı yapıyorsun, uyduruk kaydırık video paylaşımları almış başını gitmiş… O yüzden hiç n.ç.nin arkasına falan saklanmaya çalışma..! Ayrıca zaten onun tutumunu da ne kadar kendimize ölçü alabiliriz bilemiyorum yani? Bi gün öyle bi gün başkadır; dr.safa gibi diyeyim de sen daha iyi anlarsın: geçen hani senin lafını ağzına tıkmıştı ya; “bernar reis, sen de çok uzatıyosun; yazarı bırakıp yorumları mı okiicaaz; sıktı artık…” falan diye..! Neslihan da terapiye başlamış; kişilik yarılması mıymış neymiş; yani bi gün çay partisine çağırır, öbür gün kim kurmuş der..? Ona kalsa iki tane nicki mi varmış da, yoksa kısaltiim derken ikiye mi bölünmüş; artık benim uğraşcak halim yok bunlarla; kendin halledersin..:) yalnız dediğim gibi memleket dar yol kaygan geçitten geçerken; bu tip kapkaççı tarzı yorumlar pek şık durmuyor..! Haksız mıyım sayın n.ç..?

        • Yalan da yok, kıvırmaca da yok H. Gayret Bey: Bu gündelik siyasete bulaşmak tam bir illet. “Boş ver ya, kapat bilgisayarın kapağını, git bahçeyle uğraş, kedi köpekle düş kalk, dil öğren insan içine çık” diyorum, aklıma senin ölümüne sevdiğin Ahmet Altan, Alparslan Kuytul gibi insanlar geliyor. Öfke diline kapılıp gitmiş halim sizlerden çok gelip beni vuruyor inan. Doktor Safa da tam böyle gel gitli günlerde çıktı geldi, iyi bir ayar verdi, ama gel gör ki bu klavyenin kışkırtıcılığı başa bela. Ne onu, ne seni, ne de kendimi mutlu edebiliyorum.

          Şimdi söyle bana şu kırk yıllık didişmemizin hatırına: Umutsuz vaka durumları mı, yoksa bi yolunu bulup bu kuyudan senin ipinle (yani ittifakımız demek istiyorum!) çıkabilir miyim? 🙁

          • Abi ‘umutsuz şeytan’ demişler; yoksa yusuf aleyhissalam kalıp giderdi karanlık kuyularda… Ondan daha zor durumda sayılmayız:)

    • Merhaba H Gayre! Bernar beyle iyi dostsunuz, lütfen dikkatli olun…..bizi üzüyorsunuz☹
      Unutmayin bu sitede sizinle ayni siyasi görüşte olanlar arasinda, bir tek siz günde iki kez doğruyu gösteren saat gibisiniz!
      Zaten Bernar beyle sohbetlerinizinde Tadina doyulmiyor.☺
      Unutma, bizim kavgaya değil gülmeye ihtiyacimiz var, sağ olasiniz, bunda siz ve Bernar bey gideriyorsunuz, sayesinde yüzümüz gülüyor.☺☺☺
      Not:H Gayret gecen gün bana sitem etmissiniz gec gördüm.
      Yahu orada Türkler yazmiyor “TÜRKİYELİLER yaziyor.
      Birdaha oku.birde hepisinden değil üşkağatçılardan bahs ediyorum.
      Hosca kalin.

  11. Erol Olçok’un eşi Nihal Olçok soruyor: “250 şehidi kaça sattınız?” Çıkın cevap verin!

  12. Hamaset orkestrasının grültücü tayfasına sorarsanız, İsrail’in karşısında, Mavi Marmara eylemcilerinin yanında. Dublor mublör yok, sayın seyirciler. İkisi de aynı kişi.

    https://www.youtube.com/watch?v=9OX8IsUsNKQ&pbjreload=10

    Türkiye Türkiye olalı, böyle bir “Dün dündür, bugün bugündür”cü siyasetçi görmedi vesselam. İster Gülen çetesiyle, ister HDP ile, ister Bahçeli ile, ister Trump ile, ister Esed’le, isterseniz İsrail ile ilişkilerini alın. İstikrarsızlıkta istikrar ile yol alan bir siyasetçi Erdoğan. Bari EYT’liler konusunda da bir U dönüşü yapsa da milyonlarca insanımızın maduriyeti seçim sıkıntısı vasıtasıyla giderilse.

    • Ortada bir çete olduğu doğru bir tespit fakat kimin çetesi olduğu konusunda o kadar da emin olmayın derim başkada bir şey demem.

      • Çete konusundaki güçlü kanaatimde yanlış bir şeyler görüyorsanız, öyle imalı bir iki cümle ile yetinmeyin, Baran Bey. Ahmet Altan’lar, Mümtazer Türköne’ler niye sıvışıp gitmediler? “Valla bizim hocamız da, cemaatimizin ileri gelenleri de öyle siyasete, iktidar işlerine bulaşmayı kendilerine zul sayacak iyi yürekli dindar, yaşlı insanlar.Biz, bütün meramı çabası hizmet olan güzel insanlardık. 15 Temmuz diye bir oyun oynandı, üzerimize çöküldü. Olan budur, kaldığımız yerden devam etmek için Erdoğan iktidarının çökmesini bekliyoruz” derseniz, beden aşağılayıcı, tehditkar bir dil bulmazsınız. Otururuz, 15 Temmuz’u da bir kenara bırakırız dilerseniz, MİT tırlarından barış sürecini torpillemek için yaptığınız çirkefliklere kadar, 17-25 Aralık’taki siyasi emellerinize kadar her bir dosyayı açar, birer birer değerlendiriz birlikte. Türkiye demokrasisini torpilleyen o sefil adam ve çetesi, biz masumuz ayaklarına yatmasınlar bence. Dürüst insanlar, kendi istihbarat ağlarından gelen işaretle ortadan toz olup sıvışmazlar. Ahmet Altan sıvıştı mı? Ali Bulaç sıvıştı mı? İhsan Eliaçık, A. Kuytul sıvıştı mı? HDP’liler sıvıştı mı? Ne pahasına olursa olsun Erdoğan’ı devirmek istediniz, H. Fidan üzerinden Erdoğan’ı ve barış sürecini bitirmek için sergilemediğiniz rezillik kalmadı. Perinçekçilere kapıları açanlar sizler oldunuz. Mıy mıy etmeyin, Gülen karanlık bir çetenin lideri değilse, çıkın neden çete olmadığınızı halka anlatın.

        • Sn.bernar, baran arkadaş gibilere çare yok; biliyorsun rusçada koyun anlamına gelir..:) yine de aydınlatıcı uyarın gayet yerinde olmuş… Ayrıca benim de ilave etmek istediğim bi husus var; neden kaçmadılar dediğin elemanlarla ilgili: filikalarda yer yoktu..!

        • “Müslümanların pek azı ehli tahkiktir,%70-80 i ehli tahkik değildir.” Sizin yorumunuzdan da anlaşıldığı gibi %20 lik tahkikat ehli de kendi aralarında derecelendirme ye tabi tutulabilir. Üç beş kişiyi dinleyince tahkikat yaptığını düşünen ile kılı 40 yardiktan sonra her bir 40 ı da tekrar 40 a yararak her şeyi düşündükten sonra ya benim hiç duymadığım bir şey kaldıysa diyerek tahkikatından emin olamayıp tekrar tekrar gözden geçiren aynı olabilir mi? Benim demek istediğim budur. Yoksa sizin sıraladığınız olayların hiçbirinin içinde olmadığım gibi ne Gülen cematinden kimseyi tanıyorum nede diğer taraftan kimseyi taniyorum. Ben de sizin gibi dışardan olayları anlamaya çalışıyorum, üstelik ilkokul kafasıyla olayların aslını görmeye çalışıyorum. Bana göre akıllara ziyan hadiselerin pek çok hikmeti var. En mühimi de benim gibi bir ilkokullu için bile sebebi terakki olması. Bu arada şunu da belirteyim, Kimseyi suçlamak yada temize çıkarmak gibi bir gayem olamaz.

          • O zaman bana da peşin hükümlü davranıp sizin Gülen cemaati taraftarı olduğunuz varsayımından hareketle yazdığım o mesaj için sizden özür dilemek düşüyor. Özür dilerim sizden.

  13. Hikaye bu ya ; Galatasaray’la— Çemişgezek spor kupa maçına çıkacak ama oda ne Galatasaray durmadan Çemişgezek spor hakkında olumsuz yorum yapıyor ; Vay efendim Çemişgezek uzakmış, Sahaları küçükmüş,Çimleri kısaymış,Şortları uzunmuş, oyuncuları şöyleymiş, böyleymiş, havada soğukmuş gibi akla ziyan şeyler söyler.Çemişgezek spor yöneticileride ne dese iyi ;GS ülkemizin nadide bir kulübüdür,hemde Avrupa Şampiyonudur, ama ne yapalım biz çıkıp oyunumuzu oynayacağız,top yuvarlak saha düz iyi olan kazansın derler Ama GS liler kızar sizin Futbol topunuz Kandil’den gelmiş , Kale direklerinizde Pensilvanya direklerine benziyor der,Çemizgezek sporlular itiraz eder yahu ne alakası var biz futbol oynayacağız hem biz sizin kale arkasındaki, DOĞU PERİNÇEKİSTANLI kaçak seyircilere bir şey diyormuyuz deselerde dinleyen olmaz tartışmalar devam eder gider bakalım sonuç ne olacak fakat ben bir GS li olarak takımımın Çemişgezek spordan korkmasından utanıyorum biraz ayıp olmuyorumu Cimbom’a !! Yahu gerçekten Devletin bütün imkanlarına sahip Cumhur ittifakının Muhalefet demeye bin şahit isteyen Kırık dökük Millet ittifakı karşısında takındığı tutum nedir ? Taraftar gurupları değilde, Aklı Erenler’ Söylesin

  14. siyasetin her türlü kutuplaştırıcı dilini yanlış buluyor, tasvip etmiyorum.
    üstelik rahatsız oluyorum, hep oldum.
    sayın korunun yazısına bakarsak bu dil sanki sadece chp-hdp ittifakı için kullanılıyormuş uyanıklığı var. oysa muhalefettin de dili bu dil, akp den çok önce irtica geliyor diye insanları dindarlardan soğutmaya çalışan, Atatürk, kemalizm, sekülerizm, elitizm üzerinden toplumda travmalar üstüne travmalar yaşatanların anadili gibi konuştukları bu aynı dil. chp de kürsülere çıktığında bu ötekileştirici dili kullanmıyor mu? hdp bırak ötekileştirmeyi bölüp parçalamaktan bahsediyor zaten. demirtaş açık açık karşımıza geçip özerklikten bağımsızlıktan söz etmedi mi? halkların önünde duramazsınız demedi mi? insanları meydanlara, sokaklara inmeye çağırmadı mı? bu ülke insanının kürdü de türkü de lazı çerkezi de, sünnisi alevisi de sağduyulu insanlardır. beka sorununu siyasiler değil, bu halkın sağduyusu bertaraf ediyor. beka sorunu coğrafyanın getirdiği bir sorundur. bu sorun siyaset üstü konuşulmalı ve tartışılmalı, siyasi cepheleşmenin çirkin polemiklerinde yok yere harcanmamalıdır. bu ülkenin aydınlarına da ne oldu bilmem, meseleyi tartışılması gereken herkesin anlayacağı aklını başına toplayacağı bir zemine çekip insanlara tehlikeyi gösterecek yerde, siyasetin çirkin kanlı yüzüne alet olup, vardır – yoktur gibi ucuz yoldan günü geçiriyorlar. binlerce gencecik kürdümüz türkümüz öldü. binlerce çocuk denecek yaştaki insanların pırıl pırıl hayatları söndü.
    şimdi, bu dili kullanmayan, takiye yapmayan, herkesi kapsayan kucaklayan birileri var mı?
    öyleyse bu dili kullanandan kime kaçacaksınız, nasıl ters tepecek bu iş?
    bu işin ters tepmesinden cumhur ittifakının oy kaybetmesini anlayalım yani.
    mesele bundan ibaretmiş gibi.
    bu dil onların meselesiymiş gibi.
    bu kadar basit, bu kadar kolay, bu kadar ucuz-muş gibi…

  15. Tarım Bakanlığı, “verimsiz” olup “standartlara uymadığı” gerekçesiyle 2006 yılında tüm yerel tohumlara yasaklama getirdi. 2018 yılından itibaren ise, yalınzca hibrit (yani kısır) tohumlara bakanlık sertifikası vereceğini duyurdu. Tohum ithalatımızda listenin en başında gelen ülkenin adını bulup buraya yazmak da benim değil, birilerinin vatanseverlik görevi olsun!

  16. Bilenler bilir -özellikle Karadenizliler: Türkiye, dünya fındık üretiminin yüzde 84’ünü gerçekleştiriyor. Yıllıl fındık ihracatımız ortalama 2,4 milyar dolar seviyesinde. Fındıkları alıp Nutella marka ürünüyle satan Ferrero şirketinin yıllık cirosu ise 11 milyar doları aşıyor!

    Bitmedi: Ferrero şirketi, ülkemizin en büyük fındık ihracatçısı olan Oltan Gıda’yı 2014 yılında, sahip olduğu 5 fındık işleme fabrikasıyla birlikte satın aldı. . .

    Sizi gidi pabucumun milliyetçileri sizi!

    Hamaset tellallarının susarak geçiştirmek istedikleri gerçeklerin, karizmayı çizmek, balonu patlatmak gibi bir alışkanlığı vardır.

    https://www.youtube.com/watch?v=sVDKPooCl2o&pbjreload=10

  17. Cumhuriyet Gazetesi, geçen hafta, yargıdaki FETÖ Borsası kepazeliğini gözler önüne seren haberlere imza atmıştı. 15 Temmuz’da oğluyla vurularak öldürülen, AK Parti’nin reklam lideri Erol Olçok’un eşi Nihal Olçok, kişisel Instagram hesabından, “Adaleti kaça sattınız?” diyerek soruyor. Hamaset tellalları: Cevap verin!

  18. Aralık 2018’de toplam konut satışı 137.000 dolayında. Bundan sadece bir ay sonra, Ocak 2019’da, yaklaşık yüzde 46’lık keskin bir düşüşle, rakam 73.000’e kadar geriliyor. Bu, inşaat sektörünün içine yuvarlandığı krizin açık göstergesi. Sadece inşaat sektöründe yükselerek artacak işsizlik oranlarını ima edtmiyor bu durum. İnşaat sektörü, çimento sanayii, demir-çelik sanayii, cam endüstrisi gibi yaklaşık 56 diğer alt sektörü de doğrudan etkiliyor.

    Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği verilerine göre, ÖTV ve KDV indirimlerine, üretici şirketlerin kampanyalarına rağmen, Ocak ayındaki daralma, bir önceki aya kıyasla, yüzde 9. Beyaz eşya üretimindeki düşüş ise yüzde 17. Toplam beyaz eşya satışları 2018 yılında da yıllık yüzde 17 daralmıştı. Beyaz eşya sektöründe istihdam edilen insanların sayısı 1 milyona yakın. Söz konusu sektördeki bu daralma trendinin işsizlik üzerineki olası etkilerini varın siz düşünün.

    En dehşet verici daralma, otomativ sektöründe yaşanıyor: yaklaşık yüzde 50! (Ziraat Yatırım verisidir!)

    Bu gerçekleri konuşamıyoruz. Çünkü, bu yorum sayfalarındaki anlamlı ‘yorum’ (!) bombardımanın da işaret ettiği üzere, bunları konuşmamız istenmiyor. Tıpkı, aşağıdaki 70 saniyelik video görüntüleri için olduğu gibi, bu tür veriler karşısında vatan-millet-sakarya borazancıları sus pus. . .

    Ne diyelim: Gerçeklerin hamaset tellallarını susturmak gibi bir alışkanlığı vardır.

    https://www.youtube.com/watch?v=sVDKPooCl2o&pbjreload=10

    • Yanlışın karşısına doğruyu, kötünün karşısına iyiyi, sorunun karşısına çözümü koyamadıktan sonra bu kötü bu yanlış bu sorun diye hezeyan içinde bağırmak bir başka hamaset tellallığı oluyor birader.
      Hapishaneler doluymuş!
      Ne yani darbeyi 100 kişiyle mi sınırlayacaklardı?
      Cemaat 1500 kişiyi geçmesin az olsun, öz olsun mu diyeceklerdi?
      Bunlar tohum işini… sardı da tohum projesi olan namzet var mı? Kimin hangi sosyal projelerine destek olalım onu yaz hele. Gözümüz çözüm göre.
      Tek sesli medya düzeniymiş!
      Koro vardı da sanki. Hepsi aynı şeyi yazıyordu, hepsi çıkar hesabı yapıyordu. Güldürme milleti.

      • Sayın egemen, proje demişken; bizim h.k. geçen gün bikaç tanesini açıkladı ama biraz karla ekmek yemek gibiydi yani… Şimdi de sn.bernar yine onları ortaya atıp kaçar bak..:)

      • İfadeleriniz itici ve kırıcı, yine de ben kızgınlığınızın yanısıra çağrınızda samimi bir dilin de ipuçlarını gördüğümü düşünüyorum. Uzun ve ayrıntılı, bıktırıcı bir metinden uzak kalmaya çalışarak, çözüm önerilerimi dile getirmeye çalışayım:

        (1) Erdoğan liderliğinde bir kadro ve halk hareketi olan AK Parti’nin, kuruluşunu takip eden yıllarda öne çıkardığı önerilere, ilkelere geri dönelim.
        (2) Çok kızsak, öfkelensek de, önce şu aşağılayıcı ve suçlayıcı dilden uzak duralım. Hiç birimiz, vatanseverlik üzerinde tekel haklarına sahip değil.
        (3) Diğer onlarca meselede farklı düşsek de, ezici çoğunluğumuz, sağlam bir üretim düzeni kurmadan, eğitim ile tarım ve hayvancılık meselelerimizi çözmeden pek bir yere varamayacağımız konusunda hemfikir görünüyoruz. Meseleleri bir liderin leyhine veya aleyhine taraf olmaktan çıkarıp, hepimizin ortak yararına olacak konuları öne çıkaralım.
        (4) Olabilidiğince hakça bir bölüşüm, adil bir gelir dağılımı üzerine kafa yoralım. Onyıllarca değişmeden kalan vergilendirme politikalarını partizanca tavırlardan uzak bir şekilde değerlendirelim.
        (5) AK Parti ve Sn. Erdoğan’ı ne hiçleştirelim, ne de eleştriden azade kılalım.

        Yapabilir miyiz bunları?
        En azından deneyebiliriz. . .

        • İyimser olmaya, çözüm odaklı düşünme tarzı ortaya koymaya, yanlışları partizanca tavırlardan azade tartışmaya bir yerden başlamamız lazım.
          Çok geç olmadan.
          Nefret dili kazanmadan.
          Elbette yapabiliriz.
          Pazara kadar değil ama.
          Bir kaç yazı sonra değişmek yok.

          • Ben söz veriyorum size. Seçimlere çok bir şey kalmadı zaten. Öyle veya böyle, seçimler geride kalacak, hayat devam edecek. Belki ben bütün tahminlerimde yanılacağım, H. Gayret Bey’e nereden baksanız bir yıllık malzeme çıkmış olacak, belki yeni partinin bir umut ya da seçenek olup olamayacağını tartışıyor olacağız. Seçimlere kadar olan süreçte sadece kısa mesajlarla H. Gayret Bey’le olan nükteli alış verişimi sürdürecek, ciddi ya da kışkırtıcı bir metin girmeyeceğim. Sağduyulu karşılığınıza hem şaşırdım hem çok sevindim. İçten selamlar.

          • Bernar Bey,
            Neden şaşırıyorsunuz? Bizler birbirimize ayna değil miyiz? Aynaya baktığınız zaman siz gülümsediğinizde aynaki aksin size somurtma şansı var mı?
            Yazınız, bol bol yazın, uzun uzun yazın, yeter ki içinde düşmanlık ve öfke olmasın, sadece gerçekler olsun. Sadece gerçekler neyimize yetmiyor?

  19. Kürt vatandaşlarımızın oyu HDP seçmen sayısından katbekat fazladır!………………………PKK/HDP, Türk devletinden alamadıklarını CHP-İP-Saadet ile yaptıkları anlaşma üzerinden elde etmeyi düşünmektedir ki, CHP’den hesap sorma noktasına gelmiş olmaları çok enteresan…..Adam şimdiden hesap soruyor…..“Mansur Yavaş bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir… Ekrem İmamoğlu seçilmişse bilecek ki o kentte yaşayan 3 milyon Kürt’ün oyuyla seçilmiştir!…..” Hayırlı uğurlu olsun ne diyelim…..hesap sormayı kendilerinin hakkı görüyor…..Bu mahalledekiler de takla atıp duruyore… Çırpınırdı Karadeniz şanlı Türkün bayrağıyla….Çanakkale içinde aynalı çarşı…..Hepimizin Çanakkale zaferi kutlu olsun…. Çanakkale geçilmez….

  20. Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi 47 ülke arasında, hapishanelerdeki tutuklu ve hükümlü sayısının toplam nüfusuna oranla en yüksek olduğu 6. ülke. Birinci sırada Arnavutluk, ikinci sırada Gürcistan var.

    2005’te 54 bin 296 olan tutuklu ve hükümlü sayısı, 10 yıl içinde, yüzde 220’lik bir artışla, 2015’te 173 .000’e yükseldi.

    Hürriyet Gazetesi’nden Oya Armutçu’nun Adalet Bakanlığı verilerine dayanarak açıkladığı bilgilere göre, Aralık 2018 itibarıyla toplam 264.031 kişi hapishanelerde.

    Gündemi, vıcık vıcık bir hamaset işgal etmemiş olsaydı, bu tür sorunlarımızı konuşuyor olacak, aşağıdaki görüntülerden haberdar olacak, ülkemiz ve insanlarımız adına üzülecektik.

    https://www.youtube.com/watch?v=sVDKPooCl2o&pbjreload=10

  21. Eğer Saygı Öztürk’ün yazısındaki veriler doğruysa , Sason’da aday göstermeyen HDP lilerin , AKP adayını desteklemesi gibi bir durum ortaya çıkar. Sn. Bahçeli bunu biliyor mu ? İnşallah kulağına gider bu durum . Çünkü suçun şahsiliğine sığınnsa da şu anki AKP kampanyasına göre babasının suçuyla şu anda aday olan oğlu suçlanabiliyor. HAdi buyu burdan yak derler adama.

  22. Erdoğan ve Bahçeli, “beka”, “dörtlü çete” gibi toplumsal kutuplaşmaya tavan yaptıran düşmanlaştırıcı söylemlerle tüm ülke ve seçim gündemini belirlemiş olmasalardı, dev bir buz kütlesinin sadece görün kısımlarını ima eden şu tür bilgileri konuşuyor olacaktık:

    “Türkiye’de işsizlik oranı, Aralık 2018’de bir önceki yılın aynı ayına göre 3,1 puan artarak yüzde 13,5’e yükseldi. Söz konusu dönemde işsiz sayısı 1 milyon 11 bin kişilik artışla 4 milyon 302 bin kişi olarak kayıtlara geçti.”

    Satın alınmış, tek sesli bir medya düzeni olmasaydı, aşağıdaki görüntülerden haberdar olacak, ülkemiz ve insanlarımız adına üzülecektik.

    https://www.youtube.com/watch?v=sVDKPooCl2o&pbjreload=10

    • Bernar kardeşim; Bir nevi vebal o satılmış medya sahiplerinin üzerine de oluyor. Bırakınız Dünyayı satın alsınlar Cennet Mazlumlarındır…
      saygılar

  23. Kıvranın,

    Belki PKK,FETÖ,ABD ittifağını gözden kaçırırsınız.

    Adamlar tarihinde ilk defa büyük şehirlerde aday çıkarmıyor.

    Her türlü yetkilisi bu gizli ittifağı faş ediyor.Ama siz küçük ayrıntılarda bunun olmadığını savunun.

    Aba altında ara ara birbirlerine sopa göstermeleri de “Bu kime yarayacak o zman yarayan için yaptı bu açıklamayı” gibi aklımızla dalga geçerek açıklayın

    Bu gerçekleri bükmek için de “Negatif siyaset” argümanını kullanın.

    Negatif siyasetle bunun ne alakası var.Her iki tarafında kendi seçmenleri nezdinde açıklayamayacakları ama üst akılın oluşturduğu ittifağı sümen altından yürütmeleri sorun değil,Bunu “açıkca yapın” demek negatif siyaset öyle mi?.Sanki olmayan bir iftira atılıyor iftira ediliyor.

    Durun bakalım.Kılıktan kılığa girenler daha ne kılıklara girecek.

    ABD destekli (artık açıktan) HDPKK ile yine ABD ileri uç atlısı FETÖ nün ,kasetle dizayn ettikleri partiler üzerindeki bu operasyonu dikkatlice izliyoruz.

    Merak etmeyin kargayı sesinden tanıyoruz.

      • Vah Vah,
        Güneydoğuda ilçelerde bir yakını PKK da olmayan adamı zor bulursun.

        Batıdaki bütün büyükşehirlerde milyonlarca seçmenleri olmasına rağmen Millet ittifakı adına çekildiklerini en üst rütbeden hem HDP ,Hem PKK sözcüleri söylecek.

        Karşı tarafta Cumhur ittifakı ise gece gündüz HDpkk ya sövecek ama siz gidip G doğu da gözden kaçmış bir ilçe ile asıl bunlar ittifak yapıyor diyeceksiniz.

        Siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz.

        Şakşakcılığında bu kadarı fazla değil mi?.Millete Trol şakşakcı derken bu kadar büyük mızrağı hangi çuvala sığdıracaksınız.

        Devam edin de alem trol ve şakşakcı görsün.

        Her kılığa giren haşhaşiler Atatürkçü oldu,dindar oldu çok güzel HDPkk lıda oluyormuş.

        Siz boşuna Saygı Öztürk ü STV ekranlarında bolca ağırlamamışsınız anladık.

    • Yani, trollüğün de bir derecesi var. Bu kadar da gözükapalı iktidar şakşakçısı da olunmamalı. Milyonlarca insanımızın oy verdiği bir partiyi görmezden gelmek ve bütün bu grubu terörist olarak yaftalanmak ne derece doğrudur, takdirinize bırakıyorum.

      • Akpartili milyonlarca seçmenimize yıllardır neler demediler ki. Teşekkür .. Madamın denizli halkına terörizler demesine mi takıldın yoksa.

  24. CHP’nin HDP ile ittifak yaptığını cümle alem biliyor.
    CHP,İstanbul,Ankara,İzmir gibi büyük illerde ümidini HDP’den
    gelecek oylara bağlamış durumda.Bir zamanlar CHP’nin “Umudumuz Ecevit”
    şeklinde bir sloganı vardı.Şimdi bunun yerine “Umudumuz HDP” deseler
    sezadır.

    Arama motoruna “Umudumuz
    Ecevit”yazınca,1970’li yıllarda
    dağa taşa bu sloganın yazıldığı bilgisinin yanında,
    şu günlerde “Umudumuz Patetes” sloganının revaçta olduğu bilgisi ile de karşılaşıyoruz.

    Muhalefet patetese güvendiği
    kadar kendi projelerine güvenmiyor.Daha doğrusu muhalefetin ciddi projelerinin olduğu söylenemez.Tek projeleri iktidarın başarısız olduğunu iddia etmekten ibarettir.Bu da negatif propagandanın şahı olsa gerektir.

    Cumhur İttifakı’nın,aleniyete dökülemeyen,ama hiç kimsenin gözünden kaçmayan CHP-HDP ittifakına
    vurgu yapmasından doğal bir şey olamaz bence.

  25. Bahçeli’nin beka hamasetinden başka söyleyeceği hiçbir şey yok mu? Beka hamasetinden başka toplumun sorunu yok mu? Beka hamasetinden başka belediyeler hizmet üretmeyecek mi? Belediyeler beka hamaseti ile mi yönetilecek? Devlet beka hamaseti ile mi ekonomik sorunları çözecek? Beka sorunu varsa neden gerekli tedbirler alınmıyor? Neden PKK’nın uzantısı olan Demokratik Bölgeler Partisi gibi üniter yapıya aykırı olan bölgesel partiler kapatılmıyor? Yoksa beka hamaseti bir pazarlık için mi? Devlet ulusal güvenlikle ilgili meseleleri uluorta konuşmaz. Bekayı hamasete malzeme yapmaz. Soğuk savaş döneminde bile beka sorunu olmadı? Sovyetler Türkiye’den toprak istediğinde beka kaygısı yaşanmadı? Devletin beka kaygısı hep olacak tabi bunun yanında siyasetçilerin de beka hamaseti eksik kalmıyor. Beka hamasetinin toplumun kabul edip etmeyeceğini göreceğiz.

    • Kenan bey izninizle size ilaveten ben beka sorunu var diyen siyasilere veya insanlara şunu soruyorum bu sorun varsa kimin eseri birde bu sorun varsa askerllik yasasıyla neden askerliğin süresini düşürüp bu kutsal vazifeyi paralı hale getirip rant devşirdiniz demek istiyorum.Selamlar

      • Beka sorunu ABD sözünden çıkan Tayyip yaptı.
        10 yılda bir yapılan ABD darbesini kabullense hiçbir sorun kalmayacaktı.
        Eskiden olduğu gibi PKK ya el altından destekleyemeye devam edip istikrasızlaştırıp içerde de “Our Boys” ile ülkeye yönetmeye devam edecekti.
        ABD sözüne uyup silah geliştirmese,S400 almaya kalkmasa sorun olmaz yarı sürünme şeklinde devam ederdik.Yani dünyayı sömüren ve sözünden çıkan ülkeye darbe yapan ABD nin hedefindeyiz iyi mi yaptık sizce kötü mü?
        Gereği yoktu iyi uşaklık yapıyorduk diyenler zaten ABD ye kapağı attı.
        Askerliğie gelince şaka yapmıyorsun değil mi?
        Eskiden terörle 3 aylık asker nasıl savaşır derdik.Şimdi eğitimli profosyeneller savaşıyor daha ne istiyorsun.
        Subaylar maaşla yapıyordu eskiden beri onların vazifesi kutsal değil miyidi?
        Başka ne tür saçmalık ardına sığınacaksınız.PKK ile ortaklığı örtbas etemek için

  26. Bu seçimde belki de en rahat parti şüphesiz HDP’dir. Alacağı oy belli kazanacağı Belediye sayısı aşağı yukarı bellidir.
    Çevremde de konuşulan mevzu şu: Cumhurbaşkanı çok ağır hakaretler ediyor ve halk gerçekten bundan rahatsız oluyor. Cumhurbaşkanı konuştukça oy oranı giderek düşmektedir. Geçenlerde bizim partimize karşı Cumhurbaşkanı tarafından yalan yanlış bilgi aktarıldı. Güya İstanbul’da Saadet Partisi adayı yok dedi. Ama gelin görün ki bizim Büyükşehir adayımız vardır. Belki de Sayın Cumhurbaşkanı yanlış bilgilendiriliyor. Tıpkı Şırnak’ta doğal gaz mevzusu gibi…
    İstanbul ve Ankara için HDP kitlesi %6 -%8 oranında etki edebilir.
    Bu seçimde unuttuğumuz veya gözden kaçırdığımız bir parti daha var: TKP (Türkiye Komünist Partisi). Onlar da ciddi çalışmalar içindedirler. Giderek de sayıları artmaktadır. Yani Türkiye bu seçimde çok renkli bir haritaya şekline bürünebilir.
    SAYGILAR SEVGİLER

  27. Yahu, bizde seçimler ne kadar kutuplaştırılmış stresli ortamlara mahkum edilmiş bir biçimde geçiyor öyle. İnsan gördükçe hem şaşırıyor ve hem üzülüyor. Yurt dışındaki seçimler çok farklı geçer. Populist siyasetçiler yükselişte olsa da ana gündemleri genellikle ekonomiyle ilgilidir; iş gücü-işsizlik istatistikleri, ekomonik göstergeler, faiz oranları, petrol fiyatları, enflasyon. Arkasından sağlık hizmetleri/sigortası, küresel ısınma, yenilenibilir enerji türleri, göçmenlik/azınlıklara yönelik programlar, vs vs.. Eğitim konusu oturmuş olduğu için fazla bir gündem oluşturmaz.

    Bizde yer yerinden oynuyor, meydanlar dolu. Dışardaysa genellikle çok sakindir, tantana ve gürültülü olmaz. TVler seçime fazla kilitlenmez. Programları propaganda amacıyla kimse tekeline alamaz. Belediye seçimlerine ilgi genellikle daha azdır. Sisteme güven vardır. Seçilen yöneticilerin kim olduğu pek önemli değildir. Üç aşağı beş yukarı ağırlıkları kabiliyetleri aynıdır. Daha da önemlisi yaş grupları çok daha gençtir. Geçen gün Bernar beyin verdiği linke bir gireyim dedim. Ne göreyim! bizim devlet Başkanı belediye seçimlerinde meydanda seçmenlere hitab ediyor. Daha da şaşılacak olan olay torba torba çay dağıtıyor. Dikkatimi çekti mikrafonu tutan eli. Titriyordu. Yıpranmış adam. Üzüldüm. O yaşında huzur içersinde emekliğini yaşıyor olmalıydı. Belki de 40 yıllık siyasi ömrünü nasıl tükettiğine dair hatıralarını yazıyor olmalıydı. Çok şeye şahit olduğu kesin. Ancak, gençler nerede, gençler? Bu durum, yaşlıların koltuğu bırakmak istemeyişiyle mi ilgili, yoksa gençlik sindirilmiş, özgüveni olmayan, neme lazımcı bir gençlik mi?

  28. Sayın Koru yazınız siteye düşer düşmez okuyup fikirlerimi uzun uzadıya yazdım fakat sonra vazgeçtim neden mi ?Ülkemizde bir parti genel başkanı Cumhurunbaşı tarafından tehdit ediliyorsa hangi seçimden değerlerden etik kurallardan bahsedebiliriz
    ki Kazansanda aslında sen çooook şey kaybetmişsindirde farkında diyilsindir.Sayın Koru sizi gençlik yıllarımdan beri takip eden birisi olarak bu konuyu atlamanız veya ertelemeniz beni üzdü bilesiniz.Saygılarımla.

    • Erdem bey merhaba.

      Üzüntünüze kaynak konu herkesin görüp değerlendirebileceği bir konu.Başka arkadaşlar da kendi düşüncelerini teyit eden yazılar isteyip,yazara sitem de bulunuyorlar.Bunlar üzülecek meseleler değil ki.Yazarın konu tercihlerini tecrübesine bırakıp,istifade etmeye bakalım derim.Selamlar

  29. HDP li Ömer Faruk Gergadanoğlu, Adam gibi adam! Aynasi iştir kişinin lafa bakilmaz.O partide Onun gibiler olduğu müdetçe, kimseler Erdoğan ve Bahçelinin Haçlılara meydan okumalarına inanmaz. Onlarin ikisinede İnanan kesimde zaten, emirlerinden dişari çikamazlar.
    Haraca bağlanan 30 miliyon seçmene ve rant peşinde koşan betoncular (inşaat şirketi) zaten Fehmi beyin bu siteside onlar için tam bir refarans kaynaği.
    Burada millete hakaret ettikleri yorumlarini AKP genel merkezine ilettilermi işi bitirirler.
    Bahçelide her seçimde seçmenlerine bir yalan uyduruyor, bu seçimdede, “HAÇLILAR” ile kandiriyor. Herkesi gözü bizim ülkemizdeimiş.
    Öyle gözükiyorki ikiside, Zellanda Şihitlerini koltuklarinı korumak için kullanmaya devam edecekler.

      • Bernar bazen hakkaten konforumuzu bozuyorsun ama..:) sen bi kere nurdan hanıma karşı özür borçlusun; hiç ağzını açma..! Bikaç harf hatasına kalsa biz kendisini zaten balkaymakla beslemeye razıyız..:) gergedan böceği olsa ne yazar; mavi ayakkabılı sümsük kuşu olsa ne yazar! Daha geçenlerde “nurdan hanım ortalarda görünmüyo; inşallah yakında paketini alırız artık” demiştim, sen de hemen üzerine atlamıştın(sözümün:) “nerelerde o kurmalı fare?” diye… Biz kendi aramızda yorum gönderisine paket diyoruz yani posta gibi; inşallah bizi okur ve hemen bişeyler yazar diye temennide bulunuyordum ki sen girdin lafa..:) nurdan hanımdan tekrar özür dile demiicem ama onun omurgalı duruşuna(dik ya da doğru anlamında değil) karşılık; daha dün tanıştığın, yanar döner çift nickli kişilerin arkasına saklanmak da pek yakışık almıyor tabii…

  30. “CHP İstanbul ve Ankara’yı kazanırsa, bu, bizim sayemizde olacak” sözü, HDP tarafından kasıtlı olarak ortaya atılmış olabilir, lakin bu “HDP’ye oy veremeyen ancak HDP’ye de gidebilecek seçmeni AK Parti’den uzaklaştırmak için” değil, belki milliyetçi-muhafazakar seçmenin, yeniden İstanbul ve Ankara’da eskisine nazaran zor durumda olan ve bu illeri kaybetme ihtimali beliren Cumhur ittifakın etrafında kenetlenmesini amaçlayan bir çıkış olabilir. Peki HDP bunu ne için yapsın?

    HDP, ileriye yönelik bir amaç için bunu yapmış olabilir.

    Şöyle ki; yerel seçimler sonrası 2023’e kadar herhangi bir seçim yapmıyor olacağız; AK Parti ‘nin bu seçimlerden zaferle çıkmış olması durumunda… (Cumhur ittifakın bu seçimde oyları büyük miktarda düşer ve bir çok ili kaybederse, Bahçeli ve verdiği karşılıksız destek sorgulanacak ve Bahçeli ‘nin geri adım atması gündeme gelecektir. Bu da erken seçim tartışmalarını beraberinde getirecektir.)

    Yaklaşık bir yıldan fazla zamandır Almanya ve İngiltere gibi mahfillerde yeniden “yeni bir çözüm süreci” yaşansın çalışmaları malumdur.

    İşte biz bu etmeni göz önünde bulundurursak, HDP’in bu son çıkışını, Cumhur ittifakına yarayacak bir hamle olduğunu varsayabiliriz. Çünkü, Ak Parti ilk çözüm sürecini işletmiş bir tecrübe ve ilişki birikimine sahip olduğundan, yeni bir çözüm sürecinin başlatılmasına en ziyade uygun siyasi bir kurumdur HDP için.

    Bence, HDP ‘nin bu son hamlesi, bu hesabi durumundan kaynaklanmaktadır.

    “Olumsuz Kampanya” en netice HDP ‘ye yarayacak ki, o (HDP) bu olumsuz kampanyaya zımni-gönüllü olarak destek oluyor.

    • Hasan bey! HDP nin dediği ile havuzun yazdiği değişik havuzun yazdiği şu”İstanbul ve Ankara’yı İmamoğlu ve Yavaş değil HDP yönetecek.”

      HDP nin söylediği de bu
      “Mansur Yavaş da bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. HDP’lileri yok sayarak, Kürtleri yok sayarak, Ankaralıları yok sayarak siyaset yapamaz. O da işte bizim gücümüzdür. Ekrem İmamoğlu seçilmişse bilecek ki o kentte yaşayan 3 milyon Kürt’ün oyuyla seçilmiştir. Kürtlere rağmen siyaset yapamayacağını bilecektir. Yapmaya çabalarsa zaten siyaseten bir karşılığı olmayacaktır. O kentin belediye başkanı olmayacak, o olsa olsa o kentin kayyumu olur. Biz bu riski alıyoruz. Seçmenlerimize diyoruz ki biz bu riski alacağız ve Türkiye’yi değiştireceğiz.”

      Madem HDP nin söylemleri ile milliyetçi oyların Cumhur itifakina gidecekse.

      Peki Milliyetçiler buna ne diyecek?

      Sözcuden Saygı Öztürk ün yazisindan bir bolum
      AKP’li adayın PKK’lı kardeşleri
      AKP’nin 31 Mart’taki yerel seçim için Sason’dan aday gösterdiği Muzaffer Arslan’ın PKK’ya katılan 2 kardeşinin çatışmada öldürüldüğünü, akrabalarının da örgütün dağ kadrosunda oldugunu yaziyor

      Batman’ın Sason İlçesi zorlu bir seçime sahne olacak gibi gözüküyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Güneydoğu’da miting yaptığı ilçe Sason olmuştu. Seçimin CHP ve AKP adayları arasında geçmesi bekleniyor. Adaylarla ilgili bilgi edinmeye çalışırken ilginç ayrıntılara ulaştım.

      HDP, Sason’da belediye başkan adayı çıkarmadı. Bazen, HDP’lilerin kimi desteklediği tartışması da yaşanıyor. Ancak şu bir gerçek ki Güneydoğu’da kimin kimin yanında olduğuna ilişkin gerçekler, Ankara’da anlatılanlardan çok farklı
      Siyasetçiler halki birbirine düşürecklerik
      Koşeyi dönsunler.

      • Nurdan hanım! Yorumlarınızı genelde okumuyorum çünkü birkaç kez okudum farklı bir şey yazmıyorsunuz. Bu sefer okudum. MHPli ve saadete yakın oldugunuzdan bahsediyorsunuz ya Siz nasıl bir MHPlisiniz? HDP ile ittifakı çok güzel benimsiyorsunuz. Bence siz Ne saadet partili ne de MHPlisiniz. Siz alenen Fetöcüsünüz, Akp Erdoğan düşmanısınız.

Yoruma kapalı.