Seçime doğru: İktidar cephesinde yer alanların kafaları hayli karışık

33
Reklam

Cumhurbaşkanlığına bağımsız aday olabilmek için gerekli 100 bin imzayı toplayan ikinci kişi Sinan Oğan oldu. Dün akşama kadar 108 bin kişi onun için imza vermiş. Böylece en azından dört kişi cumhurbaşkanı seçilebilmek için yarışacak.

Yüksek Seçim Kurulu’nun adaylıklarını onayladığı Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan yanında bağımsız adaylar Muharrem İnce ve Sinan Oğan’dan birine oy kullanılabilecek.

Kılıçdaroğlu ile Erdoğan’ın arkalarında birden fazla parti var. Bağımsız adaylar ise adı üstünde bağımsız. Her ne kadar İnce’nin lideri olduğu bir parti -Memleket Partisi- ve Oğan’ı destekleyeceğini açıklamış Zafer Partisi bulunsa da, ittifak partilerinin adayları karşısında bağımsızlar hayli zayıf bir görüntüdeler.

Öyle olduklarına takılmayalım diye olacak, her iki bağımsız aday da çok iddialı konuşuyorlar.

Yine de bayağı masraflı kampanyaları nasıl yürüteceklerini merak etmeden duramıyorum.

Bu seçimde, AK Parti, iktidarda olduğu 20 yılda yaptıkları üzerine bir kampanya yürütecek. Bunu açıkladılar zaten. Ancak daha önceki sayısız seçimde aynı türden söylemler devrede olduğu için söyledikleri bu defa eskisi kadar etkili olmayabilir. Onlar da bunun farkında ve eskiye ek olarak depremle ilgili yapacaklarını da kampanya vaatleri arasına yerleştirmiş bulunuyorlar.

AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Erdoğan dün akşam katıldığı bir iftarda eli yüksekten açmış: Bir yılda 319 bin, toplamda da 650 bin konut inşa edeceklermiş…

Haklıya hakkını teslim etmek lazım: AK Parti’nin en iyi bildiği konudur inşaatçılık. Yeter ki, kaynak bulunsun, 650 bin değil 1 milyon konut da inşa edebilirler.

Reklam

Konuttan sorumlu bakan ise partisinin genel başkanı kadar rakamlara hakim görünmüyor. İnşaat vaadi biraz daha mütevazı bakanın. 53 bin 830 konutun yapım sürecini başlattıklarından, 22 bin 467’sinin de temelini attıklarından söz ediyor. 

İş bilen – iş bitiren bir kadrosu var AK Parti’nin. Depremde yıkılanların yerine konduracakları binalar için hemen yer tespiti yapabilmiş, projelerini denkleştirebilmiş, üstlenecek şirketleri temin edebilmiş olmalılar ki, inşaata başlamışlar bile.

“Bravo” demekten başka bir tepki verilemez bu aculluğa.

Sanıyorum, bu hızla birkaç inşaatı bitirip seçime kadar içine depremzede bile yerleştirebilirler.

Gerisi?

O konuya hiç girmeyelim. Soruya sağlıklı cevap verebilmek için, o kadar konutun inşaatında kullanılacak malzemelerin zirveye vurmuş fiyatlarını, buna karşılık devletin şu anki kısıtlı imkanlarını karşılaştırmak gerekiyor ki, bunu yapabilmek için matematik bilmek yeterli olmaz; hayal gücüne de ihtiyaç var.

İktidarın karşısındaki siyasilerin kampanyalarında işleyecekleri konulara gelince…

Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin başkanları ve sözcüleri ile cumhurbaşkanı adayları Kılıçdaroğlu, neredeyse tek bir ağızdan, demokrasiden, özgürlüklerden, adalet kavramından söz ediyorlar.    

Reklam

Tabii bir de ekonomiden…

Ekonomi konusunun seçmen tercihi üzerindeki etkisi malum.

Bill Clinton’un başkanlığa geldiği 1992 seçimini ABD’de izlemiştim. Ülkenin küçük bir eyaletinin ismi duyulmamış valisiyken başkan adayı olmuştu Clinton. Karşısında rakip olarak, ülkesini BM’de büyükelçi olarak temsil etmiş, CIA direktörlüğü yapmış, başkan Ronald Reagan’ın yardımcısıyken bir önceki seçimde başkan seçilmiş, başkanlığı döneminde Irak’a savaş açarak Saddam’ı işgal ettiği Kuveyt’ten çekilmeye zorlamış George H. W. Bush bulunuyordu.

Doğal olarak, beklenti, Bush’un ikinci kez seçilmesiydi.

Öyle olmadı ama. 

Clinton seçildi.

“Nasıl oldu?” sorusunu yönelten birine, Clinton’un seçim kampanyasında strateji danışmanlığını üstlenmiş James Carville’in verdiği şu cevap çok tutmuştu: “It’s the economy stupid.” 

“Böyle aptalca bir soru sorulur mu, sebep tabii ki ekonomi” anlamına geliyor bu cümle.

Muhtemelen, 14 Mayıs seçiminden Millet İttifakı ve cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu sandıktan kazanarak çıkabilirse, iktidara seçimi kaybettirenin ne olduğu yolundaki değerlendirmelerde sebep olarak ilk sıraya ekonomiyi koymak gerekecek.

Zaten bu konunun kampanyada kendilerinin yumuşak karnı olduğunu anladıkları için olacak, iktidar cephesi, kısa süre önce yaptıkları ve yapıldığında ‘tarihi’ sıfatını kullandıkları zamlara yenilerini ekleme yoluna girdi.

Emeklilere -hiç değilse en düşük maaşlı olan emeklilere- 2 bin TL zam böyle geldi.

Yine emeklilere bayramlarda verilen ikramiye 1100 TL’den 2 bin TL’ye böyle çıktı. [Önceki yıl bayramlarda verilen 1000 TL’lik ikramiyeye zam talep edildiğinde ancak 100 TL takviyesi yapılmıştı. Şimdi seçim var ve 900 TL birden ikramiyeye zam geldi.]

Bu arada Çalışma bakanı da gazilere ödenen maaşların asgari ücret seviyesine çıkartılacağı ‘müjdesini’ verdi.

Cumhurbaşkanı adaylığı için imza toplayanlardan beşinci bir ismin daha başarılı olabileceği, adaylıktan vazgeçtiği halde 70 bin kadar imza toplamasından anlaşılıyor: Fatih Erbakan’ın… 

Fatih Erbakan şimdi Cumhur İttifakı içerisinde yer alıyor.

Ona “Neden?” diye sorduklarında verdiği cevabı yadırgadım:

“Ülkemizin 60-70 yıl sonra yeniden CHP zihniyetine teslim edilmesine vesile oldunuz suçlamasıyla muhatap olmak istemedik.”

Cevabı bu.

Henüz o sırada doğmamış olduğu için -kendisi 1979 doğumlu- bilmiyor olabilir diye hatırlatmak isterim: Rahmetli babası, başında olduğu Milli Selamet Partisi ile katıldığı ilk seçimden -1973- sonra, Bülent Ecevit’in başında bulunduğu CHP ile koalisyon hükümeti kurmuştu.

Yani?

CHP 1973’te de iktidar olmuştu ve onu koalisyon hükümetine katılarak sağlayan da Necmettin Erbakan’dı.

Kimse bu yüzden Necmettin Erbakan’ı suçlamadığı gibi, o koalisyonun başarısı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ ile başlattığı açılıma ilham kaynağı olmuşsa şaşırmam.  

60-70 değil 50 yıl önce oldu bu.

Seçime 50 günden az bir zaman kaldı.

ΩΩΩΩ 

Reklam

33 YORUMLAR

  1. “Kimse bu yüzden Necmettin Erbakan’ı suçlamadığı gibi, o koalisyonun başarısı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ ile başlattığı açılıma ilham kaynağı olmuşsa şaşırmam.”
    Ona ne şüphe, al birini vur ötekine!
    Biz ne istikşafi görüşmeciler gördük;
    ama babasının suçu da oğluna yüklenmesin, ayıptır!

  2. tüm sorunlar halledilebilir mi?
    tüm dertlere çare bulunmuş olurmu?
    kadınlara kocasından saldırmalı ölümden önce kurtuluşun reçetesi?
    ben masumum dese, bebek katili işi hiç yapmadım!
    ben hiç hendek kazmadım!
    köprüye çıkın ve köprüyol tunel ne varsa!..
    böyle bir emir vermedim!
    40bin genci ben tüfengimle hiç öldürmedim!
    50bin beton tabutta ahirete gönderen ben değilim!
    valla hakimim masum beggğ.

  3. “Vatandaş
    26 Mart 2023 At 14:23
    Sayın Fehmi Koru sizi tebrik ederim. Tüm görüşlere saygılısınız ve hakaret ve küfür olmayan yorumları yayınlıyorsunuz. İsmet Özçelik yaptığımız yorumları yayınlamıyor hem de Vatan partisine imza istiyor. Sizi örnek alması lazım 🙂

    Yorumu Cevapla
    H. Gayret
    26 Mart 2023 At 21:42
    Bu vatandaş sizin gibi düşünmüyor ama:
    “NR
    24 Mart 2023 At 19:44
    Sayin. Yazar’ın sabrı konusunda diyecek tek kelime yok ve haddinden fazala sabırlı.

    Bu sitede her görüşten çok değerli yorumcular vardı. Sitenın mudaim trolleri yorumcular’a yazmadıkları hakaret kalmiyor, fakat ne hikmetse sayın Koru hepsını nokta ve virgülüne kadar yayınliyor.”

    Yorumu Cevapla
    Vatandaş
    27 Mart 2023 At 09:47
    Ben görmedim kimsenin günahını almayayım. Sizin kendi düşünceniz yok galiba başkasının yazdıklarını alıntılıyorsunuz. Her şeye muhalefet olmak gibi bir tarzınız mı var?

    Yorumu Cevapla”

  4. Seçime doğru: İktidar cephesinde yer alanların kafaları hayli karışık….sayın yazar oruçlu iken yazmış herhalde….bence iftardan sonra yazı yazsa iyi olur…kanşekerin düşüyor ,tansiyon, açlık…ondan sonra olmayan şeyi olmuş gibi gör…

  5. Erbakanın oğlunun ne dediği beni ırgalamıyor, neye imza atıp ne planladığı hakkında doğru tespitler arıyorum!
    Taha Akyolun dün Erbakan ve MB Hazine para mara işleri konulu bir yazı vardı.
    Şimdi bu kadar güncel ve önemli konuyu bırakıp, afetzedelere
    önce para sonra ev mi?
    önce ev sonra evin tapusunu mülkiyetini istersen! bedelini öde! mi?
    hatta kümülesi daha temelini bile atmadan bedava tapusunu vadeden kılıçtaroğlu mu
    tartışılmalı onu da bilemedim şimdi🤔
    Gelin en iyisi şunu tartışsın tüm Türkiye:
    -4 CB adayı var, ikisini elemek için referandum yapalım!😂😂😂
    a)birisi bir diğeri öbür ittifaka girsin diyenler
    b)ikiside aynı ittifaka girsin diyenler
    c)hepsi tek tek devam etsin
    d)hiçbirisi. Tramp yada Putini transfer edelim diyenler🙂

    • “A.
      27 Mart 2023 At 11:47
      Erbakanın oğlunun ne dediği beni ırgalamıyor, neye imza atıp ne planladığı hakkında doğru tespitler arıyorum!
      Taha Akyolun dün Erbakan ve MB Hazine para mara işleri konulu bir yazı vardı.”
      A.damım “Erbakanın oğlunun ne dediği beni ırgalamıyor” diyorsun ama bakıyorum ahı gitmiş vahı kalmış bir gasteci taslağının keçiboynuzu tadındaki bilmem kaç milyonuncu yazısı seni tirtir titretiyor, ne iş????

  6. Sayın Koru ,
    iktidarın kafası karışık falan değil. reel politik diyorlar ya hah işte onu çok iyi biliyor Usta. Son üç ay önemli. Bahsettiğiniz maddi imkan dağıtımı yeterli olmaz , ise Sivas hızlı trenini. açar. O da yeterli olmaz ise seçmenin tercihine boyun eğer geri çekilir bombayı yeni gelenin kucağına bırakmış olur. Gazprom a odeme yapılmıyor, birikmiş alacağını ister vermezseniz gazı keser. Ukrayna tahıl koridoru antlaşması iki aylığına uzatıldı. O yenilenmez. Libya, Suriye, Kuzey Irak , Sudan tezkereleri meclise gelir. Hdp ayak diretir . Ortalık karışır . Yirmi yıldır iktidarda olanın yerleştirdiği kilit noktadaki bürokratlar ve askerler istifa eder zehir zemberek basın açıklamalarıyla. 6 ay dolunca emeklilik hakkı kazanıyor ya milletvekilleri. Toptan istifa ile yeniden seçime gidilir. Bu sefer % 60 ile Selçuk Bayraktar seçilir.
    Not. Geçen yıl yazdığım iktidarlar yıpranır konulu yazıyı referans göstereyim.

    • yeni gelen iktidar ise, bir toplum mutabakatıyla hak, hukuk, adalet temalarını işlediği yeni anayasal çerçevesi ve parlamento ağırlığı ile özellikle finans çevrelerinde uzun yıllardır sahip olmadığımız kredibiliteye sahip olacağından yıldız bir isimle yönetilen politikalar sayesinde ekonomi ilk 6 ayda umulunanın üzerinde bir düzelme sağlayabilir.
      bu düzelme mevcut birliği güçlendirebilir.
      yeni iktidarımız eğer bir parça bile liyakata izin verirse enkaz haline gelmiş olan bütün alanlarda hızlı bir iyileşme görülebilir.
      iktidarlar gelir ve giderler, devlet kalıcıdır. o nedenle güvenlik konularında büyük bir değişiklik yaşanması zaten mümkün olmaz.
      ülkenin çıkarına uygun görülen projeler devam eder,
      görülmeyenler ekarte edilir.
      liyakatlı isimler yerlerini korur, olmayanlar gönderilir.
      muhalefet bize bir ütopya vaat etmiyor ama yaşadığımız distopyadan kurtulabiliriz.

    • senin mantığa göre selçuk bayraktar atom bombasının üstüne oturur
      sahi o arkadaş kim?
      kendi işinde başarılı olabilir?
      6 ay sonra %60 mı dediniz
      sen ne yaptın dostum reiz bile her şeye ragmen%52 yi geçemedi sen reizi bile gömdün
      o selçuğu fazla abartıyorsunuz beratın yanında esamesi okunmaz çocuk kaçtı canını kurtardı
      birde yazından hükümet ülkeyi uçurumun dibine indirmiş sonucu çıkıyor
      o zaman
      ya istiklal ya ölüm.

  7. Ekonomik yıkım , AKP. ‘nın en büyük açığı ve fakat bunu kapatmak için de gözleri iyice kararmış, deli dana gibi dolanıp duruyorlar , nerdeyse memleketi satacaklar!
    Deprem enkazını kaldırmak için varını yoğunu ortaya koyarken bir yandan da kedi gibi suçlarını örtmeye uğraşıyorlar !
    Bir tek sorumlu ortaya çıktı mı!
    Tam bir göz boyama siyaseti !
    ” He de geç ” !

  8. Bahsettiğiniz hükümet kurulduğu an başta Nurcular olmak üzere pek çok dini grup desteğini çekti.MSP bir sonraki seçimde % 4 oy ve 24 vekil kaybetti. Yani Kıbrıs çıkarmasına rağmen MSP’ye oy veren üç kişiden biri oy vermedi. Hükümet Türkiye savaşta olmasına rağmen sadece dokuz ay sürdü. Bir daha Erbakan Ecevit’le koalisyon kurmadı. Öyleki 1977 senesinde oy patlaması yapılan CHP, MSP görüşme dahi yapmadığı için AP den 11 vekil istifa ettirip onlara bakanlık vererek hükümet kurabildi.

  9. Bizde siyaset açık bir şekilde yapılmıyor. Taraflar hep bel altı çalışıyor. Dürüst değiller. Örneğin 20 yıldır seçilen Erdoğan bir kere bile rakiplerinin karşısında televizyon tartışmasına çıkmış değil. Onu bırakın muhalif gazetelerin de karşısına çıkmıyor. Belki çıkmasa daha iyi. Çünkü öfke kontrolü olmayan bir kişi. Ananı da al git diyebilir her an karşısındakilere.

    Bu medeniyetten uzak siyasete ise demokratik demek mümkün değil. Halka biraz maaş zammı, biraz TOGG, biraz bayram harçlığı, üç beş anahtar dağıtarak siyaset olmuyor. Rüşvetle, kapalı kapılar ardında pazarlıklarla yapılan siyaset de sonuçta yolsuzluklarla ülkenin tüm enerjisini tüketiyor. Sinerji üretmiyor. Olan hepimize oluyor. Yine geldik aynı orta oyununa. Buradan iyi bir sonuç çıkar mı? Zor gibi.

  10. Fehmi beyin,Fatih Erbakan’ın, “Ülkemizin 60-70 yıl sonra yeniden CHP zihniyetine teslim edilmesine vesile oldunuz suçlamasıyla muhatap olmak istemedik.” şeklindeki sözleri hakkında dile getirdiği görüşler çok zayıf kalmış.
    Başka bir ifadeyle F.Erbakan’ın tezini çürütememiş.Şöyle ki:

    Necmettin Erbakan,Ecevit’le seçimden önce bir ittifak yapmamıştı.Seçimden sonra da Demirel ile hükümet kurmak istedi.
    Ama Demirel buna yanaşmadı.
    Ülkemiz hükümetiz de kalacak değildi sonuçta.Erbakan,Ecevitle çatır çatır pazarlık yaparak hükümet kurdu.Başbakanlık sistemi yürürlükte olduğu için Erbakan’ın partisinden bir bakan imza atmadan bakanlar kurulu kararı çıkarılamazdı.Mecliste MSP’li
    milletvekilleri oy vermediği takdirde Ecevit istediği yasayı çıkartamazdı.
    Mutabakat zorunluydu.Yani ülke yönetiminin CHP zihniyetine teslimi söz konusu değildi.CHP’nin atmak istediği bir yanlış adım karşısında
    derhal hükümetten çekilme imkanı da vardı.

    Gelelim bu günkü duruma:

    Millet İttifakı seçimden önce kuruldu.
    Diyelim ki Kılıçdaroğlu seçildi.Masa ortaklarına hiç danışıp sormadan hükümeti istediği şekilde kurabilir. Bunun önünde anayasal ve yasal bir engel yok.Güven oyu da gerekmiyor. Beş partinin başkanını Cumhurbaşkanı yardımcısı da yapmayabilir.Bunda da yasal bir zorunluluk yok.Sözünde durarak beşini de yardımcı yaptığını farzedelim.Cumhurbaşkanlığı kararnamesini çıkarırken 5 yardımcısının imzasına ihtiyaç yok.
    Tek başına istediği kararnameyi çıkarabilir.

    Meclisteki çalışmalarda,örneğin Saadet’in 3-5 vekilinin oyuna ihtiyaç duymayabilir.Daha doğrusu Kılıçdaroğlu hiç bir yasa çıkarmadan da ülkeyi yönetebilir.İlla ki yeni kanun çıkarılacak veya kanunlarda değişiklik yapılacak diye bir şart yok.

    Sonuç olarak Kılıçdaroğlu, Saadet,Deva ve Gelecek’in oyları ile Cumhurbaşkanı seçilirse ülke yönetimi CHP’ye teslim edilmiş olur.
    Beş yıl hükümeti CHP’nin elinden alamazsın.Seçim kararı alabilmek için de beşte üç çoğunluğun oyu gerekli.

    • işte tam bu söylediklerinden dolayı parlementer sistem diyoruz
      biz parlementer sizsteme oy veriyoruz
      kılıçtaroğlu şöyle yapar böyle yapar peki sayın erdoğan ne yapıyor
      dini olan ahlakı olan vicdanı olan Allaha inanan
      herkes bu soruya cevap versin?
      hesap doran yok denetleyen yok sayıştay yok
      böyle ülke mi olur?
      şirket bile olmaz şirket

  11. 6+1 Masada HDP etkisi arttıkça İyi Parti’nin oyları da hızla düşüyor. Son kamuoyu araştırmalarına göre yüzde 7’ye kadar gerilediği de ortada. Masada artık DP lideri Gültekin Uysal kadar değeri kalmayan Meral Akşener’in fazla bir çıkış yolu yok. Bakalım ülkücü damarı mı galip gelecek yoksa Kandil’in adayı Kılıçdaroğlu ile kol kola seçim çalışması mı yapacak..!?

  12. Sn Koru belirtiğiniz konutları o süreler zarfın da yapmak gerçekçi olmayabilir.
    Ya belirttiğiniz gibi devletin kısıtlı imkanlarına rağmen KILIÇBEYİMİZ BU EVLERİ bedelsiz vereceğini taahhut ediyor. Buna hiç değinmiyorsunuz. Ayrıca çalındığını iddia ettiği 418 milyar dolara getirip devletin kasasına koymayı vaad ediyor bunu da görmezden geliyorsunuz.
    Biraz tarafsız olmak veya hakkaniyetli olmak gerekmez mi
    İkisi de sallıyor ama siz sadece iktidara yukleniyorsunuz .Neden ?????

  13. En çok senin kafa karışmış Fehmi Bey, 1973 ü hatırlıyorsun da 1997 yi hatırlamıyorsun, halbuki neler olduğunu da sizden öğrenmiştik, koskoca başbakana dümdüz gitmeler filan, kimin kafası karışık Senin mi bizim mi bir düşün.

  14. ABD, elbette HDP ile iş tutan muhalefetin Türkiye’de yönetimde olmasını ister. Zira YPG’ye “vatanını savunan örgüt” diyen bir liderleri, “Özerklik Şartı’nı getireceğiz” diyen yardımcıları ve olan biteni kukumav kuşu gibi izleyen “milliyetçi”leri var!

  15. Dün akşam Fatih Erbakan, TRT’de, ‘Cumhûr İttifakı’yla birlikte hareket etmek kararı alışlarını izah ederken.. ‘CHP zihniyetinin iktidara gelmesine yardımcı olmuş bir duruma düşmemek için’ gibi bir gerekçeyi belirtiyordu.

    Bu cümledeki ‘CHP zihniyeti’ne dikkat ..

    Yani karşı olunan şu veya bu şahıs, ya da Kılıçdaroğlu vs. değil, CHP Zihniyeti.. O zihniyet, 1923’te Lozan’da emperyal güçlerin dayatmalarına teslim olup, onların bile akıllarına gelmeyen uşaklık ve mankurtlukları sergileyen zihniyettir.

    Bu gerçeği, Kılıçdaroğlu’nun sevgi pıtırcığına dönüşmüşçesine dile getirdiği sözleri gizlemeye yetmez. O, resmî ideoloji zihniyetinin uygulayıcısıdır, sadece taktik değişikliği yapmaya çalışıyor.

    Bu millet o hıyanetleri, kendisinin inancına ve o inancın meyvesi olan İslâm kültürüne yapılan en azgın firavunvarî saldırıları unutmamıştır, unutmamak zorundadır.

    • CHP’nin ilk yıllarındaki zihniyetse bahsedilen, o Akp de hortladı. Akp tek parti zihniyetinin günümüz temsilcisi. Benim valim benim savcım benim bekçim zihniyetini yeniden getirdiler. Bir tane bağımsız devlet kurumu bırakmadılar. Devlete çöreklendiler. Demokrasiyi de kaldırdılar. Bugünkü CHP ise demokrasi, adalet, eşitlik, liyakat diyor. Sapla samanı karıştırmayalım.

      • Ender arkadaş “Bir tane bağımsız devlet kurumu bırakmadılar.” filan diyorsun da; bağımsız olan devlettir, onun kurumları değil:) imf ye borcumuz mu var da bağımsız değiliz?

  16. “ Konuttan sorumlu bakan ise partisinin genel başkanı kadar rakamlara hakim görünmüyor.”

    E nasıl hakim olsun reisinin Putin’le yaptığı telefon konuşmasında ne konuştuklarını nerden bilsin:)) Rus kaynakları açıklamasa biz de bilemeyeceğiz ya neyse.

    Rusya uzmanı Kerim Has’ın anlattığına göre Erdoğan dostu Putin’den telefon görüşmesinde bazı isteklerde bulunmuş inşaat demiri ve inşaat malzemesi de bunlardan biriymiş. Akkuyu nükleer santral petrol ve gaz depo inşaatı ve fiyatları bir de Suriye’de esed ile barışmak için müsade gibi konuları konuşmuşlar.

    Bundan sonrasına Üstad “girmeyelim o konuya” demiş ama elde bu bilgiler varken gel de girme, bilgi varsa hayal kurması hepimizin sevdiği bir şey:)

    İddiaya göre Putin’e vereceği inşaat malzemeleri karşılığında konut vereceği konuşuluyor. Ne ka malzeme o ka konut, depremzedeler Ruslara kira ödemek zorunda kalırlarsa şaşırmam ben şahsen. Ya da olayı şöyle anlasam daha mı doğru olur acaba; bakanın vadettiği konut sayısı Türk vatandaşlarına satılacak olan konut sayısını, Erdoğan’ın vadettiği konut sayısı ile bakanın vadettiği konut sayısı farkı olan büyük konut sayısı da Ruslara verilecek olan konutların sayısıdır desek her halde daha doğru anlamış olurum. Benim anlayışım bu, herkes başka türlü anlayabilir, beni bağlamaz. herhalde nasıl anlamam gerektiğini de kimse sorgulamaz, ne de olsa demokratik Erdoğan cumhuriyetinde yaşıyoruz!

    • Unutmadan, tam yerinde bir soru: Doğu Perinçek ve aydınlıkçıların derdi ne acaba?!

  17. tek adamlığın hakim olduğu iktidar cephesine karşılık, muhalefet cephesinde demokrasi var, ben insanlara tercih sunmanın değerli olduğunu düşünüyorum. imza bulmakta ne kadar zorlandıkları düşünülürse, oy bulmakta büyük zorluk yaşayacakları ortada. ama kemal beye oy vermek istemeyen seçmenin gidecek bir isim olması önemli, millet ittifakı başarılı bir kampanya yürütsün, seçimi ilk turda bitirsin, seçim 2. tura kalmasın diye tek aday olsun düşüncesi demokratik değil.
    seçenek iyidir.
    adayların iddialı olmak dışında bir tercihi olabilir mi? elbette iddia bu işin lokomotifi, tabi bir de gerçekler var. güçlü kampanya yürütmekte, medyada seslerini duyurmakta zorluk çekebilirler ama sayın incenin sosyal medya da aldığı gibi, bazı umulmadık yardımlar almaları da muhtemel.

    “Bu seçimde, AK Parti, iktidarda olduğu 20 yılda yaptıkları üzerine bir kampanya yürütecek.” miş.
    hayatta başarılar.
    ekonomiden, tarım hayvancılığa, üretimden sanayiye, hazineden gelir dağılımına yargıdan eğitime, hak, hukuk, özgürlüklerden dış ilişkilere enkaza dönmemiş ne var,
    para pul olmuş, enflasyon rekorlara koşmuş, millet çocuğuna süt alamıyor,
    yoksulluk, yolsuzluk, liyakatsızlık, ahlaksızlık ülkenin en önemli sorunları olmuş,
    israf astronomik rakamlara ulaşmış, devlet teşekkülleri satılmış, hazine boşalmış
    hasılı kelam, iktidarın işi zor.
    20 yıl sonra geldiğimiz yeri anlamak oldukça zor.
    kolay gelsin.
    yrp, chp zihniyetini tercih etmemiş, akp zihniyetini tercih etmiş.
    daha düne kadar iktidara yoksulluk, yolsuzluk, israflar üzerinden çok ağır eleştirileri vardı, ilk açıklamasında partisinin tabanının % 60 oranında ittifaka karşı olduğunu açıkladı, pazarlıklardan sonra mı akıllarına gelmiş suçlamalar?
    geçmiş olsun.
    emekliler de +900 tl zam alıyor zaten.
    daha ney?

    • Ahmet 26 Mart 2023 At 20:19
      “sizi protesto ediyorum Akp ye oy verenlerin büyük kısmını cahil vs konuma söylüyorsunuz.Peki diğer partilere oy verenler çok kültürlü ,yüksek seviyeli anlamına geliyor.”
      gerçekleri protesto edin,
      sosyolojiyi protesto edin.
      beni protesto etmek, gerçekleri değiştirmez.
      bilgiye ulaşmak zor değil,
      hangi tarayıcıyı tercih ediyorsanız, partilerin seçmen kitlelerinin özelliklerinin araştırıldığı pek çok farklı çalışma var, açın, okuyun, araştırın, öğrenin.
      ne anlama geldiğine hezeyanlara kapılmadan kendiniz karar verirsiniz.

      “insanları lütfen kudumsemeyin.O dağdaki çoban bile sizin yüksek eğitimli kültürlü dediginizden daha insancıl ve adam gibi adamdir”
      ben sosyolojik bir gerçeklik üzerinden yapılan zammı yorumladım.
      sadece ve basitçe.
      insan, kavramlar üzerinden düşünebilir, kavramlara yanlış anlam yüklerseniz,
      yanlış düşünmüş olursunuz. ben cehalet kelimesini kullanmadığım gibi, ima da etmedim. insancıllık ve adamlık konumuzla ilgili olmadığı gibi,
      yüksek eğitimlilik ve kültürlülük ile çapraz okunamaz. nice insancıl ve adam gibi adam çobanlar olduğu gibi, nice insancıl ve adam gibi adam yüksek eğitimli ve kültürlü kimseler vardır,
      öte yandan nice insancıl ve adam gibi adam olmayan çobanlar olduğu gibi,
      nice insancıl ve adam gibi adam olmayan yüksek eğitimli ve kültürlü kimseler vardır,
      sapla samanı karıştırmayın.
      araştırın, öğrenin. vahiy gelecek ve siz aydınlanacak değilsiniz.

    • anlayana sivrisinek saz 27 Mart 2023 At 09:02

      yahu cevapların muhatabı ben değilim ki ben cevap vereyim.sen teröristleri niye destekliyorsun peki. hadi cevap ver.
      sayın anlayana sivrisinek saz, siz yorumlarınızda “amerikan destekli bölücü terör örgütü ve onun uzantısı partiyle ülkemizin bölünmez bütünlüğü üzerine pazarlık yapıldığını” yazdığınıza göre
      bu pazarlık nedir
      kim ne almıştır sorularının muhatabı nasıl başkaları olabilir?
      biliyorsanız delil getirin diyoruz bilmiyorsanız nasıl yazabiliyorsunuz?
      benim teröristleri destekleyen ifadem var mı? ifademi getirin,
      cevap vereyim.

      “Bana göre eyalet sistemine geçmemelidir.”
      ben ce de geçmemelidir ama herkes bizim gibi düşünmüyor.
      https://www.youtube.com/watch?v=66WNXr30AZM
      hdp ve hüdapar da bizim gibi düşünmüyor. link atmaya gerek yok değil mi?

      “siz baya takıksınız galiba. kötünün iyisi kriterlerim iki koyunu güdemeycekleri tercih etmiyorum. sizin gibi uzun uzadıya yazıp kafa karıştırmaya gerek yok.”
      bazı yorumlara takılıyorum, bi sakıncası yoktur umarım,
      terör örgütleriyle pazarlıklardan başlayan kriter koyunlara geldi sayın şaşkın,
      koyun demişken…
      😚

    • Didem hanım “muhalefet cephesinde demokrasi var” diyorsunuz ama bir tane bile kadın cb adayı çıkaramadılar, ne iş?

  18. Siz yanlış bilmiyorsam hem İngilizce hem Arapça biliyorsunuz. Dış basını gayet iyi takip edebilen nadir gazetecilerdensiniz. Fransa karışık. İsrail karmakarışık. Böyle zamanlarda sahip olduğunuz altyapının da bir gereği olarak okuyucularınıza karşı, vakıaları aktarma /analiz etme noktasında bir sorumluluk hissetmiyor musunuz? Seçimleri herkes zaten konuşuyor. Karar’ın yazarları fazlasıyla sizin yapmak istediğinizi yapıyor. Bari iyi olduğunuz bir hususta kendinizi israf etmeseniz.

    • Bu konuda sizden önce de istekte bulunanlar oldu, bunlardan biri de bendim ama şimdi o tür bir isteğim yok. Bu istenmeyene çalışma anlamına da gelebileceğinden yazar işini bilir deyip, bize yazdıklarıyla yetinmek düşer diye kanaat ediyorum.

    • haset ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi insanın bütün bilgi, inanç birikimini de yiyip bitirir. Hele şu Erduvanı indirsinler yurtdışına sonra bakarız.

      • Yurt dışındaki gelişmeleri Ocak medyadan oku takip et, Erdoğan’ın iktidardan gitmesini mekkeme sayın hd. Burada yazılsa sanki farklı şeyler mi yazılacak aynı haberler yazılacak.

Yoruma kapalı.