Seçime doğru: YSK Erdoğan’ın adaylığını resmen onayladı.. Putin Türkiye’ye geliyor; geldiğinde tutuklanır mı?

44
Reklam

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) adaylara itirazları incelemiş ve kararını hiç tereddütsüz vermiş: Cumhur İttifakı’nın aday gösterdiği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan üçüncü kez aday. Karar oy birliği ile verilmiş. Resmi Gazete’ye de hemen yetiştirmişler.

Ne yapalım, sonuç beklediğim gibi olmadı.

“Acaba kararı verirlerken hukuki durumda herhangi bir değişiklik mi olmuş?” merakıyla anayasaya yeniden baktım, hayır herhangi bir değişiklik söz konusu değil; “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” diyen maddesi (m. 101) anayasada aynen yerli yerinde duruyor.

“Herhalde tevil etmişlerdir” diyeceğim, ancak hukuk otoriteleri anayasa maddelerinin tevile açık olmadığı görüşündeler.

YSK üyeleri yakın zamanda -ocak ayında- yenilendi. 

Önceki dönemin YSK başkanı Muharrem Akkaya gider ayak bazı açıklamalarda bulunmuştu. Görev süresinin 24 Ocak’ta sona ereceğini söyleyen Akkaya, kendisiyle birlikte adaylıkları aynı tarihte bitecek YSK üyelerinin, yerlerine atama yapılmazsa, görevlerine devam edeceklerini de ekleme ihtiyacı duymuştu.

Bekledikleri olmadı, zamanı geldiğinde onlar -bu arada Muharrem Akkaya da- ayrıldılar, yerlerine yeni üyeler göreve geldi.

Muharrem Akkaya, aynı açıklamasında, önlerine gelebilecek bir konuda hukuki değerlendirme yapmasının ‘ihsas-ı rey’ anlamı taşıyacağını söyledikten sonra, konuyla ilgili olarak sonucunu diğer üyelerle paylaşmadığı bir araştırma yaptırdığını da duyurmuştu.

Reklam

En ilginç cümlesi ise şuydu: “Konu YSK önüne gelir gelmez, bakacağız. Belki aday olmaz, belki başka bir şey olur.”

Siz bu son cümleden ne anlıyorsanız ben de o zaman onu anlamıştım.

“Aday olmasa iyi olur” tavsiyesi olarak algılamıştım o cümleyi.

[Merak bu ya: Acaba YSK’nın yeni üyeleri adaylığa onay kararını verirken bir önceki başkanın yaptırdığını söylediği araştırmaya göz atmışlar mıdır?]

Konu ilginç, o yüzden de YSK’nın kararı yalnız bu günlerde değil, herhalde seçim sonrasında bile tartışılacak.

Türkiye Demokrasi Zirvesi’nde yok

Acaba 44 gün sonra yapılacak seçimde sandık başına gidecek seçmenler oy kullanırken dış politika ile ilgili gelişmelerden etkilenecekler mi?

Daha doğrudan sorayım: Seçmenler için dış politika ne kadar önemli?

Reklam

Bana fazla önemli değilmiş gibi gelse de, iktidarın bu konuyu ekonomiden hemen sonra ele alınacak önemde gördüğünün alametleri çok belirgin. İsrail ve Mısır’la yaklaşma çabaları, Suriye’de Beşşar Esad ile alttan alta irtibat kurmalar ve bu gelişmelerin bilinmesi için sarf edilen PR çabaları bunu gösteriyor.

Birkaç hafta içerisinde Rusya devlet başkanı Vladimir Putin ülkemize gelecekmiş.

Peki ya ABD?

ABD şu sıralarda ‘Demokrasi Zirvesi’ ile meşgul. Zirveye 120 ülke davet edilmiş. Davet edilenler arasında demokratik oldukları kuşkulu bazı Körfez ülkeleri ile bu konuya kuşku uyandırmayacak kadar uzak İsrail ve Hindistan da bulunuyor.

İsrail’de halk günlerdir sokaklarda, yeniden başbakan seçilen Benjamin Netanyahu’nun yargıyı zapt-u rapta alma amaçlı yasa çıkarma girişimini protesto ediyor. Protestocular Filistinli değil, onlar da Yahudilerin gösterilerini hayretler içerisinde izliyorlar. ‘Prime minister’ (bu ‘başbakan’ demek) değil ‘Crime Minister’ (bu da ‘suç başbakanı’ demek) pankartlarıyla…

Netanyahu ise, ABD’deki Demokrasi Zirvesi’nde, katılımcılara demokrasi nutku çekiyor.

[Gösteriler sonuç aldı. Netanyahu yasanın görüşülmesini erteletti. Zirve sonuna kadar mı? Göreceğiz.

Türkiye?

Ülkemiz Demokrasi Zirvesi’ne ABD tarafından davet edilmedi. 

Macaristan da, İran da davetli değil.

Bir yıl önce yapılan zirveye de Türkiye davet edilmemişti; bu defa mutlaka çağrılırız diye düşünmüş, hatta Emine Erdoğan’ın tam da şu sıralarda ABD’ye gittiğini işitince, zirvede ülkemizi onun temsil edebileceğini sanmıştım.   

Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimle meşgul olduğundan gidemeyeceği için…

Hayır, Emine Erdoğan ABD’ye bir başka program için gitmiş.

Foreign Report dergisinin zirveyle ilgili kısa notundan bazı ayrıntılar öğrendim.

Dergi yazarı Emily Tamkin Türkiye ile Macaristan’ın otokratik yönetimlere sahip oldukları için zirveye davet edilmediklerini düşünüyor. Yazdıklarından “Peki İsrail ile Hindistan neden davetli?” kuşkusu duyduğu sonucunu çıkarmak da mümkün.

Verdiği Hindistan başbakanı Narendra Modi ile ilgili bir ayrıntı dikkatimden kaçmış. Meğer bir mahkeme, orada, Congress Partisi lideri Rahul Gandhi’yi, başbakanın soyadını taşıyan birileriyle dalga geçtiği için hapis cezasına çarptırmış.

Şaka cezalandırılmış Hindistan’da.

Zirvede belirlenen ilkelerden ikisine İsrail ile Hindistan itirazda bulunmuş. Her ikisi birden Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) itiraz etmiş, Hindistan ayrıca internet özgürlüğüyle ilgili maddeyi de kabul etmemiş.

UCM, bu hafta, Ukrayna’da yürüttüğü savaş sırasında askerlerinin yaptığı suçlara göz yumduğu için Rusya devlet başkanı hakkında yakalama kararı çıkarttı.

Hem İsrail hem de Hindistan Putin ile iyi geçinme taraftarı ülkeler; herhalde itirazları Putin’le ilgili karar sebebiyle.

Yeni gelişme şu: Ermenistan’da iktidarda bulunan partinin bir sözcüsü, Putin ülkelerine geldiği takdirde UCM’nin kararı ışığında kendisinin tutuklanacağını duyurdu.

Ermenistan geçen hafta UCM’nin kurucu belgesi olan Roma Antlaşması’nı onaylamıştı.

Putin buna rağmen Ermenistan’a gider mi, bilmiyorum; ancak gelecek ay Türkiye’yi ziyarete geleceği resmen açıklandığına göre UCM kararının ilk test edilmesi ülkemizde olacak.

Türkiye sürekli teste tabi tutuluyor.

Bakalım en büyük test sayılan seçimde halkın tavrı ne olacak?

ΩΩΩΩ

Reklam

44 YORUMLAR

  1. PUTİN’İN 2. EVİ
    Bence Türkiye Putin’in 2. evi.
    O nedenle asla tutuklanmaz. Tutuklanamaz.
    Sadece elinde bulundurduğu kaba güce dayanan liderler yada lider görünümlü şahıslar, şu an insanlığın en büyük problemi.
    ABD’liler Trump’a bir dönem zor dayandı.
    Trump başkanlık sonrası yargılanacak ilk ABD başkanı olarak şimdiden tarihe geçti.
    Bu yönetici koltuğunu işgal edenler problem olmasına problem de,
    asıl problem her türlü aşağılanmaya muhatap olduktan sonra bunları tercih edenler.
    İlla ki, bağırıp-çağırmadan anlamak, hiçbir şey anlamamak değil midir?
    Tamamen “mazoşist” bir ruh haleti değil midir?
    Devamlı horlanarak yetişmiş insanların maalesef, gün geliyor en büyük “ihtiyacı” horlanmak oluyor.

  2. Sayın Koru Anayasaya yeniden bakmışsınız değişiklik olmuş mu diye. çok şekersiniz. ancak hukukta anayasa kanun yönetmelik vb. maddeleri tek başına değerlendirilmez onların bir yürürlük ve geçerlik tarihleri vardır. Ama bir yönden size hak veriyorum. bence böyle bir madde konulmamalıydı konulduysa da maddenin devamında 2018 seçimlerinden sonra geçerlidir diye yazılmalıydı.

  3. Çillerin üç anahtarı hayal oldu, Rte’ nin kale gibi saray (ları) gerçek!
    Kılıçtaroğlu ‘nun bedava barakası hayal, Rte’nin beton konduları “hayali temel”de olsa gerçek olacak; çünkü devlet imzası var.
    (imar affı zarar ettirdi ama, beton yatırımı kar ettirecek (mi? 15 mayıs’ta 😊).
    YSK veya bir mahkemenin kararından önce, “oy birliği ile mi ?..” diye bakarım ben.
    Bir de bedava verilecek tek anahtar hayal mi gerçek mi?
    Evler yapılır, isteyenlerin talebi alınır, içine afetzedeler (evsahibi kiracı) yerleşir.
    sonra oturanlara sorulur: bu evi 20 yıl vade ile sen almak istermisin?
    Bu işin bedavası budur!!!!
    Türk seçmenin bu seçimde, ev sahibi de kiracısınında Çillerin üç anahtarı hayal oldu, Rte’ nin kale gibi saray (ları) gerçek!
    Kılıçtaroğlu ‘nun bedava barakası hayal, Rte’nin beton konduları hayali temel de olsa gerçek olacak; çünkü devlet imzası var.
    (imar affı zarar ettirdi ama, beton yatırımı kar ettirecek (mi? 15 mayıs’ta 😊).
    YSK veya bir mahkemenin kararından önce, “oy birliği ile mi ?..” diye bakarım ben.
    Bir de bedava verilecek tek anahtar hayal mi gerçek mi?
    Evler yapılır, isteyenlerin talebi alınır, içine afetzedeler (evsahibi kiracı) yerleşir.
    sonra oturanlara sorulur: bu evi 20 yıl vade ile sen almak istermisin?
    Bu işin bedavası budur!!!!
    Türk seçmeninin bu seçimde (kiracı-evsahibi hepsi) testi, zorunlu olarak bu olacak zannımca.
    NOT:bir an önce herkes elbirliği yapıp tüm çadırları döndürmeli acil KONTEYNER’e!

    • Çillerin 3 değil 2 anahtar vaadi vardı, babası demirel de her seçimde ankara istanbul arasına hızlı tren yapacağız derdi, hepsi yalandı, ama bugün akpartinin hızlıtren hatları gerçek oldu, tüm ülkeyi onlarla dolaşabiliyorsunuz!

  4. yeni yönetim seklinin adı başkan olsaydı da aynı şekilde 3.kez seçilemez mi olacaktı.
    Elma ile armutları karistiriyoruz.

    • Aynen dediğin gibi “yeni yönetim şekli başkanlık şekli ve yeni dönemde bir kişi en fazla iki dönem CB adayı olabilir” diye açıkça yazsaydı bile gene de eski dönemleri sayılır ve üçüncü kez aday olamazdı.

      Çünkü “bir kişi en fazla iki dönem aday olabilir” ifadesi bütün zamanları ve bütün yönetim şekillerini adı ne olursa olsun bütün yönetim sistemlerini kapsar. Erdoğan eski devleti yıktım, yeni devlet kurdum, bu yeni devlette de “bir kişi en fazla iki dönem CB’lığına aday olabilir” diye anayasaya yazdırsa bile gene de o bir kişi üçüncü kez aday olamaz.

      “Bir kişi” anlıyorsunuz mu “bir kişi”

    • Ahmet yönetim şekli ile alakası yok. anayasa değişikliğini Erdoğan ve Bahçeli yaptı sen demek istiyorsun ki bunlar Cumhurbaşkanı nedir bilmiyor.
      Erdoğan deseydi benim görevimin ünvanı masterchef deseydi bakardık ama Erdoğan diyor ki ben Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanıyım diyor o zaman yaptığın yasalara uy. yasada cumhurbaşkanı iki dönem olabilir diyor. ya say da sen çıkarttın ama yasaya uymuyorsun.

  5. Fehmi bey “bir ara Türkiye’yede gelseniz.” !!! bizim gibi şaşırmasaniz. bekleriz…

  6. Demokratik ülke liderleri Türkiye’den uzak duruyorlar.
    İnanın bu kadar bir cehalet, dünyadan habersizlik,ayakta uyuma,batı hayranlıgı, kendini ve dünyayı bilmeme, celladına aşık bir kafa görmedim…Çok güldüm….iyiki varsın kardeş.ismin gibi ender bulunan birisin.seni okumak neşelendiriyor.
    Demokratik ülke liderleri Türkiye’den uzak duruyorlar. 😂😂😂

    • M. Kaya kardeş, sözlerinle sen kendini tarif ediyor olmayasın !
      Bana sanki öyle gibi geldi !
      Hani Mevlana’nin ” Bir söylenen söze bakarım …” diye güzel bir sözü var ya herhalde biliyorsun !

      • Yorumunuz gercekten hayreti mucib…
        Demokratik ülke liderleri türkiyeden uzak duruyorlar demek ve sanki türkiyeyi demokratik olmayan bir ülke imajı vermek tam anlami ile cahalet,ayakta uyuma,celladına aşık bir kafa..çunki bu demokratik dedikleri ülkeler darbeci sisiye selam çakiyolar,arabin krallarina dikdatörlerine o kadar yakınlar ki kankalar..o demokratik devletler dikdatörlere darbecilere yapmadiklari övgüler yok…ama türkiyeye niye düşmanlar.çunki bu devletlerin çıkarlarina çomak soktugu için istemiyolar.bunu da demokratik degil diye otokratik diye algi yapiyolar.bu ülkede her 10 senede bir darbe yaptıranlar bu demokratik dedigin ülkeler..bunu bilmemek ayakta uyumak , cehalet,hatta ahmaklık…dünyadaki bütün şer odaklarinin terörün merkezi , finansörü olan demokratik ve sanki örnek alınacak övgü ile bahsedilecek ve hatta kendi devletine tercih edip övücek bir kafa ancak cahildir , ayakta uyuyodur ,humuktur…

  7. koru demek yüksek seçim kurulunun içinde sizler gibi düşünen yargıç yokmuş buna da
    şükürler olsun diyelim mesela sezer
    gibi Vural gibi yargıçlar olsaydı ne olurdu şu an bu güzel ülkenin hali

    • yanlis sahislar dogru karara verebilir. dogru sahislarda yanlis karar verebilir. on yargi gozluklerinizi cikarip oyle baksaniz daha iyi olur.

  8. AKPARTİ ve ERDAGAN BU GÜNE KADAR girmiş olduğu seçimlerde aldı oyların üzerinde oy alacak az kaldı hiç boş yere çırpınmanıza gerek yok görecek siniz

  9. Sayın yazar aynen 367 Sabih Kanadoğlu gibi Anayasayı Yüksek Seçim Kurulunun ihlal ederek geriye yürütmesini hayal ettiniz. Ama orada mesleğinin artık sonuna gelmiş, hiçbir beklentileri olmayan gerçek hukukçular oturuyor. Bu konudada anayasaya uygun olarak oybirliği ile karar verdiler. Siz ve görüşlerine başvurduğunuz hukukçularınız idolojik düşündüğünüz için farklı sonuçlar çıkardınız.

  10. Putin beyi tutuklamak yerine ukrayna natoya alınsa daha iyi olurdu! Finlandiya rusya ile algülüm vergülüm ilişkileri olan bir ülke iken nerdeyse zorla nato üyesi yapılıyor, isveç ise hala bekleme odasında:)
    Abd askerleri adana/incirlik üssündeki lojmanları boşaltsın ve oralar depremzede kardeşlerimize tahsis edilsin, itirazı olan?

  11. Konu çok , hangi birine temas edelim !
    Maşallah engeller birer birer aşılıyor ; diploma ve 3.ncü dönem engeli çok şükür aşıldı , şimdi bir sandık engeli kaldı ki o da rahatlıkla aşılır ,kapı gibi YSK. mız var !
    Ya Rufailer bu işe müdahil olur ya da kediler trafoya girer , veya başka bir şey olur, olur oğlu olur !Yani ‘hiç bir şey olamasa bile mutlaka bir şeyler olur ‘ !
    ‘Ebedi başganlığa’ ! doğru dolu dizgin yola devam ! Haydi hayırlısı !
    Demokrasi zirvesine gelince ; vallahi RTE . nin tam da arayıp bulamadığı bir fırsat oldu, artık seçime kadar bu ‘mağduriyeti’ tepe tepe kullanır !

  12. Demokrasi zirvesinde yokmuşuz…hemde abd de düzenlenen..komedi gibi…..
    Bizdeki demokrasi hiçbir ülkede yok.pkk ya terör örgütü diyemiyenler ülkenin kurucu partisi denilen chp ile birlikte olabiliyor..şeriatci adil düzenci dini kullananlar ile laik atatürkçüler kol kola girebiliyor.kendine ülkücü diyen ile pkk sempatizani insanlar yanyana gelip ittifak edebiliyor.hayatim chp mücadele ile geçti diyenler chp ile sarmaş dolaş olabiliyor.bundan ala demokrasi olurmu?demokrasi bu değil mi?Demokrasi nin hedefide bu değil mi?bide tutturmuşlar UCUBE sistem TEK ADAM zırvaları..nasıl tek adam..bak muhalefetin 7 tane baskan yardımcısı olacak..bu sistem nasıl TEK ADAMCI…7 tane başkan yardımcın olacak.iste çogulculuk çok seslilik.
    Niye bu sistemi değiştirecez diyolar gercekten anlamak zor…benim tahminim chp zihniyeti icin…cunki %50+1 sistemde chp li birinin başkan olmasi için chp zihniyetinden feragat etmesi lazim.atatürkçülükmüş laiklikmiş, gericilikmiş,bunlardan vazgecip HELALLEŞMESİ gerekli.bunuda chp nin esas sahipleri istemiyor.nasılsa %25 kemik oyla parlementer sistemde her seçimde iktidar ortağı…hiçbirsey yapmasina ,kendini değiştirmesine takiyye yapmasına gerek yok…

  13. Soğan olmuş 20, et olmuş 350, ekmek 5-10 lira. Halkın bir kısmı hem şikayet ediyor bu fiyatlardan hem de dişi deve misalinde olduğu gibi “o ne derse odur” diyerek tercihte bulunuyor. Gerçekten işimiz çok zor, iktidarın da kazanma ihtimali zor olduğu için bütün tuşlara basılıyor, eyt, hastane temeli atma, elektrik indirimi gibi bazıları göstermelik olsa da. Bilmiyorlar ya da biliyor ama bazı sebeplerden dolayı yapamıyorlar ki adalet terazisini doğru çalıştırmadıktan sonra hangi tuşlara basarlarsa bassınlar başarılı olamayacaklar. İç politika/dış politika (Suriye-Mısır vs) hepsinde önceden siyah dedikleri her konuya (khk zulmü hariç) seçime doğru hayır bunlar beyaz dediler. Konu uzun ben görelim Mevlam neyler neylerse güzel eyler diyeyim.

    • politika/dış politika (Suriye-Mısır vs) hepsinde önceden siyah dedikleri her konuya seçime doğru hayır bunlar beyaz dediler.
      Cemilcim iyiki devleti yònetmiyon.iki günde batırırsın.zaten devleti yönetmek bu dedigin.devletin çıkari icin gerekirse önceden siyah dedigine beyaz demek.siyaset buna deniyor.devlet yönetiminde ebedi dost ve ebedi düşman yoktur..çıkar ilişkisi vardır…bu bütün devletler için geçerlidir.devletlerarası ilişkide bu vardir ..çıkar……

    • İşte bu yüzden adalet, şeffaflık, hukukun üstünlüğü, gelir dağılımı endekslerinde dünyada itibarımız yerlerde sürünüyor. Lider 30-40-100 yıl sonrasını görür, politikasını icra eder, sabah başka akşam başka politika, doğuda başka batıda başka söylemi olmaz. Kendi menfaatleri için değil milletin menfaatlerini öncelikli kılar. Kimseye, hiç kimseye eğilmez. Örnek mi mert şehit Muhsin Yazıcıoğlu, dik yürüdü, dimdik hakka yürüdü. Dünya malına asla tevessül etmedi.

  14. YSK,sayın Koru’nun beklentisine ve temennisine uygun bir karar vermedi. Erdoğan’ın adaylığı önünde bir engel bulunmadığını tespit ve tescil etmiş oldu bu kararıyla.Tabii ki bunda şaşılacak bir durum yok.Yüksek Seçim Kurulu, kişilerin benlentileri istikametinde değil,hukukukun gerektirdiği şekilde karar verecekti sonuçta.

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi,
    ilk defa 2018’de seçilen Cumhurbaşkanı tarafından uygulandı.Bu tarihte Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan,seçimden sonra derhal hükümetini kurdu ve ülkeyi yönetmeye başladı.Meclisten güvenoyu falan da almadı.Çünkü yeni sistemde buna ihtiyaç yoktu.Anayasa değişikliği,Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi esasına göre seçilen Cumhurbaşkanının 2 kez seçilebileceğini öngörüyordu.Bu sisteme göre 2018 seçimi,Erdoğan’ın birinci seçimi,2023 de ikinci seçimi oluyor.

    2018 öncesinde seçilen cumhurbaşkanları hükümeti kurmuyordu.Hükümeti başbakanlar kuruyordu.Ülke yönetiminde cumhurbaşkanının sembolik bir görevi vardı.Yeni sisteme 2018’de geçilmiştir.Ve bu sisteme göre bir kişi 2 kez cumhurbaşkanı seçilebilir.Mesela geçmişte cumhurbaşkanlığı yapmış olan Sezer, aday olup seçilebilse bu sisteme göre 2 kez daha cumhurbaşkanlığı yapabilir.

    ABD’deki demokrasi zirvesine gelince.ABD,Türkiye’de yapılmakta olan seçimde taraftır.Millet İttifakı’nın tarafındadır.Bunu gizleme gereği de duymamaktadır,tıpkı Kandil gibi. Dolayısı ile Cumhur İttifakı’nın aleyhine olacak her adımı atabilir. Bunda şaşılacak bir durum yoktur. Türkiye’yi demokrasi zirvesine davet etmemelerinin sebebi budur. Ayrıca dışarıda Türkiye aleyhine bir lobi teşkilatı gibi çalışan fetö,bir çok uluslararası derecelendirme kuruluşunun değerlendirmelerinde
    Türkiye’yi alt sıralarda göstermesinde etkili olmaktadır.Mesela özgürlükler konusunda Türkiye’yi Afganistan’ın,
    Suudi Arabistan’ın,İran’ın…gerisinde gösterebilmektedir bu tür kuruluşlar.
    Bunların gerçeklikle hiç alakası olmayan değerlendirme sonuçları iktidar muhalifi yazarlar için kullanışlı bir malzeme olmaktadır.

    • Bir önceki YSK hakimleri Erdoğan’a 13. CB olduğunu tebliğ ettiler. Bunu beğenmedi Erdoğan ve YSK’yi toptan yeniledi ve eliyle seçtiği hakimleri oturttu. Bundan sonra çıkacak sonuçlar da artık belliydi. Ortada hukuki veya anayasal bir değerlendirme artık olamaz.

      Erdoğan hiç bir zaman sembolik bir yönetici olmadı. Bu kendisine hakaret olarak değerlendirilebilir. Kâğıt üzerinde olabilir ama partisiz bir CB da olmadı hiç. Bu uğurda seçilmiş başbakanı darbe ile indirmek dahil elinden geleni ardına koymamıştır.

      • Seçimle gelen başbakan dediğiniz Erdoğan’ın ataması ile başbakan oldu.
        Onun yerine pekala bir başkası tercih edilebilirdi.Nitekim tercih edildi de.
        Seçimle geldi ise şimdi kendi partisi var, seçilsin de görelim.Bakalım binde kaç oy alacak?

  15. Bu sefer Hacı Muharrem; “Gel bakalım Kemal” dedi…
    Bye Kemal geldi…
    Hacı Muharrem “Hoş geldiniz, güle güle” deyip Bye Kemal’i gönderdi…
    “Hoş geldiniz, güle güle”, görmek konuşmak istemediğiniz biriyle karşılaşınca söylenen bir sözdür. ‘Hadi canım bekleme yapma’nın daha kibar bir versiyonudur…
    Neticede Hacı Muharrem vurdu ve gol oldu!..
    ‘Bye Kemal’di.., ‘Bye Bye Kemal’ oldu…
    Yani ne oldu?..
    “İntikam soğuk yenen bir yemektir” denir ya, tam da o oldu…
    İşte bunlar hep Kuantum Fiziği!..

    • biraz daha fizik calisin. belki muharrem inceye ders verirsiniz. muharrem ince secim sonunda belkide tam tersi etki yapip RTE ye kaybettirebilir.

  16. Sn koru yeni sistemde en tepe yonetıci BASKAN olarak adlandirilsaydi yine seçime katilamazmiydi Erdoğan?
    Anayasanın kabulünden önceki sitem ıle sonraki sistem arasında dünyalar kadar fark var.Sadece unvan Cumhurbaşkanı diye 3 kez seçilemez iddiası ne kadar doğru.Bizler hep işin dış görünüşüne ve ýuzeyseline bakarız işin ince detayları ve içeriği , anlamı ,manası bizi ilgilendirmez.O nedenle de sürekli boş işlerle ugrasir dururuz.Dusunuyorum da kaza ile Erdoğan seçimi kazansa 3-5 yıl olurdu olmamaliydi tartışması yaşayacağız.

    • Fehmi abi, muhtemeldir ki; aksine bütün çaba ve uğraşlarına rağmen, 14 Mayıs’ta Tayyip Erdoğan’ın kazanacağını görmüştür.

    • Türkiyede cumhur bakanı kaç kezeçiebiir?
      soruya bakmadım bitişik ve eksik yazdım yinede cavap verdi.

      ürkiye’de Cumhurbaşkanı, ülkenin en üst düzeydeki yöneticisidir. Cumhurbaşkanlığı makamı, 2018 yılında yapılan anayasa değişikliği ile başkanlık sistemi şeklinde yapılandırılmıştır ve cumhurbaşkanı beş yıllık bir dönem için seçilir. Cumhurbaşkanı seçimleri, Türkiye’de genellikle halk oylaması yoluyla yapılır ve cumhurbaşkanlığı seçimi genellikle dört yılda bir yapılır.

      Cumhurbaşkanlığı makamında şu anki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan, 2014 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk kez cumhurbaşkanı seçilmiştir. Daha sonra 2018 yılında yapılan seçimlerde yeniden cumhurbaşkanı seçilmiştir. Dolayısıyla, Erdoğan Türkiye’de Cumhurbaşkanı olarak iki kez seçilmiştir.

      iki kez seçiebiir maddesi ilk hangi anayasadaa geldi ?

      İki kez seçilebilir madde ilk olarak 1982 yılında yürürlüğe giren 1982 Anayasası’nda yer almıştır. Bu anayasa, 1961 Anayasası’nın yerini almış ve Türkiye’nin şu anda yürürlükte olan anayasasıdır. İki kez seçilebilir madde, 2007 yılında yapılan anayasa değişikliği ile değiştirilerek, Cumhurbaşkanının üç kez seçilebileceği hüküm altına alınmıştı. Ancak, 2017 yılında yapılan referandumda kabul edilen anayasa değişikliği ile bu madde tekrar değiştirilerek, Cumhurbaşkanının yeniden iki kez seçilebileceği hale getirilmiştir

      Sonuç benim yorum:Bundan evvelkiiler sayılmaz diye madde olmadığı için görev süresini tamamlamış.

      • chaatGPT hatırladım kısa cevaplar veriyor uzun cevap için
        DEVAM, alt konuda devam demeli bazende zaman geçince aynı soruyu sorun farklı cevap verebiliyor bazen başka bilgi havuzundan cevap veriyor her kitabı okumuş başka kitapdan cevap verebiliyor DEVAM diyecektim bu sefer Daha Net cevap verdi

        Türkiyede cumhurbalşkanı kaç kez seçilebilir?

        Türkiye’de Cumhurbaşkanı, anayasa değişiklikleriyle 2017 yılında yapılan referandum sonrası, seçimlerde en fazla iki kez seçilebiliyor. Bu değişiklik öncesinde ise Cumhurbaşkanı en fazla üç kez seçilebiliyordu. Ancak 2017’deki anayasa değişikliği ile bu sınır iki keze indirilmiştir.

        NOT: Aynı soruyu tekrar sorduğumuz bazen karıştırıyor. daha önce şöyle cevap vermiştin diyorum Özür dileyip yeni bilgi veriyor.

      • Cb görev süresini sadece bu prograö değil sayın yazar ve dersimli kemal de 4 yıl zannediyorlar:)
        Ya 7 yıl olacak ya 4 yıl, bir türlü başkanlık süresinin 5 yıl olduğunu kavrayamadınız:)
        Alışırsınız, alışırsınııız!

      • gözbağcı kamalıst kabalist….c.baskanı 2 kez secilir diyorda bektaşı gibi devamını neden okumuyorsun..HALK TARAFINDAN SEÇİLİR..devamını bakalım anlayabilecek zekaya sahipmisin

  17. Muaviye bin Ebu Süfyan Şam’da Hz. Ali ise Küfe şehrinde validir. Anlatılan o ki; aralarında anlaşmazlık var ve savaş çıktı çıkacak.

    Bir gün Hz. Ali’nin taraftarlarının yoğun olduğu Küfe’den, bir Arap, devesiyle katıldığı kervan ile ticaret yapmaya Şam’a gelmiş. Şam sokaklarında dolaşırken yerli halktan biri yanına yanaşıp:
    – Bu dişi deve benimdir, ver devemi bana! demiş.

    Küfe’den gelen adam,
    – Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir” diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. Tartışma büyümüş, konu Muaviye’ye kadar yansımış. Olayı duyan halk da yavaş yavaş meydanda toplanmış…

    Muaviye, Küfe’den gelen ile Şam’da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış:
    – Bu dişi deve Şamlınındır!
    Küfe’den gelen adam,
    – Etmeyin bu deve benimdir, üstelik dişi değil; çok da net görebileceğiniz gibi erkektir” diye itiraz edince meydanda toplananlara dönmüş ve sormuş:
    – Ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
    Cemaat hep birlikte bağırmış:
    – Şamlınındır!
    ikinci kez sormuş:
    – Ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
    Cemaat yine hep birlikte bağırmış:
    – Şamlınındır!
    Muaviye daha gür bir sesle 3.kez sormuş:
    – Ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
    Cemaat daha da gür ve kızgın bir sesle bağırmış:
    – Şamlınındır!

    Deve Küfeliden alınıp Şamlıya verilmiş… Küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından baka kalırken, Muaviye onu yanına çağırmış:
    – Ey Küfeli, dinle! Sen de, ben de biliyoruz ki; bu deve senindir ve dişi değil, erkektir.
    – Ama o zaman neden? diye sormuş Küfeli şaşkın ve titreyen sesiyle.
    Kendinden emin tavrı ile Muaviye cevaplamış:
    – Sen Küfe’ye dönünce gördüklerini Ali’ye anlat ve de ki: “Ey Ali, Muaviye’nin, dişi deveyi erkekten ayırt etmeksizin o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! Ayağını denk al!” Haydi şimdi yolun açık olsun.

    • Yorum editörümüz yine yayınlamayacak biliyorum; inançlara saygılı olmalı mıyız?

      • İnançlara saygı duymakla anlatılan hikaye arasında bir alaka kuramadım. Bu anlatılan hikaye gerçekte yaşanmış tarihi bir vaka değil mi? Tarihi vakalara fıkra muamelesi mi yapıldığını düşünüyorsunuz, bunun inançla inançlara saygıyla ne ilgisi var?

        Anlatılan tarihi vaka günümüzde aynen yaşanıyor ve bu bir inanç meselesi değil.

        Kaldı ki bir fıkra olsa bile bu neyi değiştirir. Gerçekte anlatılan bir gasp olayı, mal gaspı veya hak gaspının hiç bir inançta yeri yok. Bütün inançlar hatta inançsızlıklar gaspın her türlüsünü yasaklar.

  18. Daha önce Anayasa Mahkemesinin 367 kararı için, çok yerinde bir vasıflandırma ile
    “Kaosa kalkan eller” tabiri kullanılmıştı.
    Şu an Anayasayı paspas haline getirenler için, tarihten önce ” bağımsız ” yargının vereceği hükümleri en kısa zamanda görmek temennisiyle…

  19. Türkiye son bir kaç yıldır sadece diktatör ve otokrat ülke liderlerinin uğradığı bir ülke oldu. Demokratik ülke liderleri Türkiye’den uzak duruyorlar. Demokrasi zirvesine davet edilememesi de bunun açık göstergesi. Unutmayalım bu seçim demokrasi mi otokrasi mi seçimi olacak. Erdoğan gelir gider önemli değil. Sistemi değiştirmediğimiz sürece her alanda daha zora gireceğiz. Demokrasiye dönmekten başka çaremiz yok. Var diyenlerin getirdikleri otokrat rejimin sonuçlarını her gün büyük zorluklarla çekiyoruz. Aya dört şerit yol yapıldığını da görmüyoruz. Millet artık salak yerine konmayı bırakacaktır diye umuyoruz.

    • Bu devlet sizin devletinizdir. Hukuk olmasa, demokrasi olmasa Ender Bey bunları söyleyebilir mi?

      • Yeni başkanlık sisteminin eksikleri vardır bunu tamamlamak için devlette çalışıyor, yeni anayasa teklifleri yapılıyor. Eksikleri tartışalım ama burada Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin demokrasiden uzaklaştığı, hukuktan uzaklaştığı, devletin bir parti devletine dönüştüğü, şahıs devleti vs. diyerek devletinizi küçümsemeyin.

      • Demokrasinin sesi her gün biraz daha kısılıyor. Henüz ateş üstüne konan kazana atlayan kurbağa gibi yakında hiç ses çıkamayacak. O yüzden bunlar daha güzel günlerimiz diyoruz. Otokrasinin gideceği yer belli. Otokratı devirmezsiniz demokrasi toptan elden gidiyor. Defalarca denendi.

    • batının devşirme veya düşünce sisteminden geçmiş batılı görünümlü haz perestler e öğretilen şeyler belli..kızıl sultan diktatör hürriyet özgürlük .ve en son kırmızı şapkalı kız hikayeleri….bu millet bu dolmaları yemiyor yemiyecek….çünkü o dolma DOMUZ etiyle yapılmış HARAM VE MUNDARDIR SİZE AFİYET OLSUN..

Yoruma kapalı.