Amerikalıların haber almak için internete girdiklerinde en fazla tıkladıkları gazete sitesi hangisi, biliyor musunuz? Ülkenin en çok satan gazetesi Wall Street Journal mi? İnternet sitesine erişimi bayağı ucuzlatarak yaygın hale getiren New York Times mı? Washington Post mu yoksa?
Hayır, bunların hiçbiri değil. Dünyanın başka köşelerinde yaşayan insanlar gibi, Amerikalılar da, haber için bir İngiliz gazetesinin haber sitesine hücum ediyorlar…
Daily Mail’in (DM)…
Resmi rakamlara göre gazetenin aylık okur trafiği 150 milyona yaklaşmış görünüyor.
Bu rakam da onu dünya lideri yapıyor.
Konuya böyle giriyorum, ama meramım DM övgüsü yapmak değil. Gazetede Amerikalı okurların dün okudukları bir haber…
Damat’ın elinde CIA listesi…
Gazeteye göre, ABD gezisi ‘bitmeyen bir hikaye’ gibi haftalardır süren Suudi Arabistan veliahdı Prens Muhammed bin Salman, kendisi Batı basınında MBS kısaltmasıyla anılıyor, ülkesindeki sorunlu şahısların listesini, ABD başkanı Trump’ın damadı ve başdanışmanı Jared Kushner’in geçtiğimiz Ekim ayındaki ziyareti sırasında kendisine elden teslim ettiğini etrafına böbürlenerek anlatmış…
Suudi Arabistan vatandaşı, hatta kraliyet ailesi mensubu olup da MBS’ye sorun çıkartabilecek türden insanların listesini…
Listeyi CIA’nin hazırladığını özellikle belirtmiş Kushner…
Haber pek çok yönden önemli.
İlki Suudi Arabistan ile ilgili: MBS Kasım ayında bazısı Kraliyet ailesi mensubu olmak üzere çok sayıda bilinen ismi bir gecede derdest edip Riyad’taki Ritz Carlton Otel’in balo salonunda toplayıverdi. Çoğu hala orada gün geçiriyor… Bir rivayete göre, serbest bırakılmak için para ödemeye yanaşanlardan tahsil edilen miktar 100 milyar dolara ulaştı. Kendilerine bir de devlete sadakat belgesi imzalatıldıktan sonra parayı ödeyenler serbest bırakılıyor.
O listede yer alan isimler bunlar…
Bir diğer not etmeye değer yön de şu: Kushner kayınpederinin yanında başdanışmanlık yapıyor, ama yine Kasım ayında kendisinin gizli belgelere erişimi birdenbire kısıtlanıverdi. ‘Güvenlik belgesi’ sınırları daraltıldı Kushner’in…
Herhalde olaylar arasındaki ilişkiyi görebiliyorsunuzdur: Eline verilen listedeki isimleri gözaltına aldırdı MBS; damadın böyle bir iş yaptığı öğrenilince, güvenlik seviyesi daraltıldı.
Kushner’in avukatı, ‘‘Müvekkilim böyle birşey yapmadı’’ diyor, ama ilişki de ortada. O öyle demek zorunda; yoksa Kushner bu yüzden hapsi bile boylayabilir.
Daily Mail, bir-iki hafta önce de, MBS’nin milyarlarca dolarlık bir yatırım paketiyle yola çıkmadan önce Washington’dan bir istekte bulunduğunu ve bunun derhal yerine getirildiğini de yazmıştı.
O istek, Rex Tillerson’un dışişleri bakanlığı görevinden alınması…
Tillerson’un kellesini, Suudi Arabistan’ın ‘düşman’ bellediği ülkelere yumuşak davrandığı için istemiş MBS… Bunu Kushner’e bizzat söylemiş, o da kayınpederine aktarmış…
Benzer bir talebin Arap-Amerikalı George Nader aracılığıyla Birleşik Arap Emirlikleri emiri Şeyh Zayed’ten de geldiğini kayda geçiriyor DM…
Onun da gerekçesi aynı: Tillerson çok yumuşak…
Bin Wattlık ampuller
Ne yalan söyleyeyim, dün, MBS’nin Kushner’den CIA damgalı bir liste aldığını gazetede okuyunca kafamda belki bin Wattlık ampuller yandı. Bu bilgiyi gün boyu pek çok kişiyle paylaşmadan edemedim.
Liste CIA tarafından hazırlanmış olsa bile, ABD’de bütün dünyayı uydular aracılığıyla dinlediği artık bilinen NSA’nin ürünüdür. O listede isimleri yer alanlar, uzun kulaklarca dinlenmiş olmalı.
Angela Merkel’in ‘‘Biz Yakın müttefikiz, ama Amerika benim cep telefonumu bile dinledi’’ diye yakındığını ve telefon değiştirdiğini herhalde hatırlıyorsunuzdur.
Ya benim, burada ısrarla gündemde tutmaya çalıştığım, ‘‘ABD Almanya’daki önemli isimleri yakın takibe alıp dinlediyse, acaba hedefleri arasında Türkiye yok mudur?’’ sorumu?
Cevabını hem ABD’nin hem de Almanya’nın uzun kulaklarının Türkiye’yi -tabii önemli isimleri hedef seçerek- yakın takibe ve dinlemeye aldıklarını öğrenerek almıştık.
Ne zaman ve kimden? 2014 yılında Alman der Spiegel dergisinden…
Dergi Alman istihbarat teşkilatı BND’nin Merkel’den aldığı talimatla Türk siyasetçileri dinlemeye aldığını yazmıştı.
Tam iki kez.
Aynı dergi güçlü kaynaklara dayanarak, Amerikalıların dinleme hedefleri arasında Türkiye’nin de bulunduğunu duyurmuştu.
Zaten Amerikalıların ‘‘Almanlar da dinliyor’’ haberini dergiye sızdırmalarının sebebi o ilk haberdi.
Benim bu konuya ilişkin kapsamlı yazımın başlığı ‘‘Herkes bizi dinliyor, Amerika da Almanya da. Bize ‘ayıp’ değil mi?’’ Ve tarihi de 13 Temmuz 2016.
Hangi ses kaydı hangi istihbarat örgütünün işi?
Dinleniyor da ne oluyor? Dinlemelerden elde edilen bilgiler nasıl değerlendiriliyor? Listeler el değiştiriyor mu? Listeler ne kadar sahih? Yoksa kritik olayları önceden haber alabildikleri halde bilgisini yetkililerden saklıyor mu Amerikalılar? Mesela 250 insanımızın hayatını kaybettiği 15 Temmuz hain darbe girişimini?
Ne çok soru böyle…
Herhalde unutulmamıştır: Süleyman Şah Türbesi’nin naklinin düşünüldüğü günlerde, dışişleri bakanlığında yapılan, bakanlık müsteşarı, genelkurmay 2. başkanı ve MİT müsteşarının katıldığı zirvede konuşulanların ses kaydı internet sitelerine düşmüştü. O kaydı acaba hangi uzun kulak gerçekleştirmiştir?
Bugün dünya medyasına üstünkörü de olsa şöyle bir baktım, Kushner’in MBS ile ilişkisi, Tillerson’un gönderilmesi ve Suudi Arabistan’daki tutuklamalar ile liste ilişkisi hakkında hemen hiç haber yok.
İşte zaten bu sebeple Amerikalılar bile haber almak için İngiliz Daily Mail gazetesini tıklıyor.
ΩΩΩΩ
Abd gizli servisleri islamı bir çerçeve içine alma projesinde Fetö elemanları ile birlikte çalıştıklarını tapelerden anlıyoruz. Suudi Prens islamın çerçeve içine alınmada çok istekli. Zaten Abd kendi işine gelecek darbeyi o ülkenin elemanları ile yaparlar. Millî yöneticileri kötüler ve gözden düşürmeye çalışırlar.
Velhasıl Erdoğanı desteklemek hem dine hem millete hizmettir.
Fehmi beyin bu günkü yorumu için pek çok tanımlama yapılabilir ama bunlardan biri “çok zekice ” olur mu bilemiyorum.
Meraklısına daily mail den al haberi bölümü ilginç gelebilir. Bu mümkün.
Teknolojinin bir getirisi de herkesin birbirini dinliyor olmasına şaşırmıyor olmamızdır. Biz kimleri dinliyoruz, ne öğreniyoruz ve ne işimize yarıyor bunu bilmek ilginç olabilirdi. Ve zekice.
Sayın Koru nun bugünkü yazısında hükümetin son 6 yıldan beri dış ve iç politikada yapılan yanlışlarının bugünkü tamiri güç bazílarının da edilemiyecek sorunların sebeplerının neler olduğunu açıkça anlatiyor.
Devletı yönetenler başarılı (seçim kazanmak başarısı değil) olabilmeleri için dünyayı iyi tanımaları olmazsa olmazlardan biridir.
Örneğin: sizi başka ülkelerin istihbaratları dinliyor ve konuştuklarınızı dünyaya servis ediyor siz kalkıp kendi kendinize iftıra atar gibi falanca grup bizi dinlemış diyip konuyu basitleştiriyirsunuz.
Bu gibi olaylara “Hırsızı” yanlış yerde aramak derler ki! Maalesef şu anki sorunların kaynağı büyük ölçüde kendi yanlışlarımızdan oluşmuştur.
15 Temmuzuda onlar bizden daha iyi biliyorlar ve bize karşı koz olarak kullanıp istediklerini yaptırıyorlar.
O meşhur 4 saata yakın Tillerson görüşmesi ve bir gün öncesine kadar terörist denilen Gazetecının serbest bırakılmas gibi protokol ve kanunları hıçe sayan olayların sebeplerinin 1 numaralı nedenleri de “Dünyayı” iyi tanımayan idareciler hem ülkeyi hem de kendilerini bu gibi tuzaklara düşürülmesini kolaylaştırırken.
Sayın Koru bu gibi konuları kısa aralıklarla kaleme alıyor fakat biz de bunu etraflıca tartışıp sorunların kaynağını bulmak yerine bir kısmımız savunmaya geçerken diğerinin atağa kalkıyor ve konuları anlaşılmaz hale düşünüyoruz.
Bununla da kalmayıp kendimizi günaha sokarken yazdıklarınızı da görmüyoruz.
Bence yorumcular insanların babasının kim olduğunu bırakıp kendi fikirlerini yazsınlar.
Not:Çok değerli yorumculara bir sorum olacak
MBA ve diğerlerinin anneleri Müslüman ve İSLAMDA zina haram olduğu halde o kadınların çocuklarına siz ne hakla ve hangi delillerle kalkıp Batı’nın piçleri yazabiliyorsunuz?
TÜRKİYE ALEYHİNE darbecilik ve casusluktan yargılanan sözde gazetecilere her üç beş günde bir ağıt yazanlar, Filistin’de silahsız yürüyüşte İsrail tarafından şehit edilen gazeteci Yasir Murteca için 3 maymunu oynar her zamanki gibi……
Isteyen istedigini dinlesin, bizim korkacak biseyimiz yok:) lakin amerikali muhataplarimiz birer ikiser koltuklarini kaybediyor:)))
İSTİHBARAT
Batılılar savaşı cephede kaybetseler bile masada kazanırlar. Kendi içlerinde bile bu konuda mahir olanları vardır. Türkler ise düşmanlarının bütün ince hesaplı taktiklerine rağmen cephede galip gelmeyi başarırlar. Ne var ki cephede kazandıkları savaşı masada kaybederler.
Genel görüntü bu yönde. Tarihte de örnekleri var, en yakın örnek de 15 Temmuz. Darbe girişimi başarısız oldu, büyük bir zafer kazanıldı ama planlayıcıların istediği olağanüstü hal ilan edildi. Cumhuriyetin temellerine dinamitler konuldu.
Biz Akevler’de gizli, kapalı hiçbir şey yapmama ilkesi ile hareket ediyoruz. Herhangi bir gizli örgütün bizden öğrenebileceği gizli saklı bir bilgi yok. Kooperatif toplantılarımız ve Akevler toplantılarımız daima herkese açık olarak yapılıyor. Elli senedir bu sayede tüm saldırılara karşı direnebiliyoruz. Kimseye düşmanlığımız yok. Gelebilecek saldırılara da hazırız. Saldıran kim olursa olsun biz Kur’an’ın belirlediği yolla savunmamızı yapıyoruz. Bu sayede çok badire atlattık.
Bugün öcü hikayeleri ile halklar sindirilip uyutulmak isteniyor. Gazeteleri okuyan zanneder ki birileri dünyadaki her şeyin hakimidir. İster Sermaye deyin ister süper güç, bugün başarısız oldukları apaçık ortadadır. Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu en esaslı sorun yeni düzene geçme sorunudur. Geçmişte yukarıda anlattığım ilkeyi benimseyen ülkemiz hep başarılı olmuştur. Allah’ın izni ile Türkiye Akevler’in oluşturduğu ekolün çalışmaları ile Adil Düzen’e geçecektir.
Dunyayi yoneten yahudi sermayesi var oldugu surece, ulke farketmez, nerede olursa olsun medya haberlerinin guvenilirligi hep tartisma konusu olacaktir. Buna Fehmi Koru`nun yazilari da dahildir. Burada bahsedilmesi gereken konu, elin arabi, elin amerikalisiyla nasil gorusur, neden isbirligi yapar, nasil boyle bir seye musluman topluluk goz yumar.
M:Ş:Eygi bey sık sık yazar, hiç olmazsa, her ülkenin entelleri bir araya gelse de İslam alemi için böyle güçlü GAZETE çıkarsa büyük hayat bahşeder.
Hz.i RESUL (s.a.v), ” mü’minin ferasetinden korkulur ” buyuruyor. Bu MBS’in bir ABD UŞAĞI olduğunu, ben ve pekçok kişi aylardır, tekrarlayıp, durduk. Bu, aşağılık duygusu altında ezilmiş, İslam cahili aşağılık insan TAM bir BATI “piç”i olduğunu her vesile ile ortaya koymaktadır.
O Listeden serbest bırakılanlar bu Batı piçine, Fatura ödetemezlerse veyl olsun onlara.
Peki, bu Liste verme kimin işi ? Kushner’in mi ? Yoksa, yoksa……
Tillerson’un görevden alınması ile iki devlet adamının külahları ne kadar kabarmıştır; Hiç ümmadıkları yerde adam ‘ yerine kondukları için, aynen Sadettin KÖPEK gibi.
Bizim 12 Eylul savcısı O dönemin BAKANI Fehim Adak’in “kafasının içini dinliyor” ve ona göre hüküm veriyordu. Kaldı ki Amerika… Neleri dinlemiyor ki: Daha, 1974 KIBRIS çıkarmasında, gemilerimizin rotasını, nereden nereye gittiğini, kaç mille gittiğini, neler yapacağını biliyor ve takip ediyordu. Hatta, D.Kuvet Komutanı o SARHOŞ Kemal KAYACAN’ı, “kendi gemini vuracaksın, dur” diye, kaç kez ikaz da etmişlerdi.
Bu hainane dinlemelere karşı Başbakan zeki Prof. N.Erbakan pratikbazı koruyucu tedbirler icad etmişti.
BATILILar her büyük Devlet adamına karşı yerli pekçok fitne-fesat unsuru hazırlamıştır, çaktırmadan !
Bu yönden, “acaba, hedefleri arasında Türkiye yok mudur ?” suali ABES kalıyor ? Cevabı içinde olsa da
Esasen, bu dinlemeler Milletlerarası arenada tabii olaylardandır. Elçilikler, bir manada bu işler için vardır. T.C. İstihbarat birimlerinin bu konuya vakıf olmadıklarını düşünemeyiz, bile. Dostumuz durumundakiler de dostça ! dinliyebilir. Bu maksatla ! gemimizi takip ettikleri gibi.
FETÖ’yü böyle bir örgüt hallnde dizayn eden ve 15 Temmuzu planlıyan Onlar değil mi ki, “… haber almışlar mı ki” diye, bir merek ve soruya ihtiyaç düyüyorsunuz.
Hasılı dotlar da düşmanlar da çalışıyor. Elbette biz daha gayretle çalışıyoruz,
Sayın koru teşekkür ederim. Olayların perde arkasını anlama bakımından güzel bir analiz yaptınız. Sizden ricam, birçok kişinin kendi yanlışlarını örtmek veya kendine çıkar sağlamak için giriştiği fetö ihbarcılığına değinmeniz. Malesef mevcut yöneticiler ve çalışanlar tarafından dikkate alınan bu ihbarlar bir çok masum insanı mağdur ediyor. Eskişehirde yaşanan olay bunun en açık örneği. Fakat ilişkili medya da tık yok. Bu konuda hiç bir yorum yok. Kimse tehlikenin boyutuna değinmedi. Lütfen bu konuda bir yazı yazarmısınız.
sayın koru dışişlerindeki sağır odadaki konuşmada türbeyi öne çıkarmanız İLGİNÇ oysa onun failin pelikanzede başbakan internete düşer düşmez 1 saat geçmeden bilmişti. muhtemelen hisleri bilim o günün bilim bakanından daha güçlü. bizimkilerin istihbaratta geldiği nokta dudak uçuklatacak boyutta
Adı Muhammed olan Mısırlı müsluman futbolcu ( http://u0i.626.myftpupload.com/bir-futbolseverin-huzunlu-notlari-ilgilenen-okusun/ )’ ya Mo diyorlardi. Muhammed bin Salman’a da MBS. Her iki ismin ortak paydasi Muhammed ve sanki bu ismi telaffuz etmekte bir sıkıntıları var gibi. İsa ismi bizde saygıdeger bir isim olarak boldur ama Muhammed ismi pek o kadar yaygın değildir. Yeshu, Chris, Joshua gibi yaygın olarak kullanılan isimler İsa Peygamberin isminden türetilmiş isimler. Bizdeki Muhammed isminden türetilen Ahmet, Mehmet, Mahmut isimlerinin bolluğu gibi birşey.
Ekonomiye girecek milyarlarca dolarlik bir milli menfaat söz konusuysa gerisi teferruattir. Tillerson da gider Kushner de. Ayrica, bunlarda sistem kisilerden daha onemli oldugu icin zamani gelince Trump da gidebilir. Bunun için entrikaya, medyaya, askeri müdaheleye ihtiyaçları yok, sistemin kuralları/gücü buna yetiyor. Bizde sistem hiç bir zaman kuvvetlenemedi.
“milyarlarca dolarlık menfaat”. biz gariban halka giriyor maalesef
Yoruma kapalı.