1 yıl önce 1 yıl sonra ya da 35 yıl önce 35 yıl sonra… Bizde yıllarla fazla değişiklik olmuyor, olamıyor…

20
Reklam

Depremin üzerinden tam bir yıl geçmiş…

Televizyonlar -özellikle muhalif olanlar- deprem mahallinden sürekli yayın yapıyorlar ve manzaranın ilk günlerden bu yana pek az değiştiği görülüyor.

Çadır sefaleti bitmiş, genellikle prefabrike yapılarda kalıyor depremzedeler; ancak kış şartları yüzünden şikayetler hayli fazla. Verilen sözlerin tutulmadığı ortak şikayet konusu.

Anlaşılan vaat edilen mesken sayısının çok altında teslimat yapılabiliyor. Onda biri kadar…

Muhalif kanallar ne olacak, yaşananları başka türlü verecek değillerdi ya…

Tam böyle düşünüyordum ki, AK Parti genel başkanı sıfatı da bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, partisi tarafından Hatay’da düzenlenen aday tanıtım toplantısında, hiç söylenmeyecek sözler sarf ettiği duyuldu.

Dediği şu: “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa, o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı.”

Hatay öyle de ya Adıyaman ve Kahramanmaraş

Reklam

Belediye başkanı CHP’li ya, o sebeple, deprem sonrası ayağa kalkma konusunda Hatay garip kalmış oluyor…

Muhalif kanalların aktardığı görüntüler ve uzatılan mikrofonlarına depremzedelerin dillendirdiği şikayetler, demek ki, abartılı değilmiş…

Yerinden yapılan yayınlarda deprem gören illerin garip bir görüntüsü vardı; Cumhurbaşkanı Erdoğan da, depremden bir yıl sonra gittiği Hatay’da konuşurken, o ilimiz için ‘garip’ sıfatını kullanmış işte…

Peki de, Hatay dışındaki depreme uğrayan diğer 10 ilde durum çok mu farklı?

Ekranlara yansıyan görüntülere bakılırsa arada çok farklı saymayı gerektirecek bir durum yok…

Kahramanmaraş.. Adıyaman… Bu iki ilden yapılan yayınlarda da Hatay’daki görüntülerin aynısı vardı; oysa bu iki ilimizin belediye başkanları, AK Parti iktidarı boyunca, hep iktidar partisinden seçilmişlerdi…

Onlar da ‘garip’, buna ne diyeceğiz?

Hatay’ın, belediye başkanı CHP’li olduğu için, garip kalması gerekmiş, Kahramanmaraş ve Adıyaman’ın suçu ne?

Reklam

Daha da önemlisi şu: Geçtiğimiz mayıs ayında yapılan genel seçimde Cumhur İttifakı, cumhurbaşkanlığı seçiminde de Tayyip Erdoğan, rakiplerinden çok daha fazla oy aldılar Hatay dahil deprem bölgesi olan 11 ilde…

Nitekim, prefabrike konutu önünden ekranlara konuşan bir Hataylı kadın, “Üstelik cumhurbaşkanına oy da verdik” diyordu.

İlk kez olmuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından çıkan yukarıda aktardığım cümleyi muhalif siyasiler ‘itiraf’ olarak değerlendiriyorlar.

Partizanlık itirafı olarak… 

Bu yerel seçim, her geçen gün, biraz daha 1989 yerel seçimine benziyor.

O seçime kadar ülkeyi Turgut Özal’ın Anavatan Partisi (ANAP) yönetiyordu. Ülkenin dört bir yanındaki hemen bütün önemli illerde de ANAP’lı belediye başkanları iş başındaydı.

İlk defa o seçimde, herhalde kendisine ve partisine çok güvendiği için olacak, Özal, merkezi yönetim ile yerel yönetimin aynı partide olmaması halinde o durumdaki il ve ilçelerin hizmette geri kalacağını öne çıkartan bir reklam kampanyası yürütmüştü.

“Bize oy vermez ve başka partiden birini belediye başkanı seçerseniz, garip kalırsınız” anlamına gelen bir kampanya…

Ne sonuç verdiğini merak ediyor musunuz o tür kampanyanın?

ANAP o seçimi açık ara farkla kaybetti.

İstanbul ve Ankara’nın ANAP’lı ünlü iki belediye başkanı Bedrettin Dalan ile Mehmet Altınsoy koltuklarını Nurettin Sözen ile Murat Karayalçın’a terk etmek zorunda kaldılar.

Daha kötüsü, tadılan yenilgi o seçimle sınırlı kalmadı, iki yıl sonra yapılan genel seçimde ANAP iktidarı da kaybetti.

SHP 1989 seçiminde “Bir beş yıl daha limon gibi sıkılmayın” sloganıyla iktidara son verme çağrısı yapmıştı.

Hiçbir seçim bire bir başka bir seçime benzemez, ama daha önce de söylemiştim, 2024 yerel seçimi öncesinde tanık olduklarımız, giderek 1989 yerel seçimi öncesini andırmaya başladı.

İki seçim arasında üstelik deprem benzerliği de yok.

Belki de ben yanılıyorumdur.

ΩΩΩΩ

Reklam

20 YORUMLAR

  1. 1989 ile 2024 arasında dağlar kadar fark var.. Bence İstanbulu alsın ya da almasın AKP yine 1. Parti olur

  2. Deprem bölgesinde herkes herşeyden haberdar idi! Tıpkı İstanbul ve Marmara kentlerinde yaşayanlar gibi!
    Sadece felaketin boyutunu tahmin edemediler! öngöremediler😡.
    Yılaar yıllar önceden bazı bölgelere (örneğin Çay mah.’ne! adı üstünde:sıvılaşma tehlikesi var!) yerleşime izin verilmezdi; neden niçin no’lur acabaa?? Kısmını kimse bilmez☹️, izah edemezdi!!!
    Hatta depremin (fay hattı nedir onu da anlamazdık!) çizgi olarak nerden geçtiğini bile bilirdi yaşı olan 70’in üstünde!!
    Peki kim bilmeli? Kim tedbir almalıydı??
    DEVLET-HÜKÜMET-BELEDİYE!!!!!!🤔
    Aldımı? Almışlarmı?
    Almışlar almışlarda; acaba NE?😡

  3. Sayın hocam éANAP o seçimi açık ara farkla kaybetti.” diyor fakat o günkü seçmen profili ile şimdiki seçmen profili aynı değil. İşte son örneği 2023 Genel seçimleri. Ekonomik sebeplerden ve hizmet gelmeme durumu kesinlikle iktidara yansımaz. Halk artık her şeye alıştı zamların her türlüsüne, hatta benim kullandığım gsm ve evde kuulandığın internet bir yılda üç katı arttı ben şaşırdım mı tabi ki de şaşırdım ben dört katı artış bekliyordum üç katı zam gelince şok oldum. Toplum olarak özellikle zamlara öyle alıştık ki hatta kabullendik de diyebiliriz. bir marketten aldığımız bir ürünü bir hafta sonra almaya giderken zamlanacağı adımız gibi öğrenmiş olduk. Sayın yazarımızın şaşırmasına gerek yok bu yerel seçimde de bazı büyük kentler ve genel olarak iktidar genel seçimlerden az oy almayacak.

  4. Deprem de olsa yer yerinden oynasa da bazıları ve bu millet hiç akıllanmayacak işte. Depremdeki yıkımın sebebi imara ve deprem araştırmalarına uygun yapılmayan binalardı. İnsanlar göz göre göre, bile isteye bu çürük binalarda oturdular, yetkililer izin verdi oturmalarına, üstüne üstelik bu illegal yapılaşmaya siyasiler ve yöneticiler af çıkardılar ve tapularını da verdiler. Bu işin başında da Murat Kurum gibi bakanlar ve en tepedeki seçilmişler vardı. Hepsi ödül üstüne ödül aldı. Yeniden seçildiler 5 yıllığına, o da yetmedi Kurum’a bir ödül daha verildi ve İstanbul’a belediye başkan adayı ödülü verildi. Hiç hesap vermek yok, ve ayrıca ödül üstüne ödül vermek var. Çünkü muhalefet bu yapılan suçların hiçbirinin hesabını sormadı. Kimse sormadı. Mahkemelere üç tane müteahhiti göstermelik götürdüler. Bitti gitti. Böyle hesap vermeyen yönetimlerin olduğu bir ülkede de elbette hiçbir şey değişmez. Aynı yıkımlar tekrar tekrar yaşanır, devlete kapaklananlar israf eder, sorumsuzca harcar, hesap vermez. Değişen bir şey de olmaz. Aya dört şerit yol yapacağız deseler de mutlaka inanırlar. Yüzyılı ve uzayı fethedeceğiz falan deseler uçarlar kesin. Kesin inançlı insanlara bir şey anlatmak imkansız. Hayal dünyasında yaşıyorlar çünkü. Gerçeklerle alakaları da yok.

      • H. Mucip Bey, “Kader planında yeri var”sa tamamını getir izah et ki Miraç gecesinde millet birşeyler öğrensin. Yok, kader planında bir yeri yoksa, ve gırgır olsun diye yorum yapıyorsan Miraç gecesinde günaha girmiş oldun!

        Miraç’tan açılmışken, umarım Alper Gezeravcı göğe çıkmışken Allah rızası için şu memleketimizin ve dünyamızın geleceği için dua etsin. Dünya dışında bir ilk olmuş olur. Ne de olsa tabiatla iç içe yaşayan yörüklerden biri, inançlı kesimin kültürüne haiz …

        Ender bey, Miraç Kandilin mübarek olsun. Söyle bakalım “kesin inançlı insanlara bir şey anlatmak” neden “imkansız”mış. Saçmalamadığın sürece bana herşeyi anlatabilirsin! Sonuna kadar sabırla dinlerim! Sonra da anlattıklarında yanlışlar varsa anlatmağa başlarım. Sen de paşa paşa dinler, bir şeyler anlamağa çalışırsın. “Kesin inançsız”san o başka! Zira onlara da birşeyler anlatmak pek zordur. Malesef ki bu inançsızlıktan vaçgeçmedikleri sürece yeryüzündeki en kötü insan örneklerindendir. Kuran meallerinde geçen en düşündürücü ayetlerden biri olarak hatırımda kalmış… Aksine hiç bir delilleri yokken inançsızlıkta sabit fikirlilerden şikayet söz konusudur.

  5. Konuşmanın tamamı ortada iken bu tür çarpıtma hiç yakışmıyor sayın Koru.
    Söylediği biz yazrdımları gönderiyoruz ancak istediğimiz şekilde bu sizlere yansıtılmıyor.
    Yoksa Hatay ın birçok ihtiyaçları Konya AK parti belediyesi karşılarken deprem konut ve yardımlarında ise ilk sırada Hatay.
    Neyse boşverin siz her seçim ,Bu sefer Özal ın ,Bu sefer ecevitin sonu olacak diye bekleyi durun.

  6. istanbula yapılanlarında itirafı aynı zamanda.
    kaç yıldır istanbul gibi bir dünya metropolüne yapılan,
    bırakalım hizmet getirmeyi bir de hizmet gelmesin diye uğraşılan engellemeleri yazıyoruz. bir belediyenin metrobüs-otobüs almasına engel olunur mu hatta ucuz ekmek dağıtmasına ya da bir şehrin elindeki imkanlar elinden alınıp hizmet gitmesin diye uğraşılır mı?
    halkın zarar görmesi kimin umurunda?
    bir de engellemek için tüm devlet gücünü seferber edenlere karşı utanmadan sıkılmadan belediye başkanının mucizeler yaratmasını bekleyenler var.
    kendileri 1000 odalı saraylarda oturuyor, yetmiyor yazlık saraylar yaptırıyorlar, akıl almaz israflarla hangarlarını uçak, garajlarını araba dolduruyorlar, halkın emanet parasını istedikleri gibi harcıyorlar, zengin şirketlerin vergi borçlarını affedip sonra hazinenin parasını üç kuruş maaşından veren insanların karşısına geçip,
    oy yoksa hizmet yok diyebiliyorlar.
    bu insanlar insanlık tarihinde yaşanan en büyük doğa felaketlerinden birini yaşadı, onbinler! öldü, yüzbinler sakat kaldı, kalanlar sevdiklerini, evlerini, işlerini, hayat boyu biriktirdiklerini kaybetti. acılarını anlamamız, empati yapmamız bile mümkün değil, bundan sonra hizmetlerimizi arttıracağız demek yerine oy vermezseniz hiç bir şey gelmez yani hizmet vermeyeceğiz nasıl söylenebilir? kimse hizmeti kendi cebinden yapmıyor?
    halkın parasını istediği gibi harcamak yetmiyor gibi halka vermeyeceğini de artık açık açık söylemek bile mümkün olabilliyor işte.
    erdoğan türkiyesi.
    ne kadar dindarım amma da muhafazakarım iddiasında olan insanlar bunlar
    ya bir de böyle dindar bu kadar muhafazakar iddiaları olmayaydı?
    bu iddialarla hem kendisi hem de ülke nerelerde olabilirdi ama ne oldu?
    çok yazık ve çok acı cidden.

    • Hatay depreminden bir ders çıkardı mı?
      Hiç sanmıyorum, İstanbul Büyükçekmece’de temeli olmayan 144 lüks villaya izin veren CHP’li Büyükçekmece Belediyesi’ydi. İstanbullulara 100 bin konut sözü verip onda birini bile yerine getirmeyen de yine CHP’li İBB başkanıydı.

      Biz yerkürenin en büyük depremini yaşadık, büyük kayıp verdik. Deprem siyaset üstüdür ve bir güvenlik sorundur. Siyasetin işi çözüm üretmektir, engel çıkarmak değil.

      • deprem belediyelerden çok, merkez iradenin sorumluluğudur.
        merkez irade ondan önce de sistemi yolsuzluklara izin vermeyecek şekilde yapılandırmakla da sorumludur. 144 adet villadan önce sayın erdoğanın oturduğu sarayın hukuki temelini mi sorgulasanız?
        imamoğlunun 100.000 konut sözünden önce sayın erdoğanın yolsuzluklarla mücadele sözünün yerine getirilip getirilmediğiyle ilgilenirseniz pek sorun kendiliğinden çözülür, mülakat sözü de yerine getirilseydi liyakatlı kişilerle bu çözümler daha hızlı da olabilirdi.
        ülkenin güvenlik sorunu; ekonomidir, tarımdır, hayvancılıktır, adil paylaşımdır, bilimdir, tekniktir, teknolojidir, ahlaktır, etiktir.
        ispark için mızıldamaya gelene kadar….

    • Yazdıklarınızın neredeyse tamamı yanlış.
      IBB meclsine gelen neredeyse tüm teklifler (1-2 tane ) hariç geçmiş durumda
      Nerlerde sorun var Mesala nerlere büfe açma yetkisini meclisten alıp bana verin diyor (rantı ben dağıtayım ) kabul olmayınca da ucuz ekmek verdirmiyorlar diye kara propanganda.
      Halbuki nerlere ve kime açtıracaksan planını yap meclise getir.

      Git bütün paranı ajanslara ,reklama ver ve borçlanma limitini bitir
      sonra otobüs alacağım ,hazine borca kefil olsun engellendim de.

      Hazine den kefalet isteyeceğine (borçlanma limiti kalmamış ) son kutlamalarda sanatcılara verdiğin 553 milyon ile 100 tane otobüs alırdın.

      Deprem bütçesi ,Reklam bütçesinden daha düşük (100 bin konut yapacaktı 4 binde kaldı ) bir şovmei savunmak Fehmi bey in muhafazakar okurlarına kalmış iyimi .

      Bak son bir rakam daha İstanbul nimet ,nimet diyordu ya Bütçenin eskiden %70 lerde Merkezi hükümetten gelirken şimdi %90 lara çıkmış yani hiçbir gelir üretememiş hatta hocardaca reklama,şova harcamış.

      Şimdi bunu savunacak kadar Allah şaşırtmasın ne diyelim

      • bana kalırsa da sizin yazdıklarınızın tamamı yanlış,
        N’olacak şimdi?
        IBB meclsine gelen neredeyse tüm teklifler (1-2 tane ) hariç geçmiş durumda
        tespinizin yanlış olduğunu göstermek için 3 teklif göstermem yeterli bu durumda;
        ilk karşıma çıkanları alıntılıyorum;
        Salgın döneminde başvuru sayısı 1 milyon 200 bini bulan ihtiyaç sahiplerine sosyal inceleme olmadan, hızlıca sosyal yardım yapılması teklifi İBB Meclisi’nden geçmedi
        İBB’nin çocuklara sürdürülebilir politikalar geliştirmek üzere Boğaziçi Üniversitesi ve Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ile yapmak istediği işbirliği protokolü İBB Meclisi’nde reddedildi,
        Melen Barajı’ndaki çatlağın tespiti için ilgili araştırma komisyonu kurulması önergesi İBB Meclisi’nde reddedildi. Ayrıca İBB, Melen Barajı hakkındaki sürece dahil edilmedi,
        İSKİ’nin arıtma tesisi ve altyapı için ihtiyaç duyduğu krediler Meclis’te reddedildi.

        uzaya 50 milyon dolara adam gezmeye yollanırken gık demiyorsunuz da İBB nin bir dünya metropolü olan istanbul için reklama harcadığı paranın hesabını tutuyorsunuz, bir vakit bulduğunuzda diğer dünya metropolleriyle kıyaslayında bir metropolün giderleri hakkında fikriniz olsun,
        Allahın kimleri şaşırttığı belli değil mi
        ülkenin haline bakınca…

        • Hadi seni kırmayayım 5 diyeyim o vakit aynı algının yolcusu
          Çünkü verdiğin tüm örnekler Büfe açılışı gibi tamamen algı.istersen diğerlerinin de detaylarını yazarım
          İstersen gelde rakamlara bakalım.
          örneğin ilk 3 yılda 65231 dosyadan sadece 138 inde AK parti ret verirken (çoğusu LGBT,yetki gasbı vs,rant işlemleri,fahis su zamları ) =
          Bir önceki dönemde CHP 6504 dosyadan 1871 ine ret vermiş (metrolar dahil )

          Reklam bütçesi ,Deprem bütçesinde fazla olana sözün yoksa ne diyeyim.
          Deprem istanbul 1. önceliği diyip 3-4 bin konut yaparsa o reklam bütçesleri “hup diye içine çeklere” aktarıp
          kitleye narkoz vermede kullanılacaksa bunu sizin süslü satırlarınız gizlemeyemez.
          Kendi reklama ,algıya harcayacak borç limitini dolduracak onun yerine hazine borçlanacak öyle mi ?
          Bu harcamayı yapanın utanması olur engelleniyorum demeye.

          Şimdi kendisinin yaptığı retlere bakalım .
          Öncelikle bugun AK parti döneminde yapılan ve sadece kendisinin 8 km sini yapıp
          ben açtım dediği TÜM METROLARA hayır dedi.

          Uzay ajansın çalışmalarının bir kısmı olan uzaya astronot gönderme işini (tam 40 ülke gönderdi )
          Devamında ay inme dahil birçok adımı var
          Bu arkadaşın ajanslara para yağdırıp oyuncularla kurgu yapması ile aynı tutuyorsan
          satır aralarında itibarsızlaştırıyorsan aynı algılar silah sanayine,köprülere,haalanlarına,TOGG a herşeye yapıdlı gizli gizli.
          sende bu köşelerde yaz dur belki algını tutar

          adam daha işe başlar başlamaz tatilde,cumhurbaşkanlığı adaylaığında, yardımcılığında ,il il gezmede
          sonra parti seçimlerinde adam satın almada ,adayları belirlemede
          Blediyenn paraları yurdumun her yerinde market kuponu olarak dağıtılacak onun borcunu hazine devralacak öyle mi
          Bunları da herhalde hükümet engelliyor olacak
          yok ya İstanbul seysi ancak gider

  7. İnsanlar layık olduğu gibi..
    Güç zehirlenmesi..
    Eceli gelen…
    vebenzeri.
    Bir sürü lafı vardır Anadolu’da güzel yurdumun güzel insanlarının.
    Ne kadar uyarsa!..

  8. İnsan, içine düştüğü bu dünyada garip,
    Kendisine başkaları tarafından kurulmuş bir dünyaya aykırı veya eğreti,
    Kendi varettiği dünyasına yabancı olduğu müddetçe, vaatlere inanmak, onları hayal etmek ve beklemek zorunda kalıyor.

    Bu sebepten,
    İnsan, hayal ettiği müddetçe, siyaset de vaat ettiği müddetçe yaşıyor.

    Değişen sadece isimler ve resimler.

  9. Dervişin fikri ne ise zikri de odur diye dilimizde çok güzel bir deyim vardır, burada tıpkısının aynısı meydana gelmiştir !
    Evet Allah’tan diline dolaşmış, tam bir itiraf gibi oldu.
    Daha sonra hatasını farkedip düzeltmek gereğini duydu ama ok bir kere yaydan çıktı !
    Bu her şeyin ama gerçekten her şeyin nasıl iğrenç bir şekilde siyasete alet edildiğini ayan beyan gösteriyor !
    Inşallah o zamanlar olduğu gibi vatandaş da gerçeği görür ama bu sefer sanki hipnoz olmuş gibi bir görüntü de yok değil? !

  10. ENKAZ YÜZYILI
    6 Şubat depremi iktidarı da tartışmasız şekilde iddialı olduğu inşaat konusunda da yerle-yeksan etti.
    Sayın KORU’nun bahsettiği utanılacak itiraf bilinmesine rağmen Hatay’da en son seçim olan 28 Mayıs 2023 tarihinde iktidar bloku muhalefetten daha fazla oy aldı.
    Yani sırf Belediye başkanı muhalefetten diye deprem ortamında bile Hatay halkına eşit davranılmadığı bilinmesine rağmen seçmen oralı olmadı.
    Bir hususun da açıklığa kavuşturulması gerekiyor:
    Enkaz altındaki vatandaşın belediye seçimindeki tercihine göre davranmak “şeriata” uygun mu?
    Yada bu şekilde yandaşca davranma yetkisi Anayasadan alınmadığına göre, şeriattan mı alınıyor?
    Özal döneminde muhalif belediyelere oy vermenin mağduriyete neden olacağı “mesajı” açık ve net biçimde ters tepmişti.
    Zira;
    –O günün seçmeni, domokrasiyi içselleştirmiş idi
    –O seçmen, demokrasiyi ve insan-kul hakkını bir
    “amaç-hedef” görüyordu.
    –O seçmen, Cumhuriyeti de Demokrasiyi de her türlü çıkarı için kullanabileceği bir “araç” olarak görmüyordu.
    –O seçmen kendini bir “birey-vatandaş” görüyordu.
    –O seçmen kendisini “teb’a” olarak görmüyordu.
    –O seçmen kendisini “hakkın sujesi”, yani “hak sahibi” görüyordu.
    –O seçmen kendisini “hak objesi” yani
    “hakkın konusu” olarak görmüyordu
    –O seçmen yasal ve meşru taleplerini “hak olarak” görüyordu.
    –O seçmen yasal taleplerini”lütuf-ulufe” olarak görmüyordu.
    Çağ dışı mesajların ters tepmesini sadece ümit etmek istiyorum.

  11. Sayın yazar “Hatay’ın, belediye başkanı CHP’li olduğu için, garip kalması gerekmiş, Kahramanmaraş ve Adıyaman’ın suçu ne?” dediğinize göre aralarında bir ayrım yapılmamış, öyle değil mi?

    • Ayrımı yapan çıkıp ayrım yaptığını alenen”itiraf”ediyor.
      Siz çıkıp aksini iddia edebiliyorsunuz.
      Miraç kandili gününde, dibin dibinden örnek sergiliyorsunuz.

Yoruma kapalı.