Akıl tutuldu mu tutulur; iyi tanıdığımız bir ülkenin tarihinden örnekler…

27
McCarthy görev başında...
Reklam

John McCain zaman zaman Türkiye konusunda çıkışlar yaptığı için ülkemizde de tanınan Amerikalı bir politikacı. Bir ara Ankara’ya çok sık gelip gitti de. Cumhuriyetçi Parti’nin öndegelenlerinden, başarısız bir başkan adaylığı da var. Aynı zamanda bir savaş kahramanı, bir gazi.

Ölümcül bir hastalığın nihai safhalarında McCain; son günlerini çiftliğinde ailesi, arkadaşları ve dostlarıyla veda görüşmeleri yaparak geçiriyor.

Cenaze törenine insanları tek tek davet ediyor.

Aynı partiden ve devlet başkanı olmasına rağmen, “Cenazeme gelmesin” mesajını göndermiş Donald Trump’a McCain

Partili arkadaşları şimdi onu bu tavrından vazgeçirmeye çalışıyor.

Önemli bir tavır bu.

McCarthy dönemini hatırlatıyor

Amerika Trump’la tanınmaz hale geldi; bundan da en fazla McCain gibi görüntü itibariyle aynı çuvala sokulabilecek olanların rahatsızlık duydukları anlaşılıyor. Fazla başarılı oldukları söylenemez. Tarih, onun gibileri de, Trump ile birlikte hesaba çekecek; bu kaçınılmaz.

Yaklaşık 70 yıl önce olduğu gibi…

Reklam

Trump’lı Amerika’yı pek çok yönden 1950’lerin McCarthy dönemiyle mukayese edenler çıkabiliyor. O zaman da Amerika’da şimdikine benzer bir akıl tutulması yaşanıyordu. 5 yıldan fazla süren McCarthy’li dönemde ülke tam o durumdaydı. Her taşın altında ‘kızıl casus’ aranıyordu.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Sovyetler Birliği’nin ABD ile çeşitli alanlarda yarışa çıkması ve nükleer silahlara sahip hale gelmesi, bunu da bazı Amerikalı bilim insanlarının yardımıyla gerçekleştirmesi rahatsız etmişti bazılarını…

McCarthy’i alkışlayan dönem manşetleri…

Senatör McCarthy, “Devlette her yere kızıllar sızmış” diyerek, elinde tuttuğu ve devlette görevli komünistlerin isimlerinin yazılı olduğunu söylediği bir listeyle ortaya atılınca tam bir paranoya yaşanmaya başlamıştı ABD’de…

Hemen her alandan ‘sol’ eğilimli bilinenler tasfiye edilmiş, bazıları hapislere gönderilmiş, Kongre’de kurulan ‘Amerikan Karşıtı Faaliyetler Komitesi’ ülkede kimlerin ‘Sovyet casusu’–hatta potansiyel Sovyet casusu- olduğunu araştırma çabasına girmişti.

‘Solcu’ bilinen isimler, sanatçılar, bürokratlar Komite önüne çağrılıyor ve kendilerinden ‘komünist’ olduğunu bildikleri dostlarının isimlerini paylaşmaları isteniyordu.

Hollywood’tan silindir gibi geçti Komite; ‘Trumbo’ filmini (2015) izleyenler anlatmaya çalıştığımı biliyor olmalı.

“Kızıl tehlike gerçek, kuşkulandıklarınızı ihbar edin” diyor poster..

Tam bir ‘cadı avı’ yaşandı ABD’de.

Yıllar sonra, McCarthy’nin kameralara karşı salladığı kağıdın kuru temizleyiciye teslim ettiği giysilerle ilgili makbuz olduğu öğrenilince şok yaşanmıştı; adamın elinde iddialarını destekleyecek hiçbir bilgi ve belge yoktu.

Reklam

Bugün o dönemi unutmaya çalışıyor Amerikalılar.

 Daha kötü bir dönem de var

Önceki gün, New York Times sayfalarında gezinirken, karşıma, ‘akıl tutulması’ yaşanmış daha önceki korkunç bir dönemle ilgili bir haberle karşılaştım.

Irk ayrımcılığının en keskin biçimde yaşandığı 1920’lerden söz eden bir haberle…

‘Hidden Figures’ filminin afişi..

Önceki yıl (2017) Oscar adayı olmuş ‘Hidden Figures’ (Saklı Rakamlar) filmini izlemiş olanlarınız, sırf deri renkleri farklı olduğu için ayrımcılığa uğramış kadınların yaşadıkları korkunç muameleden haberdardır.

NSA’de çalışan matematik dehası zenci kadınlar bile…

1920’lerde ise, onların renkdaşları, ırkçı çeteler tarafından linç edilebiliyordu. O dönemde yüzlerce öyle olay yaşandı.

Okuduğum haber o olayların yaşandığı eyaletlerde çıkan gazetelerin linçleri onaylayıcı yayınlarını sergiliyor.

Henry Lowery Arkansas/Nodena’da yakılarak öldürülürken olayı 500’e yakın beyaz ırkçı sevinç çığlıkları atarak izlemiş. İzleyiciler arasında yerel gazetenin muhabiri de varmış. Gazete ertesi gün, ‘Zenci’yi gıdım gıdım öldür’ manşetiyle çıkmış. Haberde, adama yapılan barbarca muamele en ufak ayrıntısına kadar zevkle anlatılıyor ve “Lowery bacaklarını ve yüzünü sarmalayan alevlere rağmen sessiz kalmayı sürdürdü” bilgisi de paylaşılıyormuş.

Lowery’nin bütün suçu ücretinin artırılmasını talep etmekmiş…

Amerikan gazetelerinden ırkçı haberler…

Montgomery Advisor gazetesi, o dönemde -19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın ilk yarısında- zencilere uygulanan iğrenç muameleleri olağan göstermede başı çekiyormuş; gazetenin şimdiki yönetmeni, geçen hafta, seleflerinin vaktiyle verdikleri ırkçı haberleri ve yayınladıkları aşağılıkça yazıları kınayan bir başyazıyla okurlardan alenen özür dilemiş…

Akıl tutulunca tutuluyor işte

Irkçı azgınlığı dönemi…

McCarthy dönemi…

Bunları yaşadıkları için, Amerikalılar, bugünlerdeki çıkışlarına yansıyan Trump’a ait görüşlerden ve o görüşlerin devlet politikasına dönüşmesinden tedirginlik duyuyorlar.

Fazla eğitim görmemiş, işsiz-güçsüz takımının Trump’a gösterdikleri ilgi de bir başka rahatsızlık kaynağı, McCain gibi ABD’yi başka ülkelere ‘örnek’ göstererek politika yapmış olanlar için…

Trump, Fransa’da Emmanuel Macron’un bile “Bu yola saparsa garanti Ortadoğu’da savaş çıkar” uyarısında bulunma ihtiyacı duyduğu İran’a karşı yeni yaptırımlar açıklamak niyetinde bugün. Evet bugün. Obama’nın kotardığı ‘nükleer anlaşma’yı fesh etme niyetinde olduğunu söyleyip duruyor.

“Akıl tutulması mı? Yeniden mi?” diye soruyor bazı Amerikalılar…

McCain de “Cenazeme Trump’ı istemem” tepkisini veriyor…

Dünyamız böyle bir dönemden geçiyor maalesef.

ΩΩΩΩ

Reklam

27 YORUMLAR

  1. 1. Akıl tutulması en çok aklı kıt olanlarda olur.

    2. Sembolik olarak düşünülürse, Amerika dünyada nefsine arsızca en cok uyan, bencil ve sömürgeci takılan, şirk bataklığına saplanan, piyasa-para tanrısına tapınan ve diger ülkelere karşı dolar putunu kullanan bir ülkedir.

    3. Amerikan takımı centilmen bir takım değildir, özellikle bizim bölgemizde çok faul yapıyor.

    4. Masada oturan eli başındaki adam kara kara düşünüyor gibi ama görünüşte bir “avarel”,

    5. Trump’un yönettiği bir Amerika dünyaya önder olabilecek kapasiteden daha da düşmüştür.

    6. Trump’ta tutulacak kadar ciddi seviyede bir akıl olmadığı için ondan korkulur. İran ile 2015te girilen antlaşmayı bugün iptal etmesi bunun ayrı bir işaretidir.

    7. Trump kullanışa uygun en tehlikeli Başkandır. Fransa kullanır, o kullanır bu kullanır; daha da kötüsü siyonist yahudiler kullanır.

    8. İran petrodolarlarını olası bir savaşta ziyan edeceğine Türkiye’ye yaklaşmalı, mehzebini oraya buraya yaymaktan vazgeçmeli. Ortalığın karışmadan yatışma alametleri gösterdiği anda tüm müslümanların hayrına ortak projeler geliştirmeye bakmalı, örnegin; Babylon Teknoloji Enstitüleri ( H.K. 13 Nisan 2018 at 22:26 http://u0i.626.myftpupload.com/abd-ile-rusya-savasacaklar-mi-yoksa-baska-seyler-mi-oluyor-benim-gorusum/ ), bölge için iyi şık bu.

    Türkiye önderlik ederse bu projeler dünyada ses getirir. İran ve Irak’ın dunyadaki hakettiği bir konuma gelmesine yardımcı olur. Bilim-Sanat-Teknoloji merkezlerinin uzantısı olarak yine petrodolarların finansmanıyla Babylonian Towers tek değil çifte kuleler olarak canlandırılmalı. İslamiyet, anlam olarak barıştır. Bunun kontrolünde bölgede barış tesis edilmeli. Babylonion Towers bölgesi dunyadaki en büyük turizm cazibesi/attraksiyonlarından biri haline getirilmeli. Tarihi olarak bu potansiyel zaten var ki bu müslüman ağırlıklı ülkeler (örneği bir TR) önderliğinde yapılmazsa bir süre sonra Yahudi-Hristiyan (İsrail – AB[D]) tarafından yapılacagına kesin gözüyle bakabilirsiniz. “Masada” çölünde İsrail kültür festivalleri düzenliyor, milyarları bulan bir turizm potensiyeli oluşturmuş durumda. Babylonian kültür merkezleri Masada’daki potansiyelden çok cok daha fazladır.

    Tarihe bir not düşelim ve diyelim ki: akıl tutulmasına en az yakalananlar bilim-teknoloji ile uğraşanlardır. Bilim-Teknoloji-Sanat barışa insanlığa hizmet eden en akıllı yaklaşımdır. Petrodolarların yardımıyla bu projelerin, anlam itibariyle barış olan İslamiyet topraklarında müslüman yatırımcılarca başarılmasından daha dogal ne var? Ezbere giden müslümanlar at gözlüklerini bir çıkarabilseler ufukta neler görecekler neler!!

  2. evet musa kardeş ben de aynı düşüncedeyim zaten aklıma ilk o geldi ama anlayana, kızım sana söylüyorum gelinim sen anla kabilinden…tabi anlarsanız

  3. ABD adi üatünde birleşik devletler, bunun diğer anlamidr birleşik milletler.

    Şu anda bunlarin Anayasa kitabi masamin uzerinde.
    Bu kitabin eni 8 santim boyu 16 santim 56 sayfa 240 küsür yıl önce yazılmış, tabi o zaman sayfalarínin sayisi bu kadar değilmiş zaman, geçtikçe gelişen teknoleji,tip vb gibi gibi ihtiyaçlarda ekleme yapilmiş ve halen dahada yapıliyor.
    merak eden ilk 3 maddesini okusun.
    Bu kitaba hiç bir dokunamiyor ve bunu yazanlarda birleşik milletler veya ırklar.
    Açíkcası ABD dünyada beyin göçü alan devletlerin başında geliyor.
    Beyin göçmeni alıren onun ne rengineni ne,dinini nede milliyetıni tercih etmiyor, o kişinin yaptığı işi tercih ediyor.
    Geçmişi ilede hesaplaşmayida ihmal etmiyor ve yapilmiş yalnışlarí hiç gizlemek gibi bir telaşede düşmiyo.
    Örnek, Zencilere verilen haklar.
    Bu yaziyi okuyunca şu soru gündeme gelebilir. Onlar õldüriyorlar? Geçende Zenci Emniyet amiri onlara şöyle bir çağrı yapti.
    Polis sizi durdurunca lütfen onun dediklerini yapin.Yapmadığınız taktirdr polis sizi õldürmek zorunda çúnkü emir böyle sizin renginize değil emre bakar.
    Amerkali zencilerle ile sonradan göç etmiş zenciler tamamen deyişik. ABD liler genelde uyuşturucu kullaniyor çok tembel ve her türlü kanunsuz işleri hiç cekinmeden yaparlar daha sonra mağdur olduk diye ortalığ yakip yikarlar.
    İrana gelince. İrani renjimi kimlerin yardımı ile değiştırldığını “Şahin Benim Sürgünüm” kitabını okursaniz daha iyi anlamiş olursunuz.
    Bence Şahi ABD indirdi.

    Messep çatışması çikarip Çok bilmiş Müslümanlari birbirine kirdirmak için.Zaten var olan Arap ,Kürt ,Türk düşmanlığına bunuda eklemiş oldu.
    Hiç merak etmeyin ABD İranı ortadan kaldırmak değil güçlendırmek için çalişir, ve diğer biz Müslümanları daha fazla bir birimize düşman ederek böl parçala yönet
    Amarka hiç bir zaman çokmez.
    Çünkü bir millet değil. kanunlarada hiç bir diktatör dokunamaz.

  4. işin doğrusu trumpın iran politikasını akıl tutulması olarak nitelemek pek hafif bir değerlendirme. Öncelikle amerika, kural belirleyici güce eriştikten sonra hep dünya üzerinde projeler üretmiş bir ülke (kuşkusuz başkabirülke olsaydı, mesela türkiye, daha farklı davranmayabilirdi muhtemelen). bir dönem kontrgerillası ile sol ve sosyalist gelişmeleri (en başta duygu ve düşünceler alanında) engelleyip, toplumu sağcı yapmayı planladılar, sonra yeşil kuşağı ve hristiyanlığın güçlendirilmesi çabası ile sovyetleri kuşattılar, sonra ılımlı islam ile müslüman ülkeleri biçimlendirdiler, şimdi de yine ortadoğuyu biçimlendirmeye çalışıyorlar ve iran politikası da (kastım amerikan devleti yoksa amerikan halkı değil), bu çerçevede zaten olması gereken bir durumdu. İranın etkinliğini kırarak veya iranı biçimlendirerek suriyede, libyada, ırakta ve diğer müslüman ülkelerdeki iranın desteklediği muhalifleri de zayıflatacaklar. Bu güçlerin zayıflaması ile birlikte rusyanın da etkinliği azalacaktır. Dünyayı yönetme politikası açısından yapılanların akıl tutulması ile hiçbir bağlantısı yok. tam tersine amerika devleti açısından gayet mantıklı bir politika.
    Amerikan devletinin varolan gücünü başka şekilde kullanma ihtimali de var kuşkusuz. daha insanca bir dünya için de kullanabilir ve bu hem amerika hem de bütün dünya için faydalı olur. fakat hem insanlar hem de devletler hep mantık çerçevesinde hareket etmiyorlar. özellikle çok büyük bir silah endüstrisi olan ülkenin politikasının değişmesinin altyapısı olması lazım. Mesela amerikan ekonomisinde silah endüstrisinin çok küçük bir yer kaplaması gibi.
    Yukarda yazdıklarımdan, “tamam biz iran, suriye ve rusyanın yanında yer alalım” sonucu da çıkmaz, çıkmamalı da. Biz kesinlikle “yurtta sulh, dünyada sulh” ilkesine göre hareket etmeli, özellikle komşularımız olmak üzere, dünyadaki bütün devletler, daha da önemlisi, dünyadaki bütün halklarla iyi ilişkiler kurmalıyız.

  5. Adalet, hürriyet, temel hak ve özgürlükler hususunda parti programları ya da hedefleri kağıt üzerinde birbirinden farklı değil, ancak uygulamaya gelince uzaktan baktığımız dolu bir çay bardağı gibi şekerli mi şekersiz mi kısır tartışmaları eşliğinde başlangıç ve akabinde öcü yaratılma süreci, bu çayı birde beraber içelim desen önce ben sonra sen kavgası yani bu kısır döngü her daim devam ediyor. Mc Carthy döneminde tasnif edilen bir bireyin eğer olmez sağ kalirsa tekrar sosyal hayat içine karışması 13-15 yıl sürmüş, yanlışım varsa duzeltebilirsiniz. Muktedir olan güç ve taraftasın ve kazandın ya kaybettiklerin ya da kaybedeceklerin neler hiç düşündün mü? Ben aynı durumda olsam ne yapardım dedin mi? Icinden çıkılmaz bir girdap gibi ama olsun sen zaten hep haklısın hep düşmanlar olacak ve sen hep ayakta kalmak zorundasın o işin doğasında var değil mi? Sen çok yaşa! tarihte hep senden bahsedecekler ama nasıl? onu da yaptıkların, yapacakların ya da yapmadıkların gösterecek?

  6. afrikayı yangın yerine çevirmiş ortadoğudaki yangınlara galon galon benzin taşımış fransa, iran sözkonusu olunca savaş çıkar derken ne kastediyor acaba? masum insanlar ölür gibi bir kaygısı olabilir mi??? sanmıyorum.
    Amerika sözü edilen McCarthy’nin dönemini unutmak istiyor diyor sayın koru da bu yargısını destekleyen ne varsa benim kaçırdığım kesin. akabinde ırakın işgalinden sonra da aranan silahlar bulunamamıştı. Avrupa da bu silahların varlığına gerçekten inanmış mıydı öyleyse Amerika ve Avrupa bu dönemi de unutmak istiyor mudur??? sanmıyorum…
    akabinde suriye de olanlar unutmak istedikleri bir şeyler varmış gibi duruyor mu???
    sanmıyorum.
    bunca akan kanı aydınlar politik görüşlerine malzeme yaparken halklar ne yapıyor. Amerikan halkının ırak tepkisi ya da Avrupa halklarının suriye tepkisi nedir bilen var mı…terör örgütlerri üzerinden tüm dünyanın gözü önünde yürütülen proxy savaşlar için, afrika için, arakan için, filistin için bir kaç aydın sanatçı duyarlı bir kaç kişi dışında hiç ses var mı tepki var mı bir halk hareketi, organize bir duruş duyuş hissediş var mı???
    bunca zulme karşı yürüyüşler protestolar itirazlar var mı???
    her yerde patlayan bombalara, kimyasal silahlarla öldürülen çocuklara, tecavüze uğrayan insanlara ”yeter” ”dur” ”hayır” kampanyaları var mı???
    trumpı bizden daha kötü yapan nedir ???

    Amerika Trump’la tanınmaz hale geldi; ki bence tartışılır Tarih, onun gibileri de, Trump ile birlikte hesaba çekecek; bu kaçınılmaz diyorsunuz da tarih ve diğer hesap görücüler gerçekten kaçınılmaz bir şekilde hesap görürken şimdi olduğu gibi yine izleyici koltuğunda oturacak mıyız dersiniz??? o zaman da bize malzeme olmadı bahane olur mu dersiniz???

  7. Hayret bugün yorumcular sessiz neden aceba?

    Bu konuda fikirlerinin olmadığındanmı yada ülkemizi yönetenlerle ilgili birşeyler aklına gelmediğindenmi düşünün belki birşeyler bulursunuz

    • coğrafyamıza olanlar
      mekkeye kilise inşa etmek isteyenler
      kur’andaki ayetler değiştirilsin diyenler
      ılımlı islam isteyenler
      her yerde zulüm
      içerde seçim
      gönlümüzü yordu galiba bekir bey.

    • Fehmi Koru üstadımız çok iyi orta yapıyor ama topa çıkan yok bugün dediğiniz gibi. Yazının aslında ülkemizle alakalı bir yönü de var.

    • Ahmet Koru, yorumlari henuz onaylamadigindan. Yorumlar hemen dusmuyor siteye. Kontrolden geciyor.

          • H.Gayret tankların karşısına çıkanlar sadece AKP liler değildi. Biz de sokaklardaydık sabaha kadar. Sen Türkçe kursu dışında anlayış kıtlığını giderme kursuna da katıl . Hiç bir şeyden anlamıyorsun. Bir at gözlüğün var , 360 derece göremiyorsun.Gürüş alanını daraltma , at gözlüğünü çıkar, özgür ol. Daha mutlu olacaksın bak sana benden tavsiye.

    • Merak etmeyin Bekir bey. İlla birşey bulurlar da şimdilik düşünüyorlardır acaba nerden baglasak diye. Gerçi Fehmi bey zaten yapivermis birazcık bunu onlar için.Hakkını teslim edelim şimdi Suriye, mülteci diyince “ama emevi camiinde namaz kılacaktınız hani, dün kolkolaydiniz hani “diye ağlayıp olayı Esadı aklayarak bağlayan çok oldu. A birde Mülteciler diyince şu nargile kafede takılan(yoksa plajda mı Fink atıyordu )genç de çoook telaffuz edildi kendilerince. Onlar zulüm kavramının çok başka olduğu bir alemde yaşıyorlar galiba. Ne ki yani işkence, zulüm, kimyasalla ölen çocuklar, tecavuzler, yersiz yurtsuz Mülteciler, hiçbir çocuğun yaşamaması gerekeni günlük sıradan şeylermiş yaşayan küçücük çocuklar ,değil mi? Erdoğan la Esad ters düştü. O zaman bunlar normal Esad in o kadarda suçu yok. Nerede kaldı vicdan merhamet.

    • Havalar güzeldi, o da var. Çift kale top oynayanlara katılan katılana. Secim sonuclari da hemen hemen belli olduguna göre atılan nutuklarda “yuh” dedirtecek şıklıkta ortalar olacak ki denk gelirse voleye, yükselip kafaya çıkan olsun.

  8. Yazısında Koru’nun, konuyu ülkemizdeki uygulamalara getireceğini düşünüyordum ki, sonuna doğru konunun İran olduğunu orta yere koyverdi…Zaten yazarımız, ABD merkezli ve ülkemize yönelik dış politika konularını, öteden beri iç politika konuları ile dönüşümlü işliyor ve biz, onun sayesinde önceden bilgi sahibi oluyoruz. Bu konuyu bugün, Barlas’ta işlemişti bakış açısı farklı olarak…

    Anladığımız, İran için sular ısınıyor ve bölgemizde Batı politikalarının işlevini artırarak devam ettirdiği ve sürekli yeni projeler hazırlandığı..bunu Irak’a müdahale ve yıkımından sonra Arap baharı ile, Libya, (yumuşak bir geçişle) Tunus ve Mısır, akabinde de yangının her tarafını sardığı ve yayılarak devam eden Suriye gerçeğiyle müşahede ediyoruz.

    ABD’nin İran’da gerçekleşmesini istediği şey, rejim değişikliği, işgal değil..hoş bugün Irak ve Suriye’de olan da bu ve rejim değişikliği adı altında yapılan şey, büyük bir yıkım.

    Yıkıma ve Batı’nın hışmına uğrayan ve bir çok insani felaketin yaşandığı bu ülkeler ile halkları bunu hak ediyor mu?

    Sıralı olarak, yıkıma uğrayan Irak, Libya, Suriye’den sonra sıraya İran’ın konulması, geride bölgenin hangi ülkesi var sorusuna; verilecek cevap, herhalde Türkiye olur değil mi? Gidişat bize bunu göstermiyor mu?

    Üçüncü dünya savaşı senaryolarının konuşulduğu bu zaman diliminde bu coğrafyayı yakan ateşin, ilk dünya savaşından ve Osmanlının yıkılmasından bu yana dinmek bir yana artarak devam ettiğini maalesef seyrediyoruz(!). Yani birinci dünya savaşı, bu bölgede devam ediyor.

    Yazısında, ülkemizdeki uygulamalara haklı (zımni-gizli) göndermelerde de bulunan yazar, canlı örneklerini de vererek uyarılarda bulunuyor, üzerine düşeni de yerine getiriyor.

    Bunca zaman bunca yaşanana rağmen, bölge ülkelerinin ortak politika geliştirememeleri, dayanışma içerisine girememeleri, o ülke yönetim ve politikalarını sorgulanmasını gerektirirken, diğer bir sorgulanması gereken de; bu ülkelerin (varsa) aydınları, kanaat önderleri ve bedelini canı, malı ve ırzı ile ödeyen halklar değil mi?

    Peki, kim/ler sorgulayacak; ne bu halimiz, diye?

  9. Obama emekli oldugundan beri ulkemizde cok olumlu tek teror saldirisi olmadi, neden acaba? Son abd elcisi turkiyeden ayrilirken 9 bucuk aydir deas saldirmiyorsa bunu bize borclusunuz falan deyip duruyordu! Sonucta trump in gelisi bizim icin faydali olmus demek bu… Allah rus bilgisayar korsanlarindan da razi olsun bu arada:)

  10. Ha, küçük bir ayrıntı; hep söyleyip duruyorsun bazı yazıları tarihe not düşmek için yazdığını. Bu da onlardan biri galiba.
    Türkiye’de ortaya çıkan ve neredeyse bütün Ümmeti dolaylı olarak etkileyen fitne hareketinin mensupları, ileride yalnızca “yolsuzlukların araştırılmasını talep ettikleri için” tutuklanmış, mahkum edilmiş olacak öyle mi?
    Bu fitne hareketinin mahiyetini, arka plan zekasını ve kamuflaj planlarını ben senden daha iyi bilemem, hatta bu konuyu senden daha iyi kavrayabilecek biri var mıdır bilemiyorum.

    • Yazida gecen kurutemizlemeci faturasi bana, arinca suikast yapilacak bahanesiyle fetoculerin tutukladigi iki albay/binbasiyi hatirlatti! Adres krokisi cizilmis kagidi yuttu dedilerdi birisi icin… Cadi avi gormek isteyen ergenekona baksin:)

  11. Sayın Koru ,
    Yahudi tacir işler kesatlaşınca alacak defterini karıştırırmış. ABD nin de yaptığı bu bugünlerde. Homeland dizisinin son serisi de Ruslar ın düşmanlıklarını ortaya dökme amaçlıydı. Trump seçim konuşmalarının birinde dünyanın jandarmalığını yapıyoruz ve herkes bunun bedelini ödemeli demişti.
    It’s the Money, Stupid . Deyimi çok kullanılır oldu bu dönemde. Konu dünyanın en çok borçlu ülkesinin çıkış yolu arama çabaları ancak kimse kemiğini kanıttırtmaya niyetli değil.

  12. Hani bizde bir arabesk var, istemem gelme kabrime, onun gibi bir şey. Bir kerede daha anladım biz hangi noktalarda batıdan elli yıl gerideyiz. Ne yazık ki ülkemdeki bazı fikir ve devlet yönetiminde ki faaliyetlerin bazıları kırklı yılların Almanya sını ve ellili yıllarda ki ABD yi hatırlatıyor, aklı ve azıcık bilgisi olanlara.

  13. McCain sevilen ve çokta popular bir senetõr, Obama care in (sağlık sigortasi)iptalınada red oyu verdi, tek bir oy la red edildii o evet deseidi? Trump zafer kazanmış gibi olacaktı.Trumpun Obamaya karşı acayıp bir kini var.
    Gazeteciler ve politikacílar onun yalnışlarını söyleseler o hemen Obamaya neden hiç bir şey söylemiyordunuz diye çıkíşiyor.
    McCain de Başkanlık yarışında Obamanın karşısında kayip ettmıştı. Vİatnam Savaşında esir düşmüş ve çok işgence görmüş, kendisine bu sebebten dolayi savaş kahramanı únvanı verilmiş.
    Gerçekten McCain çok iyi bir insan.
    Kaç sefer Suriyeye gitti geldı orda yapılan yalnışlarıa tepki gösriyordu.
    Trump bununlada kavga etmek istedi hata bu kahraman falan değıl yalan söyliyor desede, kimse ona inanmadı
    Canazesine gelmesini istememesi, Trumpu bayaği aşağılamış oldu ve böyle yapması da çok iyi oldu.
    .
    Adam göreve geldi geleli kendi atadığı bütün kabinsini teker teker işten attı hiç kimse ile geçinmiyor.

    Trumpu cahıl kesimin yani síra bazı yaşlı beyazlarda destekliyor.
    Bazen ben bile ona oy vermek istiyorum.
    Bazı şeylerdede haklı.
    Örneğin: Burada bir gün çalışıp bir seent dahi vergı vermemiş göçmenler Doktordan sakatlık raporu aliyorlar ve
    devlet onların bütünn masraflarını ödüyor Hastahane ilaç birde her hafta doktora gittiklri için boşi boşuna muayene parası ödeniyor.
    Bazen yerel gazetelerde millet görüşlerini yaziyor.Geçenlerde Bir kadin göçmen komşularını ve kendi yaşam şartlarínı yazmıştı.
    uç tane göçmen komşusu varmış Biri Türk(akiska Türkú) Filipinle ve Arap.
    Bunlari üçüde devlet yardimi aliyormúşlar ve kendileride çok zenginmişler. Fakat ABDeli komşu
    ABD de geçim, alt sınırı. bir kişinin yíllık
    minimumu $ 15,000 dolar buna birde evleri kira ise kira parası elektirik,su ve diğer masraflaida devlet ödüyormuş. .
    o yaşlı kadın kendi gelirini falanda yaziyordu..Kari Koca emekli Ayda sağlık sigortalarına kişi başına 500 dolar +her doktora gittiğindede 30 dolar veriyor. kiomşulara herşeyi bedava bunlarda herşey paralı..

  14. Yazdıklarınız daha çok ülkemizi anlatıyor. Biz de bu dönemler geride kaldığında unutmaya çalışacağız

Yoruma kapalı.