İktidar anayasayı değiştirme girişiminde ısrarlı.. Hukuki bir sebebi mi var bu ısrarın, yoksa sebep siyasi mi?

26
Reklam

Ben hesabını unuttum, AK Parti’nin iktidarda olduğu 22 yıl içerisinde anayasa kaç defa değişti?

En sonuncusunun 2017 yılında yapılan halkoylamasıyla ülkenin sistemini yenileyen değişiklik paketi olduğunu biliyorum. O değişiklikle ‘parlamenter sistem’ yerini ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ne bıraktı.

Daha önce de, hukuk sistemine radikal bir müdahale anlamını taşıyan 2010 yılında yapılmış halkoylamasının getirdiği anayasa değişikliklerini hatırlıyorum. Anayasa Mahkemesi’nin ve Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yapıları köklü biçimde değişikliğe o sayede uğratılabilmişti.

Arada ufak tefek başka değişiklikler de oldu.

Cumhurbaşkanlığı seçimi 2007 yılında tıkandığında da halkoylamasına gidilmişti.

Acaba benden başka yaşanmış bu olayları hatırlayan mı kalmadı?

Sorum daha çok siyasilere…

Özellikle AK Parti sözcüleri, geçmişte yaşanmış anayasa değişikliklerinden haberdar değilmiş gibi konuşuyorlar. En fazla sözünü ettikleri de eldeki anayasanın askerler tarafından kaleme alındığı ve bunun yerine sivil bir anayasa yazmanın zamanının geldiği gerekçesi…

Reklam

Askerlerin kendi elleriyle seçtikleri üyelerden oluşan Danışma Meclisi’ne yazdırdıkları, sonunda ortaya çıkan metni de bizzat değiştirerek halkın onayına sundukları anayasanın tarihi 1982…

O tarihten bu yana gelip geçen -ve AK Parti gibi geçmeyen- neredeyse her iktidar, 1982 anayasasının bir çok maddesini değiştirerek bugüne gelindi.

Sistem bile değişti anayasada gerçekleştirilen değişiklik sayesinde…

Kısaca, ortada bir anayasa var ama bu anayasa artık 1982 yılında askerlerce onaylanmış ve halka oylatarak kabul ettirilmiş anayasa değil…

Böyle olsa da anayasa yeniden değiştirilemez mi?

Değiştirilebilir elbette. Ancak, ‘‘Gelin elele verelim ve anayasayı değiştirelim’’ diyenlerin mevcut anayasanın askerler tarafından yazılmış bir metin olduğu tespitinden vazgeçmeleri ve kendilerine yeni bir veya daha fazla gerekçe bulmaları şartıyla…

Gerçekten de, iktidar, anayasada değiştirilmesinin gerekliliğini düşündüren ne gibi unsurlar görüyor olabilir?

Bazen ağızlardan ‘ailenin birliği’ konusunun tehdit altında olduğu iddiası çıkıyor. Acaba gerçek gerekçe o olabilir mi?

Reklam

Anayasada aslında ‘aile birliği’ konulu maddeler yerli yerinde duruyor. Tehdit sözcüğüyle kast edileni biraz kurcalayınca karşımıza ülkemiz açısından sözü edilmeye bile değmeyecek bir kesimin kast edildiği gerçeği çıkıyor. Kimin kimi gerçekte tehdit ettiği bile belli değil. Kaldı ki, İstanbul Sözleşmesi iptal edilmiş olsa da, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşma ve sözleşmeler belli konularda ileri kısıtlamaları imkansız kılıyor.

Konunun bu yönüyle taze tutulmasının tabana yönelik mesaj olması mümkün, ancak öyle bir yaklaşımın anayasaya geçmesi pek mümkün değil.

O halde, bazılarının ‘‘Gelin değiştirelim’’ davetine karşı çıkarken niyet okumayla ileri sürdükleri gibi, değişiklik ile, anayasanın giriş bölümü ve ilk dört maddesinin yeniden kaleme alınması, ‘Türk’ sözcüğünden ve Cumhuriyet’in niteliklerinin açıkça ifade edilmesinden vazgeçilmesi mi amaçlanıyor?

‘Demokrasi’ sözcüğü mü fazla geliyor?

‘Laiklik’ ilkesi mi kaldırılmak isteniyor?

Ben bu niyet okumanın da geçerli olmadığını, bu tür değişikliğin gerçekleşmeyeceğini, denense bile oylandığında Meclis’ten geçmeyeceğini, halkoyuna sunulduğunda da halktan onay alamayacağını düşünüyorum.

İktidar böyle bir denemeye girişmeyecek kadar siyasetin sınırlarını biliyor.

Zaten AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, daha dün, ‘kırmızı çizgiler’ konusunda hassasiyet vurgusunda bulunmadı mı?

Hukuki açıdan anayasa değişikliğiyle amaçlanabilecek önemli konular bu kadar ve onları gerçekleştirmek çok zor.

Peki de, iktidarın anayasa değişikliği konusunda bu denli ısrarcı olması, partilerin kapısını çalıp hepsinden destek talep etmesi ne için?

Sanıyorum, anayasayı hukuki maddeleriyle oynayıp değiştirerek değil ama anayasayı değiştirme girişimi ile elde etmek istediği daha çok siyasi mahiyette amaçları var iktidarın…

Onların neler olduğunu da süreç içerisinde öğreneceğiz.

ΩΩΩΩ

Reklam

26 YORUMLAR

  1. yeni anayasamız tek maddeden ibaret ve bu madde Recep Tayyip Erdoğan ebedi reis olarak kaydı hayat şartı ile ülkenin başkanıdır şeklinde olmalıdır.

      • Muzaffer haklı Chp+Hdp ile olmaz. Onun için Akp+Hdp ile olur. Malum çözüm süreci kardeşliği, İmralı mektup kardeşliği, Trt de Osmanla röportaj kardeşliği var. Eski dostluklar bakidir. Yine malumdur Mhp eski düşman yeni dosttur. Yani Akp’liler için güvenilmezdir.

  2. AMAÇ TABİİ Kİ, SİYASİ
    Başörtüsü konusunda, AİHM’de “Başörtüsü laiklik ilkesine aykırı olduğu gibi, ayrıca HİJYEN kurallarına da aykırıdır” diye hükümet savunması yapacaksın.
    Bir hukukçu çıkıp başörtüsünü şeklen sadece yasa ile yasaklayabilirsin:
    –Ya yasa ile yasakla,
    –Yada serbest bırak.
    Ancak yasa ile yasaklarsan bu kez de bu yasayı, Anayasanın “Kununlar demokratik toplum gereklerine aykırı olamaz” hükmüne aykırılıktan iptal ettiririm demesi üzerine mecburen haşörtüsnü serbest bırakacaksın, sonra da sanki kendiliğinden serbest bırakmış gibi, siyasi sörf yapacaksın.
    Bu iktidarın da muhalefetin de temel hak ve özgürlükler ve hak-hukuk alanında zerre kaygısı olamaz.

    • 20 yıldır “Yeni, sivil Anayasa” diyor.
      Bugün olmazsa yarın… Bu Anayasa değişecek… Bu kesin.
      Muhalefete düşen ise… “İstemezük” havasından çıkıp Atatürk’ün modern Türkiye’sine yakışan bir Anayasa’ya destek vermek.

  3. Kanuni esasiyi Kabul ettiğimizden bu yana sürekli anayasa değişikliği peşindeyiz.
    Oynayamayan gelin yerim dar dermis misali bir duruma benziyor.

  4. Ana yada baba yasa değil mesele. Herşey, tüm hesaplar belelediye seçimleri üzerine.
    -yönetenler İst. Ank.ve İzmirden birini kapabilirse, vay masanın haline😂
    -B.şehirler den hiç birini kaybetmeyip, meclis çoğunluğu da masaya geçer se!…
    Vay ki ne vay yandı keten helva🤗.
    -ne kimse değiştirebilir, nede teklif ede bilir, aynen kalır yıllarca İLK DÖRT MADDE!
    (Nezaman değişir diyenlere: BTÖ ve dış terör müsibetleri (bitmese de) tehlike arz etmediğinde🤔!).
    Son tahlilde,
    İşi bilirlerse; her zaman MASA KAZANIR derler 🤗!..
    Ama nerdeeeeeeeeee!!…😂🤣😂🤣😂

  5. Yeni Anayasa’da ‘değiştirilemez maddeler’ bulunmamalıdır.

    Zira; ‘değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek’ maddeler elitist cumhuriyet rejimlerine mahsustur. Halkın iradesini değil cumhuriyeti kuranların iradesini yansıtır.

    Oysa, bugün, yazılacak yeni bir Anayasa demokratik kazanımları öncelemelidir, değil mi?

  6. Ana muhalefet sivil anayasa yapılmasına sıcak bakar mı?
    Benim umudum yok.
    Tanıdığım kadarıyla ana muhalefet demokrasisiz bir cumhuriyet istiyor. Demokrasinin önündeki anayasa maddeleri de onlar için birer can simidi mesabesinde.
    Ana muhalefet ile mutabakat, deveye hendek atlatmaktan daha zor olduğu için umudum yok.

  7. “Askerlerin kendi elleriyle seçtikleri üyelerden oluşan Danışma Meclisi’ne yazdırdıkları,…
    anayasanın tarihi 1982…”
    BU TESPİT BİLE ANAYASANIN YENİDEN! YAZILIP TBMM HALKOYUNA SUNULMASI için yeterli🤗.
    “İktidar böyle bir denemeye girişmeyecek kadar siyasetin sınırlarını biliyor.“
    Tespitinin açıklaması ise;
    ALIN SEÇİME KADAR OYNAYIN (oyalanın😂)
    Kanunu nizamı bir kalem bir imza ile halleden!😯 siyasetçi, anası kızı ile uğraşır mı? Bir sonraki seçime daha çook zaman var
    Kim öleee.. kim kala!🤗
    Yani demem o ki bu manevralar sadece küçük seççimlere..
    Ertesi gün: aç yelkenleri başka gündemlere😊😊🤗🤗😂😂🤣🤣.

    • Süleyman Demirel: Türkiye’nin bir Anayasa sorunu vardır.
      Bu Anayasa sorunu çeşitli şekillerde dile getirilmiştir. Hemen hemen bütün siyasi partiler, Anayasa’nın yapılış şeklinden başlayarak içeriğine kadar giden eleştirilerde bulunmuşlardır.

      Muhsin Yazıcıoğlu: 1982 Anayasası tümüyle değiştirilmelidir.
      Milletine güvenmeyen bir Anayasa’dır… Milletin değerlerine düşmanca davranmıştır. Devlet, millet için vardır ve Anayasa da milleti devletine karşı korumak için hazırlanır. Bu Anayasa demokratik açılıma engeldir. Mevcut Anayasa, birlik adına, insanlarımızı bölmeye sebep olmaktadır.

      Bülent Ecevit: 1982 Anayasası’nı, Türk toplumunun demokrasi özlemiyle bağdaştırmak olanaksızdır. Ecevit, Anayasa değişikliği istemiyor. “Tümüyle yeni bir Anayasa” istiyor.

      Deniz Baykal: 1982 Anayasası gerek hazırlanışı, gerekse özü ve içeriğiyle demokratik olmayan bir Anayasa’dır. Deniz Baykal, Anayasa’da sınırlı düzenlemelere karşı. Bu Anayasa, temel anlayışı, yapısı, dili ve yazılışı bakımından tümüyle yeniden elden geçirilmeli ve yazılmalıdır.

      İnönü-Gürkan: SHP, ilke olarak yeni bir Anayasa’dan yanadır.

      1993’ün muhalefet liderleri, yeni/sivil bir Anayasa özleminde günümüz muhalefetinden fersah fersah ilerideler.

  8. Geçenlerde bir köşe yazısında okumuştum ; galiba , 30 u aynı maddede olmak üzere 127 değişiklik yapılmış , bu haliyle zaten kuşa dönmüş durumda , neyini değiştirecekler , hem anayasaya uyan kim , isteyen istediği gibi hareket edebiliyor , anayasayı korumakla görevli AYM. bile bildiğini okuyor !
    Üstelik CB. na padişah yetkileri tanınmışken neden değiştirilsin ?
    Vallahi ne yalan söyleyeyim ben de bir şey anlamış değilim?
    Yani her kuşu hallettik de bir hacı leylek kalmıştı!

    • AK Parti nihayet ülkenin tarihine, geleneğine, ahlâkına ve geleceğine dair bir vizyon koydu: “Yerli ve milli”.
      Şimdi sıra bunun anayasasında.
      Şu esaslar anayasanın ruhunu teşkil etmeli: Ahlâk, adalet, merhamet ve şefkat. Burada seküler ile seküler olmayan tartışması bizi bir yere götürmez. Kadimden bu yana ahlâka ve güce adil bir yer biçen, hükümdarı (devleti, hükumeti) ait olduğu yere koyan ilkeler şöyle dile getirilmiştir.
      Bir çember çizilir. Bunun adı “Daire-i adalet” veya “Adalet dairesi”dir. Altına şu metin ilave edilir: Adldir mucib-i salah-ı cihan / Cihan bir bağdır dîvarı devlet / Devletin nazımı şeriattır / Şeriata olamaz hiç haris illa mülk / Mülk zapt eyleyemez illa leşker / Leşkeri cem edemez illa mal / Malı cem eyleyen raiyettir / Raiyeti kul eder padişah-ı âleme adl.
      Şimdi metni açıklayalım:
      İnsanoğlu tek başına yaşayamaz (Yalnızlık Allah’a mahsus). Çünkü medeniyyetün-bit’tab’dır. Yani yaratılış itibarı ile cemiyet halinde yaşaması gerekir.
      Cemiyet halinde yaşayan insana bütün fertlerin tabi olacağı bir mevzuat lazımdır. Bu töre olabilir, kanun, örf, şeriat olabilir.
      Bu mevzuatı ayakta tutacak, bir teşkilata lüzum vardır. Bu padişahtır, devlettir, hükumettir.
      Fertler cemiyet halinde yaşayabilmek için yani medeni olabilmek için örfe, padişaha, hükumete itaat etmek zorundadır.
      Padişaha (devlete-hükumete) itaati mümkün kılan padişahın (devletin, hükumetin) adil olmasıdır.
      Çünkü adalet mülk ve devletin salahının teminatıdır. (Adalet mülkün temelidir)
      Mülkü korumak için askere ihtiyaç vardır.
      Askerin varlığı için mal (toprak-mahsul-üretim) ve para gerekir.
      Üretimi yapan, parayı sağlayan (vergi veren) raiyettir (Yani halktır).
      Vergiyi adaletle toplamak ve harcamak padişahın (devletin, hükumetin) görevidir.
      Cihanın ayakta durmasının (yani nizam-ı âlemin) asıl sebebi adalettir.

  9. ‘Laiklik’ ilkesi mi kaldırılmak isteniyor?

    Ben bu niyet okumanın da geçerli olmadığını, bu tür değişikliğin gerçekleşmeyeceğini, denense bile oylandığında Meclis’ten geçmeyeceğini, halkoyuna sunulduğunda da halktan onay alamayacağını düşünüyorum.

    • Kılıçdaroğlu mevcut hukuk sistemine göre gayrimeşru ilan edilen yapılarla, FETÖ ve PKK gibi terör örgütleriyle siyasal ilişki kurarak, seçim ortaklığı yaparak siyasi ve ahlaki meşruiyetin dışına çıkmıştır. Dolayısıyla siyasi meşruiyeti sorgulanacak biri varsa o da Kılıçdaroğlu’ndan başkası değil.

      Kılıçdaroğlu yavuz hırsız misali gayrimeşru ittifaklar kurup meşruiyet dairesinin dışına çıkıyor fakat milletin hakemliğinde seçimleri kazanan tarafın meşruiyetini sorgulamaya kalkıyor.

      Maalesef Kılıçdaroğlu, bugüne kadar oyunun kurallarını ihlal ederek gayrimeşru güçlere, vesayet odaklarına alan açmaya çalışmış ve hâlâ da çalışmaktadır.

    • Diyelimki bahsettiğiniz “insanlık anayasasını” hazırladınız, ortaya koydunuz, kim uygulayacak, nerde hangi toplumda uygulanacak?

      Süleyman hocayı dinledim, bana gündemden tamamen kopmuş Türkiye ile de hiç bir alakası olmayan bir çalışma ile meşgul olduğunu düşünerek, acaba hangi toplumda ve nasıl uygulayacaklar “50 seneyi aşkın adil düzen çalışmaları”nın meyvesi olacak yeni “insanlık anayasasını” diye merak ettim.

        • Anayasa gibi bir kurallar kitabını bundan 1500 – 2000 sene önce yazmış birileri deseler yadırgamazdı hiç kimse
          Ama lakin..
          Gomonist mi olsak faşist mi davransak yoksa muhafazakar mı takılsak yüzyılında,
          BEN EN İYİSİNİ YAPARIM, BENİM YAPTIĞIM EN MÜKEMMELİ DİR,
          Yada bu yasa benim dediğim (bizim) gibi olacaktır!…
          Dediğin anda o iş yatar😴.
          Peki hiç mi ana baba yasa yapılmayacak? Yapılamayacak mı?
          Yapılıırrr yapılır da,
          Ya bir kenan evren gelir daha,
          Yada hitler😡
          Belkide herkes kendine gelir, eğitim, kültür, gelir, laik yaşam, demokratik düzen ve cumhuriyet ile taçlanan bir düzlemde,
          RTE GİBİ BİRİNE GÖREV VERİLİR:
          eline sağlık denir sadece🤗🤗🤗
          Benim tercihim, yaptırmalı 600 vekile. Nede olsa en yüksek aylık onlarda🤔.

        • Benim soruma cevap değilki bu. Verdiğiniz linklere bakıyorum ara ara, o linklerde soruya bir cevap olmadığı için soruyorum zaten.

          Biraz önce babamın izlediği ve camiadan bir hocanın YouTube’da yayınladığı vaazına dikkat kesildim, hoca şöyle diyordu; “Serahsi’nin fıkıh kitabında var, bunlar. Git oku, bak her meseleyle ilgili çareyi bulacaksın orda. Türkçeye de ben çevirdim, mezarını gecekonduların arasından gidip buldum, dedim ben senin kitabını iznin olursa çevirmek istiyorum dedim, ve iznini alarak türkçeye çevirdim. Kendisiyle konuşmadım tabi, mezarında dua ettim isteğimi söyledim geldim. İslamın bütün ahkamı var, bütün dertlerin devası var orda” diyordu.

          Bunlar Mustafa Çağrıcı hocayı bile dinlemiyorlar galiba. zaten kendilerinden başka kimseyi dinlemezler.

          Bu mudur yani? Her mesele zaten kitaplarda varsa hocalara imamlara ne gerek var? Zaten sistem düzen adalet nizam hepsi kitaplarda yok mu zaten.

          “Meseleler şurada hallolur, şurayı da Meclis belirler”

          Hani şura kim, bırakın şurayı sizin bir meclisiniz var mı? TBMM var ya. TBMM erdoğanın değil mi?

          O zaman Erdoğan’ı bekleyin istediği her şeyi denedikten sonra belki bir gün “yav bizim adil düzenlilerin bir insanlık anayasası var dı, bi de onu deneyeyim” demesini bekleyin hocam:)))

Yoruma kapalı.