İktidar ortakları arasında emeklilerin sorunuyla ilgili bir ihtilaf var galiba.. Erdoğan bir şey söyledi, Bahçeli ise başka bir şey…

25
Reklam

“Bir hadise var can ile canan arasında.”

CHP’nin tek parti döneminde milli eğitim bakanlığı yapmış, şair Can Yücel’in babası da olan Hasan Âli Yücel’in bir şiirinin mısraı bu. Şiiri Servet Yesari hisar-buselik makamında bestelemiş… [Şarkıyı Safiye Ayla’nın seslendirmesiyle bu yazının altına yerleştirdim.]

Hemen bütün ünlü klasik şarkıcılarımızın seslendirdiği şarkının bu mısrasını, dün, MHP lideri Devlet Bahçeli’yi dinlerken hatırladım.

MHP lideri ‘fiyat anarşistleri’ sıfatını uygun gördüğü birilerini suçlamayı unutmadan, araya ‘FETÖ’ sözcüğünü de katarak yaptığı konuşmada, açık seçik sözlerle şunları söylüyordu:

“Emeklilerimizin çağrıları haksız değildir, gerekli iyileştirmeler yapılacaktır.”

Nokta.

Acaba hükümetin küçük ortağının lideri Devlet Bahçeli, hükümetin büyük ortağının lideri de olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisinden bir gün önce Kütahya’da yaptığı konuşmayı dinlememiş olabilir mi?

Dinlemişse, yukarıdaki noktalı cümle ne anlama geliyor?

Reklam

Biraz uzunca olacak ama Erdoğan’ın Kütahya konuşmasının emekliler ile ilgili bölümünü alıntılayacağım:

“En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı, ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz. Şimdi birileri çıkıyor, ‘Emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim’ diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız, bizim ülkemizde hâlihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. (..) Yani, 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak, tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor.’’

Hükümetin büyük ortağının lideri, emeklilere zam yapmanın mümkün olmadığını bütçe dengelerinin gerekleriyle açıklıyor, yedi bin veya on bin lira zam verildiği takdirde tek bir yatırıma çivi çakılamayacağını, hatta çalışanlara maaş ödenemeyeceğini söylüyor. 

Küçük ortağın lideri ise, kesin ifadelerle, emeklilerin maaşlarının iyileştirileceğini duyuruyor.

İki partinin iktidar ortaklığına başladığı ilk günden bu yana, iki lider, hiç birbirlerine kamuoyu önünde böylesine ters düşmemişlerdi. 

Aralarında sanıyorum ilk görüşmelerinde belirledikleri bir çerçeve sözleşme var ve o sözleşmeyle farklı görüşlerin kamuoyuna mal edilmesinin önüne geçilmesi amaçlanıyor.

Senkronizasyonu sağlamak için de, ihtiyaç ortaya çıktığında, iki lider bir araya gelip konuşuyor ve vardıkları mutabakatı o görüşmede mutabık kaldıkları biçimde kamuoyuyla paylaşıyorlar.

Liderlerin ikili görüşmesi, daha çok, Bahçeli’nin ‘Devlet Bey Konağı’ da denilen malikanesinde gerçekleşiyor.

Reklam

Gözlemlerime dayanarak belirtmek ihtiyacı duyuyorum: Siyasi tarihimizde, 2017’den beri AK Parti ile MHP ya da Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli arasında süregiden ortaklığı andıran yakınlıkta bir iktidar paylaşımına, bir koalisyona hiç tanıklık edilmedi.

En iyimser niyetlerle kurulan koalisyon ortaklıkları bile, süreç içerisinde birkaç kez sarsıntı geçirmiş, bazıları kısa sürede yıkılmıştır.

İki liderin mahremiyet ortamında gerçekleştirdikleri görüşmelere kulak misafiri olamadığımız için, bu sorunsuz birlikteliği nasıl kotarabildiklerini, ihtilaflı konularda kimin daha anlayışlı davranmasıyla sorunun giderilebildiğini bilemiyoruz.

Galiba yazının burasında ‘şimdiye kadar’ ihtiyat sözcüklerini kullanmam gerekecek.

Sorun ortada.

AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın emeklilere zam yapılmasının imkansız olduğuna dair kesin açıklamasının hemen ardından, hükümetin küçük ortağı olarak da bilinen MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli’nin, aynı kesinlikte bir cümleyle gerekli iyileştirmelerin yapılacağını söylemesi bir ilk çünkü…

Herhalde bir bildiği olmalı Bahçeli’nin…

Acaba ekonomi kurmaylarına bütçe üzerinde çalışma yaptırdı da, devlet harcamalarında gereksiz olanları belirleyip onlardan vazgeçilmesiyle ortaya çıkacak kaynağın emeklilere zam olarak yansıtılmasını mı düşünüyor MHP lideri?

İtibardan fedakarlık mı yapılacak?

Yoksa, bütçeye dokunulmayacak ama devletin partilere yaptığı yüklü mali destekten bu amaçla MHP vaz mı geçecek?

Doğrusu ben bu ikisinden başka muhtemel formül bulamadım.

Sanıyorum iki lider yeni bir görüşmeyle bu ihtilafı da çözüme kavuştururlar.

ΩΩΩΩ 

Safiye Ayla ~ Bir hâdise var can ile cânân arasında

Reklam

25 YORUMLAR

  1. Yazı konusu enstantaneyi ilginç buldum. Fotoğrafı kim çektiyse ödül almalı! Bu güler yüzlü liderler bir zaman muhalifti. Kısa boylu diğerine demedik laflar bırakmadı. Ancak çirkefliği aştılar, tokalaştılar! Bu manzara güzel. Koalisyonla bir araya gelmek, ömür boyu ülke için birlikte çalışmak daha da güzel. Ancak emekli olarak da bu iş yapılabilir, gençleri öne çıkararak.

    Her ikisinde samimi güler yüzler olmasa açık ellerinin konumu falsolu birer vücut hareketi/dili teşkil edebilir. Güler yüzler yakışmış. Böyle manzaraları diğer muhalif liderlerle de görebilmek ne güzel olur! Keşke bir deneseler.

    Tabi bütün bunlar “Akıl*İman Sentez”ine göre böyle….

  2. İktidar ortakları arasında tek ortak nokta; ekonomik çıkardır. Fetö ile tek ortak nokta da aynıydı.

  3. DİDEM 29 Şubat 2024 De 16:54

    Didem hnm “önceliğin eğitim olmasına ise katılmamak mümkün değil, hemfikirim” demişsiniz. Bu önemli konuda hemfikir olduğunuz için teşekkür ederim. M.K. Atatürk Paşamızın ülkede ENöncelik konusu olarak topyekün “eğitim”i düşünememiş olması zaten “deha” olmadığının en bariz işaretlerinden, bence. “Deha”lığın en önemli kriterlerinden biri “olağanüstü içgörü” özelliğidir. Paşamızda bu yoktu. Olsaydı şayet, CeHaPe’nin muhtemel yanlışlar yapabileceğini kestirmesi gerekirdi ve dizginleme konusunda en azından vasiyet/nasihat türü bir şeyler kalırdı geriye. Daha önce sözünü ettiğim “Akıl” ve “İman” sinerjisi Kurtuluş Savaşında yaşanmış önemli bir örnek. Kendinde eksik olan “iman” can fedakarlığında bulunan mehmetçik/atalarımızda pekala vardı. Bu çoğunlukta eksik olan “akıl” ise Paşamızda vardır. Bu iki hassa etkin olarak işbirliğnde olunca başarıya ulaşıldı. Nihai analizde, Allah bizimkileri muzaffer eyledi. Her iki hassanın rehberliği Kuran’da vurgulanan bir konu. Bu sinerjinin pratiğini Kurtuluş Savaşında yaşamış ve bundan bizzat faydalanmışken sonraki etapta ki bu “Devlet Adamlığı” dönemi oluyor “Akıl*İman Sentezi”ni görememiş olması da “deha” olmadığının bir başka işaretidir. Ben bundan dolayı “…göremedi rahmetli” ifadesini bir kaç sefer kafiyeli düşünce şeklinde de ifade ettim. Kendisi “dindar” olmamış olsa bile önderlik etmeğe çalıştığı toplum ağırlıklı olarak dindar bir toplumdu.

    • Sayın hb “Kendinde eksik olan “iman” can fedakarlığı…” falan filan diyorsunuz da,
      paşa hazretlerinin göğsünde kurşun yemiş köstekli saati hala anıtkabir müzesinde duruyor,
      gezelim görelim:)

  4. Sayın Cumhur Başkanımız , 4 çeyrekte Türkiye nin büyümesini anlatırken kişi başına düşen milli gelirin 13500 dolar olduğunu söyledi. Demekki çalışılıp üretilmiş ve milli gelir 13500 dolar olmuş. Öyleyse sayın cumhur başkanımız üretilen bu ortak değerden kendi de ifade ettiği üzere biz emeklilerin hakkını vermelidir.
    Çalıştık ürettik ve milli geliri kişi başına 13500 dolara yükselttik. Payımızı istiyoruz.
    Aksi takdirde meşhur ata sözü vardır ” BALBAL DEMEKLE AĞIZ TATLANMAZ” bize düşen milli gelirden, Faydalanalım. saygılarımla

  5. ÇİLESİZ İSTANBUL vaadiyle reklam veriyor adaylar. Demekki çile çeken sadece emekli değilmiş, 16 milyon İstanbul’lu da çikekeş imiş meğer😯.
    -hergün işe okula hastaneye gitmek için yolda çekilen çile!
    -pahalı ulaşım!
    -gıda ihtiyaç maddeleri nin kendine pahalılanarak ulaşa bilmesi!
    Ve bütün bunların dolaylı olarak vatandaşa
    ÖDEDİĞİ PARANIN DAHA FAZLA! olması anlamına geldiği😡😡😡😡😡.
    Bunları düzeltmek için illaki;
    İMAMOĞLU’ NUN OTURDUĞU KOLTUĞU ALTINDAN ÇEKMEK Mİ ÇÖZÜM?????
    O koltuğu derhal boşalt meraklısı otursun öyleyse 🤗.

  6. “Gerekli iyileştirme” den siyasetin annadığı meclistekiler 3 verdi bir de ben veriyom!
    Onlar 1 veriyosa ben 5 vereceğim!
    (15 bin verecek Kılıçtaroğlu nun şu anki hali geldi aklıma🤔)
    Şu gün itibariyle economist bir yakışıklının tv de söylediği hesaba göre bir kişinin alması gereken (milliii) gelir:137:4=piskevit parası pardon 34bin törkiş dalır olmalıymış😯. Peki emekliler bu hesaba göre kaç kg lık et parçası oluyor?
    34000:10000=peksimet pardon kemik (gr cinsinden) hesaplayamadım.
    Ama tahminim, 3 parçaya bölsen:……
    Kafa+gövde+bacaklar~ her ay birini beslersin olur biter😶☹️.
    Emekililik sosyal yardım DEĞİLDİR!
    30 sene prim kesilmiş!…
    Artı vergisi verilmiş!…
    Alın teri çoluk çocuğunun rızkıdır istediği.

  7. Öylesine yalan dolan , öylesine ikiyüzlü , öylesine sahtekar bir ortam ve dünya var ki bence hiç bir şey söylemeye gerek yok !
    Ben de şimdi öyle yapıyorum işte!

  8. Daha önce de benzeri durumlara hep şahit olduk olmaktayız. kimse merak etmesin. Tahminim odur ki emeklilerin maaşlarına iyileştirme yapılacaktır.

    • İyileştirmeye kesinlikle karşıyım. Çalışanların parasını böyle çarçur etmek haksızlık. 40 yaşında emekli etmişler, 40 yıl çalışanları sömürecekler. Böyle hırsızlık görülmüş şey değil. Neden insanlar 40 yaşında emekli edilir ve neden sürekli zam verilir. Bu kesinlikle doğru değil.


      • İhtiyacın yok tabi,
        “Kesinlikle karşısın!”
        Kırk yaş konusu ayrı,
        İhtiyaca şaşısın!

        İşleri tıkırında,
        Tuzu kuru Ender bey!
        Analitik düşünür,
        Ahkam keser perderpey!
        ….

        • bu ender beyin bireysel düşüncesinden ziyade fydalı bir toplumsal düşünceyi ifade ediyor, yani toplumda böyle düşünenlerin sayısı hiç de azımsanmayacak kadar fazla ve düşüncenin yayginlaşmasını akademisyenler sağlıyor. faydalı bir düşünce ki TRT de “ömür dediğin” adlı ve 70’in üstünde olup da geçimlerini calisarak saglayan yaşlı ciftlerin günlük yasamlarindan kısa kesitleri ekrana getiriyor. 76 yaşındaki annemin en sevdiği TV programı.
          emeklilere baktığınızda çalışan emeklilerin daha mutlu ve kaygısız yaşam sürdükleri günlük hayattan da anlaşılabiliyor.

          emekli olana kadar değil ölene kadar çalışmak yaygın bir anlayış olmalı. aksi halde boş boş gezinip nerede nasıl vakit geçireceğini şaşırmış vaziyette ölümü beklemek kadar büyük bir ıstırap var mı?

          • Baran bey “yani toplumda böyle düşünenlerin sayısı hiç de azımsanmayacak kadar fazla ve düşüncenin yayginlaşmasını akademisyenler sağlıyor.” filan diyorsunuz da, bu işlerle ilgilenen akademisyenler mi varmış?
            “emekli olana kadar değil ölene kadar çalışmak yaygın bir anlayış olmalı.”
            diyorsunuz da,
            avrupada öyle zaten:)
            İyi de, o zaman niye habire sigorta primi ödüyoruz ki?

          • Sigorta primi ödeyelim zararı yok! Ah bir de toplanan paralar carcur edilmese! Nüfus almış başını gidiyor. İhtiyaçlar büyük.

            Emeklilik konusunda şöyle bir uygulama başlasın (şeffaflık olması kaydıyla, tabi): Emeklilerin durumu iyileştirilsin. Ancak, maddi durumu hali hazırda iyi olanlara ilave yapılmasın. Daha da güzeli. Teşvik edilsin. Bu gönüllü olarak vatandaşça yapılsın. Bir fon oluşturulsun. Durumu iyi olup da ilave para almak istemeyenlerin parası bu fonda biriksin ve halka dönük yurda dönük projelerde kullanılsın.

            Tabi bu da olsa olsa ancak “Akıl*İman Sentezi”ni gerektiren örnek bir davranış olur.

      • sözlerinizde haklılık payı var.yaşınız kaç bilmiyorum ama.
        turgut özal bu durumu kademeli emeklilik kanunu ile türkiye şartlarına uyumlu hale getirmek için adım atmıştı.
        ama maalesef süleyman demirel popülist bir politika ile 25 yıl 5000 iş günü şartlarını geri getirdi.
        özalın sistemine göre 40 yaşında emeklilik 47 yaşına çıkmıştı.
        ve yıllar içinde emeklilik yaşı yükseliyordu.
        aktüaryel sistem verimli olarak 4 çalışana 1 emekli olacaktı.
        ülke de emeklilik her seçim döneminde kısır iktidar politikalarına alet oldu.
        bu nedenle avrupa da emekli olan aldığı maaşın dörtte biri ile ülkemizin gözde tatil beldelerinde 15-20 gün tam pansiyon tatil yaparken bizde ise ikinci bir gelir ile hayatta kalmanın bir yolu oldu.
        emeklinin bir şahsiyeti olmalı her seçimde zam karşılığı oy şantajına muhatap olmamalıydı.
        2024 yılını emeklilerin yılı ilan eden iktidar bunun için laftan daha fazlasını yapmak zorunda.
        lafla peynir gemisi yürümez diye bir atasözümüz var.
        31 mart gecesi oy sandıkları açılınca o peynir gemisinin lafla yürüyüp yürümediği anlaşılacak.

        • Almanya’da 37 yıl çalışma karşılığında 1200 avro emekli maaşı alıyor. 27 yıl çalışma karşılığa ise 900 avro emekli maaşı alıyor.

  9. Emeklilere verilen zaten fazla bence. Genç yaşta emekli olanlara bir şey verilmesi ise akla ziyan. Bu kadar emekli kabul edilebilir bir şey değil. Sonuçta devlet bu parayı diğer çalışanların emeklerinden çalarak emeklilere verecek. Çalışsın emekliler. İş yok demesinler. Gitsinler pazarda limon satsınlar. Neden çalışmıyorlar anlamak mümkün değil. Aldıkları yetmiyorsa çalışacaklar. Devlet Bahçeli vermek istiyorsa MHP’nin hazineden aldıklarını versin kasasından. Herkese para dağıtmaktan yorulduk.

  10. BİR DE SOYKIRIM OLSA
    Duydunuz mu?
    “Gazze’de yaşananlar soykırım girişimi ” imiş.
    Girişim demek teşebbüş demek.
    Teşebbüşün de iki aşaması var.
    –Eksik teşebbüs
    –Tam teşebbüs
    Acaba eksik teşebbüs mü?
    Ceza hukukunda teşebbüsten öncesi de var.
    O da hazırlık hareketleri.
    Sakın hazırlık hareketi olmasın.
    Kesin öyledir.
    Bence sürç-i lisan.
    Az daha küresel efendilerimizi eleştirecekler.
    Çarpılacaklar!
    Haşa! Haşa! Tövbe!Tövbe!
    Yahu bir de soykırım falan olsa.
    Hafizanallah.

  11. Devletin partilere yaptığı hazine yardımından kolay kolay kimse vazgeçmez ama
    hdp ye verilen paralar hemen kesilmelidir,
    tabii ona da aym takoz oluyor,
    sayın yazar da mhp nin kasasına göz dikmiş anlaşılan:)
    Halbuki kamu kurumlarının bütçesinden sadece başıboş köpekler için yapılan mama ihalelerinde dönen paralar tüm emeklileri zengin etmeye yeter de artar bile…

    • Emekliler çalışıp karınlarını doyurabilirler. Kedi köpeklerin ise böyle bir şansları yok. Kedi köpekler ölsünler mi birbirlerini mi yesinler. Kedi köpek düşmanlığını anlamak gerçekten zor. Emekliler çalışmayacaklar, kedi köpeklerin mamasını mı yiyecekler şimdi de. Çalışanları sömürdükleri yetmez gibi. HDP sonuçta siyasete katılan milyonların oyunu alan bir parti. O milyonlar da vergi veriyorlar herkes gibi. HDP’yi beğenmiyorsanız kapatın. AYM bahane değil, Yargıtay’a yaptırın yada kayyum atayın. Elinizi tutan mı var. Hemen kapatılmalı demişsiniz zaten. Zatı muhterem yapıversin halkımız istiyor diye. Ama zaten partilere para dağıtılması zaten baştan yanlış. Zaten yiyici takımı bunlar. İktidara gelince hamuduyla götürüyorlar. Niye bir de üstüne destek parası veriyoruz anlamak mümkün değil. Zaten siyasi partiler çözüm üretmek için değil, problem üretmek ve rant için yapıyorlar bu işi. Siyasi kariyer diye bir şey icat etmiş ve kartvizit bile bastırıyorlar utanmadan bu mesleksiz ve işsiz güruh.

      • “Ender
        2 Mart 2024 De 09:28
        Emekliler çalışıp karınlarını doyurabilirler. Kedi köpeklerin ise böyle bir şansları yok. Kedi köpekler ölsünler mi birbirlerini mi yesinler.” diye sormuş,
        hemen endişelenmeyin, yolda sokakta insanları parçalayıp yiyorlar zaten,
        itin köpeğin yanında çoluk çocuğun lafı mı olur?

        • kaç tane insan parçalamışlar.bu fiili yapsa bile onun sorumlusu gene insan.insanlar kaç tanesini hergün en acı şekilde katlediyor.
          çaresiz bir kediyi asansörde sıkıştırıp öldürmek kafasına kürekle vura vura öldürüp boynundaki iple çekip çukura atmak.o görüntüler karşısında senin gibilerin vicdanında en ufak kıpırdama bile olmaz.
          Allaha inancın var mı bilmiyorum ama yiyecek ekmek içecek su buluyorsan bunu Allahın o sessiz kullarına borçluyuz.
          it köpek diye hakaretvari konuşanlar aynada kendi suretlerini görseler keşke it köpek olsaydık derler.

    • “İhale çetelerinin” mamalarını kastediyorsunuz anlaşılan.
      Emekliye yetecek tek mama bu var.

  12. emeklilere daha fazla maaş vermek mümkün olsa REİS verirdi bu millet REİSine sevdalıdır üç kuruşluk zam için dış güçleri ve içerdeki hainleri sevindirmez

    • O zaman sürünsünler bence de. Akılları başlarına gelince de çalışmaya başlarlar belki.

Yoruma kapalı.