Kılıçdaroğlu’nu CHP günümüzde unutmuş gibi; CB Erdoğan ise her yerde adını anarak hatırlatıyor

29
Reklam

Şunun şurasında sandık başına gitmeye on gün kaldı. Şu sıralarda yayımlanan kamuoyu araştırmalarının seçmenlerin nabzını büyük çapta yansıtması beklenir. Birbiri ardına açıklanan anketler var ve herbiri bir başka telden çalıyor.
İktidarın amiral gemisi sayılabilecek gazetenin internet sitesinde, ilk haber olarak, daha önce, gazetenin yayın yönetmeninin ‘en güvenilir’ ilan ettiği araştırmacının kısmi anket sonuçları yer alıyor.
Sonuçları duyurulan il ve ilçelerin çoğunda, tahmin edilebileceği üzere, iktidarın iki partisinin adayları önde görünüyor.
Olamaz mı? Olabilir elbette. Seçmen bu, gönlünün istediğine oyunu verir; gönlü hala AK Parti’deyse, oylar da ona ve ortağına gidecektir.
Çok sayıda parti bu seçimde belediye başkanlıklarına aday gösterdi; ancak diğer partiler de seçimin aslında iki parti -AK Parti ile CHP- arasında bir yarış olacağını biliyor. Bazı il ve ilçelerde, daha seçilebilir aday bulup aday göstermiş olanlar varsa, onlar elbette aradan sıyrılabilir; ancak bu durum da seçimin aslında iki parti arasında geçeceği gerçeğini değiştirmeye yetmez.
Az bir süre kala sorulmasında yarar gördüğüm bir soru var: Geçen yerel seçimde -2019’da- aralarında İstanbul ve Ankara’nın da bulunduğu 12 büyükşehiri kazanmış olan CHP, bu seçimde de aynı başarıyı -hatta daha da ileri giderek- gösterebilecek mi?
‘‘Daha da ileri giderek’’ dememin günün özelliğine bağlı bir sebebi var: Ekonomik durum… Türkiye, benim gözlemcisi olduğum uzun yıllar boyunca, pek az seçime bugünküne benzer bir ekonomik kriz içerisinde gitmişti.
Batı ülkelerinde bizdekine benzer bir sorunlu durumda iktidarlar mutlaka değişir; yerel seçimlerde de muhalifler iktidarın adaylarına nal toplatır.
En son örnek İngiltere. Geçtiğimiz hafta yapılan kısıtlı ara seçimde iktidar adayları kaybetti. İlk gidilecek genel seçimde de, ülkeyi 2010 yılından beri tek başına yöneten Muhafazakar Parti’nin iktidarı kaybedeceğine iddiaya girebilirsiniz.
Geçmişte, bizde de, benzer ortamlarda, güçlü görünen iktidarlara, günü göstermeyi seçmenler bilmişti.

CHP de bu seçimde tarihi tekerrür ettirebilir…

Ettiremeyebilir de…
Kimsenin hakkını yemek istemem: CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel de, İstanbul belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara belediye başkanı Mansur Yavaş da canla başla çalışıyorlar. Özel her gün ülkenin bir yerinde örgütünün düzenlediği mitinglerde konuşuyor. Yalnız o da değil, CHP’nin çeşitli yönetim kademelerinde yer alan isimler de partilerinin adayları başarılı olsun diye gayret gösteriyorlar.
[Son kurultayda adaylıktan çekilmiş olan partinin eski genel sekreteri Prof. Hurşit Güneş de, her gün bir başka ilden ses veriyor.]
Yeterli mi?
Normalde bu tür bir çalışmaya bakılarak soruya olumlu cevap verilebilirdi. Ancak hem iktidarın niteliği hem de kurultayından yeni çıkmış CHP’nin iç sıkıntıları ihtiyatlı olmayı gerektiriyor.
İktidarın, şimdiye kadar hiçbir iktidarın sahip olmadığı -hatta sahip olmayı düşünemediği- bir medya gücü var. İktidar kendi mesajlarını en uzak noktalara kadar ulaştırabilirken, muhalefet ancak cılız kanallardan sesini duyurabiliyor.
Canla başla çalışan CHP’liler, karşılarına geldiği kadarıyla kalabalıklara dert anlatabiliyor, uzaktakilerden, bir-iki muhalif kanalı izleyenler dışındakiler için, öyle bir şans bulunmuyor.
Muhalif kanalların söylemleriyle CHP’nin oylarına talip olduğu daha geniş kitlelerin uyum sorunu olduğunu da belirtmem gerekiyor. AK Parti’ye oy vermekten vazgeçmeye hazır olanlardan muhalif kanallara kulak verince yeniden eski alışkanlıklarına dönmeyi yeğleyecekler bile bulunabilir gibime geliyor.
Dikkate alınması gereken bir sorun da, son kurultayın CHP’li bazı kesimler üzerinde bıraktığı burukluk…
Önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kurultayda, rakibinin önde gittiği açıkça görüldüğü halde ikinci tura da kalması görevini bırakmak istemediğini dışa vurmuştu. Kurultay olağan ve gönülden bir devir-teslimle sonuçlanmadı.
Kazanan kaybedenden pek az farkla kazandı kurultayda.
Acaba kurultayda kaybedenler, bu seçimde, partileri için çalışıyorlar mı, yoksa yeni yöneticilerin bu ilk sınavda geçerli not almamalarını mı bekliyorlar?
Hadi daha açık sorayım: Kemal Kılıçdaroğlu nerede?

Kendisini ilgilendiren bir gelişme yaşandığında derhal ses verebildiğine göre hayli canlı-kanlı olduğunu varsaymamız gereken Kemal Kılıçdaroğlu’nun, seçime çok az bir süre kaldığı halde, CHP’nin seçim kampanyasından uzak durması, onu sevenler tarafından nasıl yorumlanıyordur dersiniz?
İktidarın hoşuna giden erken anketler sandıkta da doğrulanırsa, ardından CHP içerisinde durumu sorgulama ve hesaplaşma başlayabilir.
Eskiler böyle durumlarda, ‘‘Ba’de harab-ül Basra’’ deyimini kullanırlardı. [Deyim, ‘‘Basra harap olduktan sonra…’’ anlamına geliyor.]
AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, her gittiği yerde, Kemal Kılıçdaroğlu’na sahip çıkıyor; bunun anlamını da, ‘‘Ba’de harab-ül Basra’’ deyiminde yaptığım gibi, benim açıklamam gerekmez herhalde.

Yoksa gerekir mi

ΩΩΩΩ

Reklam

29 YORUMLAR

  1. Bu yerel seçimlerde partiler arası Bel. başkan adayları yarışmıyor. Bir sonraki Cumhurbaşkanı için iki aday yarışıyor. CHP nin iki aktörü E. İmamoğlu’mu, M. Yavaş’mı hangisi daha fazla oy alıp 2028’de Cumhurbaşkanı olacak. Yarış bu.

  2. Baran 18.09; Algı budur işte. Medyanın %95’ine, Devletin sonsuz imkanlarına, Yargı vesayetine, Oligarkların gücüne sahip, Oyun üzerine oyun kuran Akp’ye karşın, Muhalefet 2023 seçimlerinde sadece Chp’nin gayreti ile %48 oy aldı. Suriyeli ve dış ülke oyları olmasaydı Chp’li muhalefet %52-55 ile seçimi kazanacaktı. Şimdi İktidarın karşısında Akp’yi 3 defa üst üste yenen (önce Beylikdüzünü ardından İstanbul’u Akp’den 2 defa alarak) Ekrem İmamoğlu ve Yaşlanmış, prompter olmadan konuşmayan Erdoğana karşı Özgür Özel var. Bu seçimlerde kedi fare yer değiştirdi. Ürkek, telaşlı, korkan bir Akp var. Muhalefet olsun İktidar olsun leyhte yada aleyhte gece gündüz Ekrem İmamoğlu konuşuluyor. Reklamlar dışında M. Kurum diye biri yok sanki. Erdoğan bile etkisiz elemana dönüştü bu seçimde. İmamoğlu sadece İstanbulda değil Anadoluda da Akp’yi sallıyor. Türk tarihi böyledir işte, En kötü durumlarda bir lider çıkarır.

  3. DİDEM 20 Mart 2024 De 13:15

    Didem hnm, Japon ve G. Kore tarihini okumamış olabilirsiniz. Bariz ve genel bilgiler yeter. Onlar üstüne üstlük ciddi savaşlar yaşadılar. Ancak çabucak toparlandılar. tabi kaynakları fazla olmamasına rağmen Enönceliklerini bildiler birlik beraberlikle “azm”ederek somut gelişmelere odaklandılar. M.K. Atatürk Paşamız bilemedi. Lüzumsuz işlere kafayı taktı. Altyapı geliştirecek zamanı varken Enönceliklerini bilememekten zaman, enerji ve insan kaybımız bununla ilgili. Daha hızla ve topyekün toparlanmak pekala mümkündü. Japonlar Hiroşimaya maruz kalırken bizde halk Paşamızın kurup yönlendirdiği parti CeHaPe kendi halkıyla uğraşıyordu. Askerlerimiz Kore’ye giderken de hakeza.

    Sonuçta, tepe-eksenli kısır döngüdeyiz. Afganistandan dem vuruyorsunuz. Ülkede iyi örnek olsaydı Paşamız, yakın coğrafya olduğu gibi onlara da iyi bir model teşkil edebilirdik. Siz “tepe” deki “deha” paşamızı ve kurduğu CeHaPe’yi temsil ediyorsunuz. Ben ise kutuplaşma/kamplaşmaya değiniyorum bu kısır-döngü bitmeli diyorum. “Akıl*İman Sentezi” bu gereklilikten kaynaklanan net bir tasavvur. Cumhuriyetten sorumlu Paşamız kutuplaşmada taraf olurken dengeleyici iyi örnek olmadı, takındığı tavır ülke-yararlı bir tavır değil(di), bunun olumsuz sonuçlarını kestiremedi. Kurduğu CeHaPe gerekirse biz de Paşamız gibi asarız veya şiddetle bertaraf ederiz şekilde devam etti (Menderes olayı şiddet olayları arasında en tipik örnek).

    Kısır döngüye işaret ederken temel nedenler arasında tepe-eksenin kutbu Paşamız ve CeHaPe. Tıpış tıpış aklıma ilk gelen bu ortak genel zihniyet ki aynı zamanda tabandan kaynaklanan AkePe’yi doğuran da bu; bunu kaç defa dile getirdim. Ben bunun dışında kalalım, yeter artık diyorum. Düğmeler yanlış iliklenmeseydi zaten AKePe gibi bir partiye gerek kalmayacaktı. Kuran’ı tercüme ettirmesine rağmen “Akıl*İman Sentezi” gibi orta çizgiyi görememesi işin ucu “İman” a dokunuyor olmasıyla ve bu konuda önyargılı olmasıyla izah edilebilir. Orta Asya’da birçok iyi örnek var. Ne bunlardan, ne de kendi dönemindeki M.Akif Ersoy gibi değerlerden faydalanmaması da aynı önyargılarıyla ilgili olmalı şeklinde düşünüyor insan.

  4. TC de siyaset lağım çukurundan farksızdır. Günümüzde bana göre siyasete bulaşan, delegeler dahil tüm siyasetçiler kötüdür. Hani derler ya istisnalar kaideyi bozmaz; istisnası yoktur. Önceliği kişisel çıkarı olmayan tek bir siyasetçi yoktur. Bu yüzden kimin kazandığı kimin kaybettiğinin de önemi yoktur. Kaybeden nasılsa hep biziz (halk=sıradan vatandaş=siyasete bulaşmamış). TC de siyasi muhabbet bile beyhudedir. Kahve muhabbetleri bile çekilemez. Haberler izlemekten, paparazzi izlemekten bıktık. Tv izlemiyorum artık. iyi ki yolun sonu yakın…

  5. CB hükümet sistemi diye amilan rejim değişikliğine rağmen CB hakaret davalarında, 2007 öncesi partiler üstü CB için konulmuş koruma yasaları kullanılıyormuş. Hukukta bunun karşılığı kadük yasalar ise, nasıl uygulaniyor. Ne yapalım başka yasa yok bari rejim değişikliği öncesinden kalmış kadük madük olsun, bas cezayı nedir. O zaman kadük arıyorsan Mete Han’a kadar yasa bulursun. Bir parti veya baro AYM’ ye bu kadük yani geçersiz uygulama için basvursun. Yazık oluyor onbinlerce insana.

  6. ‘‘Ba’de harab-ül Basra’’ bana gazzeyi hatırlattı.
    hiç kimse artık filistinden bahsetmiyor,
    bir kaç mikrofon konuşması bir kaç protesto mitingi dışında bir fayda üretemedik, seçim mitinglerinde gazzeye yardım ediyoruz sloganlarını saymazsak bir soykırımın gündemimizden düştüğü söylenebilir.

    seçmen gönlünün istediğine oy veriyor mu, tartışılır. bugün gönlünün istediği gibi oy vereceği parti varsa maşallah diyelim, ne gönülmüş o öyle!
    “2018’de 3 milyon 494 bin 932 seviyesindeydi. 2023 yılı sonu itibarıyla Türkiye’de 4 milyon 989 bin 456 hane, yani 19 milyon 957 bin 824 kişi sosyal yardımdan yararlanıyor.”
    şimdi bu insanlar gönülleriyle mi oy veriyorlardır mesela?
    biz gidersek yardımlar kesilir mesajları neden veriliyor o zaman?
    boşuna ne kadar yoksul o kadar oy demiyorum, akp nin ekonomi politikaları zengini daha zengin yoksulu daha yoksul hale getirdiği için yoksul insanlar yardımlarabağımlı seçmenler oluyorlar.
    fonlanan medyanın büyük desteği, uçuyoruz kaçıyoruz hikayeleri,
    o hain bu terörist arabeskleri,
    gerçeği yoksa fake videolar,
    devlet gücünü istediği gibi kullanabilen iktidarların seçim kazanmasından daha doğal ne var? yerel seçimlerde ’23 seçimlerinden farklı bir sonuç çıkması sürpriz olur doğrusu.
    lakin ortada bir büyük enkaz var kim yarattıysa altında kalması kaçınılmaz.

    akp bir lider partisi, itaat esasına dayalı, biat kültürü hakim, böyle partilerde iç çekişme fazla olmaz ama lider gücünü çeşitli odaklardan devşirdiği için güç çatışmaları olabilir, nitekim 15 temmuz böyle bir sonuçtu.
    chp bir lider partisi değil, kurum partisi dolayısıyla çeşitli farklı düşünce ve ideolojileri barındırıyor ve aralarında bir çekişme yaşanıyor, bunun sonuçları iktidarda olduğu gibi yıkıcı ve kayıplara neden olacak çapta olmasa da muhalefetin zayıflaması ülke için bir talihsizlik elbette, şu anda sayın imamoğlunun partide ciddi bir ağırlığı var ve izlediğimiz kadarıyla bazı kadrolar tasviye ediliyor.
    yerel seçimlerde bütün gözler aslında istanbulda.
    şimdilik başa baş bir yarış var ki bu da sayın imamoğlunun büyük başarısıdır. karşısında sadece iktidar ve bileşenleri yok, devlet gücü var, yandaş medyanın gücü var, muhalefet partileri var, komplolar, karalamalar var hatta kendi partisinin tasviye olmak istemeyenlerden kemikleşmiş partililerin oluşturduğu bir kanadı var.
    doğrusu kazanırsa tek başına kazanmış olacak bu büyük bir zafer olur, kazanmazsa da az farkla kaybedeceği için bu dahi büyük bir zaferdir.
    seçimde sonucu belirleyecek dem ve yeniden refah partileri olacak zannedersem. çıkan sonuçlar bize geleceğin nasıl şekilleneceği hakkında ip ucu da verecek. iddia edilen akp-dem görüşmeleri imamoğlunun alıp alamayacağını, yeniden refahın yerel seçim performansı da enkaz sonrası akp oylarının büyük bir kısmının yönünü belirleyecek.

    • 22 Yıl aynı partiyi deneyip, öbürlerini at çöpe edebiyatı AKP’nin beyinlerimize soktuğu ALGI dir. Akp nin karşıtı Chp’dir. Alternatif varr.

      • sayın YK’ya niyet etmiştim yazdığınızı görünce size cevap olarak söyleyim. dünkü yazının altında Amerika Rusya arasında kalmış Erdoğan’ın karmak için elinde tuttuğu hiç bir kart kaldı mıki diye sormuştum cevap bu günkü yazıda geldi.

        evet Erdoğan’ın elinde tuttuğu tek bir kart var o da CHP. Erdoğan CHP ile kedinin fareyle oynaması gibi oynuyor. ve yandaşlar bundan çok memnunlar hatta akpartililer kendi aralarında “basarimizin sırrı muhalefeti yonetebilmemizdir” diye başarılarıyla gururlaniyorlar.

        sence CHP liler bunun hiç farkinda mı?

        • Baran bey!
          İktidarın “muhalefeti kedinin fareyle oynadığı gibi yönettiği” çok doğru bir tespit.
          Ancak eksik.
          Ekisiklik ülkeyi yönetemediği.
          Zaten ülkeyi yönetebilse muhalefeti yönetmeye gerek kalmayacak.

      • Hatay’da Gökhan Zan adaylıktan çekilmiş bunun üzerine TİP anında bir aciklama yapmış. “TİP olarak Hatay’da DEM parti adayını destekleme kararı aldık”

        Erdoğan’ın DEM partisine bu büyük kıyağı vatana millete hayırlı olsun!

  7. Sayın cumhurbaşkanı cıs gördüğü konulara hiç girmiyor ama Kılıçdaroğlu hakkında bol bol konuşuyor. Mesela 5 sene boyunca ben iktidarda olduğum sürece faiz artmayacak diyen cumhurbaşkanı şimdi neden faiz konusuna hiç girmez.
    Mesela Diyarbakır’da bir caddeye şeyh Sait bulvarı adı verilmesini neden hiç konuşmaz.
    Mesela şu son Trabzonspor Fenerbahçe maçı hakkında tek laf etmez.
    Ha bu arada CHP AKP’ye karşı yarışmıyor tüm devlete karşı yarışıyor.
    Devlet tüm imkanlarıyla AKP’nin yanında ve bu duruma rağmen eğer Ankara’yı İstanbul’u İzmir’i alamazsa eh ne diyeyim.

  8. LAİKKİYET

    İstanbulun en büyük sorunu yaklaşan depreme hazır olmaması. Bunun için Toki başkanlığı yapmış, 5 yıl çevre bakanlığı yapmış Murat kurumu değil sözverdiği gibi 100 bin konut değil 5 bin konutu dönüştürdüğü söylenen imamoğlu seçilecek (Hatırlatayım sadece bir ilçe belediyesi 27 bin konut dönüştürmüş)
    Şahit olduğum daha açık bir örnek vereyim; İstanbul bayramqaşa cezaevi alanı kentsel dönüşüm alanı ilan edildi. Topbaş döneminde yeni binalar tamamen bitirilerek ekreme teslim edildi. O da utanmadan iptali için dava açtağı projeye açılış yaptı. Buraya kadar sorun yok. Taşınmasına karar verilen mahalleli ile anlaşma sağlanarak çoğu bu alana yine 5 yıl önce taşındı. Ama imamoğlu eski alanı yıkıp 5 yılda yeni binaları yapması gerekirken sizce ne yaptı. Hiçbir şey. Evet hiçbir şey. Yeni binalara taşınanlar uzun süredir boş kalan eski binalarını kimisi kiraya verdi, kimisi işgal edildi, kimisi de boş boş iğrenç halde metruk bir şekilde duruyor.
    Yani kendisini sıfırdan yapılıp teslim edilen hazır binalara hak sahiplerini taşıyıp 2. etabı 5 yılda başlatamayan imamoğluna şimdi istanbulu dönüştür diye oy vereceğiz. İlk genel seçimde de cumhurbaşkanı olacak, tabii hdp nin desteği ile. Yandı gülüm keten istanbul.

    • deprem konusu önemli bence de.
      çok büyük acılar yaşadık.
      istanbulda son beş yılda yapılması gerektiği halde ne yapılmadıysa eleştirilmesinden yanayım burada bir sorun yok. lakin deprem son beş yılda mı bu ülkenin sorunu oldu? öncesinde 10 yıllar mevcut iktidar elinde tuttu, biz istanbula ihanet ettik dediler çarpık yapılaşmaya açtılar, arazileri ranta açtılar, deprem afetine karşı ne yapıldı? üstelik çözüm sadece bina dönüştürmek değil, dönüşen binalarında yıkıldığını gördük, yeni rezidansların çöktüğünü izledik. rüşvete, yolsuzluğa dayalı düzeni değiştirmek, doğru şekilde sağlanacak bir kontrol sistemi gerekmiyor mu öncelikli olarak sizce?
      peki bu merkez iradenin sorumluluğu değil mi?

      sayın kurum ihaleleri devam eden kanal istanbul için önceliğimiz değil diyor, seçimden sonra birden öncelik alacağı belli değil mi? beş nesil çoluğumuz çocuğumuz borçlanacak, civarı ranta açılacak, jeolojik ve ekolojik risklerinin yanı sıra bir de uluslararası konjonktürel jeopolitik sorunlara yol açacak.
      abd ve rusya arasında bir çok sıkıntımız olacak
      ne güzel mühendis diye oy vermenin ağır sonuçlarını hesaplamak lazım bence.
      bak ülke ne halde…

      • Kanal İstanbul un etrafının rantının birilerine!!! gitmesi çok can yakar; İstanbul’lu olay gelişip kimlerin neleri götürdüğü vs lakırdılar gün geçtikçe çoğaldıkça, olayın getiri götürü maliyet hesabı anlaşıldıkça!!!…
        halk kafasını vuracak duvar arar fakat, duvarlar sur olup geçilmez olmuştur:((
        DOĞRUSU:
        Oluşacak rantın gelirinin de gideri gibi devlete millete aktarılmasının yolu bulunduktan sonra buralar imara açılmasıdır!
        Kanal açıp içine su doldurmayı düşünen varsada ALLAH AKIL VE İZ’an versin onlara:(((((
        İstanbul’a o kadar insanı binayı yığıp suyu gıdayı ulaşımı havayı ormanı yoksaymak hangi insan ırkına uyarlamıştır yüce Allah?
        O taraftan yerin altından sıvı altın akar,
        Üstünden başka, havadan başka nimet gelir İstanbul’a!!!!

  9. Muhalefet ben kendimi bildim bileli seçmenini konsolide etmek için balonlar şişiriyor..önceden laiklik cumhuriyetti…sonra Erdoğan düşmanlığı oldu fetönün mahareti ile😂..geçen seçimde 2 sene kararsızları tartıştık.😂sonra Z kuşagı ortaya çıktı..uçuruyordu kaçıriyordu 😂indiriyordu…şimdide emekliler 😂….ama her seferinde bu balonlar patladı.ama en azından seçmenini bir arada tuttu..ama sonuç…aynı…hüsran😂..ama komik olan seçmen grubunun bunu anlayamaması ve 9 seçim kaybetmiş adama tekrar kurtarıcı diye tıpış tıpış oy vermesiydi…ve bu seçmen grubunun bu yazarlar eliyle umutlandırılıp 😂😂😂hayal pompalanmasıydı…yine aynı..ama bunu tabi benim gibi zeki insanlar görüyor anlıyor😂😂😂😂😂😂😂😂😂😂😂
    yine eskiden olsa ….hayatım bu belediye seçimi ……iş yapacak adama verecen ..derler di…şimdi liyakat iş yaparlılığı becerikliliği falan geç bunları….Erdoğan’a karşı mı?😂😂😂😂😂tamam işte seçelim😂😂😂😂😂

  10. Bazı mihenk taşı denilen noktalar vardır. KKıçtaroğlunu da bir kesimin partideki taşı görevindeymiş moduna soktular!
    Yıllardır etnik bir grubun CeHaPe zihniyetinin içindeki temsilcisi hemde mürekkep yaşamış vesaire deyin yutturmadılar mı? Şimdi yoklar!!!!
    Bu güççük seçimin böyyüüükkk yansıma larıylada siyaset, bir metro kanalına da girer miii? onu 1 Nisan sonrası göreceğiz 🤔
    Mesele imam cemaat meselesini aştı çoktan.
    Yollar duble🤗, hastaneler pastaneler derken…
    “şehir yaşantısını gören dünün köylü kızı Şerife ile köyün delikanlısı Memo Can artık başka yeni hayaller peşinde😊🤗
    (Kim mi bu hale getirdi? Bu insanları istemedikleri halde bu hale?
    Sorularını sorsun herkes KENDİNE!).
    Kim A partisinden emekli olur, kim C partisi ile alakadar olur, kimin yolu çankaya ya evrilir ben bilemem.
    Yollar orada; yürümekle aşınmaz🤗
    Hastaneler de duruyor boşuna;
    500-1000 yerine yapıldı 3000 er yataklı boş halde😡.
    (Sağlık turizmi, modern ve ücretsiz, bazılarına ekonomik hastane beklerken,
    halk gidiyor hastane-i ÖZEL e🙃.

  11. CHP için CHP seçmeni her daim cepte.
    Parti yöneticileri sandık önüne geldiğinde yine gidip CHP’ye oy verir sanıyor.
    Ki şimdiye dek öyle oldu doğrusu. Kılıçdaroğlu bu durumu “tıpış tıpış oy verecekler” şeklindeki veciz (!) ifadesiyle ölümsüzleştirmişti hatta.
    31 Mart seçimleri için de böyle mi peki? Bu kadar rahat mı CHP?
    Değil.
    Bu kez bıçak kemiğe dayanmış durumda. Bu kez hem seçmen artık boş vaatlere doyduğu için hem de Cumhur İttifakı’nın adayı gürül gürül bir kampanya yürüttüğü için rahat değil CHP.
    Kendi içinde birlik sağlayamayan CHP seçmene güven vermekten çok uzak görünüyor.
    Sorun içinde yüzüyor CHP. Üst üste patlayan skandallar, partinin kaybolan kurumsal kimliği, üç başlılık, lidersizlik, kirli para ve kirli ilişkiler ağı içindeki yöneticiler, parayla satın alınmış delegeler, eskilerle yeniler arasındaki sert rekabet, her biri hakkında vakti geldiğinde patlatılmak üzere bekletilen bombalar…
    CHP’nin pür melali, 100 yaşındaki partinin başına daha önce gelmemiş türden bir çürüme, kokuşma hali.

  12. SEÇ BEĞEN AL
    Muhalefet;
    –Candaş,
    –Yandaş,
    –Yancı,
    –Kontrollü,
    –İrtibatlı,
    –İltisaklı.
    Bu siyasi muhalefet, yani muhalif siyasi parti yönetimlerinin “iktidara” bağlılıklarının tasnifi.
    İktidara “en az” bağlı olduğu düşünülen “İrtibatlı ve İktisaklı” muhalefetin iktidar ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu düşünülmesin.
    İktidara zaten göbek bağı ile bağlılar.
    Muhalif seçmenle yani sosyal muhalefetle yani tabanları ile irtibatlı ve iltisaklılar.
    Yani o derece.
    Yani o biçim.
    Geçenlerde muhalefetin yandaş kanalına konuk olan çiçeği burnunda muhalif genel başkanın buyruğunu sayın KORU kaçırmış olmalı.
    Yoksa bu köşeye taşırdı.
    Şunu dedi:
    “–Biz 2023 seçimlerini kaybettik”
    Yani;
    –2023 seçimlerinde hile-hurda yokmuş.
    –Adam kazanmış.
    Bunu en son kurultayda niye söylemedin?
    Niye değişim-dönüşüm diye ortalığı velveleye verdin.
    Ağzı bir karış olmuş yandaş seçmen ve trollere bir sorum olacak:
    Bir kısım muhalifimsi siyasi ile vicdan azabınızı bastırmaya çalışıyorsanız şunun iyi bilin:
    “–En has elemenlarınız bunlar.Yetiştiştire-yetiştire bunları yetiştirebildiniz. Eserlerinizle ne kadar öğünseniz azdır.Alkış.Alkış”

    • Günün fıkrası

      Nasreddin Hoca’ya sormuşlar.
      – Hocam… Tuvalette sakız çiğnemek caiz midir?
      Hoca, “Dini yönden bir sakıncası yok” demiş… Ve eklemiş:
      – Fakat… Görenler başka bir şey yediğinizi sanır.
      Partinin il merkezinde para saymak da öyle bir şey… Saymakta sakınca yok.
      Ama…
      Deste deste Türk Lirası… Dolar… Euro… Para sayma makinesi…
      Görüntüleri izleyenlerin akıllarına neler gelmez ki.

  13. CHP de gelen gideni aratti Adama bakın DaRBE olsa gidip teslim olacakmış.Erdogan i yenemeyecekleri anladiklarindan ancak DARBE ile gonderebiliriz diye düşünüyor .Ya şu kafaya bakarmisiniz 40 yaş uzerini sorunlu görüyormuş öylemi sen kaç yaşındasın neden aday oldu. istifa et yerine 40 yaş altı birini getir.
    Bu nasıl bir parti lideri?
    Allah’ım memleketin dustugu hale bakın ana muhalefet darbe istiyor breh breh breh.????

  14. En güvenilir anket sandıktır,
    son seçimde kemal kılıçdaroğlu ve iki yanındaki yiğitlerim dediği cb yardımcısı adayları
    hep birlikte yenilmişti,
    o yüzden ibb ve abb seçimlerinin sonucunu tahmin etmek için filozof olmaya gerek yok!
    Dersimli kemal yine bir seccadenin üzerine ayakkabılarıyla basıp sırıtarak poz verecekse,
    şu sıralar hiç ortalarda görünmese daha iyi olur bence:)

    • azucuk ciddiyetle gel. ayu çıkabülürse, daş düşebülüse de gene erduvan dört ayak üstüne düşebülü;

      19 seçimlerinden önce haberler Kremlin sarayında “Türkiye’deki şartlar erduvanin kaybedebileceği ihtimalini düşünmemizj gerektiriyor. muhalefetle ilişkimiz yok, bu ihtimal bizim muhalefetle ilişki kurmamizj gerektirdiğini hatırlatıyor.” diye bir muhabbet döndüğünü söylüyordu.

      bu haber iktidar medyasında da yayınlandı. iktidar medyası böyle bir haber yayinliyorsa mutlaka bir plan dahilinde yayınlar.

      Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesi ve Erdoğan’ın bu durumu meydanlarda diline dolamasi “geliyor gelmekte olan”ı bağıra bağıra haykırıyor.

      doğu Perinçek’in sesi de pek çıkmıyor son zamanlarda zaten, Erdoğan galiba Perinçek’i merkeze çekip dinlendiriyor olmalı. seçimden sonra bagirttirirsa hiç şaşmam:)))

Yoruma kapalı.