You are currently viewing Marco Polo, İpek Yolu ve günümüzün her zaman genç kalan macera sever insanları…

Marco Polo, İpek Yolu ve günümüzün her zaman genç kalan macera sever insanları…

Hayatımda ilk kez yurtdışına 20 yaşımda öğrenci iken çıkmıştım.

Otostop yaparak.

Maceralı yolculuklarımı sonraki iki sene de tekrarladım. 

Bu 50 sene önceki ben.

Şimdi de kararlıydım; araya covid salgını girmeseydi, birkaç hafta sürecek bir ülke-içi seyahate eşimle birlikte çıkacaktım. İstanbul’dan Erzurum’a ve oradan da İran sınırına kadar İpek Yolu‘nun geçtiği her yere uğrayarak muhtemelen iki hafta sürecek bir seyahat planlamaktaydık.

Nereden çıktı bu niyet?

Anlatayım.

Bernard Ollivier Fransa’da ismi iyi bilinen bir meslektaş. Önemli gazetelerde siyaset ve ekonomi alanlarında makaleleri yayımlanmış biri. Gazete yönetimlerinde de bulunmuş. Aklında hep 60 yaşına geldiğinde kendisini güncel konulardan azat etmek ve emeklilik günlerini farklı bir biçimde değerlendirmek varmış.  

Niyetini yerine getirmek için 60 yaşında emekli olmuş.

Bernard Ollivier, yollarda..

Aklında yıllarca taşıdığı niyet, Marco Polo’nun (1254-1324) asırlar önce yaptığı İpek Yolu seyahatini tekrarlamak olduğu için, hemen o niyetini hayata geçirmek için yola çıkmış…

İstanbul’dan başlayıp Pekin’e kadar seyahat etmiş Bernard Ollivier.

Yayan. Tabana kuvvet.

Gelip geçtiği yerlerde onu sırtındaki hayli yüklü (20 kg ağırlığında) sırt çantasıyla yürürken gören şoförlerin “Seni gideceğin yere biz bırakalım” tekliflerine hep olumsuz cevap vererek…

[Türkiye’de bir keresinde kendisinden ‘casus’ diye kuşkulanılmış; jandarmalar yoldan alıp ciple Sivas’a götürmüşler. Sorgusu sonrasında seyyah olduğu anlaşılmış, özür dilemişler. Ollivier, komutandan kendisini aldıkları 40 km gerideki noktaya götürüp bırakmalarını istemiş. Dediğini yapmışlar.

Seyahatini, sonrasında, dört cilt halinde kitaplaştırmış Fransız gazeteci.

Kitapları önce Fransızca sonra da İngilizce olarak çıktı.

Ollivier’in kitabı..

İstanbul’dan başlattığı seyahatinin ilk bölümü ‘Out of Istanbul – A Journey of Discovery Along the Silk Road’ başlığıyla İngilizce yayımlandı.

Okudum ve etkilendim.

Bernard Ollivier Fatih Sultan Köprüsü’nün Anadolu yakasında taksiden inmiş, ilk gün yürüyerek Kavacık yoluyla Beykoz merkeze gelmiş; orada kalabileceği bir otel olmadığını fark edince, tavsiye üzerine Polonezköy’e kadar yolunu uzatmış…

İlk gün 30 km’yi bulmuş yürüyüşü.

Ardından bazen maceralar da yaşamış, ama Marco Polo’nun kitabında geçen her yere uğrayarak hiç aksatmadan yoluna devam etmiş. 

Kitabın yarısında Erzurum’a vardığında, aynı yollardan ben de geçmeye karar verdim ve daha önce okuduğum yüzlerce sayfayı en başa dönerek bir kez daha okudum; bu kez uğradığı her yerin ismini ve hangi il/ilçede gecelediyse onları da not ederek…

Bu arada Bernard’ın 1999 yılında yaptığı seyahati günümüzde tekrarlamanın ülkemizin onca yıl boyunca ne kadar yol aldığını görmeme ve göstermeme yarayacağını düşünüyorum.

Onun yayan yaptığı İpek Yolu seyahatini -üzülerek söylüyorum- biz araçla yapacaktık. Onun aylar süren yolculuğunun ana hatlarını bir, bilemediniz iki haftada tamamlamanın mümkün olduğunu sanıyorum.

Fransız meslektaşı ve maceralı yolculuğunu, kitabını okumam üzerinden neredeyse iki yıl geçtiği halde bugün hatırlamamanın sebebi, önceki gün karşıma çıkan bir gazete haberi

Vienna Cammarota bir İtalyan kadın gezgin. O da önce Göethe’nin Italian Journey (İtalya seyahati) adıyla İngilizceye çevrilmiş kitabından etkilenmiş. Sonra Marco Polo’yu keşfetmiş. [Çağdaşı Bernard Ollivier’den galiba haberi yok.]

Miladi 1254 doğumlu Marco Polo 17 yaşında yollara düşmüş bir seyyah. İpek Yolu, onun uzun seyahati sonrası kaleme aldığı ve kendisinden sonra pek çok nesli etkilemiş olan seyahatnamesi ile dünyada duyulmuş bir terim. 

Polo yola Venedik’ten çıkmış ve seyahati Çin’e kadar sürmüş.

Çin’de Kubilay Han’ın konuğu olmuş ve ikili arasında kurulan yakın bağ sayesinde onu temsilen pek çok başka yeri de gezip görme imkanına kavuşmuş. 

Cammarota Hanım, İtalya’dan başlattığı yolculuğunda, Marco Polo’yu takip ederek, bugünkü adlarıyla Hırvatistan, Sırbistan, Bulgaristan, Türkiye, Gürcistan, İran, Türkmenistan, Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Moğolistan üzerinden sonunda Çin’e varmayı planlıyor.   

Tabana kuvvet, yayan… 

Aynı yolculuğa Bernard Ollivier 60 yaşından sonra çıkmıştı, Vienna Cammarota 72 yaşında.

Ollivier uzun yolculuğu sırasında her uğradığı il ve ilçede kalabileceği otel bulmakta zorlanmıştı. Zaten kendisine koyduğu ‘her gün ortalama 20 km yürüme’ hedefi onu çoğu kez kasaba ve illere varamadan bulduğu her yerde gecelemeye mecbur etmişti.

Çoğu kez durumunu görüp insanlar onları evlerine davet etmişler, bazen de gece vakti kimsenin ortalıkta görünmediği köylerde gözüne kestirdiği bir evin kapısını çalarak o kendisini davet ettirmiş.

Vienna Hanım da aynı beklenti içerisinde. Kendisiyle konuşan Guardian gazetesi muhabirine, “Yol boyunca insanların evlerine misafir edilmeyi umuyorum; hani para tasarruf etme gibi bir sebeple değil, insanlarla doğrudan temasta bulunmak ve ülkelerinin hikayesini beni misafir eden insanların ağzından anlatabilmek için” demiş…

Seyahati sırasında 22 bin km yol yürüyeceğini hesap ediyor Vienna Hanım.

Üzerinde ülkesi İtalya’nın bayrağı yanında günün anlam ve önemine uygun bir de Ukrayna bayrağı bulunacakmış. 

Bu yazıyı, okurlardan meraklı olanlara, yaşadıkları yerlerde etraflarına biraz daha dikkatli baktıkları takdirde İtalyan ve Ukrayna bayrakları taşıyan, ayağında uzun yola dayanıklı bir bot, sırtında bir çanta ve başında muhtemelen bir şapka bulunan yaşlıca bir kadın görebilirler ve isterlerse onunla geçip geldiği ve sonrasında gideceği yerler konusunda sohbet edebilmenin yolunu arayabilirler diye yazdım.

Tabii eşimle çıkmayı planladığımız kısa ve araçlı ‘İpek Yolu’ seyahati planımız hala bâki.   

Vienna Cammarota, uzun yolculuğuna çıkarken..

ΩΩΩΩ