Merak bu ya: Erdoğan-Bahçeli 45 dakikada ne konuştu? CB Erdoğan Özgür Özel’e neden 2 Mayıs’ta randevu vermiş olabilir?

13
Reklam

Türkiye’de her gündem hızla yerini yeni bir gündeme terk ediyor.

Siyaset açısından sağlıklı bir durum mu bu? Sanmıyorum.

Yarın ve yarından sonraki gün önemli iki gündem maddesi var. 

İlkinde, 1 Mayıs günü, ‘İşçi Bayramı’ kutlanacak. İşçiler bayramlarını geleneksel olarak Taksim’de kutlamak istiyorlar, ama İstanbul Valiliği ‘‘Başka bir yer isteyin, neresi olursa olsun izin var, ama Taksim olmaz’’ cevabını veriyor.

CHP’nin yeni seçilen genel başkanı Özgür Özel ise, bu yasağı delmek için girişimde bulunacaklarla birlikte o gün Taksim’e çıkmayı deneyecek.

Ertesi gün de, Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la Külliye’de bir araya gelecek.

Ne konuşacaklar, doğrusu merak etmeden duramıyorum.

Tıpkı, dün yapılan ve 45 dakika sürdüğü kayıtlara geçen Erdoğan’ın MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’yi evinde ziyareti sırasında neler konuşulduğunu merak ettiğim gibi…

Reklam

Biraz önce, çeşitli gazetelerin internet sitelerinde Erdoğan-Bahçeli görüşmesiyle ilgili haberleri taradığımda, bazısında görüşmenin hiç önemsenmediğini, bazısında da birkaç satırlık değiniyle geçiştirildiğini fark ettim.

Oysa Erdoğan ile Bahçeli’nin şu sıralarda konuşmaları gereken çok sayıda -bazısı dikenli- konu başlığı bulunuyor. 10-15 dakikası hal-hatır sormayla geçecek görüşmede, o kadar konu, yarım saate nasıl sığdırılmıştır, anlamak hayli zor.

Acaba Erdoğan muhatabını ‘‘Merak etmeyin, rahatsızlık duymanızı gerektirecek bir şey yok’’ diyerek rahatlatmış mıdır? Yoksa, Bahçeli, onun bu teyidinden önce, ‘‘Ferdi Tayfur’un şarkısı üzerine bindirilmiş yürüyüş görüntüm umarım sizi rahatsız etmemiştir’’ cümlesiyle -varsa- gerginliği ortadan kaldırmayı mı tercih etmiştir?

İki lider birbirini rahatlatıcı bir havayı bir araya gelişlerine yansıtmamışlarsa, aralarındaki sorunlu maddeleri görüşmeleri için yarım saatin yeteceğini sanmıyorum.

Tayyip Erdoğan’ın, yerel seçimden yenilerek çıkılmasında ülkedeki ekonomik sorunların en önemli rolü oynadığı değerlendirmesi sebebiyle başarısına umut bağladığı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e, yurtdışında katıldığı bir toplantıda İngilizce konuşurken kullandığı bir sözcüğü bahane ederek sert karşı çıkmasıyla ilgili Devlet Bahçeli’ye soracağı sorular olmalıydı…

Bahçeli’nin yeni sistemin seçilebilmede aradığı ‘50+1’ şartının vazgeçilmezliğine dair sözleri Külliye’den başdanışman düzeyinde aynı sertlikte bir cevapla karşılanmıştı. MHP lideri de herhalde görüşmede o konuyu açma ihtiyacı duymuştur.

Yoksa yarım saatte o konulara hiç değinilmemiş olabilir mi?

Medeni bir biçimde ayrılma kararı karşılıklı tebliğ edilerek…        

Reklam

İki tarafın görüşme öncesinde sergilediği tavırlar bana bu ihtimali düşündürmüyor değil.

Bu da bizi doğrudan şu soruya götürüyor: Bazılarının seçimin hemen ardından dillendirdiği gibi, AK Parti, kendisini fabrika ayarlarından uzaklaştırmada en büyük payın sahibi olan MHP ile yollarını ayırıp daha özgürlükçü ve demokratik bir tavra bürünebilir mi?

Soruyu soran benim ama, soruya olumlu bir cevap vermemi gerektirecek en ufak bir gerekçe bile bulamıyorum.

İşçi Bayramı’nda, kendisinden önceki iktidarlar tarafından uygulanmış, iktidara gelince AK Parti’nin de sekiz yıl -AİHM ve AYM kararlarına rağmen- uyguladığı Taksim yasağı 2010 yılında kaldırılmış ve sonraki üç yıl boyunca işçiler bayramlarını geneleksel mekanı olan Taksim’de kutlayabilmişlerdi.

Mesela, bugün, İstanbul Valisi, ‘‘Buyurun, Taksim sizlere açık’’ davetinde bulunabilir mi?

CHP genel başkanı Özgür Özel’in partisi içerisinden gelen itirazları dahi göze alarak Külliye’ye çıkmasından bir gün önce, böylesine bir ani tavır değişikliğine gidilmesi, ne kadar hoş bir davranış olurdu, değil mi?

Belki de ana siyasi damarların temsilcisi iki partiyi, ülkenin temel sorunlarının çözümünde dayanışmaya sevk edebilecek bir yakınlaşmanın başlangıcına tanıklık edebilirdik.

Olabilir mi?

Gönlüm istese bile, olabileceğini düşünemiyorum.

AK Parti ile MHP, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ ile birlikte ayrılmaz ikili haline geldiler. Ayrılmazlık AK Parti’nin aleyhine işliyor, her seçimde oylarından bir miktarı bu birliktelik yüzünden tırtıklanıyor. Son seçimde bu yüzden AK Parti’nin oyu %30’un altına düştü.

MHP ne yapar eder ve birlikteliğin bozulmasına izin vermez.

‘İzin vermez’ kesinliğini bilerek seçtiğimi bilesiniz.

Özgür Özel Külliye’de nasıl bir havayla karşılaşacak?

İşte üzerinde durulmayı hak eden esas soru bu.

ΩΩΩΩ

Reklam

13 YORUMLAR

  1. Bahçeli ye zihniyete bir manâ ve anlam yüklenmeli mi? EVET!
    Özgür efendi ile görüşmenin bir gerekliliği var mı? MİLLETİN GAZINI ALMAK İÇİN
    VAR🤗.
    Bahçeli yi bahçede ziyaret etmezsen!! ne gelebilir başına???
    (Trolker provakasyon yapıp motor sikletliye firdururlar demeyin bozuşuruz)
    ERKEN SEÇİM KARARI ALINIR diyorlar😊
    Not:Ecevit ile coalisyon yaptıkları seçimin ilk günü şöyle demiştim:
    Mehepe intihar ediyor! (Sonrasını herkes biliyor zaten)
    CeHaPe başının Akp başına elini vermekle!… neresini/ nesini kaybede bilir? (Yada neyin üstüne ne konula bilir?) iştebu sorunun cevabını Bir TEK kişi BİLİR🤔.

  2. Yönetim kısmının muhalefet cenahına soracağı danışacağı yada puan almaya çalışacağı gibi bir durumu sıkıntısı yok.
    MHP ile ayrı bardaktan su içme gibi bir şansları da yok!
    (Bunun olabilmesi için CeHaPe ile aynı çuvala pardon aynı denize girip yüzmeleri,
    Soona yazlık sarayda maaile yemek yemeleri (ecder meyvesi olmazsa olmaz😯, Özgür’ün diline düşersiniz😂) gerek🤗.
    “…MHP ile yollarını ayırıp daha özgürlükçü ve demokratik bir tavra bürünebilir mi?”
    sorusu sayın yazarın en çok merak ettiği bölüm😊.
    (Cevabı üstteki parağrafta).
    Asıl soru,
    AKP’nin MHP den ayrılıp CeHaPe nin Özgür ü ile özgürleşme yoluna gitmek gibi bir niyetinin olması mümkün mü??
    Yüzde 80 lere hükmedebilme gücünü bırakıp kim bakar gece külübündeki ben özgürüm özgür kadınım şarkısına😳
    Yürüyüş yolunda ferdi tayfur orhan gencebaydan türkü dinlemek dururken😊.

    • ERDOĞAN’IN BAHÇELİ’Yİ
      ZİYARETİ NE ANLAMA GELİYOR?
      Bu ziyaret her şeyden önce; Cumhur İttifakı’nın bileşenleri arasında hiçbir sorun olmadığını gösterdi.

  3. sanırım en önemli gündem dsp genel başkanı sayın önder aksakal a dem partili sırrı sakıkın yaptığı terör tacizidir. Bu terör örgütünün sözcülüğü yapan partinin terör propagandası yapmasına daha ne kadar göz yumulacak? Ülkemizin bir Suriye bir Filistin gibi olmasını mı bekleyeceğiz?

  4. NE GÖRÜŞECEKLER?
    Gazeteci milleti neler görüşeceklerini sorduklarında Özel dosyasındaki konuları sıraladı.
    – Ekonomi konuları
    – Belediyelerin nazım planları, borçlar, krediler
    – Emeklilerin sorunları
    – Can Atalay konusu
    – Gezi davası tutukluları
    – Taksim’de 1 Mayıs kutlaması
    – Dış politika konuları
    – Filistin meselesi
    Sonuç alınırsa, diyalog kanalını açık tutacaklarını ekledi.
    Cumhurbaşkanı tarafından yeni anayasa hazırlanması konusunun açılacağı da anlaşıldı. Özel’in bu konuya pek sıcak bakmadığı belli oldu.
    Mevcut anayasaya uyulmadığını söyleyecekmiş.
    Gazetecilerin soruları ve alınan cevaplar az daha devam ederse, bir araya geldikleri zaman, ortada konuşacak bir konu kalmayacak. Bütün konular hakkındaki görüşlerini basın üzerinden ortaya sermiş olacaklar.

    Görüşmenin öncesindeki fikir ve tavırlarında değişiklik olmayacaksa, buluşmaya da gerek yok esasen.

    • İktidar yıkıcı bir siyaset yapıyor. Hiç bir zaman uzlaşmacı ve demokrat değildi. Bunu da açıkça ifade ediyorlar, kindar dindar siyaset diyorlar, nefret ediyorlarmış böyle siyaset yapıyorlarmış. Kendi içlerinde muhalefete ne yaptıklarını da biliyoruz. Ya kapı dışı yapıyorlar, yada sokak ortasında vuruyorlar, cinayetin iddianamesi bile yazılamıyor. Bu faşist zihniyet elbette ülkeye pahalıya maloluyor. Enflasyon yüzde yüzlere devalüasyon 30 katlara, hazine de dibe gidiyor. Kapalı kapılar arkasında müfredat çalışmaları yapıp milletin çocuğuna zorla empoze ediyorlar ne idüğü belirsiz Türkiye yüzyılı gibi safsataları. Yine kapalı devre bir başkanlık sistemi uydurup kendi yandaşlarına onaylatıyorlar. Millet de çekiyor bunun ceremesini. Yandaş candaşlar da görüşmeye ne gerek var canım, kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz işte diyorlar.

  5. Erdoğan Özel ile görüşerek Özel ile İmamoğlu arasını bozmayı amaçlamaktadır. Bu şekilde CHP yi bölmeyi amaçlamaktadır. İmamoğlu ve Özel in bu oyuna geleceğini sanmıyorum. Özel de Erdoğan ile görüşerek Bahçeli ile arasını bozmaya çalışıyor olabilir. bu konuda da bahçeli dikkatli olmalıdır. çünkü Bahçeli karar değiştirirse bu erken seçim demektir. bu da Erdoğan için kaybetmek demek olacaktır. göreceğiz…..

    • Dur yolcu!
      “çünkü Bahçeli karar değiştirirse bu erken seçim demektir. bu da Erdoğan için kaybetmek demek olacaktır.” filan diyorsun ama
      o işler artık eski türkiyede kaldı, değil bahçeli feriştahı gelse tbmm erken seçim kararı alamaz, almak isteseler bile karar yeter sayısını bulamazlar,
      erken seçim mührü zaten kaybedecek dediğiniz
      Erdoğanın elinde!
      Chpden daha önce, mhpnin yanında ikinci koltuk değneği ya da stepne tekeri olarak yerini alabilmek için sabırsızlanan iyipi de gözardı etmeyin derim:)
      göreceğiz…..

  6. Tak diye emrediliyor, şak diye yapılıyor bu kurulu vesayet düzeninde. 45 dakika fazla bile görüşmek için. Ne istediler de yapılmadı ki. Şimşek mi harcanacak. İki dakikalık iş. Mesaj şarkı türkü eşliğinde sosyal medyadan verilmiş zaten. Şimdi ikileyecekler mi? Cık. Hiç zannetmem.

  7. TAKSİM YASAK, KÜLLİYE SERBEST
    Taksim yasağının üzerine külliyede randevu.
    Bu manidar zamanlamayı bir yerlerden
    hatırlıyor musunuz?
    Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı süresinin dolmasından hemen önce yapılan AKP olağanüstü kongresi örneğin.
    Taksim yasağının üzerine külliye randevusuna gitmek, sadece ve sadece “Şahsıma Özel Muhalefet ” olduğunu herkese alenen ilan etmektir.

    • akpartinin genel başkanından randevu istemek ben birinci partinin genel başkanı olsam da, her ne kadar sen de ikinci partinin genel başkanı olsan da gene de patron sensin demek. normalde Erdoğan 5. parti genel başkanı Bahçeli’nin ayağına gittiği gibi Özel’in de ayağına gitmesi gerekirdi. buna 1.patron bahçeli 2.patron Erdoğan 3. olmaya çalışan da bir özgür.

      • Orhan ugurluoglu “Erdoğan’ın bahceliyi evindeki ziyaretinde özgür Özel ile görüşmem sizi rahatsiz eder mi” diye sorduğunu yazıyor. dediğim gibi patron bahçeli Erdoğan bahçelinin emir eri.

        • Hayret yaa! koalisyon halindeki partilerin birbirine danışarak hareket etmesi sana göre anormal demek! vay vay vah fetöcüler içerden ve dışardan kimlerin emir eri oluyodu. bir sözcü olarak ne dersin acaba.
          -batı cephesi koalisyonumu
          -mason birimlerimi
          -yunanistan birimlerimi
          -israil birimlerimi
          -abd-ab birimlerimi
          daha sayayımmı?

Yoruma kapalı.