MI6'in başındaki 'C' konuştu: Günümüz casusları nasıl olmalı?

18
GLENROTHES, SCOTLAND - DECEMBER 03: Alex Younger, Chief of the Secret Intelligence Service - known as MI6, with St Andrews University Principle Professor Sally Mapstone during a question and answer session after his speech gives a speech about the way in which the service is evolving as an organisation in response to current threats and a changing geo-political environment, at University of St Andrews on December 3, 2018 in Glenrothes, Scotland. (Photo by Andrew Milligan - WPA Pool/Getty Images)
Reklam

“Bazen insanlar bana geceleri uykumu en fazla kaçıran şeyin ne olduğunu soruyor. Cevabım sizleri şaşırtabilir. Gördüğüm en büyük risk, özel olarak örgütümüzde ve genel olarak da ülkemizde var olan muazzam kabiliyetleri en mükemmel biçimde kullanamamaktır.”

Karşısında konuştuğu insanlar bu sözlerin sahibinin beklediği gibi şaşırdılar mı bilemem elbette, ancak ben şaşırdım.
Çünkü İngiliz istihbarat örgütü MI6‘in başındaki Alex Younger bu sözlerin sahibi. Onun uykusunu kaçıran şeyler bu kadar basit olmadığı gibi, birden fazla konu da olmalı.

James Bond ve günümüz James Bond’ları

Alex Younger vaktiyle James Bond filmleriyle kendini dünyaya en mükemmel casusluk örgütü olarak sunmuş MI6‘in başında. Onun konumundaki kişiden ‘C’ olarak söz ediliyor.
James Bond karakterinin mucidi romancı Ian Fleming de bir MI6 casusuydu. Ülkemizdeki azınlık mensuplarına karşı girişilmiş vandal bir talan olayı olan 6-7 Eylül 1955 günlerinde Fleming İstanbul’daydı.

Alex Younger, ‘C’..

MI6’in bugünkü patronu başında bulunduğu örgütü Ian Fleming tarzı tanıtıma faaliyeti çerçevesinde bir konuşma yapmak üzere vaktiyle mezun olduğu İskoçya’daki St Andrews Üniversitesi‘ndeydi bu ayın başında.
Sayfalar süren bir metin, Alex Younger‘ın St Andrews Üniversitesi’ndeki konuşması. Mesajının özü şu:

“Dünyanın yeni şartları casusluk örgütünün en güçlü beyinler ve işe uygun kabiliyetlerle mücehhez olmasını gerektiriyor; kendinizi bu alanda hizmete hazır görüyorsanız, biz de sizleri aramızda görmek istiyoruz.” 

Younger‘ın konuşmasının metnine kolayca ulaşılabiliyor; daha ilk günden hem örgütünün internet sitesine konuldu, hem de çeşitli siteler metni iktibas etti. Ancak nedense bizde hemen hiç ilgi görmedi o önemli konuşma.
Önemi, dünyanın en eski ve en etkili casusluk örgütlerinden sayılan MI6’in başındaki kişinin bugünkü dünyamızın özellikleri ve tehdit algısını paylaşıyor olmasından kaynaklanıyor.
Şu tanıma bir göz atın isterseniz:

“Dünyanın her tarafındaki sorunların kaynağına gidebilen, gizli ajanlar devşirip onları yönlendirebilen, terörist örgütlere sızabilen, ulusal çıkarları koruyabilmeleri için hükümetimize ihtiyacı olan istihbaratı sağlayabilen, kendi ülkemize ve müttefiklerimize yönelik terörist saldırıları durdurabilmeye yarayacak bilgileri hükümetimize sunabilen, devletler ve devlet-dışı unsurların uyuşturucu trafiğini veya nükleer ve kimyasal silah edinmesini durduracak çabalar gösterebilen gerçek anlamda küresel istihbarat örgütlerinden biriyiz biz.”  

Younger dünyanın giderek daha muğlak ve karmaşık bir hal aldığı görüşünde. Bunun sebebini de teknolojide kaydedilen ilerlemelere bağlıyor. “Bizler icat ediyoruz, bizi yok etmek isteyen muarızlarımız çok etkili biçimde kullanıyor teknolojik imkanları; biz de onlar kadar etkin teknoloji kullanıcısı olmalıyız” diyor konuşmasının bir yerinde.
‘Melez bir çağ’ diyor günümüz için. ‘Melez saldırılar’ ve ‘melez tehditler’ ile karşı karşıya kalındığından, bunlara karşı ‘melez araçlar’ kullanmaktan söz ediyor. Geçmişte casusluğun kişiler tarafından yapıldığını, şimdilerde ise bir ekip işine döndüğünü belirtiyor. Bunun için de İngiltere’de var olan diğer istihbarat örgütleriyle eşgüdüm içerisinde çalıştıkları gibi ‘Beş Göz İttifakı’ içerisinde yer alan İngilizce konuşan ülkelerin (ABD, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya) istihbarat örgütleri yanında Avrupalı müttefiklerle de yakın çalışma içerisinde bulunduklarını vurguluyor.
Bir cümlesi aynen şu:

“Ben örgüte katıldığımda en önemli görevimiz gizli sırları öğrenmekti. Bugünün melez tehditli ortamında muarızlarınızın ne yaptığını bilmek yeterli değildir; onların davranışlarını değiştirecek adımları da atmanız gerekiyor.”

Reklam

Neymiş, anladınız mı?
Üzerinde düşünülecek bir cümle bu.

Teknoloji, yenilikçilik, teknoloji, yenilikçilik

IŞİD’e (o DAİŞ veya Hilafet diyor) karşı eylemlerde başarılı olduklarını belirttikten sonra devletlerden kaynaklanan tehditlere sözü getiriyor ve Rusya’nın faaliyetlerini örnek olarak veriyor.
Söylediği önemli noktalardan biri de şu:

“Devletlerden kaynaklanan tehditler daha çok muarızlarımızın giderek artan biçimde modern teknolojiyi kullanmasından kaynaklanıyor. Bizim onlardan daha hızlı yeniliklerden yararlanmamız gerekiyor. Bunu yapamazsak gelecek nesiller bizi affetmez. (..) Teknoloji karşımızdakilerin değil bizim yanımızda olmalı.”

Teknoloji ve yenilikler peşinde koşanlar çevreleriyle, akademik hayatla bu amaçla irtibat kurduklarını da bu arada kayda geçiriyor Alex Younger...
Benim çok az bir bölümünü aktarabildiğim bu uzun konuşma metnini, umarım, bilmesi ve değerlendirmesi gerekenler didik didik etmişlerdir.

Stella Rimington, ilk kadın ‘C’..

Çok fazla uzak olmayan dönemlerde, James Bond filmlerine konu olmasına rağmen, MI6 örgütünün başındaki kişi ön planda görünmezdi. Kendisinden ‘C’ diye söz edilir, ismi hiçbir yerde geçmezdi. Fotoğrafları de gazetelerde yer almazdı o kişinin.
Stella Rimington 1992 yılında o göreve gelene kadar… Stella Hanım ismini ve resmini daha ilk günden kamuoyuyla paylaştırmıştı. Görevden ayrıldıktan (1996) sonra da entrikalı romanlar yazıyor.
Ara sıra da olsa konuşarak varlığını belli eden Alex Younger da emekliliği sonrası bir kenarda oturmayacağa benziyor.
 
 
Alex Younger’ın konuşma metni (İngilizce): st-andrews-university-speech-dec-2018
Alex Younger’ın St Andrews Üniversitesi konuşması (VİDEO):

ΩΩΩΩ

Reklam

18 YORUMLAR

  1. Kesikbaş cinayeti yoksa istihbarat fetişizmi verelim:) fetönün bir mutemedi soru üzerine şöyle cevap vermişti: “evet, kendisinin bir tek şeye karşı zaafı vardır; istihbarata!” Nitekim sonu da istihbarat merakından oldu zaten:) kesikbaş cinayetinde de istihbaratımızın başarıyla elde ettiği bilgiler/deliller ilgili tarafların eline anında ulaştı ve oyun başlamadan bitmiş oldu. Bana kalırsa güvenlik ve haberalma servisleri kadar üzerinde durulması gereken diğer bir önemli husus da merkezbankası müdürleri ve maliyedir! Eğer merkezbankası ve hazineniz boşsa, imfye teslim olmuşsanız o fiyakalı kurumlarınız pek bi işe yaramaz yani…

  2. Bu sabah kalkinca beni şok eden, M Akpinarin sözlerine Erdoğanin bir toplantida konuşmasini okuduğum ve Metin Akpinara çok kizdiğim bir haberde nasil olurda bu dengesizce kim olursa olsun beğenmeye bilirsin eleştirede bilirsin siradan insanda olsa dahi vahim bir konuşma heleki bir devletin başkanini sen nasil ipte sallandirirsin diye kendi kendime tepki gösterdim…
    Erdogan in beni şok eden konuşmasinin o bölümü
    ×××××××
    ” Açıklamalarıyla AKP Trollerinin hedefi olan Metin Akpınar’a tepki gösteren Erdoğan sanatçıyı açıkça tehdit etti
    İşte şimdi de yayın organları vasıtasıyla beni ipe götüreceklermiş. Bunu sanatçı görünümü altındaki müsveddeler yapıyorlar. Yahu senin her yerin sanatçı olsa ne yazar. Biz bu yola farklı çıktık. Senin haddine mi? Biz şehadete inanmış insanlarız. Biz bunların bedelini rahatlıkla ödemeye hazır insanlarız. Bunlar sanatçı müsveddesi, yargıya hesabını versinler. Bunun bedelini ödeyecekler. Bu ülkenin cumhurbaşkanını ipte sallandıracaksın. Şimdi git yargıda bedelini öde.”
    ××××××××
    METIN AKPINARIN KONUŞMASI.
    ×××××××××
    Metin Akpınar ne demişti?
    “Uğur Dündar’ın sunduğu Halk Arenası programına konuk olan sanatçı Metin Akpınar, burada yaptığı konuşmada “Demokrasiye ulaşamazsak belki lideri ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür, belki de başka liderlerin yaşadığı kötü sonları yaşayabilirler. Bu kutuplaşma ve karmaşadan kurtulmamızın tek çaresi demokrasidir. O noktaya ulaşabilirsek kavga gürültü olmadan bu işin içinden çıkarız” ifadesini kulanmıştı.”
    ×××××××××
    M AKPINARIN KONUŞMASINI OKUYUNCA HEMEN AKLIMA BURDAKI TROLLER VE BAŞINDA GELEN H GAYRET AKLIMA GELDI….VE KENDI KENDIME GÜLUMSEYEREK ŞU KELIMEYI SOYLEDIM.
    Demekki F Koru geçenlerde okuma ile ilgili bir yaziyi kef için kaleme almadı.
    Evet insanlar olmadıkça okuduklarini anlamadiklari gibi konulardan da nasil düşman yarattiklari de gene onlarin cahaletinden kaynaklaniyor.
    Bu kadar cahiller ordusu nerede olursa olsun o ulkeyi diş güçler değili içerdeki cahiller batirir.
    Böl Parçala Yönet.
    Ben bu konuda şu soruyu sormak istiyorum.
    Acaba M Akpinarin konuşmalarini Başkan Erdoğan okudumu? Veya dinledimi?
    Umulurki ne okumuş olsun nede dinlemiş….
    Eğer tersi ise vay TC nin haline.
    Sayın Koruya rıca etsek bu konuda bir yazi yazabilrmi! Yazbilse iyi olur.
    Bu kaçinci bogle?Bir Cumhur başkini meydanlarda kendisini elestirenleri yargiya sikayet edip öte yandanda o insani katillere hedef göstermesi nasil bir iştir….???

  3. Değerli gazeteci Murat Yetkin’in “Meraklısı İçin: Casuslar” kitabından da bir satır bahsetseydiniz güzel olurdu.
    Casusların nasıl işler çevirdiklerini güzel bir şekilde anlatıyor.

  4. Gerçekten gizli yasal servisler görev olarak kötülükler,terör ve suçlarla etkin mücadelede bulunsalar dünya çok daha güvenli ,mutlu ve refah içinde olurdu.
    Ne yazık ki ;eskiden beri ve günümüzde gizli servisler hizmet ettikleri ülkelerin hakimiyetini geliştirmek için dünyayı karıştırmak ve kaos yaratıp etkinliğini pekiştirmek için kullanılmaktadır.
    Gelecekte her ülkenin gücü ölçüsünde katkı verdiği tek dünya güvenlik istihbarat teşkilatı kurulduğunda daha çok güvende olabileceğiz.
    Buna bağlı olarak işleyen evrensel hukuk sistemi de mecburen devreye girecektir.
    O günlere ulaşabilenler için daha güzel günler hayal ediyorum.

  5. GİZLİ ÖRGÜTLER
    Sermaye dünyayı iki gizli örgüt üzerine oturtmuştur; milli istihbarat ve mafya. İkisini de kendisi finanse eder. İkisi ile önce halkını ezer ve korku içinde yaşatır. Bilemezsiniz. Kapınızı kimin çalacağını bilemezsiniz, dağdaki eşkıyanın mı yoksa MİT görevlisinin mi. Kapınızı çalanı da bilemezsiniz Mafya olur, MİT ajanı olarak gelir, MİT ajanı olur mafya olarak gelir.
    Bundan yararlanan Sermaye bir de üçüncü ajanı gönderebilir. Kaşıkçı’yı kim öldürdü? Evet, Fatura Suud aleyhine kesiliyor ama gerçekte kim? Daha nice cinayet ve olay yaşanır.
    Kur’an bu konuda açık istihbarat müessesesini getirmiştir. Açık muhakeme sistemini getirmiştir. Hukuk düzeninde gizli teşkilat ve gizli şahit yoktur. Öncelikle açık istihbarat teşkilatı vardır. Tüm vatandaşlar olayları buraya bildirir. O da itham edenlere “Senin için böyle şikâyet var.” der. Böylece şikâyet ve savunma herkesin dosyasında yer alır. Milli istihbarat bunu yöneticilere bildirir ve yöneticiler de bunu ilan eder.
    Deşifre edilen haberlerin doğrusunu halk öğrenir ve işe yaramaz hale gelir. Basın mafyanın tehdidinde olamaz. Resmen ilan edilen tarafsız haberleri yayınlar.

  6. Her zaman bir gücün en büyük düşmanı kendi içinde saklıdır.
    İSTİHBARAT kurumlarının kendi iç mücadeleleri çok daha tehlikeli boyuttadır.
    Her türlü bilgiye ve imkana kolayca ulaşan bu çok özel birimler dünyada işlenen terör,cinayet ve etkili eylemlerin belkide çoğunun sebebidir.
    Belkide istihbarat örgütlerinin iç veya dış mücadelesinin sonucudur.
    Hiçbir olay için tahmin yürütmek kolay değildir.
    Sadece bir eski istihbaratçimizin söylediği gibi olay kime yaramış, ona bakmak lazım;dermiş.
    Bence bu çok doğru ve etkili bir tespittir.
    Adres şaşırtmak için ellerinde her türlü imkanlar olanlar bunu neden kullanmasın.
    AKLIMIZLA OLAN OLAYLARI YORUMLARKEN OLANLARI DEĞİL OLMASI GEREKENLERİ DEĞERLENDİRMEK LAZIMDIR.
    İstihbaratçılar kadar günah işleyebilen az bulunur.
    Tarih boyunca insanları birbirine kırdırırken esas suçlular olayları keyifle izlemişlerdir.
    GİZLİ VE BİLİNMEYENDEN DAHA TEHLİKELİ BİR ŞEY YOKTUR.
    İSTİHBARAT KURUMLARI İYİ İŞLERDE KULLANILINCA KÖTÜLÜKLERİ ÖNLEYEN,KÖTÜ YÖNDE KULLANILINCA
    FELAKETLERİN SEBEBİDİR.

  7. Cumhurbaşkanı Erdoğan kaç kere aldatıldık dediğini hatırlamıyorum ama; aldatıldık sözlerinden sonra mit müsteşarı bünyesindekilerin hiçbiri istifa etmedikleri iyi hatırlıyorum. 15 Temmuzu ele alırsak: Eğer gerçekten bir Darbe ise mit müsteşarı bunyesindekiler istifa etmeleri gerekiyordu.
    Avrupa’da casuslar, koltuk sevdasına ve paraya değil de işlerine odaklandiklari için çok başarılı oluyorlar. Türkiye bütçenin önemli bir kısmını MİT müsteşarligina ayırıyor ama; istihbaratın çoğunu ABD ve Avrupa ülkelerinden alıyor.
    SAYGILAR SEVGİLER

    • 15 temmuz sana darbe değil tiyatro gibi geliyorsa; söyle şu yunanistana askeri helikopterle firar eden dansözlerimize, geri dönsünler! Ne bitmez oyunmuş bilader yaaa…

      • Kardeş ben 15 Temmuz darbe tiyatrodur demedim ki. Bence yorumları biraz daha ciddiyetle okuyunuz. Ben dedim istihbarat bu olayda yenik düştü ama istifa eden olmadı. Ve genellikle istihbaratı ABD ve Avrupa ülkelerinden alıyor dedim.
        SAYGILAR SEVGİLER

        • Nüsret bey! Bunları muhatap alıpda cevap vermeye değmez benim birkaç gün önce ve dün buna cevap vermemın sebebi hiç bir şeyden anlamadiği cahaletine benim ismimi kullanarak alet etmesinden dolayi yazdım.
          Sız bu sitede yeni yazmaya başladıniz ve güzl yazilar yaziyorsnuz! Bu tipler sizi ve sizin gibilerini rahatsız etmek içın özel troller, ve ellerine ne veriliyorsa onu yaziyorlar.
          Bu şahis bir yorumcuya dalaşmasinda kendisini ayyaş ve içgici olduğunu yazmişti…..şimdide dinden imandan bahs ediyor…
          Bu tipleri muhatap aldikca şimarirlar…
          Onun için Kervancılar bunlara pek itibar etmediklerini ve korkmadiklarini anlata bil.ek için duymazlar bile….
          Sizde kervanci olduğunuz için bu tipleri duymasaniz daha iyi olur…
          Maksadim size bir abla olarak tavsiyeden ibarettir.
          Sağlikli ve mutlu kalin.

  8. Casusları bırakıp da biraz ekmekle ilgili yazılar yazarsanız memnun oluruz.
    Unun fiyatı marketlerde neredeyse 5 liraya dayandı. Soğan derseniz öyle. Sokaklarda çöpten bir şey toplayan insanlar var.
    Şok Market’te mutagenez olma ihtimali yüksek Kanada mercimeği satılıyor. GDO’nun adeta amiral gemisi olan Kanada’dan mercimek ithal ediliyor ve bu vatandaşa ucuz satılıyor. Avrupa Birliği mutagenez tohumları GDO’lu olarak kabul etti.
    Bizi ise Arjantin ile birlikte adeta kobay olarak seçmişler. 2003’ten beri genetik bozukluğa uğramış Clearfield tohumları yediriyorlar.
    ‘Since then, several commercial seed companies have introduced the tolerance trait into their own sunflower lines and the first commercial tolerant hybrids have been brought to the market as CLEARFIELD sunflower hybrids in the United States, Argentina and Turkey in 2003.’
    Yeni tohumculuk yasası ile çiftçinin kendi tohumunu üretmesi yasaklandı. Herkesin malı olan tohumlar, küresel bir kaç tohum şirketinin patentli malı olarak kabul ettirilmeye çalışılıyor.
    Rahip gitti. İslam alimi Alparslan Kuytul ceza evinde. Tutuklanıp ceza evine konan bir genç hafız vefat etti. İçeride haksız yere hapse atıldığını düşündüğümüz Müslümanlar, gazeteciler var.
    Adalet ve ifade özgürlüğü ayaklar altında. İnsanlar kendi görüşlerini ifade etmek isterken acaba beni de içeri alırlar mı diye düşünüyorlar.
    Kalemi ustalıkla kullanıyorsunuz. Ancak ara sıra halk-man tadında, vatandaşın gündemini konu alan yazılarınızı da bekliyoruz.

    • Acil çözüm gerektiren konuları çok güzel toparlamışsınız. Yorumunuz katılıyorum.

    • Erdem bey merhaba!
      Öncelikle yorumunuz için tebrik ederim. Benzer şeyleri ben de defalarca yazdım. ülke sorunları hakkında yazılması için taleplerimiz artarsa fehmi beyin de bu talepleri dikkate alacağını tahmin ediyorum.
      – Talep etmek, verilenle yetinmemek, demokrasinin en önemli unsurlarından bir tanesidir. oysa bizler hep, birilerinin bize verdikleri ile yetindiğimiz için demokrasimiz de birilerinin keyfine kalıyor.

    • “Adalet ve ifade özgürlüğü ayaklar altında. İnsanlar kendi görüşlerini ifade etmek isterken acaba beni de içeri alırlar mı diye düşünüyorlar.”
      Madem öyle, bunları yazarken aklınızı neredeydi, ya da cesaret hapı mı almıştınız. Ayıptır; medyada, Reisi Cumhur’a açıkça hakaret ediliyor, tehdit ediliyor…

  9. 1-Trump başkan seçilmesıni Putine borçlu 2-Rahip Andrew Brunsoni seçim malzemesi olarak kullanmasınide Erdoğana borçlu.
    Bunların ikisinede borcunu ödemek ve verdiği sözü yerine getirmek için ne zaman üçüzlerin akıl hocası olan Putinin emirlerini uygulamaya kalksa İngilizlerin MI6 si US deki meslektaşlarına haber veriyorlar ve Trumpın elini kolunu bağlatiyorlar.
    Şu anda bizim belediye seçimlerinde Putin ve Trump can dostlarınin başarisi için kollari sıvadı! Fakat Arkasından Trumpin kabinesinden 2 istifa geldi. Bu seferde onların etkilerini kapatabilmek içinde, ABD
    Hükümetini kapatti!!!!
    İngilizlerin MI6 ları birazda bize yardım etseler iyi olur….
    En azından sayıları 700 geçmiş bebekler 15 Temmuz darbesini nasıl yaptikları hakkında bilgimiz olur.
    Bu arada bizim MIT de hakkıni inkar etmemek gerek….Içerde ve dişarda Ne kadar akademisen, iş adamları ve öğretmen varsa, onlara kaçirmayi iyi beceriyorlar ++++++ bunlara yazilmasi mahsurlu olanlarida eklersek!
    Putunin fikri bayağı başarili olduğunuda daha iyi anlarız.
    Bizim MIT in yaptığini Avrupadaki sayilarini şu ana hatirliyamadığın Televiziyon kanallari yayinladiğinda izledim, akabinde o muthiş adam kaçirmada ne kadar becerikli oldklarıni görünce adate elktirik çarpmiş gibi oldum.
    Ingilterede sadece isihbarat teşkilatının başkanını insanlar tanır. Bizdede operasyon yapanlar dahi hepisi dunya TV lerinde teşhir ediliyor, hemde aresleri ile birlikte.
    O da herhalde TC nin Avuculara hediyesi olsa gerek.
    Ha sahi 15 Temmuzdan 2 gün önce Rusyanın dişişlerimi yoksa savunma bakanımi’idi bizimkilere darbeyi haber vermişti.

  10. Merhaba Fehmi Bey,
    Konuşma metnini verdiğiniz link açılmıyor. .pdf hali ile koyarsanız daha kullanışlı olabilir biz okuyucular için.
    Teşekkürler. Selamlar.

Yoruma kapalı.