Trump giderayak İran’a savaş başlatır ve “Savaş halindeki ülkede başkan değişmez” tezini kullanır mı?

27
Reklam

Eskiler “Komşuda pişer, bize de düşer” demiş, doğru söylemiş…

Akıllı olmayanın başına çok şeyler gelir ama nedense öylelerinin akılları başlarına bir türlü gelmez…

İran şu günlerde bir denemeye tabi tutuluyor.

Aslında ilk deneme bu yılın başlarında Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani’ye Irak’ta düzenlenen suikastla yapılmıştı. 

Kasım Süleymani sıradan bir asker değildi, rejimin en bilinen şahsiyetlerindendi. İran’ın Lübnan, Irak ve Suriye politikalarının uygulayıcısıydı. Kah Beyrut’ta, kah Bağdat’ta ve Şam’da görünmesinin sebebi buydu. Tahran yönetimi, sırf varlığıyla bölgeye korku salsın diye, yıllarca gözlerden sakladığı bu komutanın gazete manşetlerine tırmanmasına izin verdi.

Suikastta hayatını kaybetmesi devletin en tepesini derinden yaraladı. Ayetullah Hamanei tabutu başında ağladı. [İran Süleymani’nin cenaze töreni yapıldığı gün Irak’taki bir Amerikan üssüne füze gönderdi, ama tek bir asker ölmedi.]

Hafta sonu eşiyle birlikte Tahran’dan 45 km ötede yaşayan yakınlarını ziyarete giderken suikasta uğrayan Mohsen Fakhrizadeh [Bundan sonra adını ‘Muhsin Fahrizade’ olarak kullanacağım] rejimin gözbebeği değeri verdiği ve gözü gibi koruduğu bir başka isimdi. Açık-gizli yürütülen nükleer çalışmaların mimarıydı Fahrizade.

Süleymani Ayetullah Hamanei’nin gözbebeğiydi..

Süleymani Lübnan ve Şam’a uğramış, bu yılın üçüncü günü, son durağı olan Bağdat’a özel bir uçakla iniş yapmıştı. Uzaktan komuta edilen insansız hava aracı (İHA) ile nokta atışı yapılarak orada öldürüldü. Parça parça olmuş cesedin ona ait olduğu parmağındaki yüzükten teşhis edildi.

Fahrizade ise, ajans haberlerine göre, sayılarının en az 15 olduğu sanılan bir vurucu tim tarafından infaz edildi. Aracın geçeceği yola yerleştirilmiş bir kamyonet patlatıldı, ardından infaz timi aracın içindeki Fahrizade ve eşini kurşun yağmuruna tuttu. İnfazı gerçekleştirenler derhal ortadan kayboldular.

Suikastı İsrail istihbarat örgütü Mossad‘ın ajanları gerçekleştirdi.

Şimdi benzerliklere ve farklara bakalım

İki suikast arasında önemli bir fark var: Süleymani ABD tarafından, Donald Trump’ın verdiği emirle uzaktan tek atışla infaz edildi; Fahrizade ise İsrail’den gelen sayıca kalabalık bir tim tarafından yok edildi.    

Fahrizade İsrail’in hedef seçtiği nükleer alanında çalışan ilk ve tek İranlı bilim insanı değil. 2007 yılından bu yana çok sayıda İranlı fizikçi Mossad ajanları tarafından infaz edilmiştir. 

Ancak Fahrizade suikastı ile öncekilerin infazları arasında bir fark var: Daha önce öldürülen bilim insanları hayatlarını araçlarını izleyen motosikletli bir-iki suikastçı eliyle kaybetmişken, Fahrizade en az 15 kişiden oluşan kalabalık bir vurucu timin kurbanı oldu.

Bu yönüyle Fahrizade suikastı 10 yıl önce Dubai’de bir otel odasında öldürülen Filistinli Mahmoud al-Mabhouh’a karşı girişilen suikasta benziyor. O infaz için Mossad tam 26 kişilik bir infaz timini Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) göndermişti. Tim üyelerinin kimlerden oluştuğu, hangi ülkelerin pasaportlarını taşıdıkları, otele ne zaman girip eylem sonrası ne zaman ve nasıl ayrıldıkları kameralarla tespit edilmiş durumda.

Neden bir istihbarat örgütü bir-iki suikastçı ile gerçekleştirebileceği bir eylem için kalabalık bir tim kullansın? Fahrizade’nin aracı İHA’ya havale edilemez miydi? Mabhouh’u otel odasında öldürmeyi planlayan örgüt 26 kişilik bir ordu yerine bir-iki kişiyle bunu gerçekleştiremez miydi?

Neden kalabalık timler kullanılmış olabilir?

Suudi Arabistan istihbaratının gazeteci Cemal Kaşıkçı suikastı da kalabalık bir tim eliyle İstanbul’da sahnelenmişti, hatırlayacaksınız. Suudi Arabistan ve özellikle de babası Kral Salman’ın yetkilerini kullanan veliaht prens Muhammed bin Salman (MbS) için sürekli baş ağrıtan bir eylem oldu Kaşıkçı suikastı. O suikasta emir veren/ler uluslararası arenada devran değiştiğinde hesaba çekilecektir.

[Fahrizade suikastından hemen sonra Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner’in yanında bir heyetle birlikte Suudi Arabistan’a doğru yola çıktığı duyuldu. Kushner devran değişse de şartların değişmediği-değişmeyeceği mesajını vermek üzere yola düşmüş olabilir. Joe Biden’in, yardımcısı olduğu Barack Obama’nın imzasını taşıyan, Trump’ın sonradan iptal ettiği İran’la nükleer anlaşmayı yeniden gündeme getirebileceği konuşuluyor ya, Kushner endişeli MbS’ye “Merak etme” demeye gitmiştir. Heyet Katar’a da uğrayacakmış; orada da “İsrail’i tanıyın, rahatlayın” mesajı mı verilecek? Her iki mesajın da yeni dönemde yerine gelmesi zor.]

Trump İran’ın intikam eylemi yapmasını bekliyor (olabilir)

Fahrizade’nin tabutu..

İran’ı intikam için çılgınca eylemlere zorlama niyeti Fahrizade suikastından sırıtıyor. Zorlama başarılı olur, çok can alacak ve çok ses getirecek bir intikam eylemi İran tarafından sahneye konulursa, henüz Beyaz Sarayı terk etmemiş, 20 Ocak 2021 tarihine kadar ‘ABD başkanı’ sıfatını taşıyacak Trump, nasılsa kazanacağı hesabıyla ikinci dört yılına sakladığı İran’a askeri saldırıyı öne çekme fırsatı yakalayabilir.

Sonra da “Savaş halinde başkan mı değişir” tezini devreye sokabilir Trump.

Kalabalık bir timle İran başkentine yakın bir yerde gerçekleştirilen eylem, Donald Trump – Benjamin Netanyahu imzası taşıyan böyle bir senaryo olabilir. 

Umarım, İran, eylem/lerin ardındaki niyeti doğru okumuştur. [“Eylem/ler” diyorum, çünkü bir Devrim Muhafızları komutanının daha Suriye-Irak sınırında öldürüldüğüne dair haberler geliyor.]

Her suikast eyleminin illa savaş çıkartmayla ilişkili olması gerekmiyor.

On yıl önce Birleşik Arap Emirlikleri’nde bir otelde Mossad tarafından Mahmoud al-Mabhouh’un öldürülmesi ve Suudi Arabistan istihbaratının İstanbul’da Cemal Kaşıkçı’yı infaz etmesi farklı sonuçlara yol açtı: Bu iki ülke şimdi İsrail ile yakınlaştı.

Yakınlaşmada İran ve başka bölge ülkelerinin İsrail’den daha büyük tehdit görüntüsü vermelerinin de payı var.

İsrail ile yakınlaşma, başka tehditlere karşı, gücünü çok yakından görme fırsatı yakaladıkları bir ülkenin himayesi altına girme anlamı taşıyor.

Jared Kushner’den önce Netanyahu da, veda ziyaretleri yapmak üzere bölgede bulunan ABD dışişleri bakanı Mike Pompeo’nun heyetinin bir üyesi olarak Suudi Arabistan’a gitmişti. Suudlular “Hayır, gelmedi” deseler de, İsrail “Netanyahu Suudi Arabistan’a gitti, orada veliaht prens ile görüştü” haberlerini güle oynaya yaydı.    

Komşu sayılacak coğrafyada bunlar oluyor da biz bu olanları ve arkalarındaki niyetleri doğru değerlendirebiliyor muyuz?

Trump’ın ABD’ye artık başkan olmadığı, Beyaz Saray’da Joe Biden’in oturacağı yeni döneme hazır mıyız?

Size göre bu iki soruya “Evet” cevabı vermek mümkün görünüyor mu?

Kendi cevabımı veriyorum: Niyet doğru okunmuş ve yeni dönem için ciddi hazırlıklar yapılıyormuş havası vardı; ancak ittifak içi bir müdahale ve ardından yeniden devreye sokulan eski söylem, yeni döneme hazırlığı akamete uğratmışa benziyor…

Bölgeyi, bölge ülkelerini ve bu arada ülkemizi zor günler bekliyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

27 YORUMLAR

  1. Katar konusunda dikkatımı çeken AKP ihtidarını 11yıllık 2002- 2013 arasında hiçbir yatırım yapmamış.

    ve adi sani mde yok.

    2013 Riza döneminın zirve yaptığı vede ABD FBI’yi bizim MIT’e verdiği devletin can damarlarına sızmış rüşvetcilerin listesi’de içinde bulunan bir dosaya vermiş.
    Onuda mit önce zamanın başbakına ve emniyete verimiş(bunu mite verenler aynisini Zaraf davasında (mahkemeye sunumuştular)
    2013 yolsuzluk dosyaları ellerine verilen yetkililer düymeye bastılar.
    Birisi Dershaneleri kapatacağını açıkladı ve kavgayi başlattı.
    Bu arada birlikte yola çıktıkların’dan pasif duruma alınmışlar ilde iyice arasını açtı vekendisini Mağdurlar rolune hazırladı.
    Yalnız bir şeyden çok emindi.
    “OPERSYONDAN ÖNCE EMNIYETIN ONA BILGI CERWCEĞINDEN EMINDI”
    Operesyoun düzenliyenler amanını kendi amirlerine dahi bildirmediler.

    Bu başarılı operasyonları miliyonlaca insanlara birlikte Türkiyeyi’yi bu günlere getirdi.
    Katar dostları o gunden sonra bunu hiç yalnız bırakmamışlar.
    Rıza gottmış Katar gelmış.
    Bunları sa vunanlar’da burada millete ahlaktan bahsediyorlar.

    O dosyalarda ne Abdullah Gülün nede Babacan ve arkadaşlarının ismi cisim geçmiyor.
    Sadece şun devlete baş köşeleri tutmuşların isimleri ve yaptıkları mâirifettleri yaziyor.
    Şimdi Katara satılan ve ortaklik nedeni ile emrine verilen paraların nereleregittiğini herhalde anlamışsınızdır.
    ABD de avuka ücretleri dudak uçurtuyor.
    Tek bir sorunun ücreto 50: dolar.
    Saati 500 dolar bunlar sıradan avukat ücretleri.

  2. Katar’ın ortak ve satın aldığı liste.

    2,5 miliyon nufuslu Katara! Nerde ise Türkiye şirketlerinin hepisine ortak olmüş veya almış
    Aslında çoğu emir ailesine ait.
    emir ailesine
    Satılanlardan bazılarının listesi.

    Emiri ve ailesinin bazı yatırımları.
    Kanal İstanbul projesi bölgesinde hatırı sayılır bir arazi satın aldı

    Ekonomistler Katar ile Türkiye arasındaki yakınlaşma genel ticarete yansımadığının 2,7 milyon nüfusu olan Katar’ın Türkiye’deki toplam yatırım tutarı 6,7 milyar dolar.

    Katar Emiri Temim bin Hamad es-Sani’nin annesi Şeyha Moza, 2019’da Başakşehir’de 100 bin lira sermayeli şirket kurdu. Şeyha Moza, Kanal İstanbul güzergâhında 44 dönüm arazi satın aldı. Aile Karadeniz yaylalarında da gayrimenkul alıyor.

    Katara satılan şirketler

    2013: Commercial Bank of Qatar, Abank’ın yüzde 71’ini 460 milyon dolara satın aldı. Kalan payı da 224 milyon dolar daha ödeyerek devraldı.

    2015: Katar Ulusal Bankası (QNB), Finansbank’ı 2,9 milyar dolara satın aldı.

    2016: beIN Media Group, Digiturk’ü TMSF’den 292 milyon 199 bin dolara aldı. ?Ancak Sayıştay raporunda tahsil edilen rakamın 162 milyon 668 bin dolar olduğu belirtildi.?

    2016: Katarlı QInvest, Ergo Portföy’ü satın aldı.

    2017: Beyaz et devi Banvit’in yüzde 79,5’i Brezilya-Katar ortaklığındaki TBQ Foods’a
    devredildi.

    2017: Mayhoola fonu; Altınyıldız, YKM, Ay Marka, Beymen ve Boyner Büyük Mağazacılık’ın sahibi Boyner’in yüzde 30,7 hissesini 885 milyon dolara devraldı.

    2017: İnşaat ve mühendislik şirketi Ankas, Katarlı Hamad Bin Khalid tarafından satın alındı.

    2017: İzmir’de kurulan otomotiv devi BMC’nin yüzde 50’si 2017 yılında Katar Silahlı Kuvvetleri Endüstri Komitesi’ne satıldı.

    2014-2020 yılları arasında Katarlılar; İstanbul, Bursa, Trabzon, İzmir ve Bodrum’da 2 bin 700 konut aldı.

    2020: Borsa İstanbul’un yüzde 10’u Katar devraldı.

    2020: Ferit Şahenk, İsinyepark AVM’deki payını (yüzde 39) 1 milyar dolara Katar’a sattı.

    2020: Haliçport projesinin yüzde 50’sine ortak oldu.

    2020: Antalya Limanı’nda Global Yatırım Holding’e ait yüz 51’lik pay Katar’a satıldı.

    “TÜRKİYE’Yİ terk eden yabacı şirketlerden bazıları”

    Citibank, UniCredit, NBG, Sberbank, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Liberty, OPEL, Honda, HSBC, C&A, TopShop, River İsland, Aeropostale, Hunkemoller, La Senza, Baumax, Götzen, Leroy, Merlin Bricolage, Electro Word, EP Center, Best Buy, Saturn, Douglas, Toly’s R’us, Debenhams, Printemps, Conforama ve Aegon

  3. Katar, BAE, Bahreyn, Kuveyt gibi emirlikler İngiltere tarafından petrol kuyuları üzerine kurulmuş yarı-devletlerdir. İktidardakiler firavunlar gibi yaşayacak, iktidarda kalacak şekilde halkını besleyecek ve kalan muazzam miktarda para ile de ABD ve İngiltere başta olmak üzere Batı’da yatırımlar yapacaklardır. İsterse yapmasınlar. Trump açıkça söylenmemesi gereken bir patavatsızlık ile Suudi veliaht prensi M.B.Selman’a “biz olmasak 15 gün ayakta duramazsınız” dememiş miydi! Acı ama gerçek budur.

    Yani Katar’ın gelişmiş Batı ülkelerinde yaptığı yatırımlar ile Türkiye’ye yaptığı yatırımlar farklı kategorilerdedir. Katar Türkiye’ye olağan dışı yatırımlar yapıyorsa buna izin verildiği veya belki de tavsiye edildiği içindir. Bir kere Türkiye Katar yatırımlarından kazandığından daha fazlasını anti-Katar Arap cephesi ülkeleri üzerinden kaybetmektedir. Son tahlilde Türkiye zarardadır.

    Erdoğan’ın kendi ifadesiyle Suriyeli mülteciler için bugüne kadar 45 milyar dolar masraf yapmışık. Bunun üzerine Mısır, S.Arabistan başta olmak üzere aramızın açıldığı diğer ülkelerle olan ticari kayıpları ekleyin. Katar’ın yatırımlarından bize kalacak küsuratlar bu kayıpların yanında nedir ki?

    • F.K.T bey! O yatırım dedikleriniz TC için değil Varlík fonu için ve devletin tepesindeki şahsın adeta tapılı malı sayılıyor kimseye hesap vermek zorunda değil. Ali Babacan neden kapatín diye onlarí ikaz etti.
      Birde Borsa İstanbul hise’sini millet ve muhalefetten gelen tepkiler úzrrine önce Katar kendi açıkladı.
      O zaman bizimkilerde mecburen ayrıntılari açíklamak zorunda kaldílar.

      2021 yili C Başkanlíğí bütcesi 28% artılırdı + Varlık fonuda onun emrinde…!!!!!! Gel keyfim gel.

  4. Genç delikanlı , can havliyle ve nefes nefese karakol kapısından içeriye dalmış ve tam karşısında oturan karakol amirine doğru koşarken bir yandan da bağırarak,
    -Amirim ,koş çabuk , dışarda üç kişi babamı dövüyor, nerdeyse öldürecekler !
    Karakol amiri bir hamlede ayağa kalkıp dışarıya fırlamış ! Gerçekten karakolun yakınında üç kişi adeta birbirine girmiş, altalta , üstüste ölesiye dövüşüyorlar ! Ancak delikanlının dediği gibi dövülen babasını görememiş ve hemen sormuş,
    -Evladım , ben babanın dövüldüğünü göremiyorum, bunlardan hangisi baban ki ! Delikanlı,
    -Komiserim ,onu ben de bilmiyorum !
    Komiser iyice şaşırmış , ne olduğunu anlayamıyor ve tekrar soruyor ,
    -Evladım , ne demek bilmiyorum , babanı tanıyamıyor musun ! Delikanlı cevap vermiş,
    -Komiserim , tanımasına tanırım da hangisinin babam olduğu belli değil ki ! Kavga da zaten o yüzden çıktı !
    Baki seelamlar

  5. Cemal Kaşıkçı cinayetinde kafama takılan bir soru var. Türk polisinin elinde konsolosluk içinde işlenen cinayete dair ses kayıtları var. Bu nasıl mümkün olmuş, daha önceden bir şekilde odaya ses dinleme cihazları mı yerleştirilmiş yoksa C.Kaşıkçı’nın üzerine mi önceden ses dinleme cihazı yerleştirilmiş. Neresinden bakarsan bak bu soruya cevap bulamıyorum. Fakat olayın iğrençliği bir yana, bir tezgah kurulmuş ve Türkiye de bu tezgaha dahil edilmiş. Sonuç olarak Türkiye ile S.Arabistan ilişkileri bozulmuştur. (Bu olayın S.Arabistan içindeki iktidar kavgaları ile de bir bağlantısı olabileceğini sanıyorum)

    • Mim bey merhaba! Sorunuzun cevabı sizin yorumunuz’da gizli.

      Bu cinayet konusunda Trump’in yakín dostlarına ve dúşmanlarína baktığmız zaman açíkça görebiliyorsunuz.

      Amazonun sahibi Trump’ın bir numarali düşmani çünkü dúnyaaca únlú medyanín sahibi.
      Kaşıkçıda onun ortadoğu ve arap dünyasının iç yüzünü en iyi bilen bir yazarıydi.
      Onun basín organları.
      Siyasetçi’lerin kirli çamaşírlarını ortaya dõkúyor.
      Hatırlarsan’ız sayın Koru o zaman Kaşıkçı cinayetini gúnlerce yazdı.
      Kaşíkçı gırin kart sahibi ve eşinden boşanmış ABD de sürekli oturumu olan birisi nişanlısíní yanína alír ve ABD de boşanma kağıdíği ile nikah yapar tc ye bildirirmek kolaylığı varken onu tuzağa düşürdúler.

      Kaşkçí sıradan bir gazeteci değíl çok olaylara ve uluslar arasí dönen dolaplar’ın yakín şahidi olması nedeni ile ortadan kaldırmanın en kolay yõntemi olan tuzağa düşürme
      yõntemi.
      Zaten bazí diktatõlerin en iyi bildikleri iş Cinayeti yaptıracak ve yapacak olanlarí ile gizli dostlukları. Zaten Caşıkçı içinde aynisí hazírlanmış.
      Yalnız her zaman paraya muhtaç cinayetlerin ortakları santaj için ilerde kullanıma sokmak amací ile kendilerine dokunulmayacak şekilde bakın bizim elimizde deliler duruyor mesajını onlara açık açık vermelerinin nebdeni para.

      15 kişilik uluslar arası cinayet timileri.
      İçerden kuvvetli yardím almadıkça bir tek karíncayi dahí incitemezler.
      İnsan oğlu para ve makam için kendi evladını, kerdeşını ve torununu çok rahat õldúrtebiliyor ise elin adamını oldürtmek onlar için düğún bayramdır. Biraz İhtidarin’mı sallandí hemen milletin ve dünyanín tanıdíğí bilim insanlarından birisini ortadan kaldırıt o zaman õmrünú biraz daha uzalt.
      17/25 Aralık ile sarsílan’lar 15 Temmuz ile güç kazandílar.

      Yalnız Trump; bunu kolay kolay yapamaz çünkú geçenki gizlice õldürtüğú iranli genarl olayında Sento bize danışmadan ve onaylatmadan sen bu karaarı veremessin diye tepki gösterdi. Zaten şu an ABD askeri istihbaratının başindakiler trumpa karşílar.
      Ha İran devletinin Trump ile gizli bir antlaşması varsa o zaman savaş çíkaracak abd enin ordaki asjeri kuvvetlerine saldıra bilr fakat ondada başarılı olamaz çünkú biden baríş ve demikírası sözü vererk seçildi.
      Onun için trump gillerin oyunları hem ABD halki hemde iran halkı tarafından kabul gõrmez.

      Fehmi bey, bugúnkú yazísı’da zaten Trump ve onun kankaları’nın eteklerinin nasıl tutuştuğuna işaret ediyor Damat bey Netenyahu sudi arapistan vb vb.
      Yalnız Trump ve ekibi ne yaparsa yapsı İsrail halkını kandíramaz.
      Baydın kazanınca İsrail halkı kutlamak için sokaklara döküldü.
      Şimdi dünyada 1 buçuk miliyar Müslümanın safeleti ile 40 miliyon Músevinin ekonom dahil başarısın’ın nedeni daha iyi anlaşılıyor.
      Burdaki Yahudiler Trumpın kazanmaması için hem maddi hemde manevi olarak canla başla çalıştılar.
      Hoşca kalın

  6. Çok zorlama bir yorum. Su % 90 kendi olağan yatağında akar. Olmayacak duaya amin dememek gerekir. İşler genellikle olağan seyrini takip eder. Komploya gerek yoktur.

    • “komploya gerek yok” mü? iyi de yazar komploya düşmemek için böyle demiş zaten. yoksa benim dediğim gibi derdi:

      Tump ve aralarında başka devlet başkanlarının da olduğu politik çetesi başlattıkları politik süreci (küçük kıyamet süreci de denebilir her halde ) kendilerinden sonra gelecek yöneticilerin bir daha geri döndürülemeyecekleri hale getirmek için her şeyi yapıyorlar.

      burada bizim görmemiz gereken şey türkiye’yi yönetenlerin her değişiklikte nasılda hızlı ve çevik bir şekilde politik pozisyon değiştirdikleri.

  7. Hayaller türkiyede hendek savaşları ve güneyde terör koridoru ama gerçekler ırakta ve iranda keklik avı…
    iranın başındaki ruhani “biden gelecek bu dertler bitecek, 15 gün daha sıkın dişinizi” demiş;
    Zillet ittifakı her yerde!

  8. bugünün konusuna geçmeden önce ki başka bir yoruma da kalabilir, dünkü konu ve yorumlardan söz açmak isterim.
    burası herkesin görüşünü istediği gibi paylaşabilsinler diye fehmi bey tarafından okurlarına verilmiş bir armağan bana kalırsa. ciddi bir okura sahip. aynı zamanda ülkenin küçük bir fotoğrafını da veriyor. sağlıklı bir tartışma ortamı inşa etmek yerine birbirimizle cedelleşmeyi tercih ediyoruz. söz konusu katar ve ilişkiler ise katarı kötülüyorsun ya da katarı güzelliyorsun açısından konuya yaklaşılması herşeyden önce kendimizi fazla basite indirgemek olmuyor mu?
    ben yorumlarıma iktidarı kötülüyorsun noktasından bakılmasından üzüntü duyuyorum doğrusu. çoğunlukla kendi gördüğüm gibi yazıyorum, bana göre yazıyorum. yorumuma destek olacak dayanakları da yazıyorum. ben yorumcuların sitem etmek ya da bozuk atmak yerine yorumu cevapla kısmına neden katılmadığı üzerine yorum yapmasını, varsa bir iddiam çürütmesini, varsa bir yanlışım düzeltmesini beklerim.
    salt eleştirmek bir neden olamaz bir görev olabilir tıpkı salt savunmak gibi, oysa bir vatandaş olarak bizlerin seçilmiş hükümete ve cumhurbaşkanına karşı olmak gibi bir misyonu olamaz, bilakis. milli meselelerde yanında ve destekçisi olmak durumundayız. ama eleştirmek ta en doğal en demokratik haktır.
    burda onlarca muhalefeti eleştirdiğim yorumum var, en savunduğum zamanda bile pek çok iktidar eleştirim var.
    dünkü yorumumda qatarın dost ve müttefik olmaktan çok aramızda çıkar ilişkisi olan bir ülke olduğunun altını çizdim, bu qatar kötü anlamına gelmez. çıkarlar doğrultusunda iyi olduğu zamanlar olduğu gibi bir başka zamanda olmayabilir ihtimali var anlamına gelir. sonuçta bugün bir dönem aramızın iyi olduğu bazı arap ülkeleri ile resmen suriye de, libya da savaşıyoruz ve resmen ülkemize en büyük tehdit batı ülkeleri kadar onlardan da geliyor, öyle değil mi?
    ben bu çıkarlar doğrultusunda hareket ederler yorumuma iki dayanak gösterdim
    birincisi, qatar rum kesimini tanıyor, KKTC yi tanımıyor.
    ikincisi akdeniz de ihtilaflı bölgelerde abd ile doğal gaz arıyor.
    biz de doğal gaz arıyoruz biliyorsunuz.
    burda üzerinde durmaya çalıştığım bir takım ayrıcalıklar veriliyor ise nedenini anlamakta zorlanıyorum, ihtiyaç duyduğumuzda varlarsa karşılıksız değiller, onların parası çok, bizim satacak malımız var.
    tank palet fabrikası sadece ve sadece 50 milyon dolara 25 yıllığına kiralandı. geçen gün sadece bir firmanın vergiden düşmek için 8 milyon dolar kızılaya sadaka verdiğini yazmıştım, sonra o paralar abd de çıktı ortaya, kaç vakıftan geçerek. 50 milyon dolar nedir, doğru bir adım mı bu kadar para için savunma sanayinin içine yabancı almak. bunun makul olduğunu söyleyebilen var mı?

    borsa meselesine gelince,
    türkiye’ye yapılan doğrudan yabancı yatırım geçen yıl 5-6 milyar dolara civarında oldu, bu rakam son 15 yılın en düşük rakamı, bizim yatırıma ve yatırımcıya ihtiyacımız var. paranın rengi, milleti, dini olmaz. kapımız herkese açık. eleştiri getirilen noktaların hiç biri qatarla ilgili değil zaten.
    burada izaha muhtaç nokta, ve eleştirilere hedef olan birinci nokta,millete ait devlet teşekkülleri satılacak ise bu şeffaf koşullar altında, ihaleye çıkarak herkese açık olmalı değil mi, bunun savunması nedir, bilen var mı???

    ikincisi satış miktarı devlet sırrı olabilir mi, olamaz. sonuçta bu şirketin herkesçe bilinen bir değeri var, % 10 oranın tekabül ettiği bir rakam da elbet var, öyleyse kaça satıldığını bilmek herkesin hakkı değil mi? tabi ki hakkı. itirazı olan var mı?

    satış yapıldığında rakam belli değil miydi, satış duyurulduğunda rakamın da açıklanması gerekirdi. kamuoyundan itirazlar gelince rakam açıklamak doğru bir yaklaşım mı? bence değil. doğru bulan var mı?

    bir de son bir soru
    borsanın yüzde onu paraya çevrilecek idiyse neden halka arz edilmedi?
    cevabı olan var mı?

    • Sondan başa doğru didem hanım;
      Halka açılmak yabancı sermaye girişi demek midir?
      Cephede askeriniz savaşırken, ikmal yollarını ve harekat planlarını düşmanla ya da kamuoyuyla paylaşıyor musunuz?
      Varlık fonunun kuruluşuna karşı çıkanlar fonun tasarruflarını niye merak eder ki?
      Dünyanın neresinde “…devlet teşekkülleri satılacak ise bu şeffaf koşullar altında, ihaleye çıkarak herkese açık olmalı…”ymış biraz daha açar mısınız?
      Size kalsa kurtuluş savaşında hint müslümanlarının ve sovyet yardımının da kabul edilmemesi gerekiyormuş anlaşılan; savunma sanayisine yabancı sermaye karıştırılmayacaksa yani?
      İmf den borç alalım desek hemen ne kadar da uygun faizli veriyor hem de diye elde hesapmakinasıyla göbek atanlara katar deyince bir hal oluyorlar!
      Ha, tabii diğer tüm ülkeler kktc yi tanıyor ya; belki bitek katar rum kesimini tanıdığı içindir?
      Makul mü?

      • daha makul olamazdı, hakkını teslim etmek gerekir, cidden. hem olsaydı hayret eden değil, cevap veren çok olurdu sanırım.

        • Belki de değer verdiğimdendir
          Bu kadar sığ yazınızı hiç okumadım
          O yüzden aynı kişimi diye merak ettim
          En basit tank palet işi sadece tankın ghızlanmadı için 25 milyon değil toplam 4 milyar dolarlık yAtırımdır
          Bunun yarısını Katar ödeyecek ve bu tamamen stratejik ortaklık herhangi bir ülkeden bu yatırıma para için girmez nitekim
          Daha önce protip üretirken dahi Alman Avusturya firmaları çekildi
          Şimdi de tankın motorunu verecek hirmslar
          Yani bu Katar ile stratejik bir ortaklık …..
          Sayfalar dolusu yazılabilir
          Şimdi bu kadar önemli bir konuyu 25 milyon yokmu demek ya ABD den sallayan fetö artıkları veya Etiler’den millet aç aç diye höyküren plaza solcuları sığlığında bir eleştiri
          Size kondurtmadım

          • bir metin üzerinde düşünmeye neden olmuyorsa, sığdır, metnim düşünmenize neden olmadıysa, sığ bulmakta haklısınız.

            erbakan tarafından kurulan, 1975 den beri yerli üretim yapan milyarlarca dolar değerindeki tank palet Fabrikasının özelleştirme kapsamına alınmasına, akp üyesi ethem sancaklı bmc ve stratejik ortak olarak hiç bir bilgi teknolojisi sunamayacak katar gibi bir ülkeye 50 milyon dolar gibi çerez parası bile denemeyecek bir fiyata 25 yıl gibi hayli uzun bir süre üstelik kiralama ile ilgili hiç bir teklif açmadan, ihale düzenlenmeden kiralanmasına ilişkin tepkime,
            ”ABD den sallayan fetö artıkları veya Etiler’den millet aç aç diye höyküren plaza solcuları sığlığında” bir eleştiri
            olarak bakıyorsanız,
            üzerinde düşünmeye değer bulmuyorsanız,
            benim buna ne itirazım olabilir.

  9. Kahpe batı (pardon dış güçler) hiç bir zaman alengirli isleri deneme yanılma yoluyla da yapmazlar, isi şansada bırakmazlar.
    Tramp gitmeyecek olsaydı kazanırdı. Birgün mutlaka özgürlük heykelin deki kadın beyaz saraya taşınacaktır. Soğuktan fırtına dan bezmiş artık. Oval ofisinde sıcacık oh..
    İrana kitlenmisler bir kere. Yıllardır bin bir taktik denemişlerdir, nükleerin bile bir kıymeti kalmamış olabilir.
    Beni musalla taşından caminin içine taşınmış tabut resmi kısmı ilgilendiriyor. Bu resim nükleerle vs uğrasamaz, ancak mutfaktan pıçak alır kadıniı saçından kavrar, ve sokak ortasında şov yapar o kadar.
    Bunların adetlerini taklit etmeye başlamış isen eğer, işte ozaman: seni de zor günler bekler.
    Yok eğer pob procesi starı olmak için evden kaçmış isen, hala başına bişii gelmemişse, ve sen kaşınan bir şekilde sırtını duvara sürtekliyonsan:
    Allah akıl vermiş kullan diye, sen istemiyon çünkü gani sende.

    • Matineci arkadaş daha geçen gün “Ben kimsenin işine karışmayı sevmem.” diye şişinip duruyordun ama bakıyorum yine her bişeye karışmışsın?
      Ben de aksine daha ilk gördüğüm mevzuya hemen dalasım geliyor ama ondan sonra bin türlü azar işit; senin gibi şövalye olmaz olsun, otur evinde uyuzlan, bi gün bi tarafını kıracaklar bilmem ne diye duymadığımız kalmıyor!
      Yalnız şu kadarını söyliim; deli deliyi görünce sopasını saklarmış…
      Yani o bel bağladığınız “hiç bir zaman alengirli isleri deneme yanılma yoluyla da yapmayan, isi şansada bırakmayan Kahpe batı (pardon dış güçler)” bile anladı ama bitek siz anlayamadınız:
      Evet, artık bütün muhatapları kodeste, hiçbir işimizi de şansa bırakmıyoruz!
      Topunuz birlikte gelin!
      İtin sahibi varsa kurtun da allahı var!

      • Ben yine kimsenin isine karışmıyorum, ülkenin,
        Ne iran, arap ve Kudüs tekiler ile Nede sam amcanın katakullileri ile ilgilenip boş yere sinirleri germemesi iyidir diyorum. Maşalarla savaşmak değirmene donkişot olup saldırmak gibidir.
        Sen de boş işlerle uğraşma diyorum.
        12:39 didem hanım senin sevdiğin en batıdaki dış güçlerdeki kızılay sadaka yatırımları, borsa soruları sormuş benim bilgim yok, bu sorularla ilgilen.
        Ülkenin büyük sorunu üretim, üret ki senin de yazıların okunsun.

  10. Ben buradan başlayayım; “…ittifak içi bir müdahale ve ardından yeniden devreye sokulan eski söylem…”i, sanırım Erdoğan lehine çevirmek için kullanabilir.

    Şöyle ki; iktidarın küçük ortağı “17/25’in hesabını sormasam namussuzum… Saraya ayak basarsam namerdim” demişti de, Erdoğan Baykal üzerinden “ne özeli, genel bu genel… (Bahçeli’ye de) madem özeldi, neden 12 adamını istifa ettirdi?.. başka şeylerde bekliyor da ondan… (saraya) tıpış tıpış gelecekler” dedi ve Erdoğan’ın dediği de oldu. Küçük ortak şimdi Sarayın müdavimi.

    Son zamanlarda küçük ortağın bir dediği iki edilmiyor.. bunu anlamış değilim: küçük ortağın ayağı kaydırılsın türünden midir bu, yada küçük ortağın eli çok mu güçlüdür? Bilemiyorum. Küçük ortak mafyadan medet umar hale geldiyse, bu, onun elinin çok güçlü olduğundan değildir.

    Hukuk ve ekonomide reform iradesi ortaya konulup, Arınç bunun te’viline koyulduğunda, küçük ortak “yeraltından” seslendi ve Arınç, iki değil bir adım geriye çekildi. (Ak Partiden istifa etseydi iki adım geri çekilmiş olurdu; ortaklık akamete uğradığında Arınç yeni görevler üstlenebilir).

    Biden sonrası için bir ön hazırlık olarak MB başkanı ve maliye bakanını değiştiren Erdoğan, Albayrak ve Arınç’ı azletti görüntüsüyle kızağa aldı. Küçük ortağın mafya destekli kükremesine de el-alem şahit oldu. Bahçeli’yi sarayına tıpış tıpış getirten Erdoğan, bu haliyle ABD yeni yönetimine “Bakınız, küçük ortağım yapmak istediğim reformlara, ABD ile yeni dönem hazırlığıma engel oluyor; Halkbank ve malvarlığımı soruşturma işini derkenar ederseniz, hukuk ve ekonomide reform yapmaya ortağıma rağmen devam ederim” gibi bir görüntü vermek istiyor olabilir zahir.

    Bu, aynı zamanda, muhalefetin uzattığı (parlamenter sisteme geri dönülsün) elini tutmak için, “bakınız ben reform yapmak istiyorum, görüyorsunuz ortak engel oluyor” deyu, muhalefeti, Bahçeli’nin üzerine salma niyeti olarakta okunabilir. Kim elini
    -muhalefet mi, Bahçeli mi- daha kuvvetli ve istekli uzatırsa, Erdoğan ona göre konum alacak.. muhalefet yaklaşmamışken MHP’den de olmak istemiyor Erdoğan.

    Ben, her halükarda Erdoğan’ın, Bahçeli prangasından kurtulmasını sağlayacak hazırlık/lar içerisinde olduğuna kaniyim.

    İç siyaset bu durumda iken NATO, ve AB ile olan serüveni de devam ediyor olduğu halde, bölgesindeki durum da göz önünde bulundurulduğunda devlet, Trump’la nasıl ilişki kurup şekillendirdiyse Biden ile de bunu becerecektir. İç politikadan bağımsız gelişir bu durum.

    Ha!.. İran’ın, İsrail’in -Trump’ın da- yeni cinayetlerle gerçekleşen kışkırtmalarına çok güçlü karşılık vereceğini beklemiyorum. Biden’in, Obama ile başlayan ve Trump ile akamete uğrayan nükleer antlaşmasını yeniden hayata geçirme niyetine karşılık, İran devlet aklının bunu ıskalayacak kadar gelişmelerden bihaber olduğu, basiretten yoksun olduğunu söylemek mümkün ol(a)maz.

    Evet; bölgemiz yeni ateşli! gelişmelere gebe.. Bu, Trump yönetimi eliyle, ABD’nin, küresel sistemde ve Ortadoğu’da zayıflayan otoritesini yeniden tesis etmek, yeni güvenilir ittifaklar oluşturmak ve müttefikler elde etmek ve en azından bölgemiz ülkelerini -cebren de olsa- yola getirmek için izleyeceği bir yöntem olacaktır.

    Güçlenen ve yükselen Çin tehdidine karşılık ve onu durdurmak adına, Trump sonrası ABD, yeniden rol alıyor. Gerekirse, diğer bölge ülkelerinin yanında Rusya ile de işbirliğine gidecek kadar…

    Bana göre bu böyle.

    • Amerika tarihinin en büyük kazığını İsrail’den yiyecek diye bir kanaat var bende. İsrail Çin ile istihbarat ve güvenlik teknolojileri alanında iş birliği yapıyor.

  11. Artık devlet başkanlıkları için ruh sağlığı ile ilgili de bir koşul eklenmeli.
    Sadece ilgili ülke için değil, tüm Dünyayı ilgilendiren bir olay.

  12. Bugün CNN International, Haaretz:
    Fahrizade’nin uzaktan kumandalı makineli tüfekle vurulduğu haberini duyurdu
    Fahrizade arabadan indiğinde
    150 metre uzaklıkta park halindeki kamiyona önceden yerleştırlmış uzaktan komandali tüfekle vurulmuş ve arkasından gene uzaktan komada ile kamiyon patlatılmış.çatışma falan çıkmamış.
    O kamiyon bir kaç gün önce irandan çıkış yapmiş ve geri dõnmüş.
    İran yetkilileri yalnış bilgi veriyorlar.

    Eli kanlı Trump’a gelince 400 miliyon borcu firmalara bir alman bankasınada 2 buçuk 5 miliyar arasında mortgage bocu var ve süresi 5 yıl önce dolmuş. Banka ve diğer borçlular haciz işlemleri başlatmak için başkanlık süresinin bitmesini bekliyorlar.

    Yalnız banka yapilması için borç verdığı gökdelen çok berbatmış onun için alıcı buluma nerde ise imkansızmış, ve bankacılar kara kara düşünüyormuş’lar.

    ” Amerikan üssüne füze gönderdi, ama tek bir asker ölmedi.]”
    Fehmi bey Amerkan askeri ölmedi fakat o füze 9 askerin beynini zedelmiş şu an askerlerın aileleri çocukları için “yaşamaktansa ölseidler daha iyi olurdu en azından bu kadar acı çekmezdiler” diyiyorlar.

    Eli kanlı dünyayi dolandıran Trump o zaman bu askerlerin durumlarını bile bile hem dünyayı hemde ABD yi kandırdı.

    Yenilgiyi kabullenmemesinin nedeni taraftarlarından ve internet aracılığı ile Biden taraftarlarını’de biden ekibine adına Trump bize bütceden para vermiyor diyerek e- mail gönderiyor o maile inananlar bilmeyerek trumpa yardım ediyorlar

    Neyise biz Trump’ ve Iranı boş verelim ABD halkı nasıl olsa onun kuyruğuna süpüre bağladı.
    Ve gidiyor.

    Bizim halk gibi baş taci etmedi.
    Şu an esas türkiyenin durumu çok vahım.
    Açık açık mafya devleti olduk.
    3 tane ayrı ayrı ülkelerde iftirafçılar bizdeki mafyayi kasetler ve ses kayıtları ile dünyaya tanıtıyorlar.
    Gerçi onlar tanıtmasına gerek kalmadı.
    Devletin Maşası Çakıcımız
    var ve şu an mafya borsasında muazzam değer kazaniyor.
    Zavallilar gene vatan millet edasi ile tuzağa düşürenlere kul köle olmaya devam ediyorlar.

  13. “Kendi cevabımı veriyorum: Niyet doğru okunmuş ve yeni dönem için ciddi hazırlıklar yapılıyormuş havası vardı; ancak ittifak içi bir müdahale ve ardından yeniden devreye sokulan eski söylem, yeni döneme hazırlığı akamete uğratmışa benziyor…”

    Olabilir, muhtemelen de öyledir. ancak Biden ekibi ve demokrat senatörlerden bazıları niyeti doğru okuduklarının işaretlerini vermiyorlar mı. Hatta İran’a sükunet ve Biden’ın göreve başladığı güne kadar beklemesi çağrılarını İran’lılar duymuyorlar mı? Herhalde İran da da konuşuluyordur bunlar. Bu durumda İran yönetimini ajanlıkla suçlayanlar bir şekilde susturulacaktır. Belki bir isyan çıkartmayı başarabilirlerse de o güne kadar Trump’ın zamanı dolar. İranlılar 49 güncük sabretmeyi becerebilirler her halde.

    Savaş çıkınca başkan değişmez diye bir kural var mı ki. Bence bütün uğraşları başlattıkları süreci Biden’a devam ettirmek zorunda bırakmak olabilir. Trump’ınki ise çaresizlik umudu ya da davaya adanmışlıktır.

Yoruma kapalı.