100 yıl önce 100 yıl sonra: Aramızda Ruslar var… 

21
Reklam

‘Beyaz Rus’ deyimini duymuş muydunuz?

İlk büyük savaş (1914-18) döneminin hemen ardından yaşanan bize dönük renkli sayfalara ait bir deyim bu. Savaş sırasında (1917) Rusya’da meydana gelen ihtilal Çarlık yönetimine son vermiş, ihtilalcilere sıcak bakmayan, ihtilalcilerin de kendilerine sıcak bakmadığı, varlıkları Çar ve Çarlık yönetimi ile çok yakından ilintili bir grup Rus, ülkelerini terk etmek zorunda kalmışlardı.

Onların ismidir ‘beyaz Rus’

Sayılarının 150 bin kadar olduğu sanılan Çar’ın yakını olan prensler, prensesler, Çarlık ordusunun yüksek rütbeli subayları, Rus devletinin en üst düzey bürokrasisinden insanlar, pılısını pırtısını bile toplamaya fırsat bulamadan ülkelerini terk etmiş, soluğu İstanbul’da almışlardı.

Çar ve ailesinin infaz edilmesi onlara başka çare bırakmamıştı.

Kaynak: Library of Congress arşivi..

Beyaz Ruslar en son sığınakları olan Kırım’ın da komünist birliklerin eline düşeceğini anlayınca Sivastapol’dan gemilere binerek işgal altındaki İstanbul’a doğru yola çıkmışlardı (1920).

İstanbul’a vardıklarında silahları ellerinden alındı.

Onların kentteki varlığı, o sırada nüfusu 1 milyonun çok altında bulunan İstanbul ahalisi üzerinde çoğu olumsuz değişik etkilere yol açtı.

Reklam

Yakın tarihle ilgili kitaplar o günleri renkli ifadelerle anlatır.

Konuyu bana ne hatırlattı?

Vladimir Putin’in Ukrayna seferi Rusya’da tarihin o dönemine benzer bir etkiyi günümüzde yarattı. Liderin halkı kendileri gibi Slav olan akran bir ülkeyi işgale kalkışması, Rusya’da etkin konumlarda bulunan hayatın değişik alanlarından çok sayıda insanı ürkütmüş olmalı. 

O insanlar hayal kırıklığı içerisinde kitleler halinde ülkelerini terk etmekteler.

İlk duraklarının da İstanbul olduğu anlaşılıyor.

[Putin ilk iş başına geldiğinde, 22 yıl önce, özellikle o dönemin şimdilerde hayal kırıklığı yaşayan yeni yetişen gençlerinin karşısına umut verici mesajlarla çıkmıştı. Görüş açıklama, inanç ve basın özgürlüklerini koruyacak, her uygar toplumda olandan Rus halkının da en geniş biçimde yararlanmasını sağlayacaktı. Bugün Rusya halkı bütün özgürlüklerden mahrum.

Gazetelerimiz Batılı güçlerin Rusya’yı cezalandırmak amacıyla uyguladıkları yaptırımlardan en fazla etkilenen dolar milyarderi Ruslar’ın –‘oligark’ denilenlerin- ülkemize ilgisini haberleştirmekle meşgul. Kimler el konulmak istenen yatlarını ülkemize kaçırmış, kim hangi futbol takımına talip, bunlar haberleştiriliyor.

[ABD adalet bakanlığı Rus oligarkların servetlerini yaptırımlardan kaçırmak için türlü çeşitli yollara başvuracakları beklentisiyle ‘Task Force CleptoCapture’ adıyla bir özel birim oluşturmuş. Onlara kol kanat gerenler, paralarını aklamaya kalkışan ve varlıklarını koruma altına alanları da tespit etmekteymişler.

Reklam

İngiliz Guardian gazetesi dün ülkemize  gelen daha farklı arka plana sahip kaçkınlarla ilgili ayrıntılı bir yazı yayımladı. Soğuk Savaş sonrası yetişmiş, uluslararası seyahatlerle kendilerini global topluluğun parçası haline dönüştürmüş, çoğu farklı alanlarda başarılı profesyonel insanlar bunlar… Aralarında gazeteciler, sanatçılar da var; Rusya’nın övüncü sayılan pek çok mühendis ve bilim insanı da…

[Bir başka kaynak, yine dün, sayılarının 50-70 bin arasında olduğu düşünülen IT alanında çalışan mühendisin son zamanlarda ülkelerini terk ettiğini bildiriyordu. Aynı kaynak, Rusya ve Ruslar’a karşı sıkı sıkıya yaptırım uygulayan Batı ülkelerini değerli insan kaynaklarına kucak açma konusunda uyarıda bulunmaktaydı. ‘‘Putin’e ve Rusya’ya yaptırıma evet, ama Rusya’dan gelebilecek değerli insanlara kapıyı kapatmaya hayır’’ diyerek.]

Ülkelerini gözü dönmüş bir liderin başlattığı anlamsız bir savaş yüzünden terk etmek zorunda kalmış insanların Türkiye’yi tercih etmelerinin anlaşılabilir bir sebebi var: En yakın ülke, sınırdaş Türkiye… Ayrıca, tanımlanan türden Ruslar yıllardır tatillerini ülkemizde geçiriyor ve insanlarımızı tanıyorlar. 

Savaş başladıktan sonra buraya gelen Ruslar’ın çoğu İstanbul’da kalsa bile daha önce tatil geçirdikleri kentlere gidenleri de oluyor besbelli; çünkü bazı kentlerde kiralar onların ilgisi yüzünden tavan yapmış durumda. 

Diğer kentlerimize gidenler biraz daha ehli keyf sayılabilir; ancak İstanbul’u şimdilik geçici olarak mesken tutanlar genellikle profesyonel tipler ve ülkelerine geri dönmek yerine kendilerini değerlendirecek yer arayışına girişmeleri doğal.

Muhalif bilindiklerinden başlarına bir şey gelmeden önce kaçmayı göze aldıkları için, savaşla birlikte Putin’in bankalara mevduatlarla ilgili günde 200 dolardan fazla ödeme yasağı koyması yüzünden istedikleri uzak ülkelere gidebilmelerini sağlayacak fazla bir paraları da olmayabilir.  

Kısacası, kaçakların çoğu İstanbul’da bir süre kalacaklardır.

Herhalde ‘beyaz Ruslar’ konusunu neden hatırladığımı yazımın burasında anlamış olmalısınız. 1920’lerde yeni kurulmakta olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Rusya’dan göçmüş 150 bin ‘beyaz Rus’ ile yakından ilgilenecek hali yoktu. Ayrıca Rusya’nın yeni yöneticileriyle de kötü olmak istenmiyordu. Bu yüzden hem onlar hem de ‘beyaz Rusları’ konuk eden İstanbul halkı o dönemi iyi değerlendiremedi.

Pek çok yanlışlık yaşandığı biliniyor.

Bu kez öyle olmamalı.

Yanı başımızdaki bir başka savaş içindeki ülke olan Suriye’den milyonlarca göçmeni konuk ederken, Türkiye, o insanlar arasındaki ülkemize değer katabilecek özelliklere sahip olanları Batılı ülkelere kaptırdı. 

Aynı durum Rusya’dan gelenler için de yaşanmamalı.

ΩΩΩΩ

Reklam

21 YORUMLAR

  1. AKP ve tek adam yonetimimi mi Rusları degerlendirecek? Okumamış, toplumun gerşsşnde kalmışi dünyaan haberi olmayan bir güruh olsun yeterki bize oy versin saltanatımızı sürelim anlayışı. yol, bina betonla -gelişme olacagını sana vizyonu kıt bir anlayış. 20 yılda tek balına iktidar olan bir parti o ülkeyi 10 kat geliştirirdi. Kore kaç yılda gelişti. Anlık politikalarla elşm agrıyor elime bakayım, k.cım agrıyır oraYa baKayım anlayısı sorunları onceden öngörmek ne demek sorun yaratan bir anlayış. Ama bu ülke bunu hak ediyor. Daha beteri olsun mu demeli. Bu insanlar belki o zaman..hani belki..Allahtan umut kesilmez denir ama.. yok.. İlla dibe en hızlı çarpmalıyız ki hani belki sarsılır sabit kafalar. Gelen Rus egitimlilerinden 100 kat fazla Türk egitimli kaçıyor. Ülke sayısı belirsiz sıgınmacılara kalıyor onlar da 5-10 cocuk yapıyor daha da kalıcı olmak için. Neyse ya..gerildim. Bir gün bu devran elbet dönecej ve bagımsuz tarihciler ozellikle son 15 yılı Türkiyenin cokuş ve karanlık tarihi olarak gorecek. Ha Dronelar vb var degil mi.. nankör müyüm nedir

  2. Enver Altaylı’nın casus olduğunu iddia edenler teyzelerinin falan kimlerle görüştüğünden bahisler yazmışlar ama bahsi geçen belge ile ilgili birşeycikler diyememişler. Neyse canları sağ olsun. Belki ekmek parası için yazıyorlardır, belki de tarafgirlikten. Bilemeyeceğim.
    Bu casusluk işi çok şeker bir konu. Geçenlerde DEVA Partisinden Metin Gürcan adlı eski asker saçma sapan bir suçlama ile tutuklandı. Adam emekli, hangi belgeyi derleyip nasıl casusluk yapmış belli değil (böyle bir iddia da yok zaten) ama anlaşılan DEVA partisi iktidarın canını sıkmış anlaşılan. M. Gürcan sıkı bir Cemaat karşıtı, tabir yerindeyse bu konuda level atlamış biri vs. ama haksızlığa haksızlık demek lazım. Yaptığı etik olarak sıkıntılı, bir siyasetçi gayr-i resmi iş yapıp para almış. Bu yaptığını onaylamamakla beraber bunun casusluk olmadığı çok açık. Metin Gürcan’ın yaptığının çok daha vahimlerini şu an devletin en etkin yerlerindekiler yapınca hiç soruşturma konusu bile olmaması ilginç değil mi? Şu Wikileaks belgelerinde ortaya çıkan ve doğruluğu da kabul edilen rapor yazma işini diyorum.
    Lütfen şu üç linkteki haberlere bakın:
    https://kronos35.news/tr/metin-gurcanin-yaptigi-casusluksa-ulkeyi-yonetenler-arasinda-casuslar-var/
    https://www.mhp.org.tr/userfiles/27/7-5138s.pdf
    https://www.birgun.net/haber/gazeteci-baris-pehlivan-ibrahim-kalin-golge-cia-in-kaynagiydi-367848
    Bir kişinin bir Cemaat’ten olmasını baştan suç kabul edip sonra amca yeğen dayı torun soruşturan zihniyet, aylık yüksek bir maaşla CIA’ya bilgi sağlayan kaynağın devletin en mahrem yerinde istihdam ediyor.
    Bir de emekli asker bir kişi başka bir ülkenin büyükelçiliğinde iyi bir maaşla Kıdemli Danışman (resmen) olarak çalışıyor ve sonra da ülkenin istihbarat kurumunun başına getiriliyor. Benzeri bir uygulama dünyada var mıdır acaba? Bu kadar pişkinliğe karşı “bu da iyiymiş” demekten başka bir şey elimizden gelmiyor.
    Bu bilgiler açık kaynaklardan: Wikipedia’dan alıntı: “…. Fidan 2001’den itibaren iki yıl Avustralya Türkiye Büyükelçiliği’nde Kıdemli Siyasi ve Ekonomik Danışman olarak görev yaptı.”
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Hakan_Fidan
    “Aynı zamanda da 2001 -2003 yılları arasında Avustralya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde siyasi ve ekonomik danışman olarak çalışmaya başladı”:
    https://www.sabah.com.tr/hakan-fidan-kimdir
    Bu kadar açık bilgilere “Bunlar bizden, onlara herşey mübah” diyorsanız kolay gelsin arkadaşlar. Ha gayret içimizdeki casusları bulalım.
    Bugünkü yorumu bir Rus atasözü ile bitirelim: Camdan eviniz varsa başkasının evine taş atmayın.

    • Okuduğunu anlayamamak başlı başına bir maharet dostum. Başını kuma gömsende sırayla say alttan 6.yorumu bir daha okumanı tavsiye ederim. Mektuptan biraz bahsetsene.

  3. Sevgi Fehmi Bey,
    Türkiye tarihi birgün doğru yazılırsa “kaçırılmış fırsatlar ve heba edilen yetenekler” ülkesi olarak yazılmalı. Herkes konulara kendi kafa yapısına göre bakıyor, halkımız da Ruslara ve Ukraynalılara kendince bakıyor. Bizde birikimli insanlara kuduz muamelesi yapılırken Rusya’dan gelen eğitimlileri mi değerlendirecekler? İnşallah diyelim. Anlaşılan Rusya’dan gelen oligarkların paralarından malum ekip nemalanacak. Tıpkı İran ambargosunda vatansever Rıza’nın “yukarı” yolladığı paralar gibi.
    Bizim tarihimizde yetişmiş ne kadar yetenek varsa hepsini heba etmedik mi? Biraz eskiye gidelim, inkilapçı padişahımız 2. Mahmut Mevlana Halid Bağdadi’yi devlet için riskli gördüğü için Şam’a sürgün etti. Cumhuriyet döneminde farklı mı dersiniz? Said Nursi’ye 35 sene bir şaki muamelesi yapılmadı mı? Şimdi de aynı gelenek devam ediyor. Hepsi vatan millet için. Burada ülkeyi terk edenlere ağız dolusu saldıranlara trol deyince alınıyorlar. Sanki onca öğündükleri M. Akif’ten Osmanlı’nın son Şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendiye kadar niceleri aynı kaderi yaşamadı. Onlar canları sıkıldığı için mi ülkeyi terk ettiler? Dünyada Sosyal Psikoloji alanında çığır açan Muzaffer Sherif’i canından bezdirip ülkeyi terketmeye zorlamadık mı? Adam bir daha Türkçe bile konuşmadı, çocuklarına Türkçe isim vermedi.
    Türkiye netsin eğitimli ve yetenekli adamı. Onlar soru sorar, itiraz eder. “Biz cahillerin ferasetine güveniyoruz” demişti bir makbul kişi. Aynen devam.

    • M akif haçlılar sığınmadı nerdeyse yokluk içinde oldu.
      Birde haçlıların dokunmadığı 30 yıldır haçlılar tarafından büyütülen islama oradan ABD yardımı ile hizmet edenler(!) varya onlar en mağdurları.
      Boşuna demiyor haçlılar dokunmaz diye

  4. Albright, “Yarım milyon Iraklı çocuk öldürdük, zor bir seçimdi ama buna değdi”
    Bu haçlı birilerine niye dokunmuyor acaba.

  5. Geçen hafta eski CIA yetkilileri ve Abd medyadaki yan kuruluşları S400 konusunu gündeme taşımıştı. Türkiye’nin S-400’leri Ukrayna’ya göndermesi durumunda bizden gözleri gibi sakındıkları Patriot ve F-35’lerin verilmesi düşünülebilirmiş.

    CIA yetkilileri şimdi de Fethullah Gülen’in iadesi hakında fikir beyan edebilirler. ABD, Fetullah Gülen için bir mahkeme süreci başlatabilir mi? Sonra da hızlı duruşmalarla Fetullah Gülen hoop Türkiye’de. Ve arkası gelir, “Hadi siz de bizim istediklerimizi yapın” diyebilirler.

    ABD’de Tughrbooks isimli kitap yayıncısı ve Blue Dome Press’in Twitter hesabından,  Fethullah Gülen’in öldüğü açıklaması yapılarak, taziye ilanı paylaşıldı.
    Söz konusu iddia ilk olarak  ABD’nin New Jersey eyaletinden yayın yapan ve Gülen’in yayıncılarından olduğu belirtilen Tughra Books tarafından paylaşıldı. Paylaşımda, Gülen’in öldüğü ve varisinin Cevdet Türkyolu olduğu duyuruldu.Daha sonra Gülen’in öldüğüne dair aynı ilanın yayınlandığı bir başka paylaşım da,  örgütün ABD’deki başka bir yayıncısı olarak bilinen Blue Dome Press adlı sayfadan yapıldı. Ardından Fetullah’ın yeğenlerinden, Kanada’da ikamet eden Kemal Gülen “Muhterem Hocaefendi’nin sıhhati gayet yerindedir” diye bir açıklama yaptı.
    Olayın aslını bilenler açıklamasına göre;
    “Bu şayiayı Gülen’in yeğenleri çıkardı çünkü Fetullah’tan sonra kimin geleceğinin tartışmaya açılmasını sağlamak istiyorlar. Asıl sebep Gülen ailesinin örgütü Mustafa Özcan’a teslim etmek istememesi. Ortada dolaşan söylentilere göre Fetullah’ın bir vasiyeti var. FETÖ elebaşı, 2009-2010 yılları arasında kardeşi Mesih Gülen’e Bediüzzaman Said Nursi’den geldiği iddia edilen bir sarık ve cübbeyi vererek ‘Bunları sakla, bir de vasiyetim var, bu zarfı al, ben öldükten, hak vaki olduktan sonra açıklarsın’ demiş. Gülen ailesi vasiyetin içinde Dünya İmamı olarak Cevdet Türkyolu’nun, Türkiye İmamı olarak da Numan Yılmaz’ın yazıldığını biliyor, çünkü bu zarf ellerinde ve açtılar. Hâlen Avrupa’da yaşayan Mesih Gülen, tahtın tek vârisi olmak için neredeyse tüm örgütü ele geçiren Mustafa Özcan ile arası açık olduğundan, bu vasiyeti içeren zarfı Gülen’in ailesine vermiş olabilir. Fetullah’ın ailesi şimdi bu zarftaki bilgileri Mustafa Özcan’a karşı kullandıklarını sanıyorlar. Oysa Mustafa Özcan, bütün birimleri, derin yapıyı, parayı her şeyi ele geçirmiş durumda. Gülen ailesinin bilmediği şu; vasiyette tahtın vârisi olarak açıklandığı ileri sürülen Cevdet Türkyolu da Mustafa Özcan’a biat etmiş durumda. Yani FETÖ elebaşı ölür ölmez, vasiyet güya ilk kez açıldıktan sonra kendi ismi duyurulduğunda ‘veliahtlıktan çekildiğini’ bildirecek. Fetullah son günlerde saçmalamaya başlayınca  Özcan grubu, Alzheimer olduğunu yaydı. Gülen ailesi sıkıştı. Gülen’in öldüğü haberlerini yayarak vasiyeti tartışmaya açmaya çalıştılar ama başarılı olamadılar…”Olayın aslı ve faslı bu. Artık iş işten geçti, Gülen ailesi paçayı çoktan beridir Mustafa Özcan’a kaptırmış durumda. Lâkin bunun farkında değil.
    Bu saatten sonra, ABD’nin Türkiye’ye artık bunamış bir Fetullah Gülen’i iade etmesinin bizim için bir anlamı yok. ABD bize ölmüş eşek fiyatına, Alzheimer olduğu çok açık olan Fetullah’ı göndermesin. F35 daha başka pazarlık konusu. Onların olsun, tepe tepe kullansınlar.Bir de buraya yollayacaklar ve sağlık bakımını yapıp milletin cebinden ödeyeceğiz. Ölüp gidecek, sonra, FETÖ’cülerin yurt dışında “Hoca efendimize iyi bakmadılar öldürdüler” demeye başlarlar.

  6. Gelen insanların ülkeye uzun vadede katkıları çok önemli ama…

    Kendi doktorlarımıza giderlerse gitsinler, dış yatırımcıyı ikna için bürokrasiyi altüst ederiz diyen bir zihniyetten biraz fazla bir beklenti içinde değil miyiz?

    Dün siyasi tarihimize geçecek yeni bir söylem daha duyduk.

    Erdoğan, asgari ücrete zam konusunda „Veren el alan elden hayırlıdır“ dedi.

    Çalışan insanların emeklerinin karşılığı olan zammı alan elleri değil, bu zamları, topladığı vergilerden verenlerin ellerini daha hayırlı gören bir zihniyete dikkat etmek lazım.

    Çalışanlara tam bir grev hakkını bu zihniyetten beklememek lazım.

    Içine düştüğümüz krizin önemli bir nedeni de bu zihniyet.

  7. Misafir kişisi dün.
    “E. Altaylı adındaki MİT çalışanı Rusya’nın Türkiye’ye karşı hazırladığı istihbarat raporunu elde edip dönemin Başbakan’ı (A. Davutoğlu) ve diğer yetkililerle paylaştığı için casusulukla suçlanıyor.” demiş. Çok masumane. Enver Altaylı sevgi pıtırcığı onun için tutuklu. Cambaza bak cambaza. Davutoğlunu işin içine çekmeye çalışıyor. Enver Altaylı devlete ayrı bilgi veriyor, CIA ayrı bilgi veriyor, Gülen e ayrı bilgi veriyor. Masum olduğunu öne çıkartmak için Davutoğluna bilgi verdiği intibasını öne çıkarıyor.Taktikleri her zaman aynı.

    -Daha önceki mesajında Cemaatin bir tane bile soru çaldığından dolayı ceza almış kişi yok demişti. Soru çaldığını itiraf eden cemaat mensublarının hepsinin yalan söylediğini söylüyor.
    -Kendisine başka bilgiler de vereyim. Askeri öğrencilerin yüzde 58 i itirafçı olmuş. Bugüne kadar 6 bin 386 eski askeri öğrenci hakkında gözaltı kararı verildi, 5 bin 896’sı gözaltına alındı. 1.793’ü tutuklandı, 2 bin 902’si adli kontrolle serbest bırakıldı. Askeri öğrencilerin yüzde 58’i yani 3 bin 425’i örgüt ilişkisini itiraf etti. Bunlarda yalancı demekki.
    -Tsk da 23.994 kişi gözaltına alındı. 8921 kişi itirafçı olmuş.Yani yüzde 37 si. İtirafçı. Bunlar da yalan söylüyor demekki. 2114 kişi şu anda kaçak. Çoğu yurtdışında.

    -Enver Altaylı’nın Fetullah Gülen’e yazdığı mektuptar ortaya çıkmıştı. Kozinoğlunu Gülene şikayet etmişti Kozinoğlu için “MİT’in başına gelirse felaket olur” demişti.Altaylı mektubunda Orta Asya’daki FETÖ okullarının kapatılmasına Kozinoğlu’nun büyük payı olduğunu söylüyor, Kozinoğlu’nun MİT Müsteşarı olmaya çalıştığını öne sürüyor.Enver Altaylı mektupta ”Eğer böyle bir şey olursa, Allah memleketi, devleti, Fetullah Gülen’i, cemaatin önde gelenlerini korusun. Bu bir felaket olur” ifadelerini kullanıyor.MİT Orta Asya Şefliği yapan Kaşif Kozinoğlu Ergenekon soruşturması kapsamında 10 Mart 2011’de Zekeriya Öz’e ifade vermiş ardından ”terör örgütü üyeliği” ve ”gizli belgeleri temin etme” suçlarından tutuklanmıştı.Kozinoğlu, 8 ay sonra kasım ayında Silivri Cezaevi’nde hayatını kaybetti.

    -Altaylı’nın Fethullah Gülen’e yazdığı başka bir mektup İlker Başbuğ hakkında. “Yeni Genelkurmay Başkanı’nın zatıalinize ve yapılan hizmetlere bakışı son derece menfidir. Göreve başlar başlamaz bazı generaller için yakın takip ve dinlemeye alınmaları konusunda verdiği talimat son derece üzücüdür.” İfadelerini kullanıyor. Bu yazışmalardan Davutoğlunun haberi varmıdır. Bunlardan Davutoğlunun ne ilgisi var.

    -Hablemitoğlu soruşturmasının tanığı eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, Altaylı’nın, FETÖ’nün firari Türkiye imamı Mustafa Özcan’la Hablemitoğlu’yla görüşmek için kendisinden aracılık etmesini istedikleri, Özcan’ın, Hablemitoğlu’nu tehdit ettiği tespit ediliyor. Hablemitoğlu’nun katili geçen ay Türkiyeye getirildi. Sorgulanması devam ediyor.
    – Altaylı 1963’te Albay Talat Aydemir’in darbe teşebbüsü başarısız olunca Kara Harp Okulu’ndan atıldı.
    -MİT’e, CIA’in Özbek asıllı casusu Ruzi Nazar ‘eliyle’ girdi, 1974’te MİT’ten uzaklaştırıldı.
    -Eski Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu, Altaylı’nın dayıoğlu. FETÖ finansörü Kavuncu, darbe girişiminin ardından Kazakistan’a kaçtı. Altaylı’nın FETÖ finansörü kardeşi Taha Altaylı da Kazakistan’da.

    -Enver Altaylının damadı Metin Can Yılmaz’ın 18 Nisan-7 Haziran 2015’te Skype üzerinden “yilmazmetincan” kullanıcı ismiyle yaptığı yazışmalarda:

    1-Seçim sonuçları ne olursa olsun AK Parti’nin iktidardan uzaklaştırılacağını, “Zaten ne olursa olsun bunların müddeti temmuz ortası, göreceksin.”
    2-AK Parti’nin tek başına iktidar olmaması için HDP’nin barajı geçmesi gerektiğini, içine sinmese de HDP’ye oy verebileceğini.
    3- 2 Haziran’daki mesajlarda da FETÖ’nün bir an önce hükümete yönelik operasyonu başlatması gerektiğini.
    4-“Cemaat keyfine bu hareketleri yapmıyor. Misal tedbir geyiğini biz karaktersiz tipler olduğumuz için yapıyoruz sanıyorlar. Eskiden beri avlandığımız için kamuda millet gizliyor. Eskiden başkası takıktı bize, şimdi başkası. Şimdi bir grup insan üstüne bu kadar takıntılı odak varken ‘Cemaati sevenler, taraftar olanlar şeffaf olsunlar’ diyorlar. Olmaz arkadaş, cemaatin şeffaflığı bu noktada olmaz, böyle olmaz.”
    5-26 Nisan 2015’te, baroların hükümete tavır alması karşısında şaşırdığını dile getiren mesajına Yılmaz, “Yarısı bizim zaten ama çoğu çapsız.”
    6-“Bizde subay da çok, merak etme yetişmiş lider vasıflı adam çok. General bir tane olsa yeter orduda, savaşı yetişmiş asker kazandırır. General kimi yönetecek? Solcuların elli tane generali var, liberallerin yüz tane var belki. İHL’liler er bile olamaz, daha silah bile tutmayı bilmeyen tipler genellikle hepsi kendini general sanıyor.” 
    Enver Altaylı’nın damadı Metin Can Yılmaz’ın, Ankara 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılandığı dava 2021 5 Kasım’da karara bağlandı. Sanık Metin Can Yılmaz’a ‘FETÖ silahlı terör örgütü üyeliği’ suçundan 12 yıl hapis cezası verildi. Kararı istinafta onaylandı. Şu an yargıtayda.

    • Dostum bu tür adamların iddilarını tartışma çünkü bunlar bilerek yapıyorlar.
      Buna aptallaştırma yöntemi denir.
      her türlü absürd iddiayı gel tartışalım ki tartışıyorsan eğer bu iddia tartışmaya değerdir ,tartışmaya değerse doğruluk payı vardır . ozaman doğruluk payı varsa aksi iddiaları dile getirerek kimseyi suçlayamazın.Noktasına getirecek aklıyla.Bunu da aradan cımbızlanan bir söyleme,yalan veya uydurulmuş bir belgeye dayandırıp.O kadar veriyi itirafı vs vs etkisiz kılacak.
      Bu konuda haşhaşi ordusu özel eğitimlidir. Kameraya yakalanır ama bu ben değilim der. İncelensin der.İncelnir devletin(Tayyip in ) makamı inceledi tarafsız değil der .Yurt dışında incelensin der.Yurt dışında incelemek kanunen mümkün değil onu bilir .ama korktuklarından Yurt dışında inceletmediler der.
      Aynı aptallaştırma (absürdleşme) yönetmini Kılıçdaroğlu da yapar.”Tankların arasından nasıl selam verdin geçtin ” dersin “Tayyip de geçseydi ben geçtim io niye geçemedi ” der

      Kısaca böyle aptallaştırma tartışması yapmaya çalışan fetöcülere ben 2 net soru sorarım bunları cevap ver sonra konuşalım derim

      1-“ABD BİR SÖZDE İSLAMCI PAPAZI ABD de NEDEN 30 YIL TUTAR BU ADAM TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ TÜM ÜLKELEREDE OKUL AÇIP YÖNETECEK GÜCE ERİŞİŞKEN ABD İSLAMA HİZMET İÇİN Mİ TUTUYOR HABERİ YOK MU FAALİYETLERİNDEN ”
      2-SENİNDE HAÇLILAR NAMUSUNA DOKUNMUYOR MU

      Bunları cevaplasın her türlü iddia tartışılır.Soru çalıp kumpas kurmaları da dahil.
      Hele İş üstünde yakalan Enver Altaylı en kolayı

  8. “Yanı başımızdaki bir başka savaş içindeki ülke olan Suriye’den milyonlarca göçmeni konuk ederken, Türkiye, o insanlar arasındaki ülkemize değer katabilecek özelliklere sahip olanları Batılı ülkelere kaptırdı.

    Aynı durum Rusya’dan gelenler için de yaşanmamalı.”

    Bundan 3-4 sene evvel bakana soruyorlar Aselsandan kaç kişi Hollandaya gitti diyorlar.

    Bakanda sayıyı küçümsüyerek 100-200 arası kişi gitti diyor.

    Diğer ülkelere giden diğer Teknik ve mühendisin hatti hesabı yok.

    En son Doktorlara Erdoğan ‘Gidiyorlarsa gitsinler’ demedimi.

    Kendi yetişmiş Elemana sahip çıksak yeter.

  9. daha önce hiç yazdım mı bilmiyorum, hatırı sayılır bir okuyucu olduğumu söyleyebilirim
    en sevdiklerim pek çokları gibi kaçınılmaz olarak rus ve fransız klasikleri.
    en sevdiğim yazar kim diye sorulsa mihail şolohov derim. doğal olarak en çok sevdiğim eserlerden biri de onun ebedi eseri durgun don.
    1. dünya savaşı, bolşevik isyanı, çarlığın devrilmesi ve sonrasını don ırmağı kıyısında yaşayan kazakların üzerinden anlatan
    4 ciltlik bir opus magnum (baş yapıt) okumadıysanız, mutlaka okuyun derim.

    fehmi beyin yazısına baktığımızda bir kaç satır gibi görünüyor ama çok ağır bir yazı,
    çünkü çok ağrılı ağır bir tablo var önümüzde. hak, hukuk, adalet, demokrasi, eşit paylaşım, fikir ve beyan özgürlüğü gibi kavramlar eksik olunca bu tablo yani durum her zaman ağırlaşarak devam edecek maalesef. doğu, batı çokta fark etmiyor bilinç düzeyimiz 10 emri bile aşamadı henüz, kaldı ki yüce değerler, ulvi amaçlar taşıyalım,
    taşıyan da milyarda bir çıkıyor işte,
    bir külçe altın bulmaktan çok daha zor onu bulmak.
    çal-ma çırp-ma,
    adam öldür-me,
    komşunun malına göz dik-me,
    kimseye zarar ver-me
    gibi primitif bir eşiği dahi geçemediğimize göre tablonun ağırlaşmasından daha doğal ne olabilir.
    yine bir kavimler göçü yaşayacağa benzeriz.
    sonra da dinazorlar çıkar herhalde.

    abromoviç yatıyla gelmiş. yatlar, katlar, saraylar onlardan soruluyor tabi. dünyanın gözü onun üstünde, çünkü dünyanın gözü putinin üstünde. rus oligark yaptırım listesinde, mallarına el konuyor. abromoviç, yeltsin döneminin boris berezovski ile birlikte ihaleler! zengini. rus vatandaşı, aynı zamanda israil vatandaşı…yazılıp çizilenlerden anlaşılan putin iktidara gelince putinle yıldızı barışmayan ortağı berezovski-diğer bazıları gibi- önce servetini sonra hayatını kaybetti, putinle arasından sızmayan abromoviçin ise -diğer bir kaç kişi gibi-yıldızı giderek parladı, akıl almaz serveti arttı yine abromoviç ve diğer bir kaç kişinin servetinin aslında putinin serveti olduğu da yazılıp çiziliyor bu da neden mallarına el konduğu hakkında bir fikir veriyor olabilir.

    rusyanın GSYİH sinin % 60 tan fazlasının rusya dışında olduğu söyleniyor.

    ihaleler, oligarklar, onların üzerinden taşınan servetler…
    acılarla dolu makus bir tarihi var rusyanın.
    ülke serveti birilerinin eline geçince geride kalanın payına yoksulluk, açlık, işsizlik, güvensizlik, çatışma, kutuplaşma kalıyor.
    eğitimi olanlar, ekonomik gücü daha iyi olanlar ülkelerini terkediyor.
    IT alanında çalışan mühendisleri,
    sağlık alanında çalışan doktorları,
    umut vaad eden gençleri…
    aptal atar, akıllı kapar derler bizim burada.
    aklı başında, eğitimli insanlar gidince geriye çatışacak guruh kalır.
    yoksulluk, sefaletin olduğu yerde çatışma olur, değil mi???
    başka şeyler de yazacaktım ama darlandım.
    fehmi beyin bugünkü yazısı bir kaç satır ama çok ağır,
    anlayana…

  10. Ruslar okumuş entellektüel adamlar. Mutlaka değerlendirilmeli. Ama bizde o kafa hiç olmadı. Çünkü o yetişmiş insanları değerlendirmek de bir kapasite işi. Kendi okumamış ve okumayan yöneticilerimiz nerden anlasın okumuşun değerini. Onlarda mermer beton kafa var. Başka da birşeyden anlamıyor.

    Amerika ve Avrupa bu işi gayet iyi yapıyor. Elaleme ev al seni vatandaş yapayım demiyor. Sen benim ülkeme ne katacaksın, ne iş yaparsın, bilgi birikimin ne ona bakıyor. Ve havada kapıyor. Geri kalanlar da öküzün trene baktığı gibi bakıyor. Sadece bakıyor.

    O yüzden ben yine bu fırsatlar da kaçtı diye bakıyorum. Bu Ruslar da bir yolunu bulup batıya yelken açar giderler. İyi de yaparlar. Bizim yerli milli muhterisler de birbirlerini yemeye devam ederler. Burası da yol geçen hanı oynamaya devam eder.

  11. Bizimkisi de demokrasi getireceğiz trenine bindirmişti herkesi gelirken, sonra baktık ki kendisi çoktan trenden inmiş, geri kalanları da uçurumdan aşağı itiyor. Baştan söylemişti ama, demokrasi benim için bir tramvaydır, beni götüreceği yere kadar binerim diye. Ama bu saf millet anlamadı tabii ne demek istediğini. Saf saf dolmuşa geldi. Hala da uyanmış değiller. Bu otokrat ve diktatör kafalı tipler de hep aynı kalıptan çıkmışlar. Yarı yolda milleti satıyorlar.

  12. Fehmi bey! Boşuna endişe etmeyiniz bizde herşey yerli yerinde gidiyor.
    Newros kutlamalarında polisler 2 terörist yakalamışlar parmak izlerini alip ve suç aletlerini soyup buz gibi havada onları anlarına teslim etmişle. Anaları 5 yaşındaki ikiz kızlara yöresel Kürt kiyafeti giyindirdiği için TC polisleri onlari en ağır şekilde cezalandırmış. Bundan daha iyi haber olmaz herhalde.

    Türkiye’yi yönetenler, sadece cep doldurmayi düşündükleri için öncelikle iftira makinelerinde üretilen iftıralar ile ne kadar bilgili kafası çalışa dünyayi iyi taniyanlari ve bilim insanlarını şeytanlaştırarak etkisis hale getiriyor.
    Onların yeri ya kotes yada gelişmış ülkelere peşgeş çekmek.

    Geri kalan cahiller ile istedikleri gibi at oynatiyorlar.
    Ocu bucu Dış güçler iç güçler morfini ile uyutup halkın gelirlerin bir güzel gasp edip Yurt dışına yatırım yapiyorlar.

    Türkiyeyi köprü olarak kullananlardan bir kesim şahsi çıkarlari için Ülkenin başına derin belalar açiyolar.

    Ne zaman dişarda TC elamanlarının kanunsuzlukları ortaya çıksa hemen içeride bir kargaşa çıkarıp halkın dikkatını başka tarafa çekiyorlar.

  13. tahmin edildigi kadariyla putin rejimi cok uzum omurlu olamayacak. yeni gelen katma degeri yuksek rus veya ukraynali kisiler putin sonrasi donem icin ve yeni donem Turkiyesi icin cok iyi bir referans kaynagi olabilir. .

    • hiç olma mı!

      trump ülkesinin ekonomisini canlandırıp işsizliği azaltmak için amerikada üretimi artırmaya çalıştı. bunu için Çin’de 17-18 devasa fabrikaları olan ve appel amazon samsung IBM xiaomi oppo gibi devlere üretim yapan dünyanın en büyük teknoloji üreticisini amerikaya çağırıp fabrika açmaya zorladı. yatırımcı Trump’a ilk önce 600 milyon dolarlık bir yatırım sözü verdi ve fabrikayı faliyete geçirince baktı ki kazın ayağı öyle değil işçi maliyetleri çok yüksek o da söz verdiği rakamdan vaz geçti ve vadittiği fabrikanın ünitelerini açmadı. çünkü amerikada üretim yapmanın maliyeti Çin’e göre çok pahalıydı.( AA Haber)
      *
      ukrayna rus savaşı başlandıktan sonra aynı yatırımcının Çin’de bulunan ve iphone markasının en yüksek modellerini üreten fabrikalarında kovit nedeniyle karantina uygulaması yüzünden üreteme ara verildiği duyuruldu.
      *
      suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi ihalesini israil firması kazandı diye hatırlıyorum, neyse sınır mayınlardan 2008 yılında temizlendi ve 2011 yılında suriyeli göçü başladı. sonra iran sınırındaki mayınlar temizlendi ve iran üzerinden afgan ve civar bölgeden göç başladı. afrikalılar zaten kanıksadığımız göçmenler, bizden biri oldular. şimdi de ‘profesyonelleri’ oligarkları bir kenara koyarsak rus ve Ukraynalı göçmenler…
      *
      profesyonelleri ve oligarkları bir kenara koydum çünkü onlar muhtemel taşeron ya da patron, göçmenlerle ne iş yapacaklarına karar verecekler ama önden fizibilite yapmaları zaman alabilir!
      *
      neyse başka bir haber; xiaomi firmasının avcılar fabrikası önünde haksız işten çıkarılmaları üzerine protesto eylemi yapan işçiler sorulduğunda xiaomi fabrukasının üst düzey yöneticisi ” ha, onlar mı, eylem yapanların bizim çalışanlarımız olduklarından emin değilim” cevabını verdi.(evrensel gazetesi haberi)
      *
      ah şu avrasyacılar…!
      bakın bu konuda bir şey söylemezsem olmaz.

      televizyonda perinçek, sunucu soruyor efendim rusyanın ukraynayla savaşı bizim nasıl etkiler, iyi mi kötü mü?

      perinçek konuşmaya hazırlanırken ekranı kapmayan bir harita, merkezinde türkiye olan ve türkiyenin etrafını nokta nokta kum gibi saran onlarca NATO üssünü gösteriyor. o kadar çok nokta gözlere iyice sokulsun diye kırmızı işaretlenmiş adeta anla artık be arkadaş diye bağırıyor. yeter mi yetmez gene de anlamayanlar olabilir diye perinçek anlatmaya başlıyor:

      ” yahu nasıl kötü olabilir, tabiki bizim için iyi. bakın şu haritaya, kırmızı noktalar etrafımızı saran NATO üstleriyle dolu görüyor musunuz; rusya işte türkiyemizin etrafını saran ve bizi tehdit eden NATO üstlerini ha ha hahaaaaaaa ha haaa te.. ha ha tete.. hahıhhhhl temizliyor, bundan iyi daha ne olsun.”

      perinçek gülmesin de kim gülsün.

      avrasyacı avrasyacılık şangay 5lisi diye bir şeyin olmadığını doğu perinçek de anlatamadıysa daha başka kim anlatabilir bilmiyorum.
      *
      herhalde izleyenlerin aklında şimşekler çakmıştır, ukraynada nato üssü yok ki? ukraynanın savaşta kullandığı ana silah mühimmatı sovyet yapımı silahlar. NATO savaş makinalarını oraya özellikle göndermiyor ki karşı taraf cepheyi genişletmesin, saflar sıkılaşmasın, büyük savaş çıkmasın. ama devletler plan yaparken en kötüsünü düşünerek plan yaparlar herhalde…

      bizim devletimiz hariç, bizim devletimiz için kötü hiç bir şey yok. her şey iyi. hatta;…
      *
      reis halkına konuştu ve “çok müreffeh günler bizi bekliyor” dedi.
      *
      neyse efendim daha söyleyeceklerim vardı ama bu kadarı bile bana fazla.

      • günün esprisi de şu olsun:

        reis, en çok da ben inanıyorum gelecekte çok müreffeh gürlerimizin olacağına. ama o günleri sen ile ben görür müyüz bilmem, göreceğimizin hiç bir garantisi yok:))

    • Vatandaş eğer “putin rejimi cok uzum omurlu olacak” diyorsan, daha ne kadar uzun ömürlü olabilir ki?

      • “Savaşın Bir Numaralı Faktörü Putin’in Psikolojisi”
        https://youtu.be/Hs1PDo3OpAU

        Putin’in NATO ile ilişkilerinden de bahsediyor eski moskova büyükelçisi. nasıl bir ilişki “diyelim ki rusya NATO ya girdi, bundan ne çıkarımız olacak” diyerek sanki NATO rusyayı bünyesine katmak istiyormuş gibi pazarlık yaptığı haberlerine de rastlamışsındır herhalde.

Yoruma kapalı.