Oh, nihayet, karşısında görmek istediği muhalefeti bu seçim öncesinde de buldu iktidar.
Demokrasilerde iktidar ile muhalefet geçişlidir; partiler halka kendilerini sempatik gösterir, mevcut iktidardan daha iyi yöneteceği kanaatini verir ve bir bakmışsınız, muhalefet ile iktidar seçimde yerlerini değiştirivermiş…
Seçimde iktidar partisinin muhalefete geçtiği, muhalefetin de iktidara geldiği durum bizde de çoktur.
Hafta sonu Brezilya’da seçimin ikinci turu yapıldı; ilk turda yenişememişti iktidar-muhalefet, ikinci turda yer değiştirmelerini gerektirecek bir sonuç alındı.
Yenilen taraf, bir önceki seçimde, iktidarı bu seçimin galibinden devralmıştı zaten.
Dün İsrail’de yapılan seçimden de muhtemelen aynı sonuç çıkacak; bir önceki seçimde sandıkta kaybeden ve muhalefete düşen parti ile lideri, muhtemelen yeniden iktidara gelmiş olacak.
Bizde 20 yıldır değişmeyen bir iktidar var ve 11 yıl önce 2023 olarak belirlediği ufuk çizgisini, arada 2053’e ve 2071’e uzatmıştı; en son belirlediği ufuk bundan 100 yıl sonrası. İktidardan hiç gitmeyecekmiş gibi davranıyor.
İşin esas ilginç yönü, ülkenin 100 yılını iktidar olarak geçirmeyi umarak ‘Türkiye Yüzyılı’ adını verdiği projesinin içini, önümüzdeki bir yıl boyunca iletecekleri görüş ve önerilerle, halkın doldurmasını bekliyor iktidar.
Durumun özeti şu: Seçim olduğu, her beş yılda bir sandık başına gidilme alışkanlığı devam ettiği takdirde, başka demokrasilerde -ve 20 yıl öncesine kadar bizde de- olduğu gibi, iktidar ile muhalefetin yer değiştirmesini getirecek sonuçla karşılaşılabilir.
Geniş bir kitlenin beklentisi, o değişimin, önümüzdeki ilk seçimde gerçekleşmesidir.
Olabilir mi?
Kamuoyu yoklamaları da, seçimde oy kullanacak insanların her temasta verdikleri tepkiler de, bunun olabileceğine işaret ediyor.
İktidarının sürekli olmasını sağlamak için MHP ile ortaklık oluşturmuştu iktidar partisi, o sayede son seçimden iktidarını sürdürerek ve liderini cumhurbaşkanı seçtirmeyi başararak çıkabildi. Ancak önümüzdeki seçimde hem iktidarı sekteye uğrayabilir hem de adayı cumhurbaşkanı seçilemeyebilir.
Bu ihtimali ben görebildiğim gibi, elbette iktidar cephesi de -AK Parti ve MHP de- durumun farkında.
Farkında ve şimdiki durumu tersine döndürmek için elinden geleni yapıyor.
Yapmaya da devam edecektir.
Son seçimden bu yana, iktidar-muhalefet açısından, tabloyu tersine dönüştürme sonucunu doğurabilecek ne değişti?
İktidar iki parçalı oldu, AK Parti ile MHP bir arada. Onların birlikteliği ülke sistemini değiştirme sonucunu doğurdu; parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçildi. Yeni sistemle geçirilen dört yıl, iktidarın hiç değilse seçmenlerinin bir bölümünün gözünden düşmesine yol açtı. Üstelik birbiri ardına alınan ve derhal uygulamaya konulan yanlış kararlarla baş gösteren ekonomik sıkıntılar, salgının da etkisiyle, dayanılmayacak boyutlara ulaştı.
İktidarın gözden düşmesi muhalefete yarar.
Bu defa da öyle olabilir, seçimden iktidar değişikliği çıkabilir.
İktidar cephesinin yanlışlarına karşılık muhalefet cephesi doğru adımlar atarak bugünlere geldi.
Her şeyden önce muhalefeti oluşturan altı parti aralarındaki farklılıkları bir yana bırakarak iktidar değişikliği için birlikte hareket etmeye başladı. Ana muhalefeti oluşturan CHP, siyasi tarihin belli bir döneminde yaşanmış bazı olumsuzlukların sorumlusu gösterilmesi yüzünden, sandıkta zorluklar yaşaması ve oylarının bir türlü artmaması yanında, belli kesimler için yanına yaklaşılmaması gereken bir parti görüntüsüne de sahipti.
Kemal Kılıçdaroğlu birbiri ardına attığı adımlarla o görüntüyü bozdu.
‘6’lı masa’ bu yeni görüntüyü biraz daha sağlamlaştırdı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si eski CHP değil.
Görüntü böyle devam ederse, iki cephenin oyları kamuoyu yoklamalarına yansıyan oranda gerçekleşebilir ve ilelebet süreceğine kendisini şartlandırmış iktidar, yerini muhalefete bırakmak zorunda kalabilir.
Tabii bu sonucun alınabilmesi pek çok şarta bağlı.
Şartların başında da, muhalefetin ‘6’lı masa’ olarak birlikteliğinin devamı ve özellikle de CHP’nin yeni görüntüsünün kaybolmaması geliyor.
Birliktelik altı partiye de yararlı olduğu için bu güne kadar sürdü, partilerden biri bile diğerlerinden ayrı görünmenin daha yararlı olduğunu düşünüp kendisini dışarıya atacak bir davranış sergilerse, bugüne kadar kurulmuş muhalefet yapısı bozulabilir ve elde edilebilecek etki kaybolabilir.
Emareler var, böyle bir gelişme yaşanabilir.
CHP de yeniden o eski bildik söyleminden medet umabilir.
Onun da emareleri alınıyor.
Hırçınlık, kavgacı hava, daha doğrusu toplumu gerecek her davranış muhalefete değil iktidara yarar.
Toplumun devleti yönetenlerden beklentilerine cevap veremediği için yerini kaybeder iktidarlar; buna karşılık iktidara gelmek isteyen muhalefet de topluma iktidarın sağlayamadığını verebilecek bir iddiayı sahiplenirse, demokrasilerin iktidar-muhalefet geçişliliği bizde de yeniden etkisini gösterebilir.
Kavgacı ve hırçın görüntü muhalefetin o iddiasını sakatlar.
Ülke siyaseti bir süredir öyle bir havanın etkisi altına girmeye başladı.
İktidar, karşısında, alıştığı türden bir muhalefet görmek istiyor ve bunun için çaba sarf ediyordu, sonunda bu arzusunun yerine gelebileceği umudu doğdu.
Esas gündemde tutulması muhalefet açısından işe yarayacak konular ikinci plana itiliyor, buna karşılık iktidara rahatlıkla kullanabileceği ‘paslar’ atılıyor.
İktidar cephesi, karşısında görmek istediği muhalefete galiba kavuşmak üzere.
ΩΩΩΩ