AK Parti kendi oyun planının kendisine karşı kullanıldığının farkında değil.. Sürprizlere hazır olalım… 

46
Reklam

İngiliz futbol liginde takımına üst üste başarılı sezonlar yaşatmış olan Liverpool’un teknik direktörü Jürgen Klopp bu yıl taraftarlarına şaşkınları yaşatıyor. Kazandırdığı kupaları koyacak yer bulmakta zorlanılırken, bu sezon ilk dört takım arasına girmesi bile zor Liverpool’un.

Teknik direktör aynı, oyuncular yine star kalitede, ancak Liverpool bu yıl başarısız.

Ne oldu da böyle oldu?

Olan şu: Rakip takımlar teknik direktörün oyun planını çözdüler. Liverpool sahaya çıktığında rakiplerinin oyun planı onu istedikleri oyunu oynayamaz hale getiriyor.

Seçime gidilirken AK Parti’nin durumu da aynı.

Daha önceleri kendisinin kurguladığı manevralar bu defa başka partiler tarafından uygulanıyor.

Mehmet Şimşek olayını düşünün.

AK Parti iletişimcileri, uluslararası haber ajansı Reuters’e, iktidarın başarılı sayıldığı dönemde maliye bakanlığı koltuğunda oturan Mehmet Şimşek’in yeniden eski partisinin safında siyasete döneceği bilgisini sızdırdı.

Reklam

Eski bakan, dün, AK Parti’de genel başkan da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüşmeye gitti. Parti iletişimcileri, görüşmeden istedikleri sonucun çıkacağından o kadar emindi ki, genel merkezin önüne çıkışta yapılacak açıklama için kürsü bile kondu.

Kürsü kullanılmadan kaldırılırken Şimşek’in parti binasını arka kapıdan terk ettiği görüldü.

Gelmiş, görüşmüş, doğru bildiklerini paylaşmış ve sonra da ayrılmış Mehmet Şimşek.

Hayret, hayret, hayret…

Cumhurbaşkanı ile görüşüp de ikna olmayan biri, nasıl olur?

Artık oluyor işte.

Halbuki, dostlarıyla görüşerek, Reuters haberinin gerçeği yansıtmadığını burada yazmıştım.

Sakal da bıraktım belki bu halimle dinlenirim diye, yine işitmezden geldiler.

Reklam

Mehmet Şimşek dönmedi, onun döneceği kimler için önem taşıyorsa onları hayal kırıklığına uğratmış oldu AK Parti; üstelik ona uygun görülen makamın şimdiki sahibini de iddialarıyla baş başa bırakarak…

Nureddin Nebati dünden itibaren bakanlığında gölge haline dönüşmüş durumdadır.

Yeniden Refah Partisi ile ittifak görüşmelerine de aynı gözle bakabiliriz.

O görüşmelerden, AK Parti kaybederek, Fatih Erbakan ile partisi prim kazanarak çıktı.

Bu arada gündemin ilk sırasına kadına şiddet konusu yerleşti ve bundan da AK Parti ayrıca zarar görecek.

Ne olduğu herhalde anlaşılmıştır: AK Parti artık eski AK Parti, Tayyip Erdoğan da eski Tayyip Erdoğan değil.

Nitekim, her aday belirleme süreci öncesinde önünde kuyruklar görmeye alıştığımız parti binası günlerdir sessiz-sakin görüntüde. Büyük çapta sadakatları test edilmiş mevcut milletvekillerinden bir bölüm ile Külliye’de kendilerini Meclis’e atarak dokunulmazlık kazanmak isteyeceklerden oluşan bir aday listesi seçmenler karşısına sunulabilir.

Bir süredir sıkça Ankara’da bulunmam gerekiyor. Bazı günler bacaklarıma kuvvet kazandırmak amacıyla uzun yürüyüşler de yapıyorum. Dün öyle bir gündü. Kolumda taşıdığım program son zamanların en uzun yürüyüşünü gerçekleştirdiğim için beni kutladı.

Güneşli bir gündü, kullandığım yürüyüş kulvarında adımlar atarken, ikisi de takım giysili ve kıravatlı kişinin karşıdan geldiğini fark ettim. Tam yanımdan geçerlerken, biri diğerine aynen şu soruyu yöneltti: “Böylece bizler de 20 yılın bütününün tüm sorumluluğunu mu üstlenmiş olacağız?”

Her ikisinin de yakasında mensubu oldukları devlet kurumunun rozeti bulunuyordu.

Yaşları son 20 yılın sorumluluğunu taşıyabilecek olgunluktaydı adamların.

MHP’nin grup başkanvekilleriyle birlikte AK Parti grup başkanlığı sorumluları, dün, Cumhur İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı olarak Tayyip Erdoğan’ın ismini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) bildirdiler.

Çıkışta, kendilerine Erdoğan’ın yeniden adaylığına engel teşkil eden anayasa maddesini (m. 101) hatırlatan gazeteciye, MHP yetkilisi, bir yasanın bir maddesini anarak tepki verdi.

Hangi maddeyse o, ona anayasal engeli aşma formulü gözüyle bakılıyor olmalı.

İyi de, hukuk metinleri hiyerarşisinde yasa anayasanın üstünde mi?

Anayasanın koyduğu engel nasıl olur da bir yasa maddesiyle ortadan kalkar?

YSK üyeleri dün “Ben de aday olacağım” diye ortaya atılan 11 isme “Olabilirsiniz” izni verdiğini duyurdu.

100 binden fazla imza toplayabilir, yüklüce bir meblağı da öderlerse, isimleri seçim pusulasında yer alacak o 11 kişinin…

Partilerin “Bu bizim adayımız” diye bildirdiği iki isimle ilgili YSK’dan dün bir açıklama gelmedi.

Sürpriz yapabilir mi YSK, anayasal engel sebebiyle Tayyip Erdoğan’ın adaylığını geçerli kabul etmeyerek?  

AK Parti ile ortağı MHP’nin öyle bir durum için bir ‘B planı’ var mıdır?

Bence olmalıydı.

Daha da ileri bir şey yazacağım: Bana göre, iki defa cumhurbaşkanlığı yapmış bir kişinin üçüncü defa aday olamayacağına dair anayasa maddesi varken, YSK üyelerinin o engeli görmezden gelmeleri esas sürpriz…

Seçime az bir süre kaldı, siyasi ortam AK Parti için giderek buğulu bir hal alıyor ve sandığa yansıyacak iradenin ne olacağı bürokratları derin derin düşündürüyor.

Yürüyüş kulvarında karşılaştığım yakaları rozetli iki kişinin ağzından çıkan cümle, pek çok kurumun bürokratları tarafından da endişeyle paylaşılıyor olabilir.

Daha önce seçime girmemiş bir parti iktidar ittifakı içerisinde yer almayı kabul etmiyor…

Ayakları altına kırmızı halı serilmiş bir eski AK Partili, “Gel, cumhurbaşkanı yardımcısı yapalım, ekonomiye sen sahip çık” altın teklifini eliyle ittiği gibi, sonradan yaptığı açıklamalara bakılırsa teklifi yapan muhataplarının yanlışlarını da yüzlerine vuruyor…

İktidarda 20 yıl çok uzun bir süre. Rakipleri, iktidarın oyun planını bozacak karşı planları varmış gibi davranıyor.

Liverpool’un rakipleri gibi.

Futbolda sahaya yenilgi olarak yansıyan, bakalım siyasette sandığa nasıl yansıyacak?

ΩΩΩΩ

Reklam

46 YORUMLAR

  1. KARIN AĞRISI
    Millet ittifakından birisi, HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkarmamasından “acayip” rahatsız olmuş.
    Daha doğrusu Cumhur İttifakının kaybetme ihtimalinden.
    Kürt vatandaşlarımızı en hafif deyimiyle rencide edici şekilde açıklama yapıyor.
    Bu derece karın ağrısı neden olur?
    –Şaibeden

    • Sayın yk “Bu derece karın ağrısı neden olur?” diye sormuşsunuz:
      Millet ittifakından “birisi”nin ağırına giden şey;
      pkklı bir cb adayının çıkarılamamış olmasıdır, hepsi bu!
      Ordan burdan bilmem ne ağrısı icat etmenize gerek yok yani…

  2. YAVUZ ağıralıoğlu muhalefeti özetledi .
    Başka söze gerek yok.
    Umarım bundan sonra da aynı ilkeleri sürdürür.
    Helal olsun

  3. Kazanma umutları Erdoğan’ın aday olamamasına mı bağlı? Kaybetmekten korktukları için tek umut Erdoğan aday olamasın. Erdoğan yine mağdur olsun yine kazansın. Kendi aleyhlerine çalışıyor bu muhalefet de yine farkında değiller. Bizim millet bu ucuz numaralara gelmez gider inadına Erdoğan a oy verir.

    • Fehmi K. neden RTE den bu kadar korkuyorsunuz. Düne kadar yanında idiniz, şimdi ne olduda beka için uğraşan Reisin karşısındayız. Her yeni yasa yeniliği ile gelir. iyice Türkiyenin gelişimini, savunmasını, huzurunu, uçuşunu, birlikteliğini, zindeliğini, diriliğini, büyüklüğünü bu kadar mı istemezükçi oldunuz. Rabbim Ülkemizin daima bekası için Reisimizin ve hayırlı ekibinin yanında olsun. İnşallah yine yeniden RTE.

  4. öyle bir paracıklar gömüsü varsa!
    bu seçimde gelmezse eğer yurda!
    kazanamazlar zaten sayın baran.
    böylece,
    Dış güçler mutlu
    Hdp pkk chape mutlu
    fötü mütlu
    masadakiler mutlu
    yunan mutlu
    …… daha çok yazılırda..
    öyleyse mutsuz olan üjbej ihaleci 6-7 medyacı,
    vekil olup bu seçimde çoğu aday olamayacak ise partililerde mutsuz değil😊
    yani niye üzülelim ki biz gariban seçmen vatandaş?

  5. Sayın yazara kalırsa bit pazarına nur yağmış; şimşek veya junior erbakanın cumhurittifakına zararı olur faydası olmaz, olacaksa da kalsın, istemez! Hüdapar ya da diğer ıvır zıvırlar da öyle; bir yılanın verebileceği en fazla şey zehiridir, öyle değil mi?
    Herkes fıtratının gereğini yapacak:
    İtse it, kurtsa kurt; döner bir gün aslına!
    Adaylık meselesine gelince; bu saatten sonra benim favorim sayın bahçelidir…

    • Sizin yorumlarınızı takip ediyorum. Daha doğrusu etmek zorunda kalıyorum bu sitedeki tüm yorumlara atladığını için. Bazen anlaşılmaz, bazen tuhaf, bazen çocukça ama çoğunlukla da itici yorumlarınız. Biraz mantık kırıntısı oluyordu ama Mehmet Şimşek Ak Parti’ye zarar verir demeniz tüm mantığı aldı götürdü. Buna tabii ki siz de inanmadınız.

  6. ÇÖKÜŞ
    Çöküş dönemlerinde ne oluyorsa şimdi de iktidarda o oluyor.
    Öncelikle liderin yakın çevresi liderlerine ” gerçek düşüncelerini” değil ” liderin duymak istediklerini” söylerler.
    Mehmet Şimşek ve Fatih Erbakan olayında da anlaşılan “anlaştılar yada anlaşmak üzereler yada size kim hayır diyebilir?” denilerek görüşmeye hazırlamışlar.
    Bu yalanlarına liderlerini de ikna için medyayı da hazır etmişler.
    Öyle ya, “önemli bir( daha doğrusu iki) mutabakat var ise, basın neden yok ?” sorusunun cevabı verilmeliydi.
    Evet artı algı oyunlarını artık liderlerine karşı kullanıyorlar.
    Sayın KORU!
    Artık rakiplerinin oyun planını çözüp, kendilerine karşı kullanmalarına gerek yok. Kendi oyunlarını kendilerine karşı ” itina” ile kullanıyorlar.
    Liverpool kendi kalesine gol atmıyor.
    Bunlarınki dediğiniz aşamayı da geçti.
    Kendi kalelerine atıyorlar.
    Hem de bir maçta iki tane.
    Bir günde iki büyük skandal ile.
    Adaylık konusunda sadece dönem değil diploma sorunu da var.
    Diploma yerine geçen çıkış belgesi ile diplomada farklı öğrenci numarası gören var mı?
    Diplomanın doğru olma ihtimali değil yüzde, binde bir bile değil.
    Anayasaya açıkça aykırı başvurunun da, kabul edilmeme ihtimali de binde bir bile değil.
    Zira o kadar battılar ki, geri dönme ihtimalleri de sadece sıfır(0).
    Daha önce burada dile getirdiğim görüşümü tekrar edeyim:
    “–Her konuda, en yanlışı yapmaya, mecbur ve mahkûmlar.”

    • Altılı masa ne yapsa nâfile.
      CHP seçim kaybetme konusunda şerbetli.
      Asıl kendi sosyolojik mahallesini bırakıp CHP gölgesinde ve listesinde seçime girecek olan partiler milletin huzuruna nasıl çıkacaklar?
      Kendi amblemiyle ve listesiyle seçime girmeyecek olan partilere parti denir mi sizce?

  7. kalemini kiraya verenler, ruhunu kiraya verenler, veren verene. Vere vere geliyorlar.

  8. Mustafa Veli Nazif 22 Mart 2023 At 06:33

    akp nin güçlü yanlarından birinin kamuoyu araştırmalarına verdiği önem olduğu konusunda hemfikiriz, kendine bağlı şirketlerle toplumda manipülasyon yaptığı gerçeğini göz ardı edemeyiz ama kendi için bağımsız sonuçları takip ediyordu. chp nin bu konuda yetersiz kalıyor idi gerçeğine de itiraz etmiyorum, partilerin seçmen profili ve sosyolojisi partileri şekillendirir. siyasi reklama gelirsek bunu algı operasyonu olarak kullanmayan parti olmadığı gibi akp de bunun kitabını yazar.
    lakin siyaset değişir, partiler değişir.
    akp, halkla diyalog kurma konusunda zaman içinde halktan ne kadar uzaklaştıysa, chp de o kadar yakınlaştı benim gözlemlerime göre.
    bugün halkın her kesiminde kötü yönetimden kaynaklanan ağır sorunlar var, dinliyorlar mı dersiniz yoksa koptular mı? insanlar temel gıda maddelerini alamazken, yöneticiler benzeri görülmemiş lüks, şatafat ve debdebe içerisindeler değil mi?
    halk bunu onaylıyor mu?
    kurumların geldiği yeri, yargının halini, ekonomi, tarım ve hayvancılık politikalarını onaylıyor mu? yakınlara verilen adrese teslim ihaleleri?
    bugün aldığı oyun % 90 kadarı 20 yıllık iktidarın getirdiği ama iş, aş dağıtarak ama yardım ederek ilişkide bulunduğu kesim oysa bir zamanlar ilk 10 yıl diyelim her kesimden insana dokunuyordu. sonraki 5 yıl uzaklaştı, son 5 yıl ise elitleşen, kibirleşen akp oldu.
    ben iktidar da olan değişimi ve halkta olan yansımasını görmek istemediğinizi düşünüyorum, chp de olan değişimi ve halkta olan karşılığını da kabul etmek istemeyebilirsiniz ama chp neredeyse 100 yıldır ayakta ve seçmenini koruyor, halkla bağını sürdürüyor ve yakın gelecekte daha da güçlenecek öngörüsünü yapabiliriz
    oysa
    akp seçmenini ve bağını büyük ölçüde kaybetti ve yakın gelecekte ise varlığını sürdüremeyecek, tarihin tozlu sayfalarına gömülecek,
    ya rahmetle ya lanetle yad edilecek,
    parti binasının önü boşaldı bile.

    • Kılıçdaroğlu-HDP projesini baştan beri hafife almadık.
      Çünkü ABD Başkanlığına gelen Biden, çok açık ve kararlı konuşmuştu: “Türkiye’de muhalefeti doğrudan destekleyerek Erdoğan’ı devirmeliyiz” demişti.
      Pek çok insanın bu süreçte şaşırdığı ise şu.
      Yıllardır muhafazakâr milliyetçi büyük camiada, “iyi” olarak bilinen nice isimler bugün Kemal Kılıçdaroğlu’nun destekçisi haline geldiler.
      Bunlar acaba FETÖ elebaşı Fetullah Gülen gibi baştan beri hazırlanmış karakterler mi?
      Yoksa kibirlerini, aşırı tevazu ile perdelemede başarılı olmuş şımarık, ukala ve ne oldum delisi tipler mi?

  9. Geçenlerde bir yerde okumuştum ; Doğu veya Güneydoğuda bir yerde mükellef bir ziyafet verilmiş , ziyafete haliyle şıh hazretleri de davetlidir.
    Şıh hazretleri kalabalığın arasından etrafı yararak ilerlerken bir yandan da hoşt, hoşt ! diyerek elini sağa sola doğru sallıyormuş.
    Şıh hazretlerinin bu hareketine kimse bir anlam verememiş, hatta bazıları üzerine alınarak oldukça kızmış , nihayet lafını sakınmayan bir pervasız dayanamamış ve sormuş,
    –Şıh hazretleri , hoşt hoşt diye kime elinizi sallıyorsunuz !
    Hazret gayet bilgece cevap vermiş,
    — Kabe duvarına yaklaşan itler var, onları kovalıyorum !
    Nihayet servis başlamış , envai türlü yiyeceklerin biri gidiyor biri geliyor , sıra kuzu kızartmalı pilava gelmiş.
    Şıh hazretlerinin önüne de mis gibi tepeleme pilav dolu kocaman bir tabak konmuş , pilavın altında kalan eti göremeyen şıh hazretleri bu duruma kızmış ,
    — Evladım , bunun eti yok mu , hani nerede ?
    Servis görevlisi , pilav dolu tabağı, ters çevirip boş bir tabağa boca edince etler de bütün ihtişamıyla ortaya çıkıvermiş!
    Şıh hazretlerinin çok yakınında oturan o pervasız, uyanık adam bu fırsatı ganimet bilip taşı tam anlamıyla gediğine koyuvermiş,
    –Şıh hazretleri, Kabe’deki köpekleri görüyorsun ama pilavın altındaki eti göremiyorsun , bu nasıl iştir !

  10. Sayın yazar bu gün pek keyifli…neşeli gördüm…ama karşida ne mençıstır nede arsenal var…akşenerin dedigi gibi SEÇİLEMEYECEK bir aday var….

  11. Yıllarca inanç üzerinden bazanda etnisite üzerinden güzel günlerimizi heba ettiler! Bu arada ne mi yaptı oyun kurucular?
    Yol köprü tüneller.. enaz 3-4 şeritli😊.
    Artık her bayramda 10 bin ₺lık tomofillerde 200-300 kişi ölmüyor yollarda!
    İç anadolu’dan tunelden geçerek ulaştıracaksın artık olmayan paprinın mallarını limanlara, denizin içindeki havalanına. (havalanını düz araziye yapmayıp iki katına maliyetle denize niye yaparlar, fay hattına niçin zorlarlar onu kimse anlayamadı halâ).
    Dağ kenarında birsürü boş araziye ev yapmayıp, tarlaya çamura 15 kat rezidans yapan kafa ile nereye kadar?
    cevap:o tarladaki OSB de çalışacaklar için konyeyner bile koyamayan kafaya gider o yollar😡. (oraya rezidans değil, konteyner evi koyacaktın en başta!).
    Çanakkaleden yol geçsin köprü yapılsın.
    Ana noktalara havaalanları limanlar..
    Halkın 5 katlı evini yıkıp yerine 10 katlı yanınada müştemilatı yapılsın!!!
    amma… aradaki farkı birileri değil, devlet alsın, birtakım cambazlar değil!😡😡😡
    Ev 5milyona, araba 500bine mi çıkmış?
    bananeeee?????!!!……
    Ben beylikdüzünden, kilyostan, şileden, tuzladan yalovadan gidip iki rekat namaz kılamıyom Ayasofyada!
    Niye mi? bir bilet 15, iki aktarma gidiş dönüş 40₺!
    Simit 7,5, su 2₺
    AH BİR GİDEBİLSEM O BAŞI GÖKTEKİ BULUTLARA DEĞEN TANRININ MABEDİNE BİR VAR YAAAAA!!!!!!
    Ööööyyyyleeee bi dua edecem kiiiiiiii🤔🤲

  12. DİN SATANLAR DİNİNİ SATANLAR

    İsmet Özel özal döneminde bir tabir uydurmuştu. Bu dönemde köşeyi iki kişi döndü; biri din satanlar öbürü dinini satanlar. Günler geldi geçti, ilk günlere geri döndük. Bu geri dönüşü ben unutmadıysanız haluk bilginerin oynadığı, dua ederek namaz kılarak başlanan dizinin şeyhin kızı ile fingirdeşen, sahte dincilerle mücadeleye evrilmesinden anlamıştım. Diğer bir dizi de. Kızılcık şerbeti isimli dizi. Bir dizi üzerinden ülkedeki müslüman camiası aşağılanıyor, küfrediliyor kimsenin umrunda değil. Nasılsa 2 ay sonra seçim var, sonra hüloooog.

    Düşünün, anayasada bir kişi bir kez cumhurbaşkanı seçilebilir yazsa idi. Sayın yazar abdullah gül daha önce yaptı diye yeni cumhurbaşkanlığı sisteminde aday olamaz diye bir fikir sarf edecek miydi. yoksa sarftan sarfı nazar mı edecekti.

    Zannediyorlarki akparti yıkılıyor. Çatırtılarını duyduğunuz müslümanların üzerine yıkılan gökkubbedir. Ayağımızın altından çekilen vatandır. Bu seçimin 2 galibi olacak:PKK ve Fetö hadi geçmiş olsun.

    • aynen katılıyorum ama siyasi hırsları uğruna vatan yasın umurlarında değil ne yazık ki.

    • Bir siyasi parti ile;
      kızıl şerbeti isimli bir diziyi,
      dini imanı müslümanı gök kubbeyi,
      vatanı milleti sakaryayı nasıl bağladınız helal olsun size hd!
      pardon pkk fotö varmış birde!
      yoruma yorum daha enteresan:
      siyasi hırslı KK ve Meral!!!
      Adam kazan amadan,
      tüm depremzedelere bedava ev verecem diyooo…
      (parasını emekli aylığından artanla kendi kesesinden ödeyecekmiş😂😂😂)
      ama hırslı 5+1 li masa çetesi!
      hülooggg

  13. Onu Sinan oğan çözmüş galiba, “ikinci tura ben ve Kılıçdaroğlu kalacağız” diyor. Erdoğan’dan hiç bahsetmiyor bile!

  14. Kaptan Kılıçdaroğlu olduktan sonra , Millet İttifakı kendi kalesine atacağı gollerle zaten kaybetmek için elinden geleni yapacaktır. Millet PKK yı terör örgütü olarak görmeyen , başkan Aponun ! Heykelini ! Dikecek sefil selo ve saz arkadaşı CHP ye pirim vermeyecektir. PKK nın vesayetinden kurtulamayan bir HDP seçim kaybettirir .

    • Daha iyi ya öusti cehapede kaybeder hdpde, kurtulursun ikisindende.
      Sanane kim kime vermiş kim kazık dikip..
      Kanun orda nizam orda. (gerçi kanunları yok saymak delmek te pkklıların işi ya apo delin ana s.. yı diyor herhalde delikten)
      Apo delik delip çıkmaya kalkarsa deliği su basar deniz ortasında! bir yolu var aslında: heykelini yaparlar aponun delikten geçsede suda bığulmaz heykel nasılsa😂.

  15. mehmet şimşek cerez paralarinin! butcenin tamamini aldigini gorunce donmemis olabilir…

  16. Sayın yazar yazınız üst paragrafında AK partinin bittiğini yazıyorsunuz. Sonrada R.T.Erdoğanın aday olmasından endişe ediyorsunuz bu ne çelişki.

    • Şafak bey sayın hd de yorumunun sonunda “AK partinin bittiğini” yazıyor; “Bu seçimin 2 galibi olacak:PKK ve Fetö” diyor, noolmuş?

  17. Yapılan anayasa değişikliği 2018 seçimleri sonrasını kapsadığından Erdoğan’ın aday olmasında hukuki bir engel yok.

      • yahu bir bırakamadınız şu laf oyunlarını. üniversitede hukuk dersleri aldık da konuşuyoruz herhalde. Kılıçdaroğlu olsa gıkınız çıkmazdı biraz ilahi adaleti düşünün, nefsinize, şeytana uymayın. aynı durumda Erdoğan değil de Demirtaş olsaydı yine aynısını söylerdim. Siyasi çıkarlarınıza göre hüküm vermeyin.

    • Hangi kanunun hangi maddesine bu ifadenizi dayandırıyorsunuz? Anayasa ve Kanun maddelerini yazar mısınız?. Aşağıda olamayacağı maddelerinin dayanağının yazıldığı gibi.

      • Önce hukuk öğrenin ondan sonra isteyen aradığı bilgiye her yerden ulaşır zaten. Anlamayana davul zurna az

      • Anayasanın yürürlük maddelerine bak görürsün. İşinize gelmeyince dayanak ne dersiniz.

  18. neden mehmet şimşek geri dönsün istediler?
    saraylarda, uçaklarda, arabalarda aranan itibar ve yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan tadında faiz-enflasyon geyiği ile bir çok yanlış, hatalı kararlar ve adrese teslim ihalelerle koskoca ülke ekonomisi bir enkaza çevrildiği için piyasalarda itibarı olan bir isim bir ihtiyaçtan çok bir zorunluluk haline geldi de ondan. macerayı bırakıp reel hayata dönüyoruz mesajı vermek için. işi çok fena batırdık gel bizi kurtar. mümkün mü?
    hayır.
    o yüzden arka kapıdan ayrıldı.
    yine piyasalarda itibarlı bir isim olan naci ağbal, berat albayrağın ayrılmasından sonra MB başkanlığına getirilmişti, bu başkanlar son derece kilit görev üstlenmiş insanlar yıllarca yerlerini kimse değiştiremez, sayın ağbal da kısa sürede fena halde sarsılan tl’yi toparlamaya başlamıştı ve ne oldu? gecenin bir yarısı bu kadar kritik görevde ve hassas koltukta oturan kişi bir kararla daha göreve başlayalı aylar olmadan görevinden alındı.
    bizim ekonomimiz, paraya, yatırımcıya ihtiyaç duyan bir yapıda, her geçen gün hak, hukuk, adalet sorunları yaşarken, gece yarısı kararlarla böylesi kritik görevleri olan insanları harcarken, günü birlik kararlarla yaptım oldu derken ülkeye yatırımcı gelir mi? bilakis olan da gitti. para cumhuriyet tarihinin en büyük değer kaybını yaşadı, enflasyon dünya rekorlarını zorladı, sefalet, yoksulluk, yolsuzluk rekora koştu,
    ve ve ve türkiye gri listede.
    şimdi, ekonominin düzelmesini ummak adına için elimizde ne var?
    hangi reçete? hangi adım? hiç bir şey yok.
    sayın erdoğan aylar önce yolsuzluğu biz çözeceğiz demişti?
    aylardır hangi adım atıldı? nasıl mücadele edilecek? ne biliyoruz? hiç.
    sadece günü kurtarmaya çalışıyorlar.

    fatih erbakan ve oyları artan partisi yeniden refah, muhalefet saflarında yer almaya karar verdi üstelik aday olduğu için sayın erdoğana gidebilecek oyları da engellemiş oldu, bu görüşmelerden de partisini tanıtarak karlı çıktı. sayın erbakanın iktidara çok ciddi çok ağır yoksulluk, yolsuzluk, israf eleştirileri vardı, demek bir şekilde bir arada olabileceklerini düşünmüşler, ama durum ortada,
    herkes kazanacak ata oynamak ister,
    aday olsun diye ıslıklar çaldıkları kemal beyin kazanacağı gerçeği satın alındıkça, sadece yeniler gelmemekle kalmayacak, eskilerde tribünleri terk etmeye başlayacak,
    bugün değilse, yarın.
    bu durum kuşkusuz iktidar için bazı sorunları da beraberinde getirecek.

    • Astrolog Rezzan Kiraz’dan son kehanet: “Fenerbahçe ve Kılıçdaroğlu’nun aynı anda kazandığı bir senaryo imkansız. Ya seçimi Kılıçdaroğlu, ligi Galatasaray alacak ya da seçimi Erdoğan, ligi Fenerbahçe alacak…”

      • bu durumda,
        ikisine de sahip olmayan muhalefet,
        en az birini kazanacak,
        ikisine de sahip olan iktidar ise,
        en az birini kaybedecek demektir.
        geçmiş olsun.

    • sayın erdoğan aday olabilir mi?
      bilmiyorum.
      bir vatandaş olarak, hukuk tahsili yapmamış bir vatandaş olarak gördüğüm sadece kaos. olabilir diyenler de hukukçu, olamaz diyenler de. 2000! li yıllarda yeni bir yönetim şekli kurguluyorsunuz tamamlayacağınıza dair halka verdiğiniz hiç bir sözü tutmadığınız gibi seçilebilir olmak bile sorun olabiliyor, neden bir açıklık getirilmez ve ülke enerjisinin böyle harcanmasının önüne geçilmez, her iş baştan savma nasıl yapılır, bir iktidarın her işi nasıl hep yanlış olur?
      takip edebildiğim kadarıyla TİP itiraz edecek, yeterli. chp, ip ve bazıları etmiyor, çünkü buradan bir mağduriyet üretme şansı vermek istemiyor, ülke ne halde?
      şimdi ysk, seçilebilir derse, sayın erdoğan seçilse bile tartışmalı olacak ve meclis aritmetiği değiştiği için büyük sorunlar yaşanacak,
      seçilemezse, bu kez hukuki sıkıntıları olacak.
      ysk, seçilemez dese, buradan bir mağduriyet kurgulanacak ve yine büyük sorunlar yaşanacak. nereden baksan, kaos.
      mevcut koşullarda sayın erdoğanın seçilme şansı düşük olduğu gibi, akp nin de meclise güçlü gelme şansı neredeyse yok. herkes sayın erdoğannın şapkasından bir şeyler çıkmasını bekliyor, artık bunun için içinde bulunduğumuz koşullar düşünülecek olursa, mucize bekliyor da diyebiliriz. kuşkusuz tecrübeli bir politikacı olarak seçime kadar bazı adımları olacak, bazı projelerini açıklayacaktır ama bu seçim için şansı hiç olmadığı kadar az, gerçi ben bazı nedenlerden dolayı bir açık kapı bırakıyorum ama ülkenin geldiği noktada artık halkın da bir şeylerin değişmesi yönünde bir irade ortaya koymaya başladığını görmek yerinde olur. hayırlara vesile olmasını umalım.
      “Böylece bizler de 20 yılın bütününün tüm sorumluluğunu mu üstlenmiş olacağız?”
      sorusunu yakın gelecekte çok tartışacağa benzeriz.
      şimdi daha öncelikli sorulara cevap arayalım.

      • Didem hanım “olsun olsun, nasıl olsa zillet kazanacak” diyordunuz, bakıyorum şimdi de “sayın erdoğan aday olabilir mi?
        bilmiyorum.”lara gelmişiz maaşallah, ha gayret! Şimdi sırada bi koşu ysk nın kapısına dayanıp “ben kemal, geliyorum!” diyeceksiniz:)
        “bir vatandaş olarak, hukuk tahsili yapmamış bir vatandaş olarak gördüğüm sadece kaos.” diyorsunuz ama
        yavaş gelin, biz hazır değiliz:)

        • bu bahar iyimserliği çok yakışmış sana,
          nostaljik tırıvırılardan sonra(◠‿◠)

    • CHP’nin sınır ötesine asker gönderilmesine ilişkin tezkerelerle ilgili tutumunu da biliyorsunuz. Tarihsel bir dönüşüm yaptı, “hayır” oyu kullanarak, PKK ve HDP ile aynı safta yer aldı.
      O yüzden, “Ne görüştüler, ne konuştular, neyin pazarlığını yaptılar?” türünden soruların hiçbir anlamı yok.
      Kılıçdaroğlu ile HDP, çoktan aynı nokta buluşmuşlardı zaten. Bence pazarlık yapmaktan çok bir “yol haritası” belirlediler. Son dönemde olduğu gibi, bundan sonra da birlikte, kol kola yürüyecekler…
      Şimdi, CHP içinde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyenlerle birlikte İyi Parti’deki “Milliyetçilik-Ülkücülük” nutukları atanların düşünme zamanı!

      • Bence tam senin düşünme zamanın Muzaffer bey! Ülkücü milliyetçi kesim tam kaç tane Cumhurbaşkanı adayı çıkardı. Muharrem ince Sinan Oğan, iyi partinin adayı Kılıçdaroğlu diğerlerini ben hiç tanımıyorum çoğunun ismini ilk defa duyuyorum. Memleket partisi Zafer partisi MHP iyi parti… bunlar da Atatürkçü ülkücü partiler, seçimden sonra siyasi hayatın büyük aktörleri bunlar olacak işte. Bu partilerin arasında akpartinin adını bile hiç duymazsın.

      • hdp nin pkk ile organik bağı olduğunun her yorumumda ben de altını çiziyorum ama hdp bir sosyolojik gerçeklik. ve mecliste.
        6,5 milyondan fazla insan oy veriyor. akp ve mhp oy kaybederken hdp oylarını arttırıyor. chp ise oylarını arttırıyor mu göreceğiz ama koruduğu kesin. bir şeyleri yanlış kurguladığınızı ne zaman anlayacaksınız?
        hdp yi kimsenin yok sayma şansı olmadığı gibi,
        milyonlarca oyu da kimse görmezden gelemez.

        sayın erdoğan ve akp nin eline bu sorunları çözme şansı geçmişti ama ben şahsım çözerim anlayışıyla, gizli saklı kimin ne konuştuğunu kimsenin bilmediği bir süreç sonrası çok ağır sonuçlar yaşadık.
        şimdi, chp-hdp görüşmesi mecliste gerçekleşti, çözüm yeri meclistir.
        tek adres meclis, tek yol şeffaflıktır.
        ben bu şansı muhalefete vereceğim.
        kırmızı bültenle aranan öcalangilleri devlet televizyonlarına çıkarıp oy istemekten, katil öcalanın mektuplarını mitinglerde okutmaktan, mafyalara çakarlı araba tahsis edilmesinden, onların silah arkadaşı ilan edilmesinden se, mecliste konuşulmasını tercih edeceğim.
        kapılarına gidip desteklerine ihtiyacımız var diyenler yeterince meşruluk alanı açtılar üstelik değil mi?

  19. Ak parti şuan 20 yılın yorgunluğunu yaşıyor ,yoksa muhalefetin AKP yi çözmüşlüğü yok .
    Muhalefet değil akp yi kendini çözmüş değil .Takip edin hepsi ayrı telden çalıyor ve iktidara gelmeden uyumsuzluk had safhada.İktidar olurlar ise uyum gerçekleşir mi hiç zannetmiyorum.
    Mızıkanlar, havaya girenler , bol keseden atıp tutanlar ,oyun bozucular hepsi mevcut.
    Önümüz oldukça sisli gözüküyor.hem iktidar hem muhalefet açısından.

    • HDP’li Ahmet Türk’ün Nevroz konuşması;
      Bakın ne demiş:
      -Bu iktidara destek verenler Kürt halkına düşmanlık ediyor bu ahlaksızlıktır.
      -Hiçbir Kürt’ün bu iktidara oy vermek desteklemek gibi bir hakkı yoktur.
      Kürtlerden oy istiyorsun, güzel. Peki sana oy vermeyeni niye ‘düşman’ ilan ediyorsun?
      Üstelik açık açık CHP’ye oy istiyorsun. Yani cumhuriyetin Kürt inkârı ve asimilasyon politikalarını inşa eden, bunu resmi devlet politikası haline getiren CHP’ye…
      Ve devletin resmi inkar, ret ve asimilasyon politikalarını kaldıran Erdoğan’a oy verecek olan Kürtleri ise ‘düşman’ ilan ediyorsun?
      Tamam, olabilir. Cumhurbaşkanı adayı çıkarmıyorsunuz, bu yetmiyor, CHP’nin kazanması için oylarınızı yönlendiriyorsunuz; bu Kürtlere düşmanlık olmuyor da diğer oy tercihleri mi Kürtlere düşmanlık?
      Kılıçdaroğlu’na oy vermeyen Kürt niye ‘düşman’ olsun?
      Sahi Kürt siyasetçiler niye hep Kürtleri tehdit ederek siyaset yapıyor?
      Bunun adı “demokratik siyaset” mi?
      Yalnız bu görüşler ırkçılıkta Ümit Özdağ’la yarışır, söyleyeyim. Yakışıyor mu, yakışmıyor mu ona kendiniz karar verin.

  20. Ne geçerli olan Anayasa’nın 101. Maddesi ne de Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu’nun 3. Maddesine göre bir kimse 3 kez aday olabiliyor. Anayasa’nın 116. Maddesinde bir istisna var. O istisna Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu’nun 3. Maddesine de yazılmış. Yani Meclis üçte iki çoğunlukla seçimlerin yenilenmesine karar verse idi üçüncü kez seçilmek mümkündü. Ama bu da gerçekleşmedi.

    Mart 2023 itibariyle Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 11 Milyon üyesi (Tam olarak 11.241.230 kişi) var. Bunlardan 40 yaşını aşmış ve üniversite mezunu olan yüzbinlerce insan vardır. Neden onlardan biri aday gösterilmiyor da kul hakkı ihlali anlamına gelen 3 üncü kez aday olunuyor.

    Kanuna aykırı şekilde hakkı olmadığı halde aday olmak kul hakkını ihlal değil mi?

    İŞTE İLGİLİ ANAYASA VE KANUN KURALLARI:

    1982 ANAYASASI
    Madde 6 –
    …Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.

    Madde 10 –
    …Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

    Madde 11 – Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

    Cumhurbaşkanı
    A. Adaylık ve seçimi
    Madde 101 –

    Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, YÜKSEKÖĞRENİM YAPMIŞ, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.

    Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. BİR KİMSE EN FAZLA İKİ DEFA CUMHURBAŞKANI SEÇİLEBİLİR.

    Madde 116 –
    Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

    Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

    CUMHURBAŞKANININ İKİNCİ DÖNEMİNDE MECLİS TARAFINDAN SEÇİMLERİN YENİLENMESİNE KARAR VERİLMESİ HALİNDE, Cumhurbaşkanı BİR DEFA DAHA ADAY OLABİLİR.

    CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU
    Kanun Numarası : 6271
    Kabul Tarihi : 19/1/2012

    Seçim dönemi, seçim döneminin başlangıcı ve seçimlerin tamamlanması

    MADDE 3 –
    (1) Cumhurbaşkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır.

    (2) BİR KİMSE EN FAZLA İKİ DEFA CUMHURBAŞKANI SEÇİLEBİLİR. ANCAK CUMHURBAŞKANININ İKİNCİ DÖNEMİNDE MECLİS TARAFINDAN SEÇİMLERİN YENİLENMESİNE KARAR VERİLMESİ HÂLİNDE, CUMHURBAŞKANI BİR DEFA DAHA ADAY OLABİLİR.

    • Anayasa maddesini bile kul hakkıyla savunacak duruma geldiysek eğer,
      yandı keten helva.

      • İşinizin allaha kalması aym ye kalmasından daha iyidir sonuçta;
        çünkü anayasal değişiklikler geçmişe uygulanamıyor ama ilahi adalette de zamanaşımı diye bir şey yok öyle değil mi?

Yoruma kapalı.