AK Parti mahalle seferberliği başlattı; bahtları açık ola…

24
Reklam

AK Parti’nin 2 numaralı koltuğunda oturan politikacı, partisinin İstanbul’daki mahalle başkanlarını Ankara/Kızılcahamam’da toplamış ve onlara “Evet, ekonomide sorunlar var” dedikten sonra cümlesini “Büyük güçler, Türkiye’yi kendi alanında hapsetmek için planlarını yapıyorlar” tespitiyle bitirmiş

“Büyük güçler devrede”

Mahalle temsilcileri bununla ne kast edildiğini mutlaka anlamışlar ve ikna etmek için görüşecekleri kişilere de anlatacaklardır. 

Peki ya, ekonominin en tepe noktasına yeni atanmış AK Partili politikacının “Bu işin arkasında dış güçler yok” diye özetlenebilecek sözlerini söylenmemiş mi kabul edecekler?

Neyse, bu soruyu sordurtmayacak bir destek çok gecikmeden MHP’den geldi.

Etkili ve yetkili isimler “Seçimler 1,5 yıl sonra zamanında yapılacak” diyorlar ama AK Parti sanki yarın seçim yapılacakmış gibi şimdiden seferber. Mahalle temsilcileri ‘istişare heyeti’ adlı altında ikna faaliyeti için kapıları çalıyor ve görüştükleri kişilere merkezden gelen talimatlar ışığında bilgi aktarıyorlar.

Mahalle aralarında üzerinde “İstişare Heyeti” yazılı minibüsler dolaşmaya başlayalı hayli zaman oldu.

İktidarın küçük ortağı seçimin tarihi konusunda büyük bir sürprizle karşılaşabilir gibime geliyor.

Reklam

AK Parti’nin 2 numaralı isminin ülkede yaşanan ve varlığını yabancı paralar karşısında eriyen TL ile herkese hissettiren ekonomik sıkıntılar ile ilgili ‘büyük güçler’ tezini, iktidarın küçük ortağı MHP’nin lideri de kabul etmiş görünüyor.

MHP liderinin dün yazılı bir açıklama yaparak şu görüşlerini kamuoyuyla paylaştığı bugünkü gazetelere yansımış durumda:

“Karşımızdaki tablonun hiçbir ekonomik temeli yoktur. Stokçular, karaborsacılar, fırsatçılar, ekonomik bylokçular, iç ve dış ihanetin azılı failleri devreye girmişler, millete ve devlete saldırı üstüne saldırı planlayarak harekete geçmişlerdir. Oyun büyük, oyun vahşi, oyun düşmancadır.”   

Yarı-resmi gazete bu açıklamayı “Bahçeli’den çok sert tepki: Türk ekonomisi şu anda sert bir kuşatma altındadır” başlığıyla değerlendirmiş…

İki açıklamada da ‘planlama’ sözcüğü geçiyor.

AK Parti’nin 2 numarası “Planlarını yapıyorlar” diyor, MHP’nin lideri de planlayanların harekete geçtiklerini duyuruyor.

Bu açıklamaların gündeme düştüğü dün, 84 milyonluk Türkiye’nin bir yıllık üretiminin yaklaşık dört misli borsa değeri bulunduğu bilinen ABD’nin bir şirketi, ürünlerinin TL cinsinden fiyatlarını yenilediğini ilan etti.

Apple şirketinin en son üretip piyasaya sürdüğü cep telefonu iPhone 13 10 bin 999 TL’den satılıyordu; geçen ay 13 bin 999 TL’den satılan aynı cihazın yeni fiyatı dünden itibaren 19 bin 999 TL oldu. 

Reklam

Esas bomba şu: Aynı şirketin gelişkin bir bilgisayarını kullanabilmek için bizler bir servet ödemek zorundayız. Mac Pro adlı bilgisayarın kule tipi versiyonunun en gelişmişi bundan böyle 1 milyon 91 bin 808 TL’den satılacak.

Yanlış okumadınız, yazıyla bir milyon doksan bir bin sekizyüz sekiz TL…

“Plan yapıyorlar” ve “Planlayanlar harekete geçti” cümlelerini doğruluyor bu gelişme. 

Yapmışlar planlarını ve ürünlerini kullanmak isteyecek bizlerin kişisel ekonomisini çökertmek ve bununla her Türk vatandaşını akıllı telefon kullanamaz hale getirmek için cihazlarının fiyatlarını tahammül edilemez boyutlara taşımışlar.

Onların ürettiği iPhone cihazının birkaç versiyon önceki modelini kullanıyorum; mazallah aletin başına bir şey gelirse yenisini alabilmek için yaklaşık altı-yedi aylık emekli maaşını gözden çıkarmam gerekecek.

Yabancı şirketlerin ürettiği teknoloji ürünlerinin fiyatları el yakarken bizde üretilen yerli ve mlli ürünler ise yabancılar için bedava sayılabilecek fiyatlarla satışa sunuluyor. 

Ülkemize gelmiş bir yabancı cebindeki 100 dolarla satın alabileceği takım elbise, gömlek, kravat, ayakkabı, çorap ve iç çamaşırıyla kendisini baştan ayağa yenileyebilir.

Batı’dan Yunan ve Bulgar, Doğu’dan da İranlı ve Azeri komşularımız kendilerine yakın illerimize alış-veriş seferleri düzenlemekteler.

Uzak ülkelerde bile, yılbaşı tatiline girilince, ülkemize alış-veriş için gelme planları yapıldığına emin olabilirsiniz.  

DEVA Partisi lideri Ali Babacan “Ülkemiz yabancılar için ‘ne alırsan 1 lira’ mağazasına döndü” benzetmesini yapıyor.

Yabancıların planları çalışıyor, görüyorsunuz…

İyi de yabancılar plan yapar ve planlarını uygulamaya koyarken Türk ekonomisinin böyle bir duruma düşeceğini nasıl olmuş da öngörmüş olabilirler?

Paramızı pula döndüren, cebinde kendi milli paralarıyla ülkemize gelip alışveriş yapan yabancılara bayram havası yaşatan kararları onların politikacıları almadılar ki…

Düşünün: Bugünkü durumun meydana gelmesi, bir söylenceye göre üzerinde 19 yıl çalışılmış ve şimdi uygulamaya konulmuş ihracatımızı artırmak için tercih edilen bir modelin benimsenmesiyle, bir başka söylenceye göre ise bizi yanlış yönlendirmelerle cendereye alarak kalkınmamızı engellemek isteyen yabancılarla içimizden birilerinin oyununu bozmak amaçlı bir tercihle oldu.

Faizi indirerek enflasyonu tepeleyeceğimize inandık, inandırıldık…

Böyle bir tezle yola çıkılmasaydı 1 dolar bugün 17 TL sınırına dayanır mıydı?

15 yıl önce TL’den altı sıfırı attığımızda 1 dolar yaklaşık 1 TL gibiydi. Uzun yıllar iki para birimi makul sınırlar içerisinde muamele gördü. 2018’de yeni siyasi sisteme geçildiğinde bile TL-dolar paritesi 4.70’ti.

O kadar geriye gitmeye ne hacet; bu yılın ilk haftasında 7.30 TL verilince 1 dolar alınabiliyordu.

Yılın sonuna yaklaşıyoruz ve “1 Dolar 20 TL olacak” beklentisi var…

İstanbul’dan yola çıkarak Kızılcahamam’a kadar gidip “Büyük güçlerin oyunu” gerekçesini ve ardından MHP’den yükselen “Devlete ve millete büyük saldırı var” desteğini işiten AK Parti mahalle temsilcileri, seçim öncesi görevleri başına herhalde gönülleri ferah, zihinleri açık olarak dönmüşlerdir.

Yolları ve bahtları açık olsun.

ΩΩΩΩ

Reklam

24 YORUMLAR

  1. Apple gibi büyük ABD şirketlerinin, ürettikleri ürünlerin fiyatlarını işini bilmeyen, bilmedikleri için lafla peynir gemisi yürütmeğe çalışan T.C. devleti siyasi yöneticilerinin ve muhalefetinin yanlış politikalarıyla zarar ettirilen T.L. karşısında kıyak çekip küresel fiyatlarını Türkiye’de orantılı olarak düşürmesi düşünülebilir mi? İşini-lafını bilmeyen bizim “Edi” ile oyun arkadaşı “Büdü”, el oğlu “Uncle Sam“ı gerçekten bizim amca oğlumuz mu sanıyor?

    Ancak, ilan etti bağlantısına, ” https://www.turkiyegazetesi.com.tr/teknoloji/813891.aspx ” tıklayınca başka haberlere de denk geldim. Misal:

    “ASELSAN, 1.500 mühendis istihdam edecek…. SADECE SAVUNMA DEĞİL, SİVİL ALANDA DA ÇALIŞIYORUZ….”

    ********
    ……
    Yerli üretimden yana beşerim
    İşte budur! İşte budur hemşerim!

    Nerde yaratıcı güç, üretkenlik nerdesin?
    Yoksa, el oğluna elin mahkum, gebesin

    Mahkumuz borç üstüne, borç bulana
    Elinde para-basma-makinası olana

    Zam dediğin nedir ki?
    Buna başka ne denir ki?!!
    ….
    *******

  2. Sayın yazar “…MHP’den yükselen “Devlete ve millete büyük saldırı var” desteğini işiten AK Parti mahalle temsilcileri, seçim öncesi görevleri başına herhalde gönülleri ferah, zihinleri açık olarak dönmüşlerdir.” buyurmuşlar;
    BUNDAN EMİN OLABİLİRSİNİZ:)

  3. Yabancılar oyun yapar.
    Bizde başkalarının yabancısıyız.
    Herkes herkese oyun kurma paşinde.
    Biz yaparken iyi oluyor,yabancıları dize getirmekten mutlu oluyoruz.
    Neden yabancılar bize ekonomik saldırı yaparken bizim yöneticilerimiz bu durumdan şikayet ediyor.
    Bunlar ne için görev aldı.
    Maaş ve ihale dağitmak için mı.
    Neden kurulan tuzaklara tedbir alamıyor.
    Yoksa meydanda dış düşman,masa başında işbirlikçi mi.
    Hesabını bilmessen banka seni hacız eder.
    O zamanda haciz yapanlar iç düşman mı.
    Başarılı olduğun işleri sahiplen,başarısız olduklarını başka güçlere at.
    Senin görevin ülkeyi korumak değilmi yoksa.
    Hep aynı nakarat,hep aynı nakarat.
    Bizim kültürümüze uygun savunma mekanizması.
    Bu seferde başarılı olurlarsa halkı ikna etmeye,şikayet etmeye de hakkımız yok.

  4. 114.000 TL
    Başlıktaki rakam yani 114 bin TL, yerli üretim, en düşük segmetteiki otomobole bir(1) günde gelen zam miktarı.
    2022 deki Süper zamlı asgari ücretin(4253 TL) 26 katı.
    Yani yeni yıldaki asgari ücretli sadece bu zam için tamı tamına 26,8 ay hiç yemeden içmeden,
    bir(1) kuruş harcamadan çalışması gerekir.
    Tabii bu zammı, yani asıl fiyatın farkını biriktirinceye kadar, kaç asgari ücretlik zam geleceğini sadece Allah biliyor.
    Bu arada bu aracın(marka veremiyorum) sıfır fiyatı 363.000 TL olmuş.
    Yani süper zamlı 2022 asgari ücretinin 85 katı.
    Ha gayret.
    Yarım milyon TL’ye, bir “tık” kalmış.

  5. Sadece dıṣ güҫler değil, hakikatlerin küҫük bir kısmını söyleyerek algı uyandırma ҫabası da artıyor.

    Yeni bakan Nebati Avrupa ṣehirlerinden verdiğ kira örneklerini o ṣehirlerdeki asgari ücretle karṣılaṣtırdı. „Berlin’de asgari ücret 1585 euro iken şehir merkezindeki bir kira 1969 euro,“ dedi. Belin’in sadece merkezinde değil, kiraların düṣük olduğu semtlerinde bile böyle yüksek kiralı konutlar vardır ama, ҫok daha düṣük kiralar da var. Asgari ücretliler böyle yüksek kiralı evleri seҫmezler demeye aslında gerek yok.

    Bakan Nebati’nin söylemedikleri:
    1. Berlin‘ de düṣük gelirliler belediye’den düṣük kiralı sosyal konut isteyebilirler.
    2. Düṣük gelirliler kira yardımı alırlar.
    3. Almanya’da/Berlin’de ҫocuk baṣına ailelere ayda 219-250 Euro ҫocuk parası verilir.

    Bunları Almanya’daki durumu övmek iҫin yazmıyorum. Sadece bakanın söylemediklerini ilave ettim.

    • Almancı arkadaş demek ki sizin oralarda “sadaka kültürü”nün daniskası varmış, öyle mi?

      ” DÜNDEN KALMA BİR KAPAKÇIK!
      “H. Gayret
      18 Aralık 2021 At 00:11
      “Almanyalı
      17 Aralık 2021 At 11:44

      Dünya Bankasından (IMF) ucuz kredi almadınız, ҫünkü Dünya Bankası TL ile tahterevalli oynanmasına izin vermecekti.”

      Almancı arkadaş imf ve dünya bankası her ne kadar küresel sömürgeciliğin araçları olsalar da sonuçta farklı kuruluşlardır;
      hani şu ayılıp bayıldığınız sendikalar ve grev hakkının kollayıcısıdırlar:))))”

      • H.Gayret arkadaṣ, siz sosyal devletle sadaka kültürünü birbirine karıṣtırdınız.
        Grevle hak araması önlenen emekҫilerin devletin verdiğiyle yetinmek zorunda bırakılmasına sadaka kültürü denir.

  6. İktidarda bulunan veya sorumluluk sahibi kişilerinde artık kafalarını kumdan çıkarıp halkın sıkıntılarını görüp bir an önce gerçeklerle yüzleşmeliler. İş işten geçtikten sonra yok efendim ben o zaman şöyle söyledim, şöyle yaptım demenin bir faydası olmayacağını şimdiden görmelerini ve şapkalarını önüne koyup düşünme vakti gelmedi mi? Hani fetö olaylarında bir milat vardı, artık bu ekonomik krizde de bir milat başlar mı acaba?
    İktidarın küçük ortağının tek bildiği vatan millet sakarya ama artık bu söylemleri kimse dikkate almıyor.

    Şu dış güçler, büyük güçler, ekonomi düşmanları…. Nerede göstersinler! tüm ülke halkı olarak tepelerine çökelim diyeceğim ama yok öyle bir şey sadece hayali düşman.
    Seçim İlkbaharda başka kurtuluş görülmüyor.
    Bu ekonomi ile Ülke 2023 kadar gidemez. Kontrolü kaybetmiş şoför gibi, frene basması gereken yerde gaza basıyor, gaza basması gereken yerde frene basıyor, bu araç bu şoförle yola devam edebilir mi ederse de nereye gider meçhul. Ve bu iktidar hala seçim kazanma ihtimalini nasıl görüyor, tepedekilerin kazanamayacağını çok iyi bildikleri için sadece tabanın dağılmaması için yapılan mahalle istişareleri ve daha farklı uygulamalarla tabanı tutmaya çabası sanki.

    Sayın yazar bir milyon rakamını çok yadırgamış, çok da şaşırmaya gerek yok, çok değil birkaç yıl sonra her evde milyonlar görmek mümkün olacak.

  7. adam tüm birikimiyle altın almış olsun, bu altınları bankaya yatırmak yerine evinde tutmuş olsun, kasaya koymak ve ya saklamak yerine masanın üstüne bırakmış olsun, akşam yatarken de dış kapısını kilitlemek yerine açık bırakmış olsun.
    sabah uyanınca ilk işi avazı çıktığı kadar bağırmak olacaktır:
    hırsızlaaaar, hırsızlaaar…
    şimdi adama kardeşim, paranı bankada tutsaydın ya,
    en azından kasaya koysaydın yaa,
    bari kapını kilitleseydin yaaa desek adam yine avazı çıktığı kadar bağırmasın mı;
    hırsıııız, hırsıııız…

    hikayenin başına dönersek, yaşadığımız 3D dünya gezegeninde düalite adı altındaki bir programda görece iyi ve kötülerin kavgasına şahit oluyoruz. efendim, ülkemiz dış güçler tehdidi altındaymış.
    kim değil?
    hangi ülke tehdit altında değil, darısı başımıza geçenlerde pılısını pırtısını toplayıp giden abd başkanı mister trump abd nin dış güçlerin saldırısı altında olduğunu ikide bir mıkırdamıyor muydu? seçilmişlere düşen mıkırdamak ya da kürsülerde avazı çıktığı kadar bağırmak olmasa gerek.
    dış güçler, şer güçler, üst akıl, masonlar, gül haçlar, kurukafacılar, sionlar, tapınakçılar, yok illuminati, yok derin devlet yok bilmem ne yok bilmem kim.
    dışarıda hırsız var, soyguncu var, tecavüzcü var, katil var diye kimse evde oturmuyor değil mi? kişi kendini korumak zorundadır, akıllıca davranmak zorundadır.
    devletlerde öyle.
    dış güçlerin varlığı bir hoşgörü sebebi olamaz.
    devleti, milleti koruyamıyorsan oturma o zaman o koltukta…
    bağırmayı, suçlamayı herkes bilir değil mi?
    ekonominin bu halde olmasının sebebi de ne kadar dış güçler, ne kadar israf, ne kadar ballı börekli ihaleler, ne kadar talan, ne kadar yalan, ne kadar yolsuzluk, ne kadar niyet, ne kadar kısmet.
    devamı gelecek…

  8. Karısından şüphelenen bir adam , karısına ait telefondan , ağzını aramak için şüphelendiği adama bir mesaj atmış,
    – Canım, bizim herif herhalde bizden şüpheleniyor ; aman dikkatli olalım!
    Böyle damdan düşer gibi bir mesaj alan adam olan bitene bir anlam verememiş , bir hayli şaşırmış ve karşı mesaj atmış,
    – Kardeşim , bir yanlışlık var herhalde, benim bu işle uzaktan yakından bir ilgim yok !
    İçi oldukça rahatlayan şüpheci koca,
    – Beyefendi, kusura bakmayın , ben karımdan şüphelenmiştim . Sizin ağzınızı aramak için o mesajı ben atmıştım ; şimdi artık emin oldum , çok teşekkür ederim !
    Aradan bir kaç gün geçtikten sonra aynı telefondan aynı doğrultuda bir mesaj daha gelir,
    – Sevgilim, bizim herif ben yokken senin ağzını aramak için benim telefonumdan mesaj atmış , sen de iyi ki uyanık davranıp açık vermemişsin , teşekkür ederim canım , öpüyorum!
    Durup dururken üstüste gelen bu manyak mesajlardan iyice bunalan ve sinirlenen adam homurdana homurdana yine cevap yazar,
    – Yahu kardeşim, siz deli misiniz , nesiniz , nedir bunlar , beni ne diye rahatsız ediyorsunuz!
    Artık durumdan tamamen emin olan şüpheci koca ezile büzüle cevap vererek konuyu açıklığa kavuşturmak ister ,
    – Ağabey, yine benim, çok özür dilerim ; son bir defa işin sağlamasını yapmak istemiştim .Artık tamamen emin oldum , çok çok teşekkür ederim!
    Siyasi iktidar ve de MB , bir türlü netice vermeyen ekonomi ve para politikalarının galiba hep son bir defa sağlamasını yapmaya çalışıyorlar , hadi hayırlısı bakalım !
    NOT: Aslı H.Uluç’tan alınan fıkra bendenizce tekrar düzenlenmiştir.
    Selamlar, iyi günler

  9. Sayın Koru ,
    Dünya da üç tane ABD de yerleşik Fitch , s&p ve moodys isimlerinde derecelendirme kuruluşu var. Japonya bunlara güvenmediği için kendi derecelendirme kuruluşunu kurdu. Bu kuruşlar Türkiye ye düşük puan verdiği için tefeciler bize daha önce düşük faizden verdikleri kredilerden kaynaklanan borçlarımız için yıkıcı faiz istiyorlar. Sayın Babacan böyle olacağını niye öngöremediyse 2001 krizinde 1650 000 TL olan dolar kuru Agustos 2008 de 1.16 TL idi. yani eski para ile 1.160.000 TL . Bu yıllar boyunca borçlanmamız katlanarak büyüdü. O dönemde enflasyon oranında kur artsa idi bugün bu durumda olmaz idik.
    Iphone almayın efendim. Ben almadım. Vestel ne güne duruyor?
    Bugünün dünyasında borçlanma ile ilgili yaygın kanaat , efendim bu borçlar ödenmez , sürdürülebilirlik esastır. Batı zamanında üretip kazanmış şimdi de parasına para kazandırarak geçiniyor bu nedenle borçlanmaya devam edelim. Bakınız Belçika ya gayri safi yurt içi hasılasının dòrt katı borçlu. E bu durum biz de daha yarıda. Daha gidecek çok yolumuz var.
    ABD Merkez Bankası faizi 0.15-0.25 aralığında iken siz CDS leriniz sebebiyle % 7 öderseniz , merak etmeyin çok kısa surede o noktaya gelirsiniz. Bu ülkenin kurucu kadroları için böyle bir düşünce istiklali kaybetme manasına geldiği için hiç borçlanmadılar. Bankacılar beni iyi bir müşteri olarak görmüyorlar. Adamlara faiz geliri kazandırmıyormuşum. Tefeciye ne lazım ? Ahmak esnaf. Ter akıtıp kazandığının çoğunu götürüp tefecinin eline teslim edecek. Torunlarınıza borç mu miras bırakmak istiyorsunuz ?

  10. Dün Kemal Kılıçtaroğlu Kayseri de açık açık itiraf etmiş.
    Adam daha ne desin.
    Dolar nasıl düşer ben biliyorum demiş. Sandık geldiği an dövizi de düşürürler.demiş. adam daha nesin.

      Sandık zamanında  gelecek gelecek de Kemal Kılıçtaroğlu koltuğunda olabilecek mi. Karar vericiler mekik dokuyor imamoğlu ve Akşener arasında. Abd büyükelçisi pinpon topu gibi bir oraya bir buraya.

      CHP siyaseti, Her şey çok iyi olacak dedikleri İstanbul Belediyesi’nde “hurda otobüslerden, adam kayırmaktan ve sol kadrolaşmadan” başka İstanbula ne getirdi. Ha bir de İstanbul da makamında duramayan tatillerden fırsat bulamayan bir belediye başkanı.
     

  11. TEK ŞANSLARI : SAVAŞ !!!
    Mevcut koşulları iyi kritik ettiğimizde;
    “uzatmaya” gidebilmeleri için tek “kurtuluş! ” yolları var:
    Önce Ukrayna’da başlayıp, oradan Suriye’ye sıçrayacak bir savaş.
    Yoldaş Putin ile Candaş Zelinsky bir güzellik! yaparlar herhalde.
    Tabii ki, dost Biden’in de tuzu biberi olur.
    Herkesin “koltuğu” için acayip bir payanda.
    Acı çekip müthiş fatura ödeyecek milyonlarca “insan” mı?
    Bu sadece istatistiikî bir veri.

    • Sakin hocam, kimse bir savaşı göze alamaz. Kolay değil o kadar. Kimse enerji sorununu halletmeden bir savaşı göze alamaz. Putin de bunu bildiği için üst perdeden konuşuyor.

      • Tek sorun “koltuk” sorunudur.
        Tabii ki bazılarına göre.
        Koltuk için yapılanlar, yapılacakların teminatıdır

        • Mevcut şartlarda Rusya’nın saldırma ihtimali daha kuvvetli. Eğer Ukrayna’da öyle ya da böyle bir çatışma olursa bırakın Erdoğan’ı Putin bile koltuğunu koruyamayabilir. Dünya bir birine girer. Dünyanın her yerinde ilişkiler bir biriyle iç içe geçmiş vaziyette kim kimin yanında yer alacağının bir garantisi yok. Kolay göze alınabilecek bir şey değil. Hele Erdoğan kesinlikle savaş başlatan taraf olamaz, savaş başladığı zaman Erdoğan koltuğunu kaybeder.

          Dünya liderleri bütün kartlarını açık tutan Erdoğan kadar akıllı olmadıkları için kartlarını kapalı tutuyorlar. Tarafların net bir matematiği yok. Henüz saflar yeteri kadar belirgin değil.

          Ocak sonunda Rusya’nın saldırı olanı olduğuna dair istihbarat bilgisi konuşuyor uzmanlar ama Putin kafayı yemiş olması lazım saldırırsa. El ense çekme hareketleri devam eder uzun bir süre daha zannımca.

          • Bu yola yani tren yoluna yani hukuksuzluk yoluna girenletin takip etmek zorunda
            ( mecburiyetinde demem gerekiyor, ancak mecburiyet hukuki olarak teknik bir tabirdir. Yani hukuki okarak zorunlu olmaktır) kaldıkları rotanın ve yolun bir gereği de,bir yanlışı, başka bir yanlışla düzelmeye çalışmaktır.
            Yani yanlış üstüne çok daha büyük yanlış yapacaklar. Bu artık onların tercihi değildir.
            Karayoluna(hukuk) yada
            demiryoluna giriş (hukuksuzluk) bir tercihti.
            Yol ayrımında iradeler tamamen serbetti.
            Bir ihtiyar yani hakk-ı hıyar vardı.
            Şu anda bir seçenek, bir tercih şanları yok.

  12. Iphone ve Apple ürünleri çok büyük kesimlerin kullandıkları ürünler değil. Ama dar gelirlilerin kendilerini akaryakıt fiyat artışlarından korumak için tercih ettikleri Otogaz ve temel ihtiyaç maddesi olan un fiyatları açısından olaya bakacak olursak:

    Ak Parti iktidara geldiğinde Otogaz 99 kuruş imiş. 2004 yılında ise 94 kuruşa kadar inmiş. Benzinin ortalama satış fiyatı ise 2004 yılında 2,29 TL imiş. 19 Aralık 2021 itibariyle 95 Oktanlı Benzin 11,69 TL; Otogaz ise 9,05 TL. Yani 2004 yılında bir kişi 1 litrelik benzinin fiyatının yüzde 41’i ile 1 litre Otogaz alabiliyor iken artık bir kişi 1 litrelik benzinin fiyatının yüzde 77’si ile ancak 1 litre Otogaz alabiliyor.

    Dar gelirliler aleyhine bu değişimi yapan ise mevcut iktidar. Benzine göre daha çevreci bir yakıt olan otogazın teşvik edilmesi gerekirken bu oranın kapatılması çevre açısından da ikinci bir zararı oluşturuyor.

    Olaya bir de un fiyatı açısından bakacak olursak üç harfli marketlerin birinde Mayıs 2021 tarihinde 5 kiloluk Piyale Un 17,90 TL iken bugün 37,90 TL’ye ulaşmış durumda. Yani Mayıstan buyana un fiyatı yüzde 111 oranında artmış durumda.

    Atalarımız “Lafla peynir gemisi yürümez” derler. Ziya Paşa ise 150 yıl önce “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz; Kişinin görünür rütbe-i aklı eserinde” diye yazmış.

    İşte iki ürün üzerinden tablo böyle.

    Partililere kolay gelsin.

  13. Sayın koru.abd nin ülkeleri ekonomi ile devirme yöntemi üzerinde çalıştığını uzun uzun anlatan bir makaleniz vardı.hatırlatırım

  14. Numan Kurtulmuş benim için “Harun gibi geldiler, Karun gibi oldular” dediği gün varlık alemine çıkmış, dış güçler planlı bir şekild ekonomimize saldırıyorlar dediği gün ademe intikal etmiştir. Bir dönem akape içinde olmadığı günlerde saygın bir isme sahip olan bir akademisyenin tek adama bağladığı gönlü ve ümidi, “şeyh uçmaz, mürid uçurur” kabilinden bizleri sadece üzmüştür. Türk tipi ekonomik buhranı sadece “azdan az, çoktan çok gider” sığlığında algılayan konu altında yazan “na to mermer, na to kafa” yeni tedavüle girmiş işveren ve okumaya meraklılar için artık söylenecek bir şey yoktur.
    Elbette yellenen imamın, arkasında duran ertroller kimbilir ne yaparlar?

  15. Kuvvetler ayırımı esasını ortaya atan, yazdığı kitapta yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirlerinden ayrılmasının önemini belirten Fransız politik düşünür Montesquieu’ ye ait geçerliliği kanıtlanmış ünlü bir söz vardır, tarihin imbiğinden damıtıldığı için “atasözü” değerindedir:
    “HER TOPLUM, LAYIK OLDUĞU ŞEKİLDE YÖNETİLİR”

    Ayrıca Ra’d Suresi 11. ayetinin Diyanet İşleri (Yeni) Meali şöyledir:
    “Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.”

    • İstanbul layığını bulmuş. Yani sen İstanbullulara tatilci mi deyon. İmamoğlu 3 senedir fırsat bulamadı gezilerden ve tatillerden İstanbul la ilgilenmeye.

    • Ali bey elbette her toplum kendi bünyesindeki ilerici güçler tarafından değiştirilir, dönüştürülür!
      Bunun için gökten medet ummanın alemi var mı?
      Ya da, zaten kendisini değiştirip dönüştürebilen topluma ayetle/hadisle bilgiçlik taslamak da ne oluyor?

      • Gene perinçekci genomun işlemeye başladı göktengri seni bildiği gibi yapsın. Ali Aydın hocayı iyi tanırım kalbi camilere bağlı iyi bir müslümandır.

Yoruma kapalı.