At rüya görebiliyor.. Ata özeneceğimi hiç düşünmemiştim.. Bir iki at öyküm var…

27
Mike Pence ve şampiyon at..
Reklam

‘Ata Senfoni’ adlı bir kitabı da bulunan Necip Fazıl bir at hayranıydı. Kitapta, “Hiçbir kederim, derdim, insanlardan ve cemiyetten küskünlüğüm olmamıştır ki, atıma binip şehir dışına çıktığım zaman tesellisine kavuşmuş olmayayım“ demektedir.

Hafızamdan yazıyorum: Bir bankada çalıştığında denetim için gittiği Trabzon’da sık sık ata binmiş ve bundan müthiş bir keyif duymuştur Üstad. “At hayvan zarfı içinde hayvandan başka bir şeydir” cümlesi de onundur. İnsana en yakın hayvan, Necip Fazıl’a göre, attır; çünkü at insan gibi rüya görmektedir.

Pazar günü hafif bir şeyler yazmak için makinemin başına oturduğumda ilk karşıma çıkan bir haber bana bu konuyu düşündürdü. 

Haber şu: Amerikan başkan yardımcısı Mike Pence, birkaç yıl öncesine kadar şampiyonluklar kazanmış kıymetli bir at tarafından ısırıldığını duyurmuş. 2015 yılında bayağı yüksek bir bedelle (13,5 milyon dolara) bir haraya satılmış olan ‘American Pharoah’ adlı at şimdilerde başka şampiyonlara babalık yapmaktaymış…

Pence, bir konuşmasında geçen yıl yaşandığını söylediği at ısırması olayını “Dişimi sıkıp gülümsedim; çünkü bilirsiniz, bizim meslekte bazen ısırılırsınız ancak yine de mücadeleyi sürdürürsünüz” sözleriyle anlatmış…

O öyle demiş, ama atın bulunduğu haranın sahibi “Böyle bir olay asla yaşanmadı” diyerek Pence’i yalanlamaktaymış… 

Nasıl olsa at konuşamıyor ya, yalandan ısırılma iddiasında bulunmak kolay…

At ısırmaz, ısırtılır

Reklam

Bu haber bana uzun yıllar önce dört aya kısaltılmış askerlik görevimi Tuzla Piyade Okulu’nda yaparken tanığı olduğum bir olayı hatırlattı.

İlk kısa dönem askerlik bizimle başlamıştı ve bu sebeple çok önceden görevi yapmış olması gereken yaşlı başlı insanlarla birlikte bulunuyorduk. Her kesimden, her eğilimden kalabalık bir grup. Bulunduğumuz yer durmuş oturmuş bir kurum olduğu için sabah eğitimine çıkıyor, bazı geceler de, sırtımızda ağır çantalar, uzun yürüyüşle Tavşan Tepe’ye götürülüyorduk. İlk iki hafta sonunda çoğumuz çırak çıkacak hale gelmiştik.

İçimizden biri ilk hafta sonu izni sonrasında eğitim alanına bizlerle birlikte gelmemeye başladı. İzin günü bir yerde kendisini at ısırdığı iddiası ciddiye alınmış, bu sebeple okul doktorundan her gün Haydarpaşa’daki hastaneye sevk almış. Bizler sabah eğitimine yollanırken o da her gün İstanbul’a işinin başına gidip geliyordu.  

Arkadaşın öğrenciliği döneminde bir sol örgütün lider düzeyinde mensuplarından olduğunu kulağıma fısıldamışlardı. Yaptığı, onunla aynı frekanstan olanlarımıza, ideolojik bir başkaldırı gibi de geliyordu.

Eğitimden kendisini at ısırdığı gerekçesiyle yırtan bölük arkadaşımızla yıllar sonra siyasi hayat içerisinde yeniden karşılaştık. İktidardaki bir partinin önemli isimlerinden biri ve bir süre sonra da bakanı olmuştu. Partisinde temsil edildiği varsayılan dört eğilimden ‘sol’ kanadın isimlerinden biri olarak biliniyordu.

Kendisine bir sohbetimiz sırasında asker ocağında yaşadığı olayı hatırlatmak istediğimde sadece tebessüm etmekle yetinmişti.

ABD’de Donald Trump’ın yardımcısı Mike Pence ile Türkiye’de bizim tertip (asker arkadaşı) gayet masum olduklarına inandığım bir hayvanı kendi çıkarları için kullanmakta birleşen tipler olarak hafızamda yerlerini aldılar.

En değerli iki meslek; bana göre…

Reklam

Siyaset aslında yalana tahammül edilmez bir uğraş alanı olmak zorundadır; buna rağmen bazı siyasilerin pek çok zaman gerekli de olmadığı halde gerçekle irtibatı bulunmayan iddialarla ortaya atıldıkları görülebilmektedir. “Haraya gittim, şampiyon at tarafından ısırıldım” demenin bir politikacıya ne yararı olabilir ki? Hele bir de anlattığı olay gerçekte olmamış ise?

Hafızamda Pence’in iddiasıyla yarışacak bizden de örnekler var, ama onları tek tek aktarmakta bir yarar görmüyorum. Son zamanlarda zaten yara almış olan siyaset alanına vereceğim örneklerle yeni zedeler eklemek niyetinde değilim.

Bazen, “Siyasete girmeyi hiç düşünmediniz mi?” sorusuna muhatap edildiğim oluyor. Karşımdaki anlayabilecek biriyse şu cevabı veriyorum: “Siyaset aslında benim en çok değer verdiğim ikinci meslek alanı; eğer en çok değer verdiğim birinci mesleği sürdürüyor olmasaydım, hiç kuşkunuz olmasın, siyaseti ben de düşünebilirdim.”

En çok değer verdiğim birinci mesleğin ‘gazetecilik-yazarlık’ olduğunu herhalde anlamışsınızdır.

Mesleğimiz çoktandır darbe yiyor. Geride bıraktığımız hafta kendilerine köşe verilmiş üç yazarın gazeteleriyle ilişkisi koptu. Biri, yazılarına sürekli müdahale edildiği ve sansüre uğradığı gerekçesiyle kendisi istifa etti; diğer ikisine “Artık yazılarınızı yayınlamayacağız” tebligatı yapıldığı anlaşılıyor.

Yazar ama yazamaz çok kişi var Türkiye’de.

Ne kadar üzüldüğümü bilemezsiniz.

Körfez ülkelerinden birinde, galiba Kuveyt’te, vatandaşların istediklerinde binebilmelerine imkan sağlayan bir hara varmış; orada bila bedel ata binmek mümkün olabiliyormuş. Ne güzel. Necip Fazıl’ın önerdiği gibi, dertlerden ve kederlerden kurtulmak için ata binip şehir dışına çıkma zamanı.

Rüya görebildiği için at insana en yakın mahluk olarak biliniyor. Bizde insanlar günümüzde doğru dürüst rüya da göremiyorlar.

Sizler görebiliyor musunuz?

ΩΩΩΩ

Reklam

27 YORUMLAR

  1. Fehmi Koru sondan bir önceki cümlesinde “Bizde insanlar günümüzde doğru dürüst rüya da göremiyorlar” demiş. Bence bu cümleyi şöyle geliştirebiliriz. “Uykularında rüya göremiyorlar fakat bu eksiklerini uyanıkken rüya görerek gideriyorlar”. Öyle ya “1923-2002 dönemi reklam arasıdır” cümlesini insan ancak rüyasında duyabilir … Velhasılı kelam dini kurcalamak çok tehlikeli bir şeymiş. İnsanlar gerçekler ile rüyalarını karıştırıp gerçeküstü mü gerçek altı mı olduğu belli olmayan bir dünyada yaşıyorlar. Acaba ‘Matrix’ filminin senaryosu Türkiye’de gerçekten yaşanıyor mu ? Erdoğan elhamdülillah biz UFO yaptık dese buna inanacak yığınlar var. Savaş uçağımızı yaptık ama saklıyoruz diye inanan birçok insan tanıdım. Geç oldu en iyisi ben yatayım, belki güzel bir rüya görürüm.

  2. 2 yıldır yurtdışındayım…15 Temmuz sonrası 1 yıl hiç çıkmayı düşünmedim….ancak takibe takılınca mecburen çıktım…Türkiye’de kalsam hapse girecektim…

    Haftada bir rüyamda Türkiye’yi görüyorum….dönmüşüm…iş yerimde arkadaşlarla muhabbet ediyorum. ama sonra tam ayrılacakken, çıkışa polisler gelmiş midir, çıkışta yakalanır mıyım, birinci kattan atlayıp sıvışsam mı diye terlemeye başlıyorum ki, uyanıyorum…

    tek duam: yaşananların hepsinin bir rüya olması ve memleketin hepsinin bu rüyadan uyanması…

    • Dr arkadasi anliyorum, istersen avrupaya git, turkiyedeki maasi biraz zor bulursunuz oralarda, gozunuze dizinize dursun emi! Gole kacacak kadar akillisin ama gozun 657de kalmis anlasilan..! Merak etme, sira sana da gelecek insallah…

      • https://en.wikipedia.org/wiki/The_Fugitive_(TV_series)

        Dr. Kimble’ın kim olduğunu bilemeyecek kadar cahil trol kalkmış bir de beni tehdit ediyor…vardır günahlarım elbette, adil bir yargı önünde bu dünyada veya öbür dünyada hesabımı verebileceğimi düşünüyorum…

        ya sen?

        Doktor değilim ki 657yi özleyeyim…memleketimi, anamı babamı, dostlarımı özledim… Rabbim yaşadıklarımızı düşmanıma yaşatmasın, Allah senin gibilere de akıl izan versin…sıra herkese gelecek hiç şüphem yok…

  3. Hamza Akyol beyefendi
    Ben kimseye küfr edecek kadar Aptal değilim. Vakıaları yazdım, aksini ortaya korsun. Yarası olan gocunur, derler. Niye gocunduğunuzu anlıyamadım. RTE’nı Atatürkle kıyaslamak suç mu olur ? Onlar da insandır, nefislerine yenilebilirler. Hani, Peygamberler de insandır, diyenler olmuyor mu ? Ben rüyada olanları – tarih ve din bilgisi kıt olanları – uyarmıya çalışıyorum. Daha nice benzerlikleri var. Sen kimden yanasın onu da anlıyamadım. Şuna da bellemelisiniz ki Müslüman hayatımda asla nankör olmaz, olmam da

    Yahudi ve Hristiyanlar ise, asırlar boyu birbirine ve diğer insanlara kan kusturmuşlar, cebir ve
    hile ve hud’a ile diğer milletlere ve insanlara zulm etmişler, en basit insan haklarını bile çok görmüşlerdir.

    Bunu en canlı delili yakınımızda cereyan eden, masum insan ve milletlere karşi işlenen CiNAYETLERİ ve soykırımlardır.
    Daha yakın zamanda, Yahudi güdümündeki Hristiyan ABD nin Siyahlara karşı işlediği suçları ve zulümleri bilmiyen veya bilmezden gelen ve bu vakıaları görmezden gelip, karşıdakileri aptal zanneden bir kişi ahlak ve adalet kelimesini telaffuz etme hakkına bile sahip olamaz. Göz kapamakla belki rüya görülebilir, fakat, kendine gece yaparsın, yazık olur. Kaldı ki, ben yazılarımda hep Devletlerden bahsettim. Çok Yahudi ve Hristiyanla ilişkilerim, görüşmelerim olmuştur.

    Ahlakın kaynağı dindir. Diğer disiplinler sadece katkıda bulunmuştur. Din (i islam) ise, hayatın hayatı, hem ruhu, hem esasıdır. Bir müslüman nezdinde din, bir aksesuar veya garnitür değildir.
    ve 5 şeyi korumak müslümanın asli ve hayati vazifedir :
    Kim olursa olsun, insanların ;
    Dinini, Canını, ırzını, neslini, malını korumak Müslüman (idareci) nin temel görevidir. Müslümanlar tarih boyunca bu esasları koruma gayreti içinde olmuştur. Nitekim, gayrimüslimlerin haklarını korumak için ÖZEL bir ZIMMİ Hukuku tedvin edilmiş, hayat boyu uygulana-gelmiştir. Hristiyan zulmünden kaçan Yahudileri keza, Osmanlı Devleti bağrına basmıştır.

    Hristiyan ve Yahudilerin zenginliği ve kavuştukları imkanlar hile, hud’a, ve zulm ile bilhassa Afrika, Asya ve Güney Amerika’daki insanları SÖMÜRMELERİ ÜZERİNE kuruludur. Bu gerçeği Dünya biliyor. Diğer
    ülkelerin fakirliği bu sinsi ve zorbacı sömürgecilerin eseridir, halen de öyle. ABD-Çin çekişmesi nedir ? Dertleri eskisi gibi yutturamamaları, bilhassa MAO’dan sonra, daha, 1980’lerden bu yana güçlenen Çine karşı hazımsızlık gösteriyorlar….
    Gününüz aydın ola.

    • Ahlakın kaynağı din değildir. Din (Kutsal Kitaplar) sadece uyarıcıdır. Aksi takdirde bütün ateistlerin, deistlerin külliyen ahlaksız inananların da ahlaklı olması gerekirdi, ama öyle değiller. İnsanlar (Peygamberler dahil) binlerce yıldır bu sorunun cevabını verememişlerdir. Kuran’da Hz.Muhammed’e denildiği gibi ; “Benim hidayet vermediğime sen mi hidayet vereceksin”. Bu konu insanı aşar, seküler/laik zeminde hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde Dünya’daki cezalar verilir. Ahiretteki hesaplaşma içinse Allah hepimizin yardımcısı olsun.

      • Ayrıca şunu da eklemeliyim. Erdoğan ile M.K.Atatürk’ü kıyaslamak yatlarda tatil yapan yalıda yaşayanların işi … Sizin durumunuzu bilmiyorum.

    • abdurrahman bey merhaba! öncelikle hala uykuda olduğunuzu ve rüya gördüğünüz gerçeğini belirtmem gerekiyor. hz ali, hasan hüseyin, binlerce özbeke işkence ve diğer adaletli müslüman davranışı hakkında örnek veririm ama kaşıkcıya uygulanan adalet ya da ülkemizdeki 100 binin üzerindeki a müslümanların adil davranış örnekleri de aslında yeterli olur galiba hristiyanların ne kadar kötü olduğunu göstermek için . yemen ve suriye de müslümanların adaletinin bir başka uygulaması olarak bahsedilebilir.
      – ahlakın kaynağı konusunda da seni hipnotize edip iyi uyutmuşlar. en başta, dindar toplumların pratiği seni yalanlıyor. düzeltiyorum; mslöan toplumların pratiği, senin uyku modunda olduğunu gösteriyor.
      – ahlakın temeli; insanın aynı duruma düşebileceği gerçekliği üzerine oturan vicdan ve bilinçtir. ( bu saptama bana ait ve orjinal bir düşüncedir. günü gelirse ayrıntılı anlatırım. )
      – yarası olanın gocunması noktasına gelince, atatürk dedemin babasının yakın arkadaşı imiş, onun için gocundum.
      şaka şaka.
      gak, adalet, gerçeklik gibi kavramlara karşı özel ilgim nedeniyle diyeyim, sen de benim bu açıklamama inan, çünkü doğru neden bu.
      iki insanın kıyaslamasının suç olup olmaması meselesine gelince; mantıksız düşünme hakkına tabiki sahipsin. izn ver, benim de söylediğiyin mantıksız olduğunu belirtme hakkımı kullanayım.
      iki kişiyi kıyaslamanın, kıyaslama konusu ve yöntemiyle ortaya çıkan, bir de ahlaki yönü var ne yazıkki.
      işte ben, bir de bu ahlaki yön nedeniyle gocundum.
      bu ve benzeri konuların daha fazla tartışılması gerekiyor. ben, bunların çok önemli olduğunu düşünüyorum.

  4. Rüya
    Bütün canlılar, bitkiler dahil uyurlar.  Bütün hayvanlar da uykularında rüya görürler. Memelilerin bir kısmı insanlarla birlikte yaşarlar. İlk birlikte yaşayan hayvan köpek olmuştur. Kuşlardan da ehlileştirilmişler vardır. İnsan beyni, kuş ve memelilerin beyni elektromanyetik dalgalar yaymaktadır. Şimdilik tam olarak tercüme edilmemektedir. Bilgi olsun diye yazdım.

  5. Hamza bey, merhaba! Bu tip benzetmeler, erdoğan sayesinde, erdoğancilara göre, gayet normal oldu.
    İsterseniz ! Erdoğan için kullanilan Sifatlari şöyle bir hatirlayalım.
    Haşa “Allahin sifatini taşiyor, Peygamber, Padişah, Sultan, Ümmetin lideri, Islamin Halifesi.hemde bunlar Diyanet ve saray fetvacilari vasitasi ile destekleniyor.

    Sonundada şu video’da Mehmet ağarin oglu akp millet vekilinin dedikleride tuzla biber oldu.

    https://www.google.com/url?sa=t&source=web&rct=j&url=https://m.facebook.com/ATuncayOzkan/videos/487189805416433/&ved=2ahUKEwj2vMK9ndPkAhWQnp4KHUVRA1YQwqsBMAF6BAgHEAk&usg=AOvVaw20xXWg180swyJJrz3Qxc7o&cshid=1568564452625

    Burada en fazla kendilerini dindar tanitanlar, Allahdan,Peygamberden, yazmaya başlarlar. Dersinizki birşey anatacaklar! Birde yazilanlari okumaya başlayınca! Şerefsizle, kalleşler hainler bilmem neler siraladıklarını okuyunca. tam o anda değil yazıyi okumak siteyi dahi birakip kaçiyoesunuz.
    Çünkü! Yaziya Bariş, Huzur, iyi insan anlamina gelen bir Dinin yasakladiği herşeyi onunla birlikte anmalarinı okumak haşa insani Dinden imandan çıkarir.

    Zaten bu tip insanlar her zaman bir günah keçisi bulurlar, onlardan biri Ataturk digerleride inönu, ve ecevit.
    1920 ile 1950 arasi 30 sene içerisinde savaştan yeni çıkmiş darmadağın olmuş şeker fabrikasi dahi olmayan bir devleti 2. Dünya savaşida yaşanan o yıllarda onlarin idolojisi hüküm sürmuş.
    Fakat 70 senedir kendilerini geneliklede son 20 yil etkili olan milli gorüş tabani yönetmiş bir devlet ancak ve ancak bu kadar cahil ve saldirganlarin sayilari artarak ülkeyi ikiye değil kırka böldüemüşlerden ne beklenirki? Huzurmu? Hayir. Merhametmi Hayir?
    Ülkeyi germekmi?EVET.
    Hapishanelerede bebek, kadin, gezeteci bilim adamlari ve hastalarin istiflendiği bir devlet mi inşa etmişler? Evet.
    Saglicakla kalin.

  6. Okuyup yazmanın ne kadar önemli olduğunu biliyorum.Ama üstadın yazılarını okumak başka bir güzellik ve özellik.Bugünkü yazınızda bende okudum, hani derler ya bir taşla iki kuş vurmak,Fehmi abi senin yazını okuyunca dört kuş vurmuş oluyorum.Dünyayı anlamak ne güzel bir şey.Okuyup araştırmak daha güzel bir şey üstat diyor ya en sevdiğim meslek gazetecilik ve siyaset ama kavanoz dipli dünya da bunu gerçekten yapanlara teşekkür ve şükran borçluyuz.

  7. demoktak ipte sallanınca kırat beş yıllık planlarla, gap larla şaha kalktığını rüyada gördü. On beş yıl bu rüyanın peşinden koştu eylül kabusu ile ancak uyanabildi. ğuKırat kenara çekilince ortaya bal yapan arı çıkmıştı oda memleketi tadlandıracaktı ülke bal gibi olacaktı bir kadastro memuru berbat etti ne bal kaldı ne petek arıların ölmeyeceği kadar bal kalmıştı. Şubatın soğuğun da karanlıkta çökmüştü. Bir ışık bir lamba yandı etraf tam aydınlanmış iken o kadar baraj yapılmasına rağmen voltajın düştüğü ampülün kazının kaçtığı görünüyor karabasan,karanlıktan kurtulmak için babacan birini beklerken karanlığa methiyelerin sonu gelmemekte.

    • güzel betimleme .50 yılın hatta fazlasının özeti . Lambanın gazının kaçtığı da bir gerçek . Ancak karnından konuşanların güdümündeki Babacan kişimin siyasette nasıl bir başarı hikayesi yazabilecekleri tam bir muamma . Benim fikrim gazı kaçanla , gazı kaçandan kaçanlardan bir beklentiye girmek çok mantıklı görünmüyor . Eski partilerden alakasız yeni bir yapı lazım . Ayrıca altı oktan haklı olarak kaçanların , gazı kaçandan ve gazı kaçandan istifa edenlerden bir süre uzak durmalarında fayda var .

      • teşekkürler. babacanların başında illa Ali olması lazım değil burada da mutabıkız

  8. Fehmi bey, bugünkü yazisinda politikacilarin, atlari nasıl kullandiklarini iki örnekeke açıklamiş. Tam bir Pazar sohbet-i olmuş.
    Insanlar uyanınca gördukleri ruyayide birazda olsa hayira yorarlar.
    İYİDE OLUR.

    Bu yazi! bize dünyanin her yerinde mevcüt fakat bizdeki atlar kadar sahibine itâât edenlerden hıç bir yerde olmadiğini (bana göre) anlatiyor. Sahipler siyasetciler ve atlarda biz seçmenler oluyoruz.

    Siyasetçiler kamçıladıkça! Seçmenler üçuruma doğru ucarak gidiyorlar.

    Atlar hakkinda, Fehmi beyin yazdiğı hem doğru hemde yalnış, yani hem isirir hemde ısiramaz.
    At ağzıda gem olduğu sürece isiramaz.

    Muhtemelen! Mike Pence’si ısiran esas at değil ABD nın siradan seçmen vatandaşlarından biri olabılir, oda Pence’ın ayağina çelme takan (yalanini ortaya çıkaran) o atın sahibi olmalı.

    Bizdeki at isiran kısa dönem askerlik yapan VATAN PERVER! “VATANI GÖREVINI” hakki ile yapmiş.

    Elin ABD lısı Pence’ın “YALANINI” ifşa ederken, bizdeki “VATAPERVER” bakanliğa kadar yükseliyor. Çünkü, bizdeki atların ağzinda gem olmamasina rağmen sirtlarindakiler bunları kamçıladikça onlar şaha kalkiyorlar.
    O atlar bir gün ruyalarinda itaat ettiklerının gerçek yüzlerini gördukleri zaman, uyandıklarında, onları şaha kaldıran, “VATAN PERVERLERE” önceki yorumumda yazdığım “Jokerın” akibetini uğratırlar.

    Atlar çok sadik olmalari yani sırada ruya görecek kadarda akıllı olduklarinide Fehmi beyden öğrenmiş oldum.onun için, Jokerler adina üzüldüm. Türkiye adina bayaği umutlandim, ve sevindim, doğrusu.

  9. * Şiirle aram pek iyi değil, edebiyata olan ilgim de zayıf. Bu durum yaptığım yorumlardaki estetik zafiyetinden de belli oluyordur her halde. Ne yapalım, bir mühendisin düşüncelerini ifade etmesi de teknik ağırlıklı oluyor haliyle.

    * At eski devrin otomobilidir, savaşlarda tankıdır. Avrupalı kaşifler ayak bastığında Amerikan yerlileri atı görünce şaşırmış, zira onların atları yokmuş. Demir madenini de işleyemiyorlarmış ve savaşları kaybetmişler.

    * Necip Fazıl iyi bir şair midir bilemem. Fakat özel hayatında zaaflarının epey çok olduğu söyleniyor. Diğer yandan “Büyük Doğu” ile neyi amaçladığını da anlayabilmiş değilim. Çağımızda bilim-teknolojide gelişmeden nasıl ‘büyük’ olunur ?

    * Fehmi Koru’nun kısa dönem askerlik hatırasında verdiği kayırma örneklerine hepimiz rast gelmişizdir. Günümüzde ise buna gerek kalmadı. Şimdi parası olmayanlar Mehmetçik, parası olanlar Mehmet Bey oldu.

    * Fehmi Koru “Yazar ama yazamaz çok kişi var Türkiye’de” demiş. Doğru söylüyor fakat eksik kalmış. Görüşlerini ifade etmesi gerekenler sadece gazeteciler değildir. Bu konu zihinsel birikimleri olan ve kendini ifade etmek isteyen herkes için geçerlidir. Yorum şeklinde de olsa bu imkanı bizlere tanıdığı için Sayın Fehmi Koru’ya teşekkür ederim.

  10. At sevgisi Üstad Necip Fazıl’ın şiirlerine de yansır:

    “Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
    Hedefe varmayan mızrak utansın!

    Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
    Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!”

    Bizim neslin ortaokul kitaplarında Yahya
    Kemal’in atla başlayan şiirinde şu mısralar da vardı:

    “Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik,
    Bin atlı,o gün,dev gibi bir orduyu yendik.

    Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı:İlerle!
    Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle.

    Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan.
    Şimşek gibi türk atlarının geçtiği yoldan.

    Bir gün dolu dizgin boşanan atlarımızla
    Yerden yedi kat arsa kanatlandık o hızla…”

    Bu şiiri ezbere bilmeyenimiz yoktu.Yeni
    neslin şiire de ilgisi azaldı.

    Fehmi Bey,kibar bir insan olduğu için
    meramını oldukça yumuşatarak anlatıyor.Mesela şöyle diyor:”…buna rağmen bazı siyasilerin pek çok zaman gerekli de olmadığı halde gerçekle irtibatı bulunmayan iddialarla ortaya atıldıkları görülebilmektedir.” Yani bazı politikacıların
    yalan söylediğini ifade ediyor ki,yerden göğe kadar haklı.

    Mesela son zamanlarda parlatılan bir siyasetçi “sekreterin yazlık,kışlık,baharlık makam aracı var” dedi,”belediyenin 1.700 küsur makam aracı var” dedi.Bunların aslının astarının olmadığı,sallamasyona dayandığı kısa sürede anlaşıldı.Bu politikacının genel başkanı da aynı yolu
    takip ediyor.En basitini söyleyeyim,mesela şöyle dedi:”Doğu Akdeniz’de herkes orada, bir tek Türkiye yok, neden?” Oysa ki Türkiye, Akdeniz’de sahip olduğu ruhsat alanlarında ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye Petrolleri’ne verdiği ruhsat sahalarındaki arama ve sondaj çalışmalarına, Barbaros Hayrettin Paşa Sismik Araştırma Gemisi ile Yavuz ve Fatih Sondaj gemileri, KKTC açıklarında uluslararası sularda sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerine devam ediyor.

    ***
    Bir kısım yazarlar iktidarı destekleyen
    gazetelerde yazarken adları yandaşa çıkar.
    Fehmi Bey,yandaş yerine,”iktidarın itibar ettiği gazeteciler”,”iktidar yanlısı gazeteciler” der ki (yukarıda kendilerinin nezaketi elden bırakmadığını söylemiştim),tercümesi yandaş demektir.Kör ölür badem gözlü olur diyeceğim,ama bu değil.Önce orada yazdığı için gazeteci suçlanır,işine son verilince gazete suçlanır.Muhalefet kılıcının iki tarafı da keskin vesselam.
    Diğerlerinin değil ama Serdar Tuncer’in işine son verilmesine ben de üzüldüm doğrusu.Fakat gazetenin de bir takdir
    hakkının olduğunu kabul etmek lazım.

    ***
    Öte yandan en iyi rüyaları görüyoruz
    elhamdülillah.Ülkemiz vesayetten büyük
    ölçüde kurtuldu.Devletle millet barıştı.
    Kılık kıyafet,saç sakal sorun olmaktan çıktı.Halk özgür olmanın tadını çıkarıyor. Bir zamanlar ortama ayak uydurmak için Fehmi Bey bıyıklarını bile kesmek zorunda kalmıştı.En azından bana öyle gelmişti. Birleşmiş milletlerde oy kullanırken ABD’nin parmağına baktığımız günlerden bugünlere geldik.Olumlu gelişmelerin
    hepsini buraya yazacak olsam yorumum
    çok uzar.Onun için kısa kesiyorum.Ayrıca yorumlarımı okumadığı numarası yapan
    yorumcunun sağlığı da olumsuz etkilenir iktidarın olumlu icraatlarından.

    Yargıyı marangoza denetlettirenler,
    mahkemeden Pensilvanya’dan
    gelen talimata göre karar çıkartanlar, arslan gibi askerlere, pilotlara çürük raporu verdirtenler,sınav soruları dahil çalmadık şey bırakmayanlar,adalet diyor,liyakat diyor,özgürlük diyor.

    Bize de he yaw he demek düşüyor.

      • Barancığım,gol attığını zannetmişsin
        ama gol değil bu.Gerek benim bahsettiğim rüya,gerek Fehmi Bey’in
        yazısının sonunda sorduğu rüya sadece uykuda görülen rüya değil.
        Geleceğe dair hayaller,ümitler de rüya olarak adlandırılabilir.Mesela 2050,2071’e dair hayaller.

        Ben “en güzel rüyaları görüyoruz” dedikten sonra gerçekleşen güzel icraatları sıraladım.Onlar uyurken görülecek şeyler değil.Uyanıkken görülebilir.Ancak ben aynı
        zamanda istirahat etmek için uyurum da.Sen hiç uyumuyor musun yoksa?
        Bence sağlıklı olmak için bir miktar uyku da gerekli.

        Ben de yorumumu sana dua ile bitireyim.

        Allah sana benim için istediğinin iki katını versin Baran.

        • Bekir abi birincisini hiç düşünmeden, ikincisini çok düşünerek, bunu da hiç düşünmeden ve senin duana bütün samimiyetimle amin demek için yazdım.

    • Az önce yazdığımı daha önce yazan olmuştu ben dua edeyim, Allah’ım Bekir abi gibi mübarek zaatları bir kabusa uyandırma. Rüyalarında gördükleri bir dünyaya uyandır Yarabbi!

  11. Sayın Koru ,

    Her insan zaman zaman rüya görür. Önemli olan onu nasıl yorumladıgınızdır. Yalan ın iki yönü vardır. Biri anlatan biri dinleyen . Yalancı tamam işini yapıyor yalan söylüyor da muhatab ona inanarak onun yalanına ortak olur.
    Ancak en kötüsü kişinin kendi yalanına inanmasıdır. Ben çok güzelim , değerim bilinmiyor. Çok yetenekliyim fark edilmiyorum. Mal varlığım şu kadar eder bankacılar kredi vermiyor. O zaman rüya kabusa dönüşür.

  12. Bellemelisiniz ki, RTE T.C. nin 2, Atatürküdür. Çok şeyiyle benzerlik arz ediyor.
    Saray ve köşk konusunda bile yarış halindeler : Çankaya Köşkü, Çankaya köşkü,
    Florya Köşkü Beştepe Köşkü,
    Yalova Köşkü, Ahlat Köşkü
    Trabzon Köşkü /…
    Diyarbakır Köşkü
    ………

    Say, babam say. …. Millet sefaletten, yokluktan kıvranıyor, yiyecek ekmek bulamıyor, diyeceksiniz. Siz bilemezsiniz. Ecnebiye karşı halka izzet sağlamak için bunlar.

    İkisi de dindar Müslüman görünerek işe başlayıp, dinin içini boşaltanlar….

    Birincisi bir Memlekete bir, hadi belle iki Gazete yeter, demiş, diğeri
    bir düzine basın, değil ülkeye, iktidara bile yetmez demiş.

    İkisi de Demokrasi, özgürlük, siyasi partiler deyip, siyasi parti bırakmıyanlar ….

    …………..

    Bir mühim fark var. Birincisi KİT’ler (Kamu İkt.Teş.) ile sosyal dengeyı, kalkınmayı sağlamıya çalışmış…., ” dağ-taş demeden çalıştırarak, çalışmadan, yorulmadan, üretmeden …. ” olmaz demiş.
    Diğeri, yap-işlet – çaldır, kalkındır ve böylece, peyda ettiğin işsizlere, tembellere, arsızlara baba mirası gibi dağıtarak …. demiş.

    Na diyelim , Allah bildiği gibi eylesin.

    • atlar rüya görürde abdurrahman serdar rüya göremez mi zannediyorsunuz.
      Abdurrahman serdar da çok iyi rüyalar görür. rtenin atatürk ile kıyaslayacak kadar kıyak rüyalar görür.
      ideolojiiler insanı aptal yapma makinasıdır ama islamcılık bu konuda dünyanın en gelişmiş makinası galiba.

    • abdulrahman serdar!
      – çok klasik olacak ama, atatürk olmasaydı yabancı ülkeler tarafından ülke pay pay edilmişti ve muhtemelen senin yaşadığın yer, yabancı bir ülkenin yönetimi altında olacaktı. belki daha sonraki senelerde atatürk değil de başka bir lider bu duruma son verebilirdi ama o dönem atatürk bu liderliği yaptı. yani şükredeceğin adama küfrediyorsun. birazcık, hatta birazcıktan çok çok büyük oranda nankörlük ediyorsun.
      – İslamcıların küfrettiği bir diğer grup yahudiler ve hristiyanlar.
      – ben olaya din açısından bakmam ama siz öyle baktığınız için o şekilde yazdım yani yahudiler ve hristiyanlar diye yazdım.
      – Şu an, kullandığın, senin insan gibi yaşamanı sağlayan, aspirinden cep telefonuna kadar, apartmandan, kabloya kadar, üzerinde namaz kıldığın seccadenin seri üretiminden rahat rahat don alabilmeni sağlayan tekstil makinalarının keşfine kadar herşey ama herşey yahudi ve hristiyanlar tarafından bulundu. yani yahudi ve hristiyan mucitler, bilimadamları aslında teşekkür etmen gereken insanlar iken, sen bunlara küfrediyorsun. yani nankörlük ediyorsun.
      – Eğer ahlak denilen bir kavram varsa. bu kavramın en önemli unsuru adalettir, haktır. sen ise o insanların hakları olan değeri vermeyip, o adamları küçümsüyorsun.

  13. Millet haftanın 7 gün, 24 saatı Kâbus gördüğu için, ruya görmeye zamanları kalmiyor.

    At atı isirmaz, insanı değil.Atların ısırdığına köyde şahit oldum.

    Birde Ankarada yariş atı jokerinin erkeklik organini isirip koparmişti. Adam televizyonda ” ben mahfoldum hayatım bitti deyerekten dert yaniyordu.

    Yalniz Atlar çok sadik hayvanlar, sahibi düşup ölse ve kimseler görmese atıda ölünceye kadar onun yanından ayrilmaz.

Yoruma kapalı.