BAE’de Herzog’a kırmızı halı muamelesine karşılık İsrail’e karşı gösteriler etkisini gösterdi; liderler desteklerini azalttı…

17
Reklam

Gazze’de insanlar ölüyor, diğer insanlar seyrediyor… İlk görüntü buydu; şimdi ise dünya liderleri ile halklar arasında ayrışma azalmaya başladı.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) İklim Zirvesi yapıldı, oraya dünyanın her tarafından ülkelerin başkan veya başbakanları katıldı. Merak bu ya, çektirdikleri hatıra fotoğrafına baktım, İsrail’in cumhurbaşkanı Isaac Herzog da aralarındaydı.

Zirve BAE’nde. Dünya liderleri orada, Herzog ile aynı fotoğrafta.

Fotoğraf bana hayli tuhaf geldi.

Tuhaf gelmesinin sebebi, Gazze’de, savaşın hemen başlarında, henüz sivil ölümlerin sayısı onbinlerle ifade edilmezken, çatışmaların altıncı gününde, gazetecilerin karşısına çıkan İsrail cumhurbaşkanı Herzog’un, Gazze’deki ölümlerden -Filistinli ölümlerinden- Gazzelileri sorumlu tutan sözlerini hatırlamam oldu.

 Dikkatinizden kaçmış olabilir. Herzog o gün, CNN International kanalının İngiliz muhabirinin ısrarlı soruları üzerine, ülkesinin başlattığı savaşın hedefinin bütün Gazze halkı olduğunu savunurken, önce “Neden Hamas’a karşı çıkmıyorlar?” dedi, daha sonra, gazetecinin “Sorum şu: Gazze’deki siviller, Hamas’ı yok etmemekten sorumlu tutuluyor ve bu nedenle meşru hedef haline mi geliyor?” sorusu üzerine de, sesini yükselterek, kendilerine karşı füzelerin evlerin mutfağından atıldığı garip cevabını verdi.

Herzog, üzerinden neredeyse iki ay geçtikten sonra bile, Gazze’de çoluk-çocuk ayırt etmeden siviller üzerine yağdırılan bombalardan, hastanelerin yok edilmesinden hiç rahatsız görünmüyor.

Ve, Herzog, diğer dünya liderleriyle zirveye katılıyor ve dünya liderleri onunla aynı hatıra fotoğrafında yer almaktan rahatsız olmuyorlar.

Reklam

İsrail baştan beri, uluslararası hukuka, savaş hukukuna aykırı, Birleşmiş Milletler tarafından çıkartılmış uluslararası sözleşmelere göre ‘insanlığa karşı suç’ olarak tanımlanmış eylemlerini, “Onlar da yapmasaydı” gerekçesine dayandırıyor.

“Hamas militanları İsraillileri öldürdü, İsrail’e de Filistinlileri öldürme hakkı doğdu.”

Bizlerin bu savı kabul etmemiz bekleniyor.

İyi de, Hamas kanlı eylem yaptıysa, İsrail’in o eylemin cezalandırılmasını isteme hakkı doğdu.

Militanların ellerinde rehin olarak tuttukları insanları İsrail devletinin geri isteme hakkı doğdu.

Uygar ülkeler kendilerine karşı girişilmiş suçlara karşı hak isteme hakkını kullanırlar.

İsrail ise bir ulusun bütününü karşısına alıp hedef gözetmeksizin öldürüyor ve bunun doğal hakkı olduğunu savunuyor.

Daha tuhaf olan tavır, İsrail’in hukuk-kanun tanımaz bu karşı kanlı hamlesine bazı ülke liderlerinin de hak vermesiydi.

Reklam

Joe Biden’in (ABD)…

Rishi Sunak’ın (İngiltere)…

Olaf Scholz’un (Almanya)…

Aradan geçen iki aya yakın sürede onların bu tavırlarında farklılaşma gözleniyor.

İngiltere’de başbakan Sunak toplumdan gelen tepkiler üzerine sesini kısmak zorunda kaldı. Yeni atadığı dışişleri bakanı eski başbakanlardan David Cameron, Tel Aviv’e kadar gidip İsrail’i daha fazla kan dökmemesi için uyardı. 

Almanya da Gazze’deki gelişmeden endişeli.

Biden savaşa verilen aranın devamını istedi. Partisi içerisinden yükselen itirazlar üzerine ülkesindeki Müslümanların temsilcileriyle gizlice buluşup hassasiyetlerini paylaştı. Kısa süreliğine kabul ettiği halde 30 dakika daha uzayan o görüşmede, “Özür dilerim, ben de hayal kırıklığı yaşıyorum, bundan sonra farklı davranacağım” dediği dışarıya yansıdı.

Yardımcısı Kamala Harris de, BAE’deki zirvedeyken, gazetecilere, “İsrail kendini savunurken bunu nasıl yapacağı da önemli. (Gazze’de) Çok fazla masum sivil öldürüldü. Sivillerin çektiği acılar ve Gazze’den gelen görüntüler çok yıkıcı” açıklamasını yaptı.

Savaşın ilk günlerinde gittiği İsrail’de “Ben buraya Yahudi kimliğimle geldim” diyerek tam destek sözü veren dışişleri bakanı Anthony Blinken bile, “Uluslarası insani yasalara uyma gereğinden” söz etmeye başladı.

Global hava değişiyor, İsrail moral desteklerini teker teker kaybediyor.

Medyada da hava İsrail’in aleyhine dönmeye başladı. Yakında, ABD’de, İngiltere’de, Almanya’da ve diğer ülkelerde, İsrail’i ne yaparsa yapsın desteklemeye yeminli kalemlerin de kendilerini geriye çektikleri gerçeğiyle karşılaşabiliriz.

Gerçek durum bugün bu, fakat İsrail bu duruma bakarak duracak mı?

Netanyahu iktidarını Gazze’de kazanmayı umduğu ‘zafere’ bağlamış görünüyor. Öldürülen her Filistinli onun için iktidarının bir gün daha uzaması anlamı taşıyor.

Herzog BAE’de kırmızı halı muamelesi görünce Netanyahu’nun iştahı daha da kabarmış olabilir.

ΩΩΩΩ

Reklam

17 YORUMLAR

  1. Sn “HAYRETİ MUCİP”in aşağıdaki içten yakarışına kulak vermek, ızdırabına ortak olmak, en azından anlamak, işi “Ender” şahsiyet gibi ele almamak lazım…..

    *******
    dini var, kitabı da var “Hayret”li,
    Allah’ı yok, kötü örnek, heybetli!..
    dinlerinde vadedilmiş topraklar….
    Paradan ve “Güç”ten yana şerbetli!

    “Yahudi”nin her birinin canı can,
    Müslümanın çoluk çocuk, patlican!..
    Onlar için “intikam”ın haddi yok!
    Naziler de bunu yaptı dün, inan!

    Ey müslüman! çalışmadın, yan yattın!
    “DiN”in de var, “Kitab”ın da, ters baktın,
    Doğru dürüst hakkıyla, güçlenseydin,….
    Onlar değil, sen örnek olacaktın!…

    Buldu da “nefs”e tapan şu “arab”ı,
    Petro dolarlar ne işe yaradı?
    O zenginlik, o sorumsuz ihtişam!
    Kan, sanki, Ortadoğunun şarabı!

    Güç ve para! keyf değil! sorumluluk!
    Budur insaniyet, Allah’a kulluk!
    “Akıl*İman Sentezi” can simidi…
    Buna göre yetişsin çoluk çocuk!
    …..
    *******

  2. israile karşı gösteriler etkisini gösterdi ve ne oldu?
    riyakar ikiyüzlü liderler, desteklerini azaltmadı belki söylemlerini yumuşattı ve ne olmuş? kitlelere duymak istediklerini söylüyorlar ve canileri kırmızı halıda ağırlıyorlar. bu yalancı, düzenbaz liderlerin söyledikleri ve yaptıkları hiç bir zaman aynı değil ki zaten. masum insanlar biner biner ölüyorlar, elektrik yok, su yok, iletişim yok, silahları yok, kendilerini savunma şansları yok.
    gözümüzün önünde bir soy kırım yaşanıyor ve bu on yıllardır devam ediyor,
    müslüman coğrafya ise seyrediyor.
    sadece filistin mi?
    bosnada, karabağda, ırakta, afganistanda, doğu türkistanda, çeçenistanda, suriyede müslümanlar on yıllardır acı çekerken, izleyenler yine müslümanlar değil miydi?
    biz bize yardım etmiyoruz, abd’den, ingiltere ya da almanya’dan mı medet umacağız?

  3. Hakan Çakan 2 Aralık 2023 De 15:32

    konuları dağıtmışız yine.
    dindarların 2. sınıf muamelesi gördüğü savınız bir konu, bunun kurtuluş savaşında başlamasının milat alınması bir yana neden başladığını anlamak bir konu, bunun sonucunun laiklik hassasiyetini meydana getirmesi bir konu, muktedirlerin hali bir başka konu, fırsat eşitliği ve adalet bir diğeri.
    kestirmeden gidelim öyleyse
    bizim gibi ülke-lerin her türlü zengin maddi kaynakların yanı sıra manevi birikime de sahip olduğu halde refah, fırsat eşitliği, adalet bulmak yerine, neden yoksulluk, yolsuzluk, adaletsizlikle debeleniyor olduğunu anlamamız gerekiyor,
    çünkü tartışmaya çalıştığım siyasi, tarihi, sosyal ve dini kimi nedenlerle
    toplumun büyük çoğunluğunda gerçekte refah, fırsat eşitliği, adalet talebi yok.
    yolsuzluğu bir sorun olarak tanımlamıyor,
    ahlak ve etiği bir varoluş prensibi olarak görmüyor.
    bunların sonucu olan yoksulluğa da katlanmak için bahaneler üretmeyi tercih ediyor, başkalarını suçlamak kolaylığını seçiyor.
    ben, herkes için koşulsuz, şartsız adalet ve fırsat eşitliği istiyorum. hiç bir masumun zarar görmesine razı değilim.
    ama bu problemi tam anlamıyla çözmez,
    azınlıkta kaldığımız gerçeği dışında
    güce ve imkana sahip olanların ya da paylaşanların istemesi ve ellerinde fırsat varken bunu sağlayacak mekanizmaları inşa etmesi gerekirdi/gerekir lakin toplumdan böyle bir talep ezici bir çoğunluk tarafından ve ısrarla istenmediği sürece muktedir kimse laik-dindar/dinci fark etmez adalet mekanizmalarını inşa etmiyor ve yakın gelecekte toplumsal bilişte ve kolektif bilinçte bir değişim olmadığı sürece inşa edileceğe de benzemiyor. zalimin bir gün mazlum, mazlumun bir gün zalim olduğu kısır döngüye aynen devam edeceğiz. değil mi?

    • Didem hanım herkesi okutup profesör yaparsak tüm sorunlar kendiliğinden hallolur, öyle değil mi?

      • profesör sayısı, bir ülkenin eğitim ve araştırma düzeyi açısından önemli bir gösterge elbette, bu sayısı arttıkça, üniversitelerin araştırma kapasitesi de artar. böylece yeni bilgi ve teknolojilerin geliştirilmesine, bilimsel araştırmaların ilerlemesine ve topluma fayda sağlayacak yeniliklerin ortaya çıkmasına katkı sağlar.

        bizde her 100 bin kişide 2,5 profesör bulunuyor ve bu rakam, OECD ülkeleri ortalamasının tabi ki altında. abd’de her 100 bin kişide 26,5.
        herkesi okutup prof yapamazsak,
        sayıyı arttırmamız gerekiyor en azından.

        • Karacahiller de olmasa bu iktidar seçim kazanamaz diyen rektörlerin sayısını arttırmaktan sözediyorsunuz heralde:)

          • *******
            ….
            Bizde profesörler var ya, yüzde yetmiş beşi,
            Gökten zenbille inmiş, yoktur onların eşi!

            Makam profesörü! bundan gayet eminim,
            Ülke geri kalmış, inliyorken inim inim!…

            Bunlar Bilim adına Bilim yapar, ilgisiz!
            Ülke faydalansın diye, bekleyin durun siz!

            Söyleyin bana niye geri kaldı Türkiye,
            Bu “basmakalıp”çılık, bu pejmurdelik niye?

            Yepyeni bir ruh lazım, sessiz sakin derinden!
            Sarsmalı insanımızı hemen her yerinden!

            Ne erişilmez hedef, ne de ham bir fantazi
            Gelişmenin yolu bu, “Akıl*İman Sentezi”!
            …..
            *******

    • Ülke bir geçiş süreci yaşıyor gibi görünüyor didem hn. Geçiş süreçleri her ne kadar “kanlımı olacak kansız mı” yada
      “Bu dönem nassı olsa geçecek! Bunlar gidecek ve biz kümüle refaha ereceğiz🤔!”
      Kafası yada umarı da doğursa zihinlerde,
      Bu herzaman böyle olmaya BİLİR!☹️.
      -demem şu ki,
      RTE ve hükümeti gittiğinde (giderse! gitsede yerine onu aratacak sağ müsibetler gelmezse!) yerine kim gelecek mesela?
      Humeyni gibi fetö mü?
      Cennette giyilecek terlik satıcılarımı, yanmayan kefen pazarlamacıları mı?
      Demokrasi lağvedilip şeiat mı getirilecek?
      Muaviyeyi bin yılsonra zalim addederken,
      Aynı topraklarda 15 bin kadın erkek çocuk hepsi toptan 15 günde katledilirken seyreden vahşi gözler👀 ne görmek istiyor gelecek yıllarda daha bu coğrafyada acaba?

  4. Dünya nere biz nere.
    Hâlâ kulağa hoş gelen hamaset söylemlere devam.

    Bu ülkede dört binden fazla İmam Hatip lisesi açılmış.
    Fen liseleri sayısı üç yüze düşmüş bu kafayla daha çok Filistinler Ölür.

    En iyi ülke çocuklarını öldürtmeyen onları koruyabilen onların geleceğini kuran , yaşamasını sağlayan ülkedir.
    Gerisi hikaye gerisi hamaset.

    Bu kafalar değişmediği sürece ne Orta Doğunun kaderi ne de İslam ülkelerinin kaderi değişir.

    BİRAZ İRONİ YAPALIM.

    Nereye baksan, dolandırıcılık, mafya, kara para aklama, rüşvet, zimmet, yolsuzluk, hırsızlık.

    25 Senede Dindar Nesil yetişti Hamdolsun.

    • Ortadoğuya ışık olan ülke Türkiyemı?
      Turkçe video konuşmasının bir bölümünü Filistinliler ingilizceye çevirip paylaşmışlar
      Gerçek yüzleri ortaya çıkaran Saadet Partisi Hatay Millet Vekilinin 13 Kasım videosunu bulun izleyin. İsrail dostu kimmiş göreceksınız.

  5. Gazze’ye saldıran İsrail! Hamas resmi olmayan bir örgüt(kime neye hizmet ediyorsa vazifesini yapıyor!).
    Hamas olmasa Gazze yi kim savunacak? Ordusu? Zalimin yanında duran batı?..
    Şimdi gelecek ne getirecek onabakalım:
    Akdeniz kıyılarını hatta süveyş kanalını kontrol altına alan tramp!!! Batının diğer avanelerine ne yapmaz daha???
    (Deli dumrul hekayesi inkilizçeye çevrilmemiş daha anlaşılan😊).
    Gazzenin coğrafi konumunun korunması bilimum batıya giden tüm gemilerin sahibi ülkeler için çook möhim!!!
    (Annadıklarında çooooook geç olacak☹️!).
    Natanyahu tüm gazzeyi kontrol altına almak niyetinde!! Durdurulsa bile tüm gazze artık onun kontrolüne geçmiş olacak! (İstediği keşke bu olsa sadece). Eyyyy bstı!!
    Üç maymunu oynamaya devam!!!!
    BAKIN SİZİ NASSI OYNATIYO MAYMUN GİBİ NATAN YAHO!😂🤣😂🤣🤣🤣.

  6. Dinsiz , kitapsiz , Allahsız Israil’in aleyhine dönen bir şey yok , bütün gücüyle ve aralıksız katliama devam ediyor ve iklim zirvesi için toplanan sözüm ona dünya liderleri ! hiç bir şey olmamış gibi Israil liderini kırmızı halıda utanmadan sıkılmadan ahlaksızlıca ağırlayabiliyorlar !
    Yazıklar olsun

  7. Bu savaşın birinci sorumlusu Hamas. İkincisi yıllardır bu çözümsüzlüğe hiç bir olumlu katkısı olmayan uluslarası toplum. İsraili toptan suçlu ilan etmek doğru değil. Çünkü orada da barış için çalışan demokrasiye bağlı geniş bir halk kesimi var. Haretzz gibi gerçekleri yazan basın var. İsrail‘i barışçıl ve hak hukuk tanır bir çözüme zorlamak gerekiyor. Bu da ABD ve AB’nin ikna edilmesi ile olacak. Arap ve İslam ülkelerinden bir çözüm katkısı beklemek zor. Hepsi aynı dertlerden muzdarip zaten. Kendine faydası olmayanın kime faydası olur.

    • Gazze Şeridi’nde bir haftadır devam eden ve birkaç kez uzatılan geçici ateşkes sona erdi. İsrail ordusu bu kez Gazze’de yaşayan Filistinli’lerin tamamını yok etmek için soykırım silahı olarak bilinen beyaz fosfor silahlarını bolca kullanmaya başladı. Yalnızca ilk gün 200’e yakın Filistinli hayatını kaybetti. Gazze’deki hükümete göre, 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısı 6 bin 150’den fazlası çocuk ve 4 binden fazlası kadın olmak üzere 15 bini aştı. İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de 7 Ekim’den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 248 Filistinli hayatını kaybetti.
      7 Ekim’den bu yana yapacağı üçüncü Ortadoğu turunun ilk durağı olan Tel Aviv’de basın mensuplarına konuşan ABD Dışişleri Bakanı Blinken ateşkesin neden uzatılmadığına ilişkin korku dağları bekliyor atasözünden esinlenerek mi bir cevap verdi bilinmez ama!. Bu cevap ABD ve İsrail askerlerinin Hamas’ın askeri ayağı İzzettin Kassam Tugayı mücahitlerinden ne kadar korktuklarının açık bir işareti gibiydi! “7 Ekim’in tekrar yaşanmaması için emin olmak istedik.” Kadın ve çocukları masum sivilleri uçaktan attıkları bombalarla katleden katiller sürüsü erkekçe İzzettin Kassam Tugayları mücahitlerinin karşısına çıkmaktan ölesiye korkuyorlar anlaşılan! Ancak korkunun ecele faydası yok. Dünyada olmazsa mahşerde zebanilere hesap vereceksiniz İnşallah!!!

Yoruma kapalı.