“Bindik bir alamete” deniliyor ya, ekonomide alınan kararlar gerçekten ‘kıyamet’ olabilir…

28
Prof. Hanke'nin 9 Aralık 2021'de (dün) güncellediği ülkelerin enflasyon tablosu..
Reklam

Hemen herkes ülke ekonomisinin sorunlu olduğunun artık farkına varmış gibi; görev tanımlarında “Hükümetin her kararını sonuna kadar desteklemek” yazan malum kişiler bile, gazetelerde yayınlanan yazılarında, çıktıkları TV programlarında sıkıntıların varlığını kabul edip karar merciinde bulunanlara neler yapılması gerektiğine dair akıl vermeye de başladılar.

Asgari ücret 4 bin TL olmalı, emekli maaşlarına yüklü bir zam yapılmalıymış…

Zaten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da “Beklenenin fevkinde iyileştirmeler yapacağız” dediği için böyle tekliflerde bulunmada kendilerini rahat hissediyor olmalılar…

Temsil ettiği işçi kesiminin şartlarının daha iyi bir düzeye taşınması için gösterdiği çabayı makul ölçüler içerisinde yapmaya çalışan Türk-İş’in taze bir araştırmasına göre, dört kişilik bir ailenin, sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması 3.191.55 TL…

Buna ‘açlık sınırı’ deniliyor.

Sadece gıda için ayrılması gereken bu rakama temel ihtiyaç maddeleri sayılması gereken konut (kira, elektrik, su, yakıt) ile ulaşım, eğitim, sağlık, giyim gibi diğer zorunlu harcamalar eklendiğinde aynı dört kişilik ailenin aylık gelirinin 10.395.91 TL olması gerekiyor…

Buna da ‘yoksulluk sınırı’ deniliyor.

İşçilerin haklarını savunan Türk-İş, yeni yılla ilgili zam oranlarının, uzmanlarının araştırmalarından çıkan bu rakamlar akılda tutularak yapılmasını bekliyor.

Reklam

Yine de teklif ettiği asgari ücret ‘açlık’ sorununu çözse bile hayatın dayattığı diğer ihtiyaçlardan mahrumiyet anlamına geliyor.

Doğru dürüst yaşayabilmek için 4.000 veya 5.000 TL yeterli bir gelir değil. 

[Simidin 3.5 TL, dört kişilik bir ailenin bir ayda tüketeceği tuvalet kağıdının 100 TL civarında olduğu bir ülkeyiz. Tevekkeli, pahalılığı makul göstermek için, “Dedeniz tuvalet kağıdı mı kullanıyordu, havlu neyinize yetmiyor?” diyenler çıkıyormuş. Bunu diyenin dedesi herhalde çarık giyiyordu.

İyi de yetersizi bile verecek gücü var mı bakalım devletin?

Şu sıralarda Meclis’te bütçe görüşmeleri sürüyor; devletin bütçesi ekonomideki sorunlar yüzünden daha kabul edilmeden yara almış durumda.

Ben “Yara almış durumda” diyorum, ekonomistler ise aynı durum için “Çöp oldu” diyorlar…

Prof. Hanke’nin Twitter mesajı..

Devlet adına bütçeyi hazırlayanlar hesaplarını yılın sonunda TL’nin dolar karşısındaki değerinin 9.16 TL’de kalacağı beklentisine dayandırmışlardı, bütçe TBMM’ye öyle sunuldu; ancak şu anda dolar 13.75 TL civarında ve bu da bütün hesapların alt üst olması demek.

Hayatın pahalılanmasının ölçüsü olan enflasyon, TÜİK tarafından, yıllık bazda %21.31 olarak açıklandı. Bağımsız ekonomistlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENA) ise gerçek yıllık enflasyonu %58.65 olarak hesapladı.

Reklam

Önceki birkaç yazımda kendisinden söz ettiğim Amerikan Johns Hopkins Üniversitesi profesörü Steve Hanke, kendisinin yaptığı hesapların TÜİK’in ve ENA’nın verdiği rakamların üstünde olduğunu duyurdu. Prof. Hanke’nin bulduğu Kasım 2021 Türkiye enflasyon oranı %83.58…

İster ENA’nın %58.65’ini, isterseniz Prof. Hanke’nin %83.58’ini ele alın, maaş gelirlerini bu enflasyon hesaplarına göre ayarlamak imkansız. O sebeple, açıklanacak asgari ücret ile maaşlara yapılacak zamların kimseleri tatmin etmesi mümkün görünmüyor.

Asgaride tutulacak zamlar için bile bütçe sınırlarını daha TBMM’de kabulünden önce revize etmek gerekecek.

İmkanlar zorlanacak, muhtemelen başvurulmaması gereken ve başvurulduğunda yeni ekonomik sıkıntılara yol açabilecek tedbirler alınarak ‘beklenenin fevkinde’ ancak yine de ‘beklentilerin altında’ kalacak zamlar yapılacak.

Darphanenin matbaa makinaları biraz daha fazla çalıştırılacak.    

Enflasyon kısa sürede tepelere tırmanacak.

TÜİK ilk ay başından başlayarak ne yapacağını şaşıracak; enflasyon belirlemede esas alınan ihtiyaç mallarının listesini yeniden düzenleyerek zevahiri kurtarmaya çalışacak.

ENA’nın bulacağı enflasyon rakamı, hesap üzerinde çalışan ekonomistleri bile açıklama yaparken zorlayacak.

Amerikalı ekonomist Prof. Hanke’nin takip altında tuttuğu ekonomisi sorunlu ülkeler arasındaki sıralamada Türkiye yukarılara tırmanacak.

[Prof. Hanke dünya ekonomisini yakından izleyip ülkelerin enflasyon rakamlarını sürekli güncelliyor. Bu yılın (2021) Mayıs ayında kendisinden alıntı yaptığımda, 2020 yılı sonuna ait Türkiye’deki enflasyonu %27 olarak açıklamıştı. Enflasyonu en kötü ekonomiler sıralamasında ülkemiz bir yıl önce 13. sırada yer alıyordu. Son hesabına göre, Türkiye, sıralamada hızla yukarılara tırmanmış görünüyor. Venezuela (%467.66), Lübnan (%210.98) ve Zimbabve’den (%97.27) sonra 4. sıradayız. 13. idik birdenbire 4. oluverdik. Geçen yılın sonunda ilk sırada bulunan Venezuela’nın enflasyonu %1.945 idi; 1. yine o, ama enflasyonu biraz düşmüş.]

Bu yazıyı biraz da ülkemiz ekonomisiyle ilgili alınmakta olan kararları sessizlikle karşılayan, ‘yeni ekonomik model’ adı  ile sunulan kararlar için altı ayda düze çıkma vaadinde bulunulurken bu vaadin gerçekten kısa sürede gerçekleşeceğini uman ve aynı vaadi seçmenlerine, okurlarına, TV izleyicilerine tekrarlayan kişileri uyarmak amacıyla ve belki kendileri de araştırır da karar vericileri yeniden düşünmeye davet ederler beklentisiyle yazdım.

Hepimiz aynı gemideyiz; gemi batmasın diye…

ΩΩΩΩ   

Reklam

28 YORUMLAR

  1. Hacı abi, herif doları 1,3-1,5 TL’den aldı, 15 TL yaptı verdi kucağımıza. Daha neyin sabrı…
    10 kat arttı dolar fark ediyon mu?
    Donumuzun lastiğine kadar dolara bağımlıyız… ithal etmediğimiz ne var?
    Drlar 3000-4000 euro (şimdi 800-900)
    Öğretmenler 1500-2000 euro (şimdi 500-600) maaş alırlardı!
    Sabırmış…

  2. DENEYİN NE OLDUĞU ANLAŞILDI.
    İktidar yeni bir deney yaptığını ama neyi denediğini, yeni deneyin ne olduğunu açıklamıyordu.
    Baklayı bu gün ağzından çıkardı.
    Yeni deney “açlık, maldan candan ve ürünlerden eksiltme ” imiş.Bakara süresi 155 ayette Allah’ın insanları sınama yöntemlerini “deney” olarak kullanıyorlarmış.
    Haşa kendilerini ne sanıyorlar?
    “Onlar yönetime geldiklerinde ekinleri ve nesilleri yok ederler” Bakara-205

  3. Fareler için geminin su alıp batması sorun değildir. Onlar bir tahta parçasıyla hayatta kalabilir, hatta gemi den gemiye geçebilirler. Fareler bindiği geminin bandırası ve bayrağına bakmazlar. Onlar için kavalcı ve kavalın sesi önemlidir. Fareler en zor şartlarda bile hayatta kalabilir her türlü ortama ayak uydurabilirler. Kavalın sesi nerden gelirse gelsin kavalcıyı bilir tanır onun yolundan ayrılmazlar. Fare deyip geçmemek lazım.

  4. 172 MİLYONR DOLAR=2 MİLYAR 400 MİLYON TL.
    2 milyar 400 milyon TL ye Rusya’dan en gelişmiş en yeni 5 adet yangın söndürme uçağı alınacakmış.
    Bu günkü kur(13.90) karşılığı 172 milyon dolar ediyor.
    128 milyar doların binde birbuçuğundan az bir rakam.
    Yanan ormanların yanında da komik bir rakam.
    Sayın KORU!
    Ne demişti biri?
    Tabii ki bu söylediğiniz bedeli ödeyecekler. Çünkü beni seçtikleri gün,bu bedelleri ödemeyi tercih ettiler.

  5. Şimdi de Erdoğan demiş ki… Bakara süresinden örnekle RAbbinşz sizi açlıkla korkuyla deneriz demiş…. Kendileri o zaman talimat versin sarayın mutfağında bir ay dört kişilik asgeri üçretli bir ailenin mutfak harcaması kadar harcasınlar… 1litre süt 16tl olmuş 25kilo un 190 ₺olmuş.. Bir simit 4tl olmuş… 32lik tuvalet kağıdı 70tl olmuş… Bilgilerine….

  6. Merhaba, sayın Koru bir teklifim olacak ümit ediyorum bu teklifimi dikkate alırsınız. Türkiyede gündem yoğun olduğundan dolayı yazarlar yazmak için konu bulmakta sıkıntı çekmiyorlar. Sizin gibi büyük bir birikimi ve tecrübesi olan yazar için hiç problem olmaz. Günümüzde insanlık her şeyi çok çabuk tüketiyor,adeta değirmen gibi öğütüyoruz. Bu arada halkın dikkati dağılıyor, yalama olan cıvata gibi söylenenler tutmuyor. Önemli konular gündemden düşüyor.Dil öğrenirken şöyle bir kuraldan bahsetmişlerdi: eğer bir çayırın üzerinden bir defa yürürseniz o çayır geri doğrulur, ama aynı yerden yüz defa geçerseniz orda kalıcı bir iz oluşur. Halk üzerinde bir tesir oluşturmak için önemli temel konuları döne döne anlatmak lazım diye düşünüyorum.Tali konuların gündeme taşınması ana konuları perdeliyor.Ben ülkemizde insanların düşünce dünyalarında bir alt yapı eksikliği görüyorum. Neye ne kadar önem vereceğiz bu bilinmiyor, tabii bazı değerler görecelidir, ama genel doğruların ve baz alınacak temellerin bilinmesi gerekir.Halktaki bilinç seviyesi yükselmeden problemlerimize köklü çözüm getiremeyiz. Bunun için de hergün yazmak yerine haftada iki gün yazıp daha temel, günlük syasetin dışında kalıcı gençler için alt yapı oluşturacak konsantre yazılar yazsanız tesiri daha fazla olur diye düşünüyorum. Yazıların içeriğine, bilginize, üslubunuza bir laf etmek haddim değil! Ülkemiz için büyük bir değersiniz, bunun daha iyi takdir edilmesini istiyorum.

    • Yorumcuya katılıyorum. Haftada bir iki belki az gelebilir yılların yazarına, ancak temel mevzulardan ayrılmadan arada taha kıvancın da yazdığı bir durum herkes için faydalı olabilir.

      • Mevcut iktidar Taha Kıvanç yazılarını millete karşı tepe tepe kullanmıyor mu? Ne zaman bunu farkedeceksiniz acaba.

    • Vahap bey “Halktaki bilinç seviyesi yükselmeden problemlerimize köklü çözüm getiremeyiz.” buyurmuşsunuz, elhak öyledir!
      O da “konsantre yazılarla” mı sağlanacak?
      Herkesi okutup profesör yaparsak bütün sorunlar kendiliğinden hallolur mu yani?
      Yahu alemdeki her problemin arkasında,
      o sahada yetişmiş en parlak insanların imzası bulunduğunu göremiyor musunuz?
      Karahalkın bilinçsizliği yüzünden alemde hangi sorun türemiş ki bilinçlendiği zaman o sorun da ortadan kalksın?
      Küresel ısınmayı tarladaki maraba mı yarattı?

      • okumuş ve profesörleri hapislere doldurup orada tutarsak sorunlarımız çözülüyorsa, yedi senedir hapishaneler akademisyen ve üniversite mezunlarıyla dolu olduğu halde senelerdir sorunlar neden büyüyerek artıyor acaba?

  7. Beni günlerdir meṣgul eden bir konu var. Enflasyon hesabını düṣük hesaplayarak veya hesaplatarak 7 milyon asgari ücretlinin (ailesiyle ҫok daha fazla) yaṣam ṣartlarını kötüleṣtiren bir insan, vicdanı ile nasıl baṣedebilir…

    • Vicdanı boşverin Allah ile nasıl başedebilirler? bunu niye merak etmez insanoğlu şaşarım.”Allah’ı gereği gibi değerlendiremediler. Doğrusu Allah kuvvetlidir, güçlüdür.”Hac-74

      • Vicdanı körelmiṣ, yanlıṣını tekrarlayan, milyonlarca ҫocuk, yaṣlı ve genҫ insanın ekmeği ile oynayan bir insanı sadece Allah korkusu ile doğru yola getirmek mümkün mü?

        • Almancı arkadaş, eğer yeni şansölyeden bahsediyorsanız, daha dün bir bugün iki!
          Ama sizin de belirttiğiniz gibi ona “Allah korkusu” filan sökmez, adam bildiğin zındık, ne doğru yolu..?
          Gerçi bana kalsa, protestan olmasından daha iyidir yine de:)

          • H.Gayret arkadaṣ,
            Hep aynı metot, konuyu hemen saptır. Sanki Türkiye’deki enflasyon hesaplarını Alman baṣbakanı yapıyormuṣ gibi onu suҫla.

            Ülkede asgari gelirli emekҫilerin ekmeği ile oynayanlar sizi ilgilendirmiyor mu?

            Bir zamanlar bu platformda Araplar hakkında yazdıklarınızı hatırlıyorum. Nasıl oldu da emir 21 adet top atıṣı ile karṣılandı? Biraz da bunlardan bahseder misiniz?

            Size, sorun ҫıkarmayan, hakkını arayamayan Karahalk lazım. Grev hakkı isteyerek hakkını arayan emekҫiye tahammül edemezsiniz.

  8. Sayın Koru ,
    Merak etmeyin efendim gemi batmaz . Sadece ambarlardaki su ve yiyeceği idareli kullanmamız lazım menzile ulaşana kadar . Başkalarının parası ile hak etmediğimiz refahı yaşadık artık sıra çalışmaya üretmeye geldi. Alt yapı yatırımlarına harcadığımız paranın geri dönüşünün sağlanması lazım. 40 seneden beri günde 16 saat çalışarak edindiği serveti ile bugün 300 kişiye iş veren bir grup üyesi olarak servetimizde erime olmasına rağmen bunu diyebiliyorum.
    40 bin müteahhit de aynı dertten muzdarip. İtalya, İspanya ya da Yunanistan gibi AB fonları da yok arkamızda. Herkes şikayet ediyor da kimse sihirli reçete sunmuyor. Dün Kılıçdaroğlu da ihracata dayalı büyümeyi savundu. 70 yılda Fırat ve Dicle nin üzerine birer baraj yapabilmiş iken bu dönemde birer tane daha yapıldı da 500 tane daha irili ufaklı ilave edildi. Bu barajlar sebebiyle göllere akan suda azalma var. Konya ovasında 600 olan Obruk sayısı 2000 e çıktı da tarımsal üretim % 10 arttı. Aç mı kalalım ? Yusufeli barajı su tutmaya başlıyor. Tek başına ülkenin hidro elektrik kapasitesinin % 17 sini karşılayacak. Cari açık probleminin en büyük sebebi fosil yakıtlara ödenen para. Spot piyasada dolar bazında doğal gaz fiyatı % 300 arttı. Bütün ülkeler sübvanse ediyor biz de öyle ama biz de cephane kalmadı. Nükleer santral inşaatında 13.500 kişi çalışıyor. 2023 de elektrik üretmeye başlayacak . Aynı kapasite de bir kömür santrali ne kadar kömür yakıp ne kadar kül ve havaya karbonmonoksit salıyor biliyormusunuz ?
    Enseyi karartmayalım. Japonya başbakanı çıkıp evde kazakla oturun . Kombilerin derecesini bir derece yükseltin dediğinde kimse buna itiraz etmiyor.
    Rahmetli Sabancı 1996 da diyordu ki “yahu gardaşım ben ülkenin en zengin ikincisiyim bindiğim araba 1986 model ama yollar da 1996 model mercedesler görüyorum .Yatırım yapmamız üretim yapmamız lazım.” Benim arabam 14 yaşında . Rahmetlik babam da derdi la yüsel yaşantı olmaz diye. Siz kendi önleminizi almaz iseniz hayat size aldırır . Herkes bunu kabul edecek öyle ya da böyle. Dolar mevduatı sınıra dayandı . Dolara olan talep halktan geliyor. Bundan sonra dolar almak için TL olması lazım. Olmaz ise dolar dengeye gelir. Gelecek de ! Biraz sabır.

    • darphane sürekli lira basıyor, bastığı paraları %15 faizle bankalara dağıtıyor. sonra da hazine bu paraları %23 faizle borçlanarak geri alıyor. bu tahvil faizleri her hafta yükseliyor.

      Ahmet abi sen biraz daha sabret bak sonra sabrın sonu selâmet köprüsü:)))

      Ahmet bey sizin için söylemiyorum ama
      tahvil alım satımı yapıp kısa vadede yüksek faiz karını cebe indiren bir tefecinin de millete sabır tavsiye etmesi çok da düşündürücü değil yani. biz bu numaraları ezberledik artık.

  9. Asgari ücret diye tanımlanan kavram bir gösterge bir tabela bir kerrat cetveli mi,
    Kişilerin geçim tabelası mı,
    Şirketlerin çalışana ödeyeceğini gösteren bir belge mi,
    Enflasyon faiz asgari ücret sacayağının bir ayağımı,
    Kasabın ete yapacağı zammın göstergesimi,
    İşe girerken genç adamın ?isteyeceği aylık tutarı söyleyebilmesine yarayan sihirli rakam mı!?!?!?
    – 4 kişilik aileyi geçindirmeye yetecek??
    – kirayıda ödeyecek??
    – yol yemek????
    Dersen ve lafa bunları söyleyerek girersen eğer..
    Yanlış giden birşey var demektir bu işte!
    Sen: alacağım ücret ev kiramı, 4 kişilik aile masrafını…
    Derken..
    O bir diğeri: az et az patlıcan az domates..
    Der tabi.

    • İşçinin emekçinin emeğinin karşılığını,
      Yaşamını sürdürdüğün yol yiyecek giyecek ve birçok şeyi,
      Ailenin çocuğunun eğitim vb de dahil bilimum giderlerini,
      Bir kişi çalışıp karşılayacağını sanmak!
      Ben şu kadar kira veriyorum, öyleyse bu kadar ücret ver bana dediğin, ama
      Ayağını yorganına göre uzatmayı akletmediğin sürece..
      Daha neler neler..
      Nereye bakacağını hangi göstergelere inanacağını araştırıp öğrenmeye değilde!
      Gösterene? umut bağlamaya devam ettiğin sürece,
      O Gemi karadan hiç inmez denize?️

  10. ASGARİ ÜCRET

    4000 veya 5000 tl normal bir yaşam sürmeye yetmez demiş yazar. Günaydın en son ak partinin 20. yılında 2021 yılının sonunda asgari ücretin neye yetip yetmediğini öğrendiniz. Bazıları da Almanya’nın Türkiye’den daha gelişmiş olduğunu öğrendi.

    Bir dönem asgari ücretle çalışmıştım, memleketten uzakta, sanırım bir aylık maaşın yarısı ile dönüş bileti almıştım. Bırakın asgari ücreti kısa bir dönem yaptığım memurluk hayatımda herkes aybaşı maaş almak için bankaya koşarken , biraz da bekar olmanın verdiği avantajla bayağı geç giderdim bankaya. Bir gün müdürüm sen maaş almaya gitmiyormusun diye sonuncu ” Ya müdürüm kaç para veriyorlar ki bi de kuyruğa girecem demiştim” Hakkaten o kadar azdı ki müdürüm ukalalik yapma diyeceğine başını önüne eğip “haklısın” deyip zamanın yetkililerine selam göndermişti. Pazarda limon satan öğretmenler her gün haberlere konu olurdu. Bir de yeni bir şey çıkmış; Tuvalet kağıdı 160 lira yazıp sosyal medya da paylaşıyorlar. Altına bak bur da 80 lira yazıp cevap verenlere küfredip “konu bu mu ” diyorlar. Ulan konu ne. İki katı gösterip algı çalışması yapıyorsun. Yalan yazıyorsun. Dünyanın her yerinde müşteri çekmek için indirim yapılan üründe sayı sınırlaması yapılır. Bizde yapıldığında bakın kıtlık var diye manşet çekiyorlar. Alpay Özal’ın yumruk atışını gösterip bu nasıl milletvekili yazıyorlar, altına liderlerinin ahlaksız el hareketini gönderip bu da lideriniz diyenlere hareketine değil söylediklerine bakın diyorlar.

    Solucanlara bir şey demiyorum onların karakteri böyle fakat yıllardır sureti haktan görünenlere ne diyelim. Neyi anlamıyorsunuz ekonomik kiriz var işte. Pandemi halini almış bir sağlık krizi var. Günde 250 kişi ölüyor. Binlercesi hastanede; devlet bunlara bedava hizmet vermeye çalışıyor, İşyeri kapananlara vergi indirimi falan. Zaten gelirler azaldığı için vergisi de olmuyor, turizm ölmüş, thy gibi büyük firmalarımız yine pandemi nedeniyle büyük zararda. Cevap olarak almanya neden bu kadar etkilenmiyor diyorlar. Yahu iyi misiniz bu almanya yenildi diye bizde yenildi sayıldık. Allah iyiliğini versin Reis bunlar ortadoğu ve balkanların en güçlü ülkesiyiz diye komşularla yarışırdı şimdi kendilerini almanya ile abd ile karşılaştırıyorlar. NAsıl ufuklarını açtınsa.:) Biden desteği, ekonomik kriz, kamuoyu yoklamaları bunları iyice azdırdı. ecüc ü mecüc gibi saldırıyorlar her yandan. Bekleyin Allahın da bir oyunu var size, birbirinize düşüp kırılırsınız yakında inş.

    • Pardon yine cuma olduğunu unuttum, cumalarda olmasa vaktin kıymetini bilmeyeceğiz.

      CUMA MESAJI

      Cumada sûrdur sela
      Toplanır arz-ı sema
      Semi’na ve ata’na
      Cümleten Cumamız mübarek olsun

  11. Hocamızın herhalde dikkatinden kaçmış olacak ; bu arada %36,2 ( 36 yı anladık da bu 0,2 nerden geliyor veya ne oluyor Allah aşkına , bir bilen var mı ! ) olarak açıklanan vergi ve harçlardaki zam oranı da Reyiz’in lütfuyla %25 e indirildi ,Allah razı olsun yani buna şükür hiç indirmiyebilirdi !
    Hani bir söz var ya , ölümden korkutup sıtmaya razı etmek !

  12. Aynı gemide olduğumuzu zannetmiyorum. Birileri gemilerini uzaklardaki Man adalarına çekmiş, hazinlerini de oralara gömmüşler. Pandora’nın kutusu açılınca herşey ayan beyan ortaya çıkmıştı. Memleketin çoğunluğu açlık sınırı altında yaşayan garibanları ile aynı gemide değil bu sefiller sürüsü. Yüklerini tutmuşlar, işlerini ve alacaklarını dolara bağlamışlar. Sözleşmeleri de Londra mahkemelerine ihale etmişler. Kılıçdaroğlu ödemeyeceğiz deyince de söke söke alırız diye tehdit etmişti iktidar. Adamlar işlerini dolara ve Londra mahkemelerine sağlam bağlamışlar. Gariban milletin yapacağı bir şey yok. Söktüre söktüre ödenecek bu dolar borçları.

  13. Bankalardaki döviz mevduatı yüzde 60 üzerindeymiş. Halkın ve kurumların çoğu Türk lirasının çöp olduğunu düşünüyorlar. Ben de. Karar vericilerin de yüklerini dolarda tuttuklarını tahmin ediyorum. Aksi halde bu devalüasyonları yapmazlardı. İktidarın çevresindeki devlet ihaleleri ile şişen şişmanlar da devletle işlerini dolar ile yapıyorlar. Türk lirası ile asla iş yapmıyorlar. Hatta Türk mahkemelerine de hiç güvenmiyorlar. Tüm hesaplarını Londra mahkemelerine bağlamışlar. Akıllıca elbette. Kim güvenir Türk yargısına. Ben de asla güvenmiyorum. İyi ki AİHM falan var diyorum. Ama bizim mahkemeler onu da dinlemiyor. Bağlı olmaları gereken Anayasamız öyle dediği halde. İktidar da mahkemelere dinlemeyin diye emir veriyor. Durumumuz budur. Çöpten bir para. Çöpten bir hukuk sistemi. Enflasyonda zirveyi yakalamak da kaçınılmaz.

    • ,,100 SENE öncede aynı oyunlar oynanmıştı … merhum ABDÜLHAMİT HAN a…. aynı olaylar 100 sene sonra bu sefer sayın TAYYİP ERDOĞAN a yapılıyor …. osmanlı çökünce abdülhamit han a karşı duranlar BİZ NE YAPTIK DİYE BAŞLARINI VURDULAR AMA … İŞ İŞTEN GEÇMİŞTİ .. ALLAH cc yardımcımız olsun çakallara … sırtlanlara

      • yoo öyle olmadı 2. Abdulhamit’e karşı olanlar onu tahttan indirip Sultan Reşad’ı getirdiler, 9 sene sonra onun yerine de Sultan Vahdettin’i getirdiler.

        Abdulhamit’e karşı olanlar Sultan Reşat zamanında iktidar gücünü kendi ellerine aldılar ve Sultan Vahdettin hükümdarığında hiç hükmettirmediler. hemen sonra da cumhuriyeti kurdular zaten. Abdulhamit’in destekçileri de olup bitenlere ağlamaklı gözlerle bakakaldılar.

Yoruma kapalı.