Bir bakanın vecize değerinde sözlerinin düşündürdükleri… 

19
Reklam

‘‘Ekonomi gözlerdeki ışıltıdır; benim gözlerimdeki ışıltıyı arkadaşlarım görüyor’’ mu demiş yeni modeli tanıtmak için çıktığı ilk TV programında yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati?

Böyle altı çizilecek cümleler kuran insanlara -özellikle siyasi kimliğe sahip iseler- bayılırım.

Dün de katıldığı bir programda yine aynı bakan ‘‘Yüksek faiz söylemi aslında öğretilmiş bir yanlışlıktır’’ dedi.

Vecize yerine geçebilecek cümleler bunlar…

Ancak anlayamadığım bir nokta var: Bakanın ‘öğretilmiş yanlışlık’ dediği şey, onun ve içerisinde yer aldığı hükümetin şimdi sahiplendiği ‘yepyeni model’in ana eksenini teşkil ediyor.

‘Yeni model’ de şu: Dolardan TL’ye geçen mudilerin parası, Merkez Bankası’nın o sabah ilan ettiği kur üzerinden koruma altına alınıyor; üç ay sonra ihtiyacı olup parasını çekmeye karar verdiğinde bankanın en az yüzde 14 olan faizini aldığı gibi, dolar üç ay içerisinde değerlenmişse, o günkü TL değeriyle doların değeri arasındaki payı almayı da hak ediyor…

Eğer yanlış anlamamışsam ‘yeni model’ bunu öngörüyor.

Modelin matematiği şu: 100 bin TL’lik hesap açıldığında, parası sözgelimi ‘1 dolar eşittir 10 TL’ paritesi üzerinden işlem görmüşse ve üç ay sonra doların değeri -diyelim- 15 TL’ye çıkmışsa, mudi parasını bankadan 114 bin TL olarak alacak, Hazine de aynı hesap için aynı kişiye 36 bin TL daha ödeyecek…

Reklam

Bu durumda -yani 100 bin lirası 150 bin TL olduğunda- o kişinin parası ne kadar değer kazanmış oluyor?   

Arada kazanılan değere ne ad vereceğiz? 

Yüzde 14’e faiz diyoruz, Hazine’den gelen 36 bin TL faiz olmayacak mı?

‘Getiri’ sözcüğünü kullanan var, ama Hazine’den gelen ‘getiri’ ile bankadan alınan ‘faiz’ arasında nitelik olarak ne fark var? 

Paranın bu yolla yüzde 64 değer kazanması ‘öğretilmiş yanlışlık’ sayılmayacak mı?

Biliyorum, ‘1 dolar eşittir 10 TL’ dengesinin üç ay içerisinde ‘1 dolar eşittir 15 TL’ oluvermesi bazılarına abartılı gelebilir.

Gelmesin. 2021 yılı Eylül ayının sonunda kur ‘1 dolar 8.40 TL’ idi ve 21 Aralık 2021 günü piyasalar kapandığında kur ‘1 dolar 18 TL’ olarak değişmişti.

Üç ay içerisinde oldu bu.

Reklam

Neymiş? Demek ki, bir şeyler yanlış giderse denge akıl almaz kısalıkta bir sürede acayip bozulabiliyormuş…

‘Yeni model’ de herhangi bir sebeple yine aynı kadrolar tarafından bir biri ardına ilan edilmiş ‘Çin modeli’ ve ‘Türkiye modeli’ denemelerinin başına geldiği gibi bir sessiz ilgisizlikle karşılaşırsa, sonrasında bugünleri arayabileceğimiz muhakkak.

Bakan ‘yeni model’in ilanından sonra ilginin büyüklüğünü şu cümleyle açıkladı: ‘‘Kur korumalı TL mevduatına geçiş sabah itibarıyla 10 milyar liraydı, öğleden sonra bu katlanarak gitti.’’ 

Katlanarak gitti de ne oldu? 30 milyar TL mi oldu, yoksa 50 milyar TL mi?

Reuters haber ajansı yeni modelin ilan edildiği Pazartesi günü ve sonrasında Merkez Bankası kaynaklı 7 milyar doların kamu bankaları aracılığıyla TL’nin değerini yükseltmek amaçlı kullanıldığını duyurdu. [Buna ‘arka kapı yöntemi’ deniliyormuş.]

‘‘Pazartesi akşamına kadar olan köpüktü, köpük gidiyor, gitti’’ de dedi Hazine Bakanı.

Doğruysa bu haber, Hazine tarafından ‘yeni model’in başarısı için piyasaya sunulduğu söylenen 7 milyar dolar, ‘1 dolar eşittir 10 TL’ paritesi üzerinden hesaplansa bile, 70 milyar TL ediyor…

Sunulan dolarları düşük kurdan satın alanlar bir yandan paramızın değerini yükselttiler, diğer yandan da TL mevduatı açtırdılar herhalde.

Bankalar bu olup biten için ne diyor acaba?

‘Yeni model’ en çok bankaları sevindirmiş olmalı. İşleri kolaylaştı. Zaten bayağı kâr ediyorlardı, şimdi kârlarını çok daha artıracak bir yol önlerine hükümet tarafından açılmış oldu. Tasarrufları kendilerine çekebilmek için yüksek faiz yarışına girmeleri artık gerekmeyecek; ne de olsa müşterileri yüzde 14 faizden öte ‘getiriyi’ Hazine’den bekleyeceklerini biliyorlar.

Peki yüzde 14 ile topladıkları mevduatları bankalar müşterilerine yüzde kaç faizle kredi olarak verecekler?

Şimdi uyguladıkları faiz Hazine’nin Türk vatandaşlardan borçlanırken uyguladığı yüzde 20-25 arası faizden daha az değildi; yine aynı oranı talep ettikleri takdirde bile bankaların kâr oranları hayli artmış olacak.

Günlük işlerimde ATM’ler ve internet bankacılığının sağladığı kolaylıkları kullandığım için çoktandır bankaya uğramam gerekmiyor; önümüzdeki günlerde sırf çalışanlarının ‘gözlerindeki ışıltıyı’ görecek miyim merakımı gidermek için bir banka şubesini ziyareti düşünüyorum.

‘Öğretilmiş yanlışlık’ ortadan kalktı ya, belki ‘öğretilmiş doğruluk’ ile orada tanışmış olurum.

[Son zamanlarda Youtube üzerinden görüş açıklayan uzman ekonomistleri izlemeye çalışıyorum. Her biri, videolarının girişine ‘‘Bu programda anlatacaklarım yatırım tavsiyesi yerine geçmez, kişisel fikirlerimdir’’ türü bir uyarıda bulunuyorlar. Anladığım, bu uyarının yasal bir zorunluluk olduğu. Ben de aynı uyarıyı yazımın sonuna ekleme ihtiyacı duydum: Yukarıda okuduklarınız kesinlikle yatırım tavsiyesi olmadığı gibi ekonomi alanında herhangi bir anlamlı açıklama da sayılmaz. Zaten, sizler paranız varsa onu korumak için ne yapacağınızı benden iyi biliyorsunuzdur.

ΩΩΩΩ

Reklam

19 YORUMLAR

  1. ….
    Şu görsele iyi bakın,
    Kafa gezdirmeyin sakın!
    Ne demişti Yunus Emre!?
    Bir ben vardır bana yakın!

  2. Ciddiyet ve Güven
    Devlet yönetimi ciddiyet ve güven ister. Bizim ülkemizde ekonominin bu hale gelmesinin en önemli nedenlerden biride halkın yöneticilerine güvenmediği içindir.
    Şu anda ne diyorlar! ortama güvenin diyorlar bu gün akşam özellikle sayın cb biz gerekeni yaptık şimdi de piyasaların hızlı bir şekilde jet hızıyla indirim yapması gerekir diyor. Zamlar olan hız devam ederken motorine şaka yapar gibi paraşüt hızıyla 05 krş indirim yaparken, birilerine teslim edilen gübre fabrikaları yüzde beş yüz zam yaparken gözlerini kulakların tıkayanlar ve hala onlara hiçbir şey söylemeyenler kimlere indirim yap diyor acaba. Gıdalarda hafta başından itibaren koyabildikleri kadar zam koyanlar ise şimdi de göstermelik olarak, ekledikleri zammın onda biri indirim yaparak indirim yapacaklar ve bizim yöneticilerimizde göğsünü kabarta kabarta biz indirim yaptırdık diyecekler.
    Geçen akşam bir tv programında bir konuşmacı C. K E. Ş aynen şöyle diyordu birazda alaycı bir şekilde döviz döştü faiz düştü ohhh ohhh, döviz döştü faiz düştü ohhh ohhh, gerçekten çok şaşırdım böyle bir tv programında böyle ciddi bir gazetecinin bu hale düşmesi içler acısı. O halde Motorin 05 krş indirim yapıldı buna ne diyecek acaba.
    Ben ver Mehteri Diyorum.

  3. Ertroller şimdilerde marketlere boykot çağrısı yapıyorlarmış ahmaklara malum olmuş, yakında market kasiyerlerini hedef gösterip tutuklatırlarsa şaşırmam. Millet ankara simidinin yanına bir paket üçgen bim peyniri alıp yiyecekti onların keyfine de ot tıkadılar. Siz hiç mi? akıllanmaz uslanmaz bir trol tayfasısınız ki, çukurambarda boy boy kafeleri, tömbekicileri, lokantaları doldurup milletin simidinin yanında ki üçgen peynire boykot destanı yazıyorsunuz.
    sebilürreşad #simidinin yanında üçgen peynirinden vazgeçme haştagı ile bu gece saat 24’de TT çalışması yapacaktır. Trollere duyurulur.

  4. Sayın yazarın “Youtube üzerinden görüş açıklayan uzman ekonomistleri” daha önce kaç ülkeden imf yi postalamışlar acaba???

  5. Sayın Koru ,
    Ekonomik yapının bir numaralı yapı taşı Güven dir. Sayın Bakan bunu sağlamak için mesaj veriyor. Yorum yapmak adına klavye başına geçenler , herşeyden önce , İslam da değer ölçüsünün kağıt para değil altın olduğunu bilmeliler. 2001 yılında altının ons değeri ile bugün ki arasında 6 kat fark var. Allah akıl fikir izan versin ! Hayrettin Karaman gibi bir İslam aliminin hangi gerekçe ile ne kadar ve nasıl bir faiz adı altında paranın değer kaybının tazminine verdiği fetvayı bir zahmet açıp okusunlar..Tabi bu kısmı okuyup da bana faizci damgası vuracaklar da olacak. Hayatım da kimseden tek kuruş faiz almadım.Allah nasip etmesin.
    Daha önce de yazdım. Spekülasyon kapitalist sistemin işleyişinde ayrılmaz bir parçadır. Bu sistem içerisinde var olduğumuza göre bununla mücadele esastır. Yıllar önce , Ali Babacan bir açıklamasında , finans piyasalarında çok zeki insanlar var , ne tedbir alırsak karşı hamle yapıyorlar demişti. Reis de bunlara karşı öngörülebilir oynamıyor.
    Diğer taraftan , gelişmekte olan ülkelerin hepsinde bir yerel para bir de dolar , euro ya da pound yer alır. Çin in hakimiyet bölgelerinde de yuan başladı. Yani insanlar servet ve kazanç hesaplarını bu değerlere göre yaparlar. Hal böyle olunca , iktidar çok önce yapılması gerekeni yaptı..Bu konu netameli idi. Zira eğemenlik meselesini diline dolayan bir zümre tarafından hep engellenmişti. Neticede Dolara endekslendik. BAE , Suudi Arabistan, Malezya, Hong Kong gibi .
    Hesabınız da unuttuğunuz nokta Merkez Bankasının fonksiyonu. TL faizinden nemalanmak için doları bozdurmanız lazım . Bunu da alabilecek yer Merkez Bankası , zira para basma yetkisi onda. Doları elinde toplayınca kurun seviyesini de o belirleyecek ve elindeki doları o kurdan satarak daha önce verdiği TL yi geri alacak. Böylece devletin bir zararı sözkonusu olmayacak.. Yani ithalatçı üç sonraya kur istediğinde sizin hesabınız daki kur olan 15 lirayı verecek ve o gün elindeki doları 15 TL den satacak.

  6. EŞEĞİMİ DE GÖRÜYORMUSUN?
    Yine Matrakçı arkadaşa ithafen bir Nasreddin Hoca fıkrası anlatayım:
    Nasreddin hocanın bir gün eşeği ile İstanbul’a gider.
    Ancak İstanbul’da eşeğini kaybeder.
    Bütün gün ne kadar arasa da bir türlü bulamaz.
    Akşam yorgun argın şekilde bir otele gider.
    Gösterilen odaya girince yatakların ve nevresimlerin son derece temiz, kendi üstünün-başının dağınık olması nedeniyle yatağa yatmaya kıyamaz ve karyolanın altına girerek uzanır.
    Bir süre sonra otele yeni evli bir çift gelir.
    Nasreddin hocaya verdiği odada kimseyi göremeyen otel görevlisi bu odayı yeni gelen çifte verir.
    Yeni çift yatağa girer.
    Erkek kadına:
    “–Sevgilim gözlerin o kadar güzel ki, gözlerinde tüm İstanbul’u görüyorum” deyince;
    Nasreddin hoca dayanamaz:
    “–Eşegimi de görüyor musun?”der.

  7. DÇM ile şu kabul edilmiş oldu: “Mevduat faizi enflansyonun altındadır, TUİK verileri gerçek enflasyonu yansıtmamaktadır, bu yüzden mevduata enflasyona dayalı bir puanlama garantisi vermek çözüm olmayacaktır, geçerli tek ölçüt ABD Doları’dır.”

  8. kriptolar ve fondaşlar şoku atlattı okyanus ötesinden gelen yeni algıları yorum diye döktürüyorlar.
    Evet hipnoz cümlelerini tekrarlayalım.
    Haçlılar namusunuza dokunmaz.
    Bahara RTE gidecek .
    Darbe ile hiç ama hiç işimiz yok.
    Tedbir için içki ,zina helaldir,devlet satmak ajanlık caizdir.
    Batılılar fonluyorsa ve koruyup kolluyorsa demokrasi aşklarındadır.
    Bunlar kesin bilgiler sorgulamayın yoksa şefkat tokadı yerseniz.

  9. Ülkemiz halkının birçoğunun hiç bir eksiğim yok hamdolsun!
    Sadece bir tek eksikleri var o da PARA…

  10. son yaşadıklarımızda gördük ki,
    toplumda adaletsizleri gidermeden,
    faizin adından kaçmak mümkün, kendinden kaçmak mümkün değilmiş.
    işte soru;
    arada kazanılacak değere ne ad vereceğiz?
    haksızlık, hukuksuzlukları düzeltmek yerine haksızlık, hukuksuzluğa
    isim bulma peşine düşelim.
    bu ödenecek fark, eşitsizlik ilkesine uygun mu?
    benim sorum bu…

    biz dinle oyun oynamayı bırakıp ne zaman anlamaya çalışacağız?
    faiz neden haram?
    “İslamî terminolojide faiz, ‘riba’ kavramıyla açıklanmaktadır. Şöyle ki, riba: fazlalık, ziyade, nema (artma, çoğalma) anlamına gelir. Böylece, ödünç karşılığında alınacak fazlalık nakit olsun veya mal olsun ayırt edilmeyerek yasak kapsamına alınmıştır. Riba, aynı zamanda haram kazanç demektir. İslam Hukukundaki bir diğer tarife göre, faiz, alım satımda şart kılınan fazlalıktır.”
    “Faiz haramdır; çünkü İslam’ın hukuk ve ahlâk sisteminin temelinde yer alan “Hak” kavramına aykırıdır. Faiz kul hakkını hiçe sayarak, insanları kolaylıkla aldatmanın yolunu açar. … Faiz yalnızca malın değil, hayatın da bereketini kaçırır.”
    Büyük Yunan filozofu Aristo “Politika” adlı meşhur kitabında şöyle der:
    “En çok tiksinmeyi hak eden, faizciliktir: çünkü bundan sağlanan kazanç, doğrudan doğruya paranın kendi varlığından ileri gelir ve paranın doğuşuna yol açmış olan ereğe aykırıdır. Zira para mübadele için yaratılmıştır; oysa faiz paranın miktarını çoğaltır… Dolayısıyla da doğaya en aykırı düşen para kazanma tarzıdır.”

    https://sorularlaislamiyet.com/faiz-neden-haramdir-hikmeti-nedir?
    dikkatle okunmasını öneriyorum, özellikle faiz çeşitleri bölümü bence çok önemli.
    son paragrafı ise özellikle alıntılıyorum,
    müstahak kavramı başka bir tartışma konusu olsun diye…
    “Özetle, faiz yasağının hikmeti; ya alacaklı ya borçlunun ya da yukarıdaki örneklerde anlatıldığı gibi, her ikisinin haksızlık kaynağı olması ve sonunda toplumun diğer kesimlerinin müstahak olmadığı halde zarar görmesidir. Günümüzde finans araç ve kuruluşları çok çeşitlendiğinden, faiz olgusu değişik maskelerle, ama hemen her ekonomik olayda karşımıza çıkmaktadır. Bizim görüşümüze göre, böyle bir ortamda, herhangi bir mâlî işlemin faiz yasağı kapsamına girip girmediğini tayin ederken, elimizdeki ölçüt, söz konusu muamelelerin borçlu veya alacaklı yahut da toplum için herhangi bir haksızlık yaratıp yaratmadığı olmalıdır.”
    şimdi,
    gördüğümüz gibi,
    işin esasında “hak” kavramı var.
    başkalarının hakkı, hukuku, adaletinin korunması ilkesi var.
    ahlak var.
    emanet edilmiş parayı istediğin gibi harcayamayacağın gerçeği var.
    “nas” budur.
    ‘öğretilmiş doğruluk’ budur.

  11. 100.000 TL yi % 14 faiz üzerinden 3 ay (90 gün ) bir bankaya bir kişi yatırırsa,3 ay sonunda alacağı faiz (stopajsız ) 3452 TL dir. Kişi 100.000 TL sini bir yıl (365 gün ) % 14 ile bir bankaya yatırırsa ,1 yıl sonunda alacağı faiz (stopajsız) 14.000 TL .dir. O halde 3 ay sonunda Dolar 15 TL olursa , 3 ay sonunda kur farkı 46.548 TL.dir.

  12. Parlayan gözlerden yeni bir müjdeli haber daha çıktı ; yeni hesap açtıranlara +3 puan daha ilave edilecekmiş! Bu herhalde öğretilmemiş doğruluk , yani devlet promosyonu !!!
    Ben de bu gece bu konuda istihareye yattım; yeni hesap açtıranlara , bankalar ekmek arası köfte ikram ediyorlardı, bütün bankaların önlerinde de yüzlerce metre kuyruklar uzamış gitmişti !
    Bu da benim gözlerimden parlayan bir müjde olsun bakanımıza !
    Haydi Ya Allah Bismillah !

  13. AK TROLLER

    Bu gün suriyeli üç çocuğun ırkçı kışkırtmalar sonucu yakıldığı yolunda sosyal medyada bir haber okudum. Beni bu olaydan daha çok üzen duyarlılıkla bu haberi veren kişiye “şurdaki olaya tepki gösterdin mi? onlarında ne işi var ülkemizde gitsinler, çok seviyorsan al evinde bak” türünden verilen tepkilerdi. Bir kaç tane olsa 88 milyon içinde sapık ruhlu birileri olacaktır diyip geçecektim fakat yüzlerce yorumun %60 ından çoğu bu yönde. İyi partinin ve şimdi bağımsız sinan ogan ve ümit özdağ ın ırkçı söylemleri Türkiyeyi nereye getirdi.

    Medyada sayın yazarında bir zamanlar kullandığı ak troller yaftası bir hayli tuttu. Klasik dayak atan yahudi mantığını en çok bu ibarede görebiliriz. Yine sosyal medyada fenomen olmuş, daha önce berat albayrak a cv bırakması ile gündeme gelen daha sonra kılıçdaroğluna cumhurbaşkanlığı için cv bıraktığı söylenen özgür demirtaş isimli şahıs bir paylaşımında trolleri tehdit eden cümleler kullanmış. Açıp yorumları okudum, inanın yorumların %99 u hacam ne güzelsiniz, ne zekisiniz, göster hadlerini hocam şeklinde. Diğer paylaşımlarının altında da aynı yönde yorumlar.
    Söylediğim gibi sosyal medya imamoğlu ve mansur yavaşın trolleri ile dolu. Cemaatlere giden trilyonlar, seçim başında kumkapıya yığılan boşa para ödendiği söylenen binlerce araç, gereksiz işe alınan 14 bin kişinin işten atılması ve gereksiz olduğu için “temel atmama töreni” ile vazgeçilen trilyonluk yatırımlardan kurtarılan para nereye gitti sanıyorsunuz. Tüm bunlara ibadet saiki ile sosyal medyada işlem yapan 100 bin pkk fötö yanlısını da katarsanız ak partinin bu alanda kazanma ihtimalinin olmadığını görürsünüz.

    • geçen gün bir yorumumda yazmıştım,
      muharrem sarıkaya işini yapmakta olan birini tokatlarken konuşan şahıs, hiç bir şey olmamış gibi konuşmasına devam etmişti,
      ben de sormuştum
      ne ara şiddete bu kadar duyarsız olmayı benimsedik diye.

      suriyeliler misarifimizdir, misafire kabalık kabul edilemez.
      ama öylesine bozulduk ki, değil kabalık, yakılmak bile bizi duyarsız kılıyor demek.
      ekonominin bu kadar kötülediği bir zamanda değil kârını paylaşmak, ekmeğini paylaşmak bile kimse istemiyor demek.
      bırakalım dinden imandan ahlaktan utanmayı,
      insanlığımızdan ne kadar utansak azdır.

      bugün medyanın % 90 ı halkın parasıyla fonlanan yandaş medyaya ait, sosyal medyanın da hayli önemli bir kısmı yandaş medya kullanıyor… ama bu durumda bile muhalif medyadan şikayet etmek mümkün oluyor, ne kadar hayret etsek azdır. vazgeçilen trilyonluk yatırımların nereye gittiğinin hesabını soracak tek parti iktidarı yok mu?
      denetçileri, savcıları, hakimleri yok mu?
      hesap sorsunlar.
      peki, milletin parasının nerelere harcandığını kontrol eden var mı?
      yapılan israflar, verilen ihaleler denetleniyor mu?
      akp nin kazanma ihtimalinin olmadığını ben elbette görüyorum,
      görmeyi tercih eden herkes gibi…

      • İstanbul’da muhemelen ilköğretim ögrecisini boksör gibi döven bir öğretmen vardı.
        Bu öğrenciye doktor 10 günlük rapor vermiş.
        Önce bu doktorun işine son vermeden bu işler düzelmez.
        Bu bahse konu tepkisizliklerin adı”sosyal şizofrenidir”
        İnsanların önünde tavuk keser gibi masum olduğunu bildikleri insanları kesseler yine hiçbir tepki vermeyecekler.
        Tepki vermeyi geç, destek olacaklar.
        Tam da dikta yönetimlerinin hayal ettiği ortam.

  14. SN KORU le yaptığınız hesap yanlış .kur artar ise hem faizi hem kurun güncelini toplayıp vermiyor. hangisi yuksek ise o veriliyor. Yani kur artışı alacağı faizden fazla ise ancak fazla olan kısmını veriyor .Yani kur 15 olur ise 100 bin yerine 150 bin veriyor.Eğer kur 11 ise sadece faizi veriyor.
    Önemli nokta bankanın kuru düşük tutup tutamayacağı tutar ise sorun yok tutamaz ise zaten batmışız demektir öyle de böyle de.Kurun 1 tl artışı memlekete bugün itibariyle 41 miyar dolar ek borç getiriyor. Bunları düşünerek yapılan hamle yerinde tabi toplum destek verir ise . Herkezin aynı gemide olduğumuzu unutmaması gerekir.

  15. Korudan döviz kazanının altına birkaç odun daha… Kaynatın, kaynattın… Bazıları ilk cümlelerle siz de son cümlenizle korunuza çeperi de çekmişsiniz. Milletin korusuna siperden ateşe devam…

  16. döviz kurunun yükseleceğinden hiç şüphem yok çünkü, al-sat yapanlar için müthiş kar aralığı her gün 1-1,5lira aralığında seyrediylor.

Yoruma kapalı.