Bir bulmacam var arkadaşlar: Türk lirası değer kaybediyor diye iktidar değişir mi?

32
Reklam

Zihinlerini ve belleklerini ileri yaşlarda da dinç tutmak isteyenlere bulmaca çözmeleri tavsiye edilir. Rahmetli babamdan da biliyorum; pek çok yaşlı gazeteleri biraz da bu ihtiyacı gidermek için alır, günün bir bölümünü bulmaca çözerek geçirir.

Sıkça seyahat ettiğim dönemlerde THY’nin ‘Skylife’ dergisinin büyük bulmacası, pek çok kez, İstanbul-Ankara uçuşlarını keyfe dönüştürmüştür. 

Bulmaca çözmeyi severim. 

Her gün birkaç sayfasını bulmacaya ayıran yabancı gazeteler de vardır. Kimi bizde olduğu gibi düz sorularla okurlarını sınarken, İngiltere gazetelerinden bazıları çözümü çok daha zor kodlu bulmacalar da sunar okurlarına…

Ara ara bulmacalarına da göz atarım yabancı gazeteleri okurken…

O sayede gördüm ABD’nin bütün dünyada satışa sunulan Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde hafta sonu vakit geçirme imkanı olarak dün okurlarına sunduğu güncel haber bulmacasını…

Bir dizi sorudan ilki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Türkiye ile ilgiliydi.

Daniel Akst adlı bulmaca hazırlayıcısı okurlarına şu soruyu yöneltmiş:

Reklam

“Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faizi düşürme talebi ülke parasının değerini kaybetmesine yol açtı. 1 dolar şimdi yaklaşık kaç lira ediyor?”

Muhtemel cevaplar şöyle sıralanıyor: A. 11; B. 110; C. 1,100; D. 11,000.   

Paramızın pula dönmesine üzüldüm de, Merkez Bankası’nın aldığı bir karar yüzünden konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da işin içine sokacak biçimde ABD’nin en çok satan gazetesindeki bulmacada yer almasına daha az üzülmüş değilim.

WSJ’ın siyasi haberleri de dikkat çeker, ancak esas ekonomi ve iş dünyasına dönük haberleri dünyanın her tarafındaki iş insanları tarafından yakından takip edilir.

Bu alanda onunla İngilizlerin yine dünyanın her tarafında satışa sunulan Financial Times (FT) gazetesi yarışır.

İş insanları bu iki gazeteye bakarak yatırım kararı alırlar.

FT’de de bu hafta içinde Türkiye ile ilgili haberler yer aldı. Hemen hepsi TL-dolar ilişkisine dairdi. Ne gibi bir ilgi kurmuşsa, FT, bir haberinin içine siyasi bir grafik eklemişti.

Grafiğin en tepesinde “Türkler şimdi Erdoğan’ın gelecek seçimi kaybetmesini bekliyor” yazıyor.

Reklam

Tepenin hemen altında şu soru ve ona cevap teşkil edecek bir grafik var: “Bu hafta bir cumhurbaşkanlığı seçimi yapılsa ve Erdoğan aday olsa, kazanabilir mi?”

Grafikte, 2020 yılı Ağustos ayına kadar ankete katılanlardan yarıdan fazlasının (neredeyse yüzde 60’ının) bu soruya “Kazanabilir” cevabı verdiği, 2021 yılı Ağustos ayına doğru ise cevapların olumsuz olmaya başladığı görülüyor. Eylül 2021’de “Kazanabilir” cevabını verenlerin oranı yüzde 40’a düşmüş durumda.

Kaynak, Metropoll araştırma şirketinin ‘Türkiye’nin Nabzı’ adıyla her ay yürüttüğü kamuoyu araştırması.

Yabancı gazetelerin ülkemize ve ülkemiz ekonomisi ile siyasetine gösterdikleri bu ilgiyi fark edince, Metropoll’ün en son (Ekim 2021) araştırma raporundaki verilere biraz daha yakından bakma ihtiyacı duydum. 

Neden acaba insanlar 20 yıl içerisinde girdiği her seçimden partisini birinci sırada çıkarmayı ve 2014 sonrası katıldığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkın yarısından fazlasından oy almayı başarmış Erdoğan’ın bu defa seçilemeyeceğini düşünüyor?

Bulmaca çözer gibi yaklaştım bu soruya.

Metropoll Ekim 2021 araştırmasında bu soruya cevap arayanlara ışık tutabilecek birkaç veri bulunuyor. [Anket sonuçlarına dair grafikleri bu yazının sonuna ekledim.]

Şu soru ve cevabı sözgelimi: “Son zamanlarda ülkemizde ekonominin iyi mi yoksa kötü mü yönetildiğini düşünüyorsunuz?”

Az sayıda (yüzde 3.1) denek “Fikrim yok” veya “Cevap yok” karşılığını vermiş soruya, yüzde 16.3 oranında insan “İyi yönetildiğini düşünüyorum” diye cevaplamış aynı soruyu. Geri kalan, yüzde 80.6 ise “Kötü yönetildiğini düşünüyorum” demiş…

Yüzde 80.6 ekonominin kötü yönetildiğini düşünüyor. AK Partili olduğu bilinenler içerisinde bile ekonominin kötü yönetildiğini düşünenlerin oranı yarıdan hayli fazla: Yüzde 61.4. MHP’lilerin yüzde 80.7’si de soruya “Kötü yönetiliyor” cevabını vermiş.

Korona salgınının hükmünü sürdürdüğü 2020 Mart ayında yüzde 55.8 olarak kaydedilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görev onayı, şimdilerde yüzde 38.9’larda.

Tevekkeli, muhalif cephe, bir süredir “İktidar ilk seçimde el değiştiriyor” havasına girmiş bulunuyor.

[AK Parti’nin sandıktan birinci parti olarak çıksa bile Meclis çoğunluğunu elde edemediği için seçimi yenilemek zorunda kaldığı 7 Haziran 2015 genel seçiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilen onay en düşük seviyede imiş: Yüzde 37.5… Onaylamayanların oranı ise yüzde 58.6…]

WSJ’nin hafta sonu bulmacası olarak dün sorduğu soruya doğru cevabı kaç yabancı vermiştir, merak ediyorum.

Cevabın doğrusunun A seçeneği, yani “11 TL” olması beklenir. Ancak, sorunun yazılışı ile gazetede basılışı arasındaki kısa sürede, dolar-TL dengesi biraz daha TL’nin aleyhine bozuldu.

Hafta sonuna ‘1 dolar = 11.25 TL’ olarak girildi.

Neden böyle oldu, neden TL dolar karşısında kısa sürede hatırı sayılır bir değer kaybına uğradı? 

Bu soruyu bulmaca çözmesini sevenlere sormuş olayım.

ΩΩΩΩ

ΩΩΩΩΩ
Reklam

32 YORUMLAR

  1. KORU’NUN SORUSUNA EN DOĞRU CEVAP
    Sayın KORU’nun sorusuna en net cevabı başka bir soru ile vereyim:
    – Sevgiden mahrum, itilip-kakılarak ve horlanarak yetişmiş birinin/birilerinin en temel ihtiyacı nedir?
    El cevap:
    “- Aşağılanmak”(maalesef)
    Majör bir ülkenin dışişleri bakanlığı yapmış ve dış politikalarını belirleyen bir ne diyordu?
    – Biz bazı ülkelere yönetici atar her türlü melaneti yaptırırız.Ayrıca atadığımız bu yöneticiler vasıtası ile o ülke vatandaşlarını “aşağılattırırız”.
    Yani normal bir ülkede ekonomi ile seçmen tercihleri arasında doğrudan bir bağ vardır.
    Bu korelasyon bir noktaya kadar işlemese de, bir aşamadan sonra devreye gireceğini düşünüyorum.
    Bu aşamayı ise vatandaşın bahsettiğim “halet-i ruhiyesi” belirleyecek.

  2. “Bir bulmacam var arkadaşlar: Türk lirası değer kaybediyor diye iktidar değişir mi?”

    “yolcu
    21 Kasım 2021 At 19:14
    korkutarak birilerini sevdirebilecegini saniyorsan cok yaniliyorsun.”

  3. Sorunun cevabı, doları olanlar ve dolar kazananlar doları yükseltmek istiyorlar da ondan. Hem kurdan kazanıyorlar hem de milletin birikimlerinden çalarak iki defa kazanıyorlar.

    Örneğin 5’li müteahhit çetesi dolarla çalışıyor. Yaptıkları köprü, yol, havaalanı vs hepsini dolarla yapıyorlar. Milletin sırtına dolarla borçlandırarak yüklüyorlar. Çünkü Türk lirasına zerre güvenmiyorlar. Türk hukukuna da zerre güvenmiyorlar. O yüzden alacaklarını da tahkime ve Londra mahkemelerine bağlamışlar. Hani iktidar diyor ya söke söke alırlar diye (onların alacaklarının derdi de ona düştü).

    Yine örneğin mahdumun dernekleri de dolarla çalışıyor. Ortaya çıkan Pandora kayıtlarına göre bir kalemde 200 milyon dolar bağış almış, diğer bir kalemde 100 milyon dolar. Uyduruk yerli milli dernekler vakıflar bile dolarla çalışıyor.

    Yani iktidarın çevresi dolar birikimleri sağlam olanlar. Dolar yağıyor onlara. Bu ekip doları yükseltmek için herşeyi yapar. İki kere kazanıyorlar bu işten. Hem kurdan hem de milletin elindeki birikimler ve kazançları değersizleştiği için onların cebinden çalarak. Enflasyon farkı ile.

    Ben ve milletin çoğu da, Türk lirasına zerre güvenmiyoruz. Maaşımı alır almaz dolara çeviriyorum üç beş kuruş kalırsa. Borç verirsem eşe dosta dolarla veriyorum. Devlettin kendisi kendi parasıyla iş yapmıyor ben enayimiyim. Eminim siz de enayi değilsinizdir.

    Kimsenin güvenmediği Türk lirası da bu sebeple değersiz bir para. Sürekli değer kaybetmeye de mahkum. Çok güveniyorum diyenlerin banka hesaplarına bakmak mümkün olsaydı (çoğu uzak hazine adalarına gömmüş çaldıklarını) onların da dolar Euro biriktirdiklerini görecektik.

    Sonuçta hikayemiz budur. Çalan çırpan malı dolar olarak götürüyor. Bize de aval aval yükselen rakamlara bakmak ve burada geyik yapmak kalıyor.

  4. Sayın Koru ,
    Çalışmalar göstermiştir ki , seçmenin en hassas olduğu konu alım gücüdür. Evet bugün bir seçim olsa Akparti kaybeder . Muhalefet bundan o kadar emin değil ki toplu istifa edip bir erken seçime götüremiyor ülkeyi. Zira gelseler de bugün ki ortamda çok fazla yapabilecekleri bir şey yok. Son 20 yılda çağ atlayan bir ülke de bu kadar refah yaşamanın bir bedeli olmalı. Her sabah 1 milyonu aşkın insan sağlık ocaklarına , devlet hastahanelerine ve özellere gidiyor , muayene oluyor , MR, tomografi, ultrason , röntgen çektiriyor , tahlil yaptırıyor, eczaneden gidip ilacını alıyor. % 95 i bir kuruş vermiyor.
    1 milyonu aşkın eğitimcinin maaşları ödenirken de kimse elini cebine atmıyor. 500 bin güvenlikçi polis ve asker için de öyle. Devlet halktan aldığını halka vererek , yetmediği yerde borçlanarak devranı yürütüyor da asıl üretimi yapanların üstlendiği risk kimin umurunda. Milyarca dolar ithalat yapıp tesis kurup borçlanarak insanlara iş sağlayan müteşebbisler değersiz tl sebebiyle Çin ile rekabet ederek ihracat yaparak , turizm geliri sağlayarak ülkenin son model cep telefonu ithalatı için ihtiyaç duyduğu dövizi kazanmanın derdinde.
    Tabi bu durumu USTA da çok iyi bildiği için , kanser deyip , 2022 deki gelişmeler ile sıtmaya razı ederek tekrar parsayı toplar
    Yatırımcıların ülkeyi ucuz görmesi uzun vadede iyi sonuçlara yol açar. Sadece ücretli kesim değil , Zenginlerin de kaybı büyük bu devaülasyonlar da. Şekere gelen ,% 25 zammın akabinde pancar alım fiyatlarını yükselterek yeniden pancar ekimi teşvik edilir. 250 usd ye düşen asgari ücrete 25-35 zam yapılarak gönüller alınır.
    Geçen gün işyerime gelen birisi , üniversite mezunu oğlunun çalışmak için Hollanda ya gittiğini ve 1500 Avro aldığını , ancak bu paranın yetmediği için hafta sonları çiftlikte çalıştığını anlatıyordu. Almanya da son bir yılda ÜFE nin % 18 arttığını göz ardı ediyoruz. Ortalık yoğun sisli , sis dağılınca daha net olur manzara.

    • Uzun zamandır hastaneye gitmiyorsunuz sanırım. Devlet hastaneleri şehir hastaneleri ultroson tomografi için 3 ay sonraya gün veriyor. İşiniz acilse özele gideceksiniz 300-500 liradan aşağı özelden çıkamıyorsunuz. Her hastane sonrası ben katkı payı adı altında 50 tl eczaneye para ödüyorum. Sen emeklisin belliki çünki onlardan alınmıyor ay sonu maaştan kesiliyor. Muhalefet bugün seçim olsa kazanır bence ama toplu istifa edip erken seçime götürmek Reis’e darbe yapıyolar ( sandık ve seçimle nasıl darbe olacaksa artık) algısını güçlendirir. AKP’den kopan seçmeni bile yeniden yuvaya döndürebilir. Muhalefet dünkü muhalefet değil bence herşeyi en ince ayrıntısına kadar hesaplıyorlar. Ekonomi konusundaki en temel sorun güvensizlik ve belirsizlik esnaf bugün sattığını yatın yerine koyamam diye fiyatı şişiriyor araba satan satsam yerine koyamam diye fiyatı şişiriyor maliyetlerin üstüne ekstra birde bu korku ve kendini garantiye almak bindiriliyor fiyatlara. Hükümete ekonomik olarak güven kalmadı ne içeride ne dışarıda. Fabrika açsam yarın reisin kafası bozulsa kapatır müfettiş üayüne müfettiş gönderir diye düşünen adam neden istihdam yaratsın. Mevcut işlerinden geleni dolara bağlasa Reis her açıklaması ile karı garantiliyor dövizi yükseltiyor zaten. Mental yorgunluk metal yorgunluğu demişti ya hani reis. Belki o zaman özeleştiri yapıyordu da biz farketmedik. Büyük Türk Ekonomisti Berat ALBAYRAK’ın sözleriyle bitireyim yorumu. At izi it izine karıştı. Allah sonumuzu hayreylesin.

      • Son 20 yılda çağ atlayan Türkiye .. breh breh. Gerçekten birileri buna inanıyor mu? Borç nereye çıktı ve ödeme durumu nedir baktınız mı? Borç TL değil, dolarla borç, ve dolar kazanmıyoruz ama dolar cinsinden yüklediler borçları milletin sırtına. Üstüne gün be gün kazancımızı enflasyona yediriyorlar ve daha az kazanıyoruz. Yani gerçekten bu çıplak resmi göremiyor mu bu kadar akıllı geçinen insanlar. Çalıyor ama çalışıyor değil. Borçla aldığınız hizmetler bir gün tık kesilecek ödeme krizine girince. Şimdiden bir sonraki yılın sadece faiz ödemesi ikiye katlanıyor. Yendiğimiz içtiğimiz giydiğimiz dolara bağlı ithal. Ne çağ atladığınızı görmemek mümkün değil.

  5. KÖPEĞE KUMPAS
    İstanbul’un maskotu haline gelen, tramvaylarda da yolculuk eden Boji isimli köpekten rahatsız duyan troller, köpek dışkısı getirerek bu dışkı ile tramvay koltuğunu pisletmişler.
    Olay kamera görüntüleri ile sabit.
    Batılı bir yazar medeniyetin ölçüsü bağlamında ” bir şehirde evcil hayvanlar sizden kaçmıyor ise oraya yerleşebilirsiniz” diyordu.
    Ben de “yerleşme konusunda tereddütte bulunduğunuz, tercih edebileceğiniz seçeneğiniz var ise bir partinin az oy aldığı yeri tercih edin” diyorum.
    Troller sadece tramvay koltuğunu değil, tüm bir ülkeyi de pislettiler.

    • Sayın yk medeni bir şehirde veya toplutaşımada evcil ya da vahşi hayvan bulunmaz,
      bitki ve hayvanlara karşı alerjisi olan insanlara da fiziksel engellilere gösterildiği kadar saygı duyulan şehirler medenidir ve oralara yerleşin derim…

  6. Bulmacayı hazırlayanlar, bugünlerde eylemlerinin dozunu arttırarak devam ediyor.
    Sene 2008
    Bölünmüş bir Türkiye için olasılıklar…
    Raporun adı bu.
    ABD’deki John Hopkins Üniversitesi ile İsveç’teki İpek Yolu Araştırmaları Merkezi için hazırlanan
    75 sayfalık raporun altında Svante E.Cornell ve Halil Magnus Karavelli imzaları var…
    Karaveli’nin İsveç, İsrail basını ile Türkiye’deki Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmış yazıları bulunuyor. Cornell de Jerusalem Post’ta yazıyor.Cornell ve Karaveli ikilisinin ortak özellikleri, İsrail‘le yakın ilişkileri.

      Ekim 2008‘de yayınlanan raporda yer alan Türkiye senaryoları son derece önemli.

    Raporun içinde Türkiye‘yi sarsacak öngörüler yer alıyor. Raporun 72. sayfasındaki ifadeler, aynen şöyle:“CHP‘den istifa etmeye ikna edilecek Deniz Baykal‘la, yolsuzluklar konusunda kamuoyunun dikkatini çeken Kemal Kılıçdaroğlu yer değiştirecek. CHP, yeniden Avrupa tarzı bir sosyal demokrat parti olarak ortaya çıkacak.”

    O tarihte Kemal Kılıçdaroğlu, henüz çiçeği burnunda bir Grup Başkan Vekili.Seçimler yapılmış ve ardından CHP‘ye Grup Başkan Vekili seçilmiş. Ayrıca, uzun bir CHP geçmişi yok. Örgütler üzerinde de herhangi bir etkisi bulunmuyor.Deniz Baykal ise, CHP‘nin tartışmasız ve yıkılması düşünülemeyen Genel Başkanı.

    O günlerde “Baykal istifa edecek ve yerine Kılıçdaroğlu gelecek” şeklindeki bir düşüncenin akla gelmesi bile mümkün değil.
    Biri çıkıp böyle bir tez ortaya atsa, o günün şartlarında siyaseti bilen herkes tarafından verilecek cevap belli:
    – Hadi oradan, Kılıçdaroğlu da kim ki Baykal’ı devirip yerine oturacak!
    Ardından da “olmaz” denilen oluyor.
    Kemal Kılıçdaroğlu, CHP‘nin başına geçiyor
    -Bu kadar ilginç bir öngörü ve bu denli büyük bir tesadüf olur mu?
    Raporda, “Yeni CHP’den” söz ediliyor!

    WikiLeaks belgelerinden yola çıkarak, O dönem ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden Washington’a 26 bin telgraf çekildiğini ve bunun 6 bininin CHP ile ilgili olduğunu ortaya çıkmıştı.
      Anlayacağınız ülkemize ABD’nin laboratuvarındaki denek faresi muamelesi yapılmış ve yapılmaya devam ediliyor. saflar bu anlamda çok net: Bu muamele karşısında kanı beynine sıçrayanlar ve “kim bu dış güçler” diye dalga geçenler. 

    • Konuyu dağıtmayalım lütfen. Doların yükselişini konuşuyoruz. Doları yükselten iktidar. Buna bağlı enflasyonu yükselten de iktidar. Dış güçlerle ne alakası var. Faizi düşüren iktidar. Doları ve enflasyonu yükselten de o. Sebep-sonuç. Herşeyin sebebi bir kişi burada. Milleti dış güçlerle kandırmayı bırakın. Dış güçlere karşı gücü yoksa bıraksın bu işi iktidar. Bırakmıyorsa da millet söke söke bıraktıracak nasıl olsa.

  7. DİPLOMALI HESAP UZMANI
    Ana muhalefet lideri gıda sektörü temsilcileri ile sorunlarının görüşüldüğü toplantıda, bazı gıda maddelerinin zararına satışını önermiş.
    Ekonomimizi batıranlar da, bazı bankalara beton sektörüne zararına kredi vermeleri emri veriyor.
    Bazı anketlerde mevcut ekonomik tablodan muhalefet liderlerinin de sorumlu olup olmadığı sorusunu çok saçma buluyordum.
    Ancak şu an böyle bir soruyu son derece mantıklı buluyorum.
    Burada Fethi AKKOÇ’un kulaklarını çınlatalım.
    “Dış güçler iktidarı belirliyebiliyor ise öncelikle muhalefeti dizayn eder. Zira iktidarları muhalefet ayakta tutar”

    • Doğru söze alkış. Türkiyenin sorunu iktidar değil muhalefet sorunudur.Biz bunu yaşıyoruz. Denize düşen yılana sarılıyor.Mazallah bu yönetim gitse 5 i bir etmezler 5 ayrı kafadalar ülkeyi çok daha beter duruma düşürecekler.

      • Bu muhalefetin beşi değil, beş bini gelse şu anki iktidarın verdiği zararı isteseler bile veremezler.
        Sadece iktidarı ayakta tutarak verebilirler.
        Geçen haftanın sadece dış borçların TL karşılığı artışı nedeniyle maliyet 585 milyar.
        Tüm otoyol ve köprülerin yıllık geliri iki(2) milyar TL.
        Yani tüm otoyol ve köprüler 280 yılda sadece bir kalemin maliyet farkına çalışacak.
        Dövize endeksli iç borçlar, Döviz yükümlülüğü olan şehir Şehir hastaneleri ve cezalandırmama garantili soygun projelerini de katarsak en az 500 yıllı bulur.
        Matbaa gibi para basıyor dediğimiz yerlerin gelirleri har vurup harman savruluyor.

  8. Alman vakıflarının Türkiye’deki çeşitli medya şirketlerini fonladıkları da sır değil.
    Deutsche Welle yani eski adıyla Almanya’nın Sesi, bütçesini Alman Dışişleri Bakanlığı’nın karşıladığı bir yayın organı. Kendi internet sitelerinde “Kaynağı federal vergilerden karşılanan kamu yayıncısıyız” ibaresini kullanıyor DW.

    Bir siyasi parti misali Youtube’a parayla 14 dakika 43 saniye süren bir reklam vermişler.
    Kılıçtaroğlu ile birlikte Karakış propagandası aynı tarihte.
    Alman Dışişleri Bakanlığı, belli ki Türkiye’de ana muhalefet partisi olmaya karar vermiş.
    Muhalefet partilerini yeterli bulmuyorlar demekki.
    İnternet sayfasında da yayına verilen bir dosya haber.Dosyanın adı “Bu kış nasıl ısınacağız?” ama içeriği ısınma yöntemlerinden daha fazlası. Almanya, parasını ödeyerek, ısınma adı altında Türkiye’de artan yoksulluğu göze sokuyor yani.
    Burada niyet, içerikten daha önemli.

    • Fatih bey, bi yanlışlık olmasın o haberde?
      Belarus, rusyadan çıkıp avrupaya giden petrolgaz borularının akışını yavaşlatmış son günlerde!
      dw “Bu kış nasıl ısınacağız?” sorusunu almanya için sormuş filan olmasınlar?

  9. İngilizin aklı hem soldan sağa hem sağdan sola hemde yukardan aşağıya nasıl çalışıyor? Sorusunun da cevabı bulundu sayın yazarımız sayesinde. Tşk
    Bir Başgan faizi birden 19 lara çıkarmıştı, işi kısa sürdü.
    Şimdi de faiz birden bir kaç puan birden düşürüldü!!!
    Eeee..? Sonuç aynı olması, aynı sonun beklenmesi gerekmez mi?
    Olmuyor. Demekki başka bişey var bu işte ?
    Sonuçta ben de bazan grafikleri kurları tersinden okurum. Mesela bizim başgan kazanamayacak diyorlar ankette! değilde,
    -hııı bak kaybetmeye başladıınnn, bende seni sevmeyebilirim haaa! Yaklaşşş banaaa…
    Kuşlar ham yapar seni yoksa?.
    Diye de okur düşünürüm.?
    (Anketi yapan işini yapar. Kullanan nasıl kullanıyor o önemlidir).
    Paranın değerini düşürmek çıkarmak yönetenlerin tercihidir.
    Bu politika uygulanır iken benim ne zarar gördüğüm? Yada ne kazandığım dır beni ilgilendiren!
    -birinci sıradaki parti kimdir? mi dir?
    -(muhalefetteki) “geliyor gelmekte olan” mıdır
    bakılması gereken?
    Bence budur bakılması gereken ☺️.

  10. doları stoklayanlar hala beklemede faiz düştükçe biraz daha yükselir ama seçime az bir zaman kala düşük faizle beraber o eldeki bekletilen dolar bir anda satılmaya başlarsa dolar tepe takla düşmeye başlar düşük faiz ucuzlamış dolar bir seçimi daha garantiler belki 128 sorusunu da öğrenmiş oluruz

  11. AKP’ye %60 oy veren bir ilde yaşıyor yine aynı ilin AKP’ye %85 oy oranı çıkan bir ilçesinde görev yapıyorum. Belediye seçimlerinde ekonomi ve kötü yönetim şehir ve metropollerde yaşayan seçmeni etkilemişti. Pek çok şehir kaybedildi. Şimdi hayat pahalılığı kırsala da yansıdı. Köyden gelen vatandaşı köy muhtarlarını bir dinleyin neden Muhalefetin seçimi kazanmış gibi davrandığını anlarsınız. Eskiden halk nabzını AKP için tutan İbrahim USLU Faruk ACAR bugün aynı nabzı muhalefet için tutuyor.Kılıçdatoğlunun günddmi belirleme yeteneği burdan kaynaklı belki dd. Kırsalda market fiyatı etkili değil henüz ama mazot etkilemiş, % 200 artan gübre % 300 artan ilaç fiyatı etkilemiş. Tarlada geçen sene ile aynı fiyattan sattıkları ürün etkilemiş. Oy deposu olan kırsal bile çözülmeye başlamış diyorum ki işim dolayısıyla köy muhtarları çiftçi ile iç içeyim. Artık biz gidersek mekke gider medine gider kudüs gidere bile bakmıyor seçmen. 7 Haziran 1 Kasım olan yeniden olacak bence aynı taktik denenecek bakalım bu sefer korku siyaseti etki edecek mi? Haaa o dönem ne yapıldığını bilip açıklarsam insan içine kimse çıkamaz diyen Davudoğlu’da muhalif bugün. Bakalım ne olacak.Bakalım mevlam neyler neyler ise güzel eyler.

    • “Haaa o dönem ne yapıldığını bilip açıklarsam insan içine kimse çıkamaz diyen Davudoğlu’da muhalif bugün. Bakalım ne olacak.Bakalım mevlam neyler neyler ise güzel eyler.”
      Dede bey, eğer yine adı geçen sabık başbakanın “açıklarsam insan içine kimse çıkamaz” dediği türden şeyler olacaksa, işi pek de öyle mevlanaya filan bırakmamak lazım galiba?

  12. Vallahi bulmaca deyince benim de aklıma bu geldi işte , elimde değil, ne yapayım !
    – Bir bilmecem var çocuklar !
    – Haydi sor, sor !
    – Çayda kahvaltıda yenir ,
    – Acaba nedir, nedir ?

  13. BU millet sadece cebini düşünmez, bunu seçimde göreceksiniz, bakalım o zaman bu yazdıklarınızdan nasıl kıvırtarak nasıl bahaneler bulacaksınız. Böyle felaketler o memleketteki insanların nasıl bir karektere sahip olduğunu gösterir. Göreceğiz.

  14. Necip milletimiz, dolar konusunda pek hassastır, rengi türbe yeşili olmasa dahi islamcılar arasında sırtını dolara, yönünü kıblaya dönmüşler var diyen trabzonsporlu bir kanaat önderinin tespitine rağmen bu millet dolara her zaman ayrı bir önem atfetmiştir. Hatta bir zamanlar bugünleri önceden gören bazı tatlı su milliyetçilerinin soğan, ekmek yeriz biz gerekirse şovlarına hiç aldırmaksızın o sözlerden kısa bir süre sonra güncel DTH miktarını 235 Milyar USD seviyesine çıkarabilmiştir bu aziz millet. Hatta bir eskilerden tanıdığım makaracı bir ekonomist milletin biraz daha parası olsa, onunla da dolar alacak ancak millette para bitti sözünü bir kenara not etmek gerekir. Evet bu durum, bıldır yediğin hurmalar misali düşük faiz ile borç aldığın dolarlar gün gelir iş bilmez hazine bakanı ve 5’li çete aracılığı ile ekonomiyi zorlar olarak değiştirilebilir. 2023-2024 yılı makro mikro ekonomi derslerine case report olarak eklenmesi muhtemeldir. Bu işi bidene gidene bağlamak ancak züğürt tesellisidir. Yersen.

    • 1 DOLARLIK KAPAK!
      “sebilürreşad
      21 Kasım 2021 At 10:11
      Necip milletimiz, dolar konusunda pek hassastır, rengi türbe yeşili olmasa dahi islamcılar arasında sırtını dolara, yönünü pensilvanyaya dönmüşler var diyen trabzonsporlu bir kanaat önderinin tespitine rağmen bu millet dolara her zaman ayrı bir önem atfetmiştir.”

  15. Döviz düştü, borsa yükseldi diye birileri hükümet olur seçim kazanırsa,
    Döviz enflasyon faiz yükseldi diye de seçimi kaybetmesi gerekir!?
    Ama bizde işsizlik aşsızlık asgari ücret e de bakılıyor artık☺️
    Hatta seçilecek kişinin boyuna posuna endamına,
    Belkide yakında diksiyonuna bile bakılarak seçilecek ler dahi olabilir.
    Ekonomi sanayi eğitim öğretim tarım turizm sosyal yaşam teknoloji güvenlik uluslararası ilişkiler değerler inanç hürriyet özgürlük sağlık sıhhat ulaşım ve daha birçok şey..
    Nemize lazım ki canıımm.

  16. Çok sevdiğin abd örneklerle cevap vermiş diyorsun ya ellerini ovuştur keyfini çıkar Allah şahit olsun oy vermeyecektim ama sizin inadınıza abd nın inadına oy vereceğim.

    • İktidar da inadına faizi düşürüyor, doları ve enflasyonu yükseltiyor, böylece sadece senin cebinden değil hepimizin cebinden çalıyor. Buna bile bile lades diyoruz. Birisi sebep, bunların hepsi sonuç. Dış güçlere karşı gücü olmayan birisi bunların sebebi. Hırsını milletten çıkarıyor. Kaybeden biziz.

  17. Sayın koru, yazınız dövizin yükselişini Cumhur Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a seçimi kaybettirmenin bir enstrümanı olarak görenlerin ve bunu Biden ile ilişkilendirenlerin haklı olduğunu da düşündürüyor.

    • Faizi dış güçler düşürmüyor. Herşey bir kişinin emriyle oluyor. Doları yükselten bir kişi. Bunu anlamak neden zor anlamıyorum gerçekten. 2×2 eşittir 4.

  18. “[AK Parti’nin sandıktan birinci parti olarak çıksa bile Meclis çoğunluğunu elde edemediği için seçimi yenilemek zorunda kaldığı 7 Haziran 2015 genel seçiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilen onay en düşük seviyede imiş: Yüzde 37.5… Onaylamayanların oranı ise yüzde 58.6…]”

    Aynı dönemde dolar kuru da aşağıdaki gibi imiş.

    7 Haziran 2015 ABD doları: Alış :2.76.,Satış: 2.77
    3 Kasım 2015. ABD doları Alış :2.82, Satış:2.83

    Çıkarım:Zap Suyu şimdilerde daha derinlerden akıyor.

  19. Okurlardan da Ahmet Melik bey ve hd beyler bakayım çözebilecekler mi bulmacayı.

    Ben onlara yardımcı olayım;

    TCMB resmî sitesinde “paranın tarihçesi” başlığında 4 sayfalık bir metin var. O metinde Türk lirasının emisyon serüveni anlatılıyor. Bu metin hikayeyi çok özet geçmiş.

    Başka kaynaklarda hikayenin daha detaylı anlatımları var.

    Bulmacanın doğru cevabına hikayenin tamamı kavrandığında ulaşılabiliyor.

    Hikaye Bankı Osmanii Şahane’nin hangi şartlarda kimler eliyle kuruluşu ve işleyişi anlatılıyor, günümüzle bağlantı kurmamızı sağlıyor.

Yoruma kapalı.