Bu bir Kulis yazısıdır: Gazze mitingi Cumhuriyet mitingi haline dönüşse ne güzel olur…

33
Reklam

Cumhur İttifakı partileri yarın (28 Ekim 2023 Cumartesi) İstanbul’da kitlelerini ortak bir mitingde buluşturacaklar…

AK Partililer… MHPliler… BBPliler… Yeniden Refahlılar… Hüda-Parlılar… DSPliler…

Millet İttifakı’nın, altı partiden oluşmasından hareketle ‘6’lı masa’ diye adlandırılmasına nazire olarak, sonunda Cumhur İttifakı da altı partili bir yapı halinde kamuoyu karşısına ‘Büyük Filistin Mitingi’ adı verilen bu toplantıyla çıkmış olacak…

Mitingin amacı ‘Filistin davası’na sahip çıkarak, İsrail’in Gazze’de yaptıklarına tepki vermek…

İktidar partisi ile onun iktidarda devamını destekleyen partilerin bir aradalığı bu toplantıya ‘devlet mitingi’ görüntüsü veriyor ister istemez…

Toplantı tarihi 28 Ekim…

Cumhuriyet’in kuruluşunun tamı tamına 100 yaşını dolduracağı günden sadece 24 saat önce…

Öyle bir günde, kalabalık destekçisi bulunan partilerin, üstelik de ortak isimleri ‘Cumhur İttifakı’ olduğu düşünülürse, bir başka amaçla kalabalıkları toplaması, sanki daha doğru olurmuş gibime geliyor…

Reklam

Cumhuriyet’in 100. yılını kutlama amacıyla…

Onu kutlamak için bir araya gelmişken, Gazze’de yaşananlara karşı tepkilerini de pek ala gündeme getirebilirlerdi…

Bilinen, Cumhuriyet’in 100. yıl kutlamalarından Gazze’de yaşanan vahşet yüzünden vazgeçildiği…

Hem Cumhuriyet kutlaması yapılabilirdi oysa, hem de o amaçla toplanmışken Gazze’de Filistinlilere yaşattıkları için İsrail de tel’in edilebilirdi.

Cumhuriyet’in 50. yılını kutlamak için aylar öncesinden bir yasa çıkartıldığını ve kutlamaların geniş kapsamlı tutulduğunu hatırlıyorum, 1973 yılında…

Yanlış hatırlamıyorsam, sivil toplumun coşkuya katılmasının fazla istenmediği hissi doğurduğu için, kutlamaların o yıl devlet öncülüğünde yapılması tepkilere yol açmıştı da, paralel kutlamalar devreye girmişti. 

Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü‘nün çıkardığı derginin 50. yıl için o yılın Ekim ayında çıkardığı özel sayısı hala kitaplığımda durur.

Bu defa görüntü biraz farklı: Devlet kutlamalardan çekilmiş görüntüsü veriyor, buna karşılık 50 yıl öncesinde pek cılız olan sivil toplum, bu defa bu yüzden kendi kutlamasını yapıyor…

Reklam

Dün bir ara bazı ihtiyaç maddelerini almak için girdiğim markette, her taraf, Cumhuriyet’in 100. yılında bulunduğumuzu hatırlatan posterlerle süslenmişti.

Yol boyunca çeşitli firmaların ürün tanıtımlarında Cumhuriyet vurgusu yapıldığını fark ettim.

Bir dost grubuyla sohbet ederken, AK Parti yönetim kademelerini iyi tanıyan biri, Gazze mitinginin son anda iptal edilmesi ihtimalinden söz etti.

Dostum, AK Parti namına, mitingin zamanlamasının yanlışlığını düşünerek değil, Gazze konusunun hassasiyeti yüzünden işin içine karıştırıcılar girebileceği endişesi duyuyordu.

Güvenlik işlerinden sorumlu olan devlet yetkililerinin, alınabilecek bütün tedbirlerin alınmasına rağmen, provokasyon ihtimalinin yine de söz konusu olabileceğini, miting kararı verenlere iletmiş olabileceğini düşünüyordu dostum.

Olur mu? Bilemem. Bildiğim, dün akşam saatlerine kadar o ihtimalin geçerli olduğunu düşündürecek bir gelişme yaşanmadığı…

İleri saatlerde kendisine bunu hatırlattığımda, bana, “Belki Gazze için topladıkları kitlelere Cumhuriyet’i de kutlatabilirler” cevabını verdi aynı dost.

Sanmasam bile dostumun bu iyi niyetli yaklaşımı beni memnun etti.

Dünün beni mesut ve bahtiyar eden bir başka gelişmesi, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, iki ayrı kaynaktan bana gönderilen bir başkasına ait bir yazı oldu.

Ertuğrul Özkök’ün yazısı…

Özkök, geçmişte de ara sıra yaptığı gibi, bir ‘Fehmi abi’ yazısı kaleme almış ve kendi blogunda onu yayımlamış…

Yazıyı gönderenler rahatsız olacağımı mı düşündüler? Sanmam. Tam tersine, Hürriyet’in uzun yıllar yayın yönetmenliğini yapmış olan Ertuğrul’un, sabun köpüğü türünden konular yerine, adımı başlığında geçirdiği yazısı gibi ciddi bir konuya el atması ve okurlarını düşünmeye davet etmesi beni mutlu etti.

Başlığında adımı geçirdiği için herhalde yazısı daha da fazla okunmuştur.

Okumamışsanız okuyun, okuyunca benim burada yer almak üzere yazdığım dünkü yazımla paralellikler taşıdığını göreceksiniz.

Günün bir vakti, yine bir dostum, -yazıyı gönderenlerden biri değil- ikimizin aynı konuyu önceden konuşup sözleşerek yazmış olabileceğimiz ihtimalini sorguladı. Güldüm.

Bugün o da yarın yapılacak mitingle ilgili bir yazı yazmışsa bir kez daha pişti oluruz. Olalım, gönül koymam, tersine sevinirim.

Hatta Gazze mitingi Cumhuriyet mitingine çevrilmiş kadar sevinirim…

ΩΩΩΩ

Reklam

33 YORUMLAR

  1. İSLAMİYETİN DE, CUMHURİYETİN DE
    Tek parti döneminde buğday vergisi nedeniyle mühürlenen ahşap ambarların arkadından yada altından burgu ile delik delip içini vatandaş boşaltırmış.
    Günümüzdeki Neo Osmanlı, pardon Neo Tek parti döneminde ise devlet vatandaşa ait ne varsa içini boşalttı.
    Önce hazinenin
    Sonra da İslamiyet’in ve Cumhuriyet’in

    • Yok o öyle değil gurban, tek parti döneminde yapılan seçimlerde, oy çuvallarının konulduğu resmi dolapların arka tarafındaki kontrplak sökülerek içerdeki çuvalların içine chp oyları doldurularak hile yapılırmış, sen hala uyumaya devam et:))))

    • Cumhuriyet, bir siyasal düzen olarak saltanatçılıktan üstün. Siyasal gelişmenin bir üst aşaması. Siyasal katılımı sınıf, hanedan ve grup düzeyinden öteye taşıyor. Halkı vurguluyor. Fakat dünyada nice cumhuriyetler var ki tek sınıf ve tek adam rejimleriyle birleşir. Tek parti sistemi olurlar. Sovyetler Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Çin Halk Cumhuriyeti, Arap Cumhuriyetleri böyledir. Bunlar tek ideoloji, tek parti, tek kişi hâkimiyetine dayanırlar. Ne demokrasi ne de çoğulculuğa yer verirler. Bizim tek parti dönemi cumhuriyetimiz de böyledir.

    • Yok ambarlar kilitliymis burgularla delmisler ne bu, Keloğlan masallarından alıntılarmı. IQ meselesi.

  2. açısını şaşırmış insanlara sürüden kopmuş koyun muamelesi yapmak işe yaramıyor. Koyun çok iştahlı bir otlu alan bulmuşsa, sürüden koptuğunu fark etmeyebilir. Sürüyü kaybettiğinde me’eee der, meler. O durumda koyunun kulakları ile görüş alanı daraltılır ve sürüye doğru çevrilir. Koyun sürüyü gördüğü anda yine m’eee der, “gördüm.” Bırakınca koşar, sürüye karışır.
    Ama insanlar koyundan farklı. Sapma açısını fark ettiklerinde bunu dehalarının misilsiz bir sonucu sanıyorlar. Gazze mitingi Cumhuriyet mitingine dönüştürülse ne iyi olurmuş. Cumhuriyet mitinginde Gazze de konuşulabilirmiş! Peki, Gazze mitinginde Cumhuriyetin 100.yılı konuşulamaz mı???
    Bazı yapay yahudiler, sabetaycılar, evanjelikler ve siyonistler Türkiye’deki Gazze duyarlığından rahatsızlar, bazı sözüm ona dahiler de bu rahatsızlığı masum sanılabilecek gerekçelerle rezerve ediyorlar. Yuh yani, yuuuhhh!

    • İnanın, şu Netanyahu zulmü hakkında yazı yazmaya artık utanıyorum. Söyleyecek laf kalmadı. Lanet olsun.
      Dünyada gaddarlığın yanı sıra, pişkinliğin, utanmazlığın ve yalancılığın tavan yapıp, tavanı da delip, göklere yükseldiği, başka hiçbir olay hatırlamıyorum.
      Bu zulüm yeni değil ki… Yıllardır var…
      Var ama bu derece şerefsizce olanını hiç görmemiş ve duymamıştık. Filmlerde bile rastlamadık… Kitaplarda bile okumadık. Bu nedir böyle? Muasır medeniyet midir?
      Bu mudur sahi? Şampiyon Amerika. Uzay fatihi.
      Netanyahu zihniyeti bir de Türkiye’ye laf atıyor.
      Yahudi vatandaşlarımıza Türkiye’yi terk etmelerini telkin ediyor.
      Bizden tek çivi sökemez…
      Tek Yahudi vatandaşımız bile Türkiye’yi terk etmez… Ama biz İsrail’deki Yahudilere “Orada hayatınız tehlikede, buyurun Türkiye’ye” desek, büyük bir deplasman başlar. Deneyelim mi?
      Bizden huzurlu ülke yoktur.
      Sevgili Atatürk temelleri öyle sağlam kurmuş ki, dünyanın mutsuz ülkelerindeki insanlar için Türkiye şimdi bir cennet.
      Cumhuriyet’in 100’üncü yılına 1 gün kala, Atatürk’e olan minnet ve şükran duygularımızın doruğundayız.

  3. halkların, hak-hukuk-adalet-iyilik-doğruluk adına, zulme, adaletsizliğin her türlüsüne karşı çıkması için protesto hakkını kullanması, meydanları doldurması en doğal hakkıdır. israilin gözü dönmüş caniliğine karşı çıkmak için protesto hakkı şimdi ve her zaman en etkin şekilde kullanılmalı kuşkusuz ama bunun pratikte filistin halkına olan faydası son derece sınırlı değil mi? bütün dünyadan itirazlar ve protestolar geliyor ama yeterli mi?
    hiç değil.
    keşke bütün dünyadan insanlar kudüse yürüseler.
    bir barış yürüyüşü organize edilse.
    asıl ihtiyacımız olan yaptırım gücü. caydırıcı bir güç.
    güç gücün dilinden anlar çünkü.
    dün, tel avivden görüntülere denk geldim sağda solda çalılar yanıyordu. büyük bir zarar var mı bilmiyorum, hamas tel avivi bombalamış. koruma kalkanı/demir kubbe delinmiş-miş. srenler çalıyormuş kentte. ne izletiyorlar bize? bir savaş olduğu algısını veriyorlar dünyaya. biz saldırıyoruz ama onlar da bize saldırıyorlar işte diyorlar. oysa orada bir savaş yok, bir katliam hatta bir soykırım var.
    gerçeklerin anlatılması lazım.
    umarım filistin mitingi kollektif bilince hizmet eder, parti-ler gösterisi ve propagandası olarak kullanılmaz. niyet bozuk olursa sonuç da bozuk oluyor haliyle.
    niyet hayr, akıbet hayr hoş bir seda değil,
    bir mekanizmadır.

    • Cambaza bak oyunu oynamak dururken!!😡
      Yada cenazeler üzerinden rant devşirmek varken☹️!!
      Kendi amaçlarını gizli planlarını açık etmeden, maşa ile elini yakmadan Ortadoğu da masa kapmak mümkün iken;
      NİYE ÇOCUKLARIN KADINLARIN MAZLUMLARIN AĞLAMA ZIRLAMALARIYLA UĞRAŞSINLAR Kİ?😡😡😡
      (Kapat şu tv’yi!!! iştahları kaçmasın yemek zıkkımlanırlarken!🤔).

    • Katılıyorum mitinglerle hamamset nutukları ile bu işler çözülmez.
      Dönüp kendimize bakmalıyız ne yaptık. 50 kusür islam ülkesi israil e hangi yaptırımı uyguladı.
      İşe yaramayan BM toplantılarından mı çekildi.Hak hukuk tanımıyan batıya karşı petrol silahını mı kullandı, büyükelçileri mi çekti hayır .O zaman adam ne yapsa kendini haklı görüyor karşısında ona engel olacak hiçbir güç yok. Olan masum sivillere oluyor.
      Yıllardır halkını perişan eden İRAN sürekli İsrail yok olacak naraları atarken batıya neden petrol ü kesmiyor aynı şekilde suudi arabistan benzeri eylemi yapmıyor. Çünkü bu BATI denen ucube ancak bundan anlar , Adamlar FİLİSTİN kelimesini bile yasakladılar. İşte özgürlük işte insan hakları .Onlarla onların anladığı dilden başka şeyle konuşulmaz.

    • Filistin meselesinde başından beri ülkemizin durduğu yer belli. Cumhurbaşkanımız Erdoğan soykırımı durdurmak için günlerdir diplomasi trafiği yürütüyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise ülkemizin bu konudaki düşüncelerini muhataplarını bizzat ziyaret ederek anlatmaya çalışıyor. Bu konuda sayıları az da olsa dünyanın vicdanlı liderlerinden ve yöneticilerinden de soykırıma itirazlar yükseliyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, AK Parti grubunda Filistin meselesi ve İsrail’in soykırımına dair yaptığı konuşmayla insanlığın vicdanına tercüman oldu. Konuşmada sorunun nedenlerini, çözümlerini ve Türkiye’nin üstlenmek istediği sorumlulukları anlattı.

      Dünya medyasının yakından takip ettiği konuşmayı tüm dünya dikkatle dinledi. Dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan insanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın insanlığın vicdanını yansıtan bir konuşma yapacağını düşünüyorlardı. Yanılmadılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında güç sarhoşluğuna kapılan İsrail’i “Ey İsrail, bu kafayla bir yere gidemezsin. Yanına ister Amerika’yı al, ister başkalarını, ister Batı’yı al, bir yere gidemezsin. Ve Amerika dünyada adaletle hükmedilmesini sağlamadığı, istemediği için o da kaybedecek. Bütün mesele, adil bir dünyanın kurulmasından geçer.” diyerek uyardı.

      Ülkemizin soykırım karşısındaki tutumunu şöyle ifade etti: “Biz ülke ve millet olarak hakikati haykırmaya, bunun için siyasi, diplomatik, gerekirse askeri tüm yolları devreye sokmaya devam edeceğiz. Kalbimizle, dilimizle, elimizle ne yapabiliyorsak yapacağız. Medeniyetimizin, inancımızın ve kültürümüzün gereği olan duruşumuzdan asla taviz vermeyeceğiz.” Cumhurbaşkanı Erdoğan ateşi körükleyen Batılı devletlere şu uyarıda bulundu: “Sürekli körüklenen bu yangının ne zaman nereye sıçrayacağı ve nereleri yakıp, yıkıp, her tarafı kül edeceği bilinmez. Ne bölge halkı, ne dünya böyle bir acıyı, zulmü, kısır döngüyü hak ediyor.”

      Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında yapılması gerekenlerle ilgili olarak da derhal ateşkes ilan edilmesini, füze atışlarının kesilmesini, rehinelerin serbest bırakılmasını, insani koridor oluşturulmasını, yaralıların çıkışına tahditsiz izin verilmesini, 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan egemen bir Filistin Devleti’nin kurulmasını öneriyor.

      Cumhur İttifakı 28 Ekim’de İstanbul’da büyük Filistin mitingi yapacak. Cumhurbaşkanının grup toplantısında yapacağı konuşmayı dikkatle bekleyen tüm insanlığın gözü bu sefer İstanbul’daki mitingde olacak. Filistinli kardeşlerimize desteğimizi ve soykırımcılara tepkimizi mitinge katılarak vermeliyiz.

  4. Hamas kendi insanını, toprağını, geleceğini savunur görünüyor.!🤗.
    Pkk ypg işid gibi örgütlere ise eşkiya, paralı çete, cani oluşum denebilir😡.
    İnsanlığın geleceği için kim hangisini destekler, hangisini savunursa,
    o kişi/devlet te onların aynısıdır!😡😡😡.
    -Fetö kalkışma örgütü bir hain,
    XYZ tarikat cemaatleri masum mazlum☹️😯
    diyen bir kişi ise, acaba nedir nedir??
    -Balkanlarda Kıbrıs’ta Hocalı’da seyreden gözler👀 hangi irinli cerahatli bedenlerin tepesinde bakıyor seyrediyor idiler😡?
    -hamas örgütü terör örgütü dür diye kaydeden zihniyeti, bebek katillerini ne diye kaydettiler acaba?????????
    ki; Filistin deki o bina yıkıntılarının altında kalan çocukları MAZLUM diye kaydedip, ansınlar!!!
    Son merakım:
    Kim hangi illegal örgütleri haritalandırıp, kimlerin, hangi devletlerin hangi cani örgütü
    “Bu örgüt masumdur!” diye kayıtlara geçirdiğini de ne zaman kayıtlara alacaklar?

    • Gazze’de insanlığın yok oluşu ve bizlerin ise sürece ‘seyirci kalmakla yetinmemiz, normal bir durum değil. Bosna, Irak, Suriye, Afganistan, Doğu Türkistanlı Müslüman kardeşlerimize yönelik soykırımın bir benzeri, bugün Gazze’de yaşanıyor. Bölge insanının dinlerinin İslam olması, Yahudi ve Hıristiyan anlayışına göre suç unsurunun temelini oluşturuyor. Bundan çıkarılacak en büyük ders, geçmişte ve bugün yaşananlar. Bugün İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiklerine soykırım kelimesi bile eksik kalıyor. İnsanlık dışı sürecin en önemli kaynağını, maddi ve manevi güçsüzlüğün bir yansıması. Kahrolsun İsrail diyoruz, kuruluş amacı ve sermayesi belli, patenti Yahudi olan Siyonistleri ayakta tutan ekonomisine en önemli desteği, maalesef ama maalesef, toplum olarak kendimiz sağlıyoruz. Hal böyle olunca, dayanamayıp yazma gereği duyuyoruz. Vatandaş, devletin özel sektörün haksız rekabete karşı kurduğu Tarım Kredi Kooperatiflerine gittiğinde, yiyeceğinden içeceğine, temizlik ürünlerine kadar Yahudi mallarının raflarda yerini aldığını görmekteyiz. Yahudi ürünlerinin, devletin kurduğu ve işletmesini yaptığı yerde ne işi var? Gerçekten de, bu bir çelişki değil mi! Sahi, Türkiye’nin bor madeninden üretilen doğal madeni ürünümüz BOR’un, daha çok tanıtımı yapılarak, fiyat olarak da uygun hale getirerek, raflarda daha çok yerini alması yetmiyor mu? Bilerek veya bilmeyerek, insanlık dışı uygulamalardan dolayı beddua konumundaki Yahudilerin en önemli sermaye kaynağını, maalesef ama maalesef bizler sayesinde arttığını düşündükçe, probleme çözümü dışarda değil de, kendi içimizde aramamız gerektiği gerçeğini kabullenmek, gerekli tedbirleri almak gerekiyor. Ekonomik desteğin yanında, bir de Yahudi patentli ürünlerin tüketilmesinin insan sağlığı açısından doğuracağı sakıncaları düşünmek bile istemiyoruz(!) Bir de spor sektöründe Yahudi markaları var ki! Sonuç olarak, Osman Yüksel Serdengeçti gibi değerlerimiz, geçmişi çok net şekilde bugüne aktarıyor. ‘Halkın dinine gizliden gizliye düşmanlık edenlere karşı uyanık ve tedbirli olmak.’ İnsanlığımızın çaresiz kalma nedeni geçmişten, yaşadıklarımızdan ders almamız, maalesef…

      • Yada hiçbirine karışmayıp Ata tohumunu yasaklamamak!..
        Hibrit tohum ekeceksiniz.. ile başlayan cümleleri kuranlardan hesap sorarak!!!!
        Başlamalıyız! Hangisi daha doğru olur dersiniz?

      • Size katılıyorum, ama bütün musevilere yönelik bir ambargo ya da tepkisellik pek de insani bir tutum olmaz, biliyorsunuz cüzi de olsa türk ırkının da bir kısmı musevidir(karaylar), ayrıca padişahımız efendimiz sultan süleymanın ispanyadan getirttiği seferad museviler de en az bizim kadar hatta fazlasıyla türktürler ve devletimize sadıktırlar…
        İnsanlığa düşman olanlar türke de düşmandırlar, nihayet küfür tek millettir, isevi, musevi ya da müslüman olsun müminler kardeştirler…
        Tüm türkler ve türkseverler bir olup küfre karşı direnelim, türkün göktanrısı bizimledir, tüm dünya türkün önünde diz çöküp itaat edene kadar, durmak yok yola devam!

        • ARAP ÜLKELERİNE ÇAĞRI
          Somut adımlar atmalısınız gayrı.
          Rabbimiz’in buyruğu açık.
          Kutsal Kitabımız Kur’an’da şöyle deniliyor:
          “Kafirler birbirlerinin dost ve yardımcılarıdırlar. Eğer siz aynı şekilde birbirinize arka çıkmaz ve destek olmazsanız, yeryüzünde ne götürüp ne getireceğini kestiremeyeceğiniz büyük bir fitne ve büyük bir bozgunculuk patlak verir.” (Kur’an-ı Kerim, Enfal suresi, ayet 73)
          Kafirlerin nasıl birbirlerine yardımcı oldukları görülüyor.
          Bizler de bu cepheye karşı birleşik bir cephe oluşturmazsak, ortaya çıkacak büyük bir fitne ve bozgunculuk hepimizi helâk edecektir.
          O yüzden Rabbimiz’in buyruğuna uygun bir saflaşma içinde olmalıyız.
          Arap ülkelerine sesleniyorum:
          İsrail’e ve İsrail’e arka çıkan Avrupa’ya petrolü ve gazı derhal kesin!
          Ekonomik ve siyasi ambargo uygulayın!
          Askeri bir yeni güç oluşturun!

          YENİ BİR BM VE YENİ BİR NATO
          İçinde sadece Müslüman ülkelerin olduğu değil, topyekûn mazlum milletlerin bulunduğu yeni bir milletler cemiyeti ve askeri güç oluşturulmalıdır.
          ABD bugün dizginsiz tek güç konumundadır.
          BM ve NATO ABD’nin emrindeki aparatlardan ibarettir.
          O yüzden Rusya ve Çin’in de içinde bulunacağı bu yeni güç odağı oluşturulmadığı sürece sonuç almak mümkün olmayacaktır.
          İnsanlık adına insanlık camiası için gerekli olan bu oluşum tez elden hayatiyet bulmalıdır. Başkan Erdoğan liderliğindeki Türkiye bu yeni gücün ortaya çıkmasını sağlamada öncü rol oynamalıdır.

          • Yaşasın halkların dayanışması! Yaşasın tam bağımsız büyük türkiye!

  5. Ertuğrul Özkök’ün hatırlatma yazısı gayet açık…
    Göndere çekilen bayrağında şeytanların işi olduğunu belirtmesi…

  6. AKP.cumhuriyetin yüzüncü yılını niye kutlasın ki !
    Cumhuriyetin yüz yılında yapılanları AKP. yirmi senede katkat fazlasıyla yaptı!
    Atatürk 15 sene başkanlık yaptı, RTE.ise 20 seneden beri başkanlık yapıyor, yani Atatürk’ü bile geçti gitti adam !
    Selam sana RTE.!

    • Mucib bey daha 20yıl olmadı, başbakanlık başkanlık sayılmaz:) Nice yıllara inşallah…

  7. İyi de Erdoğan hükümetinin en son sığınağı gene ilk çıktığı yer olan Filistin davası değil mi?

    Erdoğan bizzat kendisi “kayıtlarımızı zamanı ve günü geldiğinde açacağız, kimin aslında kim olduklarını o gün açıklayacağız”

    O gün bu gün işte:))

    Elinde tuttuğu Kuran’ı sallayarak miting meydanında “bizim davamız islam” diye bağırmıyor muydu. Erdoğanın islamı Filistin davasından ibaret işte:))

    Başka yolu yok hükümet Filistin mitingini yapacak! Miting de cumhuriyeti de anar elbette.

    • Ve gelelim, Devlet Bahçeli Bey’in, 25 Ekim’de yaptığı konuşmasına… Özetle şöyle diyordu: ‘Dün olmasaydı bugün hiç olmazdı.’ dedikten sonra, ‘Samsun’a çıkılmasaydı Ankara’da tutunamazdık. (…) Ezân sesi yerine çan sesleri duyulurdu…’ gibi sözleri üzerinde de durmak gerekir… Devlet Bey, İslâm’ın, ‘müminlerini harekete geçirici bir inanç olduğunu, kendisini savunmak için kimseyi kullanmadığını’ elbette bilir.

      Devlet Bey’in, ‘Bilinmelidir ki, Misâk-ı Millî ihlâl edilemez bir egemenlik beyanıdır ve zaman aşımına tâbi değildir. Vatanımızı, devletimizi, milli varlığımızı savunmak, Anadolu topraklarına saplanıp kalarak yapılamaz. Eğer (…) Kudüs güvende değilse, Gazze, Halep, Kerkük güvende değilse, soydaşlarımız ve din kardeşlerimiz güvende değilse, (…), Ankara’nın güvenliğinden hiçbir akıl ve vicdan sahibi bahsedemeyecektir.’ sözleri, Müslümanların hasretini çektikleri birliğin gerekliliği kadar, stratejik açıdan da çok önemlidir.

      Devlet Bey’in, “(…) ABD- İsrail iş birliğiyle hazırlanmış planlarla (…) Bugün Filistin, yarın tüm bölge ve nihayet Türkiye’nin kuşatılması amaçlanıyor (…)

      ‘Gazze’yi ecdâd mirası olarak göremezmişiz. (…) İsrail-Filistin çatışması bizim meselemiz de değilmiş.’ Böyle diyenler bir avuç çapulcudur. (…) Gazze’deki toplu katliâmı ve soykırımı (…) idrak etmek için Filistinli veya birilerinin iddia ettiği gibi Arap olmaya gerek yoktur, hattâ Müslüman olmaya da gerek yoktur, (…) insanî değerleri savunmak kâfîdir.(…)

      Hastâneler bombalanıyor. Okullar, câmiler, kiliseler vuruluyor. (…) çocuklar Kelime-i Şehadet getirerek can veriyor. (…) Biz tarafız, haklının, mâsumun, insan onurunun, tarih ve inanç bağlarımız olan kardeşlerimizin tarafıyız.(…)’

      Evet, Devlet Bey’in konuşmasının özeti, böyle… Bu görüşleri, genel hatlarıyla paylaşmamak mümkün mü? ‘Asgarî müşterekler’den, ‘azâmî müşterekler’e doğru; inşaallah…

      • Mustafa bey güldüğüme bakmayın, ben devlet Bahçeli’yi dinletemedim ama maoist Doğu Perinçek’in Filistin taraftarlığını dinledim kendisinden. Nedim Şener’in de seminer seminer gezip kafirlere karşı cihada çağrı yaptığı konuşmalarına da hasbelkader dinleyip feyizlendim. Ben perinçekgiller nedim şenergiller ve bilumum dünün komunist solcularının bu gün Filistin mücahidi kesilmelerine gülüyorum😂😂

    • Dünkü yorumumda.👇Yazdım.
      Hamas Liderleri lider değil kırallar. Onlar bazi ülkelerin en lüks otellerini hamasın triliyonluk Liderleri ve yandaşlarına teşis ediyor?
      Fehmi bey Mitinkte ABD yi hedef alırlarsa hıç şaşırmam. Ahmet Nesin’in kulakları çinlesin.
      ***’*****
      “ABD’li 45 Kongre Üyesi Blinken’e Türkiye ile ilgili mektup gönderdi.
      İçinde çok ağır suçlamalar var.
      Hele ki “7 Ekim saldırısı ile ilişkisi araştırılsın” talebi yenir yutulur türden değil.
      İyi şeyler olmuyor…”
      *********

      • 7 Ekim 2023 Cumartesi sabahı Hamas’ın başlattığı yürüyüş, hiç abarttık sanmayın, bir devri kapamış yeni bir devrin kapılarını açmıştır.
        Hani, o yenilmez diye tanımlanan İsrail ordusu, hani o geçilmez diye betimlenen demir kubbe var ya, Gazzeli bir çocuğun attığı bir taşla yıkılıvermiştir.
        İsrail ile beraber, başta haydut devlet Amerika olmak üzere, fitne devleti İngiltere, boş boş kibirlenen Fransa, ikinci umumi harpten sonra devlet vasfını kaybeden Almanya vs. bu yıkıntının altında kalmıştır.
        O mitolojik hikâyeyi hepimiz biliriz; Nemrut Hz. İbrahim’e ve ümmetine o kadar zulmeder ki Tanrı’nın cezası olarak bir sinek Nemrut’un burnundan girip beynine ulaşır ve beyninde durmadan uğuldar. Buna dayanamaz Nemrut ve başını tokmaklatarak ölür.
        Tıpkı onun gibi; Hamas’ın Aksa Tufanı harekâtı Nemrutlaşan İsrail’in beynine girmiştir bir kere, artık kendi kendini yok etmekten başka gideceği yer kalmamıştır.
        Hani, Anadolu Selçuklularına karşı isyan eden Baba İshak vardı, malumunuz.
        Müridleri/askerleri Baba İshak’a ok işlemez diye inanırlar, neredeyse onu ölümsüz görürlerdi.
        Baba İshak, önüne çıkan birçok kuvvetleri yenmenin de verdiği cesaretle Konya’ya yürür ve Selçuklu ordusuyla karşılaşır. Muharebe devam ederken bilinçli atılan bir ok Baba İshak’a isabet eder ve onu yere düşürür. Bunu gören askerler büyük bir hayal kırıklığına uğrar, dağılırlar ve perişan olurlar.
        Tıpkı bunun gibi Hamas’ın atmış olduğu ok duvarları, istihbaratı, kalkanları, gözlem kulelerini geçip İsrail’in üzerindeki yenilmezlik zırhını parçalanmıştır.
        Artık zırhı parçalanmış İsrail, her türlü okun hedefindedir…
        Yaşasın zalimler için cehennem!
        Selam olsun Gazze’nin yiğitlerine…

  8. Gazeteciliği, Gerçek gazeteciden ilham alarak, yapmış ise. Onun ne yazacağını tabbi ki bilir.
    Evet, yazılarınız ayni. Tek farki sizin yazınızda “Fehmi Abi” kelimesi yok.

    • Batı medyasının ikiyüzlülüğüne bir kere daha şahit olduk. İsrail’in Gazze’yi bombalamasını meşru hale getirmek için manipülasyon yapmaktan çekinmeyen bir medya var karşımızda. Hastaneyi bile bombalamaktan çekinmeyen İsrail, kendini dünya kamuoyunda haklı pozisyona getirmek için ortaya attığı yalanları yaymaktan utanç da duymuyor… Yahudi toplumuna soy- kırım yapmış Hitler’in propaganda taktiklerini kullanarak bunu yapıyorlar üstelik… “Yalan ne kadar büyük olursa ve ne kadar çok tekrarlanırsa, insanlar sonunda buna inanacaktır” diyen Hitler’in propaganda bakanı Goebbels’in bu taktiğini bire bir kullanıyor İsrail. Hamas’ın 40 bebeğin kafasını kestiği yalanı buna en iyi örnek. Bu yalan Batı medyasında çok tekrarlanıp, geniş yer aldı. İsrail, bu ve buna benzer o kadar çok yalan söylemde bulunuyor ki…
      BBC gibi köklü bir kuruluş bile göz göre göre bu yalanlara çanak tutuyor. ‘BBC, İsrail’in savaş suçlarını aklıyor’ diyerek Londra’daki genel merkezi önündeki protestolara rağmen tam gaz devam ediyor aklamalarına… Filistin lehine konuşma yapanlara tahammül bile edemeyen bir medya zihniyeti var karşımızda. İngiliz sunucu Piers Morgan’ın programına konuk olan Mısırlı komedyen Bassem Youssef’un başına gelenleri izlemişsinizdir… Sunucu, Youssef’in İsrail’in yalanlarını, Gazze’deki insanlık dramını anlatmasına tahammül bile edemedi. İnsan hakları, özgürlük diye dünyaya akıl veren Batı, ucu İsrail’e dokunan her şeye karşı faşist bir zihniyete bürünüyor. Sadece medyası da böyle değil. Avrupa’da bazı ülkeler, Filistin’i destekleyen gösterilere yasak getirdi. İsrail’i tüm eleştirilerden arındırmak için adeta koruma kalkanı gibi davranan Batı, İsrail aleyhine açıklama yapan sanatçılara bile yasak getiriyor. Fazıl Say örneğin… İsrail’e ‘Cani’ diyen Say’ın İsviçre’deki konserleri iptal edildi. Yani istiyorlar ki herkes tek ağızdan ‘Çok Yaşa İsrail’ desin. ‘Kral Çıplak’ diyenlerin de ağzına bant çekmeye çalışılıyor… İsrail savaş suçu işliyor, bunu vicdanı, adalet duygusu olan herkes görüyor. Tarih Netenyahu’yu 21. yüzyılın savaş suçlusu olarak yazacak. Batı hâlâ başını kuma gömmeye devam etse de gerçekler apaçık ortada…

  9. Gazze mitingi Cumhuriyet mitingi haline dönüşse ne güzel olur…
    Sanki ülkemdeki CHP yi muhalefeti bilmiyormuş gibi bu başlığı atmışsınız.Allasen hiç mümkün mü😀Akp dünyanın en iyi işinide yapsa biz yine kötü diyecez arkadaş !!!diyen ve bu zihniyette olan bir CHP mandasındaki muhalefet bunu yapar mı?(yapsalar kazanırlar)Sayın yazar bence biraz uyuyun.😀çunki hayal görmeye başlamışsınız.chp ve akp hemde Gazze için ……..hiç gülesim yoktu…byby kemal gelse bile yıllar yılı Arap düşmanlığı ve laiklik ile mankurtlaştırılmış CHP zihniyeti ve seçmeni byby Kemal’i ne yapar biliyonmu…tost ..hemde kaşarlı😀.

  10. Mevzubahis yazıyı okuduk:

    ““Filistin Direniş Hareketi…”

    Benim gözümde “direniş” kelimesi pek makbul bir kavram değildir.

    Dış dünyada bu kavramın, benim gözümde yüzde yüz terör örgütü olan PKK için kullanıldığına çok tanık olmuştum.”

    Böyle diyor 68 kuşağının bıçkın delikanlısı:)

Yoruma kapalı.