CHP gemisi su alıyor, kaptan seyrediyor.. CHP’li medya da aynı sularda ha battı ha batacak…

17
Reklam

Ülkemizin cumhuriyet ile aynı yaştaki partisine seçim sonrasında bir haller oldu. Partide lidere en yakın olanlar bile, arkasını döndüğünde, onu koltuğundan etmeyi amaçlayan zoom arkadaşlığı içerisine giriyorlar.

“Oğlum” diye hitap ettiği belediye başkanı kendisini bir başka belediye başkanı gibi yollara henüz vurmadı ama o da yakındır; liderin koltuğunda gözü olduğunu gözlerinden okumak mümkün oluyor çünkü.

[Garip olan şu: Liderin kendisi, henüz genel başkan seçilmediği yıllarda -2009 yılında- “Oğlum” dediği başkanın şimdi oturduğu koltuğa -İstanbul büyükşehir belediye başkanlığına- aday olmuştu; İstanbul ile CHP genel başkanlığı arasında böyle de bir geçişlilik var.]

CHP toplumun gözü önünde cereyan eden bu çalkantılardan büyük yara alıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin son grup toplantısında partisini ‘gemi’ kendisini de ‘kaptan’ olarak tanımlamıştı.

[Dediği şuydu Kılıçdaroğlu’nun: “Hiç kimse unutmasın, gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin. Benim CHP kültüründen öğrendiğim, aldığım en büyük derslerden birisi de budur.”]

O tanımlamadan hareketle söylenebilecek olan şudur: CHP gemisi su alıyor. Kaptan da buna çare bulacak yerde su alan gediği biraz daha genişletmekle sonuçlanabilecek işler yapıyor.

En son darbe CHP yönetiminden CHP’li medyaya geldi.

Reklam

Akıl alır gibi değil ama, CHP’yi savunmayı görev edinmiş gazeteler, televizyon kanalları ve yazarlar ile yorumcular bizzat parti lideri tarafından suçlanmış bulunuyor.

Ne mi dedi Kemal Kılıçdaroğlu?

Şu söz ona atfedilerek konuşuluyor: “Köşe yazarları üzerinden parti içi meseleler tartışılıyor. Ben kimin nereden, ne maaş aldığını iyi biliyorum.”

Ağır bir itham bu.

Günlerdir o medya içerisinde yer alan isimler kendilerinin kast edilmediğini savunarak Kılıçdaroğlu’nun hedefinde asıl kimler olabileceğini isimlendiriyorlar.

İsimlere bakıyorum, savunma amaçlı olarak o sözlerle kendilerinin kast edilmediğini söyleyenler ön planda.

Maaş olarak kime ne verildiğini telaffuz edenler bile var.

CHP’nin seçimlere kadar itibar ettiği medya organları ile muteber yazar ve yorumcular ateş altında.

Reklam

Üzücü bir görüntü o kesime hakim.

Onlarca yıl boyunca kazanılmış itibarlar bir çırpıda bazılarının elinden alınıveriyor.

Daha da garip bir gelişme yine CHP yönetimi tarafından partinin ismiyle özdeş TV kanalına karşı sergilendi. CHP’nin medya ile ilgili genel başkan yardımcısı, Halk TV ile CHP arasında uzun yıllara dayanan ve parasal boyutu da bulunan bir sözleşme olduğunu, parti olarak bu sözleşmeyi kendilerinin tek taraflı feshettiklerini açıklayıverdi.

Taraflar -CHP ile Halk TV- arasında bir sözleşme varmış ve kanal, yayınlarında, o sözleşmeye uyuyor, CHP de bunun karşılığında kanala düzenli ödeme yapıyormuş…

Halk Partisi ile Halk TV… Özgür medya, yansız ve tarafsız yayıncılık böylesine bir ilişkiyi kabul etmez ancak işte “İsim benzerliği ilişkiyi kolaylaştırmıştır” diyen çıkabilir.

Öyle değil, daha doğrusu CHP’nin fonladığı yalnızca o kanal değilmiş, CHP ile benzer sözleşmeler imzalamış başka kanallar da varmış… Halk TV’nin sahibi, CHP’den sözleşme ile para aktarılan 10’dan fazla kanal olduğu iddiasında. CHP adına sözleşme feshini kamuoyuyla paylaşan genel başkan yardımcısı da, sayı vermese de sözleşmenin bir tek kanalla sınırlı olmadığını söylemekte.

“Bu normal mi?” sorusuna verdiği cevap da ilginç CHP yöneticisinin: “İsveç’te değil ama Türkiye’de normal. İngiltere’de değil ama Türkiye’de normal.”

İsveç’te ve İngiltere’de normal olmayan bu tür bir ‘yasak ilişki’ Türkiye’de nasıl normal sayılıyor?

CHP tarafından?

Seçim sonrasında tayfaların kavgaları sebebiyle su almaya başlamış olan gemi yan yatmaya başlamışken, onu her durumda desteklemeyi görev bilmiş medya da tahribattan ölümcül darbeler alıyor.

Bu hikaye bu kadarla ve burada bitmeyecek gibi. Daha nerelere kadar uzanacağını kestirmek ise kolay değil.

CHP lideri nereye kadar gitmesini istiyorsa herhalde oraya kadar gidecektir.

Hesaplaşacağı daha çok kişi ve kurum olduğu belli Kemal Kılıçdaroğlu‘nun.
ΩΩΩΩ

Reklam

17 YORUMLAR

  1. TANJU ÖZCAN CHP’DEN İHRAÇ EDİLMİŞ.
    CHPli Bolu belediye başkanı Tanju Özcan
    Kılıçdaroğlu ‘na istifa çağrısında bulunup bu amaçla Ankara’ya kadar yürüyüş yaptığı için partisinden ihraç edilmiş.
    Muhalefetteyken bunu yapıyorlar.

    • Bi de demiyorlarmı; Demokrat Dedemmm.
      Bi de demiyorlarmı; Liyakat, Adalet..
      Herkese trol yandaş diyorlardı.
      Bunların hepsi fondaş çıktı.
      Halt tv nin sahibine göre Chp Trol ordusu kurmuş, aylık 150 bin diyor. Bütün youtebırları toplamışlar.
      Bunlar birbirine vurdukça daha neler göreceğiz bakalım.
      Millet bunlara güvenmemekle haklıymış mı?

  2. ABD den fonlanan onlarca web sitesi,gazeteci ortaya çıktı.
    “Bunlar gayet normal ,beyaz efendilerin amacı demokrasi ve onu savunana yardım ederler (!)”
    denildi.
    Şimdi yıllardır zaten CHP yatafından fonlandığı bilenen medyaya şaşırılmış gibi yapılıyor.
    anladığım CHP üzerinde yeni bir dizayn başladı.
    Düne kadar başımıza CB yapmaya çalıştıkları zatın artık kullanılır tarafı kalmadığından el birliği ile yeni bir kullanışlı adamı getirecekler.
    Tüm operasyon hesapları bu konuda hem fikir.
    Dikkatle karanlık odalarda ,büyükelçiliklerde pişirlen senaryoyu takip edelim.
    Özellikle atletçi hesapları dikkatli takip edelim.
    Kimi parlatıyorlar onu iyice not edelim.

  3. Balonlar bir bir patlıyor.
    Hepsi birbirini ifşa ediyor.
    Halk tv , Halt Tv’ymiş.
    Oda tv, Krt, Telebir hepsi beslemeymiş, fondanşmış.
    Fondaş dediğimizde alınıyordunuz.
    Hangi gazeteciler kimden para aldıkları kiminle hareket ettikleri bir bir ortaya çıkar yakın zamanda. Öyle diyorlar.
    Bütün meseleleri paraymış.
    Solculukmuş, Atatürkçülükmüş, adaletmiş hepsi palavradan ibaretmiş.
    Yargı acilen Chp ve İş bankası olayına el atmalıdır.

  4. “İsveç’te ve İngiltere’de normal olmayan bu tür bir ‘yasak ilişki’ Türkiye’de nasıl normal sayılıyor?” diye sormuşsunuz ya, bilmemeniz mümkün değil…

    AK Parti (ATV, SABAH, AHABER, TGRT, ÜLKE TV, KANALD vs.vs.) ve MHP’nin (Bengitürk TV) fonladığı, “reklam” adı altında beslediği % 95 medya ortada.

    Bu kadar aleni ve açık yapılan birliktelik karşısında, izninizle elbet CHP’de birileriyle olacaktı…

  5. Sözleşme ile yapılan hiçbir annaşma sorun yaratmaz, çözer! Tortu mortu bırakmaz.
    Acele işe şeytan karışır! Acele etme!
    Mesela emekliler hiç şikayet etmiyor. Kılıç beyin 15 binini bile ellerinin tersiyle ittiler.
    Peki CeHaPe elebaşılarının hankısı???
    “Ben senin gösterdiğin bu koltuğa oturmayı REDDEDİYORUM arkadaş” 😯🤔🤗 dedi??
    Hangi bir CeHaPe muktediri olupta;
    Chp zihniyetinin “kendinden KURTULMAK” için onu o BOŞ 😂🤣😂 koltuğa aday ADAYI!🤣🤣🤣 gösterdiğini bilmediğini söyleye bilir ki????😡😡😡😡
    Bak emekliler bile keş’i gösterdiği halde, yine inanmadılar🤣😂🤣😂

  6. Dördüncü günü ve devresi âdileşir, bir şey yapmaz, yalnız vaziyeti muhafazaya çalışır.” diye, gayet yüksek bir belâgatla ümmetine haber vermiş.
    Özellikle başkanlık sistemi ile chp nin devri bitmiştir….chp bu sistem ile bu asil millete saygı duymak,helalleşmek,kendini dönüştürmek zorunda..

  7. BODRUM MARMARİS İÇMELER BENANE!

    Akpartinin 20 yılı aşkın iktidarını bazıları çok görmüş olabilir. Doğrusunu isterseniz ben de bir değişim olmasının iyi olacağı kanatini taşıyordum. Akpartiye ilişkin bütün çekincelerim gibi bu da yanlış çıktı. Keşke yazar da bunu itiraf etse. Baksanıza kanlı bıçaklı 7 ortaklı bir takım az daha onun sayesinde iktidara geliyordu. Ülkemiz ne büyük beladan kurtulmuş.

    Şu anki görüşüm akpartinin en az 20 yıl daha iktidarda kalması gereği. Türkiyede parayı kimlerin kazandığı, nerelerde harcandığı bellidir. Kadıköy, bakırköy şişli, beşiktaş, bahçeşehir, ataköy, ataşehir gibi ülkenin kaymağını yiyenlerin oturduğu, bodrum, çeşme, alaçatı, kuşadası, marmaris gibi sayfiye yerlerin siyasi eğiliminde en ufak bir değişiklik olmadı. Demekki akparti sosyo ekonomik dengelerde en ufak bir değişiklik yapmamış. Kendi seçmen gurubunun ekonomik iyileşmesi hakkında gerekli adımları atamamış. Seksen yıldır memleketin kanını kemiğini emenler, çaldıklarını hala bitiremiyorlar. Yoksul halk sadece inançları nedeniyle horlanmamış, ekonomik kaynaklardan da uzak tutulmuş. Bu denge değişinceye kadar, en azından bodrum çeşme kadıköy gibi ilçelerde chp oy oranına %25 e düşünceye kadar, burada oturanların %75 i başta akparti olmak üzere sağ partililerden oluşuncaya kadar akparti iktidarda kalmalı. Baksanıza boğaziçi üniveresitesinde akparti rektör atayacak adam bile bulamıyor. Nasıl faşizan bir kadrolaşma yaptılarsa.

  8. Son yerel seçimde bugüne kadar Ak Parti’ye oy veren bir çok insan İstanbul, Ankara, Bolu, Antalya gibi büyükşehirlerde CHP adayına oy verdi. Çünkü kendince bir uyarı yapmak, ders vermek istedi. Nasıl bir el ayarıdır bilinmez İstanbul’u İmamoğlu’na, Ankara’yı Mansur’a verirken belediye meclisinde çoğunluğu Ak Parti’de bıraktı. Bir çok yerde böyle oldu.
    Cahil, eğitimsiz dedikleri insanlar yaptı bunu.
    Günün sonunda Erdoğan mesajı aldı. Gereğini yaptı. Genel seçimlere kadar eksiği, gediği giderdi. Yanlışları düzeltti ve bir kez daha galibiyet elde etti.
    Erdoğan bunları yaparken İmamoğlu İstanbul’u, Yavaş Ankara’yı, Soyer İzmir’i, Özcan Bolu’yu, Böcek Antalya’yı perişan etti.
    Hal böyle iken okumuş, eğitimli, çok bilgili, kültürlü, tahsilli, paralı, akıllı CHP seçmeni kimseden hesap sormadı.
    Alın size bir büyük fırsat. Önümüzdeki yerel seçimlerde yapın bir ihtar, verin derslerini bakın bakalım ne oluyor?
    Yaparlar mı?
    Yapmazlar!
    Yapmadıkları gibi bana da ‘yemezler, CHP’ye ders verelim de Ak Parti mi kazansın’ diye saydırırlar.
    Size bilirsiniz!
    Ne istiyorsanız onu yapın ama sekiz ay sonra yine saç baş yolmayın!

  9. GAZETECİLERİN MAL VARLIĞI ARAŞTIRILSIN
    Lağım patladı.
    Kılıçdaroğlu, muhalif görünümlü gazetecilerin, “köşe yazarlarının kimden ne kadar para aldığını biliyorum” diyor.
    Partisi kurumsal olarak Halk TV’ye artık para vermeyeceklerini noter yoluyla duyuruyor.
    Ömürleri ona buna operasyon çekmekle geçmiş karanlık oda sakinleri birbirine düşmüş, “Sen de şundan para almadın mı” diye eski dostlarını suçluyorlar.
    Enver Aysever’in söyledikleriyse yenilir yutulur cinsten değil. Şaban Sevinç ve Uğur Dündar’ın CHP’li belediyeleri tehdit ederek programları için para aldıklarını anlatıyor. “İnkâr ederseniz Mudanya Belediyesi dosyasını açarım” diyor.
    “Aç aç” diyen yok.

  10. Cumhurbakanı seçtirmek için kendini yırtan gazeteciler görsünler nasıl birini başımıza bela edeceklerini.Sizde bu yazınızla seçimden önceki yazılarınızı yan yana getirip okusanız keşke.Methiyeler yazdığınız adamı şimdi de yerden yere vurun.Oh ne güzel.

    • Kemal Kılıçdaroğlu ya Sünnetullahı takip ediyor ya da İhsan Eliaçık hocadan etkilenip “radikal demokrat” olmaya karar vermiş olabilir. Her şeyi de köytüye yormamak lazım!

  11. Iyi saatte olsunlar ,
    Birbirinden bulsunlar.
    Sürsün gitsin kavgaları,
    Gün geçtikçe solsunlar !

    • Bugün CHP’de “değişim” diyenler, neyi değiştirecekler? Partiyi yeniden eskiye götürüp, milli hassasiyetleri olan bir hale mi büründürecekler?
      Sanmam, çünkü bazılarının varlık sebepleri bu! Zaten bu konuda herhangi bir iddiaları da yok.
      CHP’de bugün yaşananlar sadece koltuk kavgasıdır. “Sen git, yerine ben geleyim” mücadelesidir. Doğru ya da yanlış, CHP’de değişimi sağlayan ise bizzat Kılıçdaroğlu’dur!
      İlkelerinden kopan, adeta amorf bir hale gelen, söylemleri ile eylemleri uyuşmayan bir CHP var bugün karşımızda. Öyle görünüyor ki “değişim” diyenlerin de bu yapı ile hiçbir problemleri yok.
      O yüzden “değişim” mücadelesi yerine koltuk kapmaca demek daha doğru olur bugün CHP’de yaşananlara.

  12. AKILDAN TASARRUF
    Sık sık ve mükerreren önerildiği gibi yine tasarruf önerilmiş.
    Tabii ki, iktidar tarafından
    İtibardan tasarruf olamaz hâşâ.
    Ayet ve hadislerde itibar istisnası yok.
    Hatta müsriflere itaat edilmemesine dair açık ve net bir emir var.(Şuara-151)
    İktidar ve muhalefet lisan-ı hal ile yani hal diliyle tüm seçmenlere ;
    –Akıldan;
    –Bilimden;
    –İnsaftan;
    –Vicdandan tasarruf öneriyor.
    Hem de bas-bas bağırarak.
    Kulaklarımızı sağır edercesine.

  13. Sayın yazar “İsveç’te ve İngiltere’de normal olmayan bu tür bir ‘yasak ilişki’ Türkiye’de nasıl normal sayılıyor?” diye sormuş ama aslında o ülkelerde de bu tür ilişkiler vardır ve çok da normaldir, anlaşılan chp nin çok bilmiş mutemedi öylesine sallayıvermiş:)

Yoruma kapalı.