Açlık sınırı altındaki milyonlar tepkili ama esas tepkiyi onların yardımına koşabilecek olanlar vermeli

13
Reklam

Geçen gün bir dost meclisinde uzun süredir görmediğim iş dünyasından bir tanıdık, konu geçim sıkıntısına gelince, “Bugünün Türkiyesi’nde geçim için 200 bin TL gerekli” deyince bende şafak attı.

Ne, 200 bin TL mi?

Devletten üst düzey görevdeyken emekli olmuş, yüksekçe maaş alanlar ile yine yüksek maaşlı emekli milletvekilleri de, sohbetlerde, geçinme zorluğu çektiklerini söylüyorlar.

Herhalde doğrudur.

İyi de doğruysa ayda yalnızca 7 bin 500 TL maaş alan 9 milyon emekli ne yapıyor acaba?

Yüksek maaşlılar bile şikayet ediyorsa ayda 7 bin 500’den biraz fazla maaş alan emeklileri de düşünmek gerekiyor. Onlar da 6 milyon kişi.

Galiba emekli maaşıyla geçinenlerimizin yarıdan fazlası açlık sınırının altında, geri kalanının büyük bölümü de yoksulluk sınırının altında kalıyor.

Bana da her şey çok pahalı geliyor. Yakın zamanlara kadar lüks sayılmayacak bazı keyif harcamalarım olabiliyordu, bir baktım, farkına bile varmadan bir çoğundan vazgeçmişim, bazılarını da azaltmışım.

Reklam

Hazırdan yiyor benim gibiler…

Ya hazırı bulunmayanlar ne yapıyor?

Çevremde herkes bu konu açıldığında “Allah onlara acısın” duasını etmekten öteye geçmiyorlar.

Nedense kimsenin aklına fakir fukaranın – garip gurabanın yardımına koşmak gelmiyor.

Yardımına koşmak mı? Nasıl olacak bu?

Serzenişte bulunduğumda kimileri bana bu soruyu yöneltiyor.

Eskiden şimdikine benzer durumlarda, bazı hamiyet sahipleri, hem kendi ceplerinden masrafa katlanarak hem de imkanı olan tanıdıklarını da gayrete getirerek, çevrelerinde bulunan veya uzak yerlerdeki çaresizlerin yardımına koşmak üzere devreye girerlerdi.

Gaziantep’te işi-gücü bu olan bir yaşlı adamı hayal meyal hatırlıyorum.

Reklam

O kadar uzağa gitmeye gerek yok, bazı yabancı ülkelerde, son yıllarda, bazı insanlar, kendilerinin imkanlarına sahip olmayan, çeşitli sebeplerle gıda yardımına muhtaç duruma düşmüş veya engelleri yüzünden yerlerinden ayrılamayan başka insanlara yardım ellerini uzatıyorlar.

‘Food bank’ uygulaması Kovid günlerinde çok yaygınlaşmıştı. Gıda maddeleri toplanır, adresleri tespit edilmiş muhtaç kişilere gönüllü gençlerle ulaştırılırdı.

Evinde pizza pişirip bekleşen ihtiyaç sahiplerine dağıtanlar bile çıkmıştı.

‘Aşevleri’ oluşturulup sıcak yiyecekler sağlayanlar da vardı. Halen de var.

Bu sonuncusu -aşevleri- bizim geleneğimizde de bulunmaz mıydı?

Peki, neden bu göreve kendiliğinden soyunanlar bizde pek çıkmıyor?

Neden bu amaçla sivil toplum kuruluşları oluşturulmuyor veya var olanlar devreye girmiyor?

“Açlık sınırının altında kalmak” yaftasının anlamını anlayan yok herhalde.

İyi de, “Komşusu aç iken” diye başlayan hadis artık hutbelerde/vaazlarda tekrarlanmaz mı oldu yoksa?

AK Parti’nin itibar ettiği yorumculardan biri, “Her gün yeni zam; pek çok kişi ‘oyumuzu keşke Kemal Kılıçdaroğlu’na verseydik’ demeye başladı” görüşünü açıklamış.

Tahmin ederim.

CHP ise ne olup bittiğinin farkında değil, onlar kendi kavgalarıyla meşgul.

Peki, AK Partililer farkında mı bu durumun?

Onlar da muhalefete bakıp, “Bunlar varken bize ölüm yok” tesellisindeler.

Galiba olan fakir fukara – garip guraba takımına oluyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

13 YORUMLAR

  1. milyonlarca kişinin 1 ayda aldığı asgari maaşı bir günde tüketen saray hangi ülke de bulunuyor acaba.
    a-filipinler b-arjantin c-venezuella d-brezilya e-hiçbiri

  2. CHP ise ne olup bittiğinin farkında değil, onlar kendi kavgalarıyla meşgul.Peki, AK Partililer farkında mı bu durumun?Onlar da muhalefete bakıp, “Bunlar varken bize ölüm yok” tesellisindeler.Galiba olan fakir fukara – garip guraba takımına oluyor.
    bunun sebebi siz ve sizler gibi muhalefetin yanlışlarınıda eleştirmeyen muhalifler yüzünden.sorumlu muhalefet.adam gibi muhalefet yok.siz bile hala titreyip kendine gelmesi gerektigini….yani tekbaşlarına akp yenileceklerini tekrar chp çatısı altinda birleşmezlerse belediyelerinde gidecegi ikazında bunuyonuz.varsa yoksa chp ve onun etrafinda kuyrugunda olma gerekliligi..en gıcık oldugumda muhalefetin beni aptal yerine koyma çabası.diyorlarki montaj mıs falanmış..pkk ve kandilin millet ittifakı ve by kemale destek videolari montaj mi…veya hdp secmeni tulum by kemale oy vermedi mi?bu ülkede değişim olması için muhalif kafalar değişecek.buda olmayacagina göre durmak yok yola devam…birde millet şu anki zamlardan cokda rahatsız degil.çünki erdoganin bunu düzeltecegine inaniyor..eger bu zam furyasi devam eder 2-3 sene daha devam ederse tepki o zaman olur.millet erdogana şu an avans veriyor.zamlar olsada görelim diyor.muhalefet bunu bile anlamış degil.memur memnun…esnaf memnun…çiftci memnun..bi memnun olmayan emekliler var.onlarda memnun eder herhalde…

  3. neden mi yapilmiyor cevap belli o zaman aci gercek ortaya cikar. aci gercegin ortaya cikarma korkusu veya cesaretsizligi yaptirmiyor…

  4. Bugün yeryüzü yeterli kaynak ve zenginliğe sahipken sırf adaletli bir paylaşım olmadığından dolayı aç insan/insanlar varsa bu insanlığın büyük bir ayıbıdır.

    (Dünyada en zengin 26 kişinin serveti dünya üzerindeki 3.8 milyar insanın servetine denk düşüyormuş. Türkiye’de ise en zengin yüzde 1’lik kesim toplam servetin yüzde 41’ine sahipmiş.)

    Eşitlik, özgürlük ve kardeşlikten dem vuranların, adalet arayanların, sosyal adaleti savunanların, insanın dünya ve ahiret mutluluğunu temin etmeyi amaçlayan ve dünyaya barışı, huzuru getireceğini iddia eden tüm din mensuplarının, evrensel ahlak ilkelerini savunanların kulakları çınlasın

    Ey insanlık nerdesin?

    • “…huzuru getireceğini iddia eden tüm din mensuplarının…” ne suçu var kardeşim?
      Dini imanı para olan ateistleri hallettin de,
      ağzı var dili yok müminleri aşağılamaya mı geldi sıra?

      • Üslubunda dikkat ediniz. Ben kimseyi aşağılamadım. Anlama sorununuz varsa yorumumu bir daha bir daha okuyunuz.

        • Sayı averros!
          Aşağılık insanların birinci ve biricik ihtiyaçları aşağılanmaktır.
          Yemek içmekten, hatta nefes almaktan daha büyük ihtiyaçtır.
          Amerikanın aksaçlısı ne diyordu?
          “–Biz bazı ülkelere atadığımız yöneticilerle her türlü melaneti yaptırdırtan sonra, o yöneticiler vasıtasıyla o ülke halklarını aşağılattırırız.”
          Diyor ki, “aşağılık insanların aşağılanma ihtiyaçlarını kamilen ve mükemmelen ikmal ederiz.Bizden iyisini şeytan yapar.”
          Aşağılamadığın için rahatsızlık rahatsızlık duyuyorlar.
          Allah için bazıları bu işi fevkadenin fevkinde yapıyor.
          Bebesine varıncaya kadar kafalarına bir şey ya fırlatıyor, yada vuruyor.

  5. Aylıkların (emekli çalışan özel kamu) bilfiil çalışan – emekli, riskli – risksiz şeklinde kategoriye ayrılıp ona göre herkese AYNI! ücretin verilmesi gerektiği!!! görüşü hakim.
    Birde savcı olsun onu dinleyin,
    -Herkese bir taban ücret (asgari ücret) verilmeli mi? Verilmeli 🤔
    -Bunun üzerine ne nasıl eklenmeli???
    (Asıl mesele bu, bilinmeyen, anlanmayan)
    1)herkes masa başı çalışan mı:10bin
    İçlerinden birisi (ceo-müdür-amir) 15-20
    2)güvenlik güçleri (özel giysili) artı risk tazminatı. (Artı gece gündüz mesai farkları) 10bin taban üzerine ekle.
    3)işçi sınıfı (tornacı kaynakçı gemi yapımcısı fabrika vs..) yani EMEKÇİ! alın teri döken, d.tünden terler akan! :çalıştığı gün kadar (tam ay çalıştı ise) bir aylığı 10-20 bin arası
    (Mesaiye göre rakam değişir!)
    4)vekil: çalıştığı sürece 20-40 bin!
    (Emekli olup tekrar seçilirse ikisinden birini tercih edecek ve birisini alabilecek!)
    Sonucunda: emekli primleride buna göre keslir ve emekli olduğunda;
    HAKETTİĞİ NE İSE ONU ALIR!
    (Sen bunu böyle talep etmediğin sürece KK gelir seni 15 bine satın alır, rt gelir ev araba yazlık veriyom al sana der bankaya borçlandırır (😂 gülsemmi ağlanacak halimize?, 😡kızsam mı şu insanların düşürüldüğünü gördükçe bu hale☹️).

  6. Aş evi sadaka yardımı belediyelerin 250 liralık kart dağıtması gibi uygulamalar hiç bir işe yaramayan ilkel uygulamalar. Artık iş aş evi sadaka yardımı faslını geçmiş, yeni yaklaşımlar geliştirilmesi farz olmuş.

  7. Burada bahsedilen ‘ sosyal yardımlaşma ve dayanışma’ aslında , her toplumda ve her zaman olması , uygulanması gereken bir tutum ve davranıştır, bir gelenektir ; ülkemizde de kısmen var olduğunu tahmin ediyorum ancak yaygın ve yeterli olmayabilir ?
    Maalesef yılda bir milyar liralık gıdanın çöpe atıldığını gözönüne alırsak bunun ne kadar önemli olduğu da kendiliğinden zaten ortaya çıkar. Nitekim benim yaşadığım şehirde çeşitli kurum ve kuruluşlar, cam şişe atıkları başta olmak üzere giyilmeyen ihtiyaç fazlası yiyeceklerin atıldığı
    büyük kumbaralar yerleştiriyorlar.
    Tabii ki bütün bunlara rağmen
    veya bununla birlikte aslında en önemli olan husus toplumun bu hale gelmemesidir yani ne bu derece israf edenler ve ne de bu derecede muhtaç olanların olmaması , devletin bir şekilde bu dengeyi kurmasıdır.
    Bizim tek adam demokrasisinde ve tek adam cumhuriyetinde bu hayalden veya temenniden öteye geçmez!

  8. Sayın yazar soruyor:
    “Peki, neden bu göreve kendiliğinden soyunanlar bizde pek çıkmıyor?

    Neden bu amaçla sivil toplum kuruluşları oluşturulmuyor veya var olanlar devreye girmiyor?”
    Elcevap:
    Çünkü türkiye gelişmiş bir ülkedir, dezeavantajlı vatandaşlarını ona buna el açtırmaz, sosyal yardımlarını nakit olarak yapar ihtiyaç sahiplerini gözetir!
    Yetmiyormuş gibi yaklaşık 5 milyon muhacir ve mülteciye de kucak açtık, yedirip içiriyoruz, hangi yabancı ülkede bu kadar göçmene kucak açılmış?
    Efendim????

    “…Her gün yeni zam; pek çok kişi ‘oyumuzu keşke Kemal Kılıçdaroğlu’na verseydik’ demeye başladı” görüşünü açıklamış.”
    Bu görüşün sahibini de itibarını da bilmem, her kimse ağaç kökü yesin!!!!
    Açlıktan gebersek de erdoğan diyoruz, anlaşıldı mı?
    Durmak yok yola devam!!!!

  9. Dün akşam işim uzadı, işten saat 10’u geçerken çakabildim. Eve giderken çöp konteynırını karıştıran bir kadın gördüm. Tek başınaydı, iki tekerli çekçek arabasına geniş hara çuvalı geçirmiş kağıt ve plastik atık topluyordu. Ne yapacağımı şaşırdım yola devam ederken acaba nasıl bir sıkıntı içindeki kadın başına gece karanlığında yanında kimse olmadan kağıt toplamak zorunda kalmış, yoksa bu onun işi mi merakıyla geri döndüm. o çoktan başka bir sokacağa girmişti. Peşinden gittim ama giderken de daha önce hiç görmediğim ve kim olduğunu bilmediğim kadına gece gece ne diyecem endişesiyle yaklaşırken elimde tuttuğum bir banknotu uzatarak ablacım alırmısın deyince kafasını konteynırdan kaldırdı almam dedi. O zaman yüzünü gördüm. 60-65 yaşlarında tertemiz giyimli pırıl pırıl bir teyze.. hiç bir şey diyemedim almazsan konteynıra atarım o zaman diyebildim sadece.

Yoruma kapalı.