CHP’nin hamlelerine AK Parti’den karşı-hamle bekleyen dostumun sorusunu cevapsız bırakamadım

15
Reklam

Epey oluyor; iktidarın iki ortağına da yakın bir TV kanalının ana haber bültenine tesadüfen takılınca, işittiklerim beni şaşırtmıştı. Haberleri yetkin biçimde sunan gazeteci alttan alta eleştirilerde bulunmaktaydı.

Kendi kendime “Hayrola, ne oluyor?” diye mırıldandığımı ve yanımdakilere dönüp haberin suncusuna ömür biçtiğimi hatırlıyorum.

Nitekim beklediğim oldu. Kanal o sunucuya kapıyı gösterdi.

Eski olay nereden aklıma geldi, anlatayım.

Bir dostum, hem de siyaseti en yakından izleyen bir dost, son yazılarım üstüne bana bir soru yöneltti: “Seçim sonrası siyasi hayatını belirleyecek ilk hamleyi Özgür Özel’in yaptığını söylüyorsun, hatta ‘ilk raundun galibi CHP’ diye şimdiden ilan da ettin. Diyelim, tespitin doğru. Peki, bu gelişme AK Parti’de nasıl görünüyor; karşı-hamle gelir mi, gelirse ne olur?”

Çok şıklı bir soru bu; aynı dolulukta cevabı da hak ediyor.

Özgür Özel’in iktidar partilerinin genel başkanlarıyla el sıkışmak istemesi ve bu arzusu gerçekleşince, hamlesini ‘normalleşme’ adını verdiği bir çerçeveye oturtması, görebildiğim kadarıyla, AK Parti’nin merkez kadrosu tarafından tam anlaşılamadı.

Anlayamamış ve şaşırmış durumdalar.

Reklam

Yakın çevrenin bu ilk hamlenin AK Parti’nin işine yarayacağı yolundaki acil değerlendirmeleri, yönetimi rahatlatmış görünüyor.

Zaten ben de bu görüntüye bakarak ilk raundu CHP’nin önde bitirdiğini yazdım.

AK Parti’yi içinden tanıyan ve elinde kalem tutanlar arasında olanı doğru değerlendirenler de var ve sayıları da az değil.

Son bir-iki günden özellikle seçtiğim iki yazıya bu gözle bakalım isterseniz.

İlk yazı Yeni Şafak gazetesinden. Yazarı bir dönem AK Parti’de milletvekilliği yapmıştı ve son görevi de dış ilişkilerden ve insan haklarından sorumlu genel başkan yardımcılığıydı. Wikipedia şimdi de Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı olduğu bilgisini veriyor yazarın.

Yasin Aktay’ın yazısının şu başlığı bile anlayan için alarm işareti sayılabilir: “AK Parti’deki ‘kan ve ruh kaybı’ nasıl telafi edilebilir?”

AK Parti’de ‘içeriden’ eleştiri yapmak hayli zor, bunu biliyoruz. Yazar da o sebeple, söyleyeceğini yazıya hüküm cümleleriyle dökmek yerine, soru sorarak aynı sona varmayı tercih etmiş…

Okuyalım:

Reklam

“AK Parti yola ne için çıkmıştı, nereye vardı? Kimlerle yola çıkmıştı, kimlerle devam ediyor? Türkiye’yi yöneten vesayet odaklarına karşı bir halk hareketi olarak ortaya çıkan AK Parti o vesayet çevreleriyle, ideolojileriyle, Kemalizm’le hesaplaşmak yerine son kulvarda uzlaşmayı mı tercih etti?”

Yazıda ancak partililerin anlayacağı ve ağızlarında yavan bir tad bırakabilecek satırlar az değil. CHP’ye ve genel başkanı Özgür Özel’e takdirkâr cümleler sözgelimi. Yazı bütünüyle okunmayı hak ediyor. [Aynı yazarın okunmaya değer bir takip yazısı da var.]

İkinci yazı ise, AK Parti’ye destek veren gazetelerin kılavuz gemisi sayılabilecek Sabah’ta çıktı. Yazarı AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yurtdışı gezilerinde kendisine sürekli refakat eden gazetecilerden Okan Müderrisoğlu.

Önce Özgür Özel CHP’si değerlendirmesini okuyalım yazarın:

“CHP’nin siyasal kredi ile kazandığı seçmeni elde tutma ve daha geniş tabana açılma arayışının, iyi ambalajlanmış bir özeti ile karşı karşıyayız. / İdeolojik kamplara sıkışmak veya toplumsal kırılmalara takılmak yerine esnek politik yaklaşımlar sergilemek hiç de fena fikir değil. Bilindik CHP söylemini ve yöntemini arka plâna iten, farklı toplum kesimlerinin temel meselelerine odaklanmayı önceleyen bu model gerek muhalefet gerekse iktidar için yeni bir durumu ifade ediyor.”

Şimdi de AK Parti’ye bakış:

“Yenilenme ve değişim beklentisini tam olarak karşılama, yeni sosyolojiye uyum, bölgesel ve küresel riskleri okuma ve politika geliştirme becerisi test edilecek. AK Parti bakımından önemli ve öncelikli olan husus, seçmenle gönül birlikteliğini yeniden inşa etme ve gelecek tasavvurunda ortaklaşmaktan geçiyor. Bu zeminin üstüne; ekonomik iyileşme, yeni anayasa, yargı reformu, genç politikalar birer kat olarak çıkılabilir.”

Müderrisoğlu, yazısını, “Bir-iki yıla kalmaz tetiklenecek erken seçim senaryosu” beklentisiyle bitirmiş.

Her iki yazar da, yazılarının bütününü okursanız göreceksiniz, aslında AK Parti yönetimini -hatta doğrudan genel başkan Tayyip Erdoğan’ı- seçim sonrasında iyice görünür hale gelen CHP siyasi tehdidi konusunda uyarmaya çalışıyorlar.

Uyarıları işe yarar mı?

Bu uyarılara kulak verilse ve açık-kapalı eleştiriler üzerinde durulsa bile, AK Parti’nin kendisine çeki düzen vermesi o kadar kolay değil.

AK Parti’nin uyarılmayı hak edecek hale gelmesini hızlandıran MHP ile kurduğu ortaklıktır.

MHP’ye muhtaç AK Parti ve yakın çevresinden gelen eleştiriler ile tavsiyeler MHP duvarına çarpacaktır. 

Umarım, dostane tavsiye sahibi yazarlar aynı gazetelerde aynı minvalde yazmaya devam ederler…

ΩΩΩΩ

Reklam

15 YORUMLAR

  1. Reis partiden akp’lileri attı akp’cileri aldı. sonra da oturmuş dövünüyor neden böyle oldu diye. yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen olacağı bu!

  2. Buğday pişince bulgur olur teraneleri ile uğraşmayacağım. Direk dalıyorum.
    -siyasetçilerin ve siyaset dünyasının kokuşmuş koridorlarının irin kokusu duvarlardan dışarı fışkırmakta!..
    (Artık ne tuğla çekmeye, nede delik açmaya gerek kalmamakta!..)
    -Özgür kadın yada mutlu cenah!..
    hiçbiri sökmez artık bu topraklarda..
    ÖKÜZ GIPREŞTİ, MAYMUN GÖZÜNÜ AÇTI.
    Neticeye bakalım:
    -Siyasetçinin “halk için halka rağmen” deneme sinin kimi nirvanaya erdirdiğini de, kimi erittiğini de gördü, herkes yaşadı😡.
    -seçimde Erbakan faktörü girdi devreye (hafife alma hatasına düşenin çok canı yanar, hatta bedeli Böyyük olur!)
    İP atıldı yine meydane😊 (yeni başgan kova burcuysa eğer yandınız oolum siz🤣🤣🤣)
    -siyaset dünyasında ömür boyu birliktelik diye bir şey OLLMAAZZZ!..
    Dün demli çay içtiklerinle, bugün dağda piknik yaptıklarınla YOLLAR AYRILMAK İÇİN YAPILIR GENELDE🤔.
    -yarın…..
    Bir bakmışsın özgür efendiyle kol kola..
    (Sayın CB ‘nın sevecen candan kişiliğini bilmeyen açsın tarih sayfalarını,
    Esad, Barzan, … baksın👀)
    Son tahlilde,
    Şimşek çaktımı bir kere!…
    YAĞMUR YAĞAR GENELLİKLE 🤗🤗🤗.

    • merhum Sinan atesin eşi Ayşe Ateş, özgür özelin cinayetin devlet Bahceliye dayandığını düşünüyor musunuz sorusuna hayır, düşünmüyorum. devlet Bahçeli’nin bu cinayetle hiç bir alakası yok, hatta cinayetten haberi bile yok. dediğini söylüyor.

      • Sayın Baran, konu Bahçeli yada üç beş athırsızı veya kiralık it köpek değil..
        Bu gibi sorular teferruat bile değil! olmamalı da. Cambaza bak oyunu dur bu gibi saptırmalar.
        Maraş katliamını bir parti defterine mi yazmış?
        Maraş ın orta göbeğine bir hedef gösterince tüm suç vebal kar kazanç o birilerinin hanesine mi yazılırmış??
        Karlı dağlarda parti başkanını ölüme terkeden üfürük tükürük nassıl bi balgam ki!…
        Beyaz torosların parasını madamlar çilli kadınlar felan verse cehennem de mi cayır cayır yanarmış???
        Hani bunun sapı kulpu içinin yağı tuzu?
        Demem o ki,
        Masal bitti harç yapı paydos adios.

  3. Bence ak partide büyük çoğunluk bu seçim yenilgisini ikinci olmayı anlayamamış. Hâlâ ilk yapılacak seçimde kendilerinin kazanacağını düşünüyorlar. rahatlıklarından bu durum anlaşılıyor. İlk yapılacak seçimde neyi ve neleri kaybedecek lerini Reis in bir şekilde kendilerini kurtaracağını sanıyorlar. Ama Reis yoruldu farkında değiller. eski stratejiler işe yaramıyor. Değişim Kaçınılmaz Sondur…

    • Dur yolcu!
      “Reis yoruldu” neyim diyorsun ama
      gelen gideni aratırmış,
      bunu da unutma:)

      • nasıl aratacak, mesela Erdoğan 14-15 yaşındaki çocukları terörle ilişkilendirerek gözaltına alıp günlerce psikolojik işkence yapıyor. Erdoğan’ın yerine gelecek olanlar daha kötü ne yapabilirler mesela? onlar da besikteki cocuklari mi terorle iliskilendirip tutuklarlar? artık milletin korkacak hiç bir şeyi kalmadı. isterlerse herkesi ajan diye tutuklasinlar Erdoğan iktidarının yaptığı kötülüğü Türkiye’de hiç bir iktidar yapamaz.

  4. ” Dönülmez akşamın ufkundayız , vakit çok geç ;
    Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersek geç! “

  5. Akp ve oy verenleri açısından bakınca neden şikayet ediyorlar ki. Son yerel seçimde aldıkları uyarı sadece ekonomik durumla ilgili. Yoksa kimsenin hak hukuk adalet eşitlik insan hakları demokrasi gibi bir derdi yok. Yasin Aktay halt etmiş. Akp vesayet odaklarına karşı bir halk hareketi olarak ortaya çıkmışmış falan. Ne alakası var. Böyle şeylere dönüp bakmıyorlar bile. Filistin için bile tüm dünyada gösteriler var. Amerika’da bile üniversiteler protestolarla yıkılıyor. Mezuniyet törenleri iptal ediliyor. Siz Akp’cilerin Filistin diye bir dertleri var görüyor musunuz? Yok elbette. Ticaret durdurulsun diye 1 Mayıs’ta gösteri yapanları içeri attılar. Akp oportünistlerin partisiydi, hala da öyle. Hiç bir idealleri yoktu. Hepsi takiyyeydi. Demokrasi trenine binip hedeflerine ulaştılar. Trenden indiler filim bitti. Bu kadar saf olmaya gerek yok. Ülkemizde insan hakları karnesi hep düşüktü. Öyle olmaya devam ediyor. Kimse de birbirinden farklı değil. Oylarsanız herkesin mültecilerin trene bindirilip ülkeden gönderilmesine oy vereceklerini göreceksiniz. Mültecilere en ufak insan hakkı da tanımayacaklar. Milyonlarca mülteci çocuk bu ülkede doğdu ve büyüdü. Şimdi onları çok rahat kapı önüne koyacaklarını zannediyor herkes. Ne boş bir ülke gerçekten.

  6. Sayın yazar da en azından “Anlayamamış ve şaşırmış durumdalar.” dediği partiler kadar sersemlemiş görünüyor:)
    Son seçimde türk ulusunun eyyamcı siyasete attığı osmanlı tokatı
    herkesleri örselemiş olmakla beraber
    kimsenin aklı başına da gelmiş filan değil.
    Eski tas eski hamam,
    görüntüyü kurtarsınlar yeter,
    millet nasıl olsa kerizdir!
    Ama nedense iktidardan çok muhalefet şok geçiriyor gibi:)
    Seçmen, tek gecelik ilişkide hamile kalmayı becermiş kurnaz bir kadın gibi
    resmen chp nin üstüne kaldı,
    ne halt yiyeceklerini şaşırdılar,
    hemen de soluğu sarayda aldılar,
    eskiden arka kapıdan giriyorlardı şimdi önden:)
    Nasreddin hocanın timuru ziyareti gibi
    “bu kadarı da fazla, kazandığımız belediyelerin birazına kayyum atayın bari sultanım!” diye
    yalvarmış bile olabilirler!
    İktidar deseniz, kendi kuyruğunu kovalamaya devam:
    “o kadar mükemmeliz ki niye kaybettik hayret!”
    der gibi bir halleri var,
    ay kibirlendik de ondan mı acaba?
    yok yok, emeklilerin eline üç beş kuruş daha mı tutuştursaydık?
    Metal yorgunluğu mudur yoksa bahar yorgunluğu mu?
    Kimler gitsin kimler kalsın, estek köstek…
    Açıkça söyledim, bir kere daha söylüyorum:
    Osmanlı tokatından çok daha okkalısı geliyor!
    Türk milletini, yaşlı kadın çocuk demeden
    her gün sokaklarda lime lime parçalayıp yiyen başıboş kedi ve köpek sürüleri toplatılıp
    itlaf edilmediği müddetçe,
    seçmen sizi itin şeyine daha çoook sokup çıkartacaktır!!!

  7. GÜYA
    Sayın KORU’nun özetlediği yazılar “ters”yada
    “tersin-tersi” taktiğini kullanan yazılar.
    Ne kadar nesnel, tarafsız ve objektif yazılar ki, yücelttikleri iktidarlarına eleştiri yöneltebiliyorlar.
    Öncelikle AKP iktidarının “vesayet odakları”na karşı yola çıktığı iddiası.
    Tam bir karambolden gol.
    Şöyle ki:
    1–Malum şiir nedeniyle Diyarbakır 3 Nolu DGM’nin mahkûmiyet kararı, tamamen “mağduriyet” algısı oluşturmak için “danışıklı -dövüş”bir kurgu. Bir gün önce beraat kararında mutabık kalan heyetin ertesi günü başkan ve askeri hakim üyesi görüşünü dosyada hiçbir şey değişmediği halde mahkûmiyete dönüveriyor. Bir üye hakim beraat görüşünü devam ettirerek karara “muhalefet” ediyor. Bu karar
    danışıklı–dövüş değil ise beraat görüşüyle mahkûmiyet kararına muhalefet eden hakimin şu anda Anayasa Mahkemesi başkanı olması gerekmez miydi?
    2–Dünya komedi tarihinde bile görülmemiş, cezaevinin tamamen parti genel merkezi haline getirildiği bir infaz.
    3–AKP’nin iktidara geldiği seçimde
    “olmayan 2 milyon oy”un güya karşı olduğu vesayet odakları tarafından AKP’ye yazılması.
    2004 yılında seçmen kayıtları bilgisayara aktarıldı.
    Bu tarihte normal nüfus artış trendine göre 1 milyon seçmen artışı beklenirken 1 milyon düşüş oldu.
    AKP bugün olduğu gibi kuruluşundan itibaren vesayet odakları ile tam bir işbirliği halinde idi.
    Gelelim bu yazılardaki “Özel”i övgüye.
    Bunlar tamamen muhalif tabandaki Özel’e iktidara hediyesi istediği oyalama hamlesine yaptığı bulunmaz asist nedeniyle oluşabilecek eleştirileri absorbe etme hamleleri.
    Demek istiyorlar ki, biz sadece Özel’i övmüyoruz, kendi iktidarımızı da eleştiriyorum.
    Diğer bir ifade ile iktidar eleştirilerini eleştirmek için bile yapamazlar.
    İktidar eleştirilerini sadece ve sadece Özel’e yaptıkları övgülerini “inandırıcı” hale getirebilmek için yapıyorlar.
    Muhatapları daha doğrusu hedeflerini ikna için.
    Hedef tabii ki, iktidar olamaz ve olabilemez.

    • bir süredir akpartililer the final countdown şarkısıyla uçuyorlar:)))

      we’re leaving together
      but still it’s farewell
      maybe we’ll come bacak
      l guess there is no one to blome
      we’re leaving ground

      we’re heading for Venüs, Venüs
      couse maybe they’ve seen us, seen us
      it’s the final countdown
      it’s the final countdown

      https://youtu.be/9jK-NcRmVcw?si=ontwlP0_zbp_CwC-

      ,

      • Baran bey boşuna telaşlanmayın,
        bu muhalefet durdukça
        bu iktidarın sırtı yere gelmez:)))))

Yoruma kapalı.