Uluslararası politika arenasında ve ülkemizde iç politika alanında yaşananları izlerken, ne yalan söyleyeyim, bir sihirbazlık gösterisi izliyormuş hissine kapılıyorum.
Zati Sungur ismini şimdiki gençler -ve belki anne babaları da- bilmez. ‘Sihirbaz Mandrake’ lakaplı Mehmet Ertuğrul Işınbark siyah-beyaz ekranlarda vaktiyle sıkça göründüğü için anne babalar onu hatırlayabilir.
Bir ara Sermet Erkin de iskambil kartlarıyla sihirbazlık gösterilerine genç bir yüz olarak katılmıştı; zaten Zati Sungur’dan el almış…
Prof. Metin And bu alana müthiş ilgiliydi; bazı sırları fâş ettiği eserleri de vardır.
[Metin And’ın olağanüstü zengin kişisel kitaplığı vefatı sonrasında bir sinema sanatçısı tarafından satın alınmış, o da kendisine yarayacak olanları ayırıp geri kalan kitapları Haliç Üniversitesi’ne bağışlamıştı. Bir ziyaretimde üniversite kütüphanesine de uğramıştım. Metin And’ın dünyanın her tarafından topladığı sihirbazlık sanatına dair çeşitli dillerdeki eserler Haliç Üniversitesi kütüphanesinde bulunuyor.]
Şimdilerde bu sanat bizde pek ilgi görmüyor.
İlgisizliğin sebebini sihir olayının ulusal ve uluslararası politika arenasına kaymış olmasına bağlıyorum.
İzlemeye doyum olmuyor
‘Dünya sihirbazlar kralı’ unvanına da sahip Zati Sungur’u (1898-1984) hem de birkaç kez sahnede izlediğimi hatırlıyorum.
Aklımda en fazla kalan sürekli dolu tuttuğunu sıkça tekrarladığı sürahiydi. Küçük sürahi o ne zaman el atsa hacminden fazla suyla dolu oluyordu.
Onun ve aynı alandaki diğerlerinin yaptığına ‘illüzyon’ deniliyor. Yanılsama ya da göz boyama…
Aslında ortada sihir diye bir şey yok, marifet el çabukluğunda.
Konuyu aklıma getiren YouTube’da siyasi yorumlara göz attığımda karşıma çıkan bir yabancı TV programı oldu.
Amerikan CW kanalında yaptıkları ‘Penn & Teller Fool Us’ adını taşıyan programda değişik ülkelerden sihirbazlar konuk ediliyor ve orada katılımcılar önünde icra edilen gösterilerde sergilenen sihirin gizemi programın daimi konukları Penn ve Tiller tarafından çözülemezse, gösteriyi yapana, ‘Bizi aldattın, aferin sana’ anlamına gelen bir kupa veriliyor.
Penn ve Teller 1970’li yılların başlarında birbirini bulmuş iki sihirbaz. İllüzyonist. 40 yılı aşkın bir süredir birlikte gösteri yapıyorlar. Kendi adlarını taşıyan bir tiyatro salonunda, kumarhaneleriyle meşhur eğlence kenti Las Vegas’ta… On yıla yakındır da CW kanalında çok izlenen programlarını sürdürüyorlar.
Kendilerini konuk eden bir geceyarısı programında, izleyiciler önünde, öncesinde ‘‘Bakın sizi nasıl aldatacağız’’ diye ilan da ederek bir illüzyon numarası sergilemişler.
Ortada içinde bir tavuk bulunan camlı bir kafes var. Kafesi bir örtüyle kapattılar. Penn ne yapmaya çalıştıklarını anlatırken Teller üstü örtülü kafesin arkasına geçip tavuğu alıp kaçar gibi yaptı. Tam o sırada sahneye gorilla kıyafetinde biri girip garip hareketler yaptıktan sonra ortadan kayboldu. Penn, ‘‘Cam kafesteki tavuğu gördünüz, değil mi?’’ diye sordu izleyicilere, hepsi bir ağızdan ‘‘Evet’’ diye bağırdılar. ‘‘Teller’in arkasına geçip kafesteki tavuğa hamle yaptığını da fark ettiniz, herhalde’’ sorusuna da yine hep bir ağızdan ‘‘Evet’’ cevabı geldi izleyicilerden. Penn, ‘‘Fakat işte bunu hiç biriniz fark etmediniz’’ diyerek kafesin örtüsünü kaldırdı. Biraz önce tuhaf hareketler yapan gorilla kostümlü kişi çıkıverdi kafesin içinden…
‘‘İşin sırrı izleyenlerin zihnini başka şeylerle meşgul etmekte’’ açıklamasını getirdi Penn…
Sürekli susan, parmağı ojeli sihirbazlar
Sahneye ve programlara 40 yıl boyunca ikili olarak çıkıyorlar, ama ikiliden kısa boylu olanı, Teller, gösteri boyunca hiç ağzını açmıyor.
Penn iri yarı biri, çok konuşuyor, biraz dikkatli bakınca sol elinin bir parmağının kırmızı ojesi hemen dikkat çekiyor. Bir elinin tek bir parmağı ojeli. Bu da dikkat dağıtıcı bir öge.
YouTube’ta sayısız sihir gösterileri ve TV programlarından kesitler var bu ikilinin, İzlemeye doyum olmuyor.
Tıpkı uluslararası arenada ve iç politikada meydana gelen gelişmeler gibi.
Göz boyacılığı oralarda da var; pek çok gelişme sihirbazlık gösterisini andırıyor. Dikkatler bir yöne doğru çekilirken, esas gözlerden saklanmak istenenler yakın gözlemciler dışında kimsenin pek fark etmediği biçimde sahneye konuluyor.
El çabukluğu marifet…
Amerika’nın Afganistan’dan askerlerini çekmesi…
Beyrut’ta meydana gelen büyük patlama…
Haiti’de cumhurbaşkanına suikast…
Galatasaray kulübünün dostluk maçı yapmak üzere gittiği Yunanistan’dan, yanlarında geçerli bütün belgeler bulunduğu, aşıları, PCR testleri yerli yerinde olduğu halde, yeniden test yapılmak istenerek geri çevrilmesi…
Ve daha nice güncel olay…
Zihinlerimiz bu görüntülere takılı. Sihirbaz da zaten aklımızın bu ayrıntılara takılı olmasını istiyor. Oysa birazdan şapkasından bir şeyler çıkardığı görülecek.
[Zati Sungur şapkasından tavşan çıkarırdı. Penn & Teller de, yine konuk oldukları bir TV programında, şapkadan tavşan nasıl çıkarılır gösterisi yaptılar. İzleyiciler gülmekten kırıldı. Günümüz sihirbazları ise bir yerlerden bol bol kuş çıkartıyorlar. ‘‘Civciv çıkacak, kuş çıkacak’’ beklentisi oradan…]
İç politikada da usta illüzyonistler çapında politikacılar var, bir de bu işten hiç anlamayanlar. ‘Kamuoyu’ diye anılan izleyiciler usta sihirbazlar nereye bakmalarını istiyorsa akıllarını oralara takıyorlar.
Penn & Teller’in programına katılsa illüzyonu güçlü politikacılarımız, sahneye koydukları gösterilerdeki ustalıkları sayesinde, ‘‘Bizi aldattınız, aferin size’’ kupasını rahatlıkla kazanabilirler.
Aralarında bir ömür boyu -bazen 70 yıla yakın süredir- göz boyayanlar var.
Galiba bunun için bizden artık Zati Sungur ve Mandrake çapında sanatçılar çıkmıyor.
ΩΩΩΩ