Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı televizyonda dinlerken aklıma gelenler…

28
Reklam

AK Parti genel başkanı sıfatı da bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün gece, iki televizyon ekranından görüşlerini açıkladı. Gazetelere yansımasından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun konuşmasında üç konu başlığının öne çıktığı anlaşılıyor.

İktidarlarının başlangıcında bir siyasi cinayete kurban giden Necip Hablemitoğlu’nun katilinin Ukrayna’da yakalandığı bilgisi o konulardan biri.

Bir diğeri, dilinin ‘kopartılmasını’ istediği kişinin Sezen Aksu olmadığı…

Üçüncüsü de, İstanbul’un kara teslim olması sorumlusunun belediye olduğu, CHP’li belediye başkanının görevini yerine getiremediği… İstanbul’da yaşayanlara 2024’e kadar dişlerini sıkma tavsiyesinde bulundu Erdoğan

Başlıklara teker teker bakalım

Hablemitoğlu cinayetinin aydınlatılması önemli bir gelişme; 20 yıla erişen AK Parti döneminde, doğrudan kendilerinin iktidardaki bekasını hedef alan bu cinayetin bir türlü aydınlatılamaması, dönemin bütün sorumlularının üzerinde kalmış bir vebaldir. 

Umarım, Ukrayna’da yakalanıp ülkemize getirilen ve Türk yargısı tarafından sorgulandığı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kamuoyuna aktarılan kişi gerçekten o cinayetin failidir.

Kuşku duymamın sebebi, Hablemitoğlu’nun eşi ile avukatının, dün geceki açıklamadan hemen sonra yaptıkları, katilin yakalandığı bilgisinin kendileri ile paylaşılmadığı duyurusu…

Reklam

Şu sıralarda katlinin yıldönümü vesilesiyle Uğur Mumcu’nun uğradığı suikast yeniden gündeme geldi. Devlet tarafından “İşte katil bunlar” diye sunulan kişilerin gerçekten o cinayetin failleri olduğuna Mumcu ailesinin ikna olmadığı biliniyor.

Türk siyasi tarihinde suikastlar ve siyasi cinayetler var, ancak o suikastlar ve cinayetlerin ‘gerçek failleri’ her zaman ortaya çıkartılmış değil.

Necip Hablemitoğlu cinayeti bir istisna olsun dileğindeyim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’ye yakın bir çevre tarafından başlatılan Sezen Aksu’ya yönelik karalama faaliyeti tartışma gündemini belirlemişken, geçen cuma günü, cuma namazını eda ettiği camide “O dili kopartmak görevimiz” tepkisini vermişti.

Onun tepkisi sonrasında devreye giren bir grup, adını da vererek, Sezen Aksu’nun dilinin kesilmesi gerektiğini söylemiş, bununla da yetinmeyip sanatçıya destek çıkanların beyinlerine kurşun sıkacaklarını da duyurmuştu.

Meğer Erdoğan’ın tepkisi Sezen Aksu’ya yönelik değilmiş. “Benim oradaki hitabımın muhatabı Sezen Aksu değildir” dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Acaba dilininin kopartmasını istediği kişi veya kişiler kim/ler olabilir?

İyi de, Cumhurbaşkanlığı kaynaklarının camide yapılan açıklamanın sonrasında haberleştirilmemesi telkininde bulunmalarını nasıl yorumlayacağız? [Kamuoyu o sözleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı izleyen muhabirlerin kameralarından değil cami cemaatinden birinin cep telefonu kaydı sayesinde duyabildi.]

Reklam

Daha da önemlisi, Hürriyet gazetesi, Sezen Aksu’ya tepki konusunun AK Parti içerisinde görüşüldüğüne dair haberinde, o toplantıda hazır bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, herkesi dinledikten sonra, “Gündemi belirleme konusunda güzel ivme yakaladık; bunu devam ettirelim” dediğini duyurmuştu.    

Güzel ivme ha… 

Her iki haber de Cumhurbaşkanlığı’nın iletişim sorumluları tarafından tekzip edilmiş değil.

En önemli yönü ise, o söz kiminle ilgili olursa olsun, sonrasında birilerinin ‘kafaya sıkma’ ile pekiştirme ihtiyacı duymasına yol açan ‘dil koparma’ eyleminin beğenilmeyen ifadeler için bir ceza yöntemi olarak siyasi literatüre ithal edilmesidir.

Günümüzde, uygar ülkelerde, ağızlardan çıkan en aşırı ifadelerin bile müsamahayla karşılanması anlayışı hakim; “Söyletmen vurun” dönemleri ülkemizde de geride kaldı.

Umarım öyle de kalır.

İstanbul’un yoğun kara teslim hali ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TV konuşmasında en ağırlıklı konuyu teşkil etti.

Ülkemizin en kalabalık kentinde yaşayanlar bilir: İstanbul’da kar her kış bir-iki günlük bir sorundur. Yağar, en fazla o bir-iki gün işlerin aksamasına sebep olur, sonra da erir gider. İstanbullu, barajların dolmasına yarayacağı için ve o sayede yazın su kıtlığı çekilmeyeceğini düşünerek kar yağmasına sevinir de.

Bu kış yoğun kar işleri aksattı, İstanbul felç oldu.

Suçlu kim?

“Beceriksiz belediye sorumlu” deniliyor.

Herhalde belediyenin daha akıllı bir kar mücadelesi için hazırlıkta gevşek davrandığı söylenebilir; ancak bir yere kadar. 

Ara sokaklar çoğu AK Partili başkanlara sahip yerel belediyelerin sorumluluğunda; bizim sokakta araçlar hala trafiğe çıkamaz halde.

Dev TIR’ların saatlerce mahsur kaldığı özel firmalarca işletilen ana arterlerin sorumluluğu belediyeye mi ait?

Ya İstanbul’un Almanların bile kıskandığı havalimanı? Uçak seferleri iptal edildiği için gündüz ve gecelerini orada geçirmek zorunda bırakılmış, kendilerine yatmaları için ancak karton verilebilmiş, havalimanına giriş-çıkış sağlanamadığı için yiyecek bulmakta zorlanan yabancı yolcuların “Otele gönderin” avazeleri kulaklarda. 

Oranın sorumlusu da belediye mi?

Uçaklar içerisinde 9 saat tahliye edilmeyi bekleyen yolcuların ruh hallerinden kim sorumlu peki?

Biraz önce göz attığım gazetelerde “İstanbul-Ankara otoyolu Bolu Dağı geçidi ulaşıma açıldı” haberi vardı.

TEM otoyolu ve D-100 yolundan söz ediliyor haberde. Trafiğe kapalı kalmışlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın televizyon konuşmasını dinlerken bunları düşünmeden edemedim.

‘İletişim ustası’ bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan dinleyenlere bunları düşündürtmemeliydi.

  ΩΩΩΩ

Reklam

28 YORUMLAR

  1. ben İstanbul da neler oldu bilmem ama benim gördügüm bir mesele var oda bizim medya ve ak parti sayın ekrem imamoğlunu cumhurbaşkanı yapacaklar , nasıl belediye başkanı yaptılarsa… Ben yıllarca AKP ye oy verdim ama şu anda AKP yi anlamak zor bir şey. Nasıl bir anlayışsa, ya benim 180 derece fikirlerim değişti, ya da bu AKP değişti, bunları anlayana helal olsun. HERKESE HAYIRLI AKŞAMLAR.

  2. Putin, Ukrayna’nın kapısına dayandı 100 bin askeri ile. Türkiye Ukrayna’yı güya destekliyor İHALAR ile. Göndersenize şu kullanmayacağımız S-400’leri madem destekleyeceksiniz. Hiç olmazsa bir işe yarasın. Depolarda çürümesin verdiğimiz milyarlarca dolarlık savunma sistemi. Gerçi Putin’e karşı işler mi emin değilim. Bizimkiler kime karşı aldıydılar sahi. Ha evet ABD’ye karşı. Buna da gülüp geçiyorum.

    • Ender kardeşim Rus hava sistemi Rus saldırılarına karşı işlemiyor.Nafile fayda etmez.

      • Boşver bunlara verilen görev sulandırmak
        Etrafta Ermenistan Yunanistan Suriye herkesin hava savunma sistemi var
        Bittik biz alınca ABD bunlara sulandırın diye fonluyor

  3. Üsküdar belediye başkanı Hilmi Türkmen, karla mücadele eden personele balık ziyafeti vermiş.
    Balık keyfi yapılacaksa karla mücadelenin kahramanlarıyla yapılır. O kadar.

  4. Sarıyer, Küçükçekmece ve Beylikdüzü Belediyelerinde çöplerin toplanmaması sonucu şikayetler artmış.
    Yolları tuzlamıyorsunuz bari çöpleri toplayın.

    Kesin Erdoğan Chp li belediyelerin çöp toplamasını engelliyordur.

  5. Ekremin balıkçıda iken fotoğrafını kim çekti.
    Medyaya kim servis etti.
    Akpartili yetkililer değildir herhalde.
    Orada bulunan Chp li birisinin çekmesi çok olası.
    Gizli fotoğrafı çeken herhalde İmamoğlunun rahatsız olmayacağı bir tip.

    Ekrem İmamoğlu’nun Meral Akşener ile birlikte hareket etmesinden rahatsız olan Kılıçdaroğlu na fırsat önüne altın tepside geldi.

    3-4 gündür İmamoğlunun düştüğü duruma Chp yönetimi ve Kılıçtaroğlu ve İstanbul il başkanı Canan Kaftancıoğlu çok çok sessiz. Sizce garip değil mi?

    Kaset kumpası ile genel başkanlığa gelen bir başkan var  şu anda. CHP’nin 18 yıllık genel başkanı Deniz Baykal’ın nasıl gönderildiği hiç çıkmasın aklınızdan.

       Genel Sekreter Önder Sav, o tarihe kadar tam kadro Baykal’ın arkasında tuttuğu delegasyonu bir gecede Kılıçdaroğlu’na geçirmedi mi?  Bir gün öncesine kadar aday olmayacağını açıklayan Kılıçdaroğlu bir gün sonra kendini genel başkanlık koltuğunda buldu.

       CHP’nin kendi cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce için, kendi kanalları Halk TV’ye ‘fazla göstermeyin’ talimatı verildiğini, bizzat kanalın genel yayın yönetmeni açıkladı. Daha ne olsun.

    Başkan balıkçıda misafirlerini ağırlıyor, sözcüsü de kayak tatilini geçirdiği Alpler’deki otelinden twit atıp, hizmet bekleyen seçmene ‘troller’ diye hakaret ediyor. Ne Başkan’ın sözcüsü tatilini ertelemiş ne de Başkan da balıkçı randevusunu iptal etmiş. Nereden baksanız skandal. 

  6. “Ender
    26 Ocak 2022 At 16:37
    Türk tipi başkanlık diye bir şey yok. Bu sistem orta Asya’daki bilimum diktatörlüklerde uygulanan sistem. Aynaya bakın anlarsınız. Amerikan tipi diye yola çıktılar Orta Asya’ya düştüler. Dönüp dolaşıp gidecekleri yer de orası zaten. Avrupa’sı Amerika’sı neyinize.

    Yorumu Cevapla
    H. Gayret
    26 Ocak 2022 At 20:22
    ENDERCİM DİĞER TÜRK DEVLETLERİNİN HANGİSİNDE BAŞKAN ÇİFT TURLA SEÇİLİYOR?
    EFENDİM?
    HANGİSİNDE?
    YAZ BURAYA!”

    Yorumu Cevapla

    • Şöyle cevap vermiştim ama okumamışsın. İki turu daha görmedik. Bundan sonra bir tur bile yapma niyetleri olduğunu zannetmiyorum bu zihniyetin. Konuşanın dilini koparmakla tehdit ediyorlar. Eleştireni hakaretten hapse atıyorlar. 30 bin kişiye hakaret davası açmışlar. 10 bin gazeteciyi işten attılar. Yazdırmıyorlar söyletmiyorlar. E şimdi sen söyle. Bunların yolu AB olmasa gerek. Kapalı kapılar ardında da değil açık açık söylüyorlar hep.

  7. Aleyhe yorum yasağı yine gelmiş galiba:))
    Halbuki bunu KAP atarak önceden uyarılsa idik zahmete girmezdik:)))

  8. İbb imamı neyden sorumludur?
    “Her şey güzel olacak!” sloganı neleri kapsar?
    Sadece kayak tatili ve balık ızgara işlerini mi? Mazbatasını aldıktan sonra bütün üst geçitlere astırdığı bez afişlerde yazan
    “İSTANBUL SENİN..!” lafzının ne anlama geldiğini artık herkes anlamıştır umarım:)

  9. Sorun sadece bunlardan ibaret değil ki !
    Bu İstanbul şehrinin valisi yok mu , şehri tek başına belediye mi yönetiyor , ilçelerdeki belediyeler ve kaymakamlar ne iş yapar !
    Benim kanaatime göre bütün bu saydıklarımın hiç biri ciddi anlamda elini taşın altına sokmamıştır ( Buna CHP li ilçe belediyeleri de dahil, çünkü onlar da kıskançlığından harekete geçmezler )
    Ya altlarında son model lüks arabası olup da kış lastiği takmayanlara ne demeli !
    Ve bana göre bütün sorumlulardan ,bu aksaklıkların hesabının sorulması gerekir !
    Tabii o hesabı kim soracak , soracak adam var mı , yok !
    ‘Dil koparma ‘ konusuna gelince bence bunu bir nas olarak mevzuata dahil etmek lazım !
    Ve en son faili meçhul cinayetler, özellikle siyasi cinayetler , bir devlet için utanç vesilesidir !
    Eğer devlet , devlet ise orada faili meçhul cinayet olmaz, olamaz !
    Bu arada bazı faili meçhul cinayetlerin , bazı özel tv. kanalları tarafından çözüme kavuşturulması da ayrı bir trajıkomiktir !
    Selamlar,iyi günler

  10. Bir devlet yönetiminde görevli olanın (ünvanına bakılmaksızın), toplumun görünür yada manevi değer/ değerler ve değer verdiklerinin,
    – evinin fotoğraflarını yol güzergahını ailesini vesaire ortaya sermek hele ki hedef göstermek ?
    – ailesini soyismini rencide edici şeyler saçmalamak
    – inancı ister dayanaklı ister hurafe hayal olsun alay etmek,
    – cinsel yada cinsiyet üzerinden tartışmaya kalkmak,
    – milleti ayrıştırıcı her bi sakıncalı faaliyetler
    – mesleğiyle alay etmek,
    Ve daha birçok şey..
    Elbet birgün bu güzel yurdumuzun güzel insanları içinde kanunen nizama girer kurallar olarak herkesin beyninde yer eder!
    Hukuki olarak ta güvencesi bildirilir dozunu aşmadan!

  11. Sayın Koru, “Herhalde belediyenin daha akıllı bir kar mücadelesi için hazırlıkta gevşek davrandığı söylenebilir; ancak bir yere kadar.” bir yere kadar da söyleyememişsiniz. Önce inkar edilen, sonra bir saat denilen, sonra üç saat olduğu anlaşılan, en kritik saate en ücra köşedeki yemek. Başkanın, “Zor gününde İstanbul’u İstanbulluyu değil İngiliz elçisini tercih ettiğini” gördük. 48.000tl. Olduğu söylenen dört kişilik yemek. Sayın İmamoğlu randevusunu iptal etmeliydi. Acil durumlarda yurt dışı programları yarıda kesilirken bu yemek çok mu önemliydi?

  12. Sayın Koru ,
    Bu konuda sizinle hemfikirim. İktidarın İletişim konusunda eksiklikleri var. Sorun içinde yaşadığımız çağın sloganlar dönemi olması. Öne çıkan kısa ifadeler bir tarafın hoşuna giderken , diğer tarafın tepkisi ile karşılanıyor.
    Kendini müslüman addeden bir zümre de , beş vakit namaz da , ancak sana ibadet ve senden yardım dileriz derken , hayatın akışı içinde bir kulun sayesinde ikbale kavuşacağını hayal ediyordu..O olmayınca da bir başka kulun olmaması ile O umdukları ikbale kavuşacaklarını sanıyorlar. Allah akıl fikir versin !
    Rahmetlik babam oğlum her şeyi Allah tan isteyin onun hazinesi geniş derdi. Ben Ondaki bu itikadı çok kimsede göremedim.

  13. Kar yağışında topyekün bir başarısızlık sözkonusudur. Temel sebep koordinasyonsuzluktur. Beldiyeler Valilik , Otoban işletmecileri ve Karayolları koordine olamamıştır.
    Ülkenin gerçek gündemi
    1- Kar yağışı da bahane edilerek fahiş boyuta çıkan pazar fiyatlarıdır.
    2- Organize sanayi bölgelerine verilemeyen doğalgaz ve enerji kesintileridir.Sınai üretim ciddi bir şekilde aksamaktadır. Burada tam bir plansızlık ve öngörüsüzlük sözkonusudur.
    Dilerdim ki sayın Cumhurbaşkanı bu konuda iç rahatlatıcı birkaç cümle sarfetsin..

    Saygılarımla,

  14. ÖCALAN RAHATSIZ
    Uzun yıllar “genç subaylar rahatsız” söylemiyle ülkeyi idare ettik.
    Yeni jargon ” Öcalan rahatsız ”
    Bu günleri de gördük, hamdolsun!
    Sahi,Öcalanın sözcülüğüne soyunanı bilen var mı?
    Gerçekten rahatsız mı? Değil mi?
    O’na sorup doğrusunu öğrenelim.

  15. BATIYORUZ

    Başta bekaroğlu olmak üzere imamoğlunun o akşam balıkçıda olmadığı, kılıçdaroğlu taraftarlarınca basına sızdırılan fotoğrafın eski olduğundan bahisle eski bayan bakan dahil bütün eleştiren vatandaşlara hakaretlerle birlikte itiraz ettiler. Daha sonra imamağlu burnu kırmızı bir şekilde 1 saatcik yemek yemeyeyimmi mealinde açıklama yapınca çark ederek bu sefer bi saatçik yemeğe ayrılma hakkı yok mu moduna girdiler. Hadi obürlerinin islam eğitim ve kültürü yok bekaroğluna ne demeli. özür dilerken bile bir saatcik yemek yemiş diye yine yalana sarılıyor. oysa son açıklamada imamoğlu 1-2 saat diye biraz daha es vermiş, gerçekte ise tam 2 saat 50 dakika yol hariç (önünde ve arkasında kar küreme araçları olduğu için yolda çok kaybettiğini varsayıyoruz) balık yemiş ve dincileri kudurtmak için zararlı sıvıdan içmiş.
    “Niye bu kadar kötüler” diye bir yazı yazmıştım. Bekaroğlu gibilerin kötülüğüne inanın inanın ben de anlam veremiyorum. Yalanın ortaya çıktı, rezil oldun be adam sus da otur. Yok bu seferde havaalanında turislere karton verilmiş dünyaya rezil olmuşuz trollüğüne başladı.
    İmamda diyor mobese kayıtlarını nereden aldınız. Ne mobesesi ismailin evinin bir odası dava dosyaları doluymuş, mahkeme evrakı yani, onu dert etmedin akomdan seni takip eden yandaşın sandığın kişilerimi dert ediyorsun. Hem bak başkanın açıkladı. Büyük yolsuzluk diye saçma sapan konuları gündeme getiriydi dün akşam. Yahu bu verdiğin gizli bilgiler zaten gazetede yayınlanmak zorunda. Gizli belge geldi tatavası nedir. Bak orda namuslu kahraman memurlar varmış dışarı bilgi sızdıran, senin resmide öyle biri başkanına göndermiş oradan dağılmış olabilir.
    Gelelim niye batıyoruz diye başlık attığıma. Başta büyük büyük sanatçı saydığımız piyonocular, çalgıcılar üşenmeden ekrem için trollüğe soyundu akşam. Hükümet gidici gelecek dönemde biz zor zamanda muhaliftik diye köşe kapalım diye gece gündüz tvitter başında ekreme destek çıkıyorlar.
    İstanbulda 18 milyon insan var. Liyakat sıralaması yapılsa 18 milyonuncu kişi ekrem olur. Oysa en eleştirilmesi gereken yerde bile kahraman olarak geceyi tamamladı. Bu da 2023 seçimlerinin şimdiden kaybedildiğini gösterir. Ülke bu liyakatsiz takın tarafından büyük bir felakete götürülüyor. Yurt dışında yaşama olanakları araştırılmalı. gençler için kolayda biz orta yaşlılar ne yapacağız.
    Sayın yazara not: Şehrin bütün yolları kapalı iken havaalanındakileri otellere nasıl götüreceklerdi. Bu almanlar kıskanıyor meselesini önceki yorumlarımda demirel üzerinde anlatmıştım. ‘Bu enflasyonist ortamda GAP projesini nasıl finanse ettiniz diye kıskanıyorlar” Havaalanı, siha, hızlı tren büyük baraj ve köprüleri, bülünmüş yolların yapılmasını bu kadar çok hain ile uğraşırken nasıl yapıyorsunuz diye kıskanıyorlar. mesele almanyada 15 temmuz olsa 2 sene çivi çakamaz biz elhamdülilah..

    • Evet bunlar da iki senede ülkesinin çivisini çıkardılar. Enflasyon resmî yüzde 36, dolar 14, borç tavan, hayat çok pahalı, hazine boş. Çıkmış bir de milletin dilini koparırım diye tehdit. Yakında milletten tekmeyi yiyince görecekler dünyanın kaç bucak olduğunu.

  16. Çıldırsanız da, nefret krizlerine kapılsanız da Sayın Erdoğan bu topraklara gelmiş geçmiş en büyük liderdir. Allah onu başımızdan eksik etmesin.

  17. İyi ivme yakalamışmış. Bunların siyasetten anladıkları hizmet değil, kavga, düşmanlaştırma, bölme ve kin siyaseti. Ülkeye zırnık faydaları yok. Herşeyi ve her değeri tüketmeye kendilerini adamışlar. Ülkenin selameti için bu seviyesiz siyasi düşüklerden bir an önce kurtulmak hepimizin görevi.

    • Dün yazdım topunun beceriksizligi kabiliyetsizligi bize bunları yaşattı.iktidari muhalefeti ikisi de aynı ne farkları var.Hazin olan ikisi de yalan söyleyerek üste çıkmaya çalışıyorlar.
      Seviyesizler.

    • Sabah akşam ABD den nefret kusanlar mı bunu söylüyor.
      Nefret öyle kör etmiş ki gözlerini Karabağ ın alınmasına,Libya da söz sahibi olunmasına,80 yıldır açılmayan ayasofya nın açılmasıan bie saniye sevinemeyen kulp takmak için kırk takla atan . Gavurun saldırılarına Haçlılar namusunuza dokunmaz diyebilecek kadar gözü dönmüşler sağa sola bölücü diyor.
      Siz atlet koklayarak baharları çekin.Vatansız ve yer altında yaşamaya mahkumsunuz .

      • Taparcasına adam tutmak bizim kitabımızda yok .Eğer bir yanlış var ve onu söylemiyorsanız. Ne diyeyim bu konu hakkında onlarca söz var.
        Dün binlerce insan mahsur kaldı hem İBB si hem karayolları suçluydu bunu tek taraflı görüyorsanız söylenecek söz yok .
        Siyasetçi yalancı demek bunu dün gördük namusları üzerine yemin edecek kadar restoran olayını yalanladılar sonra ne oldu .Şimdi bu adamlara saygı mı duyacağız. Veya sırf ımam efendi tökezlesin diye töstek olanlar onlara ne demeli. Topunun ……

Yoruma kapalı.