AK Parti gerçekten yeni bir anayasa istiyor mu?
TBMM başkanı Numan Kurtulmuş istiyor ve bu hafta partilerle görüşme maratonunu başlatacak…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan -kendisi aynı zamanda AK Parti genel başkanı unvanını da taşıyor- geçen hafta içerisinde birkaç yerde ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacından söz etmişti; değişilik yapılmasını özellikle arzuladığı maddeleri de var anayanın; Cumhurbaşkanı Erdoğan da da istiyor…
İşareti alan AK Parti’ye yakın kalemler ve yorumcular da, ülkenin artık askerlerin yaptığı anayasadan sivil bir anayasayla kurtulması gerektiğini hep bir ağızdan tekrarlamaya başladıklarına göre, çevre de yeni bir anayasa istiyor.
Peki, ben neden yazımın girişindeki soruyu sorabiliyorum?
Sebepler çok.
AK Parti iktidar olduğundan bu güne bir çok kez 1982 anayasasını elden geçirme fırsatı buldu. AK Parti istedi diye vatandaşlar olarak defalarca sandık başına gidip anayasada değişiklik öngören referandumlarda oy kullandık.
Hepsi 177 madde olan anayasanın 43 maddesi hariç diğer bütün maddeleri değişti.
Son referandumla -2017- ülkenin parlamentoya değer veren sistemi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle değişikliğe uğratıldı.
Geriye ne kalmış olabilir?
Bu sorunun cevabı, anayasanın yeniden değişmesini isteyen zevatın açıklamalarında yok.
Olsun, yine de iktidarın bu arzusunu samimi kabul edip karşılıklı müzakerelerle, şimdikinden daha zamana uygun bir anayasa için işbirliğine gidebilir muhalefet…
İyi ama, böyle bir müzakere süreci için gerekli ilk şart, önyargısız, daha doğrusu bembeyaz bir sayfa ile işe başlamak değil midir?
Sıfırdan yapılacak anayasa için, ancak gerçek anlamda sıfır bir kabulle yola çıkılabilir.
Benim, en baştan belirttiğim, AK Parti’nin anayasayı değiştirmek istediğine dair kuşkum, dün, görüşleri AK Parti’deki başka herkesten daha fazla değer gören bir zatın açıklamasıyla bir kez daha kuvvetlendi.
Mehmet Uçum’un…
Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı unvanlı Uçum, ülkeyi başkanlık sistemi ile tanıştıran son anayasa değişikliğinin mimarı olduğu gibi, yerel seçimden sonra başgösteren bir mazbata krizinde, AK Parti’nin kurucu kadrosundan ve halen yönetimde bulunan isimlere ayar çeken bir açıklamasıyla gündeme gelmişti.
O açıklamada, Uçum, ‘Devlet’ adına konuşur bir edada idi ve suçladıklarının kayıtlarının tutulduğunu bildiriyordu.
Tartışmayı attığı mesajla başlatan parti yetkilisi, mesajını hemen silerek, Uçum’un tutulduğunu söylediği kayıttan kurtulma çabasına girdi.
Böylesine bir kuvvet Uçum’unki…
Anayasayı değiştirmek isteyen bir iktidar nasıl davranır?
MHP yanında dursa bile, Meclis’teki milletvekili sayısı anayasayı değiştirmeye yetecek çoğunlukta olmadığı için, diğer partilerin desteğini almayı hedefler. Zaten AK Partili TBMM başkanı da, bu sebeple, partilerle müzakere maratonu başlatıyor.
Her partinin itiraz edeceği maddeler olduğu gibi, anayasada bulunmasını arzu edeceği maddeler de vardır; müzakereler farklılıkları gidermeyi ve partileri üzerinde uzlaşabilecekleri bir metine ısındırmayı amaçlar.
Daha TBMM başkanı ilk partinin kapısını çalmadan, Mehmet Uçum’un Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı unvanıyla paylaştığı, içerisinde değişik eğilimlere ters düşmesi kaçınılmaz ifadelerin de bulunduğu temel ilkeler metni, bütün partilere ulaştı.
Sadece partililere ters düşmekle kalmıyor Uçum’un metni, ‘50+1’ şartına sıkı sıkıya sahip çıkarak, o şartın artık kaldırılmasını isteyen başdanışmanı olduğu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da ters düşüyor.
Metinde hemen her partiyi rahatsız edebilecek konular özellikle vurgulanmış…
Eğer AK Parti gerçekten anayasayı değiştirmek istiyor olsaydı Mehmet Uçum böyle bir çıkış yapabilir miydi?
[Gerçi o şarta ilk itiraz eden bir başkası; AK Parti’nin Cumhur İttifakı içerisindeki ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli. O da ‘50+1’ şartının yerinde kalması gerektiğini bildirdi. Hem de arka fonunda Ferdi Tayfur şarkı sözü kullanma gereğini de duymadan.]
AK Parti gerçekte anayasayı değiştirmek istemiyorsa neden istiyormuş gibi davranıyor?
İlk sebep yerine geldi. ‘Yenilgi’ ile çıkılan yerel seçim sonucunun daha fazla tartışılması engellendi. Şimdi her yerde anayasa değişikliği tartışılıyor. Tek başına bu sebep bile önemli.
Ayrıca, partiler değişik konulara itiraz ettikçe, AK Parti onları o itirazlardan dolayı eleştirme imkanına kavuşacak.
İtirazlar ve itirazlara karşı itirazlar kayda geçip değişiklik suya düşünce bundan kim suçlanacak dersiniz?
Geçmişte de AK Parti her anayasa değiştirme girişiminde -başarılı veya başarısız olması gerekmez- buna hep siyasi getirisi yüksek bir konu muamelesi yaptı.
Muhalefetin bunu bilmesi, hatta şerbetli olması lazım…
ΩΩΩΩ