Deprem Fenerbahçe’de mi, yoksa siyasette mi derken, meğer iki ilimizde küçük ölçekli yer sarsıntıları yaşanmış…

11
Reklam

Gazetenin internet sitesinin ilk karesinde ‘deprem’ sözcüğünü görünce, nedense bunu biraz önce sona eren Ankaragücü-Fenerbahçe maçı ile ilgili sandım. Türkiye kupası çeyrek final maçıydı ve Fenerbahçe o maçı 3-0 kaybederek kupadan elendi.

Halbuki, Fener’in teknik direktörü İsmail Kartal, bir gün önce, bütün kupalara birden talip olduklarını taraftarlara duyurmuştu.

Kupanın biri dün akşam gitti…

Maçı izlemek üzere beyaz camın karşısına oturduğumda, sahadaki oyuncu kalabalığından, iki takımın oyuncularını ayırmakta zorlandığımı fark ettim. Ankaragücü’nün de Fenerbahçe gibi forması sarı-lacivert. Ankaragücü oyuncularını tanımamam doğal ama, İsmail Kartal’ın sahaya sürdüğü 11’i de tanımakta zorlandım.

Lig maçlarında yorulan oyuncuları dinlendirmek için yedekler sahaya sürülüyorsa buna ‘rotasyon’ deniliyor. Çeyrek final maçına rotasyonlu takımla çıkan Fenerbahçe yenildi.

Takımın yenileceğini daha onuncu dakikada hissettim ve maçı izlemekten vazgeçtim.

Benim 10 dakikada anladığımı Fener’in teknik kadrosu haftalar öncesinden kavrayamamış olmalı.

Maçı izlemekten vazgeçince ne yaptım? Tabii, derhal siyasi konularda okumaya ve düşünmeye çalıştım.

Reklam

AK Parti bir süredir kadro açısından ‘rotasyon’ ile idare ediyor. Kuruluş kadrosu hemen her eğilimden birinci sınıf siyasilerden oluşuyordu ve onların parti içerisinde ön saflarda yer alması AK Parti’yi iktidar için ilk adres haline getirmişti.

Onların çoğu bugün AK Parti’de bulunmuyor.

Rotasyonlu kadrosu AK Parti’yi iktidarda tutmaya yetiyor mu?

Yetmiyor elbette. AK Parti’nin oyları her seçimde biraz daha eksilerek, 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan son genel seçimde %35.62’ye dayandı. Bir ara -1 Kasım 2015 genel seçiminde- %50’ye yaklaşmıştı (%49.5). Son genel seçimde alınan oy, AK Parti’nin girdiği ve iktidara geldiği ilk seçim olan 3 Kasım 2002 genel seçiminde alınan %34,28 oranının birazcık üzerinde.

Esas takım, o ilk seçimde partilerini iktidara taşıdığı gibi, sonraki seçimlerde de oylarını hep artırarak AK Parti’nin iktidarını daha da muhkemleştirmişti.

AK Parti rotasyonlu kadrosuyla seçim kazanamayacağını anladığı için olacak, bir başka partiyi iktidar ortağı olarak yanına alma ihtiyacı duydu.

MHP’yi…

Son seçimde AK Parti %35.62 oy oranıyla 268 milletvekili çıkardı, ortağı MHP de %10.07 oy oranıyla 50 milletvekiline sahip oldu. Toplam sandalye sayısı: 268+50=318…

Reklam

Bu sandalye sayısıyla Meclis’te muhalefete göz açtırmayacak bir çoğunluk elde edilebiliyor.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti genel başkanı Tayyip Erdoğan, seçim kampanyası sırasında, genel yönetimle yerel yönetimin aynı ellerde bulunmasının gerekliliğine işaret etmek için, “Hükümet kimde?” sorusunu topluluklara yöneltiyor ve ardından “Bizde” diyor ya;  işin aslı biraz farklı: AK Parti bu oy oranıyla ve Meclis’teki sandalye sayısıyla tek başına iktidar olabilecek halde değil. MHP desteği olmasa, muhalefet koalisyon kurabilecek sandalyeye sahip.

AK Parti’nin ‘rotasyon partisi’ hali en fazla son iki yerel seçimde dışa vuruldu.

İstanbul’dan bir önceki seçimde Binali Yıldırım, şimdi Murat Kurum

Zaten bu ‘rotasyon’ görüntüsü yüzünden her iki seçimde, kampanyaları bizzat Tayyip Erdoğan yürüttü, halen de o yürütüyor…

İstanbul’a İstanbullu bir aday bulmakta ikidir zorlandı AK Parti. 

Binali Yıldırım iki önceki seçimde İzmir’e belediye başkan adayı olarak sunulmuştu, önceki seçimde de İstanbul’a o uygun bulundu.

Şimdi de Murat Kurum.

Kurum İstanbullu değil. İstanbul’un 15 milyonu aşan nüfusu içerisinde ağırlıklı olarak temsil edilen illerin hiçbirinden de değil. Ankaralı.

Neden memleketi Ankara’dan değil de İstanbul’dan aday gösterilmiş olabilir?

Aklıma gelen tek sebep, kadroları içerisinden İstanbul’a ondan başka birini bulamamaları oluyor… 

Dün akşam Fenerbahçe’nin de başına geldiği üzere, rotasyonla sahaya çıkılabiliyor futbolda, ama rotasyon takımı ile maçı kazanmak hiç kolay olmuyor.

Seçime bir ay kaldı, AK Parti’nin adayı şimdiden zorlanıyor. Kalabalıklar karşısında konuşurken, vücut dili sanki “Benim burada ne işim var” diye haykırıyor.

Bana öyle geliyor ve aynen Fenerbahçe maçına yaptığım gibi, o konuşurken başka bir kanala geçiyorum.

Merak edeniniz olmuştur diye bildiriyorum: Gece internette karşıma çıkan gazetedeki ‘deprem’  başlığı Malatya’daki 3.6 büyüklüğündeki sarsıntıyla ilgiliymiş. 

ΩΩΩΩ

Reklam

11 YORUMLAR

  1. Sarsıntının afet derecesi asıl seçimden sonra görülecek!
    Umarım siyasetçiler gözündeki kulağındaki bandı açar! Ağzını çalkalayıp öyle seçmenin karşısına çıkar bundan böyle.
    Çünkü “seçtiğim kişi beni temsil etmiyor!” tasası tespiti, başka arayışlar içine sokar seçmeni ve dolayısıyla halkı🤗.
    -din inanç etnisite mi olur arayışın adresi?
    Bunu deneyen çıkacaktır ve vazgeçmeye ceklerdir elbette😡. Ama lakin!…
    Yeni nesil öyle söyle MİYO!….
    2+2=piskevit masalı dinlemem DİYO!..
    8bin çalışana seyyanen..
    6bin emekliye kurbanen!!..
    Hekaye oldu bu seçim ile gömün meftayı🙃
    Kanal açıp içinden su mu geçirmek niyetin?
    Kanal yanında buğday ekip bir koyup bin kazanmak mı NİYETİN???
    Olmayan eti sütü hıyarı domstesi buğdayı ye demek mi amacın?
    Bunu temin edecek politikalar retmek midir vazifen senin görevin😡?
    Bunca aylak adam genç yaşlı çocuk ne yapacak ne yiyecek YARIN?????🤔
    Fabrika? Modern tarım besicilik? Yeşil enerji? Temiz su besleyici zararsız gıda!!!
    Bütün bunları;
    Bir partiye gidip: sana yancılık yapayım mıı?
    Öbürüne gidip:sen bana yan bakıyon mu diyooonnn???
    Bak elimi çekerimm sen den HAAAA!!!…
    diye tehdit edenlere papuç bırakırmı artık bu SEÇMEN???????😡😡😡😡😡

  2. Ben yanılıyor muyum : gitgide kısırlaşan bir siyaset alanımız var. Lider çıkarmakta zorlanıyoruz, aday çıkarmakta zorlanıyoruz, ( hem iktidar hem muhalefet için )
    Hem de Siyaset malzemesi geçmişe göre çok çok fazlalaştığı halde ( geçmişte en önemlisi geçim mevzusu idi, şimdi ; sanayileşme , üretim, savunma sanayi, dış güçler, jeopolitik sorunlar, enerji problemleri, eğitim, ahlaki çöküntü… vs. vs. )
    Her zaman dediğim gibi bu ülkede kronikleşmiş bir muhalefet sorunu var. Lakin sayın yazarımız kendisi de muhalefetten umudunu kesmiş ikidir DİP DALGA’ dan bahsediyor.
    Hatta yakında dip dalga duasına çıkarsa şaşırmam…

    • Aslında Fenerbahçe’nin kadrosu pek çok teknik direktörün ağzını sulandıracak kadar zengin ve şatafatlı. Yani ilk bakışta garajda pırıl pırıl bir Ferrari duruyor. Ne çare ki direksiyonu yok…

  3. Bazan DEĞİŞ işi iyi ola bilir! Herkese İYİ GELMEYE BİLİR!
    CeHaPe zihniyetinin İstanbul için değişim manevrası tutarsa; bir sonraki başbakan (diyemeyeceğim çünkü kimse artık başganlığı değiştirmez😊) kim olur acaba?
    Sağ siyasetin kendini yedek oyunculuktan çıkıp as oyuncu olarak oynama kararı alan kaç siyasetçisi kaldı?
    1! (Erbakan).
    Sol görünümlü kendini SOL cuyum diyen dönmeker ve CeHaPe içindeki sağ görüş kanına işlemişleri saymıyorsak!.. soldan zaten son adayı da Kılıç kesti😊.
    Bundan sonrası tufan..
    Ondan sonra küllerinden yeniden doğan olursa baksrız o zaman!
    İstanbul’da şunu gösterseydi vs boş laf.
    Halk ne istiyorsa o olacak,
    Acaba ne?🤔

    • Halkı aptal sanmayın, halk her şeyin farkında. Adayları adım adım izliyor, değerlendiriyor ve tüm hareketlerini not ediyor!
      Onca kamuflaja rağmen, kısa sürede takke düşmüş ve kel görünmüştür. Bundan böyle İmamoğlu ağzıyla kuş tutsa halka yaranamaz.
      Ne diyelim; kendi düşen ağlamaz!

  4. ATATÜRK

    İmamoğlu Trabzonlu. Yani istanbullu değil. Ortalama bir zekanın bile kolayca kazanabileceği üniversite sınavını kazanamadığı için kıprısta bir gecekondu üniversitesine parayı bastırıp kayıt yaptırıyor. Sonra nasıl oluyorsa ki hiçbir gazeteci bu konuyu araştırıp sevgili halkimıza yolu öğretmedi-halbuki bu herkes için mümkünse türkiyede üniversite kazanma sorunu kalmazdı- istanbul üniversitesitesine kaydını aldırıyor. 18 milyonluk istanbulda liyakat sıralaması yapılsa 18 milyonuncu çıkacak kişi başımıza belediye başkanı yapıldı. İşin komikliğine bakarmısınız.
    Dünyanın en parlak beyinlerinin bulunduğu 330 milyonluk amerika bir 82 yaşında hava ile tokalaşan biden ve ahlaki tartışmaların odağındaki trump dan başka aday bulamıyor. Hakeza istanbulda hiçbir elle tutulur hizmeti olmayan, normal bir insanın herhangi bir konuda 2 dikaka konuşamayacağı imamoğlu geçmişte muhafazakar olarak anılan çevrelerin oyu ile büyük bir ihtimalle yeniden istanbul büyükşehir belediye başkanı seçilecek. Oradanda ülkeyi bir el karıştaracak ve erken seçimde cumhurbaşkanı seçilecek. İstanbul belediye başkanı seçildiğinde ilk işi bayraktarların gençlere teknolojik eğitim verdiği dene yap atölyelerini kapatıp kovmuştu. Cumhurbaşkanı olunca da bayraktarları ihaları sihaları türkiyeden kovar. kaan gibi özdilinde açıkladığı gibi yurtdışıdan toplanan parçlarla yapılan şey- uçak değilmiş çünki- gibi milli çalışmaları durdurur. Terör, dış politika, ekonomi imamoğluna emanet. El fatiha türkiye.

    • Başlıkla yorum içeriği arasındaki direkt bir ilişki olmasa da dolaylı bir ilişki ihtiyacı olup M.K.A.Paşamızı kullananların seçimlerden sonra ilk fırsatta soluğu yine AnıtKabir’de alma ihtimali olabilir. Bundan önceki seçimde İmamoğlu bunun bir örneğini vermişti, hem de seçim sonuçları resmen kesinleşmeden. Bayram değil seyran değilken Kabir ziyareti işini seçimlere ilişkin yapmak, idiolojik s.d.k yarışının bir tezahürüdür. İnancım o ki M.K.A. Paşamızın ruhuna olumlu bir katkısı yoktur, bilakis ters etkisi olabilir (ayrı bir yorum konusu!). Allah, ülkemizi eğitim düzeyi alelade olup da şablonlara aidiyetlerin zirvelerdeki koltuklara oturtacağı insanlardan korusun. Paşamızın hatalarına tekrar tekrar abone olan klasik CeHaPe’den bu ülkeye pek hayr gelmedi. Şahsi düşüncem, İBB’den ülkeye bir Devlet Başkanı çıkarmağa çalışmak doğru değil. İdeal şartlarda, zirve koltuklarına kaliteli eğitim almış, buna dayalı olarak kendini mesleğinde isbat etmiş, yurt dışını, dilini, kültürünü bilen, teknolojinin ne olduğunu gayet iyi bilen ve bunu yurtta yaygınlaştırmağa azimli, tabandan gelen çalışkan insanlarımız layıktır. AnıtKabir’e çıkıp idiolojik hava/slogan atmaya can atanlar değil.

  5. KARDEŞ PARTİLER
    CHP’yi emanetçisi Özel Bey üzerinden yöneten İmamoğlu, yerel seçimde DEM Parti ile “Kent Uzlaşısı” adı altında “sınırlı ittifak” kurdu.
    CHP’nin “stratejik ortağı” DEM’ciler, seçim kampanyasında “Öcalan’a Özgürlük” sloganları eşliğinde Apo posterleri açtılar.
    Nedir?
    Atatürk’ün partisi, Terörist Başı Öcalan resimlerinin gölgesi altında seçime gidiyor!

  6. Sayın yazarın “birinci sınıf siyasilerden” kastı
    arınç, e.gunay, babacan, e.mumcu, davutoğlu vs… gibiler filan mı?
    Keşke tekrar fb maçını izlemeye devam etseydiniz:)

    • F.Bahçe Süper Lig için çok ciddi bir S.O.S veriyor. Bakalım İsmail Kartal, bu tabloyu olumlu yönde değiştirebilecek mi… Bence çok zor.

Yoruma kapalı.