Ekonomide yeşeren beklentilere adalet-yargı alanında düzeltmeler eklenmezse umutlar çabuk söner… 

18
Reklam

Yeni hükümet eskisinden bunalanlara nefes alma imkanı sağladı. Yalnız bununla da kalmadı, bundan sonra yaşanacakların seçim öncesinden çok farklı olacağına dair kuvvetli bir umuda da yol açtı.

Beklentiler yüksek.

Daha önemlisi şu: İktidarın ortakları da seçim kampanyası sırasında yapılan vaatlerin yerine getirilmesi yönünde açıklamalar yapıyorlar.

AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kampanya sırasında en düşük memur maaşının 22 bin TL’ye çıkarılacağı vaadinde bulunmuştu; AK Parti Meclis grubunun sorumluları ilk yasa teklifinin bu konuda olacağını duyurdular.

MHP lideri Devlet Bahçeli’den de maaş ve ücretleri yaşanacak düzeye çıkarma sözü geldi.

Dediği şu MHP liderinin: “Asgari ücretle geçinen kardeşlerimizin, emeklilerimizin, memurlarımızın ve toplumun her kesiminin döviz kurundaki dalgalanmalardan korunarak insanca yaşayacakları ücret ve maaş seviyelerine çıkarılmalarını destekliyor ve ülkemize ne düşüyorsa yapacağımızın sözünü veriyorum.”

Cumhur İttifakı’na en son katılan Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan da asgari ücretin en az 15 bin TL olması gerektiğini söyledi.

[İşin ilginç tarafı, seçimde kazanmayı uman muhalefetin seçim sonrasında sesinin fazla çıkmaması. CHP’nin içi liderlik savaşı sebebiyle karışık; diğer muhalefet partileri bu alanda ortamı neden iktidara bırakıyorlar, anlamak zor.]

Reklam

Ekonomiyi düzeltsin diye hazine ve maliye bakanlığına atanmış olan Mehmet Şimşek’ten ise ses çıkmıyor. Bakanlığı teslim aldığı gün yaptığı açıklamada ülkeyi refaha kavuşturma amacını dile getirmişti; ülkenin refahı, çalışan ve üreten kesimler ile emeklilerin yaşanabilir bir hayata kavuşmalarına dayanır. Onun sessizliği ortalığı senaryolara açık hale getirdiği gibi, bir çoğu akıl dışı olduğu halde o senaryolardan piyasalar olumsuz etkileniyor.

Umut yalnız ekonomik alanda atılacak adımlarla ilgili değil ama.

Esas beklenti, geçen dönemin bazı sorumlularının tutumları yüzünden başgösteren ve etkilerini vatan sathında hissettiren adalet ve yargı alanında atılacak adımlarda.

Dün, 15 Temmuz (2016) hain darbe girişimi sonrasında meydana gelen kasvetli havada açılmış davalardan birinin duruşması vardı. Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek “FETÖ’nün medya yapılanması” adı verilen davadan yargılanıyorlardı. Yerel mahkeme herbirine ağır cezalar verdi. Yargıtay’ın iki kez bozduğu o kararlar şimdi yerel mahkemede yeniden görüşülüyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi’nin de sanıklar lehine kararları olmasına rağmen, Yargıtay da kararı bozduğu halde, yerel mahkeme dün duruşmayı ileri tarihe ertelediği gibi, yargılananlar hakkındaki yurtdışına çıkma yasağının devamına da karar verdi.

Nazlı Ilıcak’ın ‘darbecilik’ ile ilgili bir davada sanık olarak yargılanmasını akıl alıyor mu?

Ahmet Altan’ın?

Yargılanan diğer iki gazeteci hakkında, hazırlanmasında hiçbir rolleri bulunmadıkları bir reklam ile maaşlarının Bank Asya’ya yatması dışında bir kanıt olmadığı biliniyor.

Reklam

Herbiri uzun yıllar cezaevinde kaldılar zaten.

Aklı zorlayan yargı hataları yalnızca bu davayla ilgili değil.

Darbe girişimi sonrasında alelacele çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin mağdur ettiği pek çok kişi var.

Yakından tanıdığım ve bu sebeple mahkemede lehinde tanıklık ettiğim Alaeddin Kaya da cezaevinde yatıyor. Kaya’nın kendisine atfedilen ilişkiler ve o ilişkilere dayandırılan suçlamalarla ilgisi bulunmadığını bilenler ülke yönetiminde en etkili görevdeler. Hakkında verilen ceza bozulduğu halde yerel mahkeme kararında ısrar ettiği için, 20 küsur ilaç almasını gerektirecek hastalıklarla boğuştuğu halde, ileri yaşını demir parmaklıklar arkasında geçiriyor Alaeddin Kaya.

Yeni atanan adalet bakanı Yılmaz Tunç geçmişin hatalarını ortadan kaldırma umudunu doğurdu ama galiba bu umut boşa çıkacak.

Diyelim ekonomiye sihirli bir el değdi ve çekilen sıkıntıları hafifletecek gelişmeler yaşanmaya başladı; bu, ülkenin yeniden dış dünyanın ilgisini celbederek 2015 öncesi günlere dönmesini getirecek mi?

Sanmam. 

Adaletin yanlış işlediği bir ülkeden yabancı yatırımcı uzak durur da ondan…

Ekonomide umudu yeşerten gelişmelere, eş-zamanlı olarak, yargı alanında geçmişin hatalarının ortadan kaldırıldığı görüntüsü de eklenmek zorunda. 

Aksi halde cicim ayları çabuk geçer gider, geriye hayal kırıklıkları kalır.

ΩΩΩΩ

Reklam

18 YORUMLAR

  1. İşbirlikçi adamlarımızı serbest bırakmazsanız
    Kredi musluklarını açtırmayız.
    yazının ana fikri.

  2. halkın oylarıyla milletvekili seçilmiş kişi hala cezaevinde.
    adalet bakanı adaletten yana olması gerekirken anayasa maddesini yanlış yorumluyor.
    AYM Başkanı Zühtü Arslan, AYM kararlarının mutlaka uygulanması gerektiğini vurgulayarak; “Bir tercih meselesi değil, bir takdir meselesi hiç değildir. Anayasa’mızın emredici hükmünün gereğidir” dedi.
    sonuç tamamen tersi.
    bir demokratik ülkede anayasa mahkemesi karar verecek de yerel mahkeme buna uymayacak böyle bir kesinlikle olmaz.

  3. Bunlardan iyi bir icraat beklemek boş hayaldir. Şu fark ile; Allah dilerse her şey mümkün…

    • Toplumun değişimine liderlik iddiasında bulunan CHP, toplumun somut gerçekliğinden haberi yok. Çünkü kendisini toplumdan ayrı ve ondan üstün görüyor. Hakikat olduğuna inandığı batıcı bir ideoloji ile hareket ediyor. Bu siyasal körleşme, onları daha çok bozguna uğratacak.

  4. onlar oy almadan beşer onar vekillik alıp sustular.Adaletin tesisi çok önemli. Bu alandaki eksikler giderilmeden, hatalar düzeltilmeden ekonomi iyileşmez.

  5. Bu iktidar fetöcüleri makbul olanlar ve olmayanlar olarak ayırdı.işine gelmeyene ceza verdi işine geleni affetti.hatta dava bile açmadı.yazıda sözü geçen gazetecilerden yüzbinkere daha masum insanlara 5-15 yıl cezalar verildi ve kesinleşti ve içerde yatıyorlar.adalet ve k. partisinin adaleti böyle bir adalet işte!

  6. DUYGU TİCARETİ
    Tacir, ticaret insanı için kullanılır.
    Ticaret erbabı, profesyonel ticaret insanı için kullanılan bir tabirdir.
    Şu an ülkemizi yöneten iktidar ile , yönetmeye talip imiş gibi tiyatro oynayan muhalefetin yaptığı iş tam bir ticaret.
    Ne ticareti?
    “–Duygu ticareti”
    Din, vatan vs’nin arka planında bu var.
    Bilimsel tabiri “gerçek ötesi”
    Olay zaten “akıl-mantık” bağlamından kopartılp tamamen duygusal zemine çekildi.
    En son “ayakta-hayatta kalma” dürtülerini kullanmaya başladılar.
    Güya “adalet” duyguları ile oynayacaklar.
    Oynasınlar bakalım!!!

  7. Geçmişte çok buyuk hatalar yaptılar ve bir çok insanın ahını aldılar.Aslında Kılıçbeyin helalleşme girişimini Sn Erdoğan yapmalı. Ülkenin ilerlemesi için çok şey yapıldı, altyaapı
    büyük bir oranda tamamlandı,enerji yatırımları yapıldı .Bundan sonra geçmisin muhasebesini
    yapıp haksızlığa uğrayan insanların hakları iade edilmeli.
    Fetocu olup görevden alınarak ceza verilmeyenlerin yanında ,masum birçok öğretmen ,veli asker ,öğrenci hapse atıldı , işinden oldu , yaşamını yitirdi.Olan oldu şimdi bunlardan af dilenerek acılen adaletin sağlanması ve bu insanların tekrar kazanılması gerekmektedir.
    Ayrıca ülkede uygulanan VAHŞİ KAPİTALİZMİN SOYGUN DÜZENİNİN zaptu rapt altına alınması gerekmektedir.Kafasına göre zam yapanlar , aşırı kar hırsıyla çalışanlar
    ( bir örnek büyük bir otobanda SUYUN BİLEŞENLERİNDE BİRİ OLAN yerde maliyeti 2 tl olan SADE soda 18 tl den satılmaktadır. Hangi ticari hangi ahlaki kurar bu …….lere bunu satma cesaretini veriyor. Acilen bu konulara eğilmek gerekiyor.
    Tabi burada Yönetim dışında bizlere de görev düşüyor. 18 tl den sodayı satanlara tepki göstermek ve boykot etmek görevimiz.
    Çıkacaksak bu krizden elbirliği ile çıkacağız.

    • Ahmet basit Bir şey bu söylediğin 18 tl almayacağın bu sodayı oda kapatıp gider bunun kadar basit. Ahmet Bizim orda çay 5 tl Taksimde içersen 50 tl bu Maliyetlerden dolayı Taksimde kiralar ve işçilik maliyet fazladır.
      Sen ne yap biliyorsun demi Karnın açıkırsa sokak pilavcıdan pilav al karnını doyur. Çok çok ucuz Hatta evden sefer tası ile çık.

  8. Şimdi bazı gazeteciler ve siyasetçiler (bu kez Kemal Kılıçdaroğlu’nu koltuğundan uzaklaştırmak için) Silk Road Enstitüsü’nün raporunu çalışmaya başladıklarını duyurma gereği duyuyorlar.
    13 yıl boyunca Kılıçdaroğlu’na yandaşlık yaptılar, Baykal’a kaset operasyonunun taşeronluğunu üstelenen FETÖ’yü alkışladılar, Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi terör örgütü PKK’yla ittifak içine sokmasını desteklediler; fakat şimdi birdenbire Kılıçdaroğlu’nun bir istihbarat operasyonuyla CHP’nin başına getirildiğini gösteren, bugüne kadar da yok saydıkları 13 yıl önceki bu raporu keşfediyorlar!
    Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına getiren Silk Road senaryosuna dün oyuncu yazılanların, bugün Kılıçdaroğlu’nu devirmek için yine aynı senaryoyu gündeme getirmeye çalışması tabii hiç mantıksız değil. Ne de olsa çalıştıkları, parçası oldukları bir senaryo bu!
    Başka bir senaryo daha yoktur ki, gündüz gözüyle gerçekleşsin; bir başka bir rapor daha yoktur ki, bire bir hayat bulsun; evet, Silk Road Enstitüsü’nün raporu böyle bir rapordu.
    Bunu 13 yıl önce bütün gazeteciler, siyasetçiler gördü. Bu konuda uyarı yapan Onur Öğmen gibi isimleri buharlaştırıp CHP’den sildiler. Şimdi hangi yüzle kalkıp Kılıçdaroğlu’nun Amerikan derin devletinin projesi olduğunu söylüyorlar? Bari ilk taşı, bu konuda günahsız olanınız atsın.

  9. Ekonomide borsayı kuru yükseltipte, karşılığında aylıklara maaşlara ücretlere nassı olsa zam yaparım kafası!!!!….
    SAKKIINnn HAAA!!!….😡
    Üjbej kuruş yabancı kalan parasını da aldığı gibi arkasına bakmadan!…🙈
    Güççük seçimde 5-3=2 piskevit daha gapcem sevdasına kapılanlar, Yukarda Allah var! Arkanızda 85 milyon garip guraba fakir fukara var (bunların büyük çoğunluğu eski ortadaki direk!)
    İnsan ektiğini biçmeden ölmezmiş.
    Hadi goley gelsin hepinize birden.

  10. Benim bu konularda zerre kadar ümidim yok , ülkedeki bu rezillik , bu başıbozukluk , bu çarpıklık böyle devam eder gider , bir yerde batar mıyız veya nasıl batarız onu da tahmin edemiyorum , bilemiyorum !
    Hatta bana göre bu çürümüşlük sittin sene düzelmez, kimsenin elinde sihirli bir asa yok ki !

  11. Merkez Bankası rezervleri -80 Milyar Dolar olmuş. Bu sene AKP’den Kopuş yılı olacak.

    • CHP liderinin “Bu ülkeye demokrasiyi gerçek anlamda getirinceye kadar yolumuza devam edeceğiz” sözüne ise sesli güldüm.
      Kılıçdaroğlu, partisinde öyle bir dikta rejimi kurdu ki, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan hariç kimse tek bir kelime edemiyor!
      Demokrasi önce CHP’ye lazım!
      Kılıçdaroğlu’nun yandaşları bile “Bırak”, “Git”, “Hâlâ o koltukta nasıl oturuyorsun” diyor. Seçmenler “Sen partinin başındaysan belediye seçimlerinde CHP’yi oy vermem” diye isyan ediyor ama onda ‘tık’ yok!
      Siyasi literatürde ‘pişkinlik’ denince akla ilk gelecek isim Kılıçdaroğlu’dur artık!

    • Kılıçdaroğlu’nun dünkü konuşmasında “Değişimin parçası olmak istiyorum diyen arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Önce bireysel beklentilerden arınmak lazım” sözü de korkudan “Değişim gerekli” demekten öteye geçemeyen Ekrem İmamoğlu’na yönelikti galiba!
      13 yılda 12 seçim kaybettiği halde koltuğunu bırakmak istemeyen biri, nasıl ‘bireysel beklentiler içinde olmayın’ diyebilir? Bu kişi Kılıçdaroğlu ise der!

    • 2022 yılında geçtiğimiz yıla göre, ihracat yüzde 12,9 oranında artışla 254,2 milyar dolara, ithalat ise yüzde 34,3 oranında artışla 364,4 milyar dolara erişti. Dış ticaret açığı ise 110,2 milyar dolar oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 1996’dan bu yana dış ticaret verilerini gösteriyor.

      Döviz neden artıyor bu açıktan dolayı 110 milyar doların Bir kısmını turizm ve bavul ticareti ile kapanır Geriye 60 milyar Dolar kalır onuda yabancı yatırımcı çekerek kapatman gerekir. Yoksa bu ticaret açığı Paramızın Düşmesi Olarak yansır artı yabancı yatırım İşsizliğide önler İşsizliği bu sene Bizzat yaşayarak Ekonomiden az buçuk sende anlayacaksın. O zaman AKP’den bana zarar dokunur diye arkana bakmadan koşacaksın.

Yoruma kapalı.