Uzun meslek hayatımın önemli bir bölümü dış gelişmeleri izleyerek ve yazarak geçti. Ne kadar ilgisiz görünsem ve her gün burada ülkemizle ilgili gelişmeleri yorumlasam da, gözüm ve kulağım fazla uzağımızda olmayan Ukrayna’da.
Ukrayna’yı bize yakın hale getiren de bir süredir Rus işgali altına düşmüş olan Kırım…
Rusya devlet başkanı Vladimir Putin Kırım’ı topraklarına kattıktan ve Slav ırklıların fazlaca bulunduğu Donbas ve çevresini ayrılıkçı güçlerin insafına terk ettikten sonra, şimdi de askerleriyle Ukrayna’yı kuşatarak son hamleyi indirme hazırlığında.
Görünüm böyle.
Kiev bir yandan vatandaşlarını askeri eğitimden geçirerek işgali Ruslara pahalıya mal etme çabasına girerken, bir yandan da Batı ülkelerini kendisine yardım etmeye çağırıyor.
ABD ve Avrupa ülkeleri aylardır Rusya’nın her an Ukrayna’yı işgal ve istila girişiminde bulunacağı beklentisinde, Moskova’ya ültimatom üstüne ültimatom yayınlıyorlar.
Dünya kamuoyu olarak hepimiz ne olacağını izliyoruz.
Kendi hesabıma ben, gelişmeleri izlerken “Acaba durum göründüğü, gösterilmeye çalışıldığı gibi mi?” kuşkusunu zihnimden atamıyorum.
Rusya açısından da, Batılı ülkeler bakımından da durum hayli tuhaf…
Putin için Ukrayna, iş başına geldiği 22 yıl öncesinden bu güne, kendisine ve ülkesine biçtiği rolleri vurgulamak için en uygun ülke. Rusya Putin döneminde tarihsel rüyalarını bir bir gerçekleştirdi; Suriye’deki iç savaştan yararlanarak Akdeniz’de üsler sahibi oldu.
Yetmedi, Libya’da da dengeleri kendi desteklediği kişiden yana kurdu. Orada da askerleri var.
Ancak Suriye ve Libya Ukrayna değil; Ukrayna Rusya için ‘yakın çevre’…
Kırım’ı askerleriyle işgal ettiği gibi bütün ülkeyi Büyük Rusya’nın parçası yapmak istiyor ve bunun için çabalıyor olabilir…
İyi de neden son hamleyi yapmıyor Putin?
Aynı akıl yürütme Batı açısından da geçerli.
Batı Ukrayna’nın Rusya’nın parçası haline gelmesine karşı. Batılılar ültimatomlarla Putin’in yayılmacı politikalarını en sert biçimde eleştiriyorlar. ABD başkanı Joe Biden ve Avrupa Birliği adına konuşanlar, Ukrayna’yı işgalin Rusya’ya pahalıya mal olacağını ısrarla vurguluyorlar. Biden özellikle, neredeyse her gün, “Ya bugün ya yarın Rusya Ukrayna’ya girecek” açıklaması yapıyor…
İyi de, Rusya’nın önünü kesmeyle sonuçlanabilecek NATO hamlesini neden yapmıyor Batı ülkeleri?
NATO ittifakı daha 2008 yılında Bükreş’te düzenlenen zirvede Ukrayna’yı NATO’ya üye olması gereken ülkeler arasına almıştı. Takip eden zirvelerden üyelik kararı çıkması beklendi. Olmadı.
Biden, NATO’nun patronu olarak, ültimatom yayınlayıp duracağına, yeni bir zirveyi acilen toplayarak, işgal tehdidi altındaki Ukrayna’nın başvurusunu görüştürse, üyeliğe kabul edildiğini ilan ederek Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korumaları altına girdiğini dosta düşmana duyursa, sorunu daha kestirme çözüme kavuşturmuş olmaz mı?
İttifak ana sözleşmesinin 5. maddesi, üye ülkelerden herhangi birine saldırı olduğunda diğer üye ülkelerin onu savunması gerektiğine amir.
Rusya’yı niyetinden vazgeçirmek için NATO üyeliği kartı kullanılabilir, ama kullanılmıyor.
Moskova bitirici hamleyi, Batı da koruyucu hamleyi yapmıyor.
“Acaba” diyorum, “Rusya’nın niyeti ‘yakın çevre’ ülkelere mesaj vermekle sınırlı olmasın?”
İşgal tehdidi ve füze denemeleri yoluyla “Batı’ya kafa tutan süper güç” görüntüsü kazanmakla sınırlı bir nihai amaç?
Batı ise, “Sakın ha, işgale kalkışma, aksi halde bedelini ödetiriz” karşı-tehdidinde bulunurken, aslında istediği, Rusya’nın son hamleyi yapması ve Ukrayna’yı işgal etmesi olmasın?
Halkı erkeği-kadınıyla, genci-ihtiyarıyla askeri eğitimden geçmiş, Batı tarafından silahlandırılmış Ukrayna’yı işgal ve istila etmeye kalkışan Rusya’ya, özellikle ABD’nin tavrında, ‘yeni bir Afganistan’ deneyimi yaşatmak niyeti seziyorum.
Afganistan’ı 1979 yılında işgal eden Rus askerleri on yıl sonra (1989) oradan çekilmek zorunda kalmış ve Moskova’nın o çılgınlığı, 70 yıllık varlığı sırasında ‘süper güç’ haline dönüşmüş Sovyetler Birliği’nin sonunu getirmişti.
Batı’nın sağladığı silahlarla Rus askerlerini geldiklerine pişman etmeyi başaran mücahidler, Sovyetler’in ‘süper güç’ olma iddiasını yok etmişti.
“Ukrayna’yı ‘ikinci Afganistan’ yapıp bu yolla Putin’i dize getirmek” olarak özetleyebileceğim Batı’nın hesabını seziyor olabilir Putin.
Seziyor ve bu sebeple de işgal tehdidiyle yeniden ‘süper güç’ statüsüne ulaşmayı yeterli buluyordur.
O kadar da değil.
Korona salgını yüzünden ekonomileri sarsılmış, vatandaşları hayat pahalılığı gerçeğiyle yüz yüze gelmiş Batı’yı, askeri yönden sürekli alesta bekleterek hem yoruyor hem de silahlanmaya mecbur ediyor Rusya.
Ekonomik açıdan Batı’yı güçsüzleştiriyor.
Güçsüzleştirerek daha kolay pazarlık edilecek hale getiriyor.
Doğalgazını ekonomik bir silah olarak da kullanıyor bu arada; sürekli birim fiyatını yükselterek…
Ankara bu görünmez karşılıklı hesapların farkında mı?
Siz söyleyin, farkında olabilir mi?
ΩΩΩΩ
DÜNDEN KALMA UFAK BİR KAPAKÇIK!
“H. Gayret
19 Şubat 2022 At 11:45
Mizah günündeyiz galiba:))))
“Finlandiya ve BM’nin ‘Mutluluk Raporu’nda ilk sıralarda yer alan ülkelerin hiçbirinde, bırakın şarkıları, herhangi bir yazılı metnin, parlamentoda veya dışında sarf edilen cümlelerin yasaklandığı, söyleyenlerin başına iş açıldığı görülmüş değil.”
DAHA BİRKAÇ YIL OLMADI, GDANSK ŞEHRİNDE POLONYALI KATOLİK RAHİPLERİ ŞEHİR MEYDANINA YIĞDIKLARI HARRY POTTER KİTAPLARINI HERKESİN GÖZÜ ÖNÜNDE TÖRENLE ATEŞE VERİP CAYIR CAYIR YAKMIŞLARDI!!!!
GÖRMEK İSTEYENE MUTLULUK DİYARLARINDA DA DAHA NE YASAKLAR NE BASKILAR VAR…
HİNDİSTANIN DERİNLERİNDE HEM ÖZGÜRCE DÜŞÜNEN HEM DE İNCİ GİBİ DİŞLERİYLE MÜTEMADİYEN SIRITAN İNSANLAR SİZCE MUTSUZLUKTAN KAFAYI MI YEMİŞLER, AĞZI KULAKLARINDA ÖYLECE SIRITIP DURUYORLAR???”
Her iki tarafla konuşan tek ülke Türkiye
Ukranya Cumhurbaşkanı son konuşmasında özellikle masada Türkiye de olmalı diye üstüne üstüme bastırmışken ,
Bölgedeki tüm gelişmelerde Türkiye oyun kurucu olmuşken
Doğu Akdeniz de Libya da Karabağ da en büyük söz sahibi 2-3 oyuncudan biri iken
Bunlar sanki hiç olmamış gibi algı yaratmak ,
Bunlara ben muhalifim yaparım dersiniz de
Gece yastığa baş konulunca vicdanen ben doğru ve dosdoğruları söylüyorum diyerek uyunuyor mu merak ettim
Bak Serdar Turhan kardeş, alt komşun Y.K . nın yorumu tam senin aradığın cevap olmuş !
Nasıl , beğendin mi ?
Bir tafarta Y.K nın dediği
Diğer tarafta zelinskyi nin
Sen Y.K ya lnanmayı tercih et ama dünya Y.K yı tanımaz bence
Siz her bahar gidecek diye üflenen haşhaşı çekin sakın çözülmeyin
Y.K ya inanın ama işin öznesi zelensky nin “Türkiye yi masada istiyoruz “ lafına Y.K ya yeğleyin
Ne içiyorsanız ben ondan istemiyorum
ARABULUCU
Ukrayna krizinde bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Arabulucuya.
Bir arabucunun iki özelliği var ise:
– Dediğinin tam tersini yapma konusunda Dünyada üzerine yok ise;
– Şiarı “Yurtta ayrışma, cihanda çatışma” ise.
Sizlere soruyorum:
–Buradan barış mı, yoksa savaş mı çıkar?
Kesin olan bir şey var. O da:
–Hayırlı bir netice çıkmayacağı.
Bir de arabulucunun tek çıkış yolu, önce Ukrayna’da başlayıp, oradan Suriye’ye sıçrayacak bir savaş ise.
Arabulucu için hayati hir seçim süreci başlamış ise.
Dost Biden için de hayati Kasım ara seçimleri var ise.
Tabii ki, yandaş Zelinsky, yoldaş Putin ve dost Biden bir güzellik yapacaktır.
Şarkıları türküleri bırakıp gerçek gündeme döndük.
Türkiye’nin savruldugunu iddi ediyoruz ama iki cephede güvenilmez durumda yıllarca PKK yi besleyip şimdi de Suriye de devletlesmeyi destekleyen Batı ile mi ?
Yoksa ne yapacağı belli olmayan Rusya ile mi gerdeğe gireceğiz.Cografya uyanık olmayı ve her daim tetikte olmayı gerektiriyor.Evet Ortadoğu ile kavgalı idik şimdi herkes gerçekleri gördü ve mantıklı yola girmeye başladı.Dis politikada ne ezeli düşmanlık ne de dostluk vardır herşey çıkar üzerinedir.
Olaylara bakarken partizanlık yapmamalıyiz.Kavga edince de eleştiri var dost olunca da
Mantıklı eleştiri yapmalıyız.
Watch “Türk İstihbaratçıları ?? #hakanfidan #jitem #türkaskeri” on YouTube
https://youtube.com/shorts/gaoTI0YK0GM?feature=share
bu videoyu batılılar mı çekmiş, pkk kamuflajına girmiş binbaşı ahmet cem ersever’ler ne yapıyormuş acaba, batılılara engel olamamışlar mı?
Enerji ihracatına rağmen Rusya’nın ekonomik gücü Italya’dan daha küҫük.
Doğalgazını ekonomik bir silah olarak kullanması bir noktadan sonra ayağına kurṣun sıkmaya dönüṣebilir.
Rusya atom silahlarının gölgesinde isteklerine kavuṣmak istese de, Rusya’da konuṣulan dilllerin sayısına bakmakta fayda var.
Demokratik ülkelerin zenginlik olarak gördüğü bu durum baskı rejimlerince bir tehdit olarak görülüyor.
Ҫin’in Uygurlara yaptıklarını göz önüne getirelim…
Putin’in büyük korkusu, Sovyetlerin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan ülkelerin demokratikleṣmeleri.
Dünya iҫin en iyi ҫözüm Rusya’nın demokratik bir ülke olması.
Neden olmasın!
Almancı arkadaş “Dünya iҫin en iyi ҫözüm Rusya’nın demokratik bir ülke olması.” buyurmuşsunuz ama aylardır taliban yönetimini hiçbir ülke tanımamış!
Rusyadan önce afganistanın demokratik bir ülke olmaya ihtiyacı yok mu sizce de?
Neden olmasın!
Evet H.Gayret arkadas, neden olmasın?
Rusya’dan faklı tarafı Taliban rejimi inanca dayalı olduğu iҫin demokrasiye geҫiṣi kolay olmayacak.
Putin ve benzeri otokratların demokrasi istekleri ve demokrasi iҫin gerekli liyakatları da olmadığı iҫin koltuklarını hiҫ bırakmak istemezler.
Iṣҫi temsilcileri Almanya’da iyi bilirler. Liyakatsiz insan iṣinin hakkını veremez ama, koltuğuna yapıṣır.
Sayın Koru ,
Sizin güzelce yazdığınız gibi emin olun ”bizimkiler” de olayın farkındadır.. Ancak farkında olmak ile farkındalığın gereğini yerine getirmek birbirinden ayrı işlerdir. Olacak ile Öleceğe çare yok demişler ya. Basit görünen olayların , normal de hiç bir rasyonel açıklaması olamayacak olan nedenlerin , duyguların her şeyin üzerinde olduğu insan aklı ve onun yönlendirmesi sonucu oluşan sonuçları. Yaşadığımız dünya böyle bir yer işte.
https://www.google.com/amp/s/m.haberturk.com/bursa-haberleri-amp/94500853-polis-memuru-eski-esi-tarafindan-vurularak-oldurulen-yasemin-ogretmen-son-yolculuguna
“Baran
19 Şubat 2022 At 22:03
bir de burdan bakın hayata istarseniz;
sayın yazar bugünlük üçüncü sayfa haberlerine değinememiş diye cinerin paçavrasından bize lümpen cinayeti haberi getirdiğiniz için sağolun ama ben sayın yazarın dün bahsettiği tanıdıklarının finlandiyaya göçmesinde bir mahsur görmüyorum, maazallah yine mutluluk şampiyonu komşu ülkelerden brewikin norweçine filan yerleşmesinlerde!
Mutluluktan bir seferde 80 çocuğu kuşunlayıvermişti:))))
Ankara bu görünmez karşılıklı hesapların farkında mı? diyor yazarımız.
“Her şeyelog” tabiri günümğzde moda oldu. Yeni trend herşeyi ben bilirim yorumcuları ve köşe yazarları.Fehmi bey “görünmez hesapları” bir tek kendisinin gördüğünü düşünüyor herhalde.
Günlerdir yazıyorlar analistler.
Fehmi bey biraz geç kaldı.
Birçok analiste göre Ukrayna Krizi Rusya’nın NATO ile yaşadığı anlaşmazlığın masaya getirilmesi için bir figür olarak sahnelendi. ABD ve NATO ise Rusya’nın taleplerinin kabul edilemeyeceği yönündeki sert tutumunu sürdürüyor. NATO içinde Almanya’nın başını çektiği kanatlarsa Amerika-İngiltere” kanattan daha farklı düşünüyorlar.
Ukrayna Krizi Rusya’nın karşılaşabileceği tüm riskleri ortaya çıkardı. Rus ordusunun Ukrayna etrafında yaptığı askerî yığınaktan kaynaklanan gerilimler Avrupa Birliği ve NATO içindeki farklı pozisyonları ifşa etti. Bir bakıma Rusya gerilim üzerinden “test” yapmış oldu. Böylece Rusya, Avrupa’nın nabzını ölçtü, muhtemel riskleri masaya yatırdı. Putin aylarca devam eden, gerilimle perdelenmiş bir bilinmezlik sahnesi oluşturarak karşıt cephenin bilinmezlerini yüzeye çıkardı. Artık Rusya, kimin, nasıl davranacağını ve neyle karşılaşacağını çok iyi biliyor.
Real-politik manzaraya göre Ukrayna’ya girmesi durumunda Rusya’yı caydıracak bir askerî seçenek söz konusu değil. ABD ve ortaklarının Rusya’ya yönelik yaptırımlarınsa, yaptırım getiren ülkelere de ağır bedeller yükleyeceği konusunda farklı yorumlar söz konusu. ABD ve ortaklarına göre Rusya’yı sarsacak en ciddi yaptırımsa Almanya ve Rusya arasındaki gaz arzını iki katına çıkaracak olan “Kuzey Akım-2” projesinin iptal edilmesi. Almanya ise Ukrayna yüzünden projeyi iptal etmeye hevesli değil.
Abd ve İngiltere sürekli tarih vererek Rusya ya gel gel yapıyorlar.
Merak etmeyin Fehmi bey, Türkiye emin ellerde. Çevresinde olup bitenlere karşı hamlelerini zamanı gelince çekinmeden yapıyor.Türkiye Kuzey Suriyede, Irakta, Katarda, Libyada, Azerbeycanda, Egede, Doğu Akdenizde, Karadenizde çıkarlarına uygun her adımı atıyor.
Çekinmeden yaptığını siz hala anlamadınız mı
Bu arada Chp nin ünlü dış ilişkiler sorumlusu Ünal Çeviköz ve Chp lideri Kemal Kılıçtaroğlu Türkiyenin aleyhine hertürlü açıklamaları yapıyorlardı
Mesela;
Ne işimiz var Suriye de
Ne işimiz var Libya da
Ne işimiz var Doğu Akdenizde
Ne işimiz var Katar da
Ne işimiz var Ege de
diyorlardı.
Ukranya konusunda tek bir açıklama yapamıyorlar.
Tek yaptıkları Abd, İngiliz büyükelçilerinin emirlerini yerine getiriyorlar.
Dünde imam hazretleri Almanya dışışleri çağırmış koşa koşa Berline gitmiş. Türkiye düşmanı Ermeni tasarısını meclise getiren Cem Özdemirle boy boy fotoğraflarını yayınlamakla meşgül. Chp nin kiminle kaşık attığı ortada.
Sizin de başını çektiğiniz grup Türkiye yanlızlaştı diyordu. BAE, Suud, Mısır, israil ile yeniden görüşmelere başlandığında , Türkiye tekrar atağa geçtiğinde bu sefer Türkiye varlıklarını satıyor demeye başladı.
Müsterih olun fehmi bey. Dışışleri konusunda herşeyibilenler var.
Her şeyeloglar yok. Her şeyeloglar sosyal medyada bolca var.
Herşeyi bilenler var, Türkiye emin ellerde demişsiniz. Bu karanlıkta ıslık çalmaktan öteye bir şey ifade etmiyor. Türkiye belirsizlik içinde şu anda. Siyasi, ekonomik, jeostratejik yalpalıyor sürekli. Batı uzaklaştı, Doğu benimsemedi. İki arada kaldı. Bazıları bağımsızlıkçı rolleri biçiyor kendine. Ama Türkiye’de ne o kapasite var, ne de dünya öyle bir dünya. Bütün bunların sebebi ise yönetim problemleri. Liyakatsiz, yiyici bir tayfa ve çeteler Türkiye’yi esir almış durumda. Elbette buradan çıkacağız ve geççek, ama yapılan zarar çok fazla. Türkiye’nin ne itibarını ne de kaynaklarını bıraktılar. Herşeyi bitirdi yolsuzlar.
he, bitanesi de sen:)) Maaşallah her şeyi çözmüşsün, emin ellere bırakmışsın kendini.
sen bu yazıyı bir daha okumadan önce bir de strateji uzmanlarını dinle istersen, bakalım onlar ne anlatıyorlar. doğu-batı çatışmasında nasıl bir küresel strateji takip ediliyormuş gör.
Baran bey sn.enderi boşverin, kendince tüm sorunları sihirli bir değnekle ya da imf reçeteleri ile şıpınişi çözüveriyor işte sağolsun:))))
https://www.milligazete.com.tr/haber/9452161/fehmi-koru-ankara-bu-gorunmez-hesaplarin-farkinda-mi
Putin girermi girmezmi lakırdısı yaptıran zihniyeti sorgulamak gerekir.
Girit’ten Ukrayna’ya kadar Balkan Seddi kuranları hala anlamazdan gelip girecek girmeyecek papatya falı yapmaya aynen devam.
Hadi bakalım kolay gelsin
Son söz: Ruslar komşumuz! Güneyde doğuda bir sürü yine komşularımız!
Ama biz düşmanız!?
Batılının hepsi birden, hepberaber, voltranı oluşturmuşlar
Metavörsüm nerde, hemen geçiverem bilgisayarın başına beni meşgul etme??
Potinin borusu girmişse aeropanın ortasından biryerden içine içine,
Yapamaz Rusya ya birşey hiç kimse
İçtiği sürece o borudan akanı çektikçe içine.
Potinleriyle çiğnermi Ukrayna’da basarmı çimlere dersen,
O kadar da eş..ek olduğunu sanmam derim size.
Ama k.denizde güvenlik kapsama alanını garantilermi orasını bilemem bende?
Ankara bu görünmez karşılıklı hesapların farkındadır elbette ama; içine girdiği ekonomik ve siyasi burhan ile dünyanın evrildigi siyasi konjonktür ve neredeyse son on yıldır hem komşu ülkeleriyle hem geniş uluslararası ilişkilerde “değerli yalnızlık” politikası izliyor olması, adım atmasına izin vermiyor Türkiye’nin.
Ekonomisini, en sonunda ancak swap, sukuk anlaşmalarıyla ayakta tutmaya çalışan ve edindiği kaynakların karşılıklarıyla beraber ödemesine mukabil, fiyatı kamu eliyle belirlenen akaryakıt, doğalgaz, elektrik, gübre ve yeniden değerleme oranlarıyla artışı yapılan vergilere zam üstüne zam yapan hükümet adeta ekonomik alanda bir kısır döngü içerisine girmiş durumda. Hayat pahalılığı ile geçim darlığı içerisine giren vatandaş homurdanmaya başlamış olduğu bu hengamda dış iliskilere, çevresinde gelişen siyasal olaylara bigaene kalmasın da ne yapsın hükümet…
Allah var! Savunma sanayiinde elde edilen başarılar, yerli üretim göğsümüzü kabartıyor; ama bu elde edilen gelişmeleri dünya silah sanayiinde, sanki en üst sıralara oturmuşuz gibi sunmak haylice hayali duruyor.
Hem, aslında, erken mi olur zamanında mı yapılır bilmem, ama iktidarı ile muhalefeti ile iç siyasete odaklanmış bir siyasi erk/ler çevrede gelişen olaylara yeterince ilgi duyamaz olup ancak kendi haliyle hamhal olmayı yeğler. Nitekim böyle olduhu da görülüyor.
Bir kere şunun da farkındalığı içerisinde ol(un)malı; dünya devletleri arası muvazenede ittifaklar daha bir ön plana çıkmaya başladı. Dünyamız yeniden bir iki kutuplu düzene evriliyor ve bu defa ikinci kutbun kadim aktörü Rusya yanına ikinci ama iddialı bir aktörle -Çin ile- rol paylaşımı içerisine girerek meydan okuyor…
2000′ lerden bu tarafa nispeten zayıflamış, şimdilerde yeniden vücut bulmaya çalışan kutuplar arası düzlemde yer almakta tereddüt yaşayan, dualist davranan, ikircikli duygusal ama hamasi duruma sürüklenerek güven veremeyen bir tutumla Türkiye yeni iki kutuplu dünya düzeninde kutuplar arası salinima girerek kararsızlık girdabına girmiş durumdadır.
Çin -belki de Hindistan- ile yedeklenen, öncekisinden daha haşin ve daha korkutucu, daha acımasız bir şekilde oluşacağının belirtilerini gösteren yeni iki kutuplu dünya düzeninde, dünyamızın da selametini düşünerek bölgesinde hatırı sayılır enerjiye(!) sahip olan ülkemizin bir an önce uluslar arası sistemdeki yerini daha kararlı, daha iradi bir şekilde belirlemesi gerekmektedir.
Bu yer, kadim dünya medeniyetinin daha da medeni hale sokulacağı, sokulması gerektiği inancı ile medeniyet tecrübesi bulunan toplumların buluştuğu yer olmalıdır.
Yoruma kapalı.