Gazeteci fikri takip eder.. Bugün size bunun iki örneğini sunuyorum…

17
Reklam

Marzieh Hashemi ismini hatırladınız mı? Sürekli okurların hatırlaması gerekir. ABD doğumlu ve ABD vatandaşı, 40 yıl önce bu günlerde İran’da gerçekleşmiş İslam Devrimi‘nden etkilenerek din olarak İslam’ı seçmiş biri Marzieh Hanım

Melanie Franklin olan ismini Marzieh Hashemi’ye çevirmiş siyahi bir Amerikalı kendisi…

Hayli zamandır İran devletinin 24 saat İngilizce yayın yapan televizyon kanalı Press-TV‘de programları var; Mahjubah isimli uluslararası bir kadın dergisinin de yayın yönetmeni.

Bir gazeteci meslektaşımız yani.

Yaklaşık 20 gün önce -22 Ocak 2019 tarihinde- burada kendisinden söz etmiştim.

Yazıma bugün yeniden konu olması, İran’da yaşayan Marzieh Hashemi‘nin, doğup büyüdüğü ve vatandaşı olduğu ülkesi ABD’ye hasta kardeşini ziyaret için döndüğünde gözaltına alınması yüzünden… Görülmekte olan bir davada tanıklığına başvurulacağı söylenerek gözaltında tutuldu Marzieh Hashemi ve gözaltının ilk gününden itibaren kötü muameleye maruz bırakıldı.

Domuz etinden olduğu özellikle belirtilen yemekler sunuldu kendisine, içeride bulunduğu süre içerisinde kıyafet olarak kısa kollu hapishane giysisi giymeye zorlandı ve başörtüsü de açtırıldı.

Şimdi niye yeniden gündeme alıyorum bu konuyu?

Reklam

Gazeteciliğin ‘fikri takip’ kuralı beni buna zorluyor.

Marzieh Hashemi.. Serbest bırakıldıktan sonra..

Yazımın çıktığı günün hemen ertesinde -23 Ocak günü- bir haftadan fazla süreyle tutulduğu cezaevinden çıkarıldı gazeteci Marzieh Hashimi, özgürlüğüne kavuştu.

İran’dan yükselen tepkilere kulaklarını tıkayan ABD yönetiminin konuyu ben burada ele aldım diye apar topar kendisini serbest bıraktığını ileri sürüp bundan kendime övünme vesilesi çıkaracak değilim. Haberleri bile olmamıştır.

Marzieh Hanım‘ın ABD’de yaşayan ailesi fertleri kendisinin serbest bırakılması sonrasında bir açıklama yaparak uğratıldığı evrensel insan haklarının çiğnendiği çirkin muameleyi şiddetle kınadılar ve olayın takipçisi olacaklarını belirttiler. “Konunun halının altına süpürülmesine izin vermeyeceğiz” deniliyor açıklamalarında.

İzlemediğim için bilmiyorum: Sanıyorum programcı olarak yıllarını verdiği Press-TV de kendisinin gözaltında uğradığı akıl almaz muameleyi ilk ağızdan izleyicilerine aktarmıştır.

Bu birinci ‘fikri takip’ duyurum.

Venezuela’dan haberler

İkincisi de Venezuela ile ilgili.

Reklam

Venezuela’da devlet başkanı Nicolas Maduro ile muhalefetin sokaklara da yansıyan takışması devam ediyor. Maduro‘nun yeniden başkan seçildiği seçimin geçerli sayılmayacak kadar şaibeli geçtiğini ileri süren seçilmiş Meclis başkanı Juan Guaidó anayasa gereği devlet başkanlığı sorumluluğunu üstlendiğini açıklamış ve Maduro‘yu tanımadıklarını ilan etmişti.

Birkaç gün ben de bu konuyu yazdım.

Sonra ne oldu?

Olan şu: Venezuela hala fakir, halkı hala sokakta, takışma da hala devam ediyor. Bu yönden değişen bir şey yok. Maduro “Ben hala başkanım” demeye, Guaidó da “Yeni seçime kadar görev bende” demeyi sürdürüyor.

ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, Latin Amerikalı komşularının büyük çoğunluğu Guaidó‘yu tanıyor, Rusya ile Çin ise Maduro‘dan yana tavır almakta.

Türkiye de Maduro‘nun yanında.

İki yeni gelişme var: Halkın hala Maduro yanlısı bölümünü yanına çekebilmek için Guaidó halkın temel ihtiyaçlarına cevap teşkil edebilecek bir yardım paketini ülkeye getirtmeyi planladı; yardım konvoyu 23 Şubat’ta sınıra ulaşmış olacak… Buna karşılık, Maduro, emrindeki askerlere yardım konvoyunun ülkeye girmesini engelleme talimatı verdi.

Halk sokaklarda. Bekleyişte.

Guaidó ve Maduro taraftarları.. Sokaktalar..

Rusya ilk sınır dışı diplomasi deneyimi sayılabilecek Suriye’de başarılı olduktan sonra, askeri gücü arkasına alan diplomasisini ikinci kez Venezuela’da uygulamaya koydu. Oradan Latin Amerika’yı etkisi altına almayı planladığı çok açık.

Çin’in de Batı ile birlikte hareket etmemesi, Maduro yanlısı tutumu, Putin‘in diplomatik atağına destek anlamına geliyor.

Dıştan bakıldığında Maduro ile Guaidó çekişiyor gibi görünse bile, aslında çekişme ABD ile Rusya, daha doğrusu Trump ile Putin arasında.

Venezuela devletinin dış borcu yaklaşık 100 milyar dolar ve bu borcun büyük bölümü Rusya ile Çin’den alınma. Çin dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip Venezuela petrolünün en büyük müşterisi…

En son gelişme, Pekin’in tavrında beliren hafif bir sapma. Wall Street Journal gazetesi, dün, Venezuela’dan alacağı 20 milyar doların üzerinde olan Çin’in Washington’da Guaidó‘nun temsilcileriyle müzakereler yürüttüğünü yazdı.

Çin, Venezuela muhalefetinden petrol akışının devam etmesi ve vadesi geldiğinde alacaklarının ödenmesi konularında teminat talep etmekteymiş…

Denklemden Çin çıkarsa işin rengi değişebilir.

Öyle sanıyorum ki, bu gelişmeler, en az domates, biber, patlıcan konusu kadar önemli.

ΩΩΩΩ.

Reklam

17 YORUMLAR

  1. Sayın Koru, yaz mevsiminde olsaydık domates biber patlıcan konusu çok önemli olurdu. Sağlık açısından sebze ve meyveyi mevsiminde yemenizi öneriyorlar…Zihniyetinizden dolayı,Seçim arefesinde bunları gündeme getirmenizi anlayışla karşılıyoruz.Eğer belediyelere çağrıda bulunuyorsanız sizleride tanzim satış merkezlerine bekleriz.Sahi siz nerden alıyorsunuz.Pazarlarda da yarı yarıya düşmüş. Ama siz yine de mevsiminde yiyin bence fikri düşüncelerinizin dumura uğramaması için…Bırakın seçimlerde algı çalışmasını.millet kararını verir..isteyen istediğine gider…tabi amaç farklıysa o başka…Daha genel seçimlere var.bu konuları fikri olarak arkadaşlarınızla zaten yapıyorsunuz… yeni bir şey ne sunacaklar sizinkiler onu merakla bekliyoruz.. Sürekli eleştirmek kolay. Onu zaten kaale alınmayan bir muhalefet yapıyor. Allah eksik etmesin onları…Yaz günleri de domates biber patlıcan yazılarınızı bekliyoruz… Belki yemek tarifi verirsiniz..;)

  2. marzieh hashemi ye geçmiş olsun diyorum, darısı diğer masum kimselerin başına.
    hem ülkedeki hem de ülke dışındakilerin…mesela guantanamo cezaevindekilerin başına.
    kitle iletişim araçları yaygınlaştığından, hele de dünyayı artık mobil telefonumuzdan takip eder hale geldiğimizden, her habere, her görüntüye de ulaşabildiğimizden yüce amerikan değerlerinin içinin ne kadar boş olduğunu yaşlı teyzeler hariç herkes görebiliyor artık. ülkedekiler zar zor da olsa haklarını arayabilirken, ülke dışındaki hapishanelerde olanların yasal sistemden faydalanma olanakları da yok. bu ebu greyb gibi, Diego garcia adası gibi, ülke dışı işlerin nedeni de bu zaten… uluslararası af Örgütü, geçen yıllarda guantanamo’nun askeri hapishane olarak kullanılmasını yasa dışı uygulamaları ve zanlılara yönelik yapılan sorgulama tekniklerini “insan hakları skandalı” olarak tanımlarken, birleşmiş milletler (BM) de hazırladığı raporlarda tutukevinde yapılan hak ihlallerine birçok kez dikkati çekti. burada yapılan işkenceler abd senatosunun raporlarıyla da tespit edilmişti. obamanın guantanamo yu kapatma kararı başkanlık vaadleri arasındaydı, nedense başaramadı. trump ta açık kalmasını sağlayan belgeleri imzaladı.
    venezueladaki gelişmeler ise pek çok ülke için emsal olacak gibi. meclisten biri çıkıp bu ahval ve şeriatta yönetim artık bende diyecek. anlaştığı bir kaç devlet tamam oldu bu iş diyecek, seçilmişlerde kendilerine gidecek bir yer arayacak falan falan…hazır nükleer anlaşmalar bir bir iptal edilirken, çevre ve iklim anlaşmaları da onları takip ederken, eski wild west -vahşi batı teksas günlerine döndük bi nevi…bardan içeri silahlı adamlar girerler, sağa sola ateş ederler, kim ölmüş, kim kalmış kimse umursamaz…sonrası terminatör günleri artık…
    gazeteci fikir takip eder derken…
    fehmi beyin ısrarla yazdıkları var, bir de ısrarla yazmadıkları.
    ısrarla yazdıklarını hep okuyoruz da ısrarla yazmadıklarına ne zaman sıra gelecek acaba?

      • selamlar sayın turhan,
        köşe yazılarından çok sanırım- ben neler gördüm -tadında bir kitap sizin beklentilerinizi daha çok karşılar. aslına bakarsanız bir döneme şahitlik etmiş, belki şahitlik etmekle de kalmamış kimseler suya sabuna dokunarak yazsalar, okumayı ben de çok isterim.

  3. Maşallah gasteci bayanın tek parça halinde karakoldan çıkabilmiş olması çok sevindirici. Kapalı kapılar ardında at pazarlığı da her zaman yapılıyordur. Bakalım batılı efendilerin yolladığı kullanılmış elbise ve tüketim tarihinin geçmesine az kalmış gıda maddelerini kabul edip kendi ülkelerini kayyuma devredecek mi venezüella halkı? Hem onlar da hristiyan; haçlılar hiç dokunmaz artık:)))

  4. Venezuela ya bakarak ülkemizin kutuplasmasini iktidar kanadı (akp-mhp) cumhur ittifakı Rusya ve Çin yanlısı görüntüsüyle muhalefetteki millet ittifakını nerede ve nasıl duracağını şaşırtan görüntü veriyor.
    Zaten buradaki yorumcunun biri de bir senedir milli komünizm diyerek Çin reklamı yapıyor. Biz de doğu batı ikileminde sıkışıp kalacakmiyiz diye düşünmeden edemiyor insan.

  5. Düşüncenin olmadığı yerde duygular baskın olur. Düşünme hâlinin olması için birikim ve zaman gerekli. Zaman ve çile. Zihni meşguliyet ve yorumlama gücü. Düşünenlerin ortamında insan rahatlar, huzur bulur. Sorular doğar sorulara karşılıklar aranır. Sadece birkaç kişinin değil genel anlamda düşünme çilesine yatmış olanların tamamı bir ruh hâli içinde olurlar.
    Düşünenler düşündüklerini zamanla içselleştirirler. Ellerinden geldiğince çabalarlar, bu hâlleri dışa yansır. Sadece kendileri değil çevrelerinde bulunanlar da bu durumlardan nasiplenirler.
    Günümüz koşullarında insanların düşünmelerine fırsat verilmez. Onları oyalayan kimi ortamlar ve hâller oluşturulur. Siyasal dalgalar insanların fazla düşünmesini arzu etmez. Düşünmeyen, bağlanan ve güdülenleri olsun istenir. Duygu salt görsel ve reklâma dayanır. İnsanın yanılsatılması için bir şeyi olduğundan daha iyi gösterme çabasına girilir. Bir kimse hak etmediği bir durumdan daha fazlasıyla görüntülenir. Abartılır.İnsanlar dalgalara kaptırılır onunla idare edilir. Kendilerinin düşünmelerine fırsat verilmez. Kültürsüz, bilgisiz, bilinçsiz bir insan tipi.

    • Yani bahsettiğiniz insan tipine bu platformda ben rastlamadım; fk okurları oldukça niteliklidir…

  6. Yazınızın son cümlesi aslında her şeyi özetliyor. “Patlıcan biber domates kadar önemli”…
    Türkiye saygın prestiji yerlerde sürünüyor. Dün tanzimle ilgili haberlere baktım; halk pek de razı değil bu duruma. Saatlerce sıra bekleyip, sıra kendilerine geldiğinde ise ürünlerin çoğunun tükendiğini gördüler.
    Gelişmiş ülkeler gümbür gümbür ilerlerken biz 1970’lere geri döndük. Yakında Türk sinemalarında tanzim kuyruklarını görürseniz hiç şaşırmayın. Kemal Sunal filmi misali….
    Eğer tüm bunlar sadece yerel seçim kazanmak mücadelesi ise; seçimden sonra vay halimize. Allah hepimizin yardımcısı olsun. İster AKPli ol ister MHPli ol istersen CHPli ol, bu durum gerçekten Türkiye açısından çok ama çok vahim bir durum.
    SAYGILAR SEVGİLER

  7. Fehmi bey! O gazeteci hanım ABD li değilde Türkiyeli olsaidi ve Türkiyenin düşmani bir ülkenin dinini ve vatandaşliğini seçse idi, bizim kiler sadece onun kendisini değil onunla birlikte sülalesinide yok ederdiler. O hanımi gerçekten domuz eti yemeye zorlayip kisa kollu giysi vermişiseler, ABD ana yasasini ve DİN özgürlüğünü çiğnedikleri için Hakimler Başkan Trump’ın emrini değil ABD anayasasındaki kanunlari uygular ve ona göre karar verirler. ABD Onun için büyük devlet, bundan dolyde 72:5 millet bariş icin bir arada yaşayabiliyorlar.
    T Cumhuriyetın’de! Şu an, domates, biber, patlıcan’in önemi kadar hiç bir şey önemli değil.Seçimlere bir buçuk ay var ve seçimi kazanmak için gerekirse Türkiye’nin batması dahi onlara viz gelir.
    Tıpkı Başkanlık seçiminden önceki ÇAKMA düşmana karşi muhalefet de dahıl esip gürleyerek EKONOMOYİ batirdiklari gibi.
    Bizim millet gerekirse bir kilo patlıcan alabilmek için 3 saat sira bekler! AMA reis ve ailesini hormonlu et,meyva,sebze,ve iceceklerden korumak için,her türlü fedakarliği yaparlar ve eleştirenlere karşi de Kahramaca göyuslerini gere gere hakaret ve küfürler eşliğinde saldirirlar….
    Çünkü şimdiye kadar savunduklari her şey yalan çıktiği için, savunmayi birakıp bütün enerjilerini saldirmaya harciyorlar.

  8. Önemli olmaz mı bzde de domates biber fiyatları üzerinden hatta adale,özgürlük üzerinden siyaset yapıp
    Dış güçlere Suriye ,s4000,İsrail konusunda teminat verenlerle dolu
    Hele “Haçlılar namusunuza dokunmaz “ diyen tayfa oraya hicret edip twit ve yorumları 20 ye katlıyor

  9. Yok domates ? patlıcan ? biber bizim için daha çok önemli Çünkü halk olarak oyalanmamız lazım.

  10. Venezuela devletinin dış borcu 100 Milyar Dolar civarında, bizimkisi ise 400 Milyar Doların üzerinde.
    Venezuela dünya petrol rezervinin önde gideni ama halkı aç; biz ise kendi kendine yeten bir tarım ülkesi olmamıza rağmen patlıcan bibere muhtaç…
    ABD veya Batı, dünya ekonomik varlığının üzerine oturmuş keyf çatıp, hukuku kendine işine işletirken, dünyanın geri kalanına kan kusturuyor.
    Venezuela petrolü üzerinden Tramp- Putin çekismesi devam ededursun, Maduronun altınlarına karşılık Venezuela’ ya gıda ihracatımız az da olsa devam ediyor. Çin ise, alacağına karşılık güvenceyi kopardığında, aradan sıvışıp Putin’e bir el sallayacak galiba.
    Kimin umurunda İranlı gazeteci, kimin umurunda Cemal Kaşıkçı?
    Dünya beşten büyüktür!..Sermaye de Dünyadan…

    • *******
      Dünya beşten büyüktür,
      Sermaye de Dünyadan!
      Milli borç, ağır yüktür,
      Uyan artık rüyadan!
      Sermaye arıyorsun,
      Kovdun gitti İMeFe!
      Gürleyip duruyorsun,
      Oldumu bu, ya efe!?..
      Van minut dedik n’oldu,
      Bu işten ne kazandık?
      İlişkiler bozuldu,…
      İş mi başardık sandık?
      Böyle posta attık da,
      Faizsiz borç mu buldu?
      Biraz deşarj olduk da,
      Millet mutlu mu oldu!
      Dünya beşten büyükse,
      Olsun, bize ne bundan?
      Etin budun küçükse,
      Ne taşarsın kabından?
      Türkiye daha büyük,
      Lüzumsuz her çıkıştan,
      Et yemedik, süzüldük!
      Çıkacak mıyız kıştan?
      Geçimler düzelecek,
      Biran olsa seçimler!
      Dışgüçler üzülecek,
      Düzelince geçimler!
      *******
      Hakan K.

          • Şaşı olduğunu sanmıyorum. İsimleri kasten karıştırıyorsun sen. Aynen Allah’ın ismine küçük harfle başladığın gibi. Oysaki Allah’ın birbirinden güzel ve anlamlı 99 ismi vardır, hepsi de büyük harfle başlar, çünkü Allah büyüktür. Yani Hakka o kadarcık ta saygın, hassasiyetin yok mu? Biliyorsun bu konuyu daha önce de çok kez hatırlattım. Bir kulağından girdi diğeriden çıktı. Ya da büyüklük yaptın, kibir yaptın. Savunmağa çalıştığın partilerin tabanını, bü ülkenin değerini, inancını böyle mi temsil ediyorsun?
            *******
            Şiir yazdım Hasan’a, al işte bu da sana!
            O nasıl bir ifade, Hakkı tanısana,
            O siyasi bir kibir, nedir yahu bu inat!?
            Allah şahittir buna, ve şahittir kainat!
            İsim-rumuz açıkken, binbir surat demişsin,
            Bu bir yalan, şataşma, sen kafayı yemişsin!
            İmdi bu kadar sana, yeter diyelim yetsin,
            Allah selamet versin, bildiği gibi etsin!…
            …..
            *******
            Hakan K.

Yoruma kapalı.