Gelişen olaylarla ilgili haberleri nereden öğreniyorsunuz?
Bu soruyu sizlere sormam abes; hiçbir gazetede kendisine yer bulamamış birinin kendi adına kurduğu bir internet sitesi burası ve sizler de “Acaba ne yazmış?” merakınızı gidermek için cep telefonunuz, masa-üstü bilgisayarınız veya tabletinizden bağlanarak yazımı okuyorsunuz…
Muhtemelen her gün bu siteye takılanlardansınız…
Her gün uğrayanların üçte biri ‘yeni keşfeden’, belki de siz “Hoş geldiniz” demem gereken ilk gün ziyaretçilerimizdensiniz…
Gazetelerden haber alanlar o kadar az ki…
Size sormamın abes kaçtığını bile bile sorumu somutlaştırarak yineliyorum: 15 Temmuz ve ertesinde ‘uğursuz darbe girişimi’ ile ilgili gelişmeleri nereden takip ettiniz?
Televizyon veya radyolardan mı?
Basılı medya, yani gazetelerden mi?
İnternet gazeteleri veya sosyal medyadan mı?
Konuyu MetroPoll araştırma şirketi de merak etmiş ve Temmuz ayı sonunda yaptığı ‘Türkiye’nin Nabzı’ çalışmasında deneklere yöneltmiş…
Elde ettiği sonuç şu:
Televizyon/Radyo: 76,1…
Sosyal medya/İnternet gazeteleri: 19,0…
Basılı medya/Gazete: 1,3…
Haberlerin evde televizyondan, yolda radyodan izlenmesi normal; o bakımdan her dört kişiden üçünün “Ben radyo ve televizyondan izledim” demesine şaşırmamak gerekir.
İyi de, haber alma kaynağı olarak gazetelerin her 100 kişiden yalnızca 1,3’ün başvuru kaynağı olmasına ne diyeceğiz?
Özellikle de, internet üzerinden haberlere erişenlerin hemen hemen her beş kişiden biri (yüzde 19,0) olduğu gerçeği aynı tabloda dururken?
[AK Partililerin yüzde 13,5’u “Haberleri sosyal medya/internet gazetelerinden izledim” demiş; bu oran HDP’lilerde 17,5, CHP’lilerde 21,4 iken MHPlilerde çok daha yüksek: Yüzde 29,2…]
Yazılı basın (gazeteler) kaybediyor, onların boşalttığı alanı internet medyası dolduruyor…
Bu yalın bir gerçek…
MetroPoll anketinin sorumluluğunu taşıyan profesörler (Özer Sencar, İhsan Dağı, Doğu Ergil ve Mert Yıldız) şu tespitte bulunuyor:
“Toplumun çok büyük bir çoğunluğu darbe girişimini televizyon ve radyodan izlediğini belirtmektedir. Darbe girişimine ilişkin haberlerin ve seçilmiş iktidarın darbecilere direniş çağrılarının televizyonlardan izlenebilir olması darbe karşıtı toplumsal tepkinin şekillenmesinde etkide bulunmuş görülüyor. TV ve radyolar üzerinden hem darbe girişimiyle ilgili bilgilere ulaşılmış, hem de direnişin sosyal psikolojisi hazırlanmıştır.”
Şimdi fehmikoru.com gerçeğine bakabiliriz
Daha önce de belirtmiştim; bu siteyi çalıştıkları medya organlarından ayrılmaları gerekmiş, kovulmuş meslektaşlara bir örnek olması için başlattım. Yıllarca “Gelecek internet medyasında” deyip durmuş olmama rağmen, bir kenara itildiğimde ilk tepkim, “O halde internette yazarım” olmadı ama…
Hayli tereddütten ve sağdan-soldan teşvikten sonra cesaretim uyandı.
Çoğunuz sitenin gelişmesini benim kadar yakından izliyorsunuz.
İlk günlerin acemiliği ortadan kalkınca siteye ilgi her geçen gün artmaya, burada yer alan haber ve yorumlar başka mecralarda kullanılmaya başlandı.
‘Basında Sitemiz Haberleri’ başlığına tıklayıp sayfaya girdiğinizde olağanüstü çok sayıda alıntı linkiyle karşılaşıyorsunuz.
Sadece diğer siteler değil, yazılı basın da sitemizde yazılanlardan etkileniyor ve sayfalarına taşıyor…
Tahmin etmediğim kişiler, karşılaştığımızda, yazılarımı takip ettiklerini söylüyor.
Zaten her yazının altında yer verdiğimiz yorumlara göz attığınızda sizler de görüyorsunuz: Başka hiçbir mecranın sağlayamayacağı aktif iletişimi de imkânı veriyor okurlara internet sitesi…
Umarım, başka meslektaşlar da, fehmikoru.com sitesinin gördüğü rağbete bakıp kendi adlarına birer site açma yoluna gider…
Belki de ben onlara yer açarım…
Yakında YouTube‘da bir kanal… Neden olmasın?
Fazla masraflı bir iş değil internet gazeteciliği; fazla kârlı olacağını da sanmıyorum.
Ama olsun.
Sitelerin can damarı reklâmlar
İlk günden beri uğrayanlarınız hatırlayacaktır: Google’un sayfalarımızı reklâm vermeye uygun bulduğu ilk gün 1 TL 8 kuruş kazandığımızı heyecanla ilân etmiştim.
Geçen ay 450 TL kadar bir reklâm gelirimiz oldu.
Sayfalarımıza girip karşısına çıkan ‘şahsa özel’ reklâmların cazibesine kapılıp herbirini teker teker tıklayan okur siteye üç-beş kuruş katkıda bulunmuş oluyor.
“Damlaya damlaya göl olur” deyimini aklımdan hiç çıkarmıyorum.
Başka herhangi bir desteğe ihtiyaç kalmadan sürdürebileceğim inancını sitenin reklâm geliriyle kazandığım gün, “Şimdi daha fazla yazar ve farklı haberler sunacak siteye destek verebiliriz” diyeceğim.
“Olmaz olmaz” demeyin, bir bakmışsınız, “Ben haberleri internet medyasından alıyorum” diyen yüzde 19’un peşine takıldığı siteler arasına biz de katılmışız…
“Umut fakirin ekmeği” diye boşuna dememişler…
Mehmet Ali Yalçındağ’ın başına gelen
‘RedHack’ın bir politikacının e-postalarına el koyup içlerinden öncelikle Doğan Medya Grubu’nu ilgilendirenleri kamuoyuyla paylaşması yüzünden…
Evet, Lozan konusu da gündemdeydi, ama geçtiğimiz haftayı daha çok medya etrafındaki tartışmalarla geçirdik.
Gazetelerin, televizyonların mutfağında hep o konu konuşuldu.
Sonucu biliyorsunuz: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve hükümetle grubun arasını düzeltmek için yönetici koltuğuna oturtulan kişi, Mehmet Ali Yalçındağ, tartışmalar üzerine, ‘Medya Grup Başkanlığı’ (MGB) görevinden ayrılmak zorunda bırakıldı.
Hürriyet ve CNN-Türk’ün üzerinden gölgesi kalkmış oldu.
Grubun patronu da istifa haberini süsleyen bir “Güle, güle” açıklamasıyla gönderdi onu…
Önce şunu kayıtlara geçireyim: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iş dünyasındaki hayranlarının ilk sıralarında yer alıyor M. Ali Yalçındağ… Yeni değil bu durum. AK Parti iktidara geldikten hemen sonra safını belli etti ve daha önce işgal ettiği MGB koltuğunu da zaten bu yüzden kaybetmişti.
Grup, o sıralarda, AK Parti iktidarının kısa ömürlü olacağına inanıyordu.
Yalçındağ’ın “Yanılıyorsunuz” uyarılarını daha fazla dinlememek için kendisini MGB’ndan almışlardı.
Sonra, ama tam 13 yıl sonra… İktidarın kalıcı olduğu fark edilince yeniden aynı koltuğa getirildi M. Ali Yalçındağ…
Fazla ileri gitmiş, gereksiz bir biçimde yaptıklarını bir de rapor etme ihtiyacı duymuş…
RedHack’çiler politikacıya karşı başlattıkları Haçlı Seferi’nde Yalçındağ’ın kellesini aldılar.
Yalçındağ “Teknoloji bilgisi güçlü kişilerden başıma geleni soruşturuyorum” diyor ya, sanki başvurduklarına benzer kişiler bunu ona yapmışlar gibime geldi.
ΩΩΩΩ
NOT: [Saat 13.45’te eklendi.]
Amerikan kamuoyu araştırma şirketi PEW biraz önce ABD’deki haber edinme alışkanlığıyla ilgili son araştırmasının bulgularını paylaştı. İlginizi çekebilir.
Buna göre, her 10 Amerikalı’dan 4’ü haberleri dijital ortamdan alıyor. Gençler haberlerle daha az ilgililer ve medyaya da olumsuz yaklaşıyorlar. 18-29 yaş arası gençler kendilerinden yaşça ileri olanlardan çok daha fazla olarak haberleri dijital ortamdan izlemekteler; haber takibi için üçte biri (yüzde 32) sosyal medya platformlarını, biraz daha fazlası (yüzde 34) da haber siteleri ve programlarını kullanıyorlar.
ΩΩΩΩΩ