Önceki gün uzaktan selamlaştık, galiba el de sıkıştık, o günden beri aklımda o soru: Hasan Cemal bugüne kadar kaç kitap yazmış olabilir?
Baktım, tam 13 kitap yazmış; bu da onu Türkiye standartlarında bayağı verimli bir yazar yapıyor.
Son kitabı hayat hikayesiydi. “Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor” adı sebebiyle bununla veriminin sonunun geldiğini düşünmüştüm. Oysa öyle değil. Öğrendiğime göre, yakında yeni bir kitabı daha çıkacakmış… Etrafına, konusuyla da içeriğiyle de ‘bomba gibi’ bir kitap olacağını söylüyor Hasan Cemal…
Hayat hikayesi 680 sayfa tutmuştu, bakalım bu yenisinin hacmi ne kadar olacak?
Woodward bombasını patlattı
Onun yeni çıkacak kitabı bende merak uyandırmışken, bir başka ünlü gazetecinin, günlerden beri hem kendi gazetesi Washington Post’ta bazı bölümleri tefrika edilen, hem de ABD ve İngiliz basınında alıntılarına genişçe yer verilen kitabı masama düştü.
Bob Woodward’un kitabının adı ‘War’ (Savaş)…
Kitaba “Acaba bizden söz ediliyor mu?” merakımı gidermek için göz gezdirirken, pek çok sayfasında John Le Carré’nin casus romanlarından birini okuduğum hissine kapıldım.
Woodward da bir yerde o benzerliği kuruyor zaten…
[John le Carré’nin oğlu Nick Cornwell, Nick Harkaway müstearıyla, babasının ünlendirdiği Sovyet casusu Karla’yı ve onu Londra’da izleyen Smiley’i merkezine alan bir roman yazdı şu yakınlarda. Adı: Karla’s Choice’ (Karla’nın seçimi). Bu alanı sevenlere duyurulur.]
Rusya ile ABD arasında, Putin’in ‘nükleer silah’ kullanabileceklerine dair laflar sarf etmeye başladığı Ekim 2022’de yaşanan gerilimi anlatırken… (118-126 sayfalarında).
ABD Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve CIA Direktörü’nün herbiri Rus muhataplarıyla ayrı ayrı görüşerek, “Sakın böyle bir şeye kalkışmayın” ihtarında bulunmuşlar. Açıkça “Kalkıştığınız takdirde, karşınızda nükleer opsiyonunu da göz ardı etmeyecek Amerikan askeri gücünü bulursunuz” demeye kadar işi vardırmışlar.
Bir pazar günü Washington’da ve ardından Ankara’da
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in strateji danışmanı Colin Kahl, bir pazar gününü çoluk çocuğuyla evinde geçirirken, Rusların bakanla görüşme ısrarlı talebiyle karşılaşmış.
Küçük bir araştırmayla, bazı sosyal medya hesaplarında, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı ‘kirli bomba’ kullanmaya hazırlandığı iddiasının ileri sürüldüğünü öğrenmiş.
Kahl hemen şöyle düşünmüş: “Ruslar Ukrayna’ya karşı nükleer silah kullanacaklar; bunu yapabilmek için böyle bir bombayı Ukrayna’ya mal ederek kendileri patlatacaklar…”
Kumpas… Komplo…
Demek ülkeler birbirlerine karşı böyle şeyler yapabiliyor…
Amerikalılar “Oyununuzu gördük; Ukrayna’nın böyle bir niyeti yok” mesajını Moskova’ya ilettikleri gibi, Çin, Hint, İsrail ve Türk yetkililere de oyunu haber vermişler.
Hani bir ara “Amerikalı ve Rus istihbaratçılar Ankara’da buluştu” yolunda bir haber çıkmıştı ya, aradaki sorun, 14 Kasım günü, CIA Direktörü William Burns ile Rusya Dış İstihbarat Örgütü’nün Başkanı Sergei Naryshkin’in Ankara’da yaptıkları gizli toplantıda çözülmüş.
Woodward’un anlatımından dünyanın ciddi bir felaketi o sayede atlattığı anlaşılıyor.
Sonrasında, Joe Biden, Ulusal Güvenlik Danışmanı Jack Sullivan’a şu değerlendirmeyi yapmış: “Biden, ‘Eğer Rusya’yı Ukrayna’dan tamamen çıkaramazsak, Putin’e bir şekilde kayıtsız kalmış olacağız’ dedi. ‘Eğer Rusya’yı Ukrayna’dan tamamen çıkarabilirsek, nükleer kullanım olasılığının çok yüksek olduğunu görüyoruz; çünkü Putin, Ukrayna’dan kovulmayı nükleer taktik silahların kullanılmasını sağlamadan kabul etmeyecek. Yani açmazdayız. Fazla başarı nükleer silahlar demek, az başarı ise belirsiz ve süresiz bir sonuca yol açıyor. Şu anda önümüzdeki ve içinden geçmekte olduğumuz tablo bu.”
[Biden’ın değerlendirmesini iyi anlayabilmek için, yukarıdaki paragrafın bir kez daha okunmasını tavsiye ederim.]
Acaba Woodward’un yeni çıkan kitabı bizimkilerin eline geçti mi?
Külliye’de, Dışişleri’nde ve istihbarat birimlerinde dikkatle okunmasında yarar var da ondan merak ediyorum.
Bir merakım da Hasan Cemal’in ‘bomba’ kitabında okuyacaklarımız…
ΩΩΩΩ